Etiket arşivi: Şehitlik

Ayastefanos Anıtı Yeniden Dikilemez

Ayastefanos Anıtı Yeniden Dikilemez

 

Alptekin CEVHERLİ

 

alptekin cevherliHer milletin kendi millî menfaatlerini ve değerlerini sembolleştirdiği çeşitli kutsalları vardı; bayrak, tarihteki çeşitli devlet adamları, sembol haline gelmiş mekân veya binalardır. Bunlar o milletin varlığının belki de yarı efsanevi, yarı gerçek devamını sağlayan figürlerdir. Milletlerin önüne birer hedef koyarak millî birliğin tesis edilmesini kolaylaştırırlar. Bu hedefe varmak için sonraki nesillere dinamizm katarlar.

Bu figürler, milletlerin ulaştıkları son noktayı veya çıkış noktalarını betimleyerek elde edilmesi gereken veya korunması gereken değerleri ortaya koyarlar. Bu anlamda ata mezarları da büyük önem taşır.

Sultan 1. Murat’ın Kosova Priştine’deki kabri, Macaristan’daki Gül Baba Türbesi, Bakü’deki Türk şehitliği, Enver Paşa’nın Kırgızistan’daki kabri (Ki bu mezar yanlış bir kararla Demirel tarafından Türkiye’ye geri getirilmiştir.) vd…

Aynı şekilde diğer milletlerin de ulaştıkları son nokta ve erek olarak aynen bizim gibi mezarlıkları vardır. Yoksa Anzakların (Avusturalya ve Yeni Zelandalılar) on binlerce kilometre öteden her yıl gelip Çanakkale’de dedelerinin mezarları başında “şafak ayini” yapmasını başka türlü izah edemezsiniz…t__rk __ehitlikleriyıkılmasıRussian_Monument_San_Stefano_Ottoman_Postcard

Bu mezarlar belki siyasi değil ama tarihi ve kültürel sınırları çizerler…

Bugün dünya üzerinde 34 ülkede (Almanya, Arnavutluk, Avusturya, Azerbaycan, Bosna-Hersek, Bulgaristan, Cezayir, Çek Cumhuriyeti, Filistin, Güney Kore, Hindistan, Irak, İngiltere, İran, İsrail, İtalya Japonya, KKTC, Letonya, Libya, Lübnan, Macaristan, Malta, Mısır, Myanmar, Polonya, Romanya, Rusya, Sırbistan, Suriye, Suudi Arabistan, Ukrayna, Ürdün ve Yunanistan şehitliğimiz olan ülkelerdir.) 78 Türk (Osmanlı+Türkiye) şehitliği mevcuttur. Elbette 10 bin yıllık Türk tarihi ve 16 büyük Türk İmparatorluğunu göz önüne alırsak, gök yüzündeki yıldızlar kadar Türk şehitliğinin dünyanın dört bir yanına savrulmuş olduğunu unutmamamız gerekir. Ancak Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi olarak kabul ettiği Osmanlı’nın önemli bir kısım yeni sayılabilecek tarihlerdeki şehitlikleri ve Cumhuriyet dönemi şehitlikleri bunlardır.

Aynı şey diğer milletler, mesela Ruslar için de geçerlidir…

Sultan 2. Abdülhamit’in tahta geçişinden kısa bir süre sonra 3 Mart 1878 tarihinde Ayastefanos (Yeşilköy)’da imzalanan antlaşmayla Osmanlı Devleti’ne bağlı bir Bulgaristan Prensliği kurulacak, Prensliğin sınırları Tuna’dan Ege’ye, Trakya’dan Arnavutluk’a uzanacaktı. Bosna-Hersek’e iç işlerinde bağımsızlık verilecek, Sırbistan, Karadağ ve Romanya tam bağımsızlık kazanacak ve sınırları genişletilecek, Bulgar ordusu kuruluncaya kadar iki yıl müddetle 50.000’i geçmemek üzere Rus askeri Bulgaristan’da kalacak, Bulgaristan’ın Osmanlı Devleti’ne vereceği yıllık verginin tutarı Osmanlı Devleti ile Avrupa devletleri ve Rusya arasında kararlaştırılacak, Osmanlı Devleti Rusya’ya “Savaş Tazminatı” ödeyecek, Kars, Ardahan, Batum ve Doğu Beyazıt Rusya’ya verilecekti…

Bu antlaşma neticesi Osmanlı Devleti tarihinin en büyük toprak kayıplarından birini yaşamış, milyonlarca vatandaşımız sınırlarımız dışında düşmanın insafına kalmıştır.

Ruslar da Osmanlı Devleti için bir felaket olan bu 93 Harbi’nde (1877-78) İstanbul Yeşilköy’e kadar gelişlerini kutsamak, ulaştıkları son sınırı kalıcı kılmak ve orada ölen askerlerini yaşatmak adına İstanbul Yeşilköy’de (bugünkü Florya Ormanı’nda) kalan yerde Ayastefanos Anıtını dikmişlerdir. Bu anıt aynı zamanda bir kilise olup, İstanbul’u işgale gelirken ölen Rus askerlerinin anıt mezarlarıdır da…

Sultan 2’nci Abdülhamit’in bütün karşı çıkmasına rağmen kabul edilerek inşa edilmiş olan Ayastefanos Anıtı, Rusların Osmanlı ordusunu yenerek İstanbul kapısına dayandığının aynı zamanda resmidir de.

Bu utanç abidesi, Birinci Dünya Savaşı’nın başlaması ve Rusya’ya savaş ilan edilmesi ardından İttihat ve Terakki Hükümeti tarafından dinamitle patlatılarak yıkılmış ve bu yıkım sahnesi aynı zamanda filme çekilerek Türk Sinema tarihinin de doğumu olmuştur. Bugün Türk sinemasının eldeki en eski filmi Ayastefanos Utanç Abidesi’nin Yıkılması Filmidir. Ve ilk Türk filmi olarak kabul edilmiştir…

Peki, bu kadar anıtlardan, mezarlardan durduk yere niye bahsettik?

Şimdi sıkı durun…

Rusya, bu utanç abidesini yeniden inşa etmemizi istiyor!

Ayastefanos Anıtı’nın inşası Rusya Devlet Başkanı Putin’in 2012 yılındaki Türkiye ziyaretinde Ruslarca gündeme getirilmiş, Türkiye’nin de karşılığında Rusya’daki bir şehitliğinin onarılması önerilmişti.

“Söz konusu anlaşma 3 Aralık 2012 tarihinde Başbakanlar düzeyinde gerçekleştirilen Türkiye- Rusya Federasyonu Üst Düzey İşbirliği Konseyi 3. toplantısında dışişleri bakanları tarafından imzalanmıştı. Rusya, anlaşmaya ilişkin iç onay sürecini 11 Aralık 2013 tarihinde tamamlamıştı. Türkiye tarafı ise dönemin dış işleri bakanının imzaladığı anlaşmayı TBMM gündemine almayarak tasarıyı kadük bırakmıştır.

Ancak Rusya, şimdi ise kendi iç hukuk sürecinde belki tamamlanan; ancak TBMM’nin onaylamadığı için kadük kalan tasarıyı Türkiye’ye uygulatmak için baskı yapıyor.

Buna asla izin veremeyiz. Çünkü Yeşilköy, Rusya’nın ne kültürel ve ne de manevi sınırı değildir ve olamaz!

“Eğer İstanbul’da bir Rus anıtı dikilecekse bunun mütekabiliyet esasına göre karşılığı, yaklaşık 150 yıl Osmanlı himayesinde kalan Moskova’daki Kızıl Meydan’a Türk Şehitliği yapılmasıdır!”

Yoksa 93 Harbinde ve devamındaki Balkan Harbi’nde verdiğimiz milyonlarca şehidin kemikleri sızlar, ‘ah’larını hiçbir şekilde ödeyemeyiz.

 

 

 

 

Büyükşehir, Şehitlikleri Çiçeklerle Donatıyor

Büyükşehir Belediyesi şehitlerimizin ebedi istirahatgahlarını çiçeklerle donatıyor. Ekipler, Vişnelik ve Kanlıpınar Şehitliklerindeki çalışmalarını hızla sürdürüyor.

Büyükşehir Belediyesi 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi’nin yıldönümü öncesi, şehitlerimize olan minnet duygularımızı bu sene de çiçeklerle yineliyor. Büyükşehir Belediyesi tarafından ilimizde bulunan şehitlikler çiçek bahçesine dönüştürülüyor. Vişnelik ve Kanlıpınar Şehitliklerinde çalışma gerçekleştiren ekipler, Büyükşehir Belediyesi üretim tesislerinde yetiştirilen binlerce çiçeği şehitlerimizin ebedi istirahatgahlarına dikiyorlar.299

Sakarya’ya Şehitlik Müzesi Kurulmalı

cihat zafer gazi

Muharip Gaziler Derneği Sakarya Şubesi’ni ziyaret eden AK Parti Milletvekili Aday Adayı Cihat Zafer Demirel, “Bütün zamanlarının şehitlerini ve gazilerini temsil eden dev bir müze ve anıt Sakarya’nın mukaddes ve mübarek adını tüm dünyaya duyuracaktır” dedi

AZİZ BİR SEMBOL

AK Parti Milletvekili Aday Adayı Cihat Zafer Demirel, 18 Mart Çanakkale Şehitleri Haftası öncesi Türkiye Muharip Gaziler Derneği Sakarya Şubesi’ni ziyaret etti. “Çanakkale Şehitleri’ne, Mehmed Akif’e duyduğumuz saygı imanımızın ta kendisidir” diyen Demirel, “Sakarya’nın adının şehitler yurdu olarak Tüm İslam coğrafyasında şerefle anılmasını sağlamalıyız. Sakarya’nın Kurtuluş Savaşımızın en büyük meydan muharebesine adını veren aziz bir sembol olduğunu asla unutmamalıyız. Sakarya’ya Türkiye’nin en büyük Şehitlik Müzesi yakışır” ifadelerini kullandı.

İMAN ABİDESİ PROJESİ

Cihat Zafer Demirel, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sakarya’nın sınırları Çanakkale’den başlar. Kore’ye, Kıbrıs’a kadar gider. Şehitlerimizin, Gazilerimizin şerefi, vatan toprağına saygısı, Hz. Hamza’nın şehid olduğu Uhud’a kadar uzanır. Müsümanların, bütün mazlum milletlerin, gönül ve iman coğrafyamızın bütün şehirlerinin, bütün zamanlarının şehitlerini ve gazilerini temsil eden dev bir müze ve anıt, Sakarya’nın mukaddes ve mübarek adını tüm dünyaya duyuracaktır. Bu anıtta, bu topraklar için toprağa düşmüş aziz şehitlerimizin ve gazilerimizin şeref ve haysiyeti ölümsüzleştirilmelidir.”

ŞEHİDİN HİZMETÇİSİ OLMALI

“Çocuklarına şehitlik ve gazilik nedir öğretemeyen bir ülke dünyanın en zengin ülkesi olsa neye yarar? Bereket ve haysiyet olmadıktan sonra servet neye yarar?” diyen Demirel, şöyle devam etti: “Gazi ve yakınlarımız için Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımızın çok önemli çalışmaları ve projeleri var. Gazilerimiz ve yakınları otobüse bedava binme hakkı tanıdığımız muhtaç insanlar değil, istiklalimizi, şerefimizi, vatanımızı ve ekmeğimizi borçlu olduğumuz yaşayan iman abideleridir. Yahya Kemal’in ‘İslam’ın son ordusudur bu’ dediği ordu çok şükür bizim ordumuzdur. Her zaman da öyle olacaktır. Pakistanlı büyük şair ve düşünür Muhammed İkbal’in, meşhur meydan konuşmasında binlerce insana söyledikleri bizim hayatımızın amacıdır. ‘Rüyamda bana Rasulullah, ‘Bana dünyadan ne getirdin İkbal?’ diye sordu. Ben de, ‘Ya Rasulullah, dünyadan size getirebileceğim değerli ne olabilir ki? Ben size, Çanakkale Şehitleri’nin kanını getirdim’ diyor Muhammed İkbal. Biz de Muhammed İkbal’in kıymetini bildiği şehitlerimizin şerefiyle şereflenmek istiyoruz. Dedemden bana kalan Kurtuluş Savaşı Madalyasını ben de kendi oğluma bunları söyleyerek emanet edeceğim. Bu milletin vekili olacak herkes önce şehitlerin hizmetçisi olacaklarını unutmamalıdır.”