Etiket arşivi: Srebrenitsa

MUSUL, SREBRENİTSA ve 15 TEMMUZ

 

fevzi yurtoğluMusul nihayet Irak Ordusu’nun eline geçti. 100 yıl önce terk ettiğimiz bu ata toprağı, Deaş’li teröristlerden temizlendi. Şehir; havadan ve karadan aylarca bombalandı, tarihi Türk yapıları dahil taş taş üstünde bırakılmadı! Güvenlik adıyla teröristlerle birlikte 13 bin masum da öldürüldü. Aslında kapitalist devletlerce taşın altı önemliydi, yani petrol ve doğalgaz. Çünkü Kuzey Irak’ta 50’den fazla uluslararası enerji şirketi çalışmakta. Günlük bir milyon varil petrol üretilebilen bölgenin değeri 4 tirilyon dolar. Türkiye’nin 300 yıllık doğalgaz ihtiyacını karşılayacak kaynağa sahip. Ve bu geleceği de gören 2. Abdülhamit, zengin toprakları şahsi mülk haline getirmişti! Fakat 1923’de Lozan’da bu gerçeği görememek ne kadar acı!

Türkmenler, savaşarak vatan bildikleri bu toprağı terk etmediler. Can verdiler, kan verdiler, lakin bırakıp kaçmayı düşünmediler. Musul Türkmen Lideri Aydın Maruf diyor ki; “Türkiye bizim ana vatanımız, ancak burası da bizim vatanımız. Biz, başkaları gibi yaşadığımız yeri terk etmeyiz. Türkiye gibi, Irak Hükümeti de bizim Hükümetimizdir. Irak Ordusu içinde en az 500 askerimiz şehit oldu. Son harekatta 200’de Türkmen katledildi. Buna hem Irak Ordusu ve hem de Avrupa sessiz kaldı. Pkk ve Şafi teröristlerin yeni operasyonlara katılmasını istemiyoruz. Yine bizlere katliam yapabilirler.” şeklinde endişelerini açıklamıştır.

Bizler de bu endişeleri dile getiriyor ve ayrıca kahraman evlatlarımızla gurur duyduğumu ifade ediyorum. Umarım Türkiye’deki Suriyeliler de uyanır. Mülteciliği bırakarak, vatanları için toparlanırlar ve silahlanarak ayağa kalkarlar. Bekliyoruz!

Bu arada, 22. yılda, 11 Temmuz 1995’de Müslüman Boşnaklara karşı gerçekleştirilen soykırımı da unutmadık. Her yıl 11 Temmuz’da acısı yinelenen ve 8.372 “Srebrenitsa Şehitleri”ni rahmetle anıyoruz. Bu yıl da toplu mezarlardan kimlikleri tesbit edilen 71 şehit Bosna-Hersek’te göz yaşları içinde törenle defnedildi. 22 sene önce, kendilerine güvendikleri için teslim olan müslümanları, emanete hıyanet ederek Sırplara teslim eden Fransız-Hollandalı Haçlı askerlerini ve katliamı yapan Sırpları (özellikle general Mladic’i) de lanetliyorum. Hâlâ bu suçlular ceza alacak diye bekliyoruz. Irak, Suriye, Afganistan ve Filistin’de yapılan katliamları gerçekleştiren “Haçlı-Siyonist-Batı’nın” ceza almasını beklediğim gibi!

Ve gençlerimiz bilmeli ki; “Amerika, Batı ve Siyonist’lerin 40-50 senelik yakın tarihi gibi, uzak tarihi de ” katliamlarla doludur. Haçlı Seferlerinde Anadolu’da milyonlarca Müslüman, Amerika’da milyonlarca kızılderili ve köle ticaretinde ise milyonlarca Afrikalının vahşice öldürüldüğü kayıtlıdır. İşte adaleti ve demokrasiyi dillerinden düşürmeyenlerin gerçek yüzleri! Lakin, tarih kitaplarını ve film senaryolarını kendileri yazıp çektikleri ve kendileri oynadıkları için, ittifakın bu kanlı-vahşi yüzünü asla göremezsiniz!

Yüreği Türk Bayrağına-Vatanına bağlı Mehmetçiğin ve Milletimizin canını ortaya koyarak gösterdiği ve dünyaya örnek olduğu 15 Temmuz Kahramanlığı’nı karartmaya ve küçültmeye çalışanlar da işte bu hain, “eli kanlı hain ittifak”tır. Ve ülkemizde para ve medya ile besledikleri “uşakları”dır! Selam ve saygılarımla…

MUSUL ve SREBRENİTSA

fevzi yurtoğluMusul nihayet Irak Ordusu’nun eline geçti. 100 yıl önce terk ettiğimiz bu ata toprağı, Deaş’li teröristlerden temizlendi. Şehir; havadan ve karadan aylarca bombalandı, tarihi Türk yapıları dahil taş taş üstünde bırakılmadı! Teröristlerle birlikte 13 bin masum da öldürüldü. Ve Musul güvenli şehir haline geldi. Aslında kapitalist devletlerce taşın altı önemliydi, yani yer altındaki petrol ve doğalgaz. Çünkü Kuzey Irak’ta 50’den fazla uluslararası enerji şirketi çalışma yapmakta. Günlük bir milyon varil petrol üretilebilen bölgenin değerinin 4 tirilyon doları geçmekte.Türkiye’nin 300 yıllık doğalgaz ihtiyacını karşılayacak kaynağa sahip. Bu geleceği de gören 2. Abdülhamit, zengin toprakları şahsi mülk haline getirmişti! Fakat Lozan’da bu gerçeği görememek ne acı!
Türkmenler, savaşarak vatan bildikleri bu toprağı terk etmediler. Can verdiler, kan verdiler, lakin bırakıp kaçmayı düşünmediler. Musul Türkmen Lideri Aydın Maruf diyor ki; “Türkiye bizim ana vatanımız, ancak burası da bizim vatanımız. Biz, başkaları gibi yaşadığımız yeri terk etmeyiz. Türkiye gibi, Irak Hükümeti de bizim Hükümetimizdir. Irak Ordusu içinde en az 500 askerimiz şehit oldu. Son harekatta 200’de Türkmen katledildi. Buna hem Irak Ordusu ve hem de Avrupa sessiz kaldı. Pkk ve Şafi teröristlerin yeni operasyonlara katılmasını istemiyoruz. Yine bizlere katliam yapabilirler.” şeklinde endişelerini açıklamıştır.
Bizler de bu endişeleri dile getiriyor ve ayrıca kahraman evlatlarımızla gurur duyduğumu ifade ediyorum. Umarım Türkiye’deki Suriyeliler de uyanır. Mülteciliği bırakarak, vatanları için toparlanırlar ve silahlanarak ayağa kalkarlar.
Bu arada, 22. yılda, 11 Temmuz 1995’de Müslüman Boşnaklara karşı gerçekleştirilen soykırımı da unutmadık. Her yıl 11 Temmuz’da acısı yinelenen ve 8.372 “Srebrenitsa Şehitleri”ni rahmetle anıyoruz. Bu yıl da toplu mezarlardan kimlikleri tesbit edilen 71 şehit Bosna-Hersek’te göz yaşları içinde törenle defnedildi. 22 sene önce, kendilerine güvendikleri için teslim olan müslümanları, emanete hıyanet ederek Sırplara teslim eden Fransız-Hollandalı Haçlı askerlerini ve katliamı yapan Sırpları (özellikle general Mladic’i) de lanetliyorum. Hâlâ bu suçlular ceza alacak diye bekliyoruz. Irak, Suriye, Afganistan ve Filistin’de yapılan katliamları gerçekleştiren “Haçlı-Siyonist-Batı’nın” ceza almasını beklediğim gibi!
Ve gençlerimiz bilmeli ki; “Amerika, Batı ve Siyonist’lerin 40-50 senelik yakın tarihi gibi, uzak tarihi de ” katliamlarla doludur. Haçlı Seferlerinde Anadolu’da milyonlarca Müslüman, Amerika’da milyonlarca kızılderili ve köle ticaretinde ise milyonlarca Afrikalının vahşice öldürüldüğü kayıtlıdır. İşte adaleti ve demokrasiyi dillerinden düşürmeyenlerin gerçek yüzleri! Lakin, tarih kitaplarını ve film senaryolarını kendileri yazıp yine kendileri çektikleri için, ittifakın bu kanlı-vahşi yüzünü asla göremezsiniz. 15 Temmuz Kahramanlığı’nı karartmaya çalışan da bu hain, eli kanlı ittifak ve uşaklarıdır! Selam ve saygılarımla…

TRİPOLİÇE KATLİAMI’NIN 195. YILI

           

 

 

süleyman pekinSrebrenitsa’yı bilirsiniz; Bosnalı Sırpların 21 yıl önce 8.372 kişiyi katlettiği ve belgelerle “II. Dünya Savaşı ’ından sonra insanlığa yapılan en büyük suç” olarak ıspatlanan soykırımı. Ve devamında, 1992-1995 yılları arasında, Avrupa’nın gözü önünde sistematik bir kırıma tâbi tutulan 300 bin Müslüman Boşnak..

Hocalı’yı bilirsiniz; Ermenistan birliklerinin 24 yıl önce Dağlık Karabağ’da 106’sı kadın, 83’ü çocuk, toplam 613 sivilin bir gecede işkencelerle katledildiği çağdaş soykırımı. Ve devamında, 1991-1994 arasında, Rusya’nın da desteğiyle öldürülen binlerce Azerî Türk’ü ve yurtlarından kovalanan 1 milyon mülteci..

1915’i de bilirsiniz; sözde Ermeni Soykırımı denilerek I.Dünya Savaşı öncesinde ve esnasında bölücü Ermeni çetelerinin katlettiği, toplu mezarlarla üstünü örttüğü 1,5 milyon Müslüman Türk.. Ve devamında Kurtuluş Savaşı’ndakileri, sonra Hoybun’u, sonra Asala ve şehit diplomatlarımızı, sonra ‘İkinci Hoybun’ PKK terörünü de bilirsiniz. Ki devamın devamı var.

Peki ya Tripoliçe Katliamı’nı bilir misiniz? 195 yıl önceki 10-11-12 Ekim günlerinde vahşice kırıma uğratılan 40 bin Mora’lı Müslüman Türk’ü hatırlayanımız var mı? Tripoliçe Kadısı Halim Efendi’nin üzerine yağ dökülerek yakıldığını ve isyancı Rum çetelerinin Türk mezarlıklarını altüst edip kemikleri ateşe attığını bilenler beri gelsin.

Ya 1822 Atina Katliamı’nda öldürülen binlerce Türk.. Ya 1823 başında Anabolu Kalesi’nde açlıktan öldürülen, kalanı da doğranan binlerce Müslüman.. Ya Benefşe, Balya, Badra, Argos, Korint, Avarin, Misolongi, Moton, Guston, Fenar, İzdin, İstefe, Eğriboz’da olan-bitenler… Ya Ayvalık, Bülbülce, , Çamlıca, Eşkiros, Hidra, İmroz, İstanköy, İpsara, Nakşa, Sakız, Sisam, Suluca, Salamis, Taşöz, Semadirek, Yunda adalarında yok edilenler…

1821 ile 1838 tarihleri arasında Mora Yarımadası’nda mukim 200 bin Müslüman Türk “Hıristiyanlara huzur! Konsoloslara saygı! Türklere ölüm!” sloganıyla yok edilmiştir. Mora çevresindeki adalarda ise numunelik Türk bırakılmamıştır. Amerikalı tarihçi Justin Mc Carthy, ‘Ölüm ve Sürgün’ kitabında 1821 ve 1922 yılları arasındaki 1 asırlık zamanda 5,5 milyon Müslüman’ın Avrupa’dan sürüldüğünü, 5 milyondan fazlasının da öldürüldüğünü veya benzer nedenlerle öldüğünü söylemektedir.

Kıbrıslı Türk tarihçi Salahî Sonyel’in Belleten’de yayınlanan “Yunan Ayaklanması Günlerinde Mora’daki Türkler Nasıl Yok Edildiler?” makalesinde içinizi kaldıracak detaylar yer almakta: Denizde boğularak öldürülen kadınlar, kayalara çarpılarak canına kıyılan çocuklar, kafası kesildikten sonra kazığın ucuna takılıp gezdirilenler, sistematik tecavüz ve işkenceye uğrayan kadınlar, organları parçalanarak katledilen erkekler vs. gibi..

Doç. Dr. Ali Fuat Örenç’in kaleme aldığı ve Babıali Kültür Yayıncılığı’ndan çıkan 300 sayfalık “Balkanlarda İlk Dram UNUTTUĞUMUZ MORA TÜRKLERİ ve Eyaletten Bağımsızlığa Yunanistan” kitabı da çok kıymetli bir kitap.  195 yıllık bir fener gibi.. Eğriboz’dan Atina’ya, İzdin’den Badracık ve İstefe’ye dek Osmanlı evkafını bile isim isim sıralamış; hani belki hesabını soracak bir İktidar yada Bakanlık çıkar diye.

Ne bileyim; soyadı Mora ve civarıyla ilgili olanlar belki Mora Müslümanları ve Osmanlı Eserleri adına bir vakıf kurarlar. Eğriboz Fatih Sultan Mehmet Camii veya Atina Mustafa Ağa Medresesi Derneği de olabilir. Dışişleri’ne, TİKA’ya, Yurtdışı Türkler Başkanlığı’na ve Yunus Emre Enstitüsü’ne duyurulur.

Lozan mı demiştiniz, Adalar mı demiştiniz? Ya Mora’nın hesabı ne olacak?  Türkiye Cumhuriyeti’nin alamadıkları olmuştur ama Osmanlı’nın verdiklerini de unutmayalım.

“Ah mora nenem, kara nenem ah!”

Davutoğlu’na Ölüm Yolunda Barış Yürüyüşü Hediyesi

 

sakarya ak tebrik

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
Yusuf Demir, Başbakan Ahmet Davutoğlu’na Srebrenitsa’yı anlattı.

Sakarya İl Gençlik Kolları Başkanı Yusuf Demir ve Teşkilatlanmadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Davut Kiracıoğlu, Başbakan Ahmet Davutoğlu’na Srebrenitsa’da Soykırımın 20. Yıldönümünde düzenlenen ve AK Parti Sakarya İl Gençlik Kolları’nın katılım sağladığı “Ölüm Yolunda Barış Yürüyüşü” sırasında çekilen fotoğraflardan oluşan çerçeveyi hediye etti.

 

Başkan Demir, çerçevede yer alan fotoğraflar üzerinden Srebrenitsa’da “Ölüm Yolunda Barış Yürüyüşü” sırasında yaşananları Başbakan Ahmet Davutoğlu’na anlattı.

 

Sakarya İl Gençlik Kolları’nı tebrik eden Başbakan Ahmet Davutoğlu “Bilge Kral Aliya İzzetbegoviç’i, Soykırımı, Kardeşlerimizi, ecdad yadigarı toprakları unutmayan sizleri tebrik ediyorum, aynı bilinçle çalışmalarınızın artarak devam etmesini bekliyorum. Sizlere ‘gayret edin çalışın’ demiyorum ‘çok çok çalışın’ diyorum.” dedi. Başbakan Davutoğlu “Ölüm Yolunda Barış Yürüyüşü”nü dinlerken eşi Sare Davutoğlu ile birlikte fotoğrafları tek tek inceledi. Görüşme hatıra fotoğrafı çekilmesiyle son buldu.

GENÇ BOSEDER, SREBRENITSA’YI UNUTMADI

a13(Büyük Osmanlı Eğitim Ocakları Derneği Gençlik Kolları) Genel Başkanı Şener Mengene, Srebrenitsa’da yaşanan katliamın 20. yılında sırp asker ve çetelerinin yaptığı insanlık dışı katliamı unutmadık ve unutturmayacağız dedi.” Zulüm yapan ve soykırım uygulayan 8372 boşnağı katleden, tanınmasın diye cesetleri parçalayan ve toplu mezarlarda gömen, boşnak kadınlarına tecavüz eden sırp asker ve çetelerine, bu katliama seyirci kalan birleşmiş milletler hollandalı barış gücü askerlerine ve avrupa birliğine büyük tepki gösterdi.” GENÇ BOSEDER (Büyük Osmanlı Eğitim Ocakları Derneği Gençlik Kolları) Genel Başkanı Şener Mengene yazılı bir açıklama yaptı. a11Srebrenitsada katkiama sesiz kalan BM ve AB’ye tepki gösteren Mengene “Yapılan soykırımdır, vahşettir, zulümdür ve kabul edilemez” dedi. Avrupanın göbeğinde, dünyanın gözü önünde cereyan bu katliama insan haklarından dem vuran UNICEF, Avrupa İnsan Hakları Konseyi, Birleşmiş Milletler gibi örgütlerle, barıştan söz eden Dünya ve Avrupa ülkelerinin seyrettiği bu zulme karşı Osmanlı torunları olarak tepkimizi ortaya koyuyor ve vicdanlara yeniden hatırlatıyoruz. Ecdadımız üç kıt’a da, balkanlarda, kafkaslarda, ortadoğuda, afrikada 600 yıl adaletli bir yönetim gösterdi, hiçbir dine ve ırka ayrımcılık yapmadı, ne yazık’ki bugün insanlık srebrenitsa gibi islam coğrafyasinda akan kana duyarsız kalmakta ve görmezden gelmektedir.a12 Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği, Srebrenitsa soykırımı gündemine bile almıyor ama 100 yıl önce’ki sözde bir Ermeni soykırımı gündemine alıyor ve meclislerinde tasarı olarak oylatmakta ve zorla Türkiye’ye dayatmaktadır, Bunlar asla kabul edilemez dedi. Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği Müslümanları ve Türkleri yok saymaktadır, dün Bosnada, Azerbaycanda, Çeçenistanda, Afganistanda ve Afrikada katliamlara sessiz kalan modern dünya, bugün Doğu Türkistan, Filistin, Arakan, Filipinler, Nijer, Orta Afrika, Suriye, ırak, Mısır ve Libyada akan kana duyarsız kalmaktadır. Mengene “Türk ve Islam Birliğini kurmak zorundayız, batı müslümanlara duyarsız ama nerede bir yahudi ve hıristiyan zorda olsa yardımına koşmaktadır. Ecdadımız zülme uğrayan ve zülmü yapanın dinine, diline ve ırkına bakmadan adaletle hükmetmiştir, dünya yeniden Osmanlı adaletine muhtaçtır, gerekli ders ve önlem alınmazsa bu vahşet yeniden yaşanabilir dedi.”