Dünya siyaseti yeniden yazılıyor diye  her kesimden görüşlerin geçmiş yıllardan beri öngörü içerisinde bulunduğunu çok iyi biliyorum. Rahmetli  Ecevit ve Erbakan ‘ da bunlardan bazılarıydı, siyaseti iyi okuyorlardı! Bu yüzden insanları arkalarından sürüklemeyi başardılar.
Bu gün geldiğimiz nokta ise siyaset okumak değil yazılmış siyaseti uygulayan siyasilerin var olduğu bir dönemden geçiyoruz! Bu hem bizim, hemde ülkemiz için çok sıkıntılı bir süreç. Doğru zamanda doğru hamleyi yapamazsak, başımıza gelecek felaketlerden bizzat biz sorumluyuz.
Günlerdir gündemi meşgul eden Mısırdaki olaylar, çok önceden yazılmıştı. Şimdi senaryo gereği herkes kendine biçilen rolü oynamak zorunda. Çünkü yeni dünya düzeni, kendi ekibini seçtirme yerine daha kolaya kaçıp halkın seçtiğini yönetmek istiyor. Bu konuda kısmen de olsa başarılı oluyorlar.
Gelelim şahsi kanaatimize; kaleler bir bir yıkılıyor. Mısırda demokratikleşmede problem var. Amerika ılımlı İslam projesinden kanaatimce vazgeçti. Daha doğrusu sadece ılımlı İslam projesinden değil, Ortadoğu’daki planlarından vazgeçti. En önemlisi ise bu oyunda rol verdiği insanlardan vazgeçti. 40 yıldır izin verdiği Hüsnü Mübarek’in ardından sözüm ona demokrasi getiriyoruz diye Mursi’ye görev vermeler, mağdur edebiyatı ile ülkemizde İslam’a şekil vererek yıllardır muhalifler birazda iktidar yüzü görsünler diyerek izin verdikleri bir Tayyip Erdoğan.
Tamamen diktatörlükle yönetilen birer ülke olma yolunda hızla ilerliyorlar. Ekonomiyi düzeltemedikleri gibi sosyal sorunlarda çözüm bulamadılar. Mısır’da şuan elektrik, su yok, Mısır da şuan huzur yok! En önemlisi de bu değil mi zaten.
Şimdi birileri endişeye kapıldı. İzmir’deki tatili yarıda kesip Dolmabahçe’deki görüşmeye katılan isimler; Ahmet Davutoğlu’nun strateji derinliğinin ne kadar sığ olduğu ortaya çıktı. Kısacası MÜSLÜMAN KARDEŞLERİN ÜZERİ ÇİZİLDİ! Tahrir’de okunması gereken budur . Şunu da söylemeden geçemeyeceğim; Mısır’ da sandığa gitme oranı %51, 83 milyon nüfusun yüzde elli biri sandığa gidiyor, onunda yüzde elli üçünün oyunu alıp seçim kazanılıyor. Bu ne demek? Halkın yarısı sandıkta yok!
Mısır büyük elçiliği bu siyasi hamleyi ya okumak istemedi, ya da gerçekten okuyamadı! Ilımlı İslam projesinden vazgeçen Amerika’ya destek oldular. Bunu ya bilinçli ya da bilinçsizce yaptılar. Bizi asıl ilgilendiren kısımda bu. Sayın Hüseyin ÇELİK diyor ki halk dirensin!
Sayın ÇELİK bu söylemi yaparken acaba iç savaş mı bekliyor? diye sormadan edemedim kendi kendime. Türkiye’de de bu durum planlanmıştı. Ancak, Ülkemizde sağduyu hakim geldi. Amerika’nın ülkemizde olan siyasi psikolojik baskısı başarılı olmadı. Ancak, burum daha da bir hızlanarak devam edeceğe benziyor. Önümüzdeki günlerde ülkemiz siyaseti yeni boyutlara hazırlanacağa benziyor. Bende siz değerli halkımızla beraber gelişmeleri yakından izleyecek, elimizden geldiğince siyasi okumaları yapıp elimizden geldiğince ÜLKEMİZ VE HALKIMIZ İÇİN mücadele edeceğiz.