Etiket arşivi: Seçildi

Massey Ferguson MF 6700 S Stage V 2020 Yılının Makinesi seçildi

 

 

 

AGCO’nun dünyaca ünlü markası Massey Ferguson, Hannover’deki Agritechnica Fuarı’nda görücüye çıkardığı yeni MF 6700 S Stage V Serisi ile orta güç segmenti kategorisinde “2020 Yılının Makinesi” seçildi.

 

Massey Ferguson Avrupa ve Orta Doğu Bölgesi Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü Thierry Lhotte, Massey Ferguson’un bu önemli ödülü aldığı için çok heyecanlı olduğunu söyledi.

 

“Bu ödül, yenilikçi, uygun maliyetli ve kullanımı kolay traktörler yaratmak için becerileri ve deneyimleri ile katkıda bulunan Beauvais’deki tüm Massey Ferguson çalışanlarının işlerine olan bağlılığını tescilliyor. Bu ekip, yüksek güçte, dört silindirli traktör konseptini yarattı ve bunu 200 hp’a kadar çıkaran öncüler oldular” diyerek sözlerine devam eden Thierry Lhotte; “Yeni MF 6700 S konsepti daha da ileri götürüyor. Kompakt boyutları, olağanüstü güç-ağırlık oranı ve en dar dönüş dairesiyle, bu traktörler en yüksek performansı optimum ekonomi ile birleştiriyor” dedi.

 

Massey Ferguson, yeni MF 6700 S traktörlerinin düşük sahip olma maliyetleri ile daha yüksek performans sunmalarını sağlamak için, en son teknolojiyi ve kanıtlanmış tasarımları bir araya getirdi.

 

135’ten 180 hp’ye kadar olan beş modelin tamamı, MF 6700 S’yi 200 hp ile dünyanın en güçlü dört silindirli traktörü yapan ve 20 hp’a kadar ilave güç veren Motor Gücü Yönetimi’nden (EPM) yararlanıyor.

 

Daha önceki sisteme nazaran değişen tek şey yeni bir kurum katalizörüdür ve tüm sistem dıştan monte edilmiştir. Bu da, ince ve dar kaput üzerinden mükemmel bir görüş sağlıyor. Aynı zamanda, bu şekliyle egzoz borusu eskisinden daha incedir.

 

Kolay yapılabilen bakımlar ve uzun bakım aralıkları ile işletme maliyetlerini düşürdü. Bu süre motor için 600 saat ve şanzıman için 1800 saattir. Yeni otomatik hidrolik sübap ayarı, bakım gerektirmeyen sistemin 2400 saatte 1.950 Euro’ya varan oranda tasarruf sağlamasıyla maliyetleri düşürdü.

 

Tüm MF 6700 S Stage V modelleri, Dyna-VT sürekli değişken şanzıman (CVT) veya yeni Dyna-6 Super-Eco şanzıman seçenekleriyle sunuluyor. Bu saygın yarı-powershift şanzımanın en yeni sürümü, traktörlerin sadece 1500 dev/dak’da 40 km/saate varan yol hızlarına ulaşmasını sağlayarak önemli miktarda yakıt tasarrufu sağlıyor.

 

Optimum kontrol için Dyna-VT. Bu şanzıman, operatörlerin verimliliği en üst düzeye çıkarmak, verimliliği ve iş kalitesini artırmak için herhangi bir motor devrinde herhangi bir ileri hızı ayarlamalarını sağlıyor. Tüm görev ve koşullara uyacak şekilde ayarlanması kolay olan sezgisel sürüş modlarında çalışarak, en yeni Super Eco versiyonu, sadece 1450 dev/dak’da 40 km/saat yol hızında ulaşarak yakıt tüketimini azaltır.

 

Massey Ferguson’un en yeni Datatronic 5, 9” dokunmatik ekranlı terminali, Exclusive versiyonlarda standarttır ve Efficient modellerde ise bir seçenektir. Bu kullanımı kolay ISOBUS uyumlu terminal, operatörlerin ayarlara hızlı ve kolay bir şekilde erişmelerini ve değiştirmelerini sağlayan tablet tarzı bir kullanım sunmaktadır.

 

Datatronic 5, tam traktör ve ekipman kontrolü sağlamanın yanı sıra, MF Bölüm Kontrolü ve MF Değişken Oran Kontrolü için MF Rehberlik içerecek şekilde kapsamlı bir hassas tarım paketi haline getirebilir.

 

Alternatif olarak, Fieldstar 5 seçeneği Essential ve Efficient paketlerde mevcuttur. Bu terminal, tüm MF Technologies paketini kullanmanın yanı sıra ISOBUS uyumluluğu sağlamak için aynı sezgisel dokunmatik ekran terminalini de kullanır.

 

MF Connect, müşterilerin izniyle bayilerin cep telefonlarına, tablet bilgisayarlarına veya masaüstü bilgisayarlarına kadar çalışma süresini en üst düzeye çıkarmak amacıyla önleyici bakımı vurgulamak için uzaktan destek sağlamalarına olanak tanıyan ve gerçek zamanlı veri aktarımıyla güvenilirliği ve makine çalışma süresini daha da iyileştiren bir sistemdir. Bu aynı zamanda işletme sahiplerinin işlemleri daha etkin bir şekilde yönetmelerini sağlayarak işletme verimliliğini artırmaya yardımcı olur.

Menbiç Ve Kandil İçin Gidişat Analizi

 

 

            Dış politika iç politikadan öce gelir. Ve asıl itibar saray – şatafat değil ordaki başarıdır.

 

Cumhuriyet’i kuran kadro Osmanlı’nın yükseliş devrinden bu yana en başarılısıdır. Bilhassa 1938’e kadarki Atatürk öncüllüğü, çamura saplandıkça ilkelerinin kıymetini idrâke başladığımız bir özgünlüktedir.

2002’ye kadarki sağ’lısol’lu ve bazen koalisyonlu Hükümetler, kurucu iradenin ilkeselliğinde idare-i maslahatla yılları desteleyip durdular; ne ileri, ne geri.

Yıl olarak M.Kemal Atatürk’ten daha fazla ülkeyi yönetme imkanı bulan Adalet – Kalkınma yada R.Tayyip Erdoğan Hükümetleri “Tezkere” ve “Çuval”la başladığı Küresel Güçlerin idaresine maslahat eden dış politikayı ancak bir düzine yıldan sonra terk edebilmiştir.

7 Haziran Seçimleri’nin siyasî sonuçları, Devlet aygıtını elinde bulunduranları kendi başlattıkları “Çözüm Süreci”ni yine kendilerinin açılmalarına göz yumdukları “Hendek”lere gömerek sonlandırmaya itti.

Son 2-3 yılda evvelki idare-i maslahat parametrelerine dönmeyi başarı mı, tazminat mı, restorasyon mu saymalıyız; bilmem. Zira Suriye Sınırımızda başarıyla tesis edilen ilk Güvenli Bölge, ‘sıfır’dan kurularak bütün Kuzey Suriye hattını kanton kanton yönetimine terk ettiğimiz PYD / Salih Müslim Kürdistanı’na neden sonra takoz teşkil etti.

ABD’nin II.Irak Operasyonu’ndan beri projeden fiiliyata dökülen KDP / Barzanî Kürdistanı’na verdiğimiz siyasî ve ekonomik desteği ise Kak Mesut’a babası Mele Mustafa bile vermemiştir. Fakat Bağımsızlık ilânı sonrası tavrımız da Kuzey Irak’taki denge değişikliklerine ket vurmuştur. Şimdilik..

AfrinZeytin Dalı’ ile Güvenli Bölge’nin 3,5 – 4 bin km2’ye dek geliştirilmesi doğru bir iştir. Aynı süpürme operasyonunun öncelikle Tel Rıfat ve Menbiç’e, arkadan da “Fırat’ın Doğusu”na yapılmasını umma noktasındaydık. Hatta Karakozak civarı terörden temizlenirse büyük bir basiretsizlikle Urfa sınırımıza bitişik Eşme Köyü’ne kaçırdığımız atamız Süleyman Şah’ın Türbesi ve Saygı Karakolu’nun yerine iadesi sözkonusu olur diye umutlanıyorduk.

Bu saatten sonra ABD’yle Menbiç konusunda anlaşma ordaki YPG / PKK unsurları tamamen etkisizleştirme üzerine olabilirdi, oysa Menbiç’in Yerel Güçler’e devri ve Türk ve Amerikan askerlerinin ortak devriyesiyle de gözetim altında tutulmasıyla neticelendi. Yani Menbiç’i isim değiştirmeleri şartıyla (Menbiç Askerî Konseyi) PYD / YPG unsurlarına teslime imza attık. Ne onlar Afrin’deki binlerce kayıp, ne de biz onlarca şehidimiz üzerinden kan davası gütmemek kaydıyla..

Türkiye’nin bu saatten sonra Suriye Merkezî Ordusu ve Esad’la anlaşarak Kuzey Suriye’deki “Terör Koridoru”nu tamamen yok ederek ve bir an önce Suriye’deki İç Savaşı bitirerek hem 4 milyonluk (Nüfusumuzun % 5’i) bir yekûna ulaşan Suriyeli Mülteci Meselesi’nin kısmen halli hem de 40 milyar dolara yanaşan ekonomik faturanın – dövizin ve faizin patlamaya hazır bomba gibi hazır beklediği bir iktisadî süreçte – kapatılması aklın yoluydu; bizse Kuzey Irak’takine benzer şekilde ikinci şıkkı, macerayı tercih ettik. Allah sonumuzu hayreylesin!

Yine bu saatten sonra Kandil’e icra edilecek operasyon da iki noktada sembolikleşir: Bir; PKK merkezini çoktan Sincar’a (Şengal) taşıdı ve aslında yapılması gereken tıpkı Fırat Kalkanı gibi Dicle Kalkanı Operasyonu’yla Sincar – Telafer hattının temizlenmesi ve Ovacık – Telafer çizgisinde dikey bir Güvenli Bölge oluşturulmasıdır. İki; Kandil temizlendikten sonra ABD ve İsrail’in İran’ı vurması için İncirlik Üssü haline getirilmemelidir.

Türk Bayrağı’nın Kandil’de dalgalanması güzeldir ama tam İran’ın hatta İran Kürdistanı’nın sınırındaki bir dağlık üs bölgesinde Amerika ve İsrail bayraklarının da dalgalanması dış politikada “Dön baba, dönelim” vaziyeti olur ki kaldıramayız.

24 Haziran / 8 Temmuz Seçimleri sonrası için erken uyarı bâbındadır.

Süleymanpaşalı dört judocu milli takıma seçildi

 

spSüleymanpaşa Belediye Gençlik ve Spor Kulübü judo takımından dört isim Ümit Milli Takıma seçildi.

Ülkemizde 6-7 Mart tarihlerinde düzenlenecek Ümitler Judo Avrupa Kupası’nda mücadele etmek için yapılan milli takım seçmelerinde 55 kiloda İlker Yavuz, 66 kiloda Mustafa Koç, 57 kiloda Gizemnur Şenay ve 63 kiloda Açelya Gürler ülkemiz ve şehrimize madalya kazandırmak için yarışacak.

TANER: “SPORCULARIMIZLA GURUR DUYUYORUM”

Antalya’da gerçekleştirilecek Süleymanpaşa Belediye Gençlik ve Spor Kulübü Ümitler Judo Avrupa Kupası ile ilgili açıklamalarda bulunan kulüp başkanı Deniz Taner; “Süleymanpaşa Belediye Gençlik ve Spor Kulübü olarak birçok branşta onlarca sporcumuzla mücadelemize devam ediyoruz. Sporcularımızın başarılıları arkalarından gelen minikleri daha da çalışmaya sevk ediyor. Sporun dostluk olduğu biliciyle tüm ekiplerimiz çalışmaya devam ediyor. Ümitler Judo Avrupa Kupası’nda kulübümüzü, şehrimizi ve ülkemizi 4 sporcu ile temsil edecek olmaktan dolayı gurur duyuyorum. Bizlere bu şansı tanıyan Süleymanpaşa Belediye Başkanımız Ekrem Eşkinat’a ve sporcularımızın ailelerine teşekkür ediyorum.” dedi.

Hollanda seyahat dünyasını sallayan dolandırıcılık olayında bir Türk kurban mı seçildi ?

1 Milyon euroluk dolandırıcılığı yapan Hollandalı kayıplara karıştı

ilhanGeçtiğimiz temmuz ayı başlarında patlayan bir dolandırıcılık olayında, Behzat Ünsal isimli Türk, dolandırıcılığı yapan Hollandalı’nın kendisini kurban olarak seçtiğini ileri sürdü.

1 milyon euro bedelinde hayali bilet satışı yapan Hollandalı’nın, ülkeyi çalkalayan dolandırıcılık olayı şöyle gelişti:

Hollanda’da uzun yıllar seyahatçılık yapan Behzat Ünsal ve Turgay Kırılmaz, Zonfly adlı seyahat bürolarını, Belçika’daki Ticaret Odası’na kayıtlı bir Hollandalıya 1 Şubat 2015 tarihinde noter kanalıyla sattılar.
Belçika’da EMTEC B.V. adlı firmanın malıymış gibi gösterilen Zonfly, ucuz fiyat taktiği ile büyük rağbet gördü ve 1 milyon euroya yakın bilet satışı yaptı.
Ne var ki, tarih 7 Temmuz 2015’i gösterdiği zaman bomba patladı ve Zonfly’dan bilet alanlar havalimanlarına gittikleri zaman rezervasyonlarının olmadığı haberi ile yıkıldılar.

Bu haberi, Mersin’de uzun süreli tatilim sırasında öğrenmiştim. Hatta bilet mağdurlarından bazıları benimle irtibata geçmişlerdi. Aynı günlerde Behzat Ünsal da beni aradı ve bir Hollandalı tarafından oyuna getirildiğini söyledi.
Behzat Ünsal’a elinde ne kadar belge varsa göndermesini söylemiştim. Ne var ki, sadece  elime geçen belgeler ile haber yapaazdım. Bilet mağdurları tarafından sürekli arandığını ve hatta tehdit edildiğini belirten Behzat Ünsal’a, bu konuda haber yapabilmem için Hollanda’da araştırma yapmak zordunda olduğumu belirtmiştim.

Hollanda’ya döndükten sonra yapmış olduğum araştırmalar içinde, Hollanda televizyonlarında yayınlanan iki program da vardı. Her iki televizyon kanalındaki yayınlarda, Zonfly’ı satın alan Hollandalı’nın sahte adresler verdiği, bu ara Behzat Ünsal’ın da tehditlerden korktuğu için saklandığı izlenimini aldım.

Behzat Ünsal bana göndermiş olduğu savunmasının bir bölümünde şunları yazıyor:

‘Sevgili İlhan abi, 7 Temmuz 2015 tarihine kadar hersey yolunda gidiyordu. Bu tarihden itibaren  firmamı satın alan W.S. Leeuwenkamp  ortadan kayboldu. Tabii ki yolcular da  havalimanlarında dökülmeye başladı.

Beni tanıyan yolcular aramaya başladılar. kendilerine durumu izah ettiysem de inandırmam mümkün olmadı. Daha sonra beni tanımayanlar da cep telefonumu bulup aramaya başladılar.

Bu ara tehdit edenler de oluyordu. İnan ki günde 100 kişi arıyordu. telefonumu kapatmak mecburiyetinde kaldım. Tehdit edenler, küredenler, beddua edenler whatsapp ve facebook kanalıyla bunu sürdürdüler.

O zaman hemen polise başvurdum. Firamayı sattığım Hollandalı’dan 45 bin euro alacağım vardı. Hem şikayetçilerden duyduğum rahatsızlığı anlattım ve hem de Hollandalıyı şikayet ettim. Benim suçum olsaydı polis beni zaten tutuklardı.

Evime kadar gelip eşimi ve 13 ile 16 yaşındaki kızlarımı korkutanlar oldu. Çocuklarımı teyzelerine göndermek mecburiyetinde kaldım.

Bu konuda mağdur olan insanları beden iyi kimse anlayamaz.  Zira ben de eşimi ve çocuklarımı 6 yıldır tatile gönderemiyordum.  Parasını ödedikleri halde tatile gidemeyen insanların ruh hallerini çok iyi bilirim.
Lütfen İlhan abi, benim bu derdimi haber yap. Hiç olmazsa beni tanıyan insanlar suçsuzluğumu bilsinler.

Yaşananlar gösteriyor ki, Hollandalı uyanık beni kurban seçmiş. 10 yıllık seyahat büromu planlı olarak satın almış. Paramın tamamını vermediği gibi, Türk ve Hollandalı yolcuları da dolandırmış. Yani adam beni resmen kurban seçmiş.’