Etiket arşivi: Sünnet

Bilim Kurulu üyesi Özlü’den Kurban Bayramı öncesi dikkat çeken uyarı

Bilim Kurulu üyesi Prof. Tevfik Özlü, Kurban Bayramı öncesi memleketlerine gidecek vatandaşlara uyarılarda bulundu.

Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi Prof. Tevfik Özlü, Twitter hesabından yaptığı paylaşımlarda, Kurban Bayramı tatili için memleketlerine gidecekler için uyarılarda bulundu.

“Çok zor gelse de, sevdiklerimizi ve kendimizi korumak için kurallara uymamız gerekiyor” diyen Prof. Özlü, el öpmenin, tokalaşmanın, sarılmanın ve öpüşmenin tehlikeli olduğunu belirterek, 1.5 metrelik sosyal mesafe kuralının ve maske takmanın önemini hatırlattı.

Bayram ziyaretlerinin mümkünse açık havada yapılması gerektiğine dikkati çeken Özlü, düğün, nişan, sünnet, mevlüt gibi törenlere mecburi olmadıkça katılınmaması gerektiğini, düzenleyenin ise açık havada yapılmasına dikkat etmesine vurgu yaptı.

Özlü uyarılarını şöyle sürdürdü:

Eskisi gibi yaparsak, evimize geri döndüğümüzde; sevdiklerimizin hastalandığı veya öldüğü haberiyle yıkılabiliriz. Büyük kentlerde yaşayanların, kendileri hasta olmasa da virüsü taşıyıp bulaştırma olasılıkları çok daha fazla. Sevdiklerimize zarar vermeyelim.

Aksi de oluyor. Büyük kentlerden Anadolu’ya tatile, düğüne, taziyeye giden sağlıklı aileler, dönüşte virüsü kapmış olarak evlerine dönebiliyor. Dikkatli olalım. Virüs her fırsatı değerlendiriyor, ona fırsat vermeyelim.

 

 

ABD’Yİ NASIL BİLİRSİNİZ?

ABD’Yİ NASIL BİLİRSİNİZ?seyfettin karamızrak

 

 

 

  1. Arabistan’da gerçekleştirilen “yolsuzluk operasyonu” dalgasında ilk gün 11 prens ve 38 bakan gözaltına alındı. Daha sonra başka isimler de ilave edildi. Operasyon, derin darbe olarak değerlendirilmektedir.

Saray darbesinin hemen ardından, ABD Başkanı Donald Trump’ın Kral Selman’ı arayarak destek vermesi çok düşündürücüdür.

Trump’ın damadı ve danışmanı Jared Kushner,  darbeden bir hafta önce Riyad’a gizli bir ziyaret gerçekleştirmişlerdi.

Bu gerçekler, S. Arabistan’ da ki saray darbesinin, ABD’nin isteği doğrultusunda ve ABD destekli yapıldığını göstermektedir.

Darbenin arkasındaki gerçeklere gelince:

– Kral Salman, Amerika’nın desteği ile tahta geçmek için önündeki engelleri tamamen kaldırmıştır.

– ABD, Salman’ın tahta geçmesi ile birlikte Suudi Arabistan’a 20 milyar Dolarlık yeni savunma sistemleri satmaya hazırlanmaktadır.

– Krallık teamüllerine aykırı yöntemle veliaht olarak atanan Muhammed Bin Selman’ın; ülkenin üst düzey isimlerini, 11 prensi, Türkiye’ye yakın isimleri ülkenin ekonomi ve medya alanında etkin isimlerini gözaltına alması dikkat çekicidir.

– S. Arabistan merkezli değişimin, domino etkisi yaparak tüm bölgeyi etkileyeceği yorumları yapılmaktadır.

-ABD, bölgedeki İran tehlikesine karşı Suudilere daha fazla silah ve savunma sitemi satacak, istediklerini daha rahatlıkla yaptırabilecektir.

 

ABD, hiç bir zaman Türkiye’nin dostu olmamıştır. Özellikle de son yıllarda Türkiye’nin aleyhine gelişen her olayda ABD’nin parmağı vardır.

ABD, Türkiye’ye düşman olan her oluşumun yanındadır. PKK’nın diğer bir adı olan PYD’ yi alenen destekleyerek her türlü silahı veren ABD’dir.

ABD, dolaylı olarak da Türkiye’nin menfaatlerini engellemektedir. Katar’a uygulanan ambargo kararının altında Türkiye düşmanlığı vardır. Katar’ın işgal edilmesi oyununu Türkiye bozmuştur.

 

ABD, Katar’ın dışındaki S. Arabistan-Mısır ve Körfez ülkelerini “İsrail’in güvenliği için” İran ile savaşa sokmaya çalışmaktadır.

 

  1. Arabistan’da ki saray darbesinin ardında ABD’nin başka menfaatleri de bulunmaktadır: “İslamiyet’i “ılımlı İslam” altında sulandırmak, İran’ı güçsüzleştirerek saf dışı etmek, Türkiye’nin Orta Doğu’daki nüfuz gücünü kırmak. S. Arabistan’ı birbirine düşürerek parçalayıp bölmek.” İlk akla gelenlerdir.

Suriye’nin Irak’ın, Mısır’ın ve S. Arabistan’ın parçalanması, ABD’nin birinci hedefidir. ABD, Orta Doğu’nun petrollerini ele geçirmeyi ve İsrail’in geleceğini planlamaktadır.

İlk hedefte S. Arabistan petrol şirketi Aramco’ nun Yahudi ağırlıklı ABD sermayesi tarafından ele geçirilmesi var.

  1. Arabistan-İran savaşı, S. Arabistan’ın bölünmesi demektir. İslam dendiğinde akla, “Sünnilik” gelir. “Ilımlı İslam” ın Ehli Sünnet ile bir bağı yoktur. ABD ve İsrail’e hizmet etmenin diğer adıdır “ılımlı İslam”.

ABD, bir taşla birkaç kuş vurmanın peşindedir. Orta Doğu, dünyadaki sürpriz gelişmelerin en yoğun yaşandığı bir bölge durumundadır artık. Bekleyip göreceğiz.

Sevgiyle kalın…

 

 

 

 

Sevgiyle kalın…

 

 

 

HÜRRİYETTİR CUMHURİYET

 HÜRRİYETTİR  CUMHURİYET 

       (3 yıl önce yayınlanan yazımızla bu mübarek haftayı ve haftasonunu anmış olalım)

 

 

süleyman pekinCan Yücel’in Gelibolu’da bir köydeki sünnet merasimini anlatırken söylediği şiirin son mısrası geldi aklıma:      “Sünnet değil farzdır Cumhuriyet”

91 yıl, dile kolay lâkin Cumhuriyeti anlamak istemeyenlere anlatmak zor. En azından şunu söyleyelim; hani DevletçeHükümetçe hedef koyduğunuz o 2023, Cumhuriyetimizin Kuruluşu’nun yani 1923’ün 100. yıldönümü oluyor.

  1. Yıldönümünün marşında;

         “Örnektir milletlere açtığımız yeni iz

                    İmtiyazsız, sınıfsız, kaynaşmış bir kitleyiz

                    Uyduk işte bilgiye, gidişte ülküye biz

                    Tersine dönse dünya yolumuzdan dönmeyiz” dedik.

  1. Yıldönümünün marşında;

         “Aynı kandan feyz alır bunca toprak, bunca taş

                    Kılıç tutan bilekler verdi sabanla savaş

                    Tekniğin dev nabzında her adım, her dakika

                    Çarklarda aynı tempo, yüreklerde aynı marş”   dedik.

  1. yılında ise marş söylemek yerine Türkiye Cumhuriyeti’nin ABD’nin yerine dünyayı yönettiği bir manzara görmek isteriz. Ekonomisiyle dev, kültürüyle öncü fakat en çok insanlığıyla dikkat çeken ve kandanirindenzulümden adeta istifra vaziyetine gelen coğrafyamıza huzur getiren bir Türkiye Cumhuriyeti..

         Washington’dan basılan düğmelerle harekete geçirilen Ortadoğu halkları kendi elleriyle kendi geleceklerini linç ediyorlar. Müslüman’ın Müslüman’a ettiğini artık gâvurların bile etmesine gerek kalmıyor.

Dinî referanslı organizasyonların iktidar olması İslâm’ın iktidar olması demek değildir. Siz dindar geçinenlerin oy yüzdelerine bakarken biz öldürülen, tecavüz ve işkence edilen Müslümanların milyon milyon sayılarına bakarız.

Müslüman’ın birinci vazifesi zulmü durdurmaktır. İşbirlikçilik ve taşeronluk; stratejik ortaklık değil düpedüz zûlme ortaklık, baş karıştırıcı Şeytan’ın izinden giderek başka ülkeleri f’Esadlama yardakçılığıdır.

Biz; inançları damarlarında yürüyenler, biz ideal ve ülkü peşinden gidenler para / makam yağınca İslamcılık rujları akanlardan değiliz. Biz bu ülkenin tüm değerlerinin ayrımsız sevdalısıyız. Ve milletimiz, Yahya Kemal’in “Mehlika Sultan’a Âşık 7 Genç” şiirindeki gibi 7 bölgesiyle bir efsuna tutulsa da biz o milleti yine de zaaf derecesinde seviyoruz.

Bir zaman birileri Atatürk’ü sevdirme adına zoraki abartılı sahneler tertip etmişti. Ki millet kurucusu ve kurtarıcısından nefret etsin. Şimdi de birileri yüreğimizi her zaman heyecana getiren Mehter’i bile sünnet eğlencesi yapmaktalar.

Biz Müslüman’ız sadece, ılımlı da değiliz aşırı da.. Biz Türk’üz ve Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran halkın tamamıyız. Biz o ‘Sarı Zeybek’in Mustafa Kemal olarak Kurtuluş Savaşı’nı, Atatürk olarak medeniyet savaşını verenlerin-bilenlerin-sevenlerin çocuklarıyız.

Biz, hepimiz; yakılmamış, yırtılmamış birer Türk Bayrağı’yız. Ve bizim inanç dolu sinelerimizdir bu ülkenin teminatı. İmanımız gibi biliyoruz ve diyoruz ki:

“Türkiye Cumhuriyeti mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır.”