TOBB genel kurulunda eskiden sektör temsilcileri siyasi partilerin genel başkanları oraya gelir, nasıl bir Türkiye hayal ettiklerini, neler yapacaklarını, özel sektörün sorunlarını tartışma fırsatı bulurdu ve ortak akıl hâkim olurdu siyasi parti liderleri bir birlerini dinlerlerdi ve böyle bir gelenek de yerleşmişti. Erdoğan her yerde olduğu gibi TOBB genel kurulunda bu kez baskı kurarak muhalefetin konuşmasını dahi engelledi.

Erdoğan, bütün toplum kesimlerinin üstünde baskı kuruyor, demokrasinin olmazsa olmazı olan çok sesliliği yok ediyor, fikirlerini açıklamalarına bile tahammülü yok. Buda Erdoğan’ın ileri, demokrasisinden bir örnek kendisinden başka hiçbir sesi ve hiç bir görüşü duymaya tahammülü olmayan bir Başbakanla karşı karşıyayız. Ülkemizde yaşanan bu ve buna benzer olaylar, medyayı, sivil toplumu, iş dünyasını, sendikaları, meslek odaları, spor kulüpleri ve hayatın her alanını faşizan baskı altına almaya çalışan bir yönetim kadrosu ile karşı karşıyayız.

Erdoğan’ın ve AKP’nin son yıllarda ülkemizde yarattığı korku imparatorluğunun gölgesinin ulaşmadığı hiçbir alan bırakmamaya kararlı olduklarını göstermektedirler. Türkiye hızla tek adam diktasına doğru sürükleniyor, muhalif-demokrat kesimleri sıkboğaz ederek toplumu derin bir sessizliğe mahkûm etmeyi amaçlamaktadırlar Bunda da başarılı oldular, öğrencileri, avukatları, sendikacıları, gazetecileri ve emekçilere korku imparatorluklarına karşı sesini yükselten herkesi gözaltına almakta hukuksuz isnatlarla tutuklamakta sakınca görmüyorlar. Kısacası insanca bir yaşam ve demokratik bir ülke isteyen herkesi hedef almaktadır.