Etiket arşivi: Ruh

Kahvemin Buharı

Kahvemin Buharı

Denge diye bir takıntım var, beynimde sürekli tekrarlıyorum bu kelimeyi. Belki de kendimi ıslah etmeye çalışıyorum zaman zaman, yükselen cadı huylarımı törpülerken. Tüm hayatım dengeyi aramakla, aradığımı bulmak sanmakla, buldum sandığımı zıvanaya oturtmakla geçiyor, ümitsizce… Tam buldum diye huzura ererken yeni bir duygu fırtınası, kasırga, yine alt üst olan yaşamlar.

Çalışma masamda bile dengeyi arıyorum, dağınık olsa da her şeyin birbirine mesafesi benim belirlediğim gibi ruhumu sıkmayan ölçüde olmalı.  Biyolojik sınırım ve haddini bilme kuralı hayatımın bu noktasında da geçerli. Kalemlerim ve not defterimi elime attığım noktada bulacağım, kahvemin buharı asla ekrana doğru esmeyecek ve hatta kuzey-batı koordinatlarına çevrilmiş olacak gibi psikopatça bir denge arayışı. Evimde özel benim diyebileceğim bir koltuğum yoktur, her yer benimdir, oturduğum yer yeryüzü koltuğumdur misali. İnanılmaz bir ait olma güdüsü. Ama nereye oturursam oturayım aynı konforu aramak gibi bir çelişkim de var. Kendimi yerleştirip huzuru bulana kadar sıkılıp kalkıyorum zaten. Sürekli bir rahatsızlık durumu ve değişme isteği. Bu da bir nevi dengesizlik aslında. Bütün hayatımız bu arayış, bu çabayla yitip gidiyor. İnsanoğlunun anlaşılamayan tutumu…

Dengeyi bulma çabamızda duygu ve mantık istisnasız savaş halinde. Ama bunun yanında duygularımız da kendi arasında mücadele ediyor. Herhangi bir şeye kahkahalarla gülerken beş dakika sonra başka bir şey için hüngür hüngür ağlayabiliyoruz. Hatta aynı şeye bile… Duygularımız sürekli oradan oraya sürükleniyor bütün gün. Gece yatağa girdiğimizdeki karakter ile sabah uyandığımızdaki karakterin aynı kişi olacağının bile garantisi yok. Bu yüzden insanı sabit varlık olarak ele almak büyük hata olur. İnsan, duygusal basıncı sürekli değişen, dengesiz süreçler bütünüdür. Bu yüzden her insan bir çeşit küçük evrendir ve kendi merkezinde salınır. Evrenin işleyişindeki disiplin insanlarda da mevcuttur. Evrende rastgele bir düzensizlik vardır, insanda da. Evrende çoğalan bir kargaşa vardır, hayatın her kademesinde de insanda da sürekli bir keşmekeş var. Evrende madde kararsız ve değişkendir. Misal su; yağmur olur toprağa düşer, gün gelir buhar olur tekrar gökyüzüne çıkar ve bulut halini alır. Değişir değişir değişir… İnsanın kararsızlığı efsanedir. Bütün hayatımız kararsızlıklar içinde yol almaya gayretlidir. Tam bir karar vermişken hemen yeni bir kararsızlık ortaya çıkar. Sonra tekrar ve tekrar… Duygu ve davranışlarımıza yansıyan karmaşa, hayatımızdaki o muhteşem dengesizliğin asıl kaynağıdır. Bizim DENGELİ diye adlandırdığımız kişiler duygularını ve mantığını yönetebilen kişilerdir. Burada da konu yine beyin loblarına gelir dokunur. Beynin sol tarafı matematiksel ve analitik işlerle uğraşırken sağ taraf daha çok yaratıcılık, tasarım, hayal etme gibi artistik işlerle ilgileniyor. Aslında mantık ve duygular arasındaki savaş bir nevi kalp ve beyin arasındaki savaştır. Galip tarafa göre kesin kararımızı alırız.

Dengede dediğimiz insan her iki tarafa da eşit derecede yakın olmalı ve bu durumdan faydalanabilmelidir. Süregelen mantık ve duyguları arasında bir denge olmalıdır. Fakat günümüzde daha çok mantığımızla hareket etmeye doğru toplumsal bir baskı hissediyoruz. Bu yüzden bugün duygularımız hiç olmadığı kadar acı çekiyor. Kendimizi bir türlü ifade edemiyoruz gibi hissediyoruz. Ya da ifade etsek dahi karşımızdaki kişi mantıksal bir umursamazlıkla değersizleştiriyor duygusal akımlarımızı. Duygularımızı bu kadar geri plana atmışken özümüzde var olması gereken duyguların eksikliği çoğalıyor ve duygusal keşmekeş büyüyor, mantıksal dünyamızda. Mantıksal başarı yakalanmışken duygusal boşluklar muazzam artıyor. Her şeye rağmen içeriden bir ses ısrarla bir yerlerde yanlış yaptım, hala eksik hissediyorum ama nerede? diye sorarken, o boşluğun materyal dünyaya değil, ruhsal dünyaya ait olduğunu bir türlü kestiremez. Bu döngü katlana katlana devam eder ve büyür.

Bu olgunlaşma yolculuğumuzda tüm bu dengesizlik içinde dengeyi ararken de aslında o büyük dengenin bir parçası olmaya devam ettiğimizi görürüz. Evreni açıklayan entropi (sistemdeki rastgelelik ) ve kaos (karmaşa) teorisi dengesizlik üzerine kurulu ve böylece evrende muazzam bir denge oluşuyor. Bu tanımdaki karşıtlık bile aslında kendi içinde bir denge halinde. Küçük kainat olan insan da kendi küçük dengeyi bulma çabalarıyla bu dengesizliğe ve kaosa hizmet etmekten başka ne yapıyor ki? O yüzden dengesizim diye üzülmeyin, rahat olun. Dengesizliğin kendisi de dengenin bir parçası bu karmaşık evrende.

Hassas terazili günler,
Dilek ALP

 

Bakın Bugün Sizi Kiminle Tanıştıracağız

Bireysel terapi hizmeti, aile danışmanlığı gibi konularda hizmet veren bir Psikoloğu bugün sizlere tanıtacağız. Aile danışmanlığı, aileyi oluşturan bireylerin bir araya gelmesi ve paylaştıkları sorunları birlikte çözmeye çalışmaları üzerine kurulan ve bu doğrultuda Aile Yasası (Family Law Act) çerçevesinde gerçekleştirilen psikolojik danışmanlık hizmetidir. Bu anlamda sözü daha fazla uzatmıyor ve bu hafta ki konuğumuzu size kısaca tanıtmak istiyoruz:

didem dörtkolDidem ÜNGÖR DÖRTKOL Kimdir?

Doğuş Üniversitesinde üstün başarı bursu ile başladığı psikoloji lisans eğitimini birincilikle tamamlamıştır. Okan Üniversitesi klinik psikoloji yetişkin odaklı yüksek lisans programına başlamış, orada gördüğü öğrenimin ve Dr. Emel Stroup’tan almış olduğu süpervizyon eğitiminin ardından uzmanlığını almıştır. Aynı yıl Kadir Has Üniversitesi Aile Danışmanlığı programını da başarı ile tamamlamış olup Aile Danışmanı ünvanını da almıştır.

     

Lisans eğitimi süresince İstanbul Bahçelievler Bakım, Rehabilitasyon ve Aile Danışma Merkezinde psikolog olarak görev almış; farklı gelişim özellikleri olan çocuklara yönelik çeşitli meslek elemanları rehberliğinde mesleki bilgi ve beceri kazanmış ve bunları uygulama imkanı bulmuştur. Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde ve NPİstanbul Nöropsikiyatri Hastanesinde gönüllü olarak görev almış; psikiyatri servisinde vizitlere ve grup çalışmalarına gözlemci olarak katılmıştır.

John Hopkins University tarafından yürütülen toplum sağlığına yönelik bir araştırmanın “Water Pipe Secondhand Smoke Exposure: Characterization of Environmental Toxicants and Tobacco Biomarkers” Türkiye örnekleminde araştırmacı olarak saha çalışmalarında görev almıştır.

Mesleki yaşamına özel bir merkezde başlamıştır. Merkeze gelen danışanların görüşmelerini yaparak gerekli görülen kişilik (MMPI), zeka (WISC-R), dikkat (COGNIPLUS), bellek (NPT) ve semptom tarama testlerini uygulayarak ilerleyen seanslarda psikoterapilerinde yer almıştır. Ayrıca öğrenciler ve aileleri için eğitim danışmanlığı yapmış; sınav kaygısı, dikkat eksikliği üzerine çalışmalarda bulunmuş ve Viyana Test Sistemini kullanmıştır. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu ve davranış bozukluğu tanısı alan çocuk danışanlar ve aileleriyle çalışmalar yapmıştır. Aynı zamanda panik atakla birlikte süren kaygı bozuklukları ve fobilerin tedavisinde sistematik duyarsızlaştırma yöntemini kullanmıştır.

Fransız Lape Hastanesinde ve Türkiye Hastanesinde yatan hastalara (özellikle depresyon, bipolar bozukluk ve şizoafektif bozukluk) terapi sürecinde psikolojik destek sağlamıştır.

Eğitim dönemi boyunca pek çok ulusal lisans ve lisansüstü psikoloji kongrelerine katılmış olup çok sayıda değerli uzmandan Kognitif Terapi, Aile ve Çift Terapisi, EMDR, Depresyon ve Travmatik Stres Bozukluğuna dair eğitimler almıştır.

Almış olduğu eğitimler doğrultusunda Türk Psikologlar Derneğinden onaylı Minnesota Çok Yönlü Kişilik Envanteri (MMPI), WISC-R Zaka Testi, Nöropsikolojik Testler, Çocuk Değerlendirme Testleri, Cogniplus, Viyana Test Sistemi uygulayıcı sertifikasına sahiptir. İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Nöropsikoloji Laboratuvarında test uygulamaları yaparak eğitimini tamamlamıştır.

2016 yılında çalışmaya başladığı Memorial Şişli Hastanesinde halen çalışmakta olup danışan kabul etmektedir.

 Not:Konuyla ilgili yayınlar devam edecektir!

Haber Yayın: Yusuf Ünel

 

Evde Bakım Hizmetinde artık çocuklar da Süleymanpaşa Belediyesi güvencesinde

 

Tekirdağ Süleymanpaşa Belediyesi, 2 yıldır sürdürdüğü evde bakım hizmetinde her ay yaklaşık 150 aileye hizmet verirken çocuklu aileler içinse hizmete Süleymanpaşa Çocuk Kulübü ve Süleymanpaşa Çocuk Ruh Sağlığı Merkezini de dahil etti.evdeçocukbakım (1)

SÜLEYMANPAŞA ÇOCUK KULÜBÜNÜN TÜM İMKANLARINDAN YARARLANACAKLAR

Evde Bakım Hizmeti verilen çocuklu ailelere yönelik temmuz ayı itibari ile başlanılan uygulama çerçevesinde Süleymanpaşa Çocuk Kulübü tarafından çocukların kulübe üyelikleri yapılıp Mutlugiller çocuk kitapları, çocuk hakları kitapçığı, Süleymanpaşa Belediyesi kupası, şapka, tişört, yapboz ve çeşitli hediyeler verilerek Çocuk Kulübünün tüm etkinliklerinden yararlanma fırsatı sağlandı.

SÜLEYMANPAŞA ÇOCUK RUH SAĞLIĞI MERKEZİ DE EVDE BAKIM HİZMETİNDE DEVREDE

Süleymanpaşa Belediyesi Çocuk Ruh Sağlığı Merkezi’nin de dahil olduğu hizmette ailelerin çocuklara yaklaşımları konusunda destek verilirken çocuklara yönelik ise gelişim değerlendirmesi yapılmaya başlandı.evdeçocukbakım (3)

EŞKİNAT: “TEKİRDAĞLILAR DAHA DA FAZLASINI HAK EDİYOR”

Konu hakkında açıklamalarda bulunan Tekirdağ Süleymanpaşa Belediye Başkanı Ekrem Eşkinat; “Evde bakım hizmetimiz 2 ekibimiz ile durmaksızın devam ediyor. Vatandaşlarımız bu hizmetten çok memnun. Şimdi ise Süleymanpaşa Çocuk Kulübü ve Süleymanpaşa Çocuk Ruh Sağlığı Merkezi’ni de çocuklu aileler için evde bakım hizmetimize dahil ettik. Tekirdağlılar daha da fazlasını hak ediyor. Tüm çabamız bunun için.” ifadelerini kullandı.evdeçocukbakım (8)

 

Haber Hazırlama ve Yayın: Yusuf Ünel

Çanakkale Ruhu Anlatıldı

ruh

Büyükşehir Belediyesi Kültür Sanat Etkinlikleri kapsamında ‘100. Yılında Çanakkale’ konferansı düzenlendi.

Büyükşehir Belediyesi Meclis Salonu’nda düzenlenen konferansa okulların ilgisi büyüktü. Konferansı dikkatle dinleyen öğrencilerin zaman zaman gözlerinin dolduğu gözlendi.

Konferansın açılışında bir konuşma yapan Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı Oktay Durukan, Çanakkale savaşında yaklaşık üç yüz bin kişinin vatanını korumak için mücadele ettiğine vurgu yaparak “Bizim bu günlere gelebilmemiz için canlarını hiçe saydılar. Ortaya koydukları kahramanlığı tüm dünya gördü. Bize bu güzel vatanı bırakan bütün şehitlerimizi rahmetle anıyoruz” dedi.

Daha sonra 100. Yılında Çanakkale ruhu konulu konferansı veren Erciyes Üniversitesi Öğretim Üyesi Tarihçi Ahmet Nedim Kilci, savaştan hatıralar naklederek, “Çanakkale’de yaşananlar bir savaştan çok bir varolma mücadelesiydi. Yokluk içindeki ordumuz, kendisinden çok büyük imkanlara sahip kuvvetlere karşı kahramanca bir direniş gösterdi. İşte geleceğin anneleri babaları olarak bizler, bu mükemmel tarihimizden örnek almalı ve bizden sonrakilere de bu şanlı tarihimizin şuurunu aktarmalıyız” diye konuştu.

 

ruh2

Büyükşehir’den Anlamlı İkram

ikram 

Büyükşehir Belediyesi tarafından 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferinin 100. Yıl dönümünde Hamamyolu, Adalar Porsuk mevkii ve Üniversite caddesi üzerinde bulunan bir alışveriş merkezi önünde 100 yıl önce Çanakkale cephesinde askerlerimize dağıtılan kumanya ikram edildi.

Büyükşehir Belediyesi 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi etkinlikleri kapsamında Çanakkale Zaferi kahramanlarının anısına cephede dağıtılan üzüm hoşafından ikram etti. İkramları alan vatandaşlar bu anlamlı günde Çanakkale mücadelesi ruhunu ikramlarıyla yaşatan Büyükşehir Belediyesine teşekkür ettiler.ikram2