Etiket arşivi: Telaşı

Dijital Mastürbasyon; Gelinlerin Tatlı Telaşı

’Sunumsuz yakalandım’’ furyası ile bir adım öne çıkan, yeni gelinlerin Facebook’taki yerleşkesi haline gelen Gelinlerin Tatlı Telaşı sayfasını 390 bin kişi takip ediyor. Sayfanın içerikleri ilk ortaya çıktığı dönemde, evlilik hazırlığındaki ya da yeni evlenenlerin ev dekorasyonları paylaştığı ve karşılığında geri bildirim aldığı masum bir hesaptı. Şimdi ise insanların hakaret yemek ve hakaret etmek için kullandığı garip bir Facebook hesabına dönüştü. Bu hesabın ve oluşturduğu yeni kullanıcı alışkanlığına ben ‘’Dijital Mastürbasyon’’ diyorum.

Picture shows: (L-R) Betty Draper (January Jones) and Francine Hanson (Anne Dudek) TX: BBC Four, from Sunday 2nd March 2008 Mad Men is a provocative and original new series from writer and executive producer Matthew Weiner of The Sopranos. Set in 1960 New York, Mad Men pulls the viewer into an unexpected new world - the high-powered and glamorous 'Golden Age' of advertising - where everyone is selling something and nothing is ever what you expect it to be. ©AMC WARNING: Use of this copyright image is subject to the terms of use of BBC Pictures' BBC Digital Picture Service. In particular, this image may only be published in print for editorial use during the publicity period (the weeks immediately leading up to and including the transmission week of the relevant programme or event and three review weeks following) for the purpose of publicising the programme, person or service pictured and provided the BBC and the copyright holder in the caption are credited. Any use of this image on the internet and other online communication services will require a separate prior agreement with BBC Pictures. For any other purpose whatsoever, including advertising and commercial prior written approval from the copyright holder will be required.

İSİMSİZ OLSUN LÜTFEN

Sosyal Medya’nın ortaya çıkardığı Slacktivizm ve Clicktivizm kavramlarının alt metninde personaların olmak istediği gibi yansıması  durumu bu hesapta mevcut değil.

Bu kavramlardan bahsettiğim makalemi şuraya bırakıyorum.

Uzun yıllar rumuz kelimesinden uzak tatlı tatlı yaşarken, bu hesapla birlikte rumuz kelimesi oldukça sık karşımıza çıkıyor. Kendi profil sayfasında teyzesinin kızına, eski sevgilisine hatta yeni evlenen eski arkadaşına bile göndermeler yapan kişiler, Gelinlerin Tatlı Telaşı’nda kimliğini gizleme ihtiyacı duyuyor. FOMO (fear of missing out) adını verilen sosyal medya rahatsızlığı (bağımlılık) bu kişilerde boyut değiştiriyor ve dahil olmak, ben buradayım demek dışında başka bir eğilime yöneliyor. Bu eğilim dışarıdan oldukça komik gözükse de aslında oldukça karanlık.

 

Kocasıyla yaşadığı sorunları soranlar, evlilik arifesinde kendisine alınan altınların değerini merak edenlerin dışında büyük bir çoğunluk hakaret etmek ve yemek için burada. Sanılanın aksine sayfanın interaksiyonunda erkeklerin oranı oldukça fazla. Bir nevi, bu yeni yeni ortaya çıkan hakaret akımına Onedio gibi içerik platformlarında olduğu gibi Gelinlerin Tatlı Telaşı hesabında da katılmak oldukça popüler. İnsanlar buraya rumuzlu diğer insanlara hakaret etmek için geliyor. Bazı hakaretler dini temellere dayandırlırken, bazen de fiziksel özelliklere verilen acımasız eleştirileri barındırıyor

 

 

Bundan bir yıl önce Pink Freud isimli bir fenomen şu haberi  yazmıştı ve toplumun çeşitli kesimlerinden oldukça büyük bir tepki almıştı

http://hthayat.haberturk.com/yazarlar/pink-freud/1034979-yeni-gelinlerin-gorgusuz-telasi

Haberin ana konusu ekonomik özgürlüğü, hayatta bir amacı olmayan kadınların birbirleri ile yarışmalarının ne kadar gülünç ve acınası olduğuydu. Şahsen yazarın demografik tespitlerine katılıyorum.  Genel profili oldukça acımasız eleştirse de doğruluk payını göz ardı edemeyiz. Durum ilk bakışta Pink Freud’un özetlediği gibi gözükse de aradan geçen bir sene içinde işler daha karanlık bir hal aldı. Artık insanlar bilerek ve isteyerek bu sayfaya geliyor ve kendilerini tatmin ediyorlar. Evli kadın, komşusuna, görümcesine  fütursuzca gösteremediklerini burada gösteriyor ve tatmin oluyor. Bunları gören gözler de iş arkadaşına, akrabasına edemediği hakaretleri burada savuruyor. Tamamen mastürbatif bir ortam.

 

 

NEREYE BAKSAK AYNI YOZLAŞMAYI GÖRÜYORUZ

Dijital çağın içinde yaşayan bireylerin medya ile ilişkisinin çoklu ekrana taşındığı bu günlerde, hemen hemen benzer içeriklere maruz kalmamız tesadüf değil.  Formatı değiştirilen ama yine ekran önünde kavga ettirilen insanların hemen hemen aynısını sosyal medya’daki pek çok platformda görmemiz mümkün.  Toplumdaki artan mutsuzluk ve tatminsizlik resmen medya üzerinden irin akıtıyor. İnsanların birbirine saldırması ve bizlerin de bir arenada gibi onları izlememiz insanlık tarihinin bir tekrarı değil de nedir?

BATI NIN TÜRKİYE TELAŞI

BATI NIN TÜRKİYE TELAŞI

 

seyfettin karamızrakGeçen yazımızda, Almanya’nın Türkiye düşmanlığının nedenleri üzerinde durmuştuk.

Almanya hükumetinin ve Alman sivil toplum kuruşlarının Türkiye’ye gitmemeleri hususunda; “Alman vatandaşlarını uyarmalarına rağmen”, Almanların bu uyarılara itibar etmediğini, tatil için Türkiye’yi seçtiklerini, Alman şirketlerinin yeni yatırımlar için Türkiye’de sıraya girdiklerini gözlemliyoruz.

Almanya, Türkiye’nin büyümesini ve çevresinde etkili olmasını kıskanmakta ve aynı zamanda endişe duymaktadır. Bu yüzden, olmadık çıkışlarıyla da gülünç durumlara düşmektedir. FETÖ’ cü mahkûmlara giydirilecek tek tip elbiselere getirdiği eleştiri,  bunlardan biridir.

1980’li yıllarda Alman ekonomisi Türk ekonomisinden 13,5 misli büyükken, 2016 yılında 4 misline düşmüştür.

E-7 nin en hızlı gelişen ülkeleri; Çin, Hindistan, Türkiye, Brezilya, Rusya, Endonezya ve Meksika’dır. Dünya ekonomisinin ağırlığı, Batı’dan Doğu’ya kaymaktadır. Batı’nın Türkiye telaşı bundandır.

Bu yüzden Müslümanı, Müslümana katlettirmek için ABD liderliğinde, İslam dünyasına, dolaylı olarak da Türkiye’ye savaş açılmıştır.

Sözde İslam geçinen birçok ülke, ABD liderliğindeki Haçlı ordusunun emrinde ve hizmetindedir. ABD yanlısı bu ülkelere, halkları bu yüzden öfkeli ve kızgındır.

Türkiye’ye destek verdiği için Pakistan Başbakanı Navaz Şerif, İngiltere’nin kirli ve ahlaksız oyunu ile “Pakistan FETÖ’sünün yargıdaki piyonları tarafından” görevinden alınmıştır.

Türkiye’nin güçlenmesini önlemek için, PKK, DEAŞ, FETÖ vb. örgütler kurularak, içeride karışıklıklar çıkartılarak yükselmesinin önü kesilmek istenmektedir.

ABD bu maksatla PYD-YPG’ ye 900 tırdan fazla silah vermiştir. Bu yardım ve silahlar, DEAŞ’ la savaşsın diye değil, Türkiye’ye karşı kullanması içindir.

Almanya, Türkiye’nin siyasi ve toprak bütünlüğünü tehdit eden ne kadar örgüt varsa; PKK, FETO, DHKP-C vb. ülkesinde barındırmaktadır. Kandil tetikçisi ve Die Welt muhabiri Deniz Yücel tutuklanınca, Merkel Türkiye’yi telaşla ziyaret edip, serbest bırakılmasını istemiştir.

Büyükada’daki gizli toplantıda; Alman Peter Steudtner ve İsveçli Ali Garavi ile 4 Türk tutklanmıştır. Aynı otelde, 15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsünden önce de 13 CIA ajanı kalmıştı. Bu CIA ajanlarından birisi, FETÖ imamı Bekir Boz ile devamlı irtibat hâlinde olan Papaz Andrew Craig Brunson dur. Bu papazın serbest bırakılmasını, Trump’ın üç kez istemesi anlamlıdır.

ABD’li milyarder Soros Vakfının paralı terörist, provokatörleri, Türkiye’yi karıştırmak için işbaşındadır. Soros ile kaos ayrılmaz bir bütündür. Almanya halkını Türkiye düşmanlığı için kışkırtmaktadır.

Soros’un Türkiye temsilcisi: “Kendiliğinden bir direnişin patlak vermesini bekleyemeyiz. Türkiye’deki hükümeti devirmek için sokakları acilen harekete geçirmeliyiz.” Açıklamasında bulunmuştur.

Tutuklanan yabancılar, suçlu ve gerilla uzmanıdır. Almanya’nın, bu gerçeği bile bile tutuklananların serbest bırakılmasını istemesi, Türkiye’yi sömürge ve küçük gördüğünün göstergesidir.

ABD, Almanya ve batının şımarık ukala bazı devletleri, geçmişte her istediklerine “evet” diyen bir Türkiye istemektedirler.  Oysa köprülerin altından çok sular geçmiştir. Artık Türkiye, kendi menfaatlerini ön planda tutan ve dış güçlere gerektiğinde “hayır” diyebilen güçte ve kararlılıktadır.

 

Türkiye, silkinerek kendine gelmiştir. Dünyanın her yerinde ve özellikle de Orta Doğu’da “ben de varım” deyince; ABD, Almanya, bazı batı ve Arap ülkelerinin uykuları kaçmıştır. Bu zalimlerin zulme, mazlumların gözyaşına ve sömürüye dayalı kirli oyunları bozulmuştur.

 

İçeride ve dışarıda, Türkiye’ye karşı gösterilen düşmanlıkların sebebi budur.

 

Sevgiyle kalın…