Etiket arşivi: Sgk

SGK, emekli olamayanlara geri ödeme yapıyor!

Emeklilik gününü yaş olarak doldurmasına karşın primlerini tamamlayamayan ve tamamlama ihtimali de bulunmayan sigortalılar, ödedikleri parayı SGK’dan toplu olarak geri alabiliyor.

SGK, emekli olamayanlara geri ödeme yapıyor!mask

Her vatandaşın isteği zamanından önce veya yaşı geldiğinde emekli olmak, ancak yasalar bazen emekli olmanın önüne geçiyor. Bazı vatandaşlar iş durumundan dolayı emekli olamazken, bazıları ise prim gününü dolduramadığı için emekli olamıyor. Peki emekli olamayan vatandaşlar Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan paraları geri alabiliyor mu? İşte cevabı…

SGK GERİ ÖDÜYOR

Bir çalışanın emekli olabilmesi için belli gün sayısında prim ödemeleri gerekiyor. Bunun yanında yaş ve yıl şartını da yerine getirmeleri lazım.

Bazı sigortalılar yeterli çalışma imkanı bulamadıklarından dolayı, gereken prim gününü dolduramıyor. Bu sigortalıların emekli olmaları için sistem askerlik ve doğum borçlanması gibi imkanlar da sunuyor. Tanınan tüm haklara rağmen yine de emeklilik şartlarını tamamlayamayan milyonlarca vatandaş var. Bu vatandaşların çalışma imkanları da yoksa ödedikleri primler boşa gitmiyor. SGK bu primleri toplu olarak sigortalıya geri ödüyor. Memurlarda ise bu durum kesenek iadesi şeklinde oluyor. Bu şartları taşıyanlar eğer gerekli primleri tamamlamışlarsa zaten emekli oluyorlar. Ancak primleri eksik ise ve tamamlama imkanı da yoksa paralarını geri alabiliyorlar. Bunu vefat eden sigortalıların kanuni mirasçıları da yerine getirerek parayı alabiliyor. Kanuni mirasçılarına ölüm aylığı yani dul ve yetim maaşı bağlanmamış olması gerekiyor.

 

 

TOPLU PARA ALABİLMEK İÇİN 2 ŞART VAR

1- Sigortalı olarak bir işyerinde çalışmıyor olmak ya da kendi işini (Bağkur) yürütüyor olmamak.
2- Emeklilik için gerekli olan üç şarttan ikisini yani yıl (erkekler için 25, kadınlar için 20) ve yaş şartını tamamlamış olmak.

Geri ödemeyi talep etmek için Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) dilekçe ile başvurmak gerekiyor. SGK, bu işlemi kendiliğinden yapmıyor. O yüzden mutlaka dilekçe ile başvuruluyor. Kurum durumu inceleyip şartları taşıdığınızda geri ödeme yapıyor. Eski SSK’lılar (4A) için 2008’den önce kendi adına ödenen hem işçi hem de işveren primi, 2008’den sonra ise sadece işçi primleri geri ödeniyor. Bağkurlular (4B) için tarih ayrımı yapmadan ödedikleri tüm primler geri veriliyor. Bu primler sadece malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları için olanlardan oluşuyor.

EMEKLİ OLANLAR YILDA 2 KEZ İKRAMİYE ALIYOR

Hali hazırda emekli olanlar  Ramazan ve Kurban Bayramlarında olmak üzere yılda iki kez bin lira bayram ikramiyesi alıyor. Emekli vatandaşlar Ramazan Bayramı ikramiyesinin 18-22 Mayıs tarihleri arasında, Kurban Bayramı ikramiyesini de 27-30 Temmuz tarihleri arasında alacaklar.

E-reçetenin kapsama alanı genişliyor

SGK, 01.10.2018 tarihinden itibaren kurum hekimlikleri, belediye poliklinikleri, huzurevi poliklinikleri ve medikososyal polikliniklerinde de “elektronik imzalı” e-reçeteye geçeceğini duyurdu.

 

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), kurum hekimlikleri, belediye, huzurevi ve medikososyal polikliniklerinde “Elektronik İmzalı” e-reçete uygulamasına geçileceğini duyurdu. Açıklamaya göre, bu sağlık hizmet sunucularında e-reçete altyapı çalışmaları 01.10.2018 tarihine kadar tamamlanmış olacak.

Sahte reçeteler engellendi

2013 yılından bu yana kullanılan elektronik imzalı e-reçete sistemiyle, sahte reçete suistimali engellendi, kâğıt israfının önüne geçildi. Ayrıca, reçete kaybetme sorunu ortadan kalktığı için kayıt ve takip işlemleri kolaylaştı. Reçetelerin e-imza ile elektronik ortamda yazılması doktorların ve eczacıların iş yükünü azalttı.

E-reçete en çok Bolu’da, en az Mardin’de kullanılıyor

Sağlık Bakanlığı Kamu Hastaneleri Genel Müdürlüğü tarafından açıklanan Haziran 2018 dönemine ilişkin verilere göre, iller bazında yüzde 97,5 oranı ile Bolu en çok e-reçete yazılan il sıralamasında ilk sırada. Mardin ise yüzde 66,17’lik oranıyla en az e-reçete kullanılan il.

Sağlık Bakanlığı’nın e-reçete hedefi yüzde 95

E-reçete sistemi, SGK tarafından sahte reçete, gereksiz tetkik ve muayene gibi suistimallerin önüne geçilebilmesi hedefleriyle 1 Temmuz 2012 tarihinde hayata geçirilip, 1 Ocak 2013 tarihi itibariyle de zorunlu hale getirildi. Sağlık Bakanlığı, e-reçete oranını kamu hastanelerinde yüzde 95’in üzerine çıkarmayı hedefliyor.

Reçetelerin dijitalleşmesi ülke ekonomisine katkı sağlıyor

E-reçeteye geçişin ciddi oranlarda maliyet tasarrufu sağladığını vurgulayan E-GÜVEN Genel Müdürü Can Orhun, konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “E-imza her sektörde olduğu gibi, sağlık sektöründe de kağıt, kırtasiye ve zaman tasarrufu sağlıyor. İşlemleri hızlandıran e-imza sayesinde ülke ekonomisine de katkı sağlanıyor. E-imza hizmetimizle, sağlık sektöründeki işlemlerin hızlandırılmasına katkı sunuyoruz.”

 

Emekliye çifte müjde: İntibak gelecek ek ödeme artacak

2000 yılı sonrasında emekli olanlara çifte müjde var. AYM’nin kararına göre 355 liraya varan intibak zammı, yasa çıkarılarak yapılabilecek. Ayrıca, maaşın yanında ödenen ek ödeme 2 katına çıkacak.

22000 yılından önce emekli olan yaklaşık 2 milyon kişiye yönelik yapılan intibak düzenlemesi, 2000’den sonra emekli olanları da umutlandırmıştı. Öncelikle ombudsmana taşınan ve haklı bulunan intibak talebi, önce idare mahkemelerine, ardından da Yargıtay’a taşınmış ancak yargı vizesi alamamıştı.

Son adres ise Anayasa Mahkemesi olmuştu. Anayasa Mahkemesi, 2000 yılı ve sonrasında emekli olanlara intibak için kararını verdi.

TEK ÇARE YENİ KANUNDA Mahkeme, “Anayasa’nın 148’inci maddesinin dördüncü fıkrasında, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikayetlerin, bireysel başvuruda incelenemeyeceği belirtilmiştir” diyerek intibak başvurusunu kabul etmedi. Anayasa Mahkemesi’nin bu kararının ardından gözler Meclis’e çevrildi.

2000 yılı ve sonrasında emekli olan yaklaşık 5 milyon kişiye intibak, yasal düzenleme yapılarak hayata geçirilebilecek. Düzenleme yapılırsa, milyonlarca emeklinin maaşı yeniden hesaplanacak. 2000 yılı ve sonrasında emekli olanlar, önceki intibakta olduğu gibi 355 liraya varan zamlardan yararlanabilecek.
MAAŞLAR KAÇ LİRA ARTACAK? İlk intibaktan yaklaşık 2 milyon SSK’lı yararlandı. Maaşlarda 50 ile 355 lira arasında artış yaşandı. Yeni intibak hayata geçerse, yaklaşık 5 milyon kişinin yararlanacağı belirtiliyor. Zam oranının da ilk intibaktaki gibi 355 liraya varan tutarda olması bekleniyor.

368 lira ek zam Emekli maaşlarıyla birlikte her ay verilen ek ödemenin artırılmasının gündeme gelmesi, milyonları heyecanlandırdı. Türkiye Emekliler Derneği tarafından gündeme taşınan talep, büyük yankı uyandırdı. Vergi iadesinin yerine getirilen ek ödemenin oranı maaşın yüzde 4-5’i oranında olurken, şimdi 2 kat artırılıp yüzde 8’e yükseltilmesi bekleniyor.

2 bin lira emekli maaşı olan birinin eline aylık 46 lira ek ödeme geçiyor. Bu ödeme yüzde 8’e yükselirse, emeklinin ek ödemesi 74 liraya çıkacak. SSK ve Bağ- Kur emeklilerinde en yüksek maaş ise 4 bin 481 lira 25 kuruş seviyesinde bulunuyor. Bu maaşı alan emekliye halen aylık 179 lira ek veriliyor. Ek ödeme, oranı yüzde 8 olursa, 368 lira 48 kuruşa yükselecek. GÜNEŞ

İŞÇİLER, MEMURLAR ÇALIŞACAK SERMAYE DÜZENİ BES’LENECEK

 

besÜlkemizde 14 yıllık AKP iktidarı döneminde siyasal, ekonomik, kültürel reform adı altında birçok değişiklik yapıldı.  Siyasal iktidar bu değişiklikleri KHK ve torba yasalarla hızlı bir şekilde hayata geçirdi. Hükümetin yangından mal kaçırır gibi hayata geçirdiği düzenlemeler, toplumun ve halkın yaşamında büyük sarsıntılara neden olmaktadır. Ekonomik darboğazın yaşandığı ülkede,  enflasyon rakamlarının yüzde 8.79, işsizlik rakamlarının 2 milyon 824 bin kişiye çıktığı bir ortamda vatandaşların tasarruf yapamadığı gerekçesiyle Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) zorunlu tutulması bir aldatmacadır.

Türkiye’de BES sistemi 2001 yılından bu yana uygulanmaktadır. BES uygulaması 4632 sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Hakkında Kanun ile başlatıldı. 2013 yılından bu yana ise bireysel katılımcıların katkı paylarının yüzde 25’i oranında devlet katkısı verilmektedir.  4632 sayılı yasaya göre sistem gönüllü katılıma dayalı şekilde yürümekteydi.  Yapılan değişiklik ile gönüllü katılım uygulaması 45 yaş altı bağımlı çalışanlar (işçi ve memur) için zorunlu hale getirilmektedir. Çalışanlar sadece sisteme girmek zorunda değil, işverenlerinin sözleşme yaptığı bir bireysel emeklilik şirketine de mecbur tutulmaktadır. Çalışanların, istedikleri emeklilik şirketini seçme haklarını ellerinden almaktadır.   Demokratik, sosyal hukuk devletinde vatandaşlara zorla tasarrufa yönlendirilmesi veya sadece bir şirkete, bankaya yönlendirilmesi hukuk devletinde kabul edilecek bir düzenleme olamaz.

Siyasal iktidar, tasarrufların yeterli yapılamadığı gerekçesiyle vatandaşlarına açık açık söyleyemediğini BES’i dayatarak söylemektedir. Aslında işçilere, kamu emekçilerine, kadınlara ve vatandaşlarına para harcamasını ‘yapamıyorsunuz’, mutfak ekonomisini ‘yönetemiyorsunuz’ demektedir. Bu nedenle sizin adınıza iktidar olarak karar veriyorum, dayatmasının yapmaktadır.  Hükümetin; BES kurnazlık politikası,  emekçilerin nazarında bir değeri yoktur. Çünkü Türkiye’deki tasarrufların yetersizliğinin en önemli nedeni gelirlerin yetersiz olmasıdır. Memur ve işçilerin aldığı ücret ve maaşlar yıllardır geçinmelerine bile yetmemektedir. Bu nedenle ücretliler çok büyük bir borç yükü altındadır. Tasarrufların yetersizliği, ücret ve maaşları baskı altına alıp reel olarak eritmeye dönük ekonomik politikaların bir sonucudur. Ülkemizde, 1.300 lira asgari ücret kazanan 5 milyon asgari ücretlinin dahi gelir vergisi dilimine alındığı hükümet politikasının her ay 100 lira zorunlu kesintiye uğraması şu anlama gelir; kaşıkla verip kepçe ile almanın uygulamasıdır.  Hükümet,  milyonlarca çalışanı BES zorunluluğuna tutmasının kurnazlığını örtmek için de devlet bir defaya mahsus olmak üzere sisteme yeni girenlere bin liralık katkı vermekte sistemde 10 yıl kalanlara da yüzde 5’lik ek katkı adı altında ağızlara bir parmak bal çalmaktır.

BES uygulaması Dünya Bankası’nın, 1980’lardan itibaren “sosyal devleti küçültün” dayatmasına hizmet ettiği ortadadır. Bunun SGK’dan emekliliği tasfiye ederek Sosyal Güvenlik Sistemi’nin özelleştirilmesinin ilk adımı olduğu açıktır. Dünya’da olduğu gibi kapitalizmin, emperyalizmin ihtiyaçlarını hayata geçirecek düzenlemeler Türkiye’de gerçekleştirmenin fırsatı BES’tir. Uluslararası sermayenin politikalarını barındıran BES uygulaması ile işçiler ve emekçiler çalışacak, hükümetin kazanı kaynayacak; sermaye tekelleşecek, zincirler oluşturacak ve sermaye düzeni işleyecektir.

BES’e girmenin zorunlu, ayrılmanın zorlaştırıldığı bir ortamda Hükümet’in hazırladığı zorunlu BES 13 milyon çalışanı kapsamaktadır. Asgari 100 TL katkı payı kesilmesi düşünüldüğünde aylık 100 milyon TL üzerinden bir ek tasarruf yaratılacaktır.  Uygulama siyasal iktidar tarafından bir kaynak olarak görülecektir.  Çünkü daha önceki birçok hükümet buna benzer birçok düzenleme hayata geçirdi.

12 Eylül darbesi sonrasında Turgut Özal hükümeti tarafından 11 Aralık 1986 tarihli ve 3320 sayılı “Memurlar ve İşçiler ile Bunların Emeklilerine Konut Edindirme Yardımı Yapılması Hakkında Kanun” çıkardı. Bu kapsamda çalışanlar zorla gelirlerinin bir kısmını yasa yoluyla ucuz konut ve birikmiş para vereceğiz denilerek gelirlerinin bir kısmına el konuldu.  Bu kanun toplumda Konut Edindirme Yardımı (KEY) olarak bilinmektedir. Ancak bu kesintiler 1995 yılına kadar 9 yıl sürdü. 9 yıl sonra fonda biriken paralar hükümetler tarafından farklı alanlara akıtıldı. Sisteme dahil olan çalışanlar için bir aldatmaca oldu. Sonuç milyonları mağdur etti.

Çalışanların gelirlerine zorla el koymanın bir diğer örneğini sermayeye kaynak aktarmanın 9.3.1988 tarihli ve 3417 sayılı “Çalışanların Tasarrufa Teşvik Edilmesi ve Bu Tasarrufların Değerlendirilmesine” ilişkin kanunla yaşadık. Bu kanunla da çalışanların aylık ücretlerinden yüzde 2 kesinti yapılmış bu kesintiler yüzde 3 oranında da devletin katkı yapacağı belirtilmiştir. Çalışanlardan yapılan bu kesintiler özellikle belediyeler başta olmak üzere işverenler tarafından yatırılmamış, geri ödeme aşamasında binlerce davalar açılmış, kesintiler kısmen denetimsiz hesapsız bir şekilde geri ödenmiştir.

“Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” amacının vatandaşların refahını korumak olmamaktadır. Çünkü KEY ve zorunlu tasarruf uygulamaları üzerinde birçok olumsuzluk yaşandı. BES üzerinde sermaye şirketlerine para akıtılmasının önü açılacaktır.

BES dayatması,  Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Devlete yüklemiş olduğu ödevleri çiğneme hakkı vermemektedir. Çünkü,  emeklilik hakkı, ücret hakkı ve çalışma hakkı Anayasanın Devletin Temel Amaç ve Görevleri başlıklı 5. Maddesinde düzenlenerek Anayasanın 49. Maddesi ve 55. Maddesinde koruma altına alınmıştır.  Hükümet tarafından 2003 yılında Birleşmiş Milletler Sosyal ve Kültürel Hakları Uluslararası Sözleşmesi’ni imzalanması ile çalışma hayatının koruyucu, kollayıcı ve çalışanların haklarının korumayı taahhüt etmiştir.  Bu sözleşmenin 2. Maddesi ile 19. Maddesi sözleşmeden yer alan hakların kullanılmasını sağlamayı ve Çalışma Hakkını geriye götürücü tedbirler düzenleyemeyeceği kuralını getirmiştir. Dolayısıyla siyasal iktidar, sözleşmede tanımlanan biçimiyle “geriye götürücü tedbir almama” kuralını ve “yerine getirme yükümlülüğünü” ihlal etmiştir ve etmektedir. Türkiye’nin onaylayarak yürürlüğe soktuğu bir diğer norm, 1989 tarihinde yukarıda bahsedilen kanun ile yürürlüğe giren Avrupa Sosyal Şartı’dır. Bu şart Devletin vatandaşlarına çalışma fırsatı, adil çalışma koşulları, güvenli ve sağlık çalışma ile ailelerini iyi şartlarda geçindirecek bir ücret düzenlemeyi kapsayan uluslararası bir hukuk düzenlemesidir. Hükümet ne yazık ki bu sözleşmeyi de ihlal etmektedir. Siyasal iktidar, BES yasasıyla insanca ve adil ücret hakkını gasp ederek, hem Anayasal görevini, hem Uluslararası yükümlülüklerini ihlal etmektedir.

Hükümetin haklı olduğu tek bir nokta vardır. Türkiye’de emekçilerin tasarruf gücü düşüktür. Çünkü 5 milyon asgari ücretlinin olduğu bir ülkede ayın sonuna getiremeyen emekçiler istese de birikim yapamamaktadır. Milyonlarca çalışan borç batağında sürünmektedir. Temel ihtiyaçlarını karşılamanın dışında hayatının sürdürmenin telaşının yaşamaktadır.

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak diyoruz ki;

Hükümet vatandaşın kemerini sıkmayı bıraktığı takdirde vatandaş kendi tasarrufunu kendisi hayata geçirecektir.

İktidarlar; emekçiler üzerinden kaynak yaratma alışkanlarından vazgeçmelidirler, BES derhal geri çekilmelidir!

Çünkü;

Sosyal Güvenliği tasfiye eden sermaye sınıfına zorunlu kaynak aktaran bir düzenlemedir.

Emeklilik yaşı makul seviyelere düşürülmelidir. Mezarda emeklilik değil, yaşamda emeklilik hayata geçirilmelidir.

BES gibi uygulamalar yerine emekçilerin insanca çalışma koşulları yaratılmalıdır.

İş Güvenliği Yasası daha sıkı uygulanmalıdır.

Emekçilerin yaşamlarını sürdürecek iyi maaşlar verilmelidir.

Doğrudan ve dolaylı vergileri ve KDV oranları düşürülmelidir.

Vatandaşın cebindeki sermaye eli geri çekilmelidir.

BİRLEŞİK KAMU-İŞ GENEL  MERKEZ ÖZLÜK HUKUK TİS SEKRETERİ

                                       ENGİN ÇOĞAL

Alacakları zam belli oldu

SSK ve Bağ-Kur emeklileri yüzde 3.63 enflasyon farkı alacaklar. Bu orana göre emeklilerin enflasyon farkı en düşük 42 TL, en yüksek ise 96.5 TL olacak.

Emekliye bu yıl 179 lira zam

ucret(5)En düşük emekli Bağ-Kur emekli aylığı ise 1.199 TL’ye yükselecek. En düşük tarım Bağ-Kur’lu aylığı ise 952.8 TL olacak.SSK emeklileri zamlı maaşlarını 17-26 Temmuz, Bağ-Kur emeklileri ise 25-28 Temmuz tarihlerinde alabilecek.

SSK emeklileri zamlı maaşlarını 17-26 Temmuz, Bağ-Kur emeklileri ise 25-28 Temmuz tarihlerinde alabilecek.

Bu tarihten Sonra Bu işleri Yapanların Dikkatine! O, yasa sizin için

 

Ev hizmetlerinde çalışanların sigortalılığının uy­gu­la­ma esas­la­rı­na iliş­kin Teb­liğ,       01 Nisan 2015 tarih­li Res­mi Ga­ze­te­’de ya­yım­lanmıştır.

sgkBuna göre; temizlik, yemek, ütü yapma, çamaşır, bulaşık yıkama, alışveriş, bahçe işleri gibi gündelik işler ile çocuk, yaşlı veya özel bakıma ihtiyacı olan kişilerin bakım işlerinin aile bireyleri dışındaki kişiler tarafından yapılması halinde bu çalışmaların Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmesi gerekmektedir.

5510 sayılı Kanunun ek 9’uncu maddesi ile getirilen düzenleme, ay için­de 10 gün­den az ça­lı­şan­lar ile 10 gün ve da­ha faz­la ça­lı­şan­lar için fark­lı uy­gu­la­ma­lar içe­rmektedir.

Ev hizmetlerinde ay için­de 10 gün ve da­ha faz­la ça­lı­şan­la­rın bil­di­rim­le­ri ça­lış­tı­ran ve ça­lı­şa­nın bir­lik­te im­za­la­ya­cak­la­rı “Ev Hiz­met­le­rin­de 10 Gün ve Da­ha Faz­la Ça­lış­tı­rı­la­cak­la­ra İliş­kin Form ” ile ça­lış­ma­nın geç­ti­ği ayın so­nu­na ka­dar il­gi­li SGK İl Mü­dür­lü­ğü ve­ya Sos­yal Gü­ven­lik Mer­ke­zi­’ne ya­pı­la­cak.  Bil­dir­ge­nin ya­sal sü­re için­de ve­ril­me­me­si ha­lin­de as­ga­ri üc­ret tu­ta­rın­da, geç ve­ril­me­si ha­lin­de ise si­gor­ta­lı ça­lış­tı­rı­lan her ay için as­ga­ri üc­re­tin beş­te bi­ri tu­ta­rın­da ida­ri pa­ra ce­za­sı uygulanacak. Bil­di­rim­de be­yan edi­len hu­sus­lar­da her­han­gi bir de­ği­şik­lik ol­ma­dı­ğı sü­re­ce ye­ni bil­di­rim ya­pıl­ma­ya­cak. Bu sigortalılar hakkında uzun ve kısa vadeli sigorta kolları, genel sağlık sigortası ve işsizlik sigortası hükümleri uygulanacaktır. Ev hizmetlerinde 10 gün ve daha fazla sigortalı çalıştıran gerçek kişi işverenler, belirtilen şartları sağlamaları halinde ilgili kanunlarda öngörülen sigorta prim teşviklerinden yararlanabilecek. Ayrıca 10 gün ve daha fazla süreyle yabancı uyruklu sigortalılar da çalıştırılabilecek.

Ev hizmetlerinde Ay için­de 10 gün­den az ça­lı­şan­la­rın bil­di­rim­le­ri ise ça­lış­tı­ran ve çalışanın bir­lik­te im­za­la­ya­cak­la­rı “Ev Hiz­met­le­rin­de 10 Gün­den Az Ça­lış­tı­rı­la­cak­la­ra İliş­kin Form” ile ça­lış­ma­nın geç­ti­ği ayın so­nu­na ka­dar il­gi­li SGK İl Mü­dür­lü­ğü ve­ya Sos­yal Güvenlik Mer­ke­zi­ne ya­pı­la­cak, ça­lış­tı­rı­lan ki­şi­nin de­ğiş­me­me­si ve 10 gün­den az ça­lış­ma­nın iz­le­yen ay­lar­da da de­vam et­me­si ve bu du­ru­mun For­m’­da be­lir­til­me­si ha­lin­de her ay için ayrıca bildirim ya­pıl­ma­ya­cak. Bu şekilde sigortalı çalıştıranlar, 10 güne kadar çalıştırdıkları sigortalılar nedeniyle işveren sayılmayacak, sigortalı çalıştırdıkları her gün için sigortalı çalıştıranlar prime esas günlük kazanç alt sınırının yüzde 2’si oranında (ha­zi­ran so­nu­na ka­dar 80 ku­ruş)  iş kazası ve meslek hastalığı primi ödeyecekler. Ev hizmetlerinde 10 günden az sigortalı çalıştıranlardan iş yeri bildirgesi, sigortalı işe giriş bildirgesi ile aylık prim ve hizmet belgesi, işten ayrılış bildirgesi düzenlenmesi de istenmeyecek. 10 günden az çalışmanın tespitinde günlük 7,5 saatin altındaki çalışmalar 1 gün olarak kabul edilecek, 10 günden az çalışılan süreler birbirini takip eden günler olabileceği gibi ayın farklı günleri de olabilecek.

Ev hizmetlerinde 10 günden az çalışanlara otomatik olarak 30 günlük uzun vade primi oluşturulacaktır. Sigortalılar bu primi öderse hem emeklilik için prim ödenmiş olacak hem de genel sağlık sigortasından yararlanacaktır. Sigortalıların uzun vadeli sigorta kolları ve genel sağlık sigortası priminin kendileri tarafından ödenebilmesi için ev hizmetlerinde aynı ya da

 

farklı çalıştıran yanında en az bir gün, en fazla 9 gün süre ile çalışması yeterli olacaktır. Uzun vade primi ödenmezse kayıt kapatılacak ve herhangi bir borç oluşmayacaktır. Ev hizmetlerinde 10 günden az çalışanlar, diğer statüler ya da bakmakla yükümlü kişi olmaları nedeniyle genel sağlık sigortalısı olmaları durumunda önceki kapsamdan sağlık yardımlarından yararlanacaktır. Başka bir yerde sigortalı çalışanlar, kendi işyeri olanlar, emekli olanlar ev hizmetlerinde 10 günden az çalışabilir. Bu durumda  gelir-aylık alanların aylıkları kesilmez.

Prim­ler, ban­ka ara­cı­lı­ğıy­la öde­ne­bi­le­ce­ği gi­bi, SGK’­nın in­ter­net si­te­sin­den de kre­di kar­tı ve­ya ban­ka kar­tıy­la öde­ne­bi­le­cek.

Sigortalılar bir veya birden fazla işveren yanında çalışabildiklerinden, 10 gün ve daha fazla süreyle ev hizmetinde çalışan sigortalılar, aynı anda bir veya birden fazla işveren yanında sigortalı olabilecek. Çalışma gün sayısı ayda 10 günden fazla 30 günden az olanlar, kalan süreler için isteğe bağlı sigortalı olabilecek. Öte yandan 10 gün ve daha fazla süreyle çalışması bulunanların, ay içindeki çalışmalarının toplamının 30 günden az olması halinde kalan süreler, talepte bulunulması halinde borçlanılabilecek.

Yaşlılık ve emekli aylığı alan sigortalılar ise ev hizmetlerinde ayda 10 gün ve daha fazla süreyle çalıştırılabilecek. Yaşlılık aylığı alanların, yapılacak müracaatlarda sigortalıların sosyal güvenlik destek primine ya da tüm sigorta kollarına tabi olup olmayacaklarını tercih etmeleri gerekecek. Emekli aylığı, yaşlılık ve adi malullük aylığı alanların çalışmaları halinde, bunları çalıştıran işverenlerce sosyal güvenlik destek primi ödenecek. Sürekli iş göremezlik geliri alanların, ev hizmetlerinde 10 gün ve daha fazla süreyle çalışmaları halinde bağlanan gelir kesilmeyecek. Ancak:  malullük aylığı alanların çalışması halinde bağlanan malullük aylığı kesilecektir.

.Haber Yayın;Yusuf Ünel