Birleşik Kamu İş Konfederasyonu 3. Dönem Genel Özlük Hukuk TİS Sekreteri Engin Çoğal, ülkenin bir anda gündemine oturan şeker fabrikalarının satışı dolayısıyla bir açıklama yaptı. Çoğal, yazılı olarak yaptığı açıklamada:
Ülkemizin ve Cumhuriyet’imizin birikimleri ve kurumları özelleştirme adı altında yağmalanmakta ve talan edilmektedir.Resmi Gazetede yer alan ilana göre; Bor, Çorum, Kırşehir ve Yozgat fabrikalarının ihalesi için 3 Nisan’a, Erzincan, Erzurum, Ilgın, Kastamonu ve Turhal fabrikaları için 11 Nisan’a, Afyon, Alpullu, Burdur, Elbistan ve Muş fabrikaları için 18 Nisan’a kadar teklif verilerek özelleştirilmesi kararlaştırıldı.
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından (ÖİB) on dört şeker fabrikasının pazara çıkarılması aslında yeni değildir. Bugün yaşadığımız özelleştirme furyası, uzun süredir Varlık Fonu adı altında hayata geçirilmişti. Siyasal iktidar, OHAL’in sağladığı fırsatlardan faydalanarak hazırlanan 696 sayılı KHK ile Şeker Kurumu ve Alkol Piyasasını kapatmıştı.
İktidarın uzun süredir planladığı şeker fabrikalarını satma düşüncesi gerçekleşirse Cumhuriyet’in sanayileşme hamlesine ilişkin kuruluşları da yok edilecektir.
Cumhuriyetin zenginliğini oluşturan kamu kurum ve kuruluşlarının ranta açılması olarak değerlendirdiğimiz on dört şeker fabrikasının özelleştirilmesi aynı zamanda ülkenin geleceğini ve gelecek kuşaklarını da servetsiz bırakacak, rehin alarak köleleştirecektir.
Özelleştirmeler, ülkemizi vahşi kapitalizmin ekonomik, siyasi, sosyal sömürü düzenine teslim etmiştir.
İktidar cumhuriyet kurumlarını iyileştirmek yerine özelleştirmeler yoluyla elden çıkarma politikası gütmüştür. Bu doğrultuda hazırlattığı KHK ve torba yasaları, hızlı bir şekilde hayata geçirerek, ülkenin sanayi kuruluşlarını yangından mal kaçırır gibi satışa sunmuştur.
Özelleştirmeler yoluyla işçiler sermayenin kölesi olmakta veya işsiz yığınlar yaratmaktadır. Taşeronlaştırma ve güvencesiz çalıştırma şartları emek ücretlerini ucuzlatmakta ,işçi ölümlerini artırmaktadır. Bu da halkın yaşamında büyük sarsıntılara neden olmaktadır. Bu düşünce ve anlayışla özelleştirmenin her türlüsüne karşı çıkıyoruz.
Çünkü Cumhuriyet’in tüm serveti ve sanayisi özelleştirilerek yerli ve yabancı şirketlere peşkeş çekilmektedir. Emekçileri, işsizliğe ve güvencesizliğe sürüklemektedir. Yoksullar daha yoksul; zenginler daha zengin olmaktadır. Ülkemizi yabancı sermayeye bağımlı kılmaktadır. Kalkınmamız ve ekonomik gelişmemizde önemli yeri olan kamu kurumlarımızın yok olmasına neden olmaktadır.