

Peşpeşe deneylerin sürdüğü bir gün asistanı:
– Artık bu işten vazgeçsek! deyiverdi.
– Niçin? dedi Edison.
– Çünkü şu ana kadar iki bin deney yaptık ve hiçbir sonuç alamadık! deyince asistanı, Edison hemen itiraz etti ve şu tarihi cümleleri sıraladı:
– Bu doğru değil… Evet, amacımıza ulaşamadık ama hiçbir netice elde edemediğimiz doğru değildir. Çünkü aradığımız şeyin yaptığımız şeyin yaptığımız bu iki bin deney içinde bulunmadığını öğrenmiş bulunuyoruz.
1879 Kasımında Edison bir gece yazı masasının başına oturmuş, sönük bir puroyu emerek ne yapacağını düşünüyordu. Dalgın dalgın ceketinin düğmelerinden birini çevirirken düğme koptu. Üstünden bir iplik parçası sarkıyordu. Birden yerinden fırladı, laboratuara geçti ve teknisyenlerine iplik parçasını gösterdi. Böylesini acaba ceyran nakledici olarak kullandık mı hiç? Demek kullanmadık! Öyleyse gidin bir yumak ip alın, ufak parçalar halinde kesin, kömürleştirin ve lambalarınızı takın.

Asistanları sonuç ummamakla beraber hemen dediğini yaptılar. Edison’un bu fikri, bu sahadaki çalışmalarından vazgeçmeden önce başvurulacak son çare olarak görülüyordu.
Kömürleştirilen iplikler her seferinde kırılmasına rağmen bu hassas ipliklerden biri kırılmadan lambaların birine takılabildi. Lambanın havası hemen boşaltıldı. Lambaya elektrik verildiğinde iplik kızdı ve tatlı sarı bir ışık meydana geldi. Edison ve arkadaşları ışığa büyülenmiş gibi bakıyorlar. Acaba ne kadar sürecekti? Ampul saatlerce sönmedi. Süren çalışmalar sonunda elektrik santrali yapmak, 900 binada elektrik şebekesi kurmak, binlerce sayaç yerleştirmek, duylarıyla beraber 14.000 ampul yapmak gerekti.
4 Eylül 1882‘de meşhur mucidin bir işareti üzerine akım verildiği zaman, bütün mahallenin yüzlerce binasında binlerce elektrik hâllenin yüzlerce binasında binlerce elektrik ampulü yandı ve etrafa parlak, tatlı ışıklar saçılmaya başladı.
Edison devrinin en büyük meraklısı ilan edildi. Herkes sadece lambaları değil, onu da görebilmek için akın etti. Edisonu tanımayan kimse kalmadı.

Genç Gelişim kaynaklı bu kıssadan hisse haberimizi, projelerinde sıkıntılar yaşayan, çıkmazlara düşen girişimcilerimiz başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.
Genel Merkez Disiplin Kurulu Üyesi ve Sakarya Milletvekili Ayhan Sefer Üstün, İngiltere’de İşçi Partisi Milletvekili Jo Cox’un, Thomas Mair tarafından öldürülmesine tepki göstererek, “Bu ırkçılar önlerine çıkan tüm engelleri, kişileri yok etmeye hazır ve çok tehlikeliler” dedi
Ayhan Sefer Üstün, İngiltere’de İşçi Partisi Milletvekili Jo Cox’un, Thomas Mair tarafından öldürülmesine tepki gösterdi. Üstün, “Bu ırkçılar önlerine çıkan tüm engelleri, kişileri yok etmeye hazır ve çok tehlikeliler. Tedbir alınmazsa, İngiltere’de yaşayan Hintliye, Pakistanlıya, Kuzey Afrikalıya karşı saldırılar artabilir.” Diye konuştu.
Avrupa’nın iyi yüzü
Üstün, “Cox’u öldüren ırkçı Mair gibi kişilerin sadece İngiltere’de değil, Almanya’da ve İsviçre’de de bulunuyor. Almanya’da 8 Türk’ün öldürülmesiyle ilgili davanın sürdürüyor ve hala sonuç alınamadı. Cox’un İngiltere’de insan hakları mücadelesi veren, mazlumların yanında ve Avrupa’nın iyi yüzüdür” ifadelerini kullandı.
İngiltere ve ailesine başsağlığı
Cox’un öldürülmesi dünyada ve Türkiye’de şok etkisi yaratmadı, bunu şaşkınlıkla karşıladıklarını belirten Üstün, “Avrupa’da sağcı, ırkçı fikirler çok fazla yükseldiği için buna tepki bile gösteremediler. Avrupa’da siyasi ırkçılık yükseldi ve taban buldu. Siyasetçiler onları küstürmekten korkuyor olabilirler ya da kendilerinin de artık böyle bir saldırıya maruz kalabileceklerini düşündükleri için tepkilerini yüksek sesle dile getirmemiş olabilirler. Türkiye de kendisi ile aynı kulvarda mücadele eden milletvekilinin öldürülmesine gereken tepkiyi göstermedi. Çuvaldızı kendimize de batırmalıyız. Bu öldürülmenin televizyonlarda, gazetelerde çokça yer bulması gerekirdi ama bu maalesef olmadı. Ben, Cox’un ırkçı bir saldırı sonucu öldürülmesini şiddetle kınıyorum, İngiltere’ye ve ailesine başsağlığı diliyorum” diye konuştu.
Korkudan tepkiler ortaya konulamadı
Ayhan Sefer Üstün, Avrupa’da ırkçılığın siyaseten yükselmesinin bu cinayete tepkileri engellediğini, belki korkudan bu tepkilerin ortaya konulamadığını belirterek, “Tek Avrupa yok, Avrupa’da Cox gibi, insancıl, barışçıl, insan haklarına saygılı, Avrupa değerlerini hala savunan bir kesim var. Türkiye, Avrupa’nın bu kesimiyle diyaloglarını sürdürmeli. Bizim Avrupa’dan uzaklaşmamız her iki tarafın da faydasına değil. Avrupa’nın da Türkiye’nin de lehine olan, Türkiye’nin, Avrupa’da demokrasi, insan hakları ve özgürlükleri savunanlarla iş birliğini sıklaştırmasıdır.” değerlendirmesinde bulundu.