Unutuldu sanıyorlar. Yâda gerçekten unuttuk.
Sorgulanmalı mı? Sorgulanmamalı mı? Diye tartışma bile gerek yok.
Sonuna kadar sorgulayacağız.
Tarih: 30 Kasım 2007
Yer: Isparta
Süleyman Demirel Havalananına 20 kilometre kala Keçiborlu ilçesi Çukur ören Köyü Türbe tepe mevkiinde düşmüştü…
” Aradan yıllar geçti acısı hala içimizde tam 57 kişi gözümüzün önünde can verdi. KAZADA hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Yakınlarında sabrı cemil ihsan etsin diyorum.”
*** Aradan geçen bunca zamana rağmen yapılan açıklamalar başta ben olmak üzere bir çok insanı tatmin etmedi sanırım edecek gibi de gözükmüyor, insanın içine sinmiyor gerekli gereksiz kişiler tarafından kafa bulandırıcı açıklamalar yapılıyor, yok pilot uyudu, yok kule geç dönüş yaptı, vs. Teknoloji bu kadar ilerlemişken ,KARA KUTU’ DAN ÇIKAN SONUÇ NEDEN BEKLENMEZ ? Birde bunlar yetmezmiş gibi hiç de önemli değil belki yakınları için tazminatın bir anlamı yoktu Hatta en önemlisi olayın ardından ölenlerin yakınlarına tazminat şoku yaşatıldı
Almanya’dan gelen sonuçlara baktığımızda sonuçların hiçte iç açıcı olmadığını görmekteyiz. Hatta utanmadan kara kutu boş çıktı bile dediler
Demem o ki; Bilgiler sağlıklı değil, tatmin olamadık.
Orada ölenler bizim insanlarımız, içlerinde çok değerli diye bir tabir kullanmak istemiyorum hepsi bizim için tek tek önemlidir.
Aralarında yetiştirmekte zaman zaman zorlandığımız öğretim görevlileri vardı.
Bu öğretim görevlileri bir dizi program üzerinde çalışıyorlardı.
Bunu herkes biliyor.
Gelecekte dünyanın ihtiyaç duyacağı Maden BOR Ülkemizde yeteri kadar vardı ve bu maden birilerinin iştahını kabartıyordu…
Arkada neler oldu bitti bilemiyoruz.
Sorulması gereken birçok soru var, zaman geçmiş olabilir. Unutmadık, unutturmaya da niyetimiz yok.
Birçok dosya böyle ört bas edilmeye çalışıldı elimizden geldiği kadar sonuna kadar konunun takipçisi olacağız
Şöyle bir alıntı yapmak istiyorum;
57 kişinin yaşamını yitirdiği kaza Türk bilim dünyasını da yasa boğmuştu.
Isparta’daki uçak kazasının talihsiz yolcuları arasında Profesör Engin Arık’la birlikte Şenel Boydağ, İskender Hikmet, Mustafa Fidan, Berkol Doğan ve Engin Abat da yaşamını yitirmişti. Bu altı kayıp Türk bilim dünyasını yasa boğmuştu. Dünyanın en önemli fizik laboratuvarlarından Ceren’de gözlemcilik yapan Arık ve meslektaşları, uranyumun alternatifi toryum madeni konusunda ürettikleri projelerle de tanınıyordu. Prof. Arık’ın çalıştığı önemli projeler nedeniyle kazanın ardından çok sayıda komplo teorisi de üretilmişti. Prof. Engin Arık‘a ait bor madeni, toryum ve tüm diğer hassas çalışmaların kayıtlı olduğu laptopun kaybolduğu da ileri sürülmüştü.
Bütün bunlardan sonra olayın bir komplo teorisi olarak adlandırılması bana komik geliyor. Türk milleti bu zokaları yutmaz orada ne olup bittiğini bilen birileri elbette var. Tarih er ya da geç onları Türk Milletinin önüne hesap vermeye çıkaracaktır. Buna inancımız ve güvenimiz tamdır.
Başımız sağ olsun.
