Etiket arşivi: Taksim

Rum basınında gerçekçi yazılar

 

 

ata-atun-HocaOrijinal adı “Cyprus Mail” (Kıbrıs Postası) olan ve Kıbrıs Rum tarafından yayınlanan günlük gazetede George Koumoullis adlı bir yazar var. Rumlara göre biraz da aykırı bir yazar. Durup dururken Kıbrıslı Rumların Ve Yunanistan’daki Helenlerin “Tabu” olarak tanımladıkları konularda bir şeyler yazar ve büyük çoğunluğun şimşeklerini, az sayıda bazılarının da takdirini alır.

 

18 Haziran’da yayınladığı yazısının başlığı “Hayran kalınan kişilerin hayat öyküsünü yazanların söylemedikleri gerçekler” (The truths the hagiographies don’t tell) idi ve EOKA’nın kurucusu General Yorgos Grivas’tan bahsetmekteydi. Grivas’ı gerek fiziksel görünümü gerekse de yaşamında yaptıkları ile Fransızların Birinci Dünya Savaşı “Kahramanı” ve İkinci Dünya Savaşı “Haini” Mareşal Henri Philippe Petain’e benzetmekteydi.

 

Birinci Dünya Savaşında Verdun’da Almanlara karşı kahramanca karşı koymuş ve Fransız halkının gönlünde “Savaş Kahramanı” payesini almış olan Petain’in, İkinci Dünya Savaşında Hitler’e hayran olması ve Hitlerin kuklası Vichy Hükümetinde Savunma Bakanlığı görevini yapması nedeni ile de Fransız halkının gönlünde “Hain” düzeyine düşmesini ve yargılanıp önce idama sonra da hayat boyu hapis cezasına çarptırılmasını, Grivas’ın 1950 yılında EOKA’yı kurup İngilizlerle savaşarak Rum halkının gönlünde “Savaş Kahramanı” olması ve 1971 yılında da EOKA B’yi kurup, EOKA B’nin 1974 yılında yaptığı darbeden sonra da adanın bölünmesine yol açtığı nedeni ile Kıbrıslı Rumların gönlünde “Hain” yerini almasına benzetmiş. “Keşke altı ay daha yaşasaydı Grivas ve bu adaya yaptığı kötülüğü görüp öyle ölseydi” cümlesi ile bezemiş yazısını Koumollis.

 

Bu yazısından bir evvelki yazısında da İngiltere Kraliçesinin paye verdiği Hakim Alper Ali Rıza’nın kaleme aldığı “Kıbrıslı Türk Cumhurbaşkanı makamda olacak ama yetkisi bulunmayacak” makalesine yer vermişti.

 

28 Haziran tarihli yazısının başlığı ise “Asla sormadığımız soruların bedelini ödemek” (Paying the price for the questions we never asked). Gerçekten de ibretlik ve her Kıbrıslı Rum ile Kıbrıslı Türkün okuması gerektiği bir yazı. Özellikle de bizim aramızda yaşayan ve her koşulda ve olayda Rumları haklı çıkaracak bir taraf bulan, nesepleri belli olmayan Rum hayranlarının okuması lazım, tane tane ve anlayarak.

 

George Koumoullis söz konusu yazısında özetle diyor ki;

“….Kıbrıslı Türkleri endişelendiren Kıbrıs’ın toprak bütünlüğü değil, fiziksel güvenlikleridir ve bu nedenle de güvenlik konusunda ısrarlıdırlar. Büyük bir olasılıkla da bizim Kıbrıslı Türklerin psikolojisini göz ardı etmemiz, Kıbrıs sorununun kökenini oluşturmaktadır…. “Ya Taksim Ya Ölüm” sloganı Kıbrıslı Türklerin tüm mitinglerine yankılandı. Biz Kıbrıslı Türklerin niçin bu sevdaya düştüklerini hiç araştırdık mı? Biz hiç derinlemesine Kıbrıslı Türklerin neden enosis’ten korktuklarını araştırdık mı? Biz hiç Kıbrıslı Türk hemşerilerimize, Girit Yunanistan’a bağlanırken gerçekleştirilen etnik temizliğin (ki bu onların korkularının esas temelini teşkil etmektedir) Kıbrıs’ta enosis gerçekleştirilirken tekrarlanmayacağının garantisini vermeyi denedik mi?  Bu sorulan tümünün yanıtları, etrafı çınlatacak denli yüksek bir “Hayır”dır. (Kıbrıslı Türklere karşı) Bu küstah tavrımız ve (Kıbrıslı Türkleri) küçümsememiz Kıbrıslı Türkleri Türkiye’nin kollarına itmiştir. 1955 yılındaki silahlı mücadele kararımız, adanın yüzde yirmisini oluşturan Kıbrıslı Türklerden gizli olarak alınmıştır…. Belki de bizi, Türkiye’nin asla enosis gibi maksimalist bir düşünceye izin vermeyeceği konusunda ikna edebilirlerdi ve böylesi bir hedefle uğraşmanın da, 15 Temmuz 1974 uygulamasında olduğu gibi bir trajediye ile sonuçlanacağı konusunda uyarabilirlerdi ….”

 

Doğru söze ne denir. Belli ki Rum siyasiler hala daha akıllanmamışlar ve “Çözüm “aldatmacası ile içinde Kıbrıslı Türklerin azınlık haklarına sahip olacağı bir devleti kurmanın hala daha peşindeler, geçmişten ders almayarak. Bu kafayla duvara birkaç kez daha toslayacakları kesin…

Yazının tümünü okumak isteyenler için kaynak adres: http://cyprus-mail.com/2015/06/28/paying-the-price-for-the-questions-we-never-asked/      

 

Prof. Dr. Ata ATUN

Gezi Parkı ile Maçka Demokrasi Parkı arasına ekolojik yaya köprüsü böyle olacak

 Taksim Gezi Parkı Ekolojik Yaya Köprüsü; Taksim Gezi Parkını, Asker Ocağı Caddesi üzerinden, Harbiye-Maçka Demokrasi Parkıyla bağlayarak, sahile ulaştıran kesintisiz bir güzergah olacak. Taksim Bölgesinde, iki büyük parkın yeşil sistemi ekolojik bir arayüzle -ekolojik yaya köprüsü- ile kesintisiz hale getirilerek, park kullanıcıları ve yaya akışı için önemli ve yeni bir güzergah oluşturulacak.gezi

Ekolojik Yaya Köprüsü ile; Taksim Gezi Parkı ile Maçka Demokrasi Parkı kesintisiz bir şekilde bağlanırken, ekolojik bütünlük sağlanacak ve mekânsal olarak aslında bir bütün olan parkların iki parçası birleşmiş olacaktır.

Gezi Parkı Ekolojik Yaya Köprüsü, Asker Ocağı Caddesi Üzerinde 25.65 metrelik kısmıyla yeralırken, toplamda 32 metre boyunda, 9.60 metre eninde olacak.gezi1

Ekolojik Köprüde; İstanbul’un doğal florasında var olan peyzaj dokusu, kır bitkileri ve doğal çayır türleri, köprünün statik sistemine entegre edilen bitki taşıyıcı katmanlarla yeralacak. Köprü yeşil olarak tasarlandığından zemini toprak dolgu üzerinde çim olarak uygulanacaktır.

Ekolojik Köprü Peyzajında; Huş Ağacı, Amerikan Sığla, Ihlamur, Akdeniz Servisi gibi Ağaçlar, Kelebek Çalısı, Çalı Erguvan, Kırmızı Gövdeli Kızılcık, Sürünücü Dağ Muşmulası, Kırmızı Yapraklı Taflan, Filbahri, Menengiç, Katır Tırnağı, Beyaz Çiçekli Keçi Sakalı gibi Çalılar,  Kareks, Pampas Otu, Gaura (Bol ve sık çiçekli), Japon Kan Çimi, Süsen, Fener Çiçeği, Lavanta, Gümüş Otu, Biberiye gibi Otsu Bitkiler / Çok Yıllık (Perennial) Çiçekler ile Funda Çiçeği, Mavi Çim, Dam Koruğu ve Kekik gibi Yerörtücü Bitkiler ve Kaya Sarmaşığı türleri yeralacak.gezi2

Bitkisel tasarım; kentin farklı mevsimlerde büründüğü renkleri yansıtacak bitkisel çeşitlilik, aromatik türler ve doğal çayır bitkileriyle koku, ses ve renk çeşitliliğe sahip olacak. Yıl boyu Ekolojik Yaya Köprüsünü kullanan İstanbulluların kentin mevsim geçişlerini deneyimlemesine imkan tanıyacak.

Haziran sonuna kadar tamamlanması planlanan Ekolojik Yaya Köprüsünün Projesini, Altyapı Projeler Müdürlüğü, Yapımını ise Yapı İşleri Müdürlüğü gerçekleştiriyor.gezi3

CHP Başiskele Gençlik Kolları, Gezi Parkı Olaylarında Hayatını Kaybeden Berkin Elvan’ın Ölüm Yıl Dönümü Nedeniyle Anma Programı Düzenlendi.

 

chpCHP Başiskele İlçe Binasında düzenlenen anma programına CHP KOCAELİ GENÇLİK KOLLARI BAŞKANI Gökhan ORHAN VE Yönetimi,GÖLCÜK GENÇLİK KOLLARI BAŞKANI Murat UZUNER ve Yönetimi, MV.A.ADAYI Sedat TATAR Başiskele Gençlik Örgütü olmak üzere partili gençlerin yanı sıra Başiskele halkı da katıldı.

İstanbul Okmeydanı’nda Gezi parkı olayları sırasında polisin attığı gaz fişeğiyle başından vurularak ölen Berkin Elvan, ölüm yıl dönümü nedeniyle düzenlenen etkinlikte 50 kişilik bir genç grubu katılım sağladı.Programda konuşma yapan CHP Başiskele Gençlik kolları başkanı Dilara GÜRBÜZ’ün Basın Açıklaması ;chp2

Sevgili Yoldaşlarım

O kadar açız ki toplanıp güzellikleri ,özgürlükleri, zaferleri kutlamaya.Bir bir alınıyor elimizden çoşkularımız, kurşuna diziliyor yarınlarımız. Her gün birer birer ölüyoruz.

Bugün yine hüzün yine matem bu gün ekmeğimizden kan akıyor. Bu gün Berkin’imiz düşmüş yerde can veriyor.

Tam 1 yıl önce bugün nefes aldığı her bir anı ”umut” diye anlımıza yazdığımız umudun çocuğu Berkin ELVAN’ı, Ali İsmail KORKMAZ’ların, Uğur KAYMAZ’ların, Medeni YILDIRIM’ların yanına uğurladık.

Taksim Gezi Parkı Direnişi sırasında evine Ekmek almaya giden 15 yaşındaki Berkin ELVAN’ın başına isabet eden gaz kapsülü…

And olsun ki asla susmayacağız. And olsun ki vücudumuzun her bir parçasını gaz kapsülüne bulasalar durmayacağız.

Katilleri Berkin’in annesinin gözyaşlarına boğana dek direneceğiz.

” Buraya bakın, burada, bu kara mermerin altında

Bir teneffüs daha yaşasaydı

Tabiattan tahtaya kalkacak bir çocuk gömülüdür”

Saygılarımla….

CHP Başiskele Gençlik Kolları Başkanı

Dilara Gürbüz

Programın devamında konuşma yapan İl Gençlik Örgütü Başkanı Gökhan ORHAN’ın konuşması;

Bu programların ve anmaların artık sokaklarda haykırmanın zamanını geldiğini belirten Gökhan ORHAN konuşmasına şöyle devam etti;


Uçurtma uçuran, salıncakta sallanan, top oynayan, okuldan kaçan, haylazlık yapan bir çocuk 16 Haziran sabahından itibaren 269 günlük dev bir direnişe imzasını atan, bir anda dünyanın tanıdığı “Umudun Çocuğu Berkin Elvan”…
Tam 1 yıl oldu. Berkin’siz geçen 1 yıl… Bedeni 16 kiloya düşen bir çocuğun 15 yaşında ailesinden, hayattan koparılıp alındığı 1 yıl..
Katillerinin “Emri ben verdim” diyene sırtını dayayıp, ellerini kollarını sallayarak gezdikleri ancak isimleri siyasal erk tarafından saklanarak hayatlarına devam ettikleri 1 yıl… Davası olmayan, mahkemesi olmayan faili belli bir cinayetin hayattan kopardığı Berkin Elvan’ın aramızdan ayrılışının üstünden tam 1 yıl geçti…
269 gün boyunca insani duygularını yitirmemiş, vicdanı olan herkesin, umutla iyi haberlerini beklediği Berkin Elvan’ın ölüm haberi tüm ülkeyi derin bir üzüntüye boğmuştu.
Devlet dersinde öldürülen ilk çocuk değildi Berkin. Siyasal İktidarın izlediği politika göz önünde bulundurulunca muhtemelen son da olmayacaktır dedi..

İzmir’den Avrupa’ya 22. Merhaba!

konser2

İzmir Kültür Sanat ve Eğitim Vakfı’nın (İKSEV) İzmir Büyükşehir Belediyesinin katkılarıyla düzenlediği 22. İzmir Avrupa Caz Festivali, Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’ndeki (AASSM) konserle başladı.  Geceye katılan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, 13. Caz Afiş Yarışması sonucu eserleri sergilenmeye hak kazanan genç grafikerlere katılım belgelerini sundu. İKSEV Yönetim Kurulu Başkanı Filiz Sarper ise festivalin düzenlemesine destekleri nedeniyle Başkan Aziz Kocaoğlu’na teşekkür plaketi verdi. Festivalin açılış konserinde klasik piyanonun sıra dışı ikilisi Ufuk & Bahar Dördüncü Piyano İkilisi ile Avrupa caz sahnelerinin en iyilerinden Erik Truffaz Quartet, Truffaz’ın Taksim Süiti’nin dünya prömiyerini yaptı.ser