Etiket arşivi: Yahudiler

Yahudilerin şikayeti sonuç verdi

İspanya’da bir grup Yahudi’nin Google aleyhinde açtığı davanın sonucu olarak, Google İspanya sitesindeki arama sonuçlarından Nazi ideolojisi içeriği çıkartıldı.

İspanya’da bir grup Yahudi’nin Google aleyhinde açtığı davanın sonucu olarak, Google İspanya sitesindeki arama sonuçlarından Nazi ideolojisi içeriği çıkartıldı.

Yahudi grubun desteklediği Lawfare Projesi kapsamında İspanya makamlarına şikayette bulunuldu ve Nazi içeriklerinin, özellikle İspanya’da Yahudiler aleyhinde ırkçı propaganda yapmak, yalan konuşmak ve Holokost’u inkar etmek için kullanıldığına dikkat çekildi.

Lawfare Project dünyada birçok hukuk adamının gönüllü katılımından oluşuyor, misyonu ise; İsrail’ destekçisi ve Yahudi grupların temel hak ve hürriyetlerini korumak.

Şalom’un aktardığına göre, Lawfare Projesi kurucusu ve Başkanı olan Brooke Goldstein basına yaptığı açıklamada, günümüzde nefretin online kanallarla yayıldığını radikal kişilerin bu yollarla yetiştirildiğini belirtti. Lawfare İspanya temsilcisi Ignacio Wenley Palacios da açıklamasında Google İspanya’nın şikayetlerine olumlu cevap verdiğini tam bir işbirliği içinde olduklarını belirtti.

Odatv.com

Türkiye’de Yahudi Ve Ermeni Düşmanlığı – II

 

“Türk odur ki; Müslüman bir anne babadan doğan, kulağına ezanla / kametle bir Müslüman ismi verilen, her türlü haltı yese de domuz eti yemeyen, mübarek gün ve gecelerde içmeyen, Cuma hassasiyeti olup arada bir kaçırsa da Cuma’ya giden, vatan – millet – din – devlet tehlikeye düştüğünde de kazma–kürek, balta–nacak alıp saldırana Türk derler. Bu tanım içerisinde ‘Hayır, ben Türk değilim’ diyecek bir Allah’ın kulu yoktur. Bu tanım içerisinde Hrank Dink Türk’tür, Orhan Pamuk Ermeni’dir; söylediğim cümleye göre.”

Türk tâbirinin kavmî bir tarif olmadığını bilen Yavuz Ağıralioğlu’nun ilginç tarifnâmesinde bile çaprazlamadaki olumsuz örnek Ermenilik kokar. Fakat asıl ihale Türkiye’de Yahudiliğedir. Zihniyeti, çıfıtlığı ve lânetliliği üzerinden oluşturulan olumsuz kanı bir asırdır yükselen bir grafikle genel kabul görmektedir. O kadar ki dünyanın bütün olumsuzluklarının arka planında onların varlığı dinî terminolojiyle desteklenerek seslendirilir.

Necip Fazıl demişmiş ya; “Yahudiler mi dediniz? Onlar, yumurtalarını pişirmek için dünyayı ateşe vermekten çekinmeyen lanetlilerdir” diye, bizim milliyetçi – muhafazakâr tayfa da yumurtası çatlasa veyahut ayağına taş çarpsa Yahudilerden bilir. Hem onların lânetlendiğini Kuran’dan duymuşmuş gibi aktarır hem de nerdeyse insanlığın kaderini Tanrımisal belirledikleri mitini yayarak üstün ırk nazariyesine bilmeden kovayla su taşır. Hâlbuki ikisi de Kur’anî değildir.

Ya nedir? Dünyada 15 milyon, Türkiye’de de 15-16 bin nüfusu olan din esaslı bu topluluğa Musevî denir. Kuran’da Beni İsrail olarak geçen İsrailoğulları yani Yahudiler ise bu din üzerinden milletleşen bir guruptur. Gerek Dünyadaki ve gerekse İsrail’deki toplam Musevî nüfus içerisindeki oranları 3’te 1 oranında olsa da kalan 3’te 2’yi de dinî milliyetçilik üzerinden Yahudi etnolojisine sokuşturmaya çalışıyorlar; biz de cehaletimizle destek oluyoruz.

2014’te Kocaeli Tarih Sempozyumu’nda Dr. Gerşom Qıbrısçı “Karaim in Nicomedia” başlıklı tebliğini sunarken Musevî bir Türk olduğunu söylediğinde onun hemşehrisi sayılabilecek bir tarih doçentimiz onun Yahudi olduğunu ve Türk olamayacağını beyan etti. İsrail nüfusu içindeki Etiyopya / Falaşa Musevîlerinin, Peru / İnka Musevîlerinin, Hindistan / Koçin Musevîlerinin, İtalyan / Romanyot Musevîlerinin, bizim Hazar / Karayit Musevîlerinin ve hatta Doğu / Mizrahî Musevîlerinin (Arap, Fars, Dağlı, Kürt, Tat, Gürcü..) dil ve kültürlerini yok sayarak yalnızca inanç tercihleri üzerinden tek tipleştirmek ne menem bir düşüncedir.

Yakın zamana kadar Türk Musevî Cemaati olarak bilinen Türkiye Hahambaşılığı’nın 3 yıl önce Türk Yahudi Toplumu adını alması da bu minvaldedir. Oysa kültürel kökeni hakkında Müslüman Türk’ün ne kadar konuşma hakkı varsa Ortodoks yada Musevî Türk’ün de o kadar konuşma hakkı vardır. İnsanlara kimliklerini ürün etiketi gibi başkaları barkodlayamaz. Bu, Sabataycı diye bilinen Avdetîler için de geçerlidir. İçlerinde iyisi de olur, kötüsü de; Kurtuluş Savaşı’nda ihanet edeni de olmuştur, Millî Mücadele için canını koyanı da.. Tıpkı Türkmenler, Lazlar, Yörükler, Çerkezler, Tatarlar, Kürtler gibi.. Milletine mensubiyet duyan koştu geldi, karakterinde defo olan Yunan’la bile anlaştı.

Neymiş; Türkçülüğün kitabını Moiz Kohen (Tekin Alp) yazmış; ‘Türk Ruhu’. Neymiş Mustafa Celâleddin Paşa (Konstantin Borzecki)  150 yıl önce ‘Eski ve Yeni Türkler’in tarihini yazmış. Bu adamların Hz. Musa’ya inanmaları niye milliyet şuurlarına ve bu meyanda beyanlarına engel teşkil etsin?! Biz Müslümanlar olarak Türklüğümüzle övünüyoruz da onlar 5 bin yıllık bir nehir olarak akmakta olan Türklükle ilgili niye kelâm edemesinler?!

Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde baştacı ettiğimiz bu insanlar Siyasal İslam’ın ‘bi camide, bi kahvede’ anlattıklarıyla Şeytan’ın asker arkadaşları algısına aktarılmış.  Oysa Şeytan bu ilahî senaryoda kötü karakteri simgelemektedir; kökeni değil. Dahası yaratılış malzemesine bakarak azan / sapan Şeytan’sa ve “Herkes kendi karakterine göre hareket eder” âyeti varsa bu milliyet, soy-sop işlerinde dikkatli olmak lâzım gelir. Yoksa ensar’üş-şeytan; şampiyon!

 

DÜNYADAKİ HUZURSUZLUKLARIN SEBEBİ ABD’ DİR

 

 

seyfettin karamızrakSiyonizm’in dünyayı ele geçirmesi için, ABD, Yahudiler adına her yerde; savaşlar, iç karışıklıklar ve terör çıkarmaktadır. Dünyadaki acı ve gözyaşlarının müsebbibi ABD’dir.

ABD, fitne fesatla uğraşırken, kendi halkının refah ve mutluluğunu unutmuştur. Ülkede günbegün huzursuzluklar artmaktadır.

Virginia’da başlayan ırkçı bölünme ülke geneline sıçramıştır. Farklı görüşler çatışmaktadır. Huzursuzluklar çözülmez, hafife alınırsa, küçük şeylerden büyük olaylar çıkar. Nasıl ki, “ bir çivi bir nalın, bir nal, bir atın bir at bir birliğin…” felaketine sebep uluyorsa, bu küçük artçılar da, büyük depremlere sebep olarak ABD’ yi yıkılmaya kadar götürebilir.

ABD’de başlayan huzursuzlukların esas kaynağı, seçim kampanyalarında ve sonrasındaki ırkçı davranışlarıdır. Trump’ın New York’u ziyareti öncesi halk, “Trump’a hayır, faşizme hayır” protestosu ile gösteri yapmıştır.

Esasında başta Almanya olmak üzere, Avrupa’daki ırkçı başkaldırıların tamamı, Trump’tan cesaret almıştır. Trump’ın seçilmesinden sonra; ABD ile; Rusya, Çin ve Kuzey Kore arasında gerginlik yaşanmaya başlanmıştır.

ABD’nin, PYD-YPG örgütlerine aşırı silah yardımı sebebiyle Türkiye ile de arası gergindir. ABD Türkiye’ye, ilan edilmemiş postmodern savaş açmıştır.

ABD, Suriye’nin kuzeyinde yeni bir savaşın tertibi içindedir. Türkiye, Fırat Kalkanı ile bazı bölgeleri ihya ederken, ABD imha etmektedir.

Türkiye’nin bölgesel güvenliğinden dolayı; Suriye, Irak, Katar ve Somali’de asker bulundurması, ABD ve AB’nin kirli emellerini engellediği için huzurlarını kaçırmaktadır.

ABD, Suriye’de bir terör devleti kurmak, Barzani üzerinden ülkeyi karıştırmak istemektedir. Orta Doğu’da son derece ahlaksız ve tehlikeli oyunlar peşindedir. Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da çıkardığı fitneler yüzünden Akdeniz kan gölüne dönmüştür.

Aslında ABD, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu, en hızlı gelişen ülkelerin önünü kesmeye çalışmaktadır. O yüzden bu ülkelerde karışıklıklar ve terör çıkarmaktadır. Türkiye’de ki 15 Temmuz kalkışmasının sebebi budur ve baş aktörü NATO ile Pentagon’dur.

Yani ABD silahlı darbe yapan bir Gladyo’dur.

 

Sevgiyle kalın…