Uzun zamandır yazmak istiyorum, yazamıyorum.. Ne güzel söylemiş şair, ”Söylesem Tesiri Yok Sussam Gönül Razı Değil” Gazetelerimizde ki yazılarımın okunmaması değil sebep. Sebep, dönemin şartları ve insanları. Güce ve şöhrete dayalı akan zaman ve o zaman da imtihan veren bizler.. Belki tesir eder niyeti ve Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere tüm aziz Şehitlerimizi, kahraman Gazilerimizi minnet, rahmet ve saygıyla anıyor, birer fatiha gönderiyoruz. Çanakkale şehitlerimizin aziz hatıraları ve şahısları adına, etki etmek maksadıyla topluma sesleniyorum. İstifade edenlerin çok olması niyazıyla;
Bir gün Hz. Ömer Peygamber Efendimizin evini ziyeret eder, hıçkıra hıçkıra ağlar…. Peygam efendimiz, niçin ağlıyorsun ya Ömer? diye sorar!
Ya Resulullah, Dünya kralları lüks ve servet içerisinde yüzüyorlar, senin ise altına sereceğin bir minderin bile yok. Yatağın çalıdan çırpıdam. Ve teninde yatağının izleri..
Şu muhteşem cevabı verir alemlerin resulü; İstemez misin ya Ömer, dünya onların, ahiret bizim olsun!
Bu girizgahtan sonra yaklaşan ramazan ayı ve haftanın anlam ve önemine binaen, belkide bir çoğunuzun bildiği aşağıdaki satırları hatırlatmak isteri. Okuyan’a selam ola;
Çanakkale savaşında kızına mektup yazan bir Kahraman…
Benim güzel kızım,
Evvela gözlerinden öperim.
Bugün Temmuz’un 14’ü,
Ramazan’ı Şerif’in ikinci günü…
Şeyhülislam Mustafa Efendi,’Çanakkale harbinde askerin oruç tutmamasına ruhsat verdi’
Lakin…
Ama benim içim rahat etmedi. Oruca niyetlendim.
Sahur vakti çalıların arasında iki kök çiriş (pırasadan daha küçük bir ot) buldum.
Onlarla sahur ettim.
Gündüz yeni siperler kazdık. Hiç susamadım.
Taarruz arttı. Kafamızı çıkaramadık.
Akşam olunca bir asker ezan okudu.
Siperin içinde matara elden ele dolaştı.
Herkes orucunu su ile açtı.
Ben zannettim ki sadece ben oruçluyum.
Meğer bölüğün hepsi oruçluymuş.
Matara en son bana geldi.
Geldi ama ben kendimden utandım.
Arkadaşlarım hepsi sahursuz oruç tutmuşlar.
Ben ise iki çirişi yediğim için arkadaşlarıma karşı kendimi mahcup hissettim.
O gün oruçlu şehit olan Erzurumlu, Tokatlı, Sivaslı, Memleketimizin her yerinden şehit olan arkadaşlarımın hakkını nasıl öderim diye gözyaşı döktüm…”
…
Mektup burada bitiyor
Okunan bu satırlar bizi bir anlığına da olsa, üzerine uzunca düşünmemiz gereken 1914 tarihine götürdü sanıyorum. Şanlı ecdadımızın ne zorluklara bize bu vatanı emanet ettiğini anlamak güç olmasa gerek. Umarım kıymeti harbiyesi bilinir de gelecek nesillerimize güzel emaneti taşıyabiliriz… Daha güzel, daha adil, daha paylaşımcı, daha sağlık ve huzurlu bir ortamda kimseyi ötekileştirmeden, nereye giderseniz gidin diye tehdit etmeden, birbirimizin kıymetini anlayarak ve önemseyerek güzel günleri inşaa edebiliriz.
Şimdiden hayırlı Ramazanlar dilerim,
Allah’a emanet olun. Sağlıcakla Kalın…
Türkiye’nin Tam Bağımsız Yayıncı Kuruluşlarının İmtiyaz Sahibi ve Kurucu Genel Yayın Yönetmeni Türk Milli Yazar: Yusuf Ünel
Not: Bu yazı aynı zamanda, türkiyeokuyor.com – unelmedya.com – kocaeliokuyor.com – anadoluokuyor.com – tramvaykocaeli.com gazetelerinde eş zamanlı olarak yayınlanmış ve resmi sosyal medya hesapları üzerinden paylaşılmıştır.
#1914 #Çanakkale
Şanlı ecdadımızın ne zorluklara bize bu vatanı emanet ettiğini anlamak güç olmasa gerek. Umarım kıymeti harbiyesi bilinir de gelecek nesillerimize güzel emaneti taşıyabiliriz… Daha güzel, daha adil, daha paylaşımcı, daha sağlık ve huzurlu bir ortamda kimseyi ötekileştirmeden, nereye giderseniz gidin diye tehdit etmeden, birbirimizin kıymetini anlayarak ve önemseyerek güzel günleri inşaa edebiliriz. Kalemine yüreğine sağlık
Türk Silahlı Kuvvetlerinin Saygıdeğer Komutanlarından Saygıdeğer Büyüğüm Refik Rıza Ekici’yi şanlı Türk Ordusunun selamıyla selamlıyorum… Yazıma verdiğiniz kıymetli zaman ve değerli yorumunuz nedeniyle teşekkürlerimi sunuyorum.