2018’E MANİFESTO

2018’E MANİFESTO

Dilek Alp        Hayat gerçekten çok kısa. Ya da çok uzun. Nereden baktığınıza bağlı. Ama logaritmik bir ilerleyişi olduğu kesin. Yakınlarda yaptığım bir geçmişe yolculuk sohbeti esnasında gördüm ki yıllar kontrolsüz hızla tükeniyor. Denediklerin yanına kar kalmış. Öyle mi böyle mi derken insanları, heyecanını, enerjini, tebessümünü yitirmişsin dünyaya karşı. Hayal ederken, korkarken, sevmeyi denerken, okurken, büyürken bir bakmışsınız takma dişleriniz elinize verilmiş… Yaşamın çocukluk-gençlik döneminde yılların araları çok uzun ama yaş aldıkça feci kısalıyor bu dönem. 6 yaşla 10 yaş arasında neredeyse asırlar varken, 40 ile 49 arası bir göz kırpmalık bir mesafe sanki. 50’den sonrasını hayal bile edemiyorum. Yılların tecrübesi denilen aslında başarısızlık hikâyeleri gibi gelir bana. Neden canın yanmışsa kalbine deneyim adıyla kazınır. Öğütlerin hepsi bu bölümden çıkar. Keşkelerin fazlaca olduğu klasördür. Yılsonlarını hiç sevmem, yılbaşlarına ise tutkunum. Yılın sonu ister istemez hesaplaşma yaptırır beni kendimle, çoğunluk eksik duygudur. Yeni yıl heyecandır. Yeniden ümitlenmedir. Şansını zorlamadır bir anlamda. Ama yine de iyi hissettirir. Biraz klişe biraz tecrübe toparlayım dedim zihnimi, benim için değil sadece hepimiz için düşündüm…

      1. Arkadaşınızdan, eski eşinizden ya da sevgilinizden nefret etmeyi bırakın.
Nefret insanı sinsi sinsi kemiren bir duygudur. En azından “kayıtsız kalın”. Sevgi kelimesini onlarla anlamlandırmak zorunda değilsiniz.
          KURTULUN…

  1. Dedikoduyu ve başkaları hakkında kötü konuşmayı bırakın.
    Artık lisede değilsiniz. Dedikodu sizin için enerji ve zaman kaybından başka bir şey değil. Başkalarının hakkında konuşarak bir yere varamazsınız.
    KONUŞMAYIN…
  2. Minnet duymama huyunuzu bırakın.
    Size iyi davrananları değil, kötü davrananları önemseme ve sürekli bunları gündemde tutma huyunuzu bir tarafa bırakın. Size kimin sevgi dolu ve saygılı davranmadığına değil, kimler için çok kıymetli olduğunuza odaklanın ve değerini bilin. Size kazık atanları değil, hoşluk yapanları “parlatın” zihninizde. Bu devirde sevgiyi hoyrat harcamayın. Sevgi zor bir duygudur, nefret çok kolay.
    MİNNETTAR OLUN…
  3. “Ümitsiz vaka” arkadaşları bırakın.
    Herkeste vardır öyle bir ya da iki arkadaş. Sürekli bir takım dertlere batıp çıkarlar ve her battıklarında size koşup saatlerce kafanızı ütülerler. Ama söylediğiniz hiçbir lafı da iplemezler. Ayrıca, siz zor durumda kaldığınızda nedense hiç ortalarda görünmezler. Gençken tamam da, belli bir yaştan sonra kıymetli vaktinizi böyle boş işlerle harcamayın.
    TEMİZLEYİN…
  4. Karmaşayı bir tarafa bırakın.
    İnsan yaş aldıkça, neyin değerli neyin daha az değerli olduğunu az buçuk anlıyor. Aile, gerçek arkadaş(lar), dost(lar) ve sizin için gerçekten anlamı olan bir “iş”. Gerisi hakikaten kuru gürültü. Dolaplar dolusu giysiye ve elli tane ayakkabıya da ihtiyacınız yok, laf olsun torba dolsun misali sosyal aktivitelere de. Ve ruhunuzu öldüren bir işe de.
    SADELEŞİN…
  5. Kafa karışıklığını iyi bir şey sanmayı bırakın.
    “Karmaşık insanlar” ilginçtir yalanına inanmayın gözünüzü seveyim. “Ezbere konuşmazlar, her davranışlarının muhakkak bir nedeni vardır. Bilgileri süs gibi durmaz üstlerinde, içselleştirmişlerdir. Onlar sayesinde yeni bakış açıları keşfederiz, zenginleşiriz.” Cümleleri gizem dolu değil gri net olmayan, belirsiz insan tipleri içindir. Bilin ki “kafası karışık insanlar” ilginç değildir. Hayatı kendileri için olduğu kadar etrafları için de çorbaya çevirmekte üstlerine yoktur. Yorarlar düşünürken, anlarken, konuşurken…
    BERRAKLAŞIN…
  6. Daha fazlasını istemeyi bırakın.
    Mutlu insanların ortak sırrı, ellerinde olanın kıymetini bilmeleridir. Elindekinin kıymetini bilmiyorsan, daha fazlasını istemenin bir anlamı yok, çünkü o da seni mutlu etmeyecek. Daha da fazlasını isteyeceksin. Önce elinizde ne var bunu farkedin, elinizdeki size ne ifade ediyor, verdiğiniz değer nedir ona bir göz atın öncelikle.
    ELİNİZDE NE VAR BİR BAKIN…
  7. Şu fazlalık 10 kiloyu bırakın, abur cubur, sigara ve alkolü azaltmaya çalışın.
    5-10 kilo fazlanız var… Derhal o kiloları bir yerlerde bırakın. Yürüyüşte, yüzmede, spor salonunda… Fark etmez. Sorun “estetik” değil, sağlık. Fazla her kilo sağlık açısından bir tehdit çünkü. Alkol kilo aldırır. Sigara hayatı zorlaştırır. Unutmayın siz kendinize saygı duyarsanız etrafınız size saygı duyacaktır.
    KENDİNİZE DEĞER VERİN…
  8. Her şeye evet demeyi bırakın.
    Kimsenin kalbini kırmamak ya da sevimli görünmek adına, olur olmaz her isteğe “evet” demeyi bırakın. Sizi zorlayacak, size ters gelen, sizi gerecek hiçbir şeyi yapmak zorunda değilsiniz. Ama olur olmaz sarfettiğiniz “hayır” larda sevimsiz olacaktır unutmayın.
    HAYIR DEMEKTEN KORKMAYIN…
  9. Klişe düşünceleri bir tarafa bırakın.
    Nasıl bir hayat yaşayacağınıza kendiniz karar verin. Kime ne? Yanlışlar yapmış olabilirsiniz. Denemekten korkmayın. Farklı olun, özgün düşünün ve hesap vermek zorunda hissetmeyin ama sorumluluklarınızı da bilin. Hayat sizin hayatınız.
    SINIR KOYMAYIN…Hayalleriniz kadar sınırsız bir 2018 diliyorum…
    Dilek ALP

 

More From Author

TORUNOĞLU’DAN 2018 MESAJI; 2018 Türkiye ve Hollanda’nın yılı olacak!

NEDER DE TELEGRAAF !

One thought on “2018’E MANİFESTO

  1. Sevgili Dilek hanım sizi uzun zamandır takip ediyorum ve ta ki İstanbul Tersanesi Komutanlığında Enis Albay’la beraber çalıştığım zamanlardan beri sizi uzaktan da olsa tanıyorum. Hemen hemen bütün yazılarınızı okumaya çalışıyorum. Bazen düşünürsünüz ama ifade edemezsiniz ya işte siz benim duygularımın ifadesisiniz. Birçok yazınız gibi bu yazınızda müthiş olmuş. Kaleminize, dilinize, yüreğinize sağlık. Ben İstanbul’da ikamet ediyorum fakat Gölcüklü’yüm. Bazen Gölcük’te yaşadığınız olumsuzluklarla nasıl başa çıktığınızı merak ediyorum. Sizinle tanışmak beni çok mutlu eder. Sevgiyle kalın. Nurcan Tepe

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir