Etiket arşivi: Patronlar

Patronlar 2020 için asgari ücret teklifini açıkladı!

2020 asgari ücret görüşmeleri sürerken patronlar teklifini açıkladı. İşçilerin “en az 2.578 TL olmalı” dediği asgari ücret için patronlar da teklifini açıkladı.

mask

2020 asgari ücreti belirlemek için yarın üçüncü kez masaya oturulacak. İşçileri temsil eden Türk-İş’ten sonra patronları temsil eden Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’ndan da (TİSK) asgari ücret önerisi geldi.

Sözcü’den Erdoğan Süzer’e konuşan bir TİSK yetkilisinin asgari ücret 2020 yılı için yüzde 12, yani bu yıl sonu beklenen enflasyon oranı kadar zammın makul olacağını belirtti.

“ASGARİ ÜCRET EN FAZLA 2 BİN 262 TL OLMALI”

Asgari ücret görüşmleri devam ederken işveren yani patron tarafı şuanda 2 bin 20 TL olan asgari ücretin 2020’de en fazla 2 bin 262 TL olmasını istiyor. Bu da ilave 100 lirası devletten olmak üzere 242 liralık artışa karşılık geliyor.

Asgari ücret görüşmelerinde işçileri temsil eden Türk-İş Başkanı Ergün Atalay, bir kişinin yaşam maliyeti olan 2 bin 578 liranın altındaki hiç bir teklifi kabul etmeyeceklerini açıklamıştı. 2020’de geçerli olacak asgari ücret için görüşlerini paylaşan TİSK temsilcisi, önümüzdeki yıl asgari ücrete yüksek bir zam olmayacağını, bunun için önlerinde 3 kuvvetli neden bulunduğunu söyledi. TİSK temsilcisi, ‘3 kuvvetli neden’ olarak ise; işsizliğin rekor düzeye ulaşması, yakın zamanda seçim olmaması ve kayıt dışılığın artmasını gösterdi.

TİSK temsilcisi, “2020 için kafanızdan geçen asgari ücret nedir? Örneğin, bu yıl sonu için tahmin edilen yüzde 12’lik Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) artışı kadar bir zamma nasıl bakıyorsunuz?” sorumuza, “Yüzde 12’lik bir zam, ancak devletin asgari ücrete sağladığı 100 liralık desteğin 200 liraya çıkarılması şartıyla makul karşılanabilir. Yani 2 bin 262 liralık bir asgari ücret 200 liralık destekle uygun olabilir. Devletin asgari ücrete desteği yıllardır hiç değişmedi, hep 100 lirada kaldı. Destek 200 liraya çıkarılmazsa yüzde 12 gibi bir zam işveren için de işsizler için de ülke için de iyi olmaz” dedi.

TİSK temsilcisi, asgari ücrete yüksek zam yapılmasını engelleyecek nedenleri şöyle açıkladı:

İŞSİZLİK REKOR DÜZEYDE

Asgari ücret beklentilerimizin üzerinde artarsa rekor düzeydeki işsizlik yeni rekorlar kırabilir. Özellikle Anadolu’daki işverenler bu ücretleri kaldıramaz ve ne yazık ki işsizler ordusuna yeni işsizler eklenir. (En son ağustos itibarıyla dar anlamda 4 milyon 650 bin, geniş anlamda 9 milyon 136 bin işsiz var.)

YAKINDA SEÇİM YOK

2015’ten bu yana iki genel, bir yerel, bir Cumhurbaşkanlığı seçimi ve bir halk oylaması olmak üzere neredeyse her yıl bir-iki seçim yapıldığı için asgari ücret TÜFE’nin çok üzerinde arttı. Yakın bir zamanda seçim yok. Bu nedenle de 2020’de yüksek zam beklemiyoruz. (2015 Aralık’tan Kasım 2019’a kadar olan dönemde asgari ücret artışı yüzde 102, TÜFE artışı yüzde 62.2 oldu) Kayıt dışı istihdam hızla artarken, zam makul seviyeyi aşarsa kayıt dışılık daha da artar, insanlar daha düşük ücretlere kayıt dışı çalışmak zorunda kalabilir. (Kayıt dışı istihdam son 1 yılda 2.1 puan artarak yüzde 36.1’e çıktı)

PATRONLAR VE MAŞALAR

 

 

seyfettin karamızrakKısa bir süre önce yasadışı bir şekilde bağımsızlık referandumuna giden IKBY yönetimi, referandumun ardından karışık olan bölgenin, daha da karışmasına neden oldu.

Barzani, maşa olarak kullanılıp, kirli bir oyunun ilk perdesi referandumla açıldı. Çünkü bölgenin konumu, zaman ve şartlar bu referandumun yapılmasına uygun değildi. Referandumla, “bağımsız kürdistan” yemi kullanılarak, ikinci İsrail’in kurulması için plan yapılmıştır.

 

Bu planın baş aktörleri ABD ve İsrail’dir. Fakat gelişmeler hiç te böyle değildir. Son olarak Kerkük de peşmergelerin elinden alındı. İsrail bayrakları sallayarak gövde gösterisi yapan kahraman(?) peşmergeler, Irak ordusu Kerkük’e girdiğinde, hiçbir mermi sıkmadan ve arkalarına bakmadan kaçtılar.

 

Barzani, Türkiye’nin ısrarlarına aldırmayarak referandum çıkmazına girdi. Şimdi durumu acınacak haldedir. “Keşke yapmasaydım” diyebilecek durumda da değildir. Çünkü karakteri bu itirafı yapabilecek mertlikten yoksundur.

 

Bazı istihbarat kaynaklarına göre, ABD Savunma Bakanı Mattis, Barzani’ye; “Eğer referandumdan geri adım atarsan bunun bedelini çok ağır ödersin. O makamda kalamazsın demiştir.

 

Barzani, ABD ve İsrail’e güvenmekle ne büyük yanılgılar içinde olduğunu yakında daha iyi anlayacaktır. Satın almaya alışan devletler, hiçbir zaman dost olmazlar. Menfaatleri tamamlandığında, ya da kuklaları işe yaramaz duruma düştüğünde, paçavra gibi kaldırıp atarlar.

Barzani’nin uzun yıllara dayanan tecrübe birikimi vardı. Duygularına kapılmayıp akılcı hareket edebilseydi, kirli oyunlara “yem” olmazdı. Bir de mizaç meselesi tabi, “vefalı ve güvenilir olabilmek” her baba yiğidin hakkı değil elbette.

 

Bellik ki Barzani, İslam’ın güzel hasletlerini terk ederek, batı dünyasının kıytırık karakterlerini huy edinmiştir. Oysa yalana dolana, kandırmaya dayalı ilişkilerin sonu yoktur.

 

Barzani, halkına karşı güven kaybına uğrayarak tükenmiştir. ABD ve İsrail’in dışında hiçbir devlet yanında değildir. Bundan sonra sahip olduğu birçok imkânı da kaybedecektir. Bu konuda Irak devleti, Türkiye ve İran kararlı ve yaptırımlarda kararlıdır.

 

Orta Doğu’da huzursuzluğun ve istikrarsızlığın artması ABD ve İsrail’in Nil’den Fırat’a Büyük İsrail projesine uygun düşmektedir. Bu yüzden başta PYD ve DAEŞ olmak üzere, her türlü etnik grup taşeron olarak kullanılmaktadır.

 

TSK  son harekâtı ile bu oyunu da bozmuştur. İdlib ele geçirilmek üzeredir. Hedef Halep’e bağlı Afrin bölgesidir. Afrin, PKK’nın uzantısı PYD’ nin elindedir. Örgüt Irak sınırından Akdeniz’e bir koridor açmayı planlamaktaydı. Hedeflerinde İdlib’i almak vardı. Türkiye PYD’nin önünü keserek bu kirli planı bozmuştur.

 

Siyonizm Yahudi’nin “Dünya hâkimiyeti” projesidir. ABD liderliğinde küresel  sermaye tarafından sürdürülmektedir.

ABD Dışişleri Bakanlığında görevli bir üst düzey yetkilisinin; “Büyük Orta Doğu Projesi, Fas’tan Endonezya’ya kadar 22 İslam ülkesinin sınırlarının yeniden çizilmesi, bazı iktidarların yıkılması, İslam Dünyasında denge ve istikrarın bozulması ve Nil’den Fırat’a Büyük İsrail projesinin gerçekleşmesi, ABD’nin 21. Asır dünya hâkimiyetini gerçekleştirme projesidir… sözleri düşündürücüdür.

 

Batı, Osmanlı’yı yıkmakla yetinmemiştir. Hala Serv’ in peşindedir. Irak ve Suriye önlerinde iştahlarını kabartan bir yemdir. Çeşitli entrikalarla Türkiye’nin yükselişini engellemeye çalışmaktadırlar.

 

CIA’nın eski başkanı Graham Fuller, “İslamsız Dünya” adlı eserinde;  “ABD’nin, dünya hâkimiyetinin önündeki tek engelin, Sünni Müslümanlar olduğunu, Vehhabilerle ortak çalıştıklarını, Şiileri kullandıklarını, Sünni iktidarların yıkılmasının, Sünniliğin kalesi olan Türkiye’nin yıkılması ile mümkün olacağını, Nil’den Fırat’a Büyük İsrail ile Orta Doğu’ya yerleşerek, bütün enerji kaynaklarını ve enerji güzergâhlarını alacaklarını, bu hedefe ulaşmak için, ABD ve İsrail’in vesayeti altında, Kuzey Suriye’de bir Kürt devleti kurulması gerektiğini”  yazmaktadır.

 

Orta Doğu’daki bütün savaşların temelinde, İsrail’in “Nil’den Fırat’a” projesi yatmaktadır.

 

Sevgiyle kalın…