Hollanda’dan Gülay Fitoz, Türkiye’den Kadriye Yakar ve Bergama Halıcılık Kadın Kooperatifi’nin üstlendiği proje, kadınların görünür olmalarını sağlayacak.
Bu kültürel köprünün kurulmasına, Hollanda’nın Ankara Büyükelçiliği ve İstanbul Başkonsolosluğu ile Menderes Halk Eğitim Müdürlüğü de destek veriyor.
Sanat dalında büyük bir uzman olan Dr. Öğretim Üyesi Ümran Özbalcı Aria, projeyi değerlendirdi.
(Haberin Hollandacası en altta.
Nederlandse versie van het nieuws staat onderaan)
İlhan KARAÇAY yazdı:
Sevgili okurlarım,
Tarihin tozlu sayfalarında nice kadınlar vardır ki, alın teriyle, göz nuru ile büyük eserler yaratmış ama isimleri asla yazılmamıştır. Onlar halılar dokudu, motifler işledi, kültürü ve sanatı nesilden nesile taşıdı. Fakat ne yazık ki tarih kitaplarında hep görmezden gelindiler.
İşte şimdi, Hollanda ve Türkiye el ele veriyor, bu kadınları görünür kılıyor.
“Hollanda’nın Ölümsüz İlham Perileri: Anadolu Kadını” adını taşıyan bu özel proje, bize kaybolmaya yüz tutmuş bir mirası yeniden hatırlatıyor.
BİR HALININ İÇİNDE ASIRLIK HİKÂYELER
Hollanda’nın Altın Çağı ressamlarından Pieter de Hooch’un tablolarını bilirsiniz…
O tabloların çoğunda Anadolu halıları vardır.
Sadece Pieter de Hooch değil; Altın Çağ ressamları, Batı Anadolu halılarını sıkça resmetmiştir. Bu resimlerde halılar genellikle ya masanın üstüne katlanmış, ya köşesi veya kenarı görünür şekilde tasvir edilmiştir. Söz konusu resimde ise (“Saygın Bir İç Mekânda Lavta Çalan Kadın ve Şarkı Söyleyen Çift”) nadiren görülen bir durum vardır: Halı bütün motifleriyle tamamlanmış olarak resmedilmiştir ve halının aynısı, o zamanki motifleriyle tıpa tıp dokunulmasını sağlıyor. Ressam, halının madalyonunu masanın ortasına değil, aşağıya çekmiştir. Resimdeki sekiz köşe ve madalyondaki muazzam sembol dili, adeta resmin mesajını tamamlar niteliktedir.
Onlar öyle sıradan halılar değildir. Hepsinin ardında bir kadının emeği, sabrı, duası, alın teri vardır. Özellikle Bergama halıları…
O kocaman sekizgen motifleriyle, “Eli Belinde” deseniyle kadınlığı, doğurganlığı, yaşamı simgeleyen o eşsiz dokumalar…
Şimdi bu proje sayesinde, işte o tabloda yer alan 5 metrekarelik Bergama halısı, ‘Bergama Halıcılık Kadın Kooperatifi’ndeki kadınlarımız tarafından yeniden dokunacak. Geleneksel yöntemlerle, ilmik ilmik, sabırla…
KADINLARA BİR KAPI, GELECEĞE BİR UMUT
Bu iş sadece bir halı dokumak değil. Kadınlara yeni bir sanat öğrenme fırsatı sunmak, onları bir araya getirip dayanışma ortamı kurmak, duygularını paylaşabilecekleri güvenli bir yuva sağlamak demek. Kadınlar hem geçmişin mirasını yaşatacak, hem de geleceğe umut olacak. Hatta bu dokuma onlar için bir terapi, bir nefes, bir özgüven kaynağı olacak.
HOLLANDA VE TÜRKİYE’NİN ORTAK GURURU
Projeyi Hollanda’dan NP2E Yönetim Kurulu Başkanı Gülay Fitoz, Türkiye’den ise Bergama Halıcılık Kadın Kooperatifi kurucusu Kadriye Yakar ve Bergama’daki kooperatif üstleniyor. Bu kültürel köprünün kurulmasında Hollanda Ankara Büyükelçiliği ve İstanbul Başkonsolosluğunun katkısı var. Ayrıca Menderes Halk Eğitim Müdürlüğü de destek veriyor.
Yüzyıllar boyunca sessiz kalan Anadolu kadınlarının sesi artık yükselecek. Onların dokuduğu halılar, sadece bir evin eşyası değil; bir kültürün, bir toplumun ruhu… Hollandalı ressamların tablolarında görünür olan bu halılar, şimdi yeniden hayat buluyor. Bu kez kadınların ismiyle, onların emeğiyle, onların onuruyla…
Bu proje bize şunu söylüyor: Kadının eli değdiği her şeyde bereket vardır, güzellik vardır, sanat vardır.
Hollanda ile Türkiye’nin ortak attığı bu adım, sadece bir sergi değil; kadın emeğine duyulan saygının, kültürel mirasa sahip çıkmanın ve iki ülke arasındaki dostluğun en sıcak simgesi olacak.
Muhteşem projenin iki girişmcisi Gülay Fitoz ve Kadriye Yakar’ın ortak son sözleri:
“Bizim tarihimiz yalnızca 60 yıllık gurbet yolculuğuna sığmaz. Anadolu kadını, bundan yüzyıllar önce Hollanda’da iz bırakmıştı. İlmik ilmik dokuduğu halılar, sadece bir evin süsü değil; kültürümüzün, inancımızın, sabrımızın ve kimliğimizin nişanıydı.
Bugün biz, göçmen kadınlar olarak o görünmez kahramanların sesini yükseltiyoruz.
Her bir düğüm, geçmişten bugüne uzanan bir dua, her bir motif, bir annenin kalbinden süzülen umut oluyor.
Bu proje, sadece bir halının yeniden doğuşu değil; iki ülke arasında örülen sıcak bir dostluk,
gelecek kuşaklara bırakılacak bir gurur mirasıdır.
Biliyoruz ki kadının eli değdiği her şey bereket bulur, güzelleşir, ölümsüzleşir.
İşte o yüzden, Anadolu kadınının sesi artık susmayacak; adları unutulmayacak, emekleri gölgede kalmayacak.
Bugünden yarına, Hollanda’da da Türkiye’de de, onların alın teri, bizim onurumuz olacak.”
İKİ KAHRAMAN KADINIMIZI TANIYALIM
GÜLAY FİTOZ: KADIN HAKLARI SAVUNUCULUĞUNDA BIR ÖNCÜ
Gülay Fitoz, NP2E’nin kurucusu ve başkanı olarak, uluslararası düzeyde kadın hakları alanında önemli projelere imza atmış bir isim. Kadınların ve genç kızların insan hakları mücadelesinde aktif bir rol üstlenerek, yönetim kurulu üyeliği, proje yöneticiliği, danışmanlık ve eğitmenlik gibi birçok alanda çalışmalar yapmıştır. Özellikle kadınların toplumdaki yerini güçlendirme ve insan hakları savunuculuğunda onları destekleme yönündeki çalışmaları, Fitoz’u bir adım öne çıkarıyor. Sudan ülkesi gibi silahlı çatışma bölgelerinde bile saha çalışmaları yaparak kadınların sesini duyurmayı başaran Gülay Fitoz, güçlü bir lider ve ilham kaynağıdır.
Fitoz’un en dikkat çekici projelerinden biri olan, “Yeşeren Nesiller”, doğanın korunmasına yönelik uluslararası bir işbirliği örneği.
Marmaris bölgesinde çıkan büyük orman yangınları sonrası, Hollanda ile Türkiye arasında oluşturulan dostluk ormanları, Fitoz’un öncülüğünde yeşerdi. Bu proje, çevre bilinci oluşturmanın yanı sıra, kadınların ve gençlerin bu alanda nasıl liderlik edebileceğini göstermesi açısından da önemli.
Deprem Sonrası Sanatla Birleşen Kadınlar: “İnci Küpeli Kız” Projesi
Gülay Fitoz’un toplumsal projelerdeki liderliği, sadece çevre koruma ile sınırlı değil. Kahramanmaraş’ta gerçekleşen deprem sonrası başlattığı, “İnci Küpeli Kız” projesi de bir o kadar dikkat çekici. Bu projede, deprem bölgesinde yer alan Down+1 Konteyner Sokağı’ndaki 150’den fazla kadının, ünlü sanat eseri “İnci Küpeli Kız” tablosunu etamin tekniği ile yeniden işlemesi sağlandı. Kadınların bir araya gelerek sanatla iyileşme sürecine girmesi, Fitoz’un vizyoner liderliği sayesinde mümkün oldu.
Fitoz, bu projenin amacını şu sözlerle özetliyor: “Depremden sonra kadınların hem fiziksel hem de psikolojik olarak toparlanmalarına destek olmak istedik. Hollanda’da Vermeer yılı olması nedeniyle, bu ünlü eseri kadınların elleriyle yeniden yaratmalarını sağladık. Sanat, hem iyileştirici bir araç oldu hem de onları bir araya getirdi.”
Bu proje, sanatın birleştirici gücünü, dayanışmayı ve iyileşmeyi en güzel şekilde simgeliyor.
KADRİYE YAKAR: HALI İLE UMUDU DOKUYAN KADIN
1962 yılında Tokat’ta doğan Kadriye Yakar, halıcılık ve dokuma sanatına çok erken yaşta adım attı. 12 yaşındayken Tokat Yakupoğlu Halıcılık Okulu’nda başlayan eğitim sürecinde öğrenim hayatını bu alanda sürdürdü. Uzun yıllar boyunca usta öğretici olarak görev yaptı, birçok dokuyucu yetiştirdi.
İzmir’in Bergama ilçesinde, halk eğitimi kurumlarında çalıştıktan sonra, 2009’da emekliliğe adım attığında yeni bir misyon üstlendi: Kültürel mirası canlı tutmak ve bunu kadınların ekonomik bağımsızlığı için bir araca dönüştürmek.
KOOPERATİFİN DOĞUŞU: YAŞAYAN MİRASI DOKUMAK
Emekliliğinin ardından, Yakar’ın gönlünde yok olmaya yüz tutan bu sanatın izlerini kaybetme fikri vardı. 2009’da “Bergama Halıcılık ve El Sanatları Geliştirme Emek Yoğun Üretim Pazarlama ve İşletme Kooperatifi” adlı yapının temellerini birlikte attı.
İlk adım olarak köylere gidip kadına ulaşmayı hedefledi — yalnızca kooperatifin merkezine gelmesini beklemedi. Altı köyde atölyeler açtı, atölyeye gelemeyen kadınlara evlerinde üretim olanağı sağladı.
Bu yöntemle, kooperatif kısa sürede yüzleri değişen bir kadroya ulaştı. Şu an itibarıyla 130’u aşkın kadın bu yapı çatısı altında halı, kilim ve hediyelik eşya üretimi yapıyor.
SANATLA, EKONOMİYLE, KÜLTÜRLE BÜTÜNLEŞMEK
Kadriye Yakar’ın vizyonu yalnızca üretim sağlamak değildi; bu sanatın UNESCO düzeyinde tanınmasını, kültürel miras sayılması ve dünyaya açılmasıydı. “Yaşayan Kültürel Miras Taşıyıcısı” unvanını alması, bu emeğin sembolik tanınırlığını da sağladı.
Bergama halıları, özellikle “Kız Bergama” motifi ile bilinirken, aslında 50’ye yakın çeşidi ve motif yapısı bulunduğu, eski dönemlerde Holbein ve Lotto gibi uluslararası ressamların eserlerinde Bergama halılarının izlerine rastlandığı da vurgulanıyor.
Kadriye Yakar’ın kooperatifinde, üretim süreci sadece dokumadan ibaret değil — kök boya kullanımı, çift düğüm tekniği gibi özgün özellikler de korunuyor.
KADIN HİKÂYELERİ VE DAYANIŞMA
Her kadın üretici kooperatifin yalnızca bir işçisi değil; her biri ayrı bir yaşam hikâyesiyle geliyor. Bazısı çocuklarını okutuyor, bazısı askere gidecek evladı için emek harcıyor; kimi ise aile içi bağımsızlığını dokuduğu ipliklerle kazanıyor. Kadriye Yakar, “Kadınlarımızı desteklemek de bana gurur veriyor” sözleriyle bu dayanışma ruhunu ifade ediyor.
Kooperatife gelemeyen ya da engeli, hastalığı olan kadınlara evlerinde üretim yaptırmak, onu belki de en insancıl yönlerinden biri. Bu yaklaşım, yalnızca üretim rakamıyla değil, toplumsal etkiyle de ölçülüyor.
DÜNYA’YA AÇILAN KAPI
Bergama Halıcılık Kadın Kooperatifi, dünyaca ünlü Bergama halılarını yaşatmada önemli bir rol üstlenmektedir. Kooperatifin özverisi ve görünürlüğü sayesinde bu gelenek UNESCO tarafından Somut Olmayan Kültürel Miras listesi için değerlendirilmektedir. Kooperatifin kurucusu Kadriye Yakar T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından “Yaşayan Kültürel Miras Taşıyıcısı” aynı zamanda Kültür bakanlığı Devlet Sanatçısı unvanıyla onurlandırılmıştır.
Kadriye Yakar’ın çabaları, Bergama halılarını yerel sınırların ötesine taşımaya yöneliyor. İzmir Kalkınma Ajansı ve diğer paydaşlarla yapılan işbirlikleri sayesinde kooperatif, dış sipariş sistemine bağlı üretim yapıyor.
Kooperatif, yalnızca Türkiye içinde değil, Katar ve ABD gibi ülkelere de ihracat elemanlarıyla çalışmalar yürütüyor.
YAKAR’IN LİDERLİĞİ VE UNVANLARI
Kadriye Yakar kooperatifin kurucularından biridir ve halen yönetim kurulu başkanı olarak görevini sürdürüyor.
Ayrıca “Devlet Sanatçısı” unvanını da kazanmıştır.
GELECEK HEDEFLERİ VE VİZYONU
Kadriye Yakar’ın hedefi; Bergama halılarını yok olmaktan kurtarmak, onları daha görünür kılmak ve yeni nesillere aktarmaktır. Kooperatifin daha da büyümesini, sosyal ve kültürel projelerle desteklenmesini ve belki de Bergama halılarının UNESCO somut olmayan kültürel miras listesine girmesini hedefliyor.
Eğitim modeli, köy dönüşümü, kadın desteği gibi alanlarda yaptığı çalışmaları daha da çoğaltmayı amaçlıyor.
BİR UZMANDAN GÖRÜŞ:
Sanatın en güzel dalındaki bu muhteşem gelişmeyi değerlendirmesi için, aynı sanatın Guru’su olan Ümran Özbalcı Aria’ya başvurdum. Sanatında, Dr. Öğretim üyesi olan Ümran hanım, bir süre önce yazdığı bir eserinde, naçizane şahsımı, “Gazeteciliğin Vincent van Gogh’u” olarak nitelemiş ve resmetmişti. (Altta)
ÜMRAN ÖZBALCI ARİA PROJEYİ ŞÖYLE DEĞERLENDİRDİ:
“Hollanda’nın Ölümsüz İlham Perileri: Anadolu Kadını Projesini” duayen gazeteci Sayın İlhan Karaçay’dan öğrendim.
Halının, özellikle Türk halılarının, 17’nci yüzyılda Hollanda Resim Sanatındaki önemini, “17’inci Yüzyıl Hollanda Resim Sanatında Portre” adlı kitabımda değinmiştim.
Projede, 17’nci yüzyılda Hollandalı Ressam de Hooch’a ait, görkemli bir iç mekânda, müzik enstümanı kullanan bir kadın ve şarkı söyleyen bir çiftin tablosunda yer alan Bergama Halısı, eli belinde temasıyla işlenmiş ve bu muhteşem tabloda merkezde yer almıştır.
Projede, bu halının yeniden dokunarak Türkiye ve Hollanda Büyükelçiliklerine teslim edilecek olması, Hollanda ile olan dostluğumuzun adeta ilmek ilmek işlenmesi, özümsenmesi anlamına gelmektedir.
Geleneksel muhteşem sanatımızın yeniden sanat tarihindeki önemini vurgulaması açısından da çok kıymetlidir.
Bu resmin dışında, Pieter de Hooch, halıyı figürlerin arasında mekâna bağımsız yerleştirdiği örneklerini de görmekteyiz. Örneğin, “Woman reading and child with hoop in a stately interior” adlı tablosu, daha eski bir tarihlidir ve burada halı tek başına insan figürü kadar başrol oynamaktadır.
Sanatçının kısa biyoğrafisine değinecek olursak, Delft Okulu ressamları arasında anılan Pieter de Hooch, ömrünün çoğunu Delft’te geçirdi. Sürekli iki ya da (iç figürün bulunduğu ev içi sahneleri üzerinde çalışarak. ışığın mekân içindeki yansımalarını ve bunların tuval yüzeyi üstüne nasıl geçirileceğini araştırarak belli bir yöntem geliştirdi. Konularını genellikle 17.yy Hollanda yaşamının sakin görüntülerinden seçti. Kanal evlerinin avlularına manzara motifini ilk kez o getirmiştir bu özelliği bile halıdaki motiflerden etkilenmiş olduğunu gösterebilir.
UŞAK HALILARI
Resim Sanatında halı geleneği, Avrupa resminde,, Uşak kökenli Türk halılarının görülmesi 16’ncı yüzyılda İtalyan ressamlarla başlar. Uşak’ta “Halı Pazarı” denilen yere sabahtan getirilen halılar, İzmir’e ticaret için gelen İngilizler tarafından keşfedilerek, yavaş yavaş satın alınmaya başlanır. Sömürgeleri genişleyen ve zenginleşen İngiltere, İtalya prenslikleri, Hollanda, Avusturya Macaristan, Prusya gibi Avrupa krallıkları birbirleriyle yarışırcasına halı alırlar.
Avrupa’da bir dönem, Türk halılarına karşı hayranlık ve sahip olma arzusu bulunmaktaydı. Hatta Batı’da balkon ve pencereden dışarı Türk halısı sermek, soyluluk göstergesi olarak kabul edilmekteydi.
Hollanda resminde Lotto tipi halılar, 1540’lardan itibaren nadiren görülmeye başlanır. 1610’larda ise mitolojik ve alegorik eserlerde ancak daha yaygın olmak üzere portre ve janr resimlerinde Lotto halılarının kullanımı artar. Soyluluğun, zenginliğin, gücün ve gösterişin sembolü olarak, uzun yıllar Avrupa resminde önemli bir yer almıştır,
Avrupa’ya İslam dünyasından gelen halılar 15’inci yüzyılın ortalarından itibaren, başta Türk halıları olmak üzere, uluslararası ticaretin en prestijli nesneleri haline gelmiştir. Halıların Rönesans’ta prestij nesnelerine dönüşmesinde iki faktörün rol oynadığı söylenebilir.
Bunlardan ilki, halıları satın almaya sadece kraliyet ve aristokrat ailelerin gücünün yetmesi, ikincisi ise, bu halıların Avrupa pazarında az sayıda bulunmasıdır.
Kısaca Türk halıları Avrupa saraylarında ve aristokrat evlerinde bir statü simgesi olarak teşhir edilmiştir. Şüphesiz Hollanda Resim Sanatında sadece Pieter de Hooch halılara yer vermemiştir. Özellikle 17’nci yüzyılda, Hollanda’nın “Altın Çağı”nda, döneme yakışır zenginlik göstergesi halılar, Rembrandt,Vermeer, Jan Steen, Thomas de Keyser, Jan de Bray, Ferdinand Bol ve Bartholomeus van der Helst gibi sanatçıların eserlerinde de sıklıkla görülür.
Çok değerli gazeticimiz Sayın İlhan Karaçay’ın bana gönderdiği halı temasıyla ilgili güzel haber öncesi, (ki benim bu oluşumdan haberim yoktu) Art Contact 2025-Sanatçısı olarak davet edildiğim, “Çağdaş Sanat Fuarı”nda, “Felsefe Işığında Sanat” projemde, 17’nci yüzyıl Hollanda Resim Sanatının önemli eserlerini, Spinoza Felsefesi ışığında yeniden yorumlamıştım ve onları halı yüzeyi üzerine digital baskı olarak kağıt, tuval yüzeyden farklı halı üzerine bastımıştım.
Hollanda Sanatı muhteşem halı örneklerimizle tarihteki yerini alıyor ve biz Türk Kadın Sanatcıları olarak, emeğe saygıyı, birlikte üretmenin, ilham almanın önemini tekrar hatırlıyoruz.
Sevgi ve Saygılarımla,
Dr.Öğr.Üyesi Ümran Özbalcı Aria.
Beyaz Et Sektöründe Faaliyet Gösteren Teşebbüsler Hakkında Yürütülen Soruşturma İdari Para Cezaları ve Sektörel Düzenleme İle Sonuçlandı (27.9.2025) Beyaz et […]
Büyükşehir Belediyesi, son dönemde Sakarya’da tarihin en büyük spor yatırımlarını hayata geçiriyor. Şehre iz bırakacak son örnek ise geçmişte futbol […]
Trakya’da RES projeleri ekosistemi tehdit ediyor TEMA Vakfı Edirne İl Temsilcisi Şirin Çoğal, Trakya’da planlanan büyük ölçekli Rüzgâr Enerji Santrali […]
Büyükşehir Belediyesi, Kocaali’nin yüksek rakımlı mahallelerinde heyelan önleyici işlemler ve asfalt çalışmaları ile yol güvenliğini en üst seviyeye çıkarıyor. Ekipler, […]
Ankara–İzmir Hızlı Tren Projesi’nin Afyon Bayat etabında çalışan yüzlerce işçi, maaşlarının iki aydır ödenmemesi nedeniyle greve gitti. Adil Türkiye Partisi […]
Gemlik’te 30 Ağustos Zafer Bayramı, üç gün boyunca düzenlenecek çeşitli etkinliklerle büyük bir coşkuya sahne olacak. Gemlik Belediyesi tarafından düzenlenen […]
Seçime iki ay kala fırtına! Hollanda siyasetinde göçmenlerin sesi olarak kurulan DENK Partisi, tarihinin en çalkantılı günlerinden birini yaşıyor. Aday […]
Beyaz Et Sektöründe Faaliyet Gösteren Teşebbüsler Hakkında Yürütülen Soruşturma İdari Para Cezaları ve Sektörel Düzenleme İle Sonuçlandı (27.9.2025) Beyaz et […]