RTE’ye Büyük Ayıp Ve Akp’nin Yüzkarası

 

Mustafa Nevruz SINACI YAZAR RESMİMart ayının son Cuma’sı, bütün hüküm ve ilkeleri ile yürürlükte olması gereken ve bu ‘yürürlük’ şartından bilumum muhalefet partilerinin müteselsilen sorumlu ve yükümlü olduğu 1982 Anayasasına büyük bir darbe vuruldu. Parlâmento’dan “Meclis’te son dakika” anonsu ile Ajanslara düşen habere göre: “Cumhurbaşkanına da örtülü ödenek getirildi!..”

Hani şu, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hesabı bir tek Şehit Başvekil Adnan Menderes tarafından verilen; 1960 paçavrası ile büsbütün örtülerek gizlenen (sözde Baş Bakanların iffet, namus ve faziletlerine emanet) saklı, şaibeli, haram ve menfur para! Bu doğru bir tanım. Zira vergi mükellefi, devletin ve yetim hakkının sahibi halkın; Bilgi, rıza ve muvafakati haricinde sarf edilen her kuruş, harcayana haram, harcatana günah, suç, boynuna borç, vebal ve hesabını mutlaka vermek zorunda olduğu hukuki, ahlâki ve vicdani mükellefiyettir.

Gerçekte belirli makam ve memuriyetler için iyi niyetle tahsis edilen örtülü tahsisatın amacı: “Sadece, makamla mükellef memurun maddi imkân ve ödeme gücünü aşan” ağırlama yani temsil giderlerini karşılamaya yöneliktir. Yalnız Türkiye de değil, “despotluk/diktatörlük olmayan” bütün medeni ülkelerde böyledir. Kaldı ki “özel temsil ve hatıra binaen yapılan ağırlamalar dışında” bütün resmikabul masrafları resmi ödenekler çerçevesinde yapılır.

Gizlilik melânettir. Ama bütün bu tuhaf, akıl-mantık, hukuk ve ahlâk dışı işler, bizdeki (31’i seçime girme hakkına sahip, toplam:100 küsur) işbirlikçi, çıkarcı,  onursuz ve sorumsuz muhalefetin uyurluktan gelmesi gaflet-dalalet ve hıyaneti sayesinde olup biter. Usulen yapılan bazı itirazlar dışında senaryo aynı. Tasarı Anayasa Mahkemesinden dönmezse oyun sürer!..

ÖNERGE ÜÇ AYLIK BAKANDAN

Muhtemelen tembihli, ısmarlamalı veya emrivaki önerge, en olmayacak yerden; Seçim dönemi bakanı olarak atanan Sebahattin Öztürk’ten geldi. Torba kanunu’nun ‘örtülü ödenek’ maddesi değiştirilerek; Başbakandan sonra Cumhurbaşkanına da örtülü ödenek imkânı getiren tasarıya:, “Kapalı istihbarat ve kapalı savunma hizmetleri, devletin milli güvenliği ve yüksek menfaatleri ile devlet itibarının gerekleri, siyasi-sosyal, kültürel amaçlar, olağanüstü hizmet ile ilgili devlet icapları için kullanılmak üzere Cumhurbaşkanlığı bütçesine de örtülü ödenek konulması” gerekçesi konuldu. (Anadolu tabiriyle, çalınan minareye kılıf hazırlandı)

PARLAMENTER SİSTEM BEKLEME ODASINA ALINIYOR

Samimiyet ve ciddiyet derecesi ancak Anayasa Mahkemesi itiraz sürecinde anlaşılacak olan tek itiraz ve tepki; CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi den geldi. Akif Hamza Çebi, “Aslında önergenin ‘anayasaya aykırılık’ nedeniyle işleme konulmasının mümkün olmadığını, ileri sürüp Cumhurbaşkanının tarafsızlığını anımsatarak: “Anayasa gereği sorumsuz Cumhur Başkanına istihbarat hizmetleri, doğrudan yürütme, devletin gizli istihbarat faaliyeti ile ilgili görev vermek mümkün değil. Önergeyle parlamenter sistem akamete uğrar. Bu anayasal bir darbedir. Örtülü ödenek, bugüne kadar Başbakanların namusuna emanet edilmiştir. Sisteme göre oradan yapılan tüm harcamalar Başbakan, Maliye Bakanı ve ilgili tarafından imzalanan kararname esaslarına göre yapılır; burada 3’lü bir sistem vardı. Şimdi hükümet önergesiyle bu sistem terk ediliyor; Bunun nereye harcanıp, kime verileceği konusunda C. Başkanı kimseye hesap vermeyecek. Bunu istemesinin nedeni MİT içinde yasadışı yapıyı kendine bağlamak!. Türkiye’de artık gizli kapaklı operasyonlar bu düzenlemeden sonra Erdoğan’ın talimatıyla çok daha rahat yapılıyor olacak. Bu parlamenter sistem ve Başbakan’a ihanettir.”

DAVUTOĞLU’NUN HABERİ VAR MI YOK MU?

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay ise, “Davutoğlu’nun bundan haberi var mı yok mu? Olduğunu zannetmiyorum. Cumhurbaşkanı’nın siyasi amacı olur mu? Cumhurbaşkanı kendisine verilen görevleri yapar; yasama, yürütme ve yargıyla ilgili. Sarayda bıldırcın çiftliği kurabilir ama istihbarat timi kullanamaz. Madem o kadar emin, ‘400 verin’ diyor, beklesin iki ay sonra 400’ü alıp sistemi değiştirince yapsın. Devletin kabuğunu, özünü değiştiriyorsunuz. Anayasayı ayaklarınızın altına alıp çiğnemeye çalışıyorsunuz. Anayasa’nın özünü ve ruhunu iğfal ettiniz” tepkisini verdi. MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural da, “Önergeyle kendinizi inkâr ediyorsunuz. Bu hukuki değil, fiili durumdur. Fiili durumlarla devlet yönetilmez. Hükümeti temsil etmeyen biri önerge veremez. Yetkisiz temsil olur. Bu tamamen darbe anlayışıyla getirilmiştir” dedi. Şimdi, “Anayasa Mahkemesi bakalım ne yapacak?..”

Mustafa Nevruz Sınacı

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir