Etiket arşivi: Üç

CHP’li Sındır, “3. Havalimanı’nın uçuş emniyeti var mı?”

CHP’li Sındır, “3. Havalimanı’nın uçuş emniyeti var mı?”

CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, TBMM Başkanlığına verdiği araştırma ve soru önergeleriyle 3. Havalimanının mevcut durumunu ve özellikle iniş ve kalkış pistlerinin hemen yanında yer alan Rüzgar Enerji Santrallerini Meclis Gündemine taşıdı.
 
Sındır; verdiği soru önergesiyle verilen yolcu garantisine ulaşılıp, ulaşılamadığını, öngörülen yolcu sayısını, uçuşlardaki rötar sayısı ve sıklığının nedenlerini ve özellikle de havalimanının iniş ve kalkış pistlerinin hemen yanında yer alan Rüzgâr Enerji Santrallerinin yarattığı tehlikeyi, şiddetli ve sürekli yanal rüzgârların olduğu bir bölgede havalimanının yapılmış olmasının risklerinin neler olduğunu sordu. Sındır, verdiği araştırma önergesiyle de 3. Havalimanı’nın inşaatı esnasında yaşanan iş kazalarının, yaşamını yitirenlerin sayısının, tahrip edilen ormanlık alanların araştırılarak tespit edilmesini istedi.
 
RES’LER NE OLACAK?
Havalimanının iniş ve kalkış pistlerinin hemen yanında yer alan Rüzgar Enerji Santrali’ne dikkat çeken Sındır, “RES’lerin olduğu bu bölgede rüzgarların özellikle de yanal rüzgarların şiddetli ve sürekli olduğu bilinmekte. Böylesi rüzgarların olduğu bir bölgede havalimanının yapılmış olmasının hiçbir riski yok mudur? Bilimin ve tekniğin ışığında yeterli çalışmalar yapılmış mıdır?  Havalimanının hemen yanındaki söz konusu RES türbinlerinin varlığı, gerek yükselti gerekse çevreye yayılan ve hava araçlarının navigasyon sistemlerini dahi etkileyebileceği düşünülen elektromanyetik alan nedeniyle tehlike yaratmakta mıdır? 3. Havalimanı’nın uçuş emniyeti var mıdır?  RES türbinlerinin kaldırılması düşünülmekte midir? Bütün bu sorunlar bilinmiyor muydu, biliniyordu da önemsenmedi mi ya da yok mu sayıldı? Bu konuda Sayın Bakan kamuoyunu mutlaka bilgilendirmelidir” dedi.
 
“AKIL VE BİLİMDEN UZAK YER SEÇİMİ”
İktidarın 3. Havalimanı’nda üç maymunu oynadığını ifade eden Sındır, “Sivil Toplum Kuruluşları ve Akademik Meslek Odaları, bilimsel ve teknik verilere dayalı olarak, 3. Havalimanının inşa edileceği bölgenin yanlış olduğunu, doğaya ve canlı yaşama ciddi zararlar vereceğini ifade ettiler. Ne yazık ki tüm bu görüşler ve ortaya konulan raporlar iktidar yetkilileri tarafından bugüne kadar görmezden, duymazdan ve bilmezden gelindi. 3 Maymun oynandı. Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanı Sayın Mehmet Cahit Turhan, İstanbul Yeni Havalimanı ve yakın çevresinde kötü hava şartlarının meydana geldiğini, trafik akışında uzun süreli beklemelerin ve pas geçmelerin yaşanabileceğini açıkladı. Birkaç gün önce bir uçak, bir kuş sürüsüne çarparak, acil iniş yaptı. Ana piste giden taksi yolu çöktü. İstanbul Havalimanı’na inmek üzere yaklaşan uçaklar şiddetli rüzgarlar nedeniyle bir süre havada tur atmak zorunda kalıyor. Sayın Bakanın açıklamaları ve yaşanan olaylar havalimanının yapıldığı yerin ne kadar yanlış olduğunun somut işaretidir. Maalesef tüm bu yaşananlar bilimden uzak hareket etmenin ve plansızlığın sonucudur. Ayrıca, 3. Havalimanı inşaatında ağaç katliamı da yapıldı, ekoloji tahrip edildi. Bunlar yetmezmiş gibi havalimanı için çok rüzgarlı bir alanı hem de yanı başında RES’lerin olduğu bir bölgeyi seçtiler. Yoksa bu tercihler, akıl ve bilimin önüne geçen rant ve talan zihniyetinin bir sonucu mudur? ” dedi.
 
“AĞAÇLAR TAŞINDI MI?”
3. Havalimanı’nın 76,5 milyon metrekare alan üzerinde inşa edildiğini belirten Sındır, “Yeni havalimanının proje alanı toplam 7 bin 650 hektar olup, bunun 6 bin 172 hektarı ormanlık bir alanın üzerine inşa edildi. İstanbul’un akciğerleri iktidarın mega projesiyle ranta kurban edildi. İktidar 3. Havalimanı’nı yaparken ormanların; odun üretimi, su üretimi, iklim düzenlediğini, karbon bağlama ve oksijen üretme merkezleri olduğunu, hava kirliliğini azalttığını ve canlıların yaşama ortamı olduğunu bilmiyor muydu? 2013 tarihli 1. ÇED raporunda 2 milyon 513 bin 341 ağacın, 657 bin 950’sinin kesileceği, 1 milyon 855 bin 391 ağacın ise taşınacağı belirtiliyordu. Bu ağaçlar taşındı mı? Taşındıysa nereye taşındı? Yayımlanan raporların hiç birinde bu bilgilere ulaşamıyoruz” dedi.
 
“İŞ KAZALARI, İŞ CİNAYETLERİ ÖNLENEBİLİR”
3. Havalimanın inşaatı esnasında birçok yurttaşın yaşamını yitirdiğini ifade eden Sındır; “inşaatı esnasında birçok insan hayatını kaybetti ve yaralandı. Resmi olarak sorulan sorulara verilen yanıtta 52 kişinin yaşamını yitirdiği ifade edilse de 400’den fazla kişinin yaşamını yitirdiği ve bunun açıklanmadığı belirtiliyor. İş kazaları, iş cinayetleri önlenebilir. Yeter ki bilimin ve tekniğin ışığında önlemler alınsın, yeter ki sorumluluk sahibi olanlar gereğini layıkıyla yapsın. Havalimanında çalışan işçiler emeklerinin karşılığını alamadıkları için adli yola başvurdular. Emekçilere, işçilere neden ödeme yapılmadı. 3. Havalimanı ile ilgili her konunun takipçisi olacağız. Verdiğimiz araştırma önergesiyle 3. Havalimanı’nın inşaatı esnasında yaşanan iş kazalarının, yaşamını yitirenlerin sayısının, tahrip edilen ormanlık alanlarının tespit edilmesi sağlanacak; kuşların göç yoluna, kuş türlerine olan zararları ile iklimi ve doğal yaşamı nasıl etkilediği de ortaya çıkacaktır” dedi.
 
Sındır, Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanı Sayın Mehmet Cahit Turhan’a yanıtlaması istemiyle TBMM’ye verdiği önergede şu soruları yöneltti:
 
1)            3. Havalimanını yapan İGA’nın bu önergenin verildiği tarih itibariyle paydaşları ve sahip oldukları paylar ne kadardır?
2)            3. Havalimanı paydaşlarının bugün itibariyle kredi borçları ne kadardır?
3)            Havalimanı açıldığından önergenin verildiği tarihine kadar geçen sürede günlük uçuş ve yolcu sayıları nedir?
4)            Havalimanı için yükleniciye ilk 13 yıl için 6.3 milyar Euro yolcu gelir garantisi verildiği bilinmektedir. Önergenin verildiği tarih itibariyle gerçekleşen uçuşlardaki yolcu sayıları verilen yolcu garantisini karşılayacak durumda mıdır?
5)            3. Havalimanı için başlangıçta belirlenen kredi tutarı neydi? Bu kredi tutarı hangi bankalardan hangi tutarlarda temin edilmiştir?
6)            Başlangıçta belirlenen kredi tutarlarının üzerine hangi bankalardan ne kadar yeni kredi temin edilmiştir? Bu kredilerin geri ödeme planı nedir?
7)            3. Havalimanı için 2030 yılına kadar öngörülen yolcu sayısı ve kar beklentileri nedir?
8)            3. Havalimanı açıldığı günden itibaren uçuşlardaki rötar sayısı günler itibariyle nedir?
9)            3. Havalimanında yaşanan rötarlarda mağdur olan/uçamayan/bileti değiştirilen yolcu sayısı kategoriler itibariyle nedir?
10)         Bileti değiştirilen ya da bileti iade edilen yolculara ödenen toplam tutar önergenin verildiği tarih itibariyle nedir?
11)         3. Havalimanında yaşanan rötarların nedenleri nelerdir?
12)         3. Havalimanında yaşanan rötarların nedenleri arasında esen şiddetli rüzgarlar, ters rüzgarlar ve lodos etkili midir? Etkili ise bunun için alınan önlemler nelerdir?
13)         Havalimanının iniş ve kalkış pistlerinin hemen yanında RES (Rüzgar Enerji Santrali) türbinlerinin olduğu görülmektedir. RES’lerin olduğu bu bölgede rüzgarların (özellikle yanal rüzgarların) şiddetli ve sürekli olduğu anlaşılmaktadır. Böylesi rüzgarların olduğu bir bölgede havalimanının yapılmış olması riskli değil midir?
14)         Havalimanının hemen yanındaki söz konusu RES türbinlerinin varlığı tehlike yaratmakta mıdır? Kaldırılması düşünülmekte midir?
15)         3. Havalimanın ihale şartnamesine göre önergenin verildiği tarih itibariyle ödenmesi gereken yıllık kira ne kadardır? Bunun ne kadarı ödenmiştir? Ödenmeyen tutar için ne yapılmıştır?
16)         3. Havalimanında yapılan uçuşlarda başka ülkelerin hava sahalarının kullanıldığı iddiaları doğru mudur? Doğru ise hangi uçuş güzergahlarında hangi ülkelerin hava sahaları kullanılmıştır? Kullanılan bu hava sahaları nedeniyle yapılan bir ödeme var mıdır?
17)         3. Havalimanının inşasında kaç işçi çalışmıştır? Bu işçiler hangi firma tarafından istihdam edilmişlerdir?
18)         Havalimanında çalışan işçilerin emeklerinin karşılığını alamadıkları için adli yola başvurdukları bilinmektedir. Kaç işçiye ödeme yapılmamıştır? Ödeme yapılmama nedenleri nelerdir?
19)         Havalimanı inşası sırasında alınmayan önlemler nedeniyle iş kazaları olduğu bilinmektedir. Alınmayan önlemler nedeniyle kaç işçi yaralanmıştır? Kaç işçi yaşamını yitirmiştir? Yaşamını yitiren kişilerin ailelerine yapılan bir yardım var mıdır?
20)         3. Havalimanının uçuş güzergahı açısından kuş göç yolu olduğu iddiaları mevcuttur. Bu iddia doğru mudur? Seferlerine başlandığı günden bu yana uçuş esnasında kuş kazası meydana gelmiş midir? Gelmişse eğer kaç uçuş esnasında, hangi zaman diliminde bu tür olay yaşanmıştır? Belli bir zaman diliminde yoğunlukla yaşanmışsa neden önlem alınmamıştır? İlerleyen zamanlar için alınan ve/veya alınması düşünülmüş önlemler nelerdir?

KPSS’ye 3.5 milyon aday katılacak

ÖSYM Başkanı Ömer Demir, KPSS Ortaöğretim sınavının 176 sınav merkezinde ve 12 bin 398 binada 20 Kasım Pazar günü gerçekleştirileceğini bildirdi. Demir, “Bu yıl 2 milyon aday bekliyorduk. Ancak 3 milyon 498 bin 335 aday başvurusu aldık” dedi.sinav

Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanı Prof. Dr. Ömer Demir, 20 Kasım Pazar günü Türkiye tarihinin de en büyük sınavı olan Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS) Ortaöğretim oturumunun yapılacağını belirterek, “2 yıl önceki aynı sınava başvuran aday sayısı 1 milyon 828 bin dolayında idi. Bu yıl da 2 milyon bandında bekliyorduk. Ancak 3 milyon 498 bin 335 aday başvurusu aldık. 542 bin 122 sınav görevlisi hazır bulunacak.” dedi.
ÖSYM Başkanı Ömer Demir, KPSS Ortaöğretim sınavının 176 sınav merkezinde ve 12 bin 398 binada 20 Kasım’da gerçekleştirileceğini bildirdi.
Büyük kitlelerin katıldığı sınavlara adayların kendini denemek için de girebildiğinin altını çizen Demir, şöyle konuştu:
Bu yılki KPSS ön lisans sınavına başvuran aday sayısının yaklaşık 1,5 milyon; Ortaöğretim sınavına başvurunun ise 3,5 milyona yakın olmak üzere toplamda 5 milyona yaklaştığını belirten Demir, “Sayı bu kadar büyük olunca sınavın aynı hafta sonu yapılması imkansızdı. Bu nedenle sınavları ayırdık.” dedi.

TRAFİK YOĞUNLUĞU UYARISI

Demir, 3,5 milyona yakın adayın ve 550 bin kişinin görev yapacağı 20 Kasım sabah saatlerinden itibaren bütün illerde büyük bir trafik yoğunluğu beklendiğini hatırlatarak, adaylara şu uyarılarda bulundu:
“Trafik yoğunluğunu göz önüne alarak sınavın saatini 09.30’dan 10.00’a aldık. Ama hem görevlilere hem adaylara şunu söylemek isterim. O saatlerde daha önceki olağan trafiği düşünerek yola çıkanlar geç kalabilir, sınava yetişemeyebilir, mağdur olabilir. Dolayısıyla trafik durumunun dikkate alınması gerekir. Bunu özellikle adaylara duyurmak isterim. Sınav için erken saatte sınav yerinde olmalarını tavsiye ediyorum.
KPSS ön lisans için bini aşkın adayın sınav kurallarına uymadığı için sınavı iptal edildi. Bunların içerisinde ‘yasaklı malzemeler’ dediğimiz, saat, takı, yiyecek gibi sınav salonuna getirilmesi yasaklanmış eşya ile girdikleri için sınavları iptal edilen adaylar var.”
KPSS Ortaöğretim Sınavı’na 3,5 milyona yakın adayın katılacağını, adayların bir kısmının yaş itibarıyla ÖSYM sınavlarına uzun süre girmeyenlerden oluştuğunu dile getiren Demir, “Aday başvurusunun oransal olarak en yüksek olduğu yaş aralığı 36-40 yaş. 2014 yılında 36-40 yaş arasında KPSS Ortaöğretim Sınavı’na giren aday sayısı 76 bin 492 iken, bu yıl aynı sınava girecek aday sayısı 269 bin 420, yani yaklaşık yüzde 252’yi aşkın bir artış söz konusu. Hatta 70 yaşında bile sınava girecek olan adayımız var.” diye konuştu.

SINAV KURALLARINI İYİ OKUYUN

Adayların sınav kurallarını iyi okumalarını isteyen Demir, aksi durumda adayların sınav binalarına ya da salonlara giremeyebilecekleri uyarısında bulundu.
Sınav giriş belgeleri ile nüfus cüzdanlarının yanlarında olması gerektiğinin de altını çizen Demir, başka kimliklerle ya da yanlarında anahtar, ulaşım kartı, cüzdan gibi yasaklı malzemeler ile gelmeleri halinde binaya alınmayacaklarını hatırlattı. Ömer Demir, sınavın başlangıcında kuralların açıklandığını da hatırlatarak, sınavın başlama ve bitiş dakikası uyarısından sonra herhangi bir şekilde işlem yapan adayların da sınavlarının iptal edildiğini dile getirdi. Demir, büyük bir kitlenin gireceği bu sınavda da adayların bu kurala dikkat etmeleri gerektiğini söyledi.

İLLERE GÖRE SINAVA BAŞVURU ORANLARI

ÖSYM Başkanı Demir’in verdiği istatistiklere göre, 2014-2016 KPSS Ortaöğretim oturumuna başvuru sayısında il bazında da artışlar gözlendi.
2014-2016 yıllarında KPSS Ortaöğretime başvuran kişi sayısı artışında İstanbul ilk sırada yer aldı. İstanbul’da 2014’te 193 bin 131 kişi sınava başvururken, 2016’da bu rakam yüzde 138’lik artışla 460 bin 224’e yükseldi.
Ayrıca, Gaziantep’te bir önceki sınava göre yüzde 136’lık artışla 69 bin 767 aday, Nevşehir’de yüzde 133’lük artışla 14 bin 918 aday, Düzce’de yüzde 129’luk artışla 23 bin 215 aday, Antalya’da yüzde 123’lük artışla 89 bin 479, Kilis’te yüzde 121’lik artışla 6 bin 770 aday, Rize’de yüzde 117’lik artışla 20 bin 570 aday, Kocaeli’de yüzde 114’lük artışla 94 bin 71 aday, Yalova’da yüzde 110’luk artışla 8 bin 550 aday, Aksaray’da yüzde 108’lik artışla 18 bin 939 aday, Bursa’da yüzde 107’lik artışla 113 bin 67 aday ve Ankara’da yüzde 105’lik artışla 307 bin 438 aday sınava girecek.
Öte yandan, İstanbul 460 bin 224, Ankara 307 bin 438, İzmir 144 bin 861 başvuruyla en fazla adayın sınava gireceği iller olarak sıralandı.

2016 KPSS ÖN LİSANS’TA SINAVI İPTAL EDİLEN ADAYLAR

2016 KPSS Önlisans sınavında bin 34 adayın sınavı, sınav kurallarına uymadığı gerekçesiyle iptal edildi.
“Anahtar, cep telefonu, cüzdan, kol saati, metal takı” ile sınava giren 616 aday, “geçerli kimlik belgesi” olmayan 141 aday, “sınav bitmiştir” uyarısından sonra işaretleme yapmaya devam eden 36 aday, raporu olmadan normal salonlarda engelli ayrıcalıklarından yararlanmaya çalışan 16 aday, sınav giriş belgesi olmadan sınava giren 11 aday, başkasını sınava sokmaya çalışan 3 aday ve çeşitli kural dışı davranışlarda bulunan 186 adayın sınavı iptal edildi.
Kural dışı davranışlar arasında ise “sınava geç girme”, “yiyecek, kırtasiye, manyetik kart, madeni eşya, hesap makinesi, güneş gözlüğü” gibi, getirilmesi yasaklı maddeleri yanında taşımak yer aldı.

ÜÇ TARZ-I İHANET

 

 

 

süleyman pekinYusuf Akçura’nın 20.yy başında kaleme aldığı “Üç Tarz-ı Siyaset”te Osmanlıcılık, İslamcılık, Türkçülük anlatılır ve mukayese edilir. Bu yüzyıl başında bu toprakların tarihini yazanlar / yazacaklar ise siyaset penceresindekilerle değil ihanet tenceresindekilerle uğraşacaklar.

Osmanlı’nın rabiası (dörtleme) Din ve Devlet, Mülk ve Millet idi. Mülk kavramı, Hanedanın zılliyetinden çıkıp özel mülkiyete dönüştüğü için kenara bırakılabilir. Fakat diğer tevarüs edilen mücerred kavramlar için toplu bir ihanet sözkonusudur.

1-Dinî teşekküllerin yada din iddiasında bulunanların Dinimiz’e ihanetleri: Kendi meşrep ve tariklerini din gibi kutsamaları, kendi liderlerine uçan halı hazırlamak için evvelâ Peygamber ve sahabelerini uçurmaları, Kuran’ın özüne ve anlamına vâkıf olmadan telaffuzunu sevaba hâsıl kılmaları, Peygamberin mücadelesini değil kişisel eşyalarını / eşkalini örnek almaları, ihtiyaç sahiplerine vermek yerine hep almak ve ihtiyaçlı olma alışkanlıkları, Allah’tan başkasına kulluğu yasaklayan İslâm’a ‘gassâlın elinde meyyit’, ‘şeyhe teslimiyet’, ‘itaat’, ‘râbıta’ vs. diyerek kula bendeliği ve gönüllü köleliği getirmeleri..

Hiçbiri bir diğerini gerçek Müslüman saymaz. Her birinin devletle veya devlet adamlarıyla işi vardır. Teşekküllerinde ehliyet ve liyakat değil kıdem ve kariplik (yakınlık) hiyerarşik esastır. Söz ve kanaatlerinin sorgulamasına küfür gözüyle bakarlar. Allah’ı Yahudiler gibi özel ilahları gibi algılar; kimi Cennete, kimi Cehenneme göndereceğini ve her kelimeye kaç puan vereceğini bilirler; oluşturdukları dünyevî iş ve işlemler çarkını, müşahhas alışveriş düzeneğini en büyük ahiret yatırımı sayarlar.

Son soru: Din böyle olur mu?

2-Hür ve eşit yurttaşların kendilerini o seviyeye taşıyan Cumhuriyete / Devletimiz’e o özgürlükle ihanet etmeleri: Sülâle adlarından oluşan devlet takılarını kutsayıp ortak adla kurulanları küçümsemeleri, şahısların mutlak egemenliği yerine milyonların iradesinin temel alınmasını içselleştirememeleri, halk idaresini hafife alan halkın hala kendini güttürecek çoban araması ve oy sandığı haricinde yönetime katılmaması, nerdeyse bir asırdır demokratik bir devletle yönetildiğimiz halde simitten saray, golden kral, güzellikten kraliçe, sünnet çocuğundan şehzade ve voleybolcudan sultan çıkarması..

5 bin yıllık tarihin 100 küsur yılını çıkarırsak cumhuriyet ve demokrasi adına, kurduğumuz yüzlerce devletin 1-2’sini çıkarırsak devletin millîliği adına geriye pek bir şey kalmıyor. Binlerce yılın alışkanlığından doğan insiyakî davranışlar, gözbebeği muamelesi görmesi gereken bu Son Devletimizin göz göre göre erimesine izin veriyor. Belki farkında olmadan Cumhuriyet istenmeyen çocuk, sanki gâvurların kurduğu / kurdurduğu bir yapı muamelesi görüyor. Ve her bir değeri belki de fazla emek verilmeden kazanıldığından ötürü basit alışverişlerdeki bozuk para gibi harcanıyor.

Soru: Devlet böyle kalır mı?

3-Milleti oluşturan toplulukların milletimize ihanet etmeleri: Binlerce yıllık bir kültür ve medeniyetle beraber isimleşen bir milleti, memleketçilik yada alt etnik kimliklerle tanımlamaları, Milletimiz’in bayrağına ve bütünlüğüne yönelik olumsuz faaliyetleri görmezden gelmeleri, Milletin çocuklarının gâzâsını ve şehadetini cenazelerdeki ‘iyi biliriz’ şehadetinden farklı görmemeleri, bu milletin en parlak zekâlı çocuklarının siyaseddin kuruluşlarca zombi robotu yapılmasına ses çıkarmayarak destek vermeleri, kendi üretmediği üçbuçuk teknolojik oyuncağın hatırına akrabalık gibi, komşuluk gibi, paylaşmak gibi, dayanışma gibi, merhamet, dostluk ve iyilik gibi değerleri toptan kurban (7 ortak) etmeleri, ebeveyninin koyduğu kendi millet adını beğenmeme yada pek telaffuz etmemeleri..

Öz ve anlam olarak İslâm Dini, siyasal varlık olarak Türkiye Cumhuriyeti ve ruh – beden olarak Türk Milleti yeniden dosdoğru anlamlandırılmak zorundadır. Yoksa fıtratı ihanete zorluyoruz.

Bu yazı böyle son bulur mu?

İbrahim Aydın’dan Regaip Kandil’i Mesajı

Antalya Millet Vekili İbrahim Aydın İslam Aleminin mübarek üç aylarının başlangıcı olan Regaip Kandili dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Aydın Mesajında şu ifadelere yer verdi;

Kandiller insanlarımızın kalplerini birbirine yaklaştıran, komşuluk, akrabalık, kardeşlik ve dayanışma duygularını arttıran, ruh dünyalarının aydınlanmasına vesile olan çok özel gecelerdir.
ibrahim aydınİslam dininde mübarek sayılan Üç Ayların müjdecisi olan Regaip Kandil’inin de bu anlamda, toplum hayatımızda çok özel bir önemi ve vazgeçilmez bir yeri vardır.

İnsanlarımızın, Yaradan’a daha derin bir şükür imkânı bulacağı bu özel gecede, muhabbetin, sohbetin, kaynaşmanın artmasını temenni ediyorum.

Perşembeyi Cumaya bağlayan gece idrak edeceğimiz Regaip Kandilinin hayırlara vesile olmasını temenni ederken, kandilin bütün insanlığa rahmet, mağfiret, sevgi, huzur ve barış getirmesini Yüce Allah’tan niyaz eder, aziz hemşerilerimin, tüm vatandaşlarımızın yurt dışında yaşayan soydaşlarımızın ve İslam aleminin mübarek Regaip Kandilini en kalbi duygularımla tebrik eder selam, sevgi ve saygılarımı sunarım.

 

 

                                                                         İbrahim AYDIN

                                                                       Antalya Milletvekili

                                                               Plan Bütçe Komisyonu Üyesi

Üç Boyutlu Hareketli Kitap Tasarımı Atölyesi Çalışmaları Tüm Hızıyla Devam Ediyor

 kitap2

Büyükşehir Belediyesi Çocuk Hakları Biriminin çocuk haklarının bilinirliğinin ve farkındalığının sağlanması amacıyla oluşturduğu Üç Boyutlu Hareketli Kitap Tasarımı Atölyesi çalışmaları öğrencilerden büyük ilgi gördü. Düzenlenen atölye çalışması ile çocuklar, sanatsal ve yazınsal becerilerini  sergiledikleri üç boyutlu kitap ile “çocuklardan çocuklara” aktarımda bulunmuş olacaklar.

Yaratıcı yazma ve öykü oluşturma atölyesi çocuk kitapları yazarı Nilay Yılmaz ve Üç Boyutlu Kağıt Mühendisi Grafiker Burhan Bilgiç tarafından verilen eğitimlerde çocuklar, kendi yaratıcılıklarının sınırlarını zorlayarak, eğlenerek öğrenmenin keyfini yaşıyorlar.kitap