29 Ekim

30 Eki 2013 Yusuf ÜNEL 0

Malum, dün 29 Ekim Cumhuriyet Bayramını kutladık.

Aziz Türk Devletinin Cumhuriyet Bayramı ilelebet kutlu olsun.

Ülkedeki köşe yazarlarının birçoğu günün anlam ve önemini anlatan duygularını yüreklerinden geldiği en hassas hali ile kalemlerinden aktaracaklar bizlere.

Bizde, Kocaeli’nden Dünyaya yayım yapıyoruz. Okurlarımız bizimde görüşlerimizi merak ederler.

Anlatalım bizde o zaman dilimiz döndüğünce.

Doksan yıl önce idi dile kolay doksan yıl. Yaşarsak, ömrümüz vefa eder Allah izin verirse on yıl sonra yüz yıllık Devlet olacağız.

Artık gençliğini, ergenlik çağını bitirmiş, olgun bir Devlet olma zamanımız geldi de geçiyor.

Ufak tefek aksaklıklar olsa da çoğa yakın sorunlarımızı, rejimi, demokrasiyi tam hayatımıza sokamamakta hemşericiliğe, adam kayırmacılığa daha fazla özen göstersek de bir kaç darbe atlatsak da sarsıntıları en az hasarla atlatma tecrübesi göstermeyi kısmen başardık sayıyorum kendimizi.

Geleceğe daha emin adımlar atmak için Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren her alanda ülke olarak gece gündüz demeden yarınlar için çok çalıştık çabaladık, hala daha bu gayreti görmekteyim.

Okuma yazma oranımızı düşündüğümüzde bu gelişmenin ne kadar yol aldığı gün gibi aşikârdır.

Artık kendi öğretmenimizi, doktorumuzu, mühendisimizi, pilotumuzu, askerimizi, polisimizi yetiştiriyoruz. Yarına güvenle bakma adına Millet olarak ayağını yere sağlam basan bireyler yetiştiriyoruz. Çocuklarımız bugün bilişim çağında. Dünyanın en uzak köşesindeki insanlarla iletişim kurabiliyor. Medya okuryazarlığında, kitap okuma alışkanlığında, sosyal içerikli konularda fikir üreten, dinleyen, düşünen, araştıran, sorgulayan, uygulayan, örf ve ananelerine bağlı birer toplum yetişiyor… Bu gücü inanıyorum köklerinden, genlerinden ecdadından, atalarından alıyor. Bizde bu durumun haklı gururunu yaşamaktayız. Yarınlara daha bir umutla bakıyor, dünya gençliği ile yarışıyor, gelişen dünyanın teknolojik, stratejik konularında kıyasıya mücadele ediyor. Hedef koyuyor, koyduğu hedefe azimle ve kararlılıkla ilerliyor. Türk gençliği elinden geleni ardına koymuyor.

Doksan yıl önce dile kolay doksan yıl önce bitti denilen devlet yeryüzünden silindi denilen devlet ALLAH’IN MÜJDELEDİĞİ ŞAHADET ŞERBETİNİ GAZİ MUSTAFA KEMAL Komutasında içiyor, Bayrağı yere düşürmüyor. Bu gün baktığımızda aynı yok etme savaşı halen devam etmekte, tarih her yüz yılda bir kendini tekerrür ediyor. Hazırlıklı donanımlı olmakta fayda var. Elin gâvuru ansızın geliyor, edepten hayâdan yoksun Avrupa kendi şehveti için karşısındakini yok hükmünde görebiliyor. Bunu geçmişte yaptı, haince ve hunharca saldırdı, baş edemedi, entrika çevirdi…Tarih ders alınmazsa acı acı kendini hatırlatır tabiri ile Cumhuriyet kazanımlarını yerinde tespit edip, kendi fabrikasını kuran, kendi silahını yapan, bir Millet olmalıyız..

Dile kolay doksan yıl önce ayağında çarığıyla, karnında kurtlu ekmeği ile inancı, insanı için toprağa düşmüş ecdadımıza bir şükür teşekkür borçlu değil miyiz?

Tarihte esir, esaret altında yaşamamış bir Milletin çocukları olarak.

Kutlu olsun bayramın.

Kutlu olsun Cumhuriyetin.

Kutlu olsun geleceğin.