Etiket arşivi: Psikolog

Umutlu Kişilerin Daha Başarılı Olmasının Nedeni: Umut Teorisi

Pozitif psikoloji, bireye karşılaştığı engelleri nasıl aşabileceğini ve tam potansiyeline nasıl erişebileceğini anlatır. Bu alanda uğraş veren psikolog Rick Snyder, bu bağlamda umut teorisi adında bir teori geliştirdi.

Psikolog Rick Snyder‘in geliştirdiği teoriye göre; umut, 3 temel bileşenden oluşuyor:

  1. Hedefler,
  2. İzlenen yollar,
  3. Eylem

Umut teorisi, umutlu insanların hedeflerine erişmede izleyebilecekleri pek çok yol inşa ettiklerini öne sürüyor. Çünkü bu insanlar karşılarına engellerin çıkabileceğinin farkındalar ve bunlarla karşılaştıklarında hedeflerine farklı yollardan ulaşabilecek şekilde eyleme geçebiliyorlar. Yazının devamında bu teoriden nasıl faydalanabileceğinizi bulabilirsiniz:

Hedeflerinizi ve İzleyeceğiniz Yolları Yazın

Umut teorisine göre ulaşılmak istenen hedefler net, ölçülebilir ve bir son tarihe sahip olmalı. Bunun dışında hedeflerinizi ve bu hedefe ulaştığınızda nasıl hissedeceğinizi bir kağıda yazmalısınız. Bu, size aynı zamanda o hedefe ulaşmada ne kadar istekli olduğunuzu anlatır.

Snyder’a göre, aynı kağıda yazmanız gereken başka bir şeyse izleyeceğiniz yollar olmalı. Söz konusu yollar, çoğunlukla farklı alt hedefleri içerir ve kendilerine alternatif planları içerir.

İç ve Dış Engellerin Farkına Varın

Umut teorisine göre, umutlu insanların gösterdikleri başka bir temel davranış biçimi ise, olası engellere karşı farkındalık sahibi olmaları. Bu engeller içeriden ya da dışarıdan olacak şekilde farklılık gösterebilir; ancak değişmeyen şey umutlu insanların ihtimal dahilinde olan bu engelleri zihinlerinde canlandırmaları ve bunlarla başa çıkmak için planlar yapabilmeleridir. Bu ise, umut teorisinin üçüncü bileşeni olan eyleme geçebilme yetisini anlatır.

Snyder’dan geliştirdiği teoriyle ilgili daha fazlasını öğrenmek için aşağıdaki videoyu izleyebilir, önerilerini hayata geçirerek hedeflerinize emin adımlarla ilerleyebilirsiniz:

Psikolog Ceren Yağcıköseoğlu, “Yetersiz bir anne miyim?” sorusuna yanıt arayan anneler için cevapladı

MUTLU VE SAĞLIKLI BİR ÇOCUK YETİŞTİRMEK İSTİYORSANIZDSC_0006

Çocuğun yetiştirilmesinde ailenin rolüne değinen Psikolog Ceren Yağcıköseoğlu, her çocuğun en az annesine olduğu kadar babasına da ihtiyaç duyduğunu söyledi. 

Annelerin çocuklar üzerindeki etkisine değinerek tek taraflı yaklaşımın çocuğun eğitiminde ve  davranışlarının şekillenmesinde yetersizliğe neden olabileceğini savunan Ceren Yağcıköseoğlu, “Babaların da çocuk yetiştirilmesinde annelere yardımcı olmasına fırsat verilmelidir” dedi. 

parentingÇocuğun sadece anne kontrolünde yetiştirilmesinin annenin ruh sağlığı üzerinde de olumsuzluğa neden olabileceğine dikkati çeken  Psikolog Yağcıköseoğlu, şu değerlendirmeyi yaptı: “Türk toplumunun kadına yüklediği anlamlar aslında bir birey olmanın ötesinde birçok role sahip olması gerektiğini göstermektedir. Kadın aslında bir annedir, ev hanımıdır, çalışan, üreten ve güçlü olması gereken bir bireydir bizim toplumumuzda. Kadının sahip olduğu roller arttıkça, bulunduğu yer, kimlik ve rollerinin sürekli değiştiğini ve bu değişimin ise psikolojik bir dengesizlik yarattığını görmekteyiz. Bu karmaşanın içinde çocuklarının gösterdiği negatif davranışlar ise annelerin kendilerini yetersiz hissetmelerine, anneliğin ne demek olduğunu sürekli sorgulayarak,yanlış yaptığını düşündürmektedir. Annelerin; her şeyi kontrol edebilecekleri ve yapabilecekleri duygusu aslında kendi yarattıkları ve işlevsiz olan bir düşüncedir. Her şeyi kontrol etmenin mümkün olmadığını kabul etmek ve bu düşünceyi davranışa dökebilmek, yaşadıkları başarısızlık ve suçluluk duygusu ile başa çıkabilmede yardımcı olacaktır. Ayrıca çocuğun bakım ve yetiştirilmesinde çocuğun anneye olan ihtiyacı kadar babaya da ihtiyacı vardır. Babaların da çocuk yetiştirilmesinde annelere yardımcı olmasına fırsat verilmesi gerekmektedir”

DSC_0006Ceren Yağcıköseoğlu KİMDİR? 
Psikolog Ceren Yağcıköseoğlu, 2012 yılında İzmir Ekonomi Üniversitesi Psikoloji bölümünden mezun olmuştur. Yaşar Üniversitesi ve Hiebert  Enstitüsü  Evlilik  ve  Aile Terapistliği Sertifika Programına katılarak, Çift ve Aile Terapisti ünvanını almaya hak kazanmıştır. Psikolog Ceren Yağcıköseoğlu, kendi danışmanlık  merkezinde  çocuk, ergen  ve yetişkinlere psikolojik  danışmanlık vermektedir.

Okulun İlk Günü Anne ve Babalar Daha Kaygılı!

 

 

Okulların açılmasına sayılı günler kaldı, Hatta özel okulların bazıları açıldı bile… Hepimizin bildiği gibi Eylül ayı okul ayı!

Aileler telaşlı, çocuklar heyecanlı. Koskoca bir yaz dönemini geride kaldı. Çocuklar yaz tatilinde okul düzeninden uzaklaştı; uyku saatleri değişti, yemek saatleri değişti ve birçok konuda daha serbestçe hareket edebildiler. Şimdi yeniden okul düzenine geri dönme zamanı geldi. Okula başlamadan önce, uyku ve yemek saatlerinin okul düzenine göre ayarlanması ilk günlerde sorun yaşamamak için çocuklara kolaylık sağlar. Çocuklar için bu önemli geçiş dönemini kolaylaştırmak için başka neler yapılabilir?

EMEL GÜLEROkan Üniversitesi Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Emel Güler, okula yeni başlayacak öğrenciler konusunda önemli bilgiler verdi.

Okula Alışma:  Okullar açılmadan, öncesinde okul hakkında konuşmak, çocuğun okul hakkındaki duygu ve düşüncelerini ifade etmesine yardımcı olmak önemlidir. Okulla ilgili kaygı, korku ve endişeleri varsa eğer herhangi bir eleştiri yapmadan, yargılamadan, dalga geçmeden sadece iyi bir dinleyici olarak orada bulunmak ve anlattıklarını önemseyerek dikkate almak gerekir. Duygularını çocuğa yansıtmak ‘…bu seni korkutuyor’ gibi, konu hakkında daha çok şey anlatmasına yardımcı olur ve bu çocuğu rahatlatır.

Okula başlamadan önce, okula gidilerek nasıl bir yer olduğunun görülmesi, imkan varsa öğretmenlerle tanışma, orada biraz zaman geçirme aşinalik sağlayacağı için uyum sürecini kolaylaştırır.

Okul alışverişinin çocukla birlikte yapılması, çocuğun okula motivasyonuna katkı sağlar. Okul, ayakkabısı, çanta, kalem kutusu, boya kalemleri gibi gerekli araçlar mümkün olduğunca çocuğun isteği doğrultusunda seçilmelidir.

Okul Hakkında Bilgi: Alışılmışın dışında olan her yeni durum, çocuklar için endişe yaratıcıdır. Özellikle okula yeni başlayacak olan ve daha önce okul öncesi eğitim kurumuna gitmemiş çocuklar için ‘okul’ hakkında detaylı bilgilendirme yapılmalıdır.

– Okulun nasıl bir yer olduğu,

– orada kimlerin olduğu,

– okulda neler yapılacağı,

– okula nasıl gidileceği,

– okula başlama saati,

– teneffüsler,

– yemek saati

– tuvalet ihtiyacı

– okuldan ayrılma saati gibi okul ve işleyişi hakkında çocukla konuşmak önemlidir.

Okulun İlk Günü: Yıllar sonra bile hatırlanması, bir milat olması bakımından okulun ilk günü hem çocuk hem de anne baba açısından önemlidir. Bu önemli gün için olağandışı duygular da yaşanabilir. Aşırı heyecanlanma, kaygılanma, korkma gibi. Ancak kaygı ve korkunun gereğinden fazla olması okula uyumu ve eğitim sürecini olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle özellikle anne babaların telaşsız, sakin, kararlı olmaları ve çocuğu da bu yönde rahatlatmaları önemlidir. İlk gün okula gitmek için yapılan hazırlıklar eğlenceli ve çocuk için cazip olmalı, tartışma ve çocuğun olumsuz duygular yaşamasına neden olabilecek durumlardan kaçınılmalı.

Okan Üniversitesi Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Emel Güler, ‘’Çocuktan ayrılma aşamasında ebeveynlerin tutumu oldukça etkilidir. Anne ve baba bu konuda net olmalılar. Özellikle ayrılık kaygısı yaşayan çocuklar için bu sürecin iyi yönetilmesi gerekir. Kesinlikle çocuğa haber vermeden, gizlice oradan ayrılmamalı. Ebeveyn, kaygı ve korku dolu yüz ifadesiyle çocuktan ayrılmamalı. Ebeveynin yüz ifadesi çocuk tarafından çok iyi anlaşıldığı için çocuktan ayrılırken okulun ‘güvenli’ bir yer olduğu mesajı çocuğa aktarılmalı. Ayrılma anını çok uzatmadan, ne zaman ve nereden alınacağı bilgisi çocuğa verilmeli. Kararlaştırılan saat ve zamanda anne ya da baba mutlaka çocuğu almak için orada olmalılar’’ dedi.

Alışma süresi çocuğa göre farklılaşır, bu aşamada öğretmenlerle işbirliği içerisinde olmak gerekir. İlk başlarda ebeveyn okulda kalabilir, ancak bu süre giderek azaltılmalı. Çocuğun okula gitmeye yönelik davranışlarını pekiştirerek, destekleyerek ve çocuğu cesaretlendirerek alışma sürecinin tamamlanması sağlanır. Alışma ve uyum sürecinin uzaması, okul reddi gibi durumlar için mutlaka bir uzmandan destek alınmalıdır.

 

Çocuğunuz Okula Hazır Mı?

Çocuğunuz Okula Hazır Mı?

 

 

Aileler telaşlı, çocuklar heyecanlı. Koskoca bir yaz dönemini geride kaldı. Çocuklar yaz tatilinde okul düzeninden uzaklaştı; uyku saatleri değişti, yemek saatleri değişti ve birçok konuda daha serbestçe hareket edebildiler. Şimdi yeniden okul düzenine geri dönme zamanı geldi. Okula başlamadan önce, uyku ve yemek saatlerinin okul düzenine göre ayarlanması ilk günlerde sorun yaşamamak için çocuklara kolaylık sağlar. Çocuklar için bu önemli geçiş dönemini kolaylaştırmak için başka neler yapılabilir?

Okan Üniversitesi Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Emel Güler, okula yeni başlayacak öğrenciler konusunda önemli bilgiler verdi.

Okula Alışma:  Okullar açılmadan, öncesinde okul hakkında konuşmak, çocuğun okul hakkındaki duygu ve düşüncelerini ifade etmesine yardımcı olmak önemlidir. Okulla ilgili kaygı, korku ve endişeleri varsa eğer herhangi bir eleştiri yapmadan, yargılamadan, dalga geçmeden sadece iyi bir dinleyici olarak orada bulunmak ve anlattıklarını önemseyerek dikkate almak gerekir. Duygularını çocuğa yansıtmak ‘…bu seni korkutuyor’ gibi, konu hakkında daha çok şey anlatmasına yardımcı olur ve bu çocuğu rahatlatır.

Okula başlamadan önce, okula gidilerek nasıl bir yer olduğunun görülmesi, imkan varsa öğretmenlerle tanışma, orada biraz zaman geçirme aşinalik sağlayacağı için uyum sürecini kolaylaştırır.

Okul alışverişinin çocukla birlikte yapılması, çocuğun okula motivasyonuna katkı sağlar. Okul, ayakkabısı, çanta, kalem kutusu, boya kalemleri gibi gerekli araçlar mümkün olduğunca çocuğun isteği

doğrultusunda seçilmelidir.

Okul Hakkında Bilgi: Alışılmışın dışında olan her yeni durum, çocuklar için endişe yaratıcıdır. Özellikle okula yeni başlayacak olan ve daha önce okul öncesi eğitim kurumuna gitmemiş çocuklar için ‘okul’ hakkında detaylı bilgilendirme yapılmalıdır.

– Okulun nasıl bir yer olduğu,

– orada kimlerin olduğu,

– okulda neler yapılacağı,

– okula nasıl gidileceği,

– okula başlama saati,

– teneffüsler,

– yemek saati

– tuvalet ihtiyacı

– okuldan ayrılma saati

– gibi okul ve işleyişi hakkında çocukla konuşmak önemlidir.

Okulun İlk Günü: Yıllar sonra bile hatırlanması, bir milat olması bakımından okulun ilk günü hem çocuk hem de anne baba açısından önemlidir. Bu önemli gün için olağandışı duygular da yaşanabilir. Aşırı

heyecanlanma, kaygılanma, korkma gibi. Ancak kaygı ve korkunun gereğinden fazla olması okula uyumu ve eğitim sürecini olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle özellikle anne babaların telaşsız, sakin, kararlı olmaları ve çocuğu da bu yönde rahatlatmaları önemlidir. İlk gün okula gitmek için yapılan hazırlıklar eğlenceli ve çocuk için cazip olmalı, tartışma ve çocuğun olumsuz duygular yaşamasına neden olabilecek durumlardan kaçınılmalı.

Okan Üniversitesi Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Emel Güler, ‘’Çocuktan ayrılma aşamasında ebeveynlerin tutumu oldukça etkilidir. Anne ve baba bu konuda net olmalılar. Özellikle ayrılık kaygısı yaşayan çocuklar için bu sürecin iyi yönetilmesi gerekir. Kesinlikle çocuğa haber vermeden, gizlice oradan ayrılmamalı. Ebeveyn, kaygı ve korku dolu yüz ifadesiyle çocuktan ayrılmamalı. Ebeveynin yüz ifadesi çocuk tarafından çok iyi anlaşıldığı için çocuktan ayrılırken okulun ‘güvenli’ bir yer olduğu mesajı çocuğa aktarılmalı. Ayrılma anını çok uzatmadan, ne zaman ve nereden alınacağı bilgisi çocuğa verilmeli. Kararlaştırılan saat ve zamanda anne ya da baba mutlaka çocuğu almak için orada olmalılar’’ dedi.

Alışma süresi çocuğa göre farklılaşır, bu aşamada öğretmenlerle işbirliği içerisinde olmak gerekir. İlk başlarda ebeveyn okulda kalabilir, ancak bu süre giderek azaltılmalı. Çocuğun okula gitmeye yönelik davranışlarını pekiştirerek, destekleyerek ve çocuğu cesaretlendirerek alışma sürecinin tamamlanması sağlanır. Alışma ve uyum sürecinin uzaması, okul reddi gibi durumlar için mutlaka bir uzmandan destek alınmalıdır.

 

Öğrenci ve velilere karne uyarısı

Karne alacak öğrenci ve ailelerine dönük açıklamalarda bulunan SGM Psikologlarından Murathan Nal, “Karneler yıl içinde yapılan ve yapılmayan davranışların bir tür sonucudur. Başarıyı çok fazla abartmamalı, başarısızlıkta da aşırı tepkilerden kaçınmalıyız” dedi. Nal, öğrecilerin dinlenmeyi hak ettiklerini de sözlerine ekledi.

 

karneSakarya Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı Aile ve Çocuk Hizmetleri Şube Müdürlüğü tarafından karne alacak öğrencilere ve ailelerine önemli tavsiyelerde bulunuldu. Aile ve Çocuk Hizmetleri Şube Müdürlüğü Psikoloğu Murathan Nal, karnenin yıl içinde yapılan ve yapılmayan davranışların bir tür sonucu olduğundan bahsederken, öğrencilerin uzun yaz tatilinde dikkat etmesi gereken hususlara dikkat çekti.

Çok çalışmanın ödülü başarıdır

İyi karne karşısındaki davranışların neler olabileceğine değinen Psikoloğu Murathan Nal, “Akademik başarının sayısal değerlere yansıdığı ‘karne’ öğretim durumunu yansıtan bir belgedir. Sanılanın aksine iyi karneyle alakalı bahsedilebilecek çok şey vardır. Bir öğrencinin akademik başarısı ve derslerdeki bilgisi iyiyse bu durumun böyle devam etmesi için çaba gösterilmelidir. Akademik anlamda öğrencinin ve ailenin yaptığı birçok davranışın doğru olduğu anlamına gelir. Bu düzenin bozulmamasına gayret göstermek iyi olan şeylerin devamını getirecektir. İyi karne alınması durumda ödül durumunun çok da abartılmaması gerekir. Unutmamak gerekir ki çok çalışmanın ödülü başarıdır” diye belirtti.

 

Kıyaslamaktan uzak durun

Eve getirilen kötü karne için ailelere önerilerde bulunan Murathan Nal, “Karnesi kötü gelen öğrenciyi karnesi iyi gelen öğrenciyle ‘kıyaslamak’ kesinlikle uzak durulması gereken önemli bir konudur. Yapılan bir diğer yanlış ise öğrencinin dinlenmesine, tatil yapmasına müsaade etmeden çalışmasını beklemektir. Bu durum öğrencinin ve ailenin arasındaki ilişkiyi bozar ve istenilen sonuçları elde etmesine engel olur” ifadelerini kullandı.

 

Yapamadığınız şeyleri yapmaya özen gösterin

Yaz tatilini verimli gerçirmenin yolları nedir? sorusuna cevap veren Nal, “Uzun bir yaz tatili var. Bu yaz tatilinde öğrencimizin olabildiğince dinlenmesini sağlamak, dinlenmesini sağlarken de bazı koşullara dikkat etmemiz iyi olacaktır. Okul dolayısıyla çocuğunuzla geçiremediğiniz, yapamadığınız şeyleri yapmaya özen göstermeniz siz velilerimizden ricamızdır. Bir diğer önemli nokta öğrencimizin teknoloji kullanımı denetimi siz velilerimizin denetiminde olmalıdır. Dinlenmeyi her öğrenci hak eder, tatil dönemini dinlenerek, enerji toplayarak geçirmek en iyisidir. Okulların açılmasına yakın tarihlerde günlük tekrarlarınıza başlamak iyi bir dönem geçirmenize yol açabilir” dedi.

 

Bu Haber Tüm Anne Babalara

sakarya-anne-baba-4

Yeni eğitim öğretim dönemi vesilesiyle velilere tavsiyelerde bulunan Psikolog Miray Şahin, “Okul sürecinde velilerimiz; öğretmen ve veli işbirliğini sağlamaya özen göstermeli, çocuklarının gün içerisinde yaşadığı deneyimleri dinlemeli, onlara yaş aralığına göre yaklaşmalı, okula dair sorumlulukları çocukların üstlenmelerine fırsat tanımalıdır” dedi.sakarya-anne-baba

 

Sakarya Büyükşehir Belediyesi Sosyal Gelişim Merkezi’nde görevli Psikolog Miray Şahin, okul dönemine başlayan öğrenciler ve velilere tavsiyelerde bulundu. Şahin, “Yaz tatilinin sona ermesiyle birlikte yaz ayına veda eden  çocuklarımız okul sürecine başladı. Bu süreç; çocuklarımızı hayata hazırlayan, özgüvenlerinin gelişmesine katkı sağlayan, üretken ve sosyal bireyler olmasına yardımcı olan bir süreçtir. Çocuklarımızın gelişim dönemlerinde yaşadıkları bu süreç yetişkinlik dönemlerinin temelini oluşturmaktadır. Bu süreci en az kaygı ve stresle tamamlayan çocukların kendilerine güvenen, girişken ve aktif bireyler olmasına katkı sağladığı bilinmektedir” diye konuştu.sakarya-anne-baba-jpg1

 

Stressiz ve Kaygısız Veli

Psikolog Miray Şahin açıklamalarını şu şekilde sürdürdü; “Yeni başlayan eğitim döneminde çocuklarımız kadar velilerimizin de stres ve kaygı yaşadıklarını görmezden gelmek mümkün değildir. Velilerimizin kendi yaşadıkları kaygıları bazen çocukların kaygısının üstünde tutarak çocukları olması gerekenden daha fazla strese soktukları gözlemlenmektedir. Velilerimizin bu süreci çocuklarımızın normal yaşantılarının bir parçası olarak algılamaları sorunsuz ve kaygısız bir okul dönemi geçirmelerine yardımcı olacaktır.”sakarya-anne-baba-2

 

Olumlu Davranışları Takdir Edin

“Okul sürecinde velilerimiz; öğretmen ve veli işbirliğini sağlamaya özen göstermeli, çocuklarının gün içerisinde yaşadığı deneyimleri dinlemeli, onlara yaş aralığına göre yaklaşmalı, okula dair sorumlulukları çocukların üstlenmelerine fırsat tanımalıdır. Ayrıca olumlu davranışların takdir edilmesi de çok önemlidir. Aynı zamanda başkaları ile kıyaslamakta olumsuz sonuçlar ortaya çıkarabilir. En önemlisi ise çocuklarımızın mutlu ve huzurlu bir aile ortamında yetişmeleri sağlanmalıdır. Bu vesileyle yeni eğitim ve öğretim yılının hayırlı olmasını diliyoruz.”sakarya-anne-baba-jpg3

Toros Üniversitesinde Sağlıklı Yaşam Semineri

özerHERŞEYİN BAŞI SAĞLIK

Sunuculuğunu Sağlık, Kültür ve Spor Müdürü Erol Türedi’nin yaptığı Sağlıklı Yaşam Semineri’nin açılış konuşmasını Toros Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Özer yaptı. Özer, “Bugün bu seminerde çok önemli bulduğum 3 konu masaya yatıracak, uzmanlardan bu konular hakkında bilgiler alacağız. Sağlık maalesef hep ikinci  plana itilen bir konudur. Oysa sağlık olmazsa önemsediğimiz diğer bütün konular anlamını yitirir. Sağlık 1 ise Eğitimimiz o 1’in yanındaki 0’dır. Eğer iyi bir işiniz varsa o 1’in yanına bir 0 daha atabilirsiniz, iyi bir okuldan mezun olmak, ev araba sahibi olmak, çocuk sahibi olmak bunlar hep sağlığın yanındaki sıfırlardır. Hayatınızda bunların birinin eksik olması demek sizi daha az zengin kılmaz, oysa sağlığınız olmazsa o sıfırların da bir anlamı kalmaz.

CİNSELLİK TABULARINI YIKMALIYIZ

Biz Toros Üniversitesi olarak toplumsal sorunları masaya yatırarak bu konular hakkında bilinçlendirme görevini üstlenmeye çalışıyoruz. Seminerimizin 3.konusu olan Cinsel Eğitim de bunlardan birisi. Geçtiğimiz ay şehrimizde hunharca işlenen bir cinayetle 20 yaşında gencecik bir fidanımızı toprağa verdik. Bu hepimizi derinden yaraladı. Bu tarz olaylar neden bir İsveç’te yaşanmıyor da bizde yaşanıyor? Bu sorunun cevabı eğitimden geçiyor. Maalesef çocuklarımıza veremediğimiz eğitim zamanla çeşitli patlamalara neden oluyor. Bu yüzden bizim bu gibi programlara, seminerlere ihtiyacımız var. Bizim bu tabuları yıkmaya ihtiyacımız var” şeklinde konuştu.

 ÖNEMLİ OLAN DİYET DEĞİL NİYET

Prof. Dr. Özer’in açılış konuşmasından sonra seminerin ilk konusu çağımızın en önemli sorunlarının başında gelen Obezite konusu oldu. Konuyu Beslenme ve Diyet Uzmanı Mustafa Bahar anlattı. Diyet konusunda çok önemli bilgiler paylaşan Bahar,” Obezite, sigara tiryakiliğinden sonra gelen en önemli tehditlerden birisidir. Vücuttaki yağ oranı normalin üstüne çıkarsa obezite tehlikesi başlar. Bu tehlike vücudumuzda kalp krizi gibi birçok hastalığı tetikler. Bunun için dengeli ve sağlıklı beslenmeyi hayatımızda bir alışkanlık haline getirmeliyiz. Toplumda maalesef diyet konusunda birçok yanlış bilgi vardır. Özellikle internet ortamında dolaşan diyet programlarına vatandaşlarımızın itibar etmemesi gerekiyor. Unutmayın kötü diyet kilo aldırır. Önemli olan Diyet değil niyettir. Sağlıklı bir yaşam sürmek için işin uzmanlarından yardım almak gerekiyor. Çünkü diyet genel bir şey değil, kişiye özeldir” şeklinde konuştu.

aslan İNSAN BEYNİ NE KADAR BİLGİ KAYDEDEBİLİR?

Seminerin ikinci konuşmasını Nöroloji Uzmanı Dr. Seyfi Arslan yaptı. Konuşmasında; beyin nedir, hafıza nedir? Sorularının cevabını arayan Dr. Arslan, “ Beyin en az bildiğimiz organlarımızın başında gelir. Tamamen öğrenmeye organize olmuş bu organımız yüz milyarlarca hücreden (nöron) oluşur. Bu nöronlar birbirine bağlıdır. Malum çağımız internet çağı ve hayatımızda baytlar, gigabaytlar gibi kavramlar var. Peki, hiç düşündünüz mü, beynimiz kaç bayt? 2.5 Petabayt yani 2.5 Milyon Gigabayt. Bu ne mi demek? 300 yıl süren HD kalitede bir film” şeklinde konuştu.

 CİNSEL EĞİTİM ŞARTçelik

Seminerin 3.konuşmasını ise Psikolog Yaşam Yanardağ Çelik yaptı. Cinsel Gelişim ve Cinsel Yaşam Sorunları konulu bir sunum yapan Çelik, “Maalesef ülkemizde cinsel eğitim yok. Bu yüzden insanlar kulaktan dolma bilgiler yüzünden cinselliği tanıyamıyor ve yaşayamıyor. Oysa cinsellik, eğitim sisteminin olmazsa olmazlarından birisi olmalıdır. Cinsel tabuların yıkılamaması, bu konuların ayıp diyerek konuşulamaması yüzünden toplumun büyük bir çoğunluğu cinsel sorunlar yaşıyor. Cinselliğin konuşulamadığı ülkemizde internette en çok aranan konuların cinsellikle ilgili olması ise şaşırtıcı olmasa gerek. Ülkemizde bugün en çok konuşulan ve tartışılan konuların başında gelen vinsel tacizin ve şiddetin önüne ancak eğitimle geçebilirsiniz” şeklinde konuştu.

 

Seminer sonunda konuşmacılara Toros Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Nil Aşkın ve Rektör Yardımcısı Ahmet Özer tarafından programın anısına çiçek takdim edildi. çiçek