Söz Ateş Sükût İse Topraktır….

 

 

 

Günümüz şartlarında her şey değişime uğruyor artık, zaman denilen nefs de öyle.
biz insan oğlunu nereye gitse kovalıyor, kaçamıyoruz, olduğumuz yerde durup öylece de yaşıyoruz.
Dünya bize aldatıcı oyunlarla göz kırparken, biz o nefs ile gülümsüyoruz adına da ”Allah affetsin” diyoruz.
Ne kolay değil mi ? .bile bile işlediğimiz günahlarımızın ardından el sallar gibi seslenmek
 ”Allah Affetsin.”(!) demek, kolay mı oysa bu kadar geçiştirmek bu kadar yüzeysel söylemek bu sözü..
İdraka vakıf olamayanlarız her birimiz aslında. Kırıyoruz, incitiyoruz, en çok da bölüyoruz.

Bir sözü böler gibi bölüyoruz bir kalbi…
bir yanı cam kırığı sözlerle doluyor, diğer yanından gözyaşlarının sessizliği akıyor,
 ve kabul etmeme gibi bir lükse hatta kibire bürünüyoruz,
Sözler yaralar insanı ,susmak ise iyileştirendir o yarayı.
hepimiz yaralanmış insanlarızdır, ya ailemizden birilerince, ya da çevremizdeki sevdiklerimiz ile.

Sonuç itibari ile o keskin dil kılıcından hepimiz nasibimizi almışızdır. neden peki..?
Sevdiklerimizi bilhassa kırmak nedendir? bu bir gaflet uykusu gibidir.
farkındasındır ama yaparsın yine de. yaparsın çünkü kendi canın yanmamıştır yaktığın kadar.
kişi evvelâ kendisini karşısına alır, o’na nasıl davranılması gerektiğini bilirse kimse de kendisinden incinmez bu sayede.

O yüzdendir söz ateş ise sükût topraktır derim,
kızgınlık esnasında ya da üzüntülü olduğunuz bir an da sözünüzün bir harfi kıvılcım olmaya yeterken susmak o kıvılcımı söndürecek su damlasıdır.
 huzurdur temizliktir adeta sessizlik.,
Toprak gibidir susmak, saklar gizler atmaz dışa, sahip çıkar nefsine, hakimİ olur dilinİN ve sabreder,
sabır  da bir ibadet şeklidir, Allah ile olup tevekkül etmektir.
O halde kırmak incitmek yerine sabırla dinleyip aynı sabırla konuşmayı denesek
üç günlük dünya düzenide yıkıldı baksanıza, artık dünya üç kelimelik oldu,
”Yarın ola hayrola.” yarın başımıza ne geleceğini bilmeden bugünden kırdığımız insanların gönlünü
 hiç değilse bir tebessüm ile almayı denesek,
tasaavvuf da güzel bir yakıştırma vardır, ”İnsanı hayvandan ayıran özelliktir tebessüm.”
ya da hoş bir söz etsek ,
o sözün karşılığını beklemeden yapmış olduğumuz bu güzel hasletin keyfini sürsek hatta hissetsek olmaz mı. ?

Aksini hepimiz yapıyor yaşıyoruz yaşatıyoruz, ben bile, ama şunun  farkına varabiliyorum en azından ,
susup kenara çekiliyorum,sert sözlerin  yamacında durmak değil, uzağında kalmak evlâdır.
ve bu huzurun diğer adıdır.

İnanın huzur başka birşey,ve bir insanın kalbini kazanmak  kırmaktan çok daha kolaydır.
ve o kalbi memnun etmek huzurun çeşitlerinden biridir.
Şimdi düşünün ateş olmaya mı karar verdiniz yoksa toprak olarak kalmaya mı.?
Unutmadan Mevlân’nın Oğlu Sultan Veled’e yazıp vasiyet bıraktığı  7 öğüdünden biridir .
”Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol.”

Saygılarımla.
 

More From Author

Su Gibi Yaşayacaksın Hayatı

Hırsına Teslim Olan Erdoğan

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir