Ankara’ da  yine yürekleri dağlayan bir katliam yaşandı. Türkiye, bu hain saldırının öfke ve acısını birlikte yaşadı. Yüreklerimiz parçalandı, hüzünlerimiz tazelendi.
Hayatını kaybedenlere rahmetler, yaralananlara acil şifalar, yakınlarına ve duyarlı olan herkese sabırlar diliyorum.
Terör yine, vicdansız,  acımasız ve en adi katliamında bulunmuştur. Dünya kurulalı beri, böyle kalleşlik ve merhametsizlik örneği görülmemiştir.
Kaos ve panik havası ile Türkiye yangın yerine çevrilmek istenmektedir. Bombalarla, masumların kanıyla inşa edilmeye çalışılan korku ortamının mimarı terörist örgütler veya her kimse, işte o kanlı ihale üstlenicileri korkuya itaat etmemizi istemektedirler.
Yüreğimizdeki acı, bunlara; katil, alçak, kalleş, haysiyetsiz vb. kelimeleri sarf etmeyi yeterli bulmamaktadır.
Millet olarak umudumuzu koruyup, birleşerek kenetlenmek zamanıdır. Şer güçlerin yalan ve iftiralarına aldanarak ayrışmamalıyız.
Bu alçak katliam, vatanımıza kast etmenin yeni bir halkasıdır. Kelimelerin bittiği noktadayız artık.
Terörle gelen bu toplu katliamlar, hayata dair tüm umutlarımızı karartmakta, yüreklere korku ve panik tohumları serpmeye çalışmaktadır elbette ki.
Böylesi zor günlerde, morallerimizi canlı tutarak, verilen sabır sınavından başarı ile çıkmasını bilmeliyiz. Vicdanı olan herkesin teröre karşı yekvücut olma vaktidir. Aksi takdirde panikleyerek terörün ekmeğine yağ sürmüş oluruz.
Böyle bir saldırıya karşı Türkiye’nin neresinde ve hangi konumda olursak olalım, vicdan sahibi her insanın vereceği ilk tepki, hiç kuşkusuz saldırıyı terör olarak nitelemek ve lanetlemektir.
Çünkü bu saldırı, sadece bir partiyi, bir görüşü veya kişileri değil, topyekûn bir toplumu, Türkiye’yi hedef almıştır.
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ve bu ülkenin insanlarının kendilerine verdiği imkânları görmezden gelerek, hala terör örgütleri ve başka ülkelerin istihbarat servisleri ile işbirliği yapanlar ve teröre destek verenler bu katliamların sorumlusu ve suçlusudurlar.
Terörle ilişkisi olan, devlet,  millet ve insanlık düşmanı canilerin suçları sabit olduğu takdirde, hapishanelerdeki kader kurbanı mahkûmların arasına katılmayıp, “vatan haini” olarak vatandaşlıktan çıkartılmalı ve bunlara özgü hapishanelerde tutulmalıdır. Suçları bitenler de derhal yurtdışına çıkartılmalıdır.
Bu coğrafyanın insanları akıllı ve zekidir. Kirli işler yapan, masum insanların kanlarını hunharca akıtan vatan hainlerini asla affetmez.
İnsanlarımızın temiz duygularını, inançlarını, beklentilerini, umutlarını sömürerek, buradan terör devşirenlerin maskesi elbette ki düşecektir.
“Demokrasi, sevgi, barış” sloganlarının arkasına, katil yüzlerini gizleyerek, bomba düzenekleri kuranların tuzakları da bir gün kendilerine dönecektir.
Rüzgâr ekenler bir gün fırtına biçecekler ve şehit ettikleri masum insanların kanında boğulacaklardır.