Etiket arşivi: Twitter

Türkiye’ye küfür olay yarattı

Hollanda’nın ünlü futbol yorumcularından Johan Derksen, Pazartesi akşamı canlı yayında Türk milli takımında oynamayı seçen Orkun Kökçü üzerinden Türkiye’ye küfretti. Derksen’in sözleri tepki çekti.

Türkiye'ye küfür olay yarattı
reklam alanı


reklam alanı
reklam alanı

Hollanda’nın ünlü futbol yorumcularından Johan Derksen, Pazartesi akşamı canlı yayında Türk milli takımında oynamayı seçen Orkun Kökçü üzerinden Türkiye’ye küfretti. Derksen’in sözleri tepki çekti.

Eşcinsellik karşıtı görüşleri nedeniyle de sıkça gündeme gelen ve 29 yaşındaki kendi kızı Marieke tarafından “homofobik” olmakla suçlanan Derksen’in hedefinde bu kez Feyenoord takımının Türkiye kökenli oyuncusu Orkun Kökçü vardı.

“BİRİ BUNU BU ÇOCUĞA AÇIKLAYABİLİR Mİ”

Eski bir futbolcu ve gazeteci olan Johan Derksen, Veronica adlı özel televizyon kanalında yayınlan yeni programında, Kökçü’nün Hollanda yerine Türk Milli Takımı’nı seçmesine tepki gösterdi.

Kökçü’nün Hollanda’da doğup, büyüdüğünü ve bu ülkedeki tüm sosyal hizmetlerden yararlandığını söyleyen Derksen, onun Türk Milli Takımı’nı seçmesinin “Hollanda’ya hakaret olduğunu” savundu.

reklam alanı

Hollandalı yorumcu, “Şimdi insanların düşüncesini açıklayamadığı, yargı kararı olmadan hapsedildiği, insan haklarının ihlal edildiği bir ülkede futbol oynayacak. Biri bunu bu çocuğa açıklayabilir mi?” dedi.

Derksen, Türkiye için, Hollanda dilinde ağır bir küfür olan ve aynı zamanda “değersiz, kötü ülke” anlamına da gelen “Kutland” ifadesini kullandı.

BBC Türkçe’den Yusuf Özkan’ın aktardığına göre, daha önce siyasi görüşünü, “sağcı” olarak açıklayan Hollandalı yorumcu, aşırı sağcıların sıkça dile getirdiği “çifte pasaport” konusunu açarak, şöyle konuştu:

“Çift pasaportlu birisiyle ilgili bir sorun olduğunda koro halinde ‘Ama biz Hollandalı’yız. Hollanda pasaportumuz var’ diye bağırıyorlar. Sonra da Türkiye’ye gidiyorlar. Ee? Orası bir ‘kutland.’ Eğer muhalif bir görüşe sahipsen orada yargılanmadan hapse atılabiliyorsun. Böyle bir ülkede bu tür bir şeye dahil olmak ister misiniz?”

Johan Derksen’in sözlerine sosyal medyada yoğun tepki geldi.

ROTTERDAM TAKIMINDA OYNUYOR

Feyenoord forması giyen futbolcu Bilal Başaçıkoğlu Twitter mesajında,“İnanılmaz bir adam bu. Kendisi hiçbir şeye ulaşamamış ama herkese ne yapması gerektiğini söylüyor” dedi.

Türk Milli Futbol Takımı’nı seçtiği için eleştirilere hedef olan Orkun Kökçü, Hollanda futbolunun köklü kulüplerinden olan Rotterdam ekibi Feyenoord’da forma giyiyor.

Hollanda’nın Haarlem kentinde 2000 yılında göçmen bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Kökçü, Groningen takımının altyapısında yetişti.

Orta sahada görev yapan Kökçü, 2014 yılında Feyenoord’a transfer oldu.

Geçtiğimiz günlerde, milli forma tercihini Türkiye’den yana kullanacağını açıklayan Kökçü’nün, Feyenoord’la 2023 yılına kadar sözleşmesi bulunuyor.

Odatv.com

Bursa İnternet Gazetecileri Derneği Hepimizi İlgilendiren Konuya Dikkat Çekti

Reklamcı-yazar Ateş İlyas Başsoy, sosyal medya ve akıllı telefonların adeta bir casus olduğunu ileri sürerek, “Bunlar bizi sürekli gözlüyor, izliyor ve ispiyonluyor. Biz de kendimizi izletmeye, gözletmeye ve ispiyonlatmaya gönüllüyüz. Cebimizde casus taşıyoruz.” dedi.

 

Bursa İnternet Gazetecileri Derneği’nin (BUİGDER) konuğu olan Ateş İlyas Başsoy, internet ve sosyal medya konusunda bilgi ve deneyimlerini paylaştı.

Nilüfer Belediyesi Karaman Dernekler Yerleşkesi’ndeki “İnterBulanık, İnfoBezite” başlıklı söyleşinin açış konuşmasını yapan BUİGDER Başkanı Canan Ekinci Yılmaz, gazeteciliğin değişen dünyada teknolojik olarak evrilen mesleklerinden biri olduğunu belirterek, internet gazeteciliğinin hızla konvansiyonel medyanın önüne geçtiğini ifade etti.

 

Canan Ekinci Yılmaz’ın ardından sözü alan Ateş İlyas Başsoy, günümzde hiçbir şeyin yeterince net olmadığını, şu aralar medyayı şişiren kirli bir veri akışı olduğunu dile getirdi.

Haber ve bilgi arasında önemli fark olduğuna dikkat çeken Başsoy, haberlerin bilgiden ziyade yalan ve çarpıtmaya dayalı olduğunu bunun da toplumda algı yarattığını söyledi.

Sosyal medyayı inşa edilerek bırakılmış boş bir apartmana benzeten Başsoy, “Herkes kendi odasını dekore ediyor, güzel olan odaya geliyorlar” diye konuştu. Sosyal medyanın bir algoritması olduğunu, buradaki paylaşım, beğeni ve yorumların sosyal medya kullanıcılarının profilleri için veri sunduğunu hatırlatan Başsoy, “Bizi bizden daha iyi tanıyorlar. Özel bilgilerimizin açık olarak paylaşılması sosyal medya üzerinden toplumsal algı oluşturanların işine yarıyor. Sosyal medya ve akıllı telefonlar bizi sürekli gözlüyor, izliyor ve ispiyonluyor. Biz de kendimizi izletmeye, gözletmeye ve ispiyonlatmaya gönüllüyüz. Cebimizde casus taşıyoruz. Ona göre…” dedi.

 

Sosyal medya ve akıllı telefonların insani ilişkileri zayıflattığını, herkesin kendi dünyasında yaşadığını, evde yan yana oturan aile bireylerinin kafalarını telefondan kaldırıp birbirine bakmadığını söyleyen Başsoy, bunun bir bağımlılık halini aldığına dikkat çekti. Başsoy, “Sistem; aynı konuyu, bir videoyu herkesin görüşüne, profiline göre farklı farklı şekillerde sunuyor. Sosyal medya bizleri dev bir sahte organik bir tavuk çiftliği olarak görüyor.  Twitter’da darı ambarında gibisiniz. Hepimiz kodlanmış vaziyetteyiz. Bundan nasıl kurtuluruz bilmiyorum. Ben tüm bunlara interbulanık diyorum, infobezite diyorum. Çünkü müthiş bir algı bombardıman var. Hiçbir şey yeterince net değil. Sosyal medyada büyük bir veri kirliliği var.” diye konuştu.

 

Twitter’da müthiş troll orduları olduğunu ve algıların yönetilerek, manipüle edildiğini, belirten Başsoy, “Sahte hesaplar, sosyal medyaya güveni kaybettirdi. Algıların yönetildiği bir ortamda neye güveneceğiz. Her konuda sivriliyoruz, akıl almaz bir kumpas içindeyiz sosyal medyada. Eskiden herkes çalıştıkları ofiste bir köşede laflar, sohbet ederdi. Şimdi herkes sosyal medyada yankı odasından yankı bekliyor. Bu durum nereye kadar gidecek bilmiyorum.” dedi.

 

Sosyal medya bağımlılığından kurtulunması gerektiğini, kendisinin Twitter’da artık olmadığını, Facebook’tan da çıkacağını ifade eden Başsoy, şöyle devam etti:

 

“Ben Twitter’da kötü bir kullanıcıydım. Yazdığım bir şeye Türkiye’nin bir ucundan bir ergenin verdiği seviyesiz bir yanıtla moralim bozuluyor, bir köşeye çekilip ona ne yanıt yazacağımı düşünüyordum. Güzel bir güne uyanıyorum fakat uyandıktan sonra sosyal medyaya bir bakıyorum, sanki dünya yıkılmış, kâbus gibi şeyler altüst ediyordu psikolojimi. O yüzden bu bağımlılıktan kurtulun. Mesela günde bir paket sigara içmek yerine, bir iki keyif sigarası içmek gibi düşünün ve sosyal medyayı da böyle kullanın. Ya da hiç kullanmayın.

 

İnternet sürekli bir değişim içinde. Bir zamanlar ICQ, Messenger gibi mecralar vardı. Onlar zaman içinde yok oldu. Şimdi Facebook, Twitter gibi mecralar var. Zaman içinde bunların yerini de daha farklı platformlar alacaktır. Buradan kaçış yok. Ya dengeli kullanacağız ya da sosyal medya kullanımını bırakacağız.

 

Çocukların odalarında bilgisayar başında neler yaptığı konusunda ailelerin dikkatli olması gerektiğini ifade eden Başsoy, “Çocuklar bilgisayar kullanacağı zaman internetin çevrimdışı olması sağlanmalı. Çocuklar sizin kontrollerinizden bilgisayarlarındaki ‘geçmiş’i silerek kurtulabiliyorlar.” dedi.

 

Ülkeler arasındaki dijital savaşa da değinen Ateş İlyas Başsoy, Rusya’nın bu konuda önemli bir noktada olduğunu söyledi. Başsoy, “Rusya soğuk savaşı devam ettiriyor. Güçlü hackerlar’ı var. ABD’deki muhafazakârları ve liberalleri öfkelendirecek şeyler yapıyorlar.” ifadelerini kullandı.

 

Yaklaşık iki saat süren söyleşinin ardından BUİGDER Yönetim Kurulu adına Canan Ekinci Yılmaz, Ateş İlyas Başsoy’a plaket takdim etti.

 

BUİGDER olarak söyleşilere devam edeceklerini belirten Yılmaz, tüm katılımcılara teşekkür etti.

 

 

HEYHAT, DÜNYA 5’TEN KÜÇÜK

HEYHAT,  DÜNYA 5’TEN KÜÇÜK

 

süleyman pekinBir cep telefonunda; bir adet televizyon, bir adet video, bir adet kamera, bir adet fotoğraf makinası ve bir albüm, bir adet tarayıcı, üçü birarada ev + iş + araç telefonu, bir adet radyo ve bir teyp, bir adet walkman ve kayıt cihazı, bir adet klavye, bir adet dizüstü bilgisayar, bir adet uzaktan kumanda, bir adet saat ve kronometre, bir adet taşınır banka şubesi, minik bir oyun salonu, küçük bir fotoshop ve kolaj atölyesi, bir adet meteoroloji baloncuğu, bir adet yazı tahtası ve kısmî projeksiyon, bir adet haritalık, bir adet takvim, bir adet el feneri, bir adet hesap makinası, sınırsız cilt ansiklopedi ve sözlükler, her dile çeviri bürosu, sağlık takip çipi, seyyar koordinatlandırma merkezi, duyuru panosu, yayıncılık bürosu, müzik kutusu, gazetelik-dergilik, cemiyet-davetiye, kahvehane-kumar; ne ararsan var.

Cep telefonunu biz geliştirmedik, içindekileri de..

Facebook gibi 2 milyar insanın levh-i mahfuz özentili ameller kütübünü biz çıkarmadık, Amerikalılar çıkardı. Türkiye nüfusunun yarısı orada ama..

1 milyar küsur insanın haberleşme ağı Whatsapp’ı biz çıkarmadık, Facebook’u çıkaranlar çıkardı. 750 milyon kişinin kullandığı Instagram uygulamasını da biz çıkarmadık, kezâ Facebook’u çıkaranlar çıkardı.

Dünyanın en büyük arama motoru Google’u biz kurmadık, adamlar kurdu. Yan kuruluşlarından sadece YouTube’nin 1,5 milyara yakın kullanıcısı var. Gmail, Alexa ve Blogger’ı saymıyoruz bile..

Daha 400 milyon kişiyi bulmamasına rağmen sosyal ve siyasal sistemler üzerindeki etkisiyle elit sanal güç Twitter’i de biz bulmadık, onlar buldu. Periscope gibi anbean canlı yayın da onların..

Ya Bill Gates’i 90 milyar dolarlık şahsi servetle Dünyanın en zengini yapan Microsoft’a ne dersiniz? Windows, MSN, Pinterest, Office, Linkedİn, Bing, Skype gibi yan ürün isimlendirmelerine bakarsak herhalde tahmin edersiniz?..

Dünyanın en çok kazanan (saniyede 5500 dolar) şirketi Apple bizim değil Amerika’nın. Piyasa değeri 800 milyar dolara yakın. Yani 80 milyonluk Türkiye Cumhuriyeti’nin yıllık gayrisâfi yurtiçi hâsılasına eş..

Sürücüsüz araba’yı biz değil Google geliştiriyor. Yapay zekâ robot teknolojisinde Facebook sınır tanımıyor. Tesla Motors’un CEO’su Elon Musk’u tek şarjla 800 km yol alabilen elektrikli kamyon ve saatte 400 km hız yapabilen elektrikli otomobil üretirken bize, bizim – belki de paralı – davetimiz üzere, bir türlü yapamadığımız yerli oto’yu yapma adına fikir vermeye geliyor.

Bizse Erdoğan-Kılıçdaroğlu, Fener-Cimbom-Beşiktaş, Reza-Kudüs, Dizi-Yarışma-Evlilik programı düzlem ve ikilemlerinde hayvanlara işkenceden, sürekli birbirine saçma sapan şiddet gösterileriyle şerha şerha yarılan bir toplum hüviyetindeyiz.

Ki bazen gaza gelip “Dünya 5’ten büyüktür”, “Katil İsrail; Ortadoğu’dan defol!” desek te hiç de öyle değil. Gerçekte hem Dünya 5’ten küçük hem ABD, Çin, İngiltere, Fransa, Rusya’nın yerini Facebook İmparatorluğu, Google Devleti, Microsoft Federasyonu, Twitter Cumhuriyeti, Apple Meşrutî Krallığı gibi yeni beş’ler (neo-five) alıyor.

Kahrolsun’lu cümlelerimizle kimse kahrolmuyor ama günlük yapıp etmelerimizle birbirimizi kahretmeyi iyi beceriyoruz. Ve bundan rahatsız da değiliz heyhat!

Sakarya’da Vatandaş ne derse o!

 

yatay4Sosyal Medya hesabı üzerinden başlattığı anket çalışmasının sonuçlarını açıklayan Başkan Toçoğlu, “Ankette; yatay mimari konusunda vatandaşlarımızın büyük bir teveccühü söz konusu. Bizimde düşüncelerimiz vatandaşlarımızın teveccühü doğrultusunda. Sakarya’yı güzelleştirmek, şehircilik kimliğiyle öne çıkan bir şehir haline getirmek için var gücümüzle çalışacağız. Unutmamalıyız ki gelişmişliğin göstergesi yüksek katlı binalar değildir” dedi.yatay

 

Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu, Sosyal Medya hesabı üzerinden başlattığı anket çalışmasının sonuçlarını yine sosyal medya hesabı üzerinden kamuoyuyla paylaştı.yatay5 Toçoğlu takipçilerine; ‘Sizce Sakarya’da yatay mimari mi yoksa dikey mimari/yüksek katlı binalar mı olmalı?’ sorusunu yöneltmişti. Toçoğlu takipçileriyle şu mesajları paylaştı; “Dün sosyal medyada Sakarya’da mimarinin nasıl olması gerektiği konusunda bir anket çalışması başlatmıştım. Takipçilerime; ‘Sizce Sakarya’da yatay mimari mi yoksa dikey mimari/yüksek katlı binalar mı olmalı?’ sorusunu yöneltmiştim.”yatay1

 

735 kişi katılım göstedi

“Ankete; 735 kişi katılım gösterdi. Öncelikle anketimize katılan tüm hemşerilerime şükranlarımı sunuyorum. Ankete göre; yatay mimari yüzde 78’lik bir orana sahip olurken; dikey mimari ise yüzde 22’de kaldı. Ankette; yatay mimari konusunda vatandaşlarımızın büyük bir teveccühü söz konusu. Bizim de düşüncelerimiz vatandaşlarımızın teveccühü doğrultusunda. Sakarya’yı güzelleştirmek, şehircilik kimliğiyle öne çıkan bir şehir haline getirmek için var gücümüzle çalışacağız. Unutmamalıyız ki gelişmişliğin göstergesi yüksek katlı binalar değildir.”yatay3

Yaşayan Ölü

ÖLÜCHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Zehirlenmekten korktuğunu”, yiyecek ve içeceklerinin kontrollerden geçtiğini” dile getirerek, “Yaşayan ölü olmak bu herhalde” dedi.

Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda 5 kişilik “Acil Tıp Ekibi” kurulurken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yiyeceği tüm gıdalar analizden geçiyor. Yeni ekip, acil tıbbi müdahalenin yanı sıra, gıda ve beslenme güvenliğini de kapsıyor.

Ekip, 24 saat esasına göre çalışıyor ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sağlık, gıda ve beslenme güvenliğiyle ilgili çalışıyor. Erdoğan’ın içtiği sudan, yediği yemeğe kadar her şey inceleme ve analizden geçiriliyor. Uluslararası koruma kriterlerine göre yapılan bu incelemelerde, yiyecek ve içeceklerde radyasyon, kimyasal madde, ağır metal ve bakteri taraması yapılıyor.

Acil tıp ekibinin kurulmasına ilişkin muhalefetten de değerlendirmelere gelmeye devam ediyor.

Muhalefet partilerinin temsilcileri bu çalışmanın maliyeti üzerinden eleştirilerini yöneltirken CHP’li Aygün’den de bugün bir değerlendirme geldi.

Aygün, Twitter hesabından yaptığı kısa açıklamada, “Tayyip Erdoğan bu defa ‘zehirlenmekten’ korkuyormuş, Saray’da yediği-içtiği 14 ayrı kontrolden geçiyormuş. ‘Yaşayan ölü’ olmak bu herhalde” dedi.

Odatv.com