Vatan-millet-bayrak-tarih diyen ve gereğini icra eden ülkücülere sahip bir kenttir.

Tiniyeti ırkçılık ve cancılık değil; hakçılık ve insaniyettir.

Bir değil; binlerce Fethi Sekin yetiştirmiştir.

Öz değerlerini korumayı bilmiş, göreneklerden sapmamış, kent mensuplarını göçe kaptırmamış, asimilize oranı düşük kalmış bir kentimizdir.

Hem olmasa ne olur?

Biz hiçbir zaman insan ve görüş ayrımı yapmayan, topraklarında herkese yer açan, farklı olanın malına-canına zarar vermeyen ve hatta kucak açan bir toplum olduk.

Hele de söz konusu can ve sağlık olduğunda!

Bundandır; son üç yıldır her yanı kımıl kımıl sallanan coğrafyamızda depremden en büyük hasarı almış olan Elazığlı vatandaşlarımız ve deprem üzerinden kah sağcı kah ülkücü kah Atatürkçü kılığında fitne yayan, tüm gününüzü boş laflarla geçirmenizi sağlayan, Milliyetçi Elazığımız’ı karalayan, bizi bize düşmanlaştıran Batı bastonlarının laflarını gündem yapmamak; şeytan ordusunu adam yerine koymamak; kasıtlı iletilerini önemsememek yerinde olur.

Bizler, olan her hadiseyi birbirimize laf yetiştirmekte kullanmayı bırakıp özümüze dönmeli ve birlik-bütünlük ruhunu dayanışma ile yeniden canlandırmalıyız artık.

‘Geçmiş olsun Elazığ’ demek istemiyorum bu sebeple..
‘Geçmiş olsun bize’ demek istiyorum.

Biz biriz ve tekiz.

Ölen canlarımıza Allah’tan rahmet, yaralı ve kayıplılarımıza sabır dilerim..