Etiket arşivi: Venezuella

2016 Dünya Kültür Elçileri Arasında Bir Türk

Uluslar arası arenada düzenlenen Dünya Kültür Vakfı’nın düzenlediği Ödül töreninde bir Türk yerini başarıyla aldı. Yaratıcılık, Edebiyat ve Kültür alanında ödüllerin dağıtıldığı Naji Naaman Edebiyat Ödülleri bir kez daha dünya önünde göğsümüzü kabarttı. Bu sevinci bize yaşatan Dünyaca ünlü Türk Şair Özkan Mert’e çok teşekkür ediyoruz.

Yaratıcılık Ödülü’nü kazanan; Michela Zanarella (İtalya)

 Naji Naaman UluslararasıEdebiyat Ödülü’ nü kazanan; Özkan Mert,(Turkey),

 Noris Roberts (Venezüella)

naji naaman ödülleri alanlar

Noris Roberts , Venezüella Naji Naaman Edebiyat Kültür Vakfı Dünya Kültür Elçisi seçildiler.

ÇOĞAL; BİR YANIM AVRUPA BİR YANIM AFRİKA

 

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonunun yaptığı araştırma hem Türkiye’de iller arasındaki gelir uçurumunu, hem de Türkiye’nin dünyadaki yerinin nerede olduğunu gözler önüne serdi.

Türkiye’nin en gelişmiş illeri olan İstanbul, Estonya; Kocaeli ise ancak Çek Cumhuriyeti seviyesinde bulunuyor. En az gelişmiş ili olan Ağrı ise Guatemala’dan biraz zengin Ermenistan’dan ise yoksul kalıyor.

Başkent Ankara, Litvanya, Türkiye’nin kişi başına düşen gelirde dördüncü sırasında olan Tekirdağ ise Barbados’a ancak ulaşıyor.

Şanlıurfa, Gürcistan;  Hakkâri, İran; Bitlis, Cezayir; Kars, Namibya; Hatay, Botsvana; Çorum, Sinop Bartın, Bulgaristan;  Eskişehir, Arjantin; Antalya, Hırvatistan; İzmir, Polonya seviyesinde kalıyor.

engin-cogalTürkiye’de kişi başına düşen gelirin illere göre dağılımı ve diğer ülkelerin kişi başına düşen milli gelirlerinin hem Türkiye’deki iller arasındaki uçurumu, hem de Türkiye’nin dünyadaki yerinin nerelerde olduğunu ortaya çıkardı. Türkiye’nin en gelişmiş illeri Avrupa’daki Estonya,  Çek Cumhuriyeti, Litvanya gibi ülkelerin seviyesine zor çıkarken, en yoksul iller ise birçok Afrika ülkesinin bile gerisine düşüyor.

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Ar-Ge Biriminin TÜİK ve İMF verilerinden yararlanarak yaptığı araştırmaya göre,  Türkiye’nin en fazla kalkınmış ve 19 bin 957 dolar kişi başına düşen gelirle ilk sırada yer alan İstanbul, kişi başına geliri 20 bin 160 dolar olan Estonya’dan yoksul, 19 bin 769 dolar kişi başına düşen geliri olan Çek Cumhuriyetinden biraz iyi bir durumda bulunuyor. Türkiye’nin en büyük sanayi kenti olan ve kişi başına gelirde ikinci durumdaki Kocaeli de yine Estonya’dan yoksul Çek Cumhuriyetinden biraz iyi durumda seyrediyor.

Son avuntusu her şey yolunda giderse 2030 yılında “yüksek gelirli ülkeler” arasına girebileceğine ilişkin bir OECD senaryosu olan Türkiye’nin en gelişmiş ili olan İstanbul tek başına bir ülke olsaydı, dünya sıralamasında ancak 45’inci olabilecekti. Kocaeli ise 46’ncı sırayı alacaktır. Trinidad Tobago, Yunanistan, Portekiz. Slovenya, Malta, Bahreyn,  Ekvator Ginesi, Kore, Porto Riko ve benzeri birçok ülkenin kişi başına düşen geliri Türkiye’nin sanayi, ticaret ve finans merkezi konumundaki bu iki ilin üzerinde bulunuyor.

Türkiye’nin başkenti Ankara ise ancak Litvanya düzeyinde bir refah seviyesinde bulunuyor. Türkiye’nin İstanbul, Kocaeli ve Ankara’dan sonra en yük ek kişi başına düşen gelirine sahip olan Tekirdağ ise Barbados seviyesinde bir ekonomik kalkınmışlığa sahip bulunuyor. Aynı karşılaştırmaya göre Türkiye’nin önemli sanayi merkezlerinden biri olan liman kenti İzmir ancak Polonya düzeyinde bir ekonomik gelişmişliğe sahip. Türkiye’nin ekonomik anlamda önemli illerinden Bursa ancak 90 bin nüfuslu bir ada devleti olan Antigua ve Barbuda düzeyini buluyor. Türkiye’nin en önemli turizm merkezi olan Antalya’da kişi başına düşen gelir ise Hırvatistan düzeyinde kalıyor.

Yine Türkiye için önemli illerden Eskişehir, Arjantin;  Yalova, Kazakistan; Çanakkale,Brezilya; Denizli Lübnan;  Sakarya, Manisa, Malezya; Edirne, Burdur, Kayseri, Düzce, Meksika’nın düzeyinde seyrediyor.

 

-AĞRI’NIN REFAHI ERMENİSTAN’A YETİŞMİYOR-

3 bin 880 dolar kişi başına gelirle Türkiye’nin en yoksul ili konumunda bulunan Ağrı ise Ermenistan ile Guatemala arasında bir yerde duracaktı. Ağrı bir ülke olsaydı kişi başına düşen gelir sıralamasında dünyada 117’nci olabilecekti. Türkiye’nin 4 bin 469 dolarla Ağrı’dan sonraki ikinci yoksul ili olan Şanlıurfa ise kişi başına düşen gelirde Gürcistan’dan biraz iyi El Salvador’dan ise daha kötü konumda bulunuyor. Şanlıurfa bir ülke olsaydı kişi başına düşen gelir sıralamasında dünyada ancak 108’inci olabilecekti.

Araştırma’ya göre Türkiye’deki illerden Hakkâri, İran; Bitlis, Cezayir; Şırnak, Siirt, Makedonya; Kars, Nambiya; Diyarbakır, Tayland; Mardin, Adıyaman, Sırbistan; Kilis, Ağrı, Iğdır, Ardahan Ekvator; Tokat, Dominik; Ordu, Peru; Malatya ve Erzurum, Libya; Yozgat, Kahramanmaraş, Bayburt ve Osmaniye ise Venezüella düzeyinde bulunuyor.

“Türkiye gereksiz rejim tartışmalarıyla, hukuku, insan haklarını, çağdaş değerleri ayaklar altına alıp demokrasiden uzaklaşmak yerine, Atatürk’ün işaret ettiği çağdaş uygarlık hedefine doğru yürümek zorundadır. Eğer bunu yapmaz toplumu sürekli çatıştırırsak, en zengin ilerimiz bile ortalama bir Avrupa ülkesinin seviyesinde olmayacak, diğer illerimiz de dünyanın en yoksul köşeleri olarak kalacak

                                   ENGİN ÇOĞAL

          BİRLEŞİK KAMU-İŞ KONFEDERASYONU

 GENEL  MERKEZ  ÖZLÜK HUKUK TİS  SEKRETERİ

 

 

 

 

 

 

Prof.Arslan: Soykırım tasarısı dostlarımızın gerçek yüzünü gösterdi

sivas cumhuriyet hocası aslanSivas Cumhuriyet Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Nagehan Talat Arslan, Almanya Parlamentosu’nda kabul edilen sözde Ermeni soykırımı tasarısının kabul edilmesini değerlendirerek, “Tasarı dostlarımızın gerçek yüzünü bir kez daha gösterdi’’ dedi.

Türk siyasi hayatında özellikle son yüzyılda Almanya’nın diğer ülkelere göre farklı bir yeri olduğunu hatırlatan Prof.Dr. Nagehan Talat Arslan, I. Cihan harbinde ittifak halinde olmamızın da psikolojik etkisiyle Türk Milleti’nin Almanlara ve Almanya’ya bakışının Fransa, İngiltere, İtalya gibi diğer Avrupa ülkelerinden farklı olduğuna dikkat çekti.

1950’lerden sonra Almanya’nın ikinci dünya savaşı yaralarını sarmasında ve imarında Türkiye’nin ve Türkiye’den Almanya’ya çalışmaya gidenlerin etkisinin çok büyük olduğunu belirten Prof.Dr. Arslan, “Almanya hem geçmişi hem de günümüzdeki rolü ile Avrupa’nın özellikle de Avrupa birliğinin lokomotif ülkesi konumundadır. Fransa ile birlikte AB içinde aslı unsurdur. Ortak çıkarlar olduğunda dost olduğumuzu her zaman hatırlayan batı bin yıldan daha fazla tarihi ve siyasi mirasıyla ceddimiz Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti’yle dostluk kavramının tersine davranışlara girmekten çekinmemektedir. Türkiye aleyhine uluslararası bir konu olduğunda maalesef aynı cephede, aynı safta, aynı ittifak içinde bulunduğumuz taraflar hiç çekinmeden dostluklarına uymayan davranış içine girebilmektedirler. Stratejik ortak, stratejik müttefik kavramlarının uluslararası arenada anlamsızlaştığına bir kez daha şahit olduk’’ dedi.

 

                                                                 YENİ POZİSYON ALINMALI 

Uluslararası arenada aslı unsurun menfaat olduğunu, dostluk ve hamasi yaklaşımların geçer akçe olmadığını hatırlatan Arslan, çıkarların belirlediği bir alanda haklı haksız, doğru yanlış gibi değer yüklü yaklaşımların bir anlam taşımadığını ifade etti. Bu nedenle her konuda ve her olayda a, b, c gibi planlar yapılıp durumsallık yaklaşımı içinde hareket edilmesi gerektiğini belirterek, “Özellikle Ermeni tasarısı konusunda Almanya’nın bu tavrı Türk-Alman ilişkilerine yeni bir pozisyon almamızı zorunlu kılacaktır. 1915 olayları konusunda özellikle dünya kamuoyunda Cumhuriyetin kuruluşundan günümüze çok etkin bir çaba gösterdiğimiz söylenemez. Şu an dünyada Uruguay’dan Belçika’ya, Kanada’dan Amerika’ya, Vatikan’dan Lübnan’a, Rusya Federasyonu’ndan Arjantin’e, Yunanistan’dan İsveç’e, İtalya’dan İsviçre’ye, Hollanda’dan Venezuella’ya, Litvanya’dan Şili’ye, Polonya’dan Bolivya’ya, Avusturya’dan Brezilya’ya, Suriye’den Almanya’ya 25 ülke soykırım tasarısına imza atmış bulunmaktadır. İşin ilginç yanı bütün dünya kamuoyu önünde ve pervasız bir şekilde bu kararlar alınmaktadır’’ İfadelerini kullandı.

                                             ERMENİSTAN ÜZERİNDEN KÜRESEL BASKI

Bir zamanlar millet-i sadıka olarak tanımlanan Ermeni halkı ile ne Osmanlı’nın ne de Türkiye Cumhuriyeti’nin bir sorunu olmadığına dikkat çeken Arslan, sayısı yüzbinleri bulan Ermeni kökenli Türk vatandaşlarının bulunduğunu, 1915 olaylarının bir yönüyle Ermenilerin meselesi olmaktan öteye geçirilip, Türkiye üzerinde etkili olmak isteyen ülkelerin bir oyuncağı haline dönüştürüldüğünü iddia etti. Dünya ölçeğinde hemen hemen hiçbir etkinliği bulunmayan Ermenistan’ın 25 ülkede bu tasarıları kabul ettirmesinin imkansız olduğuna vurgu yapan Prof.Dr. Arslan, “Türkiye Ermenilerin uluslararası arenada kullanılmasını engellemelidir. Bir zamanlar Yunanistan üzerinden yapılan bu küresel baskılar günümüzde yeniden ısıtılıp Ermenistan üzerinden yapılmaktadır. Bu ülkelerin gerçek yüzlerinin bu olduğu bizler için yeni bir durum değildir. Tarihte tekerrür eden yüzlerce olay bize batının ikiyüzlülüğünü göstermiştir. Bu durumda bizlere düşen ise büyük devlet haşmetine yakışır şekilde ‘Yolunuz açık olsun’ demektir’’ görüşlerine yer verdi.