TÜRK FUTBOLUNUN ÖZETİ GÜNÜ KURTARMAK

09 Eyl 2020 Konuk Yazar, Köşe Yazarları, Manşet, Spor, Sürmanşet, Türkiye 2

---

 

Değerli okurlarım,

Süper Lig takımlarının ekonomik kurtuluşu olarak görülen ve iki takım dışındaki diğer tüm takımların geçen sene imzaladığı Türkiye Bankalar Birliği’nin yapılandırma anlaşması yeniden elden geçiriliyor. On Süper Lig takımının Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ı ziyaretinde gündeme gelen yeni yol haritası , (2 yıl geri ödemesiz 12 yıla çıkması) tüm takımların desteği ile Bakanımızın talimatı neticesinde revize edilerek, lig maçları başlamadan geçerli olacak. Bu arada yeni gelişme;  vergi borçları da ötelenecek gibi duruyor. Buradan hareketle geçen yıl anlaşmayı imzalayan takımların mali durumları uygun olduğu takdirde ek ödeme de yapılacak.

 

Buradan çıkarımım;  borç sarmalı azalarak da olsa devam edecek, takımların içinde bulunduğumuz günlerdeki transfer harcamaları durumu netleştirecek. Satmadan almadıkları sürece de giderek küçülen bir ekonomileri olacak. Bunun sonucu taraftarlara Avrupa kupalarındaki sonuçlar hayal kırıklığı yaşatabilir, dolayısıyla gelen para azalacaktır. Üstüne de önümüzdeki senelerde yabancı yasağı altı/sekiz/on oyuncu ile de sınırlı tutulursa işler çok zorlaşır. Benim düşüncem bu fiziki şartlar  bu öngörü ile devam ederse borç rakamı yüksek olan takımların borçlarının kapanması da söz konusu dahi olmayacak, belki zorunlu olarak azaltabilirler.

İç piyasada ki hazır ve yetiştirilen oyuncuların oyun, taktik, beceri ve fiziki kalitelerini artıramadığımız sürece tüm takımlar aynı pazara döneceğinden arzın düşük olduğu yerde talep patlamasından dolayı uçuk fiyatlar üreyecektir. Bunun önüne geçmek söz konusu olamaz, bu işin de bir kıstası da olamaz. Anlaşılan futbolumuzu sıkıntılı günler bekliyor.

TFF

Futbol Federasyonu Genel Kurulu ile ilgili biraz yazmak gerekiyor. Ankara’da yapılan ve yönetimin ibra edildiği toplantıda, son yılların en düşük katılımlı genel kurulu olarak tarihe geçti.

Federasyon bu ilgisizliğin nedenini sorgulamalıdır.  Delegeler  neden ilgi göstermemiştir ? Bunun sebebi var mıdır ? Ya da federasyon delegelerine mi ilgisizdir ? Bu kadar büyük rakamların telaffuz edildiği, tüm takımların istisnasız yarışmacı olduğu bir futbol ekonomisinde , onu yöneten bir başkan ve kurulunun ibra edileceği toplantı daha geniş katılımlı olmasını yürekten arzu ederdim.

MHK

Yeni MHK’mizde belirlendi, Serdar Tatlı başkan olarak atandı. İşi zor olacak gibi görünüyor. Anlayamadığım  göreve atandı ama yabancı dil bilmiyor, Fifa kokartı takmamış, Üniversite eğitimi yok nasıl olacak bu iş ? Serdar Tatlı çok iyi bir insan, yönetici ve eski hakem olabilir buna sözüm dahi yok. Amma böyle bir makamda, hele hele milyon euroluk takımların maçlarına hakem atayan, onları eğiten, Fifa kokartına aday gösteren, yurt dışına gönderen bir kurumun başkanının biraz daha eğitimli olmasını kalben isterdim.

Serdar Tatlı ” Başarılı olan hakeme prim tanıma düşüncesindeyiz. ” diye bir demeç vermiş ! Hocam neye göre başarılı veya başarısız olacak ? Bugüne kadar hangi hakem hakkında başarılı veya değil diye MHK kamuoyuna demeç verdi, verdiyse de biz neredeydik ? Bu demeç yönetimi süresince önüne konacak bir demeç olmuş. Her kaybeden istisnasız bir biçimde MHK başkanına hakemin notunu soracak ve niye diyecek. Başlamadan sıkıntılı bir demeç gibi geldi bana.

B LİGİ

Haberlerin içinde en keyif veren , ” B takımlar ligi ” kuruluyor. Maddi açıdan sıkıntılı takımlar için zor olacak gibi görünüyor ama sıkılmasınlar onlarda bakın 12 seneye borçlandılar, kim öle kim kala. Bu ligi iyi kullanabilen takımlar genç oyuncularını, form tutmak isteyen oyuncularını bu ligde hazırlayıp A takıma kazandırma şansları var, sonuçta maç görecekler nispeten hazırlanacaklar. Öncesinde sadece kupa maçlarında bu imkan vardı. Bu bir nebzede olsa alt yapı oyuncularının “pişmesi için ” gönderilmesinin önüne geçebilir. Gerçi hala takımlar alt yapıdan gelen oyuncularını takaslarda harcıyorlar, sonra da bunu gereklilik olarak anlatıyorlar Marko Paşa’ya. Sonra da  ülkedeki alt yapıların yetersizliğinden, hocasından, tesisinden, oyuncusundan şikayet ediyorlar. 4 büyükler kaç tane alt yapıdan oyuncu çıkardı son on senede ? Toplam da on oyuncu çıkmamıştır. On sekiz- yirmi yaşında oyuncu alıp yetiştirdik, satıyoruz kısmına girmeyelim yalnız, onlara emek verenlerin hakkına tecavüz ederiz. Bir Altınordu örneği ülkemizde beş senedir konuşuluyor, böyle giderse 12 sene ( Borç sonuna kadar) daha konuşulur.

Günlük başarılarla avutulmaya çalışılan onca taraftar, yönetimlerini sorgulamadığı sürece bu iş böyle devam eder. Menajerler, takım yönetimleri kaymağı yer.

MİLLİ TAKIM

Milli Takım maalesef çok kafa karıştırdı, iyi değil kötü de değil. Şenol Hoca oyuncuları görmek istediği için 2 maçı farklı bir kadroyla oynadım dedi. Hocam sen zaten hepimizden iyi biliyorsun takımı, sen çağırıp hazırlıyorsun. Son durumlarını görmek için illaki resmi maç mı gerekiyor ? Antrenmanlarda veya özel maçta göremiyor musun ? Ben sonuca bakarım, 2 maçtan 1 puan almak canımı acıttı. 2 maçtan 4 veya 6 puan alınabilirdi ve Mili takımımız yarışmacı kimliğini devam ettirirdi. Bulunduğumuz gruptan 1. olarak bir üst klasmana çıkmamız için puanlar almamız gerekiyor. Takım tanımak için puan kayıpları açıklaması bana biraz geçiştirme geldi hocam. Şenol Hocam daha sezonu açmamış gibi.

Son satırımı ülkemin futbol bakışına ve anlayışına benzetiyorum;

Ankaraspor   ==> Ankara Büyükşehir Belediye   ==> Osmanlı Spor ==> Ankaraspor

Keyifli, rekabetçi ve sağlıklı bir sezon başlaması dileğimle,

 

Sağlıkla kalın,

 

YAZAR, CENGİZ DİVİ

Tam Bağımsız Türkiye’nin Tam Bağımsız Spor Yazarı

---

• Değerli okurlarım

---

---