Etiket arşivi: Yerel

2019 Yerel seçimlerinin önemi

Yanlış yerel, Erken genel

Birlikte milletvekilliği yaptığımız, Star gazetesi köşe yazarı Sayın Mehmet Metiner, geçen gün katıldığı bir TV programında şöyle dedi: “Yerel seçimlerin sadece yerel seçimlerden ibaret olduğunu düşünmüyorum. AK Parti’nin İstanbul, Ankara ve Antalya gibi büyükşehirleri kaybetmesi için her türlü oyun planı devreye sokulacak ve devamında erken genel seçim dillendirilmeye başlanacak.” Ben de böyle düşünüp, konuştuğum için bazı yerlerde arkadaşlarla fikir ayrılığına düşmüş, hatta eleştirilmiştim.  Bu sözleri görünce,  hemen not aldım ve bu makalemin girişinde kullandım.

 

Elbette bütün seçimlerin bir önemi var. Geçen yazımda da belirttiğim gibi 2019 yılı Mart ayında yapılması planlanan yerel seçimlerin de ayrı bir önemi var. Bana göre hayati önem taşıyor. Bakın bugüne kadar iki seçim hariç sürekli seçim kazanmış bir AK Parti var. Diğer iki seçim ise bana göre kayıp değil ama gerçekleri görebilmek için bir şefkat tokadı. Ders alınırsa çok daha büyük kazanımları olan seçimlerdi belki de.  Teşbihte hata olmaz derler, bir tüccar düşünün, yaptığı her yatırım için birikimlerini ortaya koyup yatırımlarının sonucunu bekliyor. Bu şekilde yaptığı bütün yatırımlardan kazançla çıkıyor. Sonunda bütün birikimiyle yeni bir yatırıma giriyor. Allah korusun çeşitli nedenlerden ötürü bu sefer başarılı olamıyor ve bütün birikimlerini kaybediyor. İşte Mart 2019 yerel seçimleri böyle bir şey. Maazallah, geçmişteki kazandığınız bütün seçimleri size unutturacak bir zarar verebilir. Çok ama çok dikkatli olmak lazım.

Muhalefet uzun süre seçim beklemeyi sevmez

 

Bu seçimlerden sonra uzun süre planlı bir seçim görünmüyor. Uzun süre seçim yapılmayacak olması Ülke ekonomisi ve istikrarı için gayet güzel bir ortam. İktidar partileri için de uzun süre seçim yapılmayacak olması gerçeği söylemek gerekirse iyi bir ortamdır. Ancak nasıl futbol, gol ile heyecanlı oluyorsa, siyasette seçimle renkli ve heyecanlı oluyor. Hele hele muhalefet için uzun süre seçim yapılmayacak olması hiç kabul edilemez. Zira böylece normal şartlarda iktidar partisine en yakın seçimlere kadar dokunamaz. Bu yüzden muhalefet belli aralıklarla seçim olmasını ister. Yerel seçim sonuçlarıyla iktidar değişmez ama genel seçim tarihleri değişebilir. Bunu muhalefet çok iyi bildiği ve uzun süre seçim olmayacağı için yerel seçimlere ayrı bir can kurtarıcı seçimler gibi bakar. Buradaki muhalefetten sadece mevcut muhalefet partileri anlaşılmasın, Türkiye’yi ve onun başındaki hükümet partisini durdurmak isteyen tüm iç ve dış güçlerden bahsediyorum. Yani bu yerel seçimler bütün hepsi için uzun bir tünelden önceki karayolundaki son çıkış gibi. Bu yüzden de çok önemli.

2019 Yerel seçimleri için öngörülen avantajlar

AK Parti açısından bu yerel seçimin zamanı siyasi konjonktür olarak görünürde avantajlı gibi. CHP içindeki bölünme, İYİ Parti’nin CHP oylarını alabileceği, özellikle yeniden aday yapılmayacak olan CHP’li mevcut Belediye Başkanlarının İYİ Parti’den aday olmaları oyları bölecektir, AK Parti’nin MHP ile koalisyon yapması, CHP Belediyelerinin genelde başarısız yönetilmeleri, projelerinin olmaması ve hizmet vermemeleri, AK Parti’yi siyasi açıdan güçlendiriyor. Ancak kesin emin olmamak gerekiyor. AK Parti açısından konuşulan tüm bu cümleler CHP’nin malumu. Yani onlar da bu konuştuklarımızı çok iyi biliyor tedbir alacaklardır diye düşünüyorum. Diğer yandan ekonomik konjonktür AK Parti için seçimlerde dezavantaj gibi. Tabi AK Partili kurmaylar da buna çözüm üreteceklerdir.

Dezavantajlar

 

AK Parti açısından ekonomik durum dezavantaj olabilir. Üstelik seçim ekonomilerinin de olumsuz ilave etkileri de var. Bu bakımdan seçimlerin erkene alınması aslında ekonomik açıdan çok daha iyi olabilir. Bu sadece benim naçizane bir düşüncem. Ya da seçimler öncesi piyasaların mutlaka biraz canlandırılması ve hareketlendirilmesi gerekiyor. Diğer yandan son seçimlerde AK Parti oylarını olumsuz etkileyen en önemli neden olan, Feto taraftarlarının CHP’ye destek vermeleri. Küçük te olsa mağduriyet yaşayan bir grup var ki bunların çoğu oylarını AK Parti’ye vermeye meyilli kişilerdi, küstürüldüler. AK Parti’de son dönemdeki puan kayıplarının bir kısmı bu yüzden. Sakın yanlış anlaşılmasın, Fetocuları kazanalım falan demiyorum. Mesela canlı iki örnek vereyim. Kardeşi Feto okullarında öğretmenlik yaptı diye ihraç ediliyor bir diğerinin baldızı 8 yıl kadar önce Feto üniversitesinde yüksek lisans yaptı diye memuriyete alınmıyor. Bu şekilde vatandaşlar AK Partiye ve devlete küstürülüyor. Şu anda kardeşi Fetocu olup devlette iyi yerlerde olanlar var. Buna kızmamak lazım. Kimse kardeşinin yaptığından sorumlu tutulamaz. Ama kardeşi Fetocu diye siz ona ceza vermeye kalkarsanız bırakın oy vermeyi size düşman olur.

Anketler

Anketlerden bahsediliyor. Eğer doğru kurumlar, doğru yerlerde, doğru sorularla anket yaparlarsa güzel. Ancak istediğiniz sonuca göre anket yapıyorsanız felaket. Bakın size bir örnek vereyim. Geçen seçimlerin birinde bir ilçe için bir aday belirlenmişti. Nedir diye sordum, ankette en çok tanınan kişi olarak çıkmış. Peki, bu yeterli mi? Mesela Türkiye’de bir anket yapsanız. Tanınırlıkta Donald Trump ilk sıralarda çıkar. Ama sormak lazım, kaç kişi o’na oy verir. Nitekim yukarıda bahsi geçen kişi aday oldu ve fark yedi. Şimdi burada anket sonuçlarına kızmamak gerek. Anket mi istiyorsunuz? Seçimlerden daha iyi anket mi olur? Yakın zamanda bir seçim olmuş ve sonuçları tek tek görebiliyorsunuz. Sekiz ayda sihirbazlık yapamayacağınıza göre radikal çözümlerle sonuca gitmek gerekir. Bir yerde araç yol almıyorsa üç çare vardır: Ya aracı, ya şoförü ya da yolu değiştireceksin.

Gizli müşteriler veya raportörler

 

Daha önceki yazılarımda belirtmiştim. Reisin mutlaka son seçimlerde kaybettiğimiz yerlere gizli raportörler göndermesi lazım. Bazı şirketler buna “Gizli Müşteri” diyor. Kar etmeyen mağazalara giden gizli müşteriler, ilginç tespitler yapabiliyor. Gizli Raportörler, teşkilatı, muhtelif adayları ve seçmen analizini inceleyecekler. Bu raportörler kimsenin bilmediği ve Reisten başka kimseye eyvallahı olmayan kişiler olmalıdır. Onlardan gelecek veriler, teşkilatlardan gelen verilerle ve anket sonuçlarıyla karşılaştırılmalıdır. Bilmiyorum bu yapılabilir mi? Olursa mükemmel olur.

Doğru aday kriterleri

AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, aday belirlemede beş temel kriterlerinin olduğunu ve bunların: “ Ehliyet, liyakat, sadakat, adalet ve tevazu” olduğunu söyledi. Kesinlikle doğru tespitler. Ben de benzer kriterleri pek çok kez yazdım ve söyledim. Numan beyin sunduklarına naçizane üç ekleme yapacağım: “Bereket, toparlayıcılık ve samimiyet” Bereket derken, AK Partiye ilave oy getirecek, katma değer sunacak adaylar olmalı. Toparlayıcı derken AK Parti’deki tüm küskünleri toparlayacak biri olacak. Bu çok önemli zira AK Parti’de ciddi küskünler var. Bunlar Reise değil ama teşkilatlara küskünler. Son seçimde bunlardan bir kısmı ya oy kullanmadı ya da MHP’ye gitti. Son olarak Samimiyet, yani gerçekten göründüğü gibi olacak, olduğu gibi görünecek. Tevazu rolü yapmayacak, tiyatro yapmayacak. Parti büyüklerine tevazulu ama vatandaşın karşısında gerçek yüzünü gösterip kibirli olmayacak. Zira bu şekilde ikiyüzlü olanlar da var maalesef. Bu arada seçim bölgesinin demografik yapısına göre adayın belirlenmesi de önemli. Diğer taraftan adayların isimlerini Reise verenlerin de yukarıdaki bu kriterleri harfiyen uygulaması çok önemli. Reis herkesi tek tek tanıyamayabilir. Bu yüzden kefil olanların üstünde büyük bir vebal vardır. Bu seçimlerin önemli olduğunu ve bugüne kadar oluşan bütün birikimlerin bir anda yok edebilme olasılığının olduğunu söylüyoruz. Türkiye’nin, İslam âleminin, Reisin zarar görebileceği yanlışlıklar asla kabul edilemez.  Böyle bir hata bilerek ya da bilmeyerek yapılsın affedilemez.

Siz doğru olanı yapın ve inanın

Hiçbir şey kesin değildir. Allah’ın dediği olur. Bu yüzden ne İstanbul, Ankara veya Antalya’nın kazanılması kesindir ne de İzmir veya Edirne’nin kaybedilmesi kesin değildir. Her şey inanmakla başlar. Gerçekten inanmakla. Lütfen özellikle İzmir’i böyle düşünün. İzmir benim güzel şehrim. İzmir, CHP’nin bu yönetimini hak etmiyor. Lütfen CHP’ye oy verdiği için İzmirliye kızmayın. Hep beraber özeleştiri yapalım ve kendimize kızalım. Nerede hata yapıyoruz? Doğru adaylar ve doğru stratejilerle İzmir’de çok güzel şeyler bekliyorum inşallah. Siz doğruları yapın (Doğru aday ve doğru strateji) ve İNANIN.  Allah inanlarla beraberdir. Olacak inşallah.

 

* RİFAT SAİT

24.Dönem AK Parti İzmir milletvekili

Erdoğan’dan bomba af çıkışı! MHP ile ittifak var mı?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kırgızistan dönüşü kendisini takip eden aralarında İnternethaber Yayın Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Hadi Özışık’ın da bulunduğu gazetecilere açıklamalarda bulundu ve soruları cevapladı. İdlib sorunu, ABD ile yaşanan kriz, AB ile son gelişmeler hakkında değerlendirmeler yapan Erdoğan, yerel seçim ve MHP’nin af talebiyle ilgili de dikkat çeken açıklamalar yaptı.

2019 Mart’ında yapılacak olan yerel seçimlerde MHP ile yeniden ittifak yapılmasına açık kapı bırakan Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP’nin af teklifiyle ilgili ise net tavrını ortaya koydu. “Benim bir ilkem var. İlkem de şudur: Devlete karşı işlenen suçlarda devlet affedici olabilir. Ama kişilere karşı işlenen suçlarda devletin af yetkisi yoktur” diyen Erdoğan, arkadaşlarına “affın gündemlerinde olan birşey olmadığını ancak yapabilecek bir şey var ise bunu da aramızda görüşelim” dediğini anlattı.

İşte Erdoğan’ın uçakta yaptığı flaş açıklamaları…

FETÖ’YÜ ANLATMAKTAN YORULMAYACAĞIZ…

REKLAM
ads by AdMatic

– – Biz anlatmaktan yorulmayacağız. Yönetim olarak anlatmaya devam edeceğiz. Buranın hücrelerine kadar sızmışlar. Dünyada 160 ülkeye bu şekilde sızmış vaziyetteler. Bu sadece Müslümanların ağırlıklı olduğu ülkelerde değil, Müslüman olsun gayri Müslüm olsun, her yere sızmış vaziyetteler. Onlar kaçacak biz kovalayacağız. ABD’deki durumun da ne derece bununla bağlantılı olduğunu biliyorsunuz. Kongre üyelerine nasıl sızmış olduklarını, zaman zaman bizim yazılı ve görsel medyada da takip ediyoruz, izliyoruz. Örgütün elebaşı, bizim mahkemelerimizde, ağırlaştırılmış müebbetten müebbede kadar değişik cezalara mahkum oldu. ABD ile Türkiye arasında suçluların iadesi anlaşması var. Bundan hareketle, o adamın ABD’den deport edilmesini, bize iadesini istedik. Obama döneminden beri istedik. Ama hala olumlu bir cevap alamadık.

BRUNSON OLAYIYLA İLİŞKİLER FARKLI BİR SÜRECE GİRDİ…

ABD ile ilişkilerimiz son İzmir hadisesi ile çok daha farklı bir sürece girdi. Bu süreçte hukuk ve yargı neyi gerektiriyorsa elbette o yapılacaktır. Dediğim gibi biz FETÖ’nün sızdığı tüm ülkelere bu örgütü anlatmak durumundayız. Gerek ben, gerek arkadaşlarım, oralardaki yöneticilere bunu anlatıyoruz. Takibe devam edeceğiz. Bu örgütün anlatılması, gerekli uyarıların yapılması, bu hususta halkların bilinçlendirilmesi çok büyük önem arz ediyor.

İDLİB’TEN KAÇANLAR YİNE BİZE GELECEK…

– Şu anda Türkiye olarak Rusya ile zaten bir çalışmanın içindeyiz. Aynı şekilde İran ile bir çalışmanın içindeyiz. Bu çalışmalar çerçevesinde, daha önceden belirlediğimiz gibi en azından bayram süresince bir tür ateşkes hayata geçirildi. Bizim orada 12 gözlem noktamız var. Oradaki güvenlik güçlerimiz kararlılıkla çalışmalarını sürdürüyor. Hepsinden öte şu anda bizim Rusya ile olan işbirliğimiz çok önemli. Bunu silahlı kuvvetlerimiz ve Savunma Bakanı’mız, istihbaratımız aynı şekilde sürdürüyor. Burada 3,5 milyon insan var. ABD Rusya’ya, Rusya ABD’ye topu atıyor. Ama, Allah göstermesin, buralara füzeler yağdırılacak olursa çok ciddi bir katliam yaşanır. Öyle bir durumda ordan kaçanlar nereye gelecek? Büyük oranda yine bize gelecek. Bu yeni bir sıkıntı meydana getirebilir. İdlib dışında, gerek Tel Rıfat’a yönelik gerek Menbiç’e yönelik çalışmalar da aynı kararlılıkla devam ediyor. İdlib konusundaki görüşmelerin üçüncü safhası bitti, bugün dördüncü safhası devam ediyor. Görüşmelerden çıkacak isabetli bir kararla bu süreci aşarız. 7 Eylül’de Tahran zirvesi var. Bu zirvede bu işi çok daha olumlu bir noktaya taşıyacağız. Bu Astana’nın devamıdır. Cenevre ile bir karşı karşıya gelme gibi bir durum değildir, öyle bir şey zaten düşünmüyoruz. İnşallah Tahran Zirvesi’ni olumlu neticelendirmek suretiyle, rejimin oralardaki aşırılıklarını önlemeyi başarırız.

ABD İLE ORTAK NOKTADA DEĞİLİZ…

– Münbiç’te, başta Dışişleri Bakanımızın Pompeo ile yaptığı görüşmedeki noktada olmadığımızı söyleyebilirim. Olay savsaklanıyor. Bu gerçeği görmemiz lazım. İdeal bir noktada değiliz. Görüşmelerin yapıldığında varılan mutabakat, şu anda aynı istikamette maalesef yürümüyor. Önümüzdeki süreçte Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ile Milli Savunma Bakanı’mız Hulusi Akar’ın muhatapları ile yapacakları görüşmelerde, temenni ederim ki yeni bir süreç başlar, yeni bir heyecan ortaya çıkar. Gerek Münbiç gerek Tel Rıfat, buralarda arzu edilen adımlar atılır inşaallah.

Bizim için şu an İdlib’teki durum önem arz ediyor. Çünkü İdlip’te şu anda çok acımasız bir süreç işletiliyor. Orada 3,5 milyon insan var. Allah korusun, bir felaket yaşanırsa, bu insanların birinci derecede kaçabileceği yer yine Türkiye. Bizim belli şeyler çözüldü, artık Türkiye’den geri dönüşler başladı havasında olduğumuz bir dönemde, şimdi bu tür bir risk gündemde. Önümüzde gerek Mevlüt Çavuşoğlu’nun, gerek Savunma Bakanımızın muhatapları ile görüşmeleri var. Bu görüşmeleri önemsiyoruz. Hepsinden öte Tahran zirvesini çok önemsiyoruz.

ABD İLE İLİŞKİLER : TÜRKİYE’DEN HUKUK DIŞI BİRŞEY TALEP EDİLEMEZ…

– İzmir’deki hadisede hukuki süreç devam ediyor. Biz başından beri hukuki sürecin işletilmesini savunduk, savunuyoruz. Bizim hukuk dışı bir talebi yerine getirmemiz mümkün değil. Türkiye bir hukuk devletidir. Hukuku devleti olarak hukukun gereği neyse yerine getirilir. Kusura bakmasınlar, hukuk dışı bir şey talep edilemez. Kaldı ki ABD’de yapılanlar da ortada. Örneğin Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla’nın durumu. ABD’ye altı kez girdi çıktı, yedincisinde çıkarken tutukladılar. Hakeza, bizim finans sektöründe önemli bir devlet bankamız olarak niteleyebileceğimiz Halk Bankası’na yönelik tehditler. Bu bankamızın ABD’de şubesi bile yok. Halk Bankası’nın suçu ne, Genel Müdür Yardımcısının suçu ne? Müdellel bir şey yok ortada. Onlar için, hukuk şöyle der böyle der önemli değil. ‘Ben güçlüyüm, güçlü olduğuma göre haklıyım’ diyorlar. ABD halen olumlu bir adım atmıyor. İzmir’deki hukuki süreci adeta yok saymaları, ‘Bize göndereceksiniz, vereceksiniz’ tarzında bir yaklaşım içinde olmaları hoş değil. Böyle tehditlerle bir yere varılamaz. Türkiye bir hukuk devletidir. NATO’da stratejik ortağımız olan ABD’nin bu tür nahoş ve hukuk dışı tavırlar sergilemesini şık bulmuyoruz. Bunlar doğru şeyler değil. Bir stratejik ortağın ortağına böyle bir şey yapması şık değil. 16 yıldır Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı yapıyoruz. Herhangi bir ihtiyacımızı, ABD’den paramızla dahi alamadığımız anlar olmuştur. Ama terör örgütleri parasız olarak her türlü silahı ABD’den alabiliyorlar. Bu silahları da bize karşı kullanıyorlar. Bu nasıl bir stratejik ortaklık?

 HEM PARAYLA BİLE VERMEYECEKSİN HEM DE… 

– Uçak vermediler…

O gene biraz ağır bir şey. Polise tabanca vermediler tabanca… Bunları biz kendimiz yapıyoruz zaten. Hem parayla dahi vermeyeceksin, hem de stratejik ortaklıktan söz edeceksin…

TRUMP’LA GÖRÜŞME TALEBİM OLMAYACAK…

– BM’de Trump ile görüşecek misiniz?

Bu konuda onlardan bir talep gelmedi. Benim bir talebim olmayacak.

JEFFREY’İN ATANMASI ÇOK İSABETLİ BİR KARAR

– Sayın Jeffrey’nin bölgeye atanmasını isabetli bir karar olarak görüyorum. Burada gerek Savunma Bakanımızla gerek Dışişleri Bakanımızla gerek istihbaratla görüşmeleri olacaktır. Bizim kendisiyle dostluğumuz Büyükelçilik dönemine dayanıyor. ABD ziyaretlerimizde kendisiyle görüşmelerimiz de olmuştur. Bana göre, bundan önceki kişiyle mukayese edilmeyecek derecede isabetli isimdir. Bundan önceki isim oradan alınmış değil; O da halen bölgede malum, belli yerlerde belli görevleri var. Temenni ederim bu yeni süreç hayırlı olur. Bazı adımların seri olarak atılmasına da vesile olur.

 AB HALA BİZİM İSTEDİĞİMİZ NOKTADA DEĞİL… 

– AB, bazı istisnalar dışında, henüz bizim isteğimiz noktada ya da konumda değil. Almanya’ya Sayın Cumhurbaşkanının davetiyle ay sonunda resmi ziyaretim olacak. O ziyaret vesilesiyle, Sayın Merkel ile ortak çalışma yemeğimiz olacak, ertesi gün ise sabah ucu açık bir kahvaltı yapacağız. Türkiye-Almanya ilişkileri konusunda ele almamız gereken bir çok konu var. Almanya’da 3 milyonu aşkın vatandaşımız, soydaşımız var. Pek çok konuyu yüz yüze görüşme imkanı bulacağımız bu ziyareti çok önemsiyorum. Almanya, AB içinde çok önemli bir konuma sahip, adeta bir lider konumunda.

AB BİZİM OLUMLU ADIMLARIMIZA AYNI ŞEKİLDE KARŞILIK VERMEDİ

AB, Türkiye olarak bugüne kadar attığımız olumlu adımlara maalesef aynı şekilde karşılık veremedi. Hala da aynı karşılığı bulamıyoruz. Birçok kararlar hep ertelendi. Serbest dolaşım konusundan mülteciler konusunda vaat edilen yardımlara kadar; yardımlar konusunda kısmen ödemeler yapıldı, kısmen maalesef yapılmadı, bunları bir an önce aşalım istiyoruz. Aşalım ki AB ile biz de önümüzü görelim, nereye gideceğiz, bir şeyler olacak mı? Bunu görmemiz lazım. Bir diğer boyut Fransa. Fransa da daha olumlu gibi görünüyor; ama yine de bir iade- i  ziyaret yapamadı, bunu yapması lazım. Arkadaşlarımız görüşmeleri yapıyor, telefon görüşmesi yapıyoruz, adım atalım derken bakıyorsunuz oralardan koalisyon güçleri olarak Suriye’deki olaylara yaklaşım tarzları çok da iyi değil.

AB ülkeleri içinde Hollanda’nın, Belçika’nın tutumlarının çok iyi olduğunu söyleyemeyiz. Avusturya’dan yapılan bazı açıklamalar çok çok olumsuz. Arkadaşlarımıza bakanlık bazında görüşmelerde bir şey olduğunda siz görüşmeleri yapın diyoruz. Nereye kadar gider, önümüzdeki süreç belirleyecek.

Türkiye olarak biz AB konusunda, 1963 yılından resmi görüşmelerin başladığı bugünlere kadar hep olumlu duruş sergiledik. Ne yazık ki AB üyesi ülkeler aynı olumlu duruşu sergileyemediler.

PKK’yı, terör örgütü olarak saydıklarını söylüyorlar ama, oralarda PKK’lılar salonlarda konuşturuyorlar, pankart afiş asmalarını olumlu yaklaşıyorlar. Parlamento binalarının önünde çadır kurduruyorlar.

YEREL SEÇİMDE CUMHUR İTTİFAKI NEDEN OLMASIN…

– Yerel Seçimlerde ittifak olacak mı? Çünkü Devlet Bahçeli buna yeşil ışık yakan mesajlar verdi. AK Parti dışından adaylar olacak mı?

-CHP’nin HDP’den, HDP’nin CHP’den aday gösterip göstermemeleri bizi ilgilendirmiyor, kendi iç meseleleri. Bizim dışarıdan, içeriden diye bir şeyimiz olmaz. AK Parti’nin ilkelerini benimsemiş, AK Partiliği tescillenmiş olan kişi bizim adayımız olur. Sipariş adaylar belediye başkanlığında hiç uygun düşmez. Bu farklı bir şey. Belediye başkan adayının bir karşılığı olacak ki partinin oy tabanına hitap edebilsin, ve partinin oy miktarı ile karşılığı olan oy birleşmiş olsun. Cumhur ittifakı meselesine gelince, doğrusu Sayın Bahçeli’nin bu konudaki yaklaşımı tam nedir bilemiyorum. Biz böyle bir noktada bu işe olumlu yaklaşabiliriz. Milletvekili seçiminde attığımız bir adım var. Böyle bir durum yerel seçimlerde de böyle bir adımı müşterek olarak atabiliriz. Bunun için arkadaşlarımızın, başta liderler olarak bizlerin oturup konuşmalarında fayda var. Taraflar olumlu bakarsa böyle bir adım niye olmasın, olabilir.

DEVLETE KARŞI İŞLENEN SUÇLARDA AF DÜŞÜNÜLEBİLİR AMA…

– Zaman zaman dile getiriliyor, af gibi bir konu gündemde mi? Değerlendirdiniz mi, değerlendirmeniz nedir ?

-Kader mahkumları meselesini anlamış değilim. Kime kader mahkumu denir çok çok önemli. Benim bir ilkem var. İlkem de şudur: Devlete karşı işlenen suçlarda devlet affedici olabilir. Ama kişilere karşı işlenen suçlarda devletin af yetkisi yoktur. Bunu bazıları şu anda menfaate çevirmek isteyenler olabiliyor. İçeridekiler onların bekleyenleri… Biz arkadaşlarımıza şunu da söyledik, özellikle bu bizim gündemimizde olan bir şey değil. Tüm bunlara rağmen hakikaten yapabilecek bir şey var ise bunu da aramızda görüşelim. Biz MHP ile bir yola çıktık. Burada zaman zaman buna benzer konuları aramızda değerlendirmek suretiyle atılabilecek adımlar var ise bu adımları atmaktan da çekinmemeliyiz. Burada milletin, ülkenin, devletin menfaati önemli. Cezaevlerinde ciddi manada bir doluluk var, kabul ediyoruz. Tüm bunlara rağmen bir şey yapalım derken, öbür tarafta mağdur, mazlum  meydana getirmeyelim. İlke şu, devlete karşı işlenenlerde devlet bu yetkiyi kullanabilir ama şahıslara karşı işlenen olduğunda orada devletin böyle bir af yetkisi kesinlikle yoktur.

ENFLASYON TEKRAR TEK HANAYE GELİR…

– Enflasyon rakamları açıklandı, hem bu konuda hem ekonomiye ilişkin genel değerlendirmeniz nedir ?

-Bunlar tekrar tek haneye gelir. Biz bunları aşarız. Turizmdeki adımları görüyorsunuz, 40 milyona doğru giden bir atağımız var. Yatırımlar konusunda dışarıdan girişimci Türkiye’ye girmekten çekinmiyor. İhracatta iyi bir konumdayız. Sıkıntımız söz konusu değil. Bunları aşacağız. Başaracağız.

KIRGIZİSTAN İLE 12 BELGE İMZALADIK…

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kırgızistan ziyareti ve görüşmeleriyle ilgili de şunları söyledi:

Kırgızistan’a uzun bir aradan sonra resmi ziyaretimizi gerçekleştirmiş olduk. Türk Konseyi Zirvesi’ne katıldık. Dünya Göçebe Oyunları’nı izleme fırsatını bulduk. Resmî ziyaret çerçevesinde Sayın Ceenbekov ile kapsamlı  bir ikili görüşme yaptık. Heyetler arası görüşmeyi yaptık, ardından da ortak deklarasyonun dışında 11 belgeyi imzaladık. Ortak bildiriyi dahil edersek toplam 12 belge imzaladık. Kırgızistan’a bizim teknik yardımlarımız 1991 yılından beri devam ediyor. Şu ana kadar 855 milyon dolar desteğimiz var. Ekonomik ilişkilerimizi geliştirmek konusunda mutabık kaldık. Ticaret hacmimizi 1 milyar dolara çıkaralım dedik. Bu hedef yeni bir şey değil, daha önce kararlaştırılmış bir hedef idi; ama maalesef bu konuda arzu edileni hayata geçiremedik. 485 milyon dolar olan ticaret hacmimizi, 1 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz.

 ORTA ASYA İÇİN ÇOK ÖNEMLİ BİR ESER…

Sağlık alanında kendilerine çok destek olduk, hala da oluyoruz; bundan sonra da olabileceğimizi kendilerine söyledik. Kırgız hastaların tedavisini şu anda Türkiye’de yapıyoruz. Manas Üniversitesi ülkelerimiz arasında önemli bir eğitim ve kültür kurumu.  Öğrencilerinin yüzde 80’i Kırgızlardan, yüzde 20’si Türklerden oluşuyor. İmam Serahsi Camii’nin inşası bitirilmişti. Altı yıllık bir süreçti bu. Açılışını yaptığımız bu cami, Orta Asya için çok önemli bir eserdir. Yunus Emre Kültür Merkezi’nin açılması ve Maarif Vakfı’nın faaliyete başlaması konusunda kendilerinden daha önce Türkiye ziyaretinde bir yer talebimiz olmuştu. Bu konuda bina teklifi yaptılar ama, biz ‘Yer olursa daha isabetli olur; orada yapılacak hizmetlere uygun kendi mimarimizle eserler yapma imkanımız olur’ dedik. Bu şekilde mutabık kaldık. Süreci Dışişleri Bakanlığımız ve Büyükelçiliğimiz takip edecek.

 KIRGIZİSTAN’DA FETÖ’NÜN ÇOK CİDDİ BİR ALTYAPISI VAR…

Burada en temel sorun FETÖ meselesi. Maalesef Kırzgızistan’da bu terör örgütünün çok ciddi bir alt yapısı var. Buradaki yerleşme süreci eski. Orada başta ordu ve yargı olmak üzere, devlete sızmış durumda. Gerçekten siyasileri de ciddi manada ürküten bir havaları var. Kırgızistan’daki FETÖ yapılanmasına karşı harekete geçilmesi gerektiğini söyledik. Bunu Sayın Başkanla görüştük. Bu konudaki beklentilerimiz ilettik. Somut adımlar atılmasını beklediğimizi de söyledim. FETÖ, sadece Türkiye için değil, bulunduğu bütün ülkeler için tehlike arz ediyor. Biz bu örgütün eğitim kılıfı altındaki faaliyetleriyle mücadele için Maarif Vakfı’nı kurduk. O ülkelerde FETÖ’yle mücadele açısından, örgüte ait okulların ve yurtların kapatılması, oralardaki milli eğitim bakanlıkları ile Maarif Vakfı’mızın ortak çalışmaya girmeleri son derece önemli. Örgütün ticari faaliyetlerinin de devletin müdahalesiyle durdurulabileceğini anlattık. Bu konuda  atılacak kararlı adımların, mücadelenin başarıyla sonuçlanmasını beraberinde getireceğini söyledik. Kendilerine bazı örnekler de verdik. Bu örgütün muhtelif ülkelerdeki yapılanmasına karşı da her yerde mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.

GÖÇEBE OYUNLARINI 2010’DE TÜRKİYE’DE YAPACAĞIZ…

Bişkek’te ayrıca Kırgızistan Meclis Başkanı Cumabekov, Başbakan Abılgaziyev ile de görüştük. Meclis Başkanı ile çalışma yemeği yedik. Meclis Başkanı bizim Türkçemizi çok çok iyi konuşuyor. Türkiye’de uzun süre kalmışlığı da var. Bizdeki yapıyı gayet iyi biliyor. Ziyaret kapsamında 3. Dünya Göçebe Oyunlarına katıldık. Oyunların dördüncüsüne, inşallah 2020’de biz ev sahipliği yapacağız.  Sayın Nazarbayev’in, 13 Eylül’de ülkemize bir ziyareti olacak.

Menbiç Ve Kandil İçin Gidişat Analizi

 

 

            Dış politika iç politikadan öce gelir. Ve asıl itibar saray – şatafat değil ordaki başarıdır.

 

Cumhuriyet’i kuran kadro Osmanlı’nın yükseliş devrinden bu yana en başarılısıdır. Bilhassa 1938’e kadarki Atatürk öncüllüğü, çamura saplandıkça ilkelerinin kıymetini idrâke başladığımız bir özgünlüktedir.

2002’ye kadarki sağ’lısol’lu ve bazen koalisyonlu Hükümetler, kurucu iradenin ilkeselliğinde idare-i maslahatla yılları desteleyip durdular; ne ileri, ne geri.

Yıl olarak M.Kemal Atatürk’ten daha fazla ülkeyi yönetme imkanı bulan Adalet – Kalkınma yada R.Tayyip Erdoğan Hükümetleri “Tezkere” ve “Çuval”la başladığı Küresel Güçlerin idaresine maslahat eden dış politikayı ancak bir düzine yıldan sonra terk edebilmiştir.

7 Haziran Seçimleri’nin siyasî sonuçları, Devlet aygıtını elinde bulunduranları kendi başlattıkları “Çözüm Süreci”ni yine kendilerinin açılmalarına göz yumdukları “Hendek”lere gömerek sonlandırmaya itti.

Son 2-3 yılda evvelki idare-i maslahat parametrelerine dönmeyi başarı mı, tazminat mı, restorasyon mu saymalıyız; bilmem. Zira Suriye Sınırımızda başarıyla tesis edilen ilk Güvenli Bölge, ‘sıfır’dan kurularak bütün Kuzey Suriye hattını kanton kanton yönetimine terk ettiğimiz PYD / Salih Müslim Kürdistanı’na neden sonra takoz teşkil etti.

ABD’nin II.Irak Operasyonu’ndan beri projeden fiiliyata dökülen KDP / Barzanî Kürdistanı’na verdiğimiz siyasî ve ekonomik desteği ise Kak Mesut’a babası Mele Mustafa bile vermemiştir. Fakat Bağımsızlık ilânı sonrası tavrımız da Kuzey Irak’taki denge değişikliklerine ket vurmuştur. Şimdilik..

AfrinZeytin Dalı’ ile Güvenli Bölge’nin 3,5 – 4 bin km2’ye dek geliştirilmesi doğru bir iştir. Aynı süpürme operasyonunun öncelikle Tel Rıfat ve Menbiç’e, arkadan da “Fırat’ın Doğusu”na yapılmasını umma noktasındaydık. Hatta Karakozak civarı terörden temizlenirse büyük bir basiretsizlikle Urfa sınırımıza bitişik Eşme Köyü’ne kaçırdığımız atamız Süleyman Şah’ın Türbesi ve Saygı Karakolu’nun yerine iadesi sözkonusu olur diye umutlanıyorduk.

Bu saatten sonra ABD’yle Menbiç konusunda anlaşma ordaki YPG / PKK unsurları tamamen etkisizleştirme üzerine olabilirdi, oysa Menbiç’in Yerel Güçler’e devri ve Türk ve Amerikan askerlerinin ortak devriyesiyle de gözetim altında tutulmasıyla neticelendi. Yani Menbiç’i isim değiştirmeleri şartıyla (Menbiç Askerî Konseyi) PYD / YPG unsurlarına teslime imza attık. Ne onlar Afrin’deki binlerce kayıp, ne de biz onlarca şehidimiz üzerinden kan davası gütmemek kaydıyla..

Türkiye’nin bu saatten sonra Suriye Merkezî Ordusu ve Esad’la anlaşarak Kuzey Suriye’deki “Terör Koridoru”nu tamamen yok ederek ve bir an önce Suriye’deki İç Savaşı bitirerek hem 4 milyonluk (Nüfusumuzun % 5’i) bir yekûna ulaşan Suriyeli Mülteci Meselesi’nin kısmen halli hem de 40 milyar dolara yanaşan ekonomik faturanın – dövizin ve faizin patlamaya hazır bomba gibi hazır beklediği bir iktisadî süreçte – kapatılması aklın yoluydu; bizse Kuzey Irak’takine benzer şekilde ikinci şıkkı, macerayı tercih ettik. Allah sonumuzu hayreylesin!

Yine bu saatten sonra Kandil’e icra edilecek operasyon da iki noktada sembolikleşir: Bir; PKK merkezini çoktan Sincar’a (Şengal) taşıdı ve aslında yapılması gereken tıpkı Fırat Kalkanı gibi Dicle Kalkanı Operasyonu’yla Sincar – Telafer hattının temizlenmesi ve Ovacık – Telafer çizgisinde dikey bir Güvenli Bölge oluşturulmasıdır. İki; Kandil temizlendikten sonra ABD ve İsrail’in İran’ı vurması için İncirlik Üssü haline getirilmemelidir.

Türk Bayrağı’nın Kandil’de dalgalanması güzeldir ama tam İran’ın hatta İran Kürdistanı’nın sınırındaki bir dağlık üs bölgesinde Amerika ve İsrail bayraklarının da dalgalanması dış politikada “Dön baba, dönelim” vaziyeti olur ki kaldıramayız.

24 Haziran / 8 Temmuz Seçimleri sonrası için erken uyarı bâbındadır.

Yerel Yönetimler Finans Zirvesi İçin Geri Sayım Başladı

 

Marmara Belediyeler Birliği, 5 Mayıs 2016 tarihinde, yurt dışından ve yurt içinden yerel yönetim ve ekonomi dünyasının tanınmış isimlerini bir araya getirecek “Yerel Yönetimler Finans Zirvesi”ni gerçekleştirecektir.
fzZirve, yerel yönetim finansmanında uluslararası kaynak kullanımı, kamu özel iş birliği projelerinde Türkiye ve dünya örnekleri, kentsel dönüşüm ve finansmanı ile yerel yönetimlerde alternatif finansman enstrümanlarının alanında uzman isimlerce konuşulmasını amaçlamaktadır.
Türk Ekonomi Bankası’nın ana sponsorluğunda düzenlenen Zirve’ye; EBRD, Vakıfbank, European Investment Bank, ECO Bank, HSBC gibi bankalar, Moody’s ve Fitch Ratings gibi derecelendirme kuruluşlarından üst düzey yetkililer ve alanında uzman diğer profesyoneller konuşmacı olarak katılım gösterecektir.
Kayıt ve detaylı bilgi için: www.yfz.com.tr

Yılın Yerel Yöneticisi Amasra Belediye Başkanı Seçildi

Anadolu Yerel Yönetimler Dergisi tarafından yapılan anket sonuçlarına göre Belediye Başkanı Mehmet Emin Timur Yılın Yerel Yöneticisi seçildi.26 Aralık Cumartesi günü  Kayseri Hacılar Kültür Merkezinde  düzenlenen Yılın Yerel Yöneticileri-6. ödül törenine  Belediye Başkanının yurt dışında olması sebebi ile Belediye  Başkan Vekili Recep Işık katıldı.ödül

Anadolu Yerel Yönetimler Dergisi tarafından 19 ayrı hizmet kategorisinde değerlendirilerek belirlenmiş olan yenilikçi hizmetler dalında ‘Amasra Renevasyon, Restorasyon ve Konservasyon Projesi ile yeni bir kimlik kazanıyor’ projesi ile ödülünü alan Belediye Başkan Vekili Recep Işık,ödülünü 3000 yıllık tarihi ve Karadeniz’in incisi Amasra’da yaşayan Amasra Halkı  ve Belediye Çalışanlarımız adına  aldığını  ifade ederek,bizden desteklerinizi esirgemeyen Milletvekilimiz Sayın Yılmaz Tunç’a teşekkürlerini sundu.ödül.jpg1

Haber:Yusuf Ünel

Sakarya Türkiye’nin Özetidir

Sakarya Yerel Kültür Dernekleri Federasyonu hizmet binası açılışında konuşan Başkan Toçoğlu, “Kardeşlik coğrafyası Sakaryamızda bütün derneklere ve vakıflara eşit mesafede hizmet sunmaya devam ediyoruz” ifadelerini kullanırken; Bakan İslam, “Sakarya, Türkiye’nin özetidir. Bütün yaşam tarzları ve kültürel mirasların hepsi Sakaryamızda yer alıyor” dedi.71

 

Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu, Sakarya Yerel Kültür Dernekleri Federasyonu hizmet binası açılışına katıldı. Programda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, Vali Hüseyin Avni Çoş, Jandarma Alay Komutanı Albay Ahmet Adnan Şimşiroğlu, AK Parti İl Başkanı Fevzi Kılıç, AK Parti İl Gençlik Kolları Başkanı Yusuf Demir, AK Parti Milletvekili Adayları Mustafa İsen ve Ali İnci, Yerel Kültür Dernekleri Federasyon Başkanı Özgün Aygün, ilçe başkanları, büyükşehir bürokratları, STK temsilcileri ile çok sayıda vatandaş da yer aldı.

 

Toçoğlu’na Teşekkür

Programın açılış konuşmasını yapan Yerel Kültür Dernekleri Adapazarı Şubesi Başkanı Evren Çakırsoy, “Şehrimizin bu güzide binasını yeniden ortaya çıkaran Büyükşehir Belediye Başkanımız Zeki Toçoğlu’na teşekkür ederiz. Hayalleri olmayan başkasının hayallerinin parçası olur. Bizler federasyonumuzu kurarken kimsenin hayalinin parçası olmadık. Biz tüm şehrimizi kucaklayan oluşum için yola çıktık” diye konuştu.

 

Hayırlı Olsun38

Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu, “Yerel kültür derneklerimiz ilçelerimizin tamamında örgütlenerek bir federasyon haline geldi. Kardeşlik coğrafyası Sakaryamızda bütün derneklere ve vakıflara eşit mesafede hizmet sunmaya devam ediyoruz. Şehrimizde faaliyet gösteren kültür derneklerimiz, geçmişin adetlerini günümüze taşıyarak varlıklarını sürdürmeye çalışıyor. Yerel kültür derneklerimizle birlik içerisinde çalışıyoruz.  Büyükşehir Belediyesi olarak, yerel kültür derneklerimizle şehrimiz için çalışmaya devam edeceğiz. Bu vesileyle Yerel Kültür Dernekleri Federasyonu yeni hizmet binasının şehrimize hayırlı olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı.

 

Türkiye’nin Özeti Sakarya

Yerel Kültür Dernekler Federasyonu’nun yeni hizmet binasının hayırlı olmasını temenni ederek konuşmasına başlayan Bakan Ayşenur İslam,  “Sakarya, Türkiye’nin özetidir. Bütün yaşam tarzları ve kültürel mirasların hepsi Sakaryamızda yer alıyor. Şehrimizde kendi kültürlerini yaşatan hemşerilerimiz bir barış ortamında yaşıyor. Kültür, şehrin gelişmişlik göstergesidir. İnsanların kendi kültürlerine ne kadar sahip çıktıkları o medeniyettin ne kadar geliştiğini gösterir. Şehrimizde kültürlerin yaşatılması için Büyükşehir Belediyesi, Valilik ve STK’lar büyük bir özveriyle çalışıyor” dedi.

 

Kültürel Mirasımıza Sahip Çıkıyoruz

İslam, “Son 13 yıldır kültür alanında önemli yatırımlar yaptık. Kültürel özelliklerini yaşatan bir taraftan da kültür unsurlarını koruyan bir ülkeyiz. İnşallah birlik ve beraberlik içerisinde çalışarak her alanda olduğu gibi kültür alanında da önemli çalışmaları gerçekleştirmeye devam edeceğiz” diye konuştu. Programın sonunda Yerel Kültür Dernekleri Federasyon Başkanı Özgün Aygün, Başkan Toçoğlu’na STK’lara verdiği destek için teşekkür ederek hediye takdim etti.

 

Toros Üniversitesi’nden Ahmet Ünal’a Hayırlı Olsun Ziyareti

torosToros Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Özer, Mersin Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Ahmet Ünal’ı ziyaret etti.

Prof. Dr. Özer, geçtiğimiz ay yapılan cemiyet başkanlığı seçiminde yeniden başkan seçilen Ahmet Ünal’ı iş yerindeki makamında ziyaret etti. Görüşmede yerel medyanın önemine vurgu yapan Prof. Dr. Özer, “ Maalesef ülkemizde gazeteciler yeteri kadar özgür değil. Vatandaşların sorunlarını dillendiren kalemlerin özgür olmaması bu ülkenin en temel sorunlarından birisidir. Biz Toros Üniversitesi olarak, medya konusuna çok önem veriyoruz. Yerel Medyanın gelişmesi için düzenlediğimiz seminerlerle, konferanslarla katkılar sunmaya çalışıyoruz. Sayın Başkan Ünal daha önce düzenlediğimiz birçok etkinliğe katılarak bizimle iş birliği içerisinde olmuştu. Eminim ilerleyen günlerde de Toros Üniversitesi ve Gazeteciler Cemiyeti çok önemli işlerin altına birlikte imza atacaktır.

Bugün bu ziyaretimiz Sayın Başkanın göreve yeniden seçilmesi içindi ama öğrendik ki cemiyet yeni bir binaya taşınacakmış. Bu vesile ile başkanı ve yönetim kurulunu hem yeni görevleri için kutluyor hem de yeni yerlerini güle güle kullanmalarını temenni ediyorum” dedi.

Ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren Mersin Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Ahmet Ünal, “ Toros Üniversitesi düzenlediği etkinliklerle kente ve gazetecilerin sorunlarına ne kadar duyarlı olduğunu her platformda göstermektedir. Bundan önce olduğu gibi bundan sonra da cemiyetimizle üniversite arasındaki koordineli işbirliği hız kesmeden devam edecektir. Kente yaptıkları bilimsel katkılarından dolayı Sayın Özer ve Toros Üniversitesine çok teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Özer ziyaretin anısına Cemiyet Başkanı Ünal’a Toros yayınlarından çıkan kitapları, Sosyal Bilimler Dergisi ve Toros Vizyon dergilerini armağan etti.toros2

Birlikte Karar Verecekler

aziz i

Türkiye’nin önemli meyve üretim merkezlerinden biri olan Selçuk’ta üretici, tüccar ve meslek odaları temsilcileri ile bir araya gelen Başkan Kocaoğlu, soğuk hava deposu Deppo Efes’in kapasitesinin artırılması ile ilgili görüşlerini dinledi. Selçuk Belediye Başkanı Zeynel Bakıcı’nın katıldığı toplantıda konuşan Başkan Kocaoğlu, “Ben çiftçi, üretici arkadaşlara güveniyorum.  Onlar da bana güveniyor. Bu güveni sarsmadığımız,  bu güvene layık olduğumuz müddetçe altından kalkamayacağımız iş yok” dedi.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Selçuk ve bölge çiftçisini kalkındırmak, dünyaya açılmasını sağlamak amacıyla kurulan Selçuk Deppo Efes’in kapasitesinin artırılması ve tesise paketleme ünitesinin kazandırılması için bölgedeki üretici ve tüccarlarla bir araya geldi. Selçuk Tarımsal Sanayi Bölgesi’nde kurulan Deppo Efes’te gerçekleşen toplantıya Selçuk Belediye Başkanı Zeynel Bakıcı, eski Selçuk Belediye Başkanı Vefa Ülgür, oda başkanları, kooperatif yöneticileri,  belediye bürokratları,  Selçuk sivil toplum örgütü temsilcileri, muhtarlar ve çok sayıda üretici katıldı.

aziz2

 Kooperatiflerle protokol yapılacak

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin “yerelde kalkınma” misyonu ile çalıştığını, önümüzdeki 4 yıllık süreçte de Yarımada, Bakırçay, Küçük Menderes ve Tahtalı havzalarında ilçe belediyeler ve kooperatiflerle birlikte çalışarak   kırsalı kalkındıracaklarını vurgulayarak destek istedi. İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak şahıslara kaynak aktaramadıklarını, o yüzden kooperatiflerle işbirliği yaptıklarının altını çizen Başkan Kocaoğlu, “Kooperatiflerin güçlenmesi için İzmir Büyükşehir Belediyesi ile yapılacak  protokolle bir üst birlik kurmak istiyoruz. Bu üst birlik hem kontrol mekanizması görevini hem de yol göstericilik görevini üstlenecek” diye konuştu.

Geçtiğimiz yıl Selçuk Belediye Başkanı Vefa Ülgür ile Deppo Efes’in açılışını yaptıklarını hatırlatan Başkan Kocaoğlu, tesisin  küçük üreticinin malının pazarlama süresini uzatmak, kötü dönemde zararını azaltmak amacıyla kurulduğunu hatırlattı. Başkan Kocaoğlu, toplantıya katılanların tek tek görüşünü alarak soğuk hava deposunun kapasitesinin artırılması ve paketleme tesisi ihtiyacı olup olmadığı konusunda düşüncelerini dinledi.

 

Başkan Kocaoğlu’na teşekkür

Selçuk Belediye Başkanı Zeynel Bakıcı, Selçuklu üreticiler, çiftçiler, tüccarlar ve halk açısından çok önemli olan bu tesisi en yüksek katma değeri sağlayacak şekilde işletmek ve değerlendirmek istediklerini belirtti.

Tesisin açılmasına katkı koyan,  emek İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’na teşekkür eden Bakıcı, “Bu ve buna benzer tesislerin Büyükşehir Belediyemizle birlikte Selçuk’ta gerçekleşeceğini biliyorum. Biz burasını yaklaşık Temmuz ayından bu yana işletmeye aldık. Elde ettiğimiz sonuçlar çok iyi. Bu iyi durumu çok daha iyi duruma getirmek için bir araya geldik” diye konuştu.

Selçuk Yaş Sebze -Meyve Kooperatifi Başkanı Kerim Özler, Selçuk’ta 100 bin tonun üzerinde ürün yetiştiğini belirterek, soğuk hava deposunun kapasitesinin artırılmasının çiftçiye getirisinin çok olacağını söyledi.

Selçuk Ticaret Odası Başkanı Koray Yolcu, pazarlamanın çok önemli olduğunu vurgulayarak tarımsal sanayi alanına yatırımcıyı çekecek teşvik uygulaması gerektiğinin altını çizdi.

Selçuk Ziraat Odası Başkanı İbrahim Erdallı, paketleme tesisinin hem üretici hem de tüccarlar için çok önemli olduğunu vurguladı.aziz4

 

Ülgür, “Tesisi kooperatif işletsin”

Selçuk eski Belediye Başkanı Vefa Ülgür ise  kısa bir süre sonra yeni bir yasa çıkacağını ve buna göre tüm ürünlerin piyasa sunulmadan önce işletmeye girmek zorunda kalacağını hatırlatarak hem tesise soğuk hava deposu hem de meyve paketleme ünitesinin yapılması gerektiğini söyledi. Ülgür, kurulacak bir kooperatifle  tesisin işletilmesi gerektiğini vurguladı. Ziraat Mühendisi Erdinç Topçu da Selçuk’un tarımda İzmir’in yüz akı olduğunu vurgulayarak, tesise sağlıklı ürün analiz laboratuvarı kurulmasının faydalı olacağını söyledi.

 

Katılımcı yönetim

Üreticilerin, tüccarların, meslek odaları temsilcilerinin görüşlerini tek tek dinleyen Başkan Kocaoğlu, katılımcı yönetimle kentti yönettiklerini hatırlatarak şöyle konuştu:

“Birlikte karar vermemiz çok önemli. Demokrasi en ideal yöntem ama  artık demokrasinin bir üst aşaması katılımcı demokrasi;  katılımcı yönetim.  Bizim yaptığımız iş katılımcı yönetime bir örnek. Selçuk’ta bir proje var.  Selçuk’taki projeyi bütün paydaşları ile beraber oturup tartışıyoruz. Sonunda bir karar vereceğiz. Buradan aldığımız bilgileri değerlendirecek optimum çözümü bulmaya çalışacağız. Burada birbirimize inanmak, güvenmek çok önemli. 11 yıldır arazide tarımla ilgili çalışıyorum. Üreticilerimizle aramızda bir güven ortamı oluştu. Ben İzmir’deki çiftçi, üretici arkadaşlara güveniyorum.  Onlar da bana güveniyor. Bu güveni sarsmadığımız,  bu güvene layık olduğumuz müddetçe altından kalkamayacağımız iş yok.  Selçuk ve İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak sadece sizin, kentin ve ülkenin kalkınması için çalışacağız.”

aziz3

30 milyonluk yatırım

İzmir Büyükşehir Belediyesi ile Selçuk Belediyesi’nin 30 milyon liralık yatırımla  geçtiğimiz yıl hizmete açtığı tesis, sadece ilçeye değil, bölge tarımına da can suyu niteliğinde. Ege Bölgesi’nin en büyük paketleme ve soğuk hava deposunu içinde barındıran Selçuk Deppo Efes, 40 bin metrekare alan üzerinde Selçuk Tarımsal Sanayi Bölgesi’nde kuruldu. 14 bin metrekare kapalı alanı, 4 bin metrekare yükleme alanı, 5 bin 540 metrekare depo alanı bulunuyor. Tesiste, 1600 metrekare idari alan, 3 bin 600 metrekare meyve-sebze işleme holü, 4’ü sarartma özellikli 25 soğuk oda bulunuyor.