Etiket arşivi: Siyonizm

Abdüllatif Şener: Siyonizme hizmet eden iktidarlar ve teröristler var

Abdüllatif Şener: Siyonizme hizmet eden iktidarlar ve teröristler var

CHP Konya Milletvekili Abdüllatif Şener, Ortadoğu’da yaşanan çatışma ve iç karışıklıklarının Siyonizme hizmet ettiğini söyledi.

mask
TÜRKİYEOKUYOR.COM reklam alanı

 

Eski AKP’li ve CHP Konya Milletvekili Abdüllatif Şener, Ortadoğu’da yaşanan gelişmeler hakkında önemli bir paylaşım yaptı.

Sosyal medya hesabında mezhep çatışmalara ilişkin dikkat çeken açıklamada bulunan Şener, Büyük Ortadoğu Projesi ile Arap Baharı’nın Siyonist odaklarının projesi olduğunu söyledi.

“SİYONİZME HİZMET EDEN TERÖR GRUPLARI VE İKTİDARLAR VAR”

Siyonist odakların Ortadoğu’yu, amaçları doğrultusunda hizmet eden terör gruplar ve işbirlikçi iktidarlar sebebiyle kan gölüne çevirdiğini vurgulayan Şener, “BOP ve Arap Baharı(!), Siyonist stratejilerin ürünüdür. İşbirlikçi seyyar teröristler ve işbirlikçi iktidarlar; Suriye, Irak , Libya ve Yemen’i kan gölüne çevirdi” dedi.

“MEZHEP ÇATIŞMASINA SİYONİZME HİZMET EDİYOR”

Ayrıca son dönemde bazı çevrelerin bölgede mezhep savaşına neden olacak açıklamalar yaptığını da belirten Şener “Bugünlerde genelde mezhep, özelde şii düşmanlığını körükleyenler, Siyonizm’in dezenformasyon ağının taşıyıcılarıdır” ifadelerini kullandı.

 

reklam alanı

 

ŞENER’DEN ÇARPICI İDDİA

Şener diğer taraftan Libya’ya gönderileceği iddia edilen Suriyeli Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) mensuplarına Libya’da 6 ay kalmaları halinde Türk vatandaşlığı verileceği iddiasında bulundu.

Abdüllatif Şener@senerabdullatif

BOP ve Arap Baharı(!), siyonist stratejilerin ürünüdür.
İşbirlikçi seyyar teröristler ve işbirlikçi iktidarlar; Suriye, Irak , Libya ve Yemen’i kan gölüne çevirdi.
Bugünlerde genelde mezhep, özelde şii düşmanlığını körükleyenler, siyonizmin dezenformasyon ağının taşıyıcılarıdır.

Kahrolsun Emperyalizm, Siyonizm

KAHROLSUN EMPERYALİZM-SİYONİZM

Sevgili Okurlar;

Bazen sokakları inlettiğimiz bazen kahvede, barda, arkadaş toplantılarında hatta camide sohbetlerimizi taçlandırdığımız vazgeçilmez bir sloganımız.

Ülkemizde istisnasız her ideolojiye mensup insanlarımızın ortak sloganı ‘’Kahrolsun Emperyalizm-Siyonizm’’

Bu ve benzeri sloganların insanlarımızın stresini atmasında az da olsa fayda sağladığı yadsınamaz.

Peki; yıllardır attığımız bu sloganlar gerek ülkemize gerek insanlığa ve gerekse şahsımıza başka ne gibi faydalar sağlamış bir bakalım;

Geleceğimizin teminatı Sevgili Gençler özellikle de sizlere seslenmek istiyorum; sohbetlerinizde ya da sokakta bu hamaset nutuklarını atarken biraz da gerçeklerle yüzleşin ve düşünün;

Örneğin;

Kolunuzdaki saatin menşei nedir

Cebinizdeki telefonu kim yapmış

Ya bindiğiniz arabanın markası

Uzun seyahatlerinizde kullandığınız uçaklar kimin eseri

Hastanelerdeki MR –Tomografi gibi görüntüleme cihazlarının markasına hiç baktınız mı

Sanayi de kullanılan makine ve ekipmanları kim üretmiş

Yurt savunmasında kullanılan silah, araç, gereç ve uçakların ne kadarını biz yapıyoruz

Gıda da Tekstil de dünya markası olmuş ürünlerimiz var mı

Sinema ve fotoğraf sektöründe kullanılan kamera, fotoğraf makinesı gibi ürünleri üretebiliyor muyuz?

Hayatımızın bir parçası haline gelen bilgisayar ve ekipmanlarına ne kadar dolar ödediğinizi hiç düşündünüz mü

Her gün milyonlarca konuşma ve mesaj trafiğinin yaşandığı internete ödediğiniz paralar nereye gidiyor

Maalesef örneklerini çoğaltabileceğimiz bu tablodan sonra bir düşünün bakalım ‘’Kapitalizmi-Siyonizmi kahredebilir miyiz?

Umutsuzluğa kapılmadan;

Hayal edin, Düşünün, Tasarlayın ve Üretin

Unutmayın;

Geldikleri gibi Gideceklerdir

Kalın Sağlıcakla

 

Refik Rıza EKİCİ

 

 

 

”Tanrı’yı Kıyamete Zorlamak” Birliği

 

 

Son iki yazıda bir; Suriye Harekâtı’nın zorluğu ve zorunluluğu, iki; Afrin üzerinden Suriyelileşme tehlikesi konularına değindik. Her ikisinin de geleceğini topluma yön veren kişisel duruş ve davranışlarımız belirleyecek. Dolayısıyla kaderimizi de..

15 Temmuz’da, ihanetten daha mühimi bu ülkenin zekâ bakımından kaymak tabakası diyebileceğimiz genç beyinlerinin düzenli olarak mankurtlaştırılarak heder edilmesi idi. Ve asıl alınması gereken ders de FETÖ’nün yanlış inanç aşısıdır. Ya o nedir? Sorgusuz – sualsiz bağlanma ve kendi inanç önderini herkesten ve herşeyden âli görmedir.

Genetiğiyle oynanmış gıdalar gibi Genetiğiyle Oyun Kurulan Milletler – 1 ve 2 yazılarımızda buna dikkat çekmeye çalışmıştık. Bence tehlike artarak sürüyor. Hem herkes bütün suçu ‘The Cemaat’e atarak rahatladı hem de o eleştirdiği gurubun yapılanmasının aynısıyla varlığını idame alışkanlığı kazandı. Nasıl yani?

Barış ve esenlik dini olmasına rağmen iddiası İslam olanlar resmen savaş ve kavga dilini kullanıyor. Allah, peygamberlerini toplumlar mevcut cahili düzenlerini sorgulasınlar siye gönderirken biz sorgusuz – sualsiz bağlanmayı maharet sayıyoruz. Ve iyiyle kötüyü ayırt etme denilen insan olma / kulluk görevini, hepimize tek tek sorumluluk verildiği halde üstteki liderlerden birine yükleyerek kurtulacağımızı sanıyoruz.

Buna FETÖ Sendromu veya Sorgulamama Hastalığı da diyebiliriz. Bir İstanbul takımını tutarak olan biten her şeye karşı gözlerini yummak gibidir bu duygu. Herkes ezelî düşmanınızdır ve haklı – haksız hep kazanmak zorundasınızdır. Bireysel varlığınız o gurubun içinde erise de artık gurubun maddî yada manevî şahsiyeti sizin kişiliğinizin yerine geçer.

Türkiye’de hâl-i hazırdaki dinî teşekkülleri (tarikat, cemaat, vakıf vs.) ve siyasî oluşumları bu bağlamda sportif kuruluşlardan önce saymak lazım. Kâfir, münafık, zındık, hain, terörist gibi her biri hem İslam hem de insan hukukunda kişiyi her iki dünyada da mahkûm edecek söylemler gırla gidiyor. Hangi tarafa baksanız kendileri dışında herkes hain yada bozguncu. Toplamaya çalışsanız bu hain ve bozguncu sayısı, son nüfus sayımızı bile aşıyor.

Bu ne kardeşim! Böyle bir toplumsal birliğin ilerlemesi mümkün mü? Bilerek veya bilmeyerek toplum “herkesin herkesle hesabı var” noktasına getiriliyor. İyi de bunun sonunda herkes ortak acı çekecek. E öyleyse yukarıdan birinin nefret üslûbuna bakarak nobranlık geleneği oluşturmak niye? Bindiğimiz dalı daha hızlı kesmek için mi?

İnsanların inanç yada ideolojik farklı düşünüşleri, hatta farklı dernek ve sivil kuruluşlarda bulunma tercihleri niye bir hesaplaşma alanı olsun ki! 80 öncesindeki 3-5 senede yaşananların acısı 20-30 yıl sürdüyse yeni acılar bizi nerelere sürükleyecek kimbilir? Ve en son ilk taşı atanı hatırlayacak mıyız acaba?

Amerika’daki Evanjeliklerin “Tanrı’yı kıyamete zorlamak” diye bir saplantıları var. Bu amaçla sık sık siyasal ve ekonomik atraksiyonlarda bulunuyorlar. Arzu eden yerli-yabancı yazarların (Ramazan Kurtoğlu, Grace Hallsell) bu başlıktaki kitaplarına göz atabilir. Bizim söyleyeceğimiz ise bizimkilerin yani Türkiye’de bu kin ve nefret dilini kullananlarının da aynısını yaptığıdır. Hatta dolaylı olarak Evanjeliklerle işbirliğidir.

Hıristiyanlığın radikal yanı Evanjelizmin Musevîliğin radikal yanı Siyonizmle işbirliği malûmdur. Müslümanlığın yada milliyetçiliğin radikal yanı olarak kendini tariflemeye çalışanların Türkiye’yi getireceği süreç ancak sacayağın üçüncü ayağı olmaktır.

Amerika’yla işbirliği sadece darbeciler ve tırlarla silah yardımı alan YPG’lilerden ibaret değil ki.. Yediği, içtiği farklı; yaptığı, ettiği aynı sürüyle insan var.

DÜNYADAKİ HUZURSUZLUKLARIN SEBEBİ ABD’ DİR

 

 

seyfettin karamızrakSiyonizm’in dünyayı ele geçirmesi için, ABD, Yahudiler adına her yerde; savaşlar, iç karışıklıklar ve terör çıkarmaktadır. Dünyadaki acı ve gözyaşlarının müsebbibi ABD’dir.

ABD, fitne fesatla uğraşırken, kendi halkının refah ve mutluluğunu unutmuştur. Ülkede günbegün huzursuzluklar artmaktadır.

Virginia’da başlayan ırkçı bölünme ülke geneline sıçramıştır. Farklı görüşler çatışmaktadır. Huzursuzluklar çözülmez, hafife alınırsa, küçük şeylerden büyük olaylar çıkar. Nasıl ki, “ bir çivi bir nalın, bir nal, bir atın bir at bir birliğin…” felaketine sebep uluyorsa, bu küçük artçılar da, büyük depremlere sebep olarak ABD’ yi yıkılmaya kadar götürebilir.

ABD’de başlayan huzursuzlukların esas kaynağı, seçim kampanyalarında ve sonrasındaki ırkçı davranışlarıdır. Trump’ın New York’u ziyareti öncesi halk, “Trump’a hayır, faşizme hayır” protestosu ile gösteri yapmıştır.

Esasında başta Almanya olmak üzere, Avrupa’daki ırkçı başkaldırıların tamamı, Trump’tan cesaret almıştır. Trump’ın seçilmesinden sonra; ABD ile; Rusya, Çin ve Kuzey Kore arasında gerginlik yaşanmaya başlanmıştır.

ABD’nin, PYD-YPG örgütlerine aşırı silah yardımı sebebiyle Türkiye ile de arası gergindir. ABD Türkiye’ye, ilan edilmemiş postmodern savaş açmıştır.

ABD, Suriye’nin kuzeyinde yeni bir savaşın tertibi içindedir. Türkiye, Fırat Kalkanı ile bazı bölgeleri ihya ederken, ABD imha etmektedir.

Türkiye’nin bölgesel güvenliğinden dolayı; Suriye, Irak, Katar ve Somali’de asker bulundurması, ABD ve AB’nin kirli emellerini engellediği için huzurlarını kaçırmaktadır.

ABD, Suriye’de bir terör devleti kurmak, Barzani üzerinden ülkeyi karıştırmak istemektedir. Orta Doğu’da son derece ahlaksız ve tehlikeli oyunlar peşindedir. Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da çıkardığı fitneler yüzünden Akdeniz kan gölüne dönmüştür.

Aslında ABD, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu, en hızlı gelişen ülkelerin önünü kesmeye çalışmaktadır. O yüzden bu ülkelerde karışıklıklar ve terör çıkarmaktadır. Türkiye’de ki 15 Temmuz kalkışmasının sebebi budur ve baş aktörü NATO ile Pentagon’dur.

Yani ABD silahlı darbe yapan bir Gladyo’dur.

 

Sevgiyle kalın…