Etiket arşivi: Tok

#TheRealChallenge (GerçekZorluk): kendi haklarını savunmaları için milyonlarca çocuğun güçlendirilmesi!

Avrupa Birliği ve UNICEF tarafından yürütülen ortak kampanya sayesinde BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 30uncu yıldönümü yaklaşırken, milyonlarca genç, çocuk hakları mesajının yayılmasına katkıda bulundu.

#TheRealChallenge kampanyası geçen ay TikTok sosyal medya platformunda TikTok etkin isimlerinin yardımıyla başlatıldı. Bugüne kadar 280 milyondan fazla kişinin ziyaret ettiği kampanya, 19.8 milyon beğeni aldı ve 1.2 milyon kişi tarafından paylaşıldı ve şu ana kadar 41 ülkede kamuoyuyla buluştu.

Çocuklar ve gençler, BM Sözleşmesinin gündelik hayata olan etkilerini kısa videolarla anlattılar ve dünyanın bazı bölgelerinde çocuk haklarının nasıl halen ihlal edilmeye devam ettiğini gösterdiler.

#TheRealChallenge kampanyası, çocuklar hakkında yine çocuklar tarafından hazırlanmış bir kampanyadır.  Bu kampanyanın arkasındaki asıl güç yine kendi dillerinde, tartıştıkları yerlerde ve sanal olarak bir araya geldikleri ortamda haklarını dile getiren çocukların kendileridir

15 saniyelik videolar, çocukların yaşamını etkileyen dört önemli temaya ve konuya odaklanmaktadır:

  • Aile Birliği 
    Çocuğun isteği/yüksek menfaatine karşın yuvalarından kopartılan çocuklar konusu.
  • Zorbalık 
    Milyonlarca çocuğun her gün zorbalıkla karşı karşıya olduğunun gözler önüne serilmesi.
  • Eşitlik 
    Kız ve erkek çocuklarının sahip oldukları fırsatlar arasında var olan farklılıklara odaklanılması
  • Çocuk işçiliği 
    Çocukluklarını yaşamak yerine, milyonlarca çocuğun çalışmaya zorlanması.

Gençler arasında en popüler sosyal medya uygulamaları arasında yer alan TikTok, kullanıcılarını orijinal videoları yeniden hazırlamaya ve şarkılarda düet yapmaya teşvik ediyor. Şimdiye kadar gençler AB-UNICEF kampanyası ve etiketiyle bağlantılı olarak 51,000’den fazla içerik hazırladı.

#TheRealChallenge, en yaygın olarak onanmış insan hakları antlaşması niteliğini koruyan BM Sözleşmesi’nin kaydettiği başarıları kutlarken, aynı zamanda da sözleşmenin halen daha iyi uygulanması olası hükümlerini de ön plana çıkartmaktadır.

Eylül 2019’da düzenlenen son Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda yaptığı konuşmada AB Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini şunları söylemişti: “Her bir çocuğun kendisini, içinde yaşadığı topluma ait ve bu toplumda bir rolü olduğunu hissetmesini sağlamak adına hepimize sorumluluk düşüyor. Bu şekilde çocukların güçlendirilmesi elzemdir.”

Avrupa Birliği ve UNICEF’in yürüttüğü çalışmalar sadece #TheRealChallenge’dan ibaret değil.

30 yıl boyunca Çocuk Hakları Sözleşmesi birçok çocuğun yaşantısının daha iyi bir hale gelmesine yardımcı oldu; ancak bazı zorluklar halen sona ermiş değil. Avrupa Birliği ve UNICEF, tek bir çocuğun bile arkada kalmaması için, dünyanın dört bir köşesinde çocuk haklarının korunması ve desteklenmesi adına birlikte çalışmayı sürdürecektir.

 

İGSAŞ, toprak analizi ile çiftçinin verimini yüzde 40 artırdı

Tarım sektörünün önemli oyuncularından İGSAŞ, dört yıldır sürdürdüğü “Tarladan Sofraya” projesi ile çiftçilerin enerji, su, işçilik maliyetlerini yüzde 30 düşürüp, ürün verimliliğini yüzde 40 artırdı. Türkiye’de tarımın daha verimli yapılabilmesi için mutlaka toprak ve su analizi yapılması gerektiğini söyleyen İGSAŞ Genel Müdürü Turan Tok, “Gıda fiyatlarındaki artışın nedenleri arasında bilinçli tarım uygulamalarının sahaya yayılamamış olması önemli bir yer tutuyor. Verimliliği sağlamanın yolu ise toprak su ve gübrenin doğru kullanımı. Doğru gübre kullanımı ile bir dönümlük tarlada yüzde 30-yüzde 40 gibi daha fazla ürün elde edebilecek çözümlere odaklanmamız gerekiyor” dedi…

Türkiye tarım sektörüne kurulduğu 1971 yılından bu yana destek veren İGSAŞ, Türkiye’de tarımın hak ettiği yeri alması, geçmişte olduğu gibi ‘kendi kendine yeten’ hatta dünya ihracatında lider ülke olabilmesi için doğru tarım yöntemlerini uygulanması için çalışmalarını sürdürüyor. “Tarladan Sofraya” ve “Toprağıma Minnettarım” adlı sosyal sorumluluk çalışmalarıyla tarım sektörüne destek verdiklerini söyleyen İGSAŞ Genel Müdürü Turan Tok, tarım politikalarıyla enflasyon arasında ciddi bir ilişki olduğunu belirterek “Son yıllarda Türkiye’nin yaşadığı yüksek enflasyonun nedenleri arasında gıda fiyatlarındaki artış önemli bir yer tutuyor. TÜİK tarafından açıklanan Nisan 2019 rakamlarına göre, enflasyon aylık bazda yüzde 1.69 arttı. Yıllık enflasyon ise 19.50 olarak açıklandı. Gıda fiyatları nisan ayında da ana belirleyici olmayı sürdürdü ve yıllık artış oranı 31.86 oldu. Bu gidişat gıda fiyatlarının ülke ekonomisindeki belirleyici etkisini bir kez daha gösterdi” dedi.

Gıda fiyatlarındaki bu artışın birçok nedeni olduğunu belirten Turan Tok, “Ancak en önemlisi bilinçli tarım uygulamalarının sahaya yayılamamış olması. Artık tarımı en verimli şekilde yapmamız gerekiyor, bunun için de toprak, su ve gübre kullanımı çok önemli. Türkiye’de ekilebilir alanların önemli bir bölümü birinci kalite değil. Bu nedenle verimi artırmak için doğru sulama yapılmalı ve doğru gübre kullanılmalı. Bu sayede bir dönümlük bir tarlada yüzde 30-yüzde 40 gibi daha fazla ürün elde etmek mümkün” şeklinde konuştu.

“Tarımsal üretim sonucu topraktan eksilen bitki besin maddelerini tekrar toprağa kazandırmak ve toprağın verim gücünü artırmak ancak gübre kullanımı ile mümkün” diyen Tok, sözlerini şöyle sürdürdü: Hızla artan ülkemiz nüfusu ve gıda maddeleri gereksinimindeki yükseliş ve kişi başına düşen ekilebilir alanların azalması, birim alandan daha fazla bitkisel üretimi gerektirdiğinden gübrelerin bugün olduğu gibi gelecekte de sürdürülebilir tarımın en önemli girdilerinden biri olması kaçınılmaz. Buna karşın Türkiye’de son yıllarda gübre kullanımı azalıyor. Türkiye’de son 5-6 yılda tarımda kullanılan gübre tüketim miktarlarına baktığımızda, 2015 yılında 5,5 milyon ton 2016 yılında tarımda kullanılan gübrenin KDV’sinin sıfırlanması nedeni ile 6,7 milyon ton, 2017 yılında 6.3 milyon ton gübre kullanıldı. 2018 yılında ise yaklaşık 5,3-5,5 milyon ton arasında gübre tüketildiğini tahmin ediyoruz.

BU İŞ BİZİM İÇİN MEMLEKET MESELESİ”

Yıldızlar Yatırım Holding çatısı altında faaliyet gösteren İGSAŞ, bu konuya “memleket meselesi” yaklaşımıyla odaklanmış durumda. Dört yıldır İGSAŞ tarafından bir sosyal sorumluluk projesi olarak yürütülen “Tarladan Sofraya” ve “Toprağıma Minnettarım” projeleriyle, çiftçilere toprak analizinin önemi ve doğru gübreleme eğitimleri veriliyor.

Kaliteli, verimli ve sürdürülebilir tarımın ilk adımının toprak analizi olduğunu belirten Tok, “Yaptığımız tespitlerde çoğu çiftçimizin toprak analizi yaptırmadığını gördük. Oysa en az 16 parametrede bu analiz yapılmalı. Bu nedenle projemizin temelini toprak analizi üzerine kurduk. 13 ayrı bölgede, 50 bin hektar arazide, 50 önder çiftçi ile 7 stratejik üründe, 5 bin adet toprak analizi yaptık. Toprağın yapısına göre hazırlanan gübreleme programlarımız sonucunda çiftçilerimiz yüzde 30 daha az su, yüzde 30 daha az işçilik, yüzde 30 daha az enerji, yüzde 30 daha az gübre kullanarak yüzde 40 daha fazla verim elde ediyor” dedi.

HATALAR NEDENİYLE KONYA VE IĞDIR OVALARI ÇORAKLAŞTI

Bir başka önemli sorun da Türkiye’de büyük tarımsal altyapı projelerinin devreye girmesiyle sulu tarıma açılan büyük arazilerin, bilgi ve bilinç yetersizliğinden kaynaklanan aşırı sulamayla tuzlanarak verimsiz hale gelişi… Buna örnek olarak Konya ve Iğdır ovalarını gösteren Turan Tok, “Bugün yanlış sulama ve bilinçsiz gübreleme nedeniyle Konya ve Iğdır ovaları çoraklaştı. Bu sorunun çözümü için ilgili özel sektör kuruluşları, üniversiteler ve yayın kuruluşları ile beraber yaygın bir çiftçi eğitimi hedeflenerek, arazide uygulamalı ve kontrollü eğitim verilmeli. Tarım danışmanlığı sistemi teşvik edilmeli, TRT-Tarım kanalı yeniden kurularak üniversite-bakanlık-üretici iş birliği geliştirilmeli. Gençleri tarım ekonomisine çekmek ve geçinemedikleri için şehirlere göçünü önlemek amacıyla, maddi destek, hibe ve teşvik sağlanmalı” şeklinde konuştu.

PARSEL BÜYÜKLÜKLERİ DE ARTIRILMALI

Tok’un dikkat çektiği bir diğer konu ise Türkiye’deki arazilerin ve işletmelerin küçük ölçekli ve çok parçalı olması. Bu alanda kamunun son yıllarda bazı önlemler aldığını anımsatan Tok, “Ancak bugüne kadar yaklaşık 4 milyon hektar alanda arazi toplulaştırması tamamlanabildi. Hem dünyadaki hem de ülkemizdeki örnekler arazi toplulaştırmasının tarımsal yapının iyileştirilmesindeki ve verimliliği artırıcı tedbirlerin alınmasındaki önemli rolünü gösteriyor” dedi.

Türkiye tarımında 32,5 milyon parsel ve 3,2 milyon işletme bulunuyor; ortalama işletme büyüklüğü ise 61 dekar, işletmelerdeki ortalama parsel sayısı yaklaşık 10 düzeyinde. Bu da parsel büyüklüğünün ortalama 6 dekar düzeyinde olduğunu gösteriyor. Türkiye’den çok daha küçük yüzölçümüne sahip ancak tarımsal verimin daha yüksek olduğu İngiltere’de parsel büyüklüğü 538, Fransa’da 521, Almanya’da 457 ve İspanya’da 240 dekar düzeyinde. Bu rakam gerçek bir tarım devi olan ABD’de ise bin 818 dekarı geçiyor.

Tarımsal arazilerin çok parçalı ve dağınık yapısı üretim maliyetlerini artırdığına, modern ve makineli tekniklerin uygulanmasını ve ulaşım ağının inşasını zorlaştırdığına vurgu yapan Tok, bu yapının çiftçinin kazancını düşürdüğü gibi tüketici fiyatlarını olumsuz etkileyerek enflasyon üzerinde olumsuz etki yaptığını söyledi.

FETÖ kumpasından ordunun zirvesine

Balyoz ve Askeri Casusluk gibi FETÖ kumpas davalarından yıllarca cezaevinde yatan 20 general ve amiral, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kritik birimlerine atandı.Balyoz davasında tutuklanarak 13 yıl hapis cezası alan Tümgeneral Levent Ergün, kadro unvanı korgeneral olan Genelkurmay’ın beyni Harekat Başkanlığı’na getirildi.

KARDAK’A TÜRK BAYRAĞI DİKTİ

Ege Ordu Kurmay Başkanlığı’na ise Balyoz’dan 16 yıla mahkum Tuğgeneral Barbaros Kasar atandı. Donanma Kurmay Başkanı da Balyoz’dan 16 yıla mahkum Tuğamiral Berker Emre Tok oldu. Balyoz’dan hapse mahkum edilen Tuğamiral Baybars Küçükatay İstanbul Boğaz Komutanlığı’na, Tuğamiral Kerim Uça da Çanakkale Boğaz Komutanlığı’na atandı. Kardak’a Türk Bayrağı diken ve adaya gittikleri Zodiac bota cebinden para verip benzin alan ve kumpas davasında 4.5 yıl yatan Tuğamiral Ercan Kireçtepe ise İskenderun Deniz Üs Komutanı oldu. Balyoz’dan 7.5 yıl cezaevinde kalan Tuğamiral Turhan Ecevit’in SAT Komando Komutanlığı’ndaki görev süresi ise uzatıldı. Ege Denizi’nin sorumluluğu da Balyoz’dan 18 yıla mahkum Tuğamiral Cemalettin Bozdağ’a verildi.

İŞTE 20 PAŞA’NIN YENİ GÖREVİ

Yeni general ve amirallerle birlikte Kara’da 74, Deniz’de 25, Hava Kuvvetleri’nde ise 22 atama yapıldı. Bu atamalar ile önemli görevlere gelen ve kumpas davalarında 2-7.5 yıl arasında cezaevinde kalıp, 13-18 yıl arasında hapse mahkum edilen ve 2. yargılamada beraat eden 20 isim şöyle:

 Tümgeneral Levent Ergün: Genelkurmay Harekat Başkanı.

– Tuğgeneral Barbaros Kasar: Ege Ordu Kurmay Başkanı.

 Tuğgeneral İlkay Altındağ: Özel Kuvvetler Tugay Komutanı.

– Tuğgeneral İdris Acartürk: 7. Komando Tugay Komutanı.

 Tuğgeneral Sami Yüksel: EDOK Doktrin Komutanı.

– Tümamiral Özdem Koçer: Foça Amfibi Görev Komutanı.

 Tuğamiral Baybars Küçükatay: İstanbul Boğaz Komutanı.

– Tuğamiral Yalçın Payal: Deniz Harp Okulu Komutanı.

 Tuğamiral Berker Emre Tok: Donanma Kurmay Başkanı.

– Tuğamiral Yalçın Özkütük: Foça Batı Görev Grup Komutanı.

 Tuğamiral Hasan Özyurt: Marmaris Güney Görev Grup Komutanı.

– Tuğamiral Yavuz Kılıç: Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı.

 Tuğamiral Levent Kerim Uça: Çanakkale Boğaz Komutanı.

– Tuğamiral Ercan Kireçtepe: İskenderun Deniz Üs Komutanı.

 Tuğamiral Cemalettin Bozdağ: Ege Deniz Bölge Komutanı.

– Tuğamiral Turhan Ecevit: SAT Komutanı.

 Tuğamiral Önder Çelebi: Genelkurmay Yönetim Başkan Yardımcısı.

– Tuğamiral Aykut Manioğlu: Deniz Kuvvetleri MEBS Başkanı.

 Tuğamiral Murat Dinçman: İngiltere Northwood Üs Temsilcisi.

– Tuğamiral İlker Özkan: Deniz Kuvvetleri Teknik Başkanı.

869 yıl önce gerçekleşen ve Türklerin Anadolu’yu yurt edinmesinde büyük önemi olan Kazıkbeli Zaferi anısına anma etkinlikleri düzenliyor

 

 

Denizli Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen “Tarihe Dokunmak: Kazıkbeli Anma Etkinlikleri” fotoğraf sergisi ve panel ile başladı. Taştaki Türkler Memleketten Fotoğraf Sergisi’nin düzenlendiği programda Prof. Dr. Turgut Tok ve Doç. Dr. İlhan Erdem Denizli ve Kazıkbeli Savaşı’nın tarihçesini anlattı.Kazıkbeli Savaşı Anma Etkinlikleri başladı (1)

 

Denizli Büyükşehir Belediyesi, 869 yıl önce gerçekleşen ve Türklerin Anadolu’yu  yurt edinmesinde büyük önemi olan Kazıkbeli Zaferi anısına anma etkinlikleri düzenliyor. Tarihe Dokunmak: Kazıkbeli Savaşı Anma Etkinlikleri kapsamında Denizli Sanat Merkezi’nde fotoğraf sergisi ve panel düzenlendi. Servet Somuncuoğlu anısına düzenlenen Taştaki Türkler ‘Memleketten’ Fotoğraf Sergisi’nin açılışı ile başlayan etkinliklere Denizli Milletvekili Şahin Tin, Kazım Arslan ve Melike Basmacı, Denizli Büyükşehir Belediyesi Kültür Turizm Tanıtım Dairesi Başkanı Hüdaverdi Otaklı ve vatandaşlar katıldı. Fotoğraf sergisinin açılışını gerçekleştiren protokol daha sonra panele katıldı.

 

Denizli’de 2 haçlı savaşı yaşandı

 

Kazıkbeli Savaşı’nı anlatan Prof. Dr. Turgut Tok, “Tarihin bu önemli olaylarını bizlere anma fırsatı verdiği için başta Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan’a ve idarecilerine teşekkür ediyorum. Denizli tarihi Kazıkbeli ve Miryokefalon Savaşlarından ibaret değil. Bu savaşlar bu coğrafyada yapılmış en öneli savaşlar” dedi. Denizli’de 2 haçlı savaşı yaşandığını ve bundan birçok kimsenin haberi olmadığını ifade eden Tok, bu ve benzeri etkinliklerle gelecek nesillere bu zaferlerin aktarılacağını kaydetti.

 

“Türkler, bu coğrafyayı çok sevdi”Kazıkbeli Savaşı Anma Etkinlikleri başladı (2)

 

Doç Dr. İlhan Erdem ise, Denizli’nin Bizans döneminde gerilediğini anlatarak, “Türkler bu coğrafyaya geldikten sonra gelişme tekrar başladı. Bölge haçlı seferlerine sahne oldu. Bu da coğrafyayı olumsuz yönde etkiledi” dedi. Türklerin bu coğrafyayı çok sevdiğini ifade eden Erdem, “1071’den sonra Türklerin, Anadolu’ya girmesi ile bu bölgede küçük koloniler oluşmaya başladı” dedi.