Mali Müşavirler Nefesini Tuttu TBMM’deki Haberi Bekliyor

27 Mar 2018 Ekonomi, Köşe Yazarları, Manşet, Sürmanşet 6

---

Değerli Okurlarım,

Türkiye de 1980 den sonra yeni bir geçim kaynağına dönüşen ve adeta meslek haline gelen Meslek Kuruluşları ve STK Yöneticiliği, hem zorunlu üyelerin hem gönüllülerin amaç ve umutlarına çare olmaktan çıkmış, bu memleketin zorluklarla okuttuğu beyaz yakalıların halkını sömürme aracı haline gelmiş, hep şikayet ettiğimiz siyasetin kalitesizleşmesine, piramidin üstündeki siyasi tabakanın ve haksız zenginleşenlerin halkla ilişkilerinde koruyucu kalkan özelliğine bürünmüştür.

Şikayet etmeden bir şeyler yapılmalı, bu çark bozulmalı, düzen değişmeli diyerek yola çıktık.

Bir insan yada grup; vergi kaçırıp vergi kaçırma dememeli, hırsızlık yapıp hırsızlığa laf söylememeli, her türlü yolsuzluğa bulaşıp hakdan, adaletten, dinden, imandan, sosyalizmden, Atatürkülükten, milliyetçilikten, devrimcilikten bahsetmemeli.

Bu nedenle önce kendimizi ve meslek örgütümüzü sorguladık. Çok uzun hikaye ve anlatılmaz soygun, sömürü, tehdit, şantaj ve menfaat ilişkilerine tanık olduk.

Dikkat ederseniz siyasi partilerden öte, o tarihten beri bir şekilde muhatap olduğunuz dernek, vakıf, sendika, kooperatiflerin, meslek kuruluşlarının yönetimine gelenler ya tek başına ya dönüşümlü 15-20 hatta 30 yıl yönetimi bırakmamakta, Türk Ceza Kanununda ne kadar suç varsa işledikleri halde hiç kimse onlara dokunamamaktadır.

Biz “Rahatsız edeceğiz” diye yola çıktık. Bir çok adli ve mali soruşturmalar açtırdık. İdari davalara başvurduk. Havuzdan herkese belirledikleri payı verip 106.000 meslektaş ve 20.000 stajyer üzerinde korku imparatorlukları kurmuşlardı.

Zaman içerisinde anlatacağımız Maliye Bakanlığının 2. Meşrutiyetten beri bu halk üzerinde kurduğu kast sisteminin sac ayaklarından birisinin Maliye Teşkilatı, birisinin Maliyeden emekli ve ülkesini, halkını beğenmeyen herşeyi bildiğini sanan Yeminli Mali Müşavirler ve bir diğerinin de maalesef bizim içimizden çıkıp onlara yaranmak ve menfaat elde etmek isteyen meslektaşlar olduğunu tespit ettik.

Bu organize ve sırtını devlete dayamış gölge hükümletin direncini kırmanın tek yolu muslukları kesmekti.

Gecikmeden 2015 yılında Danıştay’da; Hiçbir serbest meslek örgütünde olmadığı biçimde bizden alınan NİSPİ AİDAT’ların iptali talepli davamızı açtık. Danıştay 8. Dairesi daha önce 5 kez reddedilmiş davayı haklı gerekçelerimizle oy birliğiyle kabul edip önce diğer stk ve meslek kuruluşlarına, ticaret ve sanayi odaları üyelerine emsal teşkil edecek gerekçelerle nispi aidatların yürütmesinin durdurulması kararı verdi.

Bu organize yapıda büyük panik başladı. İtiraz ettiler bu kez daha da büyük ve hukuki gerekçeyle itirazın reddi kararı çıktı. Nihayet 2017 yılında “Yasada olmayan bir yönetmelik maddesiyle bunun alınamayacağı ve sadece maktu aidatla, hem maktu hem nispi aidat ödeyen üyelere odanın verdiği hizmetlerde bir farklılık olmadığı” gerekçeleriyle nihai karar vererek nispi aidatları iptal etti.

Bu arada meslektaşı sömürmeye ve çıkar sağlamaya alışmış beyaz yakalı harami kılıklı kişiler 2577 sayılı yasada yazılı olduğu gibi 3 yıl boyunca hep eğitim ders vs altında anlattıkları hukuku, mahkeme kararlarını tanımaksızın tehdit ve şantajla meslektaştan nispi aidatları almaya kalktılar.

Temyiz aşamasından da umudunu kesen bu kırım Kongo kılıklı keneler, geçen hafta 30 yıldır adım atmadıkları TBMM de Maliye Bakanlığında desteğiyle bu kez Danıştay’ı, kararı, hukuku yok sayarak, karlı oldukları belli meslek odalarını aciz göstererek adeta dilencilik yapıp 535 sayılı KDV kanununda değişiklik yapılmasını öngören yasa tasarısında nispi aidatları tekrar getirmek istemişler ve bunu yasaya koydurup plan bütçe komisyonundan geçirmişlerdir.

Konudan haberi olmayan ve bizlerin dışında gelişen durum nedeniyle bilgilendirilmeyen milletvekillerine acilen ziyaretlerde bulunduk.

Konuyu anlattığımızda bir tek milletvekili olmadı ki anlattıklarımıza hak vermesin. Geçen Salı günü şansımız sıfırlardayken şu an % 50 lerde destek sağlamış durumdayız ve yarısı görüşülen bu tasarının devamı 28.03.2018 de görüşülüp oylanacaktır.

Hakkın, kamunun, vatandaşın haklarının yanında olması gereken Maliye Bakanının ve maalesef kendi meslektaşının haklarını koruması gerekirken 30 yıldır iliğine kadar sömüren meslek kuruluşunun bu olayda baş rol oynaması elbette üzücüdür ancak bunlar bizi yıldırmamakta ve hakkın adaletin eni sonu yerini bulacağına inanıyoruz. Biz pazartesi, Salı, Çarşamba mecliste hak ve adalet arayışımız devam ettireceğiz. Cefakar meslektaşımızın da  gözü kulağı mecliste olacak.

Saygılarımla

---

• Eyüp, Güler, Sabri, SMMM

---

---