Etiket arşivi: Sofra

Sağlıklı bir hayat için B12 tüketimi şart!

 

B12 eksikliği son dönemlerde sıklıkla karşılaştığımız ve her yaşta görülebilen bir durum. Ancak B12 vitamini vücutta depolanabildiği için eksikliğinin hissedilmesi bazen uzun zaman alabilir. Hafif derecede olan B12 eksikliği unutkanlık, yorgunluk gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Görülen diğer belirtilerin ise halsizlik, baş ağrısı, baş dönmesi, dikkat dağınıklığı, çarpıntı, hafızanın zayıflaması, yaşlılarda bunama, el ayak parmaklarında karıncalanma ve uyuşma gibi semptomlar olduğunu belirten Sofra/Compass Group Türkiye Ülke Diyetisyeni Emel Terzioğlu Arslan, B12 vitamininin vücutta kırmızı kan hücrelerinin üretilmesi, sinir hücrelerinin sağlığının korunması ve DNA üretimi konusunda kilit bir rol üstlendiğinin altını çiziyor. Bu nedenle B12 eksikliğinin mutlaka giderilmesi gerekiyor.

Kan oluşumu ve beyin sinirleri için son derece önemli olan B12 vitamini eksikliğinin giderilmesinde en temel nokta eksikliğin nedenini tespit etmek. Sofra/Compass Group Türkiye Ülke Diyetisyeni Emel Terzioğlu Aslan, B12 vitamininin emiliminde bir problem varsa B12 vitamininden zengin beslenmenin ya da takviye almanın bu eksikliği gidermeyeceğine dikkat çekiyor. B12 yetersizliğinin en önemli nedenlerinden biri de diyetle yetersiz B12 alımı.

Özellikle vegan ve vejeteryan beslenme, düşük sosyoekonomik koşullara bağlı kötü beslenme ve malnütrüsyona (kötü/yetersiz beslenme) bağlı olarak B12 eksikliği görülebilir. Bunun dışında B12 vitamininin emilimini sağlayan “İntrinsik Faktör” yetersizliği de B12 eksikliğinin nedenlerinden biri. Ayrıca bağırsaklarda herhangi bir hastalığa bağlı olarak emilim bozuklukları da önemli sebepler arasında yer alıyor. Eksikliğin nedeni tespit edildikten sonra tedavi planı oluşturmalı ve uygun bir beslenme tedavisi programı ile eksiklik giderilmeli.

B12 yetersizliğini engellemek için dengeli beslenmek şart

 

B12’nin en önemli kaynakları arasında hayvansal kaynaklı gıdalar bulunduğunu ifade eden Arslan; özellikle kırmızı et, tavuk, balık, hindi gibi etler, yumurta, kabuklu deniz ürünleri, süt ve süt ürünleri gibi hayvansal kaynaklı gıdaların hem bol miktarda B12 içerdiğini hem de vücutta kullanımının (biyoyararlılığı) bitkisel kaynaklı gıdalara göre çok daha yüksek olduğunu söylüyor. Bu nedenle özellikle vegan ya da vejeteryan beslenme tarzını benimsemiş bireyler, bu besinlerden bir veya birkaçına alerjisi olanlar ya da tüketmeyi tercih etmeyen kişiler, mutlaka doktor veya diyetisyen gözetiminde beslenmesini planlamalı ve gerekiyorsa takviye almalı.

Kalbinizi Koruyun

 

                                                                                                                                                                

Kalp ve damar hastalıkları, son yıllarda görülme sıklığı giderek artan ve tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de ölüm nedenleri arasında ilk sıralarda yer alan kronik bir hastalık. Maalesef artık çok küçük yaşlarda bile ortaya çıkıyor. Değişen yaşam koşulları ile birlikte hareketsizlik, kötü beslenme, stres ve sigara kullanımı gibi etkenler, kalp hastalıkları riskini önemli ölçüde artırıyor. Sofra/Compass Group Türkiye Ülke Diyetisyeni Emel Terzioğlu Arslan, sağlıklı bir beslenme şekli ile birçok hastalıkta olduğu gibi kalp hastalıklarında da rahatsızlıkların görülme riskini önemli ölçüde azaltmanın mümkün olduğunu söylüyor. Özellikle bazı besinler kalbimizi korumada bize büyük bir destek sağlıyor.

 

Sağlıklı bir kalp için dikkate edilmesi gereken konulardan biri de sağlıklı beslenme. Çünkü pek çok besin, doyurmanın yanı sıra damarları temizleme, kan basıncını düşürme vb. yetenekleriyle kalp sağlığımıza da destek oluyor. Sofra/Compass Group Türkiye Ülke Diyetisyeni Emel Terzioğlu Arslan, kalp dostu besinleri beslenme düzenimize eklemenin önemine dikkat çekiyor.

Yağlı balıklar; içerdikleri omega-3 sayesinde kanda kolesterol ve trigliserit düzeylerinin düşmesini sağlayarak damar tıkanıklıklarını önlüyor. Ayrıca kalp ritmini de düzenliyor. Ceviz de yağlı balıklar gibi iyi bir omega-3 kaynağıdır. Yüksek polifenol içeriği de kalp hastalıklarından korunmada önemli bir rol oynuyor.

Sarımsak damar tıkanıklığı riskini azaltıyor

 

Sarımsak; damar içinde pıhtılaşmayı önleyerek damar tıkanıklığı riskini azaltıyor. Ayrıca kalp hastalıkları riskini artıran önemli nedenlerden olan kan basıncı ve kan yağlarının da düşürülmesinde etkili oluyor.

Brokoli, brüksel lahanası, karnabahar, karalahana gibi lahanagiller; damar elastikiyetini artırarak ve damar yapısını incelterek kan akışının kısıtlanmasını önüne geçiyor. Böylece kalp krizi riski azalıyor. Ayrıca yüksek lif içerikleri sayesinde kolesterol düşürücü etki görülüyor.

Yulaf kalp sağlığını koruyor

 

Yulaf; içerdiği lif sayesinde LDL kolesterolde ve total kolesterolde düşüş sağlayarak kalp sağlığını koruyor. Ayrıca içerdiği betaglukan, bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Yeşilçayın içerdiği polifenolik bileşikler, pıhtı oluşumunu önlerken, kolesterolün düşmesine yardımcı oluyor. Dolayısıyla kalp hastalıklarının görülme riski azalıyor.

 

Fındık ve zeytinyağı mucizesi

 

Fındık ve zeytinyağı; omega-9 (oleik asit) içerikleri sayesinde kan basıncını düzenliyor ve damar sertliğini önlüyor.

Domates ise; içerdiği likopen ile birlikte antioksidan etkisi gösteriyor. Ayrıca lif, potasyum ve C vitamini içeriği de domatesi kalp sağlığı için koruyucu bir besin haline getiriyor.

‘’Bayramdır yenir’’ deyip geçmeyin beslenmenize dikkat edin!

Bayram denilince ilk olarak tüm aile bireylerinin bulunduğu geniş birbirinden lezzetli, enfes yemeklerin bulunduğu sofralar akla geliyor. Ancak her ziyarette tüketilen tatlılar, şekerli gıdalar ne yazık ki vücuda zarar verebiliyor. Sofra/Compass Group Türkiye’nin Ülke Diyetisyeni Emel Terzioğlu Arslan, özellikle bayramlarda ikramlara “Hayır” demeyi bilmek gerek diyor, bayramda dikkat edilmesi gereken beslenme önerilerini sıralıyor.

Kurban bayramı denilince kavurma, ciğer, et sote gibi pek çok et yemeği, ardından da bayramların olmazsa olmazı baklava gibi şerbetli gıdalar akla geliyor. Ancak çok fazla et tüketimi veya açken tükettiğiniz tatlılar ne yazık ki sağlık açısından pek de güvenli olmayabiliyor. Henüz yemek yemeden tükettiğiniz şerbetli tatlılar kan şekerinizin aniden yükselmesine neden oluyor.

Sofra/Compass Group Türkiye’nin Ülke Diyetisyeni Emel Terzioğlu Arslan, “Bayram denilince Türk halkı olarak ilk aklımıza gelen yemekler ve tatlılar oluyor. İkram edilen yiyecekleri geri çevirmek bir hayli zor oluyor ancak, her ikrama evet demek sağlık açısından doğru değil. Yapılan çalışmalar, ağır bir öğün sonrasında kalp krizi geçirme riskinin arttığını gösteriyor. Ancak bazı önemli noktalara dikkat ederek bayramı herhangi bir sağlık sorunu yaşamadan ve keyifli geçirmeniz mümkün” diyor.

Aç karnına şekerli gıda tüketmeyin!

Bayramın gelişiyle birlikte özellikle tatlı tüketiminde artış yaşanıyor. Şeker, çikolata ve şerbetli tatlıların çok tüketilmesi, Kan şekerinizin hızla yükselip ardından hızla düşmesine neden olur. Bu da daha erken ve daha fazla acıkmanızı sağlıyor. Gereğinden fazla tatlı gıdalar tüketmek, asıl besin ihtiyaçlarımızı karşılamaya da engel olabilir. Bayramlarda kan şekerlerini dengeleyebilmek için tatlı tüketimine sınır getirmek şart.

Fazla kırmızı et tüketimine dikkat!

Kurban bayramında tatlı ve şeker tüketimine ek olarak kırmızı et tüketiminin sıklığı ve miktarı da oldukça artıyor. Özellikle sağlıksız pişirme yöntemleri ile pişirilen etleri tüketmek, kolon ve mide kanserine yakalanma riski artırıyor. Bayramlarda kırmızı et tüketiminin sıklığı azaltılıp, etin pişirilmesinde de haşlama, fırın ve ızgara yöntemlerinin kullanılması sağlık açısından daha güvenli olacaktır.

Bayram boyunca sağlıklı beslenmeniz için ipuçları;

Ø  Öğün atlamayın ve 3 ana öğünü mutlaka tüketmeye çalışın. Öğün atlamak kan şekerini düşürerek daha fazla aç hissetmenize yol açar.

Ø  Verilen ikramları kibarca reddedin ya da çok küçük porsiyonlar halinde tüketmeye çalışın.

Ø  Özellikle baklava başta olmak üzere şerbetli tatlılar ve şekerlemelerden mümkün olduğunca uzak durun. Tatlı tükettiğiniz öğünlerden sonraki öğünlerin sebze ağırlıklı, daha az kalorili ve daha hafif olmasına dikkat edin.

Ø  Şerbetli tatlılar yerine ikram olarak taze meyve isteyin ve kan şekerinin daha dengeli yükselmesi için yanında mutlaka ayran, yoğurt, kefir ya da çiğ badem, ceviz, fındık gibi gıdaları tüketmeye çalışın.

Ø  Etleri görünür yağlarından mutlaka ayırın. Et, görünür yağlarından ayrılsa bile yine de %20 oranında yağ içermektedir. Bu nedenle kırmızı et tüketiminin sıklığını ve miktarını azaltın.

Ø  Etleri yavaş ve düşük ısıda pişirin ve yanında mutlaka C vitamininden zengin sebzeler ve salatalar tüketin.

Ø  Kavurma ve kızartma ile hazırlanmış yağlı etlerden uzak durun.

Ø  Günde en az 8 bardak su için.

Ø  Öğünlerde asitli ve gazlı içecekler yerine yoğurt, ayran, cacık tercih edin.

Ø  Çay ve kahve tüketimini sınırlandırın. Bu içeceklerin kafein içeriği yüksek olduğu için uykusuzluk, çarpıntı gibi birçok probleme neden olabilir.

Egzersizi artırın. Gideceğiniz yerlere yürüyerek gidin ve asansör yerine merdivenleri kullanmaya deneyin.