SORUMLU KİM?

Hiç beklenmedik şekilde takım mağlup olmuştu. Herkes büyük şaşkınlık içerisindeydi. Bu takım lig tarihinin en iyi ikinci takımıydı. Ligin hep zirvesinde olmalıydı. Kadro kalitesi, ekonomik durumu, oyuncu portföyü ligin zirvesi için yeterliydi.

Bu mağlubiyet medyada geniş yer almıştı. Takım yerden yere vuruluyordu. Nerede yanlış yapılmıştı? Kim yada kimler hangi tarih dilimi açısından sorumluydu?

Takım patronu bu mağlubiyetin sorumlusunu bulmalıydı. Hatta takım patronu da sorumlu olabilirdi. Herkes Teknik kadronun sorumlu olduğunu düşünüyordu. Teknik Kadro değişeli 1,5 yılı az geçmişti.   Takım biraz daha iyi çalışmaya başlamıştı . Ancak eski alışkanlıkları değiştirmek hemen olacak gibi değildi. Biraz zamana ihtiyaç vardı. Eski Teknik Kadro takımı iyi çalıştırmamıştı. Bu hemen hissedilebiliyordu.  Güzel şeyler oluyor, takım biraz daha iyi oynuyor yorumları yapılmaya başlanmıştı ki, bu tarihi hezimet oldu.

Oysa ne olduysa, Teknik Kadro sorumluluğu hiç almak niyetinde değildi. Klup Başkanı da taraftarın ve medyanın kendisini suçlamasından korkuyordu. Teknik Kadro ve Takım patronu bu durumu oyuncular üzerine atıp , kadro dışı planlamarıyla sorumluluğu hiç almak istemiyorlardı. Yeni Teknik Heyetin suçlanması demek , Başkan  için riskliydi. Çünkü Teknik Heyete geniş yetki veren ve takımın başarısı için taraftarın önüne koyan Başkandı. Başkan bu durumdan kurtulmak, takımı bu krizden çıkarmak için bir şeyler yapmalıydı.

Toplantı üstüne , toplantılar yaptırdı. Taraftarın önüne sorumlu yada sorumlular koymalıydı. Süreci kendisi açısından çok yönetmeliydi. Kendine ve  Teknik Heyetine  kesinlikle zarar gelmemeliydi. Önce kendisini kurtarmalıydı, sonra  Yönetim kurulunu sonrada Teknik Kadrosunu kurtarmalıydı. Birkaç futbolcuyu kadro dışı bırakarak bu durumu çözebilir miydi? Hatta kadroya giremeyen oyuncuları bile suçlayabilirdi. Çünkü medya çok üzerine gidiyordu. Acilen birilerini kendisi ve heyeti için kurban etmeliydi. Taraftarın sabrı kalmamıştı, medyada artık üzerine gelmeye başlamıştı.