Etiket arşivi: Viyana

Bakın Bugün Sizi Kiminle Tanıştıracağız

Bireysel terapi hizmeti, aile danışmanlığı gibi konularda hizmet veren bir Psikoloğu bugün sizlere tanıtacağız. Aile danışmanlığı, aileyi oluşturan bireylerin bir araya gelmesi ve paylaştıkları sorunları birlikte çözmeye çalışmaları üzerine kurulan ve bu doğrultuda Aile Yasası (Family Law Act) çerçevesinde gerçekleştirilen psikolojik danışmanlık hizmetidir. Bu anlamda sözü daha fazla uzatmıyor ve bu hafta ki konuğumuzu size kısaca tanıtmak istiyoruz:

didem dörtkolDidem ÜNGÖR DÖRTKOL Kimdir?

Doğuş Üniversitesinde üstün başarı bursu ile başladığı psikoloji lisans eğitimini birincilikle tamamlamıştır. Okan Üniversitesi klinik psikoloji yetişkin odaklı yüksek lisans programına başlamış, orada gördüğü öğrenimin ve Dr. Emel Stroup’tan almış olduğu süpervizyon eğitiminin ardından uzmanlığını almıştır. Aynı yıl Kadir Has Üniversitesi Aile Danışmanlığı programını da başarı ile tamamlamış olup Aile Danışmanı ünvanını da almıştır.

     

Lisans eğitimi süresince İstanbul Bahçelievler Bakım, Rehabilitasyon ve Aile Danışma Merkezinde psikolog olarak görev almış; farklı gelişim özellikleri olan çocuklara yönelik çeşitli meslek elemanları rehberliğinde mesleki bilgi ve beceri kazanmış ve bunları uygulama imkanı bulmuştur. Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde ve NPİstanbul Nöropsikiyatri Hastanesinde gönüllü olarak görev almış; psikiyatri servisinde vizitlere ve grup çalışmalarına gözlemci olarak katılmıştır.

John Hopkins University tarafından yürütülen toplum sağlığına yönelik bir araştırmanın “Water Pipe Secondhand Smoke Exposure: Characterization of Environmental Toxicants and Tobacco Biomarkers” Türkiye örnekleminde araştırmacı olarak saha çalışmalarında görev almıştır.

Mesleki yaşamına özel bir merkezde başlamıştır. Merkeze gelen danışanların görüşmelerini yaparak gerekli görülen kişilik (MMPI), zeka (WISC-R), dikkat (COGNIPLUS), bellek (NPT) ve semptom tarama testlerini uygulayarak ilerleyen seanslarda psikoterapilerinde yer almıştır. Ayrıca öğrenciler ve aileleri için eğitim danışmanlığı yapmış; sınav kaygısı, dikkat eksikliği üzerine çalışmalarda bulunmuş ve Viyana Test Sistemini kullanmıştır. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu ve davranış bozukluğu tanısı alan çocuk danışanlar ve aileleriyle çalışmalar yapmıştır. Aynı zamanda panik atakla birlikte süren kaygı bozuklukları ve fobilerin tedavisinde sistematik duyarsızlaştırma yöntemini kullanmıştır.

Fransız Lape Hastanesinde ve Türkiye Hastanesinde yatan hastalara (özellikle depresyon, bipolar bozukluk ve şizoafektif bozukluk) terapi sürecinde psikolojik destek sağlamıştır.

Eğitim dönemi boyunca pek çok ulusal lisans ve lisansüstü psikoloji kongrelerine katılmış olup çok sayıda değerli uzmandan Kognitif Terapi, Aile ve Çift Terapisi, EMDR, Depresyon ve Travmatik Stres Bozukluğuna dair eğitimler almıştır.

Almış olduğu eğitimler doğrultusunda Türk Psikologlar Derneğinden onaylı Minnesota Çok Yönlü Kişilik Envanteri (MMPI), WISC-R Zaka Testi, Nöropsikolojik Testler, Çocuk Değerlendirme Testleri, Cogniplus, Viyana Test Sistemi uygulayıcı sertifikasına sahiptir. İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Nöropsikoloji Laboratuvarında test uygulamaları yaparak eğitimini tamamlamıştır.

2016 yılında çalışmaya başladığı Memorial Şişli Hastanesinde halen çalışmakta olup danışan kabul etmektedir.

 Not:Konuyla ilgili yayınlar devam edecektir!

Haber Yayın: Yusuf Ünel

 

ÖMRÜMÜZ BİTSE BİZİM BİTMEZ DERDİMİZ

   

 

 

süleyman pekinTürk tasavvufuna farkında olmadan giren ve bilmeden çok katkı veren mutasavvıf Müslüm Gürses hazretleri bir sözünde der ki:  “Ölüm herkesi bulacaktır ve toprak altında düz yatmak için üstünde dik duracaksın.”

Tasavvufta var olan iman iştiyakı, inşirah duygusu, belli zikir kalıpları üzerinden sağlanan konsantrasyon, bazı maddî motifler üzerinden kazanılan manevî arınma eğitimi gibi temel özellikleri bağrında barındıran Müslümcülük de başlangıçta koyu bir tarikat ve teo-politik bir klan hüviyetinde idi.

O zamanlar Müslümcü Hareket’in en çok eleştirilen jilet-damar-acı üçgeni en çok mürit / müşteri toplayan en bâriz farklılığıydı. Zira jilet, insanın doğallığına vurulmuş bir darbe olarak sakal da kesebilir insan da.. Jilet çekmek aslında jiletin fonksiyonuna bilinçsiz bir isyandır. Uzayan kılların karşılığı olarak üretilen soğuk cismin bitip tükenmeyen acıların sıcak karşılığına tahvil edilmesi olayıdır.

‘Jilet çekme’ seansı da bir güç gösterisi ve meydan okumadır. Teknolojiyi ve onun getirdiklerini küçümseme, onu farklı bir anlayışla yenme arzusudur. Akan kan sizin bakışlarınızdaki korkudadır, damlayan bedende değil. Bir kesiğin vereceği acı ruhu ızdırap cenderesine alınmış insanlar için önemsizdir. Kendine jilet atan biri zaten dünyaya tümden tekme atmış demektir. Ve kendisine böyle davranan birine feleğin kötülükleri ne yapabilir?!

Damar’ ise Müslümcülük’te yüreğin ham borusudur. Damara hitap etmek yüreğe hitap etmek ve kalbi titretmektir. Kansa akıcılığı yani hayatı simgeler. Jilet – damar kardeşliği Müslümcülüğün yaşamsal ünitesidir. Hayatına son verecek bir itikatsızlığa asla düşmez Müslümcü. Ancak acı çekme özgürlüğüne, acıların bize umudu buldurmasına ve acılar ülkesinde yolcusuz yolları bekleme terapisine taliptir.

Şimdi “Bu da nereden çıktı? Olay nasıl gelişti?” diye televizyonunuzun yada telefonunuzun ayarlarıyla oynamayınız ey halkım. Netice-i kelâm; Türk Milleti ritmini aramaktadır. Ve bir müddet daha arayacaktır.

Çer-çöpten ibaret piyasa müziğini kastetmiyoruz. Millet sosyolojisi bazen ırmaklar bulup akmak ister. İşte o sosyal hareketlilik toplumsal ruhun nabzıyla buluştuğunda milletin damarlarında da aynı duygu ve düşünceler akmaya başlar.

Toros yaylalarındaki Karacaoğlan estetiği ve Türkmen töreli Dadaloğlu delikanlılığı, Viyana önlerine yürüyen Mehterân cesareti ve Cumhuriyet heyecanının marşlarına yansıyan coşkusu, zûlme karşı Pir Sultan Abdal kararlılığı ve millet sevgisindeki Âşık Veysel duyarlılığı ve dahi 60-70-80’lerin karmaşasına arabesk temelli halk isyankârlığı işbu’nun tezahürlerindendir.

Gâvur müziği Türk’ün ritim bozukluğudur. Pop müzik ve klip emperyalizmi Moğol istilâsı, Haçlı belâsı, mezhep tasallutu, devşirme şiddeti, yokluğun yakıcılığı, cahilliğin cazibesi ve kardeş kavgasından daha hafif, daha masum değildir.

Mevzuya mübareğin bir virdiyle şimdilik son verelim:

“Aşktan yüzümüz gülmedi diye
Tanrıya bu isyan bu sitem niye?
Hepimize canı o verdiyse
Kul günahkârsa Tanrı ne yapsın?