Etiket arşivi: Savcı

Bin 300 hakim ve savcı adayı alınacak

Adalet Bakanlığı, adli ve idari yargı için bin 300 hakim ve savcı adayı alacak.

Resmi Gazete’de yayımlanan ilana göre, yazılı sınav ve mülakat ile bin adli yargı hakim ve savcı adayı, 100 idari yargı hakim adayı, 200 avukatlık mesleğinden hakim ve savcı adayı alınacak.

Başvurular, 31 Ekim-7 Kasım tarihleri arasında Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezinin (ÖSYM) internet sitesinden yapılabilecek.

Sınav, ÖSYM tarafından 29 Aralık Pazar günü Ankara’da iki oturum halinde gerçekleştirilecek.

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, yargı muhabirleriyle bir araya geldiği toplantıda yıl sonunda bin 300 hakim ve savcı adayı alımı yapılacağını bildirmişti.

 

 

2017 Yılının “Fark Yaratan Kadınları” Açıklandı

Dünyanın en büyük pazarlama iletişimi yayını Advertising Age tarafından iş dünyasındaki en başarılı kadınları onurlandırmak üzere düzenlenen, Türkiye’de ise MediaCat Dergisi himayesinde Brand Week İstanbul kapsamında bu yıl beşinci kez gerçekleştirilen “Women to Watch 2017″nin fark yaratan kadınları belirlendi.kadın fark

Women to Watch en büyük marka ve pazarlama yayını olan Advertising Age’ın, 1997 yılından bu yana gerçekleştirdiği; marka, pazarlama, reklam ve medya dünyası başta olmak üzere iş dünyasındaki fark yaratan kadınların başarılarını gözler önüne sermek için yapılan bir seremoni. ABD ve Türkiye’nin yanı sıra Çin, Brezilya, İngiltere, Kolombiya ve Arjantin’de de düzenlenen seremoninin amacı, iş dünyasında fark yaratarak öne çıkan kadınlardan meydana gelen global bir network oluşturmak. Türkiye’de 2013 yılından bu yana MediaCat liderliğinde düzenlenen “Women to Watch 2017: Fark Yaratan Kadınlar” seremonisi ile bu yıl beşinci kez iş dünyasının başarılı kadınları ödüllendirildi.

Brand Week Istanbul kapsamında 7 Kasım Salı günü Zorlu PSM‘de gerçekleşecek Women to Watch Paneli‘nde bir araya gelecek olan 2017’nin Fark Yaratan Kadınları, iş dünyasında yaşadıkları zorlukları, kendi çözüm yollarını ve başarı hikayelerini paylaşacaklar. Panel sonrasında düzenlenecek törende ödüller sahipleriyle buluşacak.

 

İşte Türkiye’nin Fark Yaratan 8 Kadını

Bu yılın fark yaratan 8 kadını da mesleki başarılarının ötesinde kendi endüstrileri için birer rol model olarak, kadınların iş dünyasındaki önemini ortaya koyuyor. Topluma örnek işlerinin yanı sıra sektörlerinde iz bırakan, geleceği şekillendiren gelişmelere liderlik eden bu 8 kadının her birinin başarı hikâyesinde biraz yenilikçilik, biraz girişimcilik, biraz da yaratıcılık saklı. Tasarım Lideri, Marka Lideri, Pazarlama Lideri, Marka Yönetimi Lideri, Teknoloji Lideri, Global Lider, Dijital Lider ve Medya Lideri olarak belirlenen “Türkiye’nin Fark Yaratan 8 Kadını”nın isimleri şöyle:

* Tasarım Lideri: Defne KOZ – Koz Susani Design, Tasarımcı

* Marka  Lideri: Ebru ÖZDEMİR – Limak Yatırım Holding, Yönetim Kurulu Başkanı

* Pazarlama Lideri: Ebru ÖZGÜÇ – Vodafone Türkiye, Marka ve Pazarlama Stratejisi Direktörü

* Marka Yönetimi Lideri: Nazan SOMER – Yapı Kredi Perakende Bankacılık Genel Müdür Yard.

* Global Lider: Oya CANBAŞ – Bayer, Tüketici Sağlığı İngiltere ve İrlanda Ülke Müdürü

* Dijital Lider: Didem Dinçer BAŞER – Garanti Bankası Dijital Bankacılık Genel Müdür Yard.

* Teknoloji Lideri: Magdalena YEŞİL- Salesforce Yönetim Kurulu Üyesi

* Medya Lideri: Aslı ŞAFAK – Bloomberg HT Programcısı, Gazeteci, Yazar

Fark Yaratan 8 Kadın Nasıl Seçildi?

Women to Watch hayat boyu başarı ödülü olmaktan ziyade; son bir yılda gösterilen performansların değerlendirilmesiyle belirleniyor. Women to Watch kadınlarının belirlenmesinde herhangi bir başvuru söz konusu değil. Advertising Age’in belirlediği kriterler çerçevesinde belirlenen adaylar, Ad Age ve MediaCat’in editöryal standartları içinde incelenerek ve titiz bir çalışma sonrasında kazananlar finalize edilmesi ile kamu oyuna duyuruluyor. Yeni ve heyecan yaratan bir marka/kategori yaratarak iş dünyasına zenginlik katmak, attığı adım ve aldığı kararlarla global seviyede liderlik özellikleri sergilemek, uluslararası platformlarda ses getirmek, yaratıcılığı ve yarattığı değerlerle medya dünyasına, reklam ve pazarlama endüstrisine yeni kaynaklar sağlamak, üstlendiği başarılı ve istikrarlı sosyal sorumluluk projeleriyle topluma örnek olmak, ülke genelinde ya da firma/marka özelinde bir krizi başarıyla yönetmek ve/veya yaratıcı çözümlerle aşmak, toplumda fark yaratmak, topluma cesaret aşılamak, demografik olarak erkek egemen bir sektörde sivrilmiş olmak Women to Watch kriterlerinden bazıları.

 

2016’da kimler seçilmişti?

Geçtiğimiz yıl listede; Nurten Öztürk Yaşam Boyu Başarı Ödülü, Gözde Akpınar Marka Lideri, Beyza Kapu Pazarlama Lideri, Nil Bağcıoğlu Yaratıcı Lider, Yonca Brunini Pazarlama ve Teknoloji Lideri, İdil Yiğitbaşı Marka Lideri, Ela Gökkan Savcı Yaratıcı Lider, Sanem Oktar Girişimci Lider, Kamuran Uçar Pazarlama Lideri ve Burçak Günsev Dijital Lider olarak yer almıştı.

Woman to Watch Hakkında

Dünyanın en büyük marka ve pazarlama yayını olan Advertising Age tarafından 1997 yılından bu yana gerçekleştirilen Women to Watch, 2012 yılında dünyanın diğer ülkelerine de taşınmış ve Amerika’dan sonra ilk olarak Çin’de düzenlenmiştir. 2013’den itibaren Brezilya ile birlikte Türkiye’de de gerçekleşmeye başlayan organizasyonun bu yıl MediaCat liderliğinde beşincisi düzenlenmiştir. Women to Watch bir ödül töreni değil, onurlandırma seremonisidir.

 

Busra-Cicek_avatar_1502636104-186x186POSTED BY: Büşra Çiçek

 

 

 

 

 

Türkiye Okuyor Gazetesi olarak, 2017 yılının fark yaratan iş kadınlarını kutluyor, başarılarının devamını diliyoruz.

kocaeli-okuyor-haber- yusuf ünelHaber Yayın Dairesi: Yusuf Ünel

Üstün; FETÖ’cü Darbeciler Hakkında Suç Duyurusunda Bulundu

 

FETÖ lideri Fetullah Gülen ve darbe girişiminde bulunan tüm kişiler hakkında suç duyurusunda bulunan AK Parti Sakarya Milletvekili Ayhan Sefer Üstün, “FETÖ’cülerin darbe girişiminden dolayı, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin onurlu bir üyesi olarak, doğrudan mağduriyet yaşadım. Türkiye Cumhuriyeti Devletine bu zilleti yaşatan şüphelilerden şikayetçi olmak ve darbe girişimine karışan tüm şahısların cezalandırılması amacıyla kamu davası açılması için suç duyurusunda bulunuyorum” dedi.

fetöAK Parti Sakarya Milletvekili Ayhan Sefer Üstün, Sakarya Adalet Sarayı’na giderek Fetullahçı Terör Örgütü lideri Fetullah Gülen ve darbe girişiminde bulunan tüm kişiler hakkında suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunu Sakarya Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Ercan’a veren Üstün, “15 Temmuz gecesi bombalanan Gazi Meclisi’nin bir üyesiyim. 15 Temmuz gecesi Sakarya Valiliği darbeciler tarafından işgal edildi. Valiliğin darbecilerden kurtarılması esnasında birçok vatandaşımız darbecilerin tarafından ateş edilerek yaralandı. Darbecilerin bu eylemin Türk Ceza Kanunu’na göre, bir suçtur. Darbe girişiminde bulunanların ve sorumlu olanların hakkında suç duyurusunda bulunuyorum” diye konuştu.

Darbeyi milletimiz püskürttü

Ayhan Sefer Üstün, 15 Temmuz gecesi, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin içine yerleşmiş Fetullahçı Terör Örgütü üyesi bir grup terörist, örgüt liderinin emir ve talimatı ile kapsamlı ve organize bir darbe girişimde bulunmuştur. Halk nezdinde bir karşılığı olmayan; demokratik yollarla seçilmiş meşru Cumhurbaşkanını, hükümeti ve parlamentoyu devre dışı bırakarak, kendi iradesini ülkeye egemen olmak istemiştir. Şiddet, adam öldürme, baskı ve tehdit yöntemlerinin her türlüsünü devreye sokan bu terörist grup; başta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a suikast düzenleyerek, Türkiye Cumhuriyetinin hakimiyetini kontrol altına almayı amaç edinmiştir. Ancak Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, hükümetimiz, emniyet teşkilatımız, darbecilere katılmamış Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarımız ve aziz milletimizle birlikte bu hain teşebbüs püskürtülmüştür” ifadelerini kullandı.

Doğrudan mağduriyet yaşadım

Üstün, “Darbe girişimi esnasında Sakarya’da bulunuyordum. Hemen vatandaşlarımızla Kent Meydanında toplandık, bu sayı kısa sürede on binleri buldu ve milletimizle birlikte Valiliğe müdahale gerçekleştirdik. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde eşi benzeri görülmemiş bu saldırıları gerçekleştiren FETÖ, PDY üyesi teröristler, Sakarya’da onlarca Türkiye’de ise asker, polis ve sivil olmak üzere 245 vatandaşımızın hayatını kaybetmesine, yaklaşık 2 bin vatandaşımızın ise yaralanmasına sebep olmuştur. Kendilerine Yurtta Sulh Konseyi adını veren bu terörist cunta grubu, darbe girişiminin başarıya ulaşması amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin feshine karar vermiştir. Darbecilerin bu eyleminden dolayı, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin onurlu bir üyesi olarak, doğrudan mağduriyet yaşadım. Türkiye Cumhuriyeti Devletine bu zilleti yaşatan şüphelilerden şikayetçi olmak ve darbe girişimine karışan tüm şahısların cezalandırılması amacıyla kamu davası açılması için suç duyurusunda bulunuyorum” dedi.

.

Samsun Valisi’nden Son Dakika Açıklaması

 

        ibrahim şahin valiSamsun Valisi İbrahim ŞAHİN, 15 Temmuz 2016 tarihinde meydana gelen olaylarla ilgili olarak Samsun’da yakalanan Hakim ve Savcılarla ilgili yaptığı açıklamasında “Bu saate kadar Samsun ve ilçelerimizde 4’ü İdari Mahkemesi ve Vergi Mahkemesi üyesi 30 savcı ve hakim gözaltına alınmıştır.
        Ayrıca Çorum adliyesinde görevli karı-koca 2 hakim ihbar üzerine 19 Mayıs ilçemizde gözaltına alınmıştır. Çalışmalar Cumhuriyet Başsavcılığımızın gözetiminde devam etmektedir.”dedi.
        Kamuoyuna Saygıyla Duyurulur.

Skandal kararı BİK Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ertem duyurdu

 

Basın İlan Kurumu yönetim kurulu toplantısında hiçbir yargı kararı olmadan medyaya sansür gibi ceza verildi.

savcı mehmetDHKP-C eyleminde şehit edilen İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz’ın rehin alınmasıyla ilgili görüntüleri yayınlanan gazetelerin kamu ilanlarından mahrum bırakılmasına karar verildi.

 

Skandal kararı BİK Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ertem duyurdu. Çağlayan Adliyesi’nde yaşanan olayla ilgili her hangi bir şikayet beklenmeksizin resen harekete geçtiklerini söyleyen Adnan Ertem, bu olayı haberleştiren gazetelerle ilgili işlem tesis edilmesi yönünde süreç başlattıklarını açıkladı. BİK Yönetimi aralarında Bugün, Hürriyet, Cumhuriyet ve Sözcü gibi medya kurumlarının bulunduğu 39 gazeteye 1 günle 12 gün arasında ilan kesme cezası verdi.

 

BİR DİKTATÖRLÜK ÖRNEĞİ

 

Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı Ahmet Abakay yaptığı açıklamada, “Bu resmen bir diktatörlük uygulaması. Bir gazeteci haber yazmış, görüntü kullanmış.

 

Bizim için önemli olan haberlerin yalanlanmaması ve doğru olması. Bu olayda hiçbir şekilde yalanlanmadı. Gazetenin  görevi toplumu bilgilendirmek. Kaldı ki savcı olayında bir haber yapmak en doğal hakkıdır. Siz buna yayın yasağı koyup ardından ilan kesme gibi uygulamalarla basını susturmaya çalışırsanız işte bu diktatörlüğün somut örneğidir” dedi.

Kocatepe’den Başsağlığı 

4564Artvin Belediye Başkanı Mehmet Kocatepe, Hain saldırı sonucu şehit düşen Savcı Mehmet Selim Kiraz için başsağlığı diledi. Kocatepe ;   “Terörün ve şiddetin karşısında her zaman olduğu gibi birlik, beraberlik, kardeşlik ve barış içinde huzurla yaşayacağımız bir ülke için daha çok çalışmalıyız. Değerli savcımız Kiraz’ı şehit edenler, göreceklerdir ki bu alçak saldırılar, milletimizin sahip olduğu birlik ve beraberliğini bundan önceleri olduğu gibi, bundan sonra da yıkmaya yetmeyecektir. Kendi dünyaları gibi karanlık olan insanların hiçbir zaman halktan destek de alamayacak. Şehit olan savcımızın ailesi, mesai arkadaşları olmak üzere bütün ulusumuzun başı sağ olsun” dedi.

 

Özel Güvenlik Tamamen Kaldırılsın

456Cumhurbaşkanı Erdoğan, Savcı Selim Mehmet Kiraz’ın öldürülmesi ile ilgili yaptığı değerlendirmede özel güvenlik şirketlerine değinerek hepsinin kaldırılmasını teklif edeceğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Slovenya, Slovakya ve Romanya’yı kapsayan 3 günlük gezinin ardından dönüş yolunda uçakta gazetecilere konuştu. Milliyet’ten Serpil Çevikcan, Erdoğan’ın açıklamalarını derledi.

Savcımızın odası basılmak suretiyle, uzun süreli görüşmelere rağmen başına 3 mermi, kalbine 1, belden aşağısına 1 olmak üzere 5 mermi ile şehit edilmiş olması, özellikle çözüm sürecinin devam ettiği sürece aynı zamanda vurulmuş bir darbedir diye düşünüyorum.” diyen Erdoğan, avukatların üzerinin aranması ile ilgili de “Ben, yıllardır avukatların üstünün aranmasını savunuyorum. Söylediğimiz zaman diğer siyasetçiler hep saldırmışlardır. Nitekim bugün de işi avukatlara, ‘cübbelerinizi çıkarın ve rahat rahat içeri girin, size kimse bir şey yapamaz’ noktasına getirmişlerdir ki ben o düşüncede değilim. Artık adalet saraylarına, neresi olursa olsun, -dünyanın genelinde bu böyledir- avukatların da aranarak girmesi lazım. Aranmadan asla…” dedi.

ÖZEL GÜVENLİK YERİNE EMNİYET TEŞKİLATI

Özel güvenlik şirketleri yerine polis teşkilatının güvenliği sağlaması gerektiğini söyleyen Erdoğan şöyle devam etti:

“Hükümet, bu konuyu masaya yatıracaktır. Özel güvenlik teşkilatlarının gözden geçirilmesi lazım. Bence tarihi bir karar olacaktır belki de ama bunu bir tavsiye olarak da söylemiş olabilirim. Yani, Türkiye’nin bir emniyet teşkilatı var. Türkiye Cumhuriyeti, polislerimizle veya değişik bir şekilde yine emniyet teşkilatı adalet saraylarına yönelik bir koruma teşkilatını kendisi kurmalıdır. Özel güvenlik kaldırılmalıdır. Özel güvenlik teşkilatlarının hangi amaçla, kimler tarafından, nasıl kuruldukları hepsi soru işaretidir. Hassasiyetle üzerinde durulması gereken bir konudur.”

Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan kısımlar şöyle:

ÖZEL GÜVENLİK TARİH OLMALI

Temenni ediyorum ki, kısa süre içerisinde, boyutları nereye kadar varıyor, nerede, ne gibi eksikler var bakacağız. Herkes X-ray’den geçmek dahil aranmalı. Özel güvenlik bir kenara konulmalı. Sadece adalet saraylarında değil, birçok kurumlarda artık özel güvenlik bana göre tarih olmalıdır. Hatta stadyumlarda, hastanelerde görev tümüyle polislere bırakılmalı. Hastanelerde de zaman zaman mafyanın birçok teşebbüsleri oluyor. Onun için oralarda taşın altına vücudunu koyacak insanlara ihtiyaç var. Emniyet teşkilatımız, bu işleri yapacak güç ve kabiliyettedir.

KALDIRILMASINI TEKLİF EDECEĞİM

(Havalimanları da dahil, çağrınıza başka hangi alanlar dahildir? sorusu üzerine) Ben daha açık söyleyeyim. Ben özel güvenliğin tamamen kaldırılmasını arkadaşlarıma teklif edeceğim. Onların çoğu emekli zaten. Biz, şu ana kadar özel güvenlikten çok ciddi neticeler alamadık ki. Elinde taşıma ruhsatı olan, silahı olan varsa, hepsi geliyor buralarda görev alıyor. Veya elinde sadece cop var. Bunlar olaylara zaten müdahale edemez. Korkar, kaçar. Şimdi ben böyle söyledim diye rahatsızlık duyanlar olabilir. Bunların içinde yaşı, vesairesi müsait olanlar varsa zaten emniyete alımlar yapılıyor, gider emniyete müracaat ederler.

DAVUL ZURNAYLA SOKAKTA DOLAŞIYOR

Bir sorusu da şu: ‘Hükümetin kesinti sonrası söylediği ülke güvenliği ve bütünlüğünü sağlamak, görev tanımınızda var mıdır?’ Başka bir dünyada yaşıyor. Başbakanlığım döneminde bu tanımları biz defaatle yaptık. Siyasi gelişmeleri veya hükümetin çalışmalarını takipten bu kadar uzak bir insan olamaz. ‘Bir ülkenin milli istihbarat teşkilatı, vazifesi olmayan işlerle uğraşırsa, cumhuriyetin savcılarının odası davul zurnayla basılır’ diyor. Şu ifadeye bak. Şu anda davul zurnayla ana muhalefetin başı sokaklarda dolaşıyor. Bu ifadelerden ben onu anlıyorum. Bu kadar çirkin ve çılgınca bir yaklaşım. Bakın çok enteresan, ‘toplumda hangi görüşten olursak olalım, hangi inançtan olursak olalım, teröre karşı ortak tavır sergilemek zorundayız’ diyor. Peki cenaze günü neredeydin? Bir milli birlik gösterisi yapsaydın. Niye yoktun? Cevabını vermen lazım.

BERKİN’İN MEZARINA DEMİR BİLYE ATAN MALUM

 ‘Teröre lanet okumak hepimizin ortak görevi olmalıdır. Bir savcının katledilmesi, hele hele Berkin Elvan üzerinden katledilmesi hiç kimsenin içine sindireceği bir olay değildir’ diyor. Berkin Elvan’ı, ‘bakkala ekmek almaya gidiyor’ diye tanımlayan sen değil miydin? Ekmek almaya gittiğine dair bir belgen var mı? Biz, emniyetin tüm belgelerini açıkladık. Elinde sapanla, demir bilyeyle terör örgütünün içerisinde nasıl resimlerinin çekildiği, hepsi açıklandı. Fakat bakın hâlâ bunu istismara devam ediyor. Onu asıl istismar eden sen oldun. Mezarına demir bilye atan malum. Hepsini gördük. Şimdi bunu bile şu anda hâlâ istismar ediyor. Ama öbür tarafta Burak Can’ın ne annesi ne babası kalkıp bu işin istismarını yapmadı. Aynı örgüt o gün Burak Can’ı şehit etti Okmeydanı’nda. O da bir insanlık dersi verdi. Aynen Özgecan’ın babası gibi. Bakın herhangi bir ses duyulmadı.

TAHRİK EDİYORLAR

Bakın, terör anında Che Guevara’nın beresiyle görüntü verenler bile oldu. Silah, savcımızın başına dayanmış vaziyette. Ya bunu mu savunuyorsun? Bu nasıl bir muhalefet anlayışıdır? İstanbul Baro Başkanı da o şekilde pozlar vermişti. Bunlar tahrikten başka bir şey değil. Bu tür tahriklere prim vermemek lazım. Diğer muhalefet partisinin başkanı (MHP lideri Devlet Bahçeli’yi kastediyor) zehir zemberek bir açıklama yapıyor. Terörü lanetliyor ama, ‘Berkin Elvan bir kez daha katledilmiştir’ diyor. Nasıl katledilmişse?

POLİSLERİ KUTLUYORUM

Savcımız şehit edildiği esnada, silah sesleri üzerine içeri girerek teröristlere gereğini yapan polis kardeşlerimi ve güvenlik teşkilatını kutluyorum. Görevlerini tam hakkıyla yerine getirmiştir. İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nü tarayan bir kadın teröristi yine polislerimiz öldürmüşlerdir. Onlara destek noktasında bir gençlik platformu da oralardayken yandaki vergi dairesine kaçan birini de yakalıyorlar. Yaralı vaziyette hastaneye götürüyorlar.

FOTOĞRAFI YAYIMLAMAK İHANET:(Savcının başına silah dayalı fotoğrafın bazı gazetelerde yayımlanmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?) Şu anda Türkiye’de basında özellikle patron takımının hâlâ kavramak istemediği, uzak durduğu bir şey var. Bu ülkede milletin hayrına olan şey nedir, ne değildir bunu gözetmiyorlar. Dediğiniz türden bir görüntü Allah aşkına sosyal medyada, gazetelerde yayımlanabilir mi? Bu bir ihanettir ya. Savcının günahı ne? Görevi, önüne gelen dosyaya bakmaktır. Savcı, Berkin Elvan’ın faili midir? Tam tersine, o olayın failini bulmaya yönelik bir davayla ilgilenen bir savcıya o tür bir hareket yapılamaz. O tür bir hareketi yapana adeta sahip çıkan ne siyasetçi, ne medya hiçbir zaman vatansever olamaz.

TÖRENE SOKMAZDIM

Medya patronlarına da bu noktada, Başbakan, Adalet Bakanı, İçişleri Bakanı sizi aradığı zaman mı siz yayından kaldıracaksınız? Yani şimdi ben Cumhurbaşkanı olarak kalkıp Slovakya’dan Türkiye’yi arayacağım, ‘bunlar yayından kalksın’ diyeceğim olur mu? Ben fotoğrafı gördüğüm anda irkildim. Ne var ki kimileri insafsızca bunu yapabiliyorlar. Halbuki bunların on yıllara dayanan tecrübesi var. Anında kesip atmaları lazım. Maalesef yayınladılar. Birileri de (Kılıçdaroğlu’nu kastediyor) utanmadan, ‘basını oraya sokmadılar’ diyor. Niye cenaze merasimine sokacak, niye? Siz o şehidin faillerini o fotoğraf karesiyle faş edeceksiniz. Bunu faş edenleri de kalkıp cenaze törenine sokacaklar. Ben de olsam sokmazdım.