Etiket arşivi: Özgür

Başkan Aras Koordinesinde Ekipler Teleferik Kazasında Görev Aldı

Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras koordinesinde 6 ilden 79 personel 23 araçAntalya Konyaaltı Tünektepe teleferik kazasında aktif görev aldı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in görevlendirmesi ile bölgeye giden Aras tüm vatandaşlar kurtarılıncaya kadar ekiplerin başındaydı.

Antalya Tünektepe’de teleferik kazasında mahsur kalan 174 vatandaş sağ salim kurtarıldı. Havadan ve karadan yapılan müdahaleler sayesinde 24 saat içerisinde tüm vatandaşlara ulaşıldı. Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras koordinesinde bölgeye Muğla Büyükşehir’den 6 araç 17 personel, Ankara Büyükşehir’den 4 araç 13 personel, Balıkesir Büyükşehir’den 4 araç 14 personel, İstanbul Büyükşehir’den 4 araç 12 personel, İzmir Büyükşehir’den 3 araç 15 personel, Denizli Büyükşehir’den de 2 araç 8 personel olmak üzere 23 araç 79 personel gönderildi. İtfaiye Arama kurtarma ve sağlık ekipleri bölgedeki ekiplerle koordineli çalışarak vatandaşlara yardımcı oldu.

Başkan Aras; “Tüm vatandaşlarımızı sağ salim kurtarmanın mutluluğunu yaşıyoruz”

Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, Antalya’da yaşanan teleferik kazasında tüm vatandaşların sağ salim kurtarılmasından dolayı çok mutlu olduklarını söyledi ve 24 saattir kesintisiz bölgede görev yapan kurtarma ekiplerine teşekkür etti.

Ahmet Aras; “Antalya’da yaşanan teleferik kazasını öğrenir öğrenmez CHP Genel Başkanımız Özgür Özel’in görevlendirmesiyleMuğla Büyükşehir Belediyemiz koordinesinde ekiplerle bölgeye ulaştık. Kazanın yaşandığı andan itibaren tüm vatandaşlarımızın kurtarıldığı ana kadar tüm ekipler büyük bir fedakarlık ve ustalıkla çalıştı. Havadan ve karadan mahsur kalan 174 vatandaşımız sağ salim kurtarıldı. Kurtarma çalışmalarına katılan başta Antalya Valiliği, AFAD İl Müdürlüğü, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek ve tüm ekiplere teşekkür ediyorum. Bir vatandaşımızı kaybettik. Ailesi ve yakınlarına baş sağlığı diliyor, yaralı vatandaşlarımıza da geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Tüm ülkemize geçmiş olsun.”

CEREN ÖZDEMİR’İN ARDINDAN  

CEREN ÖZDEMİR’İN ARDINDAN

 

“Kuşlar gibi uçmayı, balıklar gibi yüzmeyi öğrendik, fakat bu arada çok basit bir sanatı unuttuk. İnsan gibi yaşamak.”  Martin Luther

“Dünya çok acı çekiyor: kötü insanların şiddetinden değil, iyi insanların sessizliğinden.” Napolyon

 

Ordu’da 20 yaşındaki Ceren Özdemir’in, firari mahkûm cani Özgür Arduç tarafından hunharca öldürülmesi ülkeye bomba gibi düştü. Sık sık gündeme gelen “kadına uygulanan şiddet” ve “kadın cinayetleri” nden hayli gerilen ve üzülen yüreklerimiz, bu son olayla bir kez daha yasa boğuldu.

Zanlı soğukkanlılıkla, kanları donduran şu itiraflarda bulundu: “Hapisten çıktığımda kafamda birilerini öldürmek vardı. Gözüme birilerini kestirmiştim. Ancak bir bıçak darbesiyle öldürebileceğim kişiler aradım. Ceren Özdemir’i hiç tanımıyorum. Zıpkın almayı düşündüm. Bıçak çaldım. Daha fazla kişiyi öldürmek için tabanca bulmaya çalıştım. Ama param olmadığı için yapamadım. Olay günü kızı gördüm, takip ettim…. Bıçağı rastgele iki defa sapladım. Koşarak oradan uzaklaştım. Sabah kendime yeni avlar aradım ama fırsat bulamadım…”

Soğukkanlılıkla bunları anlatan birinin normal olmadığı aşikârdır. Belli ki bu seri katilin kalbi taşlaşmış, tüm kötülükler karakteri olmuştur.

 

Katil Özgür Arduç’ un 2005 yılında ‘Kasten öldürmeye teşebbüs’ suçu işlediği, diğer suçları nedeniyle toplam; 23 yıl 79 ay 148 gün hapis cezasına çarptırıldığı anlaşılmıştır.

 

Özgür Arduç, yetiştirme yurdunda büyüdüğünü, burada bir görevli tarafından uzun yıllar işkence gördüğünü, cezaevine girdikten sonra, çıktığında o kişiyi öldürmeyi düşündüğünü söylemiştir. Fakat firar ettikten sonra rotasını masum insanlara çevirmiştir.

 

Annesiz babasız, kötü ortamlarda yetişen çocukların akıbetlerinin pek de iç açıcı olmadığını araştırmalar bize göstermektedir. Fakat asıl olan cezaevlerindeki başıboşluktur.

 

Geçen gün haberlerde; cezaevinden çıkan birinin, insanları telefonla dolandırmaya çalışırken yakalandığını dinlemiştim. Soygunculuğu cezaevinde öğrendiğini söylüyordu. Peki cezaevlerine düşenlere olumlu anlamda neden kurslar seminerler yoluyla bilgi verilmez. Ya da suç işleme potansiyeli olanlar, neden açık cezaevlerine nakledilerek kolayca kaçmaları sağlanır?

Çünkü ceza evinden izinli çıkıp suç işleyenlerin sayısı hayli kabarık. İş o vakalardan bazıları:

-Geçen ay İzmir Buca’da hükümlü Şehmuz Selçuk (24), sevgilisi Melisa Kalem’i pompalı tüfekle öldürüp intihar etti.

-Eylül ayında Emrah Yaşar, İstanbul Taksim’de üniversite öğrencisi Halit Ayar’ı (23) kendisine para vermediği için bıçaklayarak öldürdü.

-Yine eylülde Ersin Ü,  İstanbul’da eski eşi Kübra T’yi önce bıçakladı, ardından da kızgın yağ ile yaktı.

-Eylülde Ankara’da A.K, bir çocuğa cinsel istismarda bulundu.

-Temmuz ayında Samsun Bafra’da Mevlit T, tartıştığı eşi Ayla T’yi sokak ortasında tüfekle vurup ağır yaraladı.

-Temmuzda Denizli D Tipi Cezaevinden izinli çıkan M.Ö, aralarında husumet bulunan Ahmet Alkan ile amcası Süleyman Alkan’ı tüfekle vurarak canlarına kıydı.

-Haziranda İzmir’de Göksel Sağlam, iki çocuğunun annesi eski eşi Habibe Çevik ve baldızı Fatma Akdağ’ı katletti.

-Geçen yıl Ankara’da Fevzi Çelik, eşi İlknur Çelik’i 15 yerinden bıçaklayarak öldürdü.

-2017’de Murat Özkara, eşini boğazından bıçaklayarak ölümüne sebep oldu.

 

Umarım bu son üzücü vaka yetkililerin kulağına küpe olur. Ceza ve Tevkif evleri Genel Müdürü Şaban Yılmaz’a göre, Türkiye’de 78’i açık olmak üzere 385 cezaevi bulunmaktadır. Yılmaz, cezaevi kapasitesinin 220 bin olduğunu ancak 260 bin hükümlü ve tutuklunun bulunduğunu ve bugün itibari ile 40 bin kişilik bir fazlalığın olduğunu bildirmiştir.

Ülkemizde bu kadar çok cezaevi, hükümlü ve tutuklu olması, ülkemiz ve eğitimiz adına utanç vericidir.

 

Teknoloji ilerledikçe bilimsel bulguların ışığında daha kullanışlı aletler, makinalar üretilmekte. Ömür boyu paslanmazlık garantileri verilmektedir. Bir eğitim kurumu, neden mezun ettiği öğrencileri için karnelerine: “ömür boyu suç işlemez, kötülük yapmaz” ifadesini yazamamaktadır. Düşündürücü ve esef verici bir durumdur bu insanlık adına.

 

Yıllar önce, yolu düzgün olmadığı için sadece kamyonla gitmek zorunda olduğumuz bir köyün, yol kenarındaki sebze ve meyve çuvallarını görmüştüm. Bu köyün tek öğretmeni olan abime; “çuvallar niçin yol kenarına yığılmış” dediğimde, “onlar yarın sabah ilçe pazarına gidecek” demişti. “Peki gece bunları çalan olmaz mı?” soruma gülerek; “mümkün değil, buralarda böyle kötü şeylere rastlanmaz” diye cevap vermişti.

 

Evet medeniyetten, lise ve üniversiteden çok ırak, dağ başında bir orman köyü. Fakat duru, temiz ve dürüst. Şimdi aklımıza gelen soruyu paylaşalım. İnsanları eğitim mi bozuyor acaba? Yıllarca okumuş, yaldızlı diplomalar almış, kariyer sahibi insanların yaptıkları; “kötülükleri, şiddeti, insan öldürmeyi, kabalıkları, hileleri, yalanları, aldatmaları nasıl açıklayacağız?

 

Öyleyse “okumaya, ilme” kötü gözle mi bakmalıyız? Elbette ki hayır. Fakat eğitimin içinden; “acıma, değer verme, merhamet, sevgi, hoşgörü, yardımseverlik, dayanışma, yardımlaşma, ahlak, inanç vb. gibi manevi kısımlar ayıklanırsa, sadece bilgi yükleme” dediğimiz “öğretim” yönüne ağırlık verilirse, ilmin ruhu alınarak, yalnız beden kısmı inşa edilir. Ruhsuz beden de hiçbir şeye yaramaz.

 

 “Bir insanı “ahlaken” eğitmeden, sadece “zihnen” eğitmek, topluma bir bela kazandırmaktır.” Doğru ve iyi olanı bilmek ile doğru ve iyi olanı yapmak arasındaki en önemli bağlantı, doğru ve iyi olanı yapacak bir karaktere sahip olmaktır.

 

Almanya’da bir Lise Müdürü, her eğitim öğretim yılı başında öğretmenlerine şu mektubu gönderirmiş: “Bir toplama kampından sağ kurtulanlardan biriyim. Gözlerim hiçbir insanın görmemesi gereken şeyleri gördü.

İyi eğitilmiş ve yetiştirilmiş mühendislerin inşa ettiği gaz odaları, iyi yetiştirilmiş doktorların zehirlediği çocuklar, işini iyi bilen hemşirelerin vurduğu iğnelerle ölen bebekler, lise ve üniversite mezunlarının vurup yaktığı insanlar. Eğitimden bu nedenle kuşku duyuyorum.

Sizlerden isteğim şudur: Öğrencilerinizin “insan olması için” çaba harcayın. Çabalarınız bilgili canavarlar ve becerikli psikopatlar üretmesin. Okuma yazma, matematik, çocuklarınızın daha fazla insan olmasına yardımcı olursa ancak o zaman önem taşır.”

 

“İnsan görünüşlü” olmak başka, “insan olmak” başka şeydir. Kişi olabilmek için yalnızca insan görünüşlü olmanın, insan türünün herhangi bir bireyi, bir nüshası olmasına yetmeyeceğinden, insanda belli bir takım niteliklerin bulunması da gerekmektedir.

 

Şimdiye kadar hepimiz daha iyi hayatlara sahip olmak istedik, ama çok azımız “daha iyi bir insan” olabilmeyi arzuladı. Dünya, insan olanların sayesinde güzeldir.

 

“Eğitim demek, vücutta ve ruhtaki güzelliği ve mükemmelliği son mertebesine kadar geliştirmek demektir.” Platon

“Eğitimin insanı bozmaması yetmez, daha iyiden yana değiştirmesi gerekir.”  Michel de Montaigne

 

Sevgiyle kalın…

 

Fatmanur Altun’dan ‘4 maaş’ savunması!

Fatmanur Altun’dan ‘4 maaş’ savunması: Devlet adamlarının yediklerini içtiklerini sorgulatmaya çalışanlar halkı düşünenler değildir

Fatmanur Altun

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel‘in “Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un evine dört maaş giriyor” iddialarıyla ilgili “Vatandaşla alay etmeyin” başlıklı bir yazı yazan Fatmanur Altun“Devlet adamlarının toplumsal tabakalaşmadaki yerlerini, yediklerini, içtiklerini, giydiklerini çoğu zaman yalan yanlış haberlerle sorgulatmaya çalışanlar halkı düşünenler değildir” ifadelerini kullandı.

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve eşinin çift maaş aldığını belirterek “Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un durumuna bakalım. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı olarak dolgun bir maaş alıyor mu, alıyor, ikinci bir maaş ne alıyor, Borsa İstanbul Yönetim Kurulu üyesi, çift dikiş mi? Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Ömer Çelik, AK Parti için çok konuşanlar. Peki evde yalnız yaşamıyor bir de hanımefendi var, Fatma Nur Hanım, değerli eşleri, Fatma Nur Altun hem akademisyen maaşı alıyor mu, alıyor, hem de Türk Hava Yolları Yönetim Kuruluna önerilmişti, bugün baktık ki resmi siteye geçmiş, görevlendirilmiş. Fahrettin Altun’un evine dört maaş giriyor. Dört dikiş oluyor da EYT’li neden maaş almadan emeklilik yaşını bekliyor, vicdan mı? Hodri meydan… Reis çıkıp söylese ya herkes tek maaşa dönecek, çift dikiş yok diye. Sadece ve sadece Ulaştırma Bakanlığı’nın üst düzey bürokrasisindeki 9 bürokrat çift maaş olduğu daha bugün çıktı. Bütün bakanlıklar böyle” demişti.

Fikriyat.com internet sitesinde “Vatandaşla alay etmeyin” başlıklı bir yazı yazan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un eşi Fatmanur Altun, çifte maaş eleştirilerine yanıt verdi. Devlette aldıkları maaşın özel sektöre göre daha düşük olduğunu belirten Fatmanur Altun, “Devlette “dolgun ücret” karşılığı çalıştığı iddia edilen kabiliyetli bireylerin, burjuvazinin yönettiği ulus ötesi şirketler gibi yapılarda aynı hizmetin karşılığında onlarca kat fazla gelir temin edebilecekken devlet hizmetine talip olarak büyük fedakarlık gösterdikleri kasıtlı olarak halkın gözünden kaçırılmaktadır” dedi.

Fatmanur Altun’un yazısının ilgili bölümü şöyle:

Bugün Türkiye gibi ülkelerin yaşadığı siyasal çalkantıların kökeninde bu sistemi değiştirmek isteyenlerle, burjuva tipi devlet örgütlenmesinin devamı için çabalayanların kavgası yer almaktadır. Bağımlılık düzeni olarak adlandırılan bu yapı içinde eleştirilecek olanlar her zaman devlet görevlileri, milletvekilleri, onların maaşları vb. konular olmuş ve halkın gözünden kasıtlı olarak pek çok şey gizlenmiştir. Devlette “dolgun ücret” karşılığı çalıştığı iddia edilen kabiliyetli bireylerin, burjuvazinin yönettiği ulus ötesi şirketler gibi yapılarda aynı hizmetin karşılığında onlarca kat fazla gelir temin edebilecekken devlet hizmetine talip olarak büyük fedakarlık gösterdikleri kasıtlı olarak halkın gözünden kaçırılmaktadır. Yine eleştirilerle yıpratılmaya çalışılanların verdikleri kararlarla burjuvazinin çıkarlarına ölümcül zararlar verdikleri, milyarlarca dolara varan karlardan onları mahrum ederek halkın artı ürününün bu şirketlere peşkeş çekilmesini önledikleri hiçbir zaman konu edilmeyecektir. Buna karşılık geçtiğimiz yıl açıklanan Oxfam raporuna göre “dünyanın en zengin yüzde 1’lik kesiminin servetinin geri kalan yüzde 99’luk kesiminin servetine denk olduğu”, burjuvazinin devletleri dizayn ederek ve devletlerin içine yerleştirdiği işbirlikçileri yardımıyla hepimizin cebinden artı ürünümüzü ve emeğimizi çaldığı gibi küçük! ve önemsiz! bilgileri saklamasına göz yummamız beklenecektir.

Faiz kırbacı ile hepimizi korkunç çalışma şartlarına mahkum eden, emeklerimizi çalan, lobiler ve satın aldıkları işbirlikçiler vasıtasıyla aldırdıkları kararlarla, çalışmadan servetimize el koyan kesimleri konuşmak yerine risk altında, haftanın yedi günü ve yirmi dört saat esasına göre, aile, eğlence bilmeden çalışan, tatil yapmayı kendilerine yakıştıramayan devlet adamlarının toplumsal tabakalaşmadaki yerlerini, yediklerini, içtiklerini, giydiklerini çoğu zaman yalan yanlış haberlerle sorgulatmaya çalışanlar halkı düşünenler değildir. Kimsenin ismini bile duymadığı markaları kullanan, hayal bile edemeyeceği standartlarda yaşayan ağababaları için, daha önce defalarca yaptıkları gibi ellerini kirletmeden ülke, toprak ve zenginlik toplamaya çalışan işbirlikçilerdir.

Kaynak: T24

Mehmetçiğin Zaferi Ve Hezimete Uğrayanlar

 

 

Kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri, Özgür Suriye Ordusunun desteği ile DEAŞ ve PYD oyunu ile işgal altına alınan Afrin’i kurtararak büyük bir zafere imza atmıştır.

 

Böylelikle uzun süredir PKK’ nın zulmünü çeken yöre halkı da özgürlüğüne ve yaşama hakkına kavuşmuştur. Mehmetçiğin müşfik yardımını ve tebessümünü gören sivil halk, gizlendikleri sığınaklardan çıkarak şükür secdesine kapanmış, askerimize sarılarak, “nerede kaldınız, daha önce neden gelmediniz” tatlı serzenişlerinde bulunarak mutluluk gözyaşı dökmüştür.

 

İran sınırından Akdeniz’e kadar bir koridora, 30 bin PYD-YPG teröristini yerleştiren ABD, her türlü desteği de sağlamış ve eğitmişti. Afrin’ de ele geçirilen cephanelik, tıbbi malzeme, gizli hastane ve modern tüneller  bunu teyit etmektedir.

 

Barzani’nin Kuzey Irak’ta kurmaya çalıştığı, “İkinci İsrail”, Kuzey Suriye’de de tarumar oldu, Türkiye ve Türk düşmanlarının başına yıkıldı.

 

Askeri uzmanların ve ele geçen mühimmatın ortaya koyduğu acı gerçek; ABD’ nin, PYD-YPG teröristlerine en az 5 bin tır silah yardım ettiğidir. Fakat kalleşçe, sinsice kan dökmeye alışık teröristler, Mehmetçiği görmeden, adını duyar duymaz tavşanlar gibi kaçarak bu silahları terk etmiş, kullanma fırsatı bulamamışlardır.

 

ABD’nin  PKK ve PYD’yi kullanarak Türkiye’ye karşı başlattığı silahlı  savaş böylelikle hezimete uğramıştır. ABD’ye asla güvenilemez. ABD bir yandan Türkiye’yi zayıflatmak için PKK’yı kullanırken, diğer yandan da Suriye’ye yerleşerek buranın petrollerini sömürmeyi planlamaktadır. ABD’nin DAEŞ’le mücadele palavrası asla gerçekçi değildir.

 

ABD’nin desteği ile devlet olmaya yeltenen terör örgütleri, “Afrin”in alınması ile bu hayallerinin nasıl tuz buz olduğunu da idrak etmiş oldular. Tabi sadece bu değil, yaşadıkları lüks villaları terk etmeleri, verdikleri büyük kayıplar da içlerine oturmuştur.

 

Türkiye’nin “Zeytin Dalı Harekâtı” Batı’nın da ağzının tadını kaçırmıştır. “Siviller vuruluyor” iftirası ile bir şey çıkaramayınca, “Türkiye hastaneleri vuruyor” yalanına sarıldılar. Avrupa devletlerinin birçoğunda Türkiye aleyhine yapılan yürüyüşler, masumane ve haklı olmayıp, kasıtlı ve düşmanca bir tavırdır.

Bu düşmanca fikir ve davranışların arkasında elbette ki FETÖ ve PKK yandaşlarının propagandaları da bulunmaktadır.

 

ABD’nin Suriye iç savaşında Türkiye ile ilgili stratejisi, Türkiye’yi yeniden vesayeti altına almaktı. Fakat CIA ve Pentagon, yandaşları teröristlerle birlikte Suriye ve Türkiye’de hezimete uğramıştır.

.

Sevgiyle kalın…

ULU GRUP’TAN MUHTEŞEM GALA

Ulu İnşaat Şirketler Grubu, 30. Yılını, Türkiye’den ve Dünya’nın çeşitli ülkelerinden gelen tüm Ulu çalışanlarıyla birlikte Porto Bello Hotel’de düzenlenen yemekte kutladı. İnşaat, tarım, turizm ve OSGB alanlarında faaliyet gösteren Ulu İnşaat Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Ulu, Abudabi’den Kıbrıs’a kadar uzanan Ulu ailesi çalışanlarına hitaben yaptığı konuşmasında, “Gelenekselleşen yemeğimizi inşallah daha çok güçlenerek ve genişleyerek devam ettireceğiz” dedi.123456

1990 yılında aktif olarak ticari hayatına başlayan ve 2003 yılından itibaren şirketleşen Ulu Grup; yönetim kadrolarınca benimsenen ileri görüşlü vizyon ve yenilikçi yaklaşım zihniyeti, bu paralelde gelişen organizasyon yapısı ve ulaşılan performans seviyesi ile kısa bir süre içerisinde ulusal olduğu kadar uluslararası platformlarda da özellikle inşaat alanında önemli bir konuma geldi. Bu başarının arkasındaki en önemli nedenlerden biri de personelleriyle olan iletişim. Aile ortamı içinde çalışma hayatlarını yürüten Ulu Grup bu seferde düzenledikleri yemekte bir araya geldiler. Porto Bello Hotel’de düzenlenen gecede daha önce O Ses Türkiye yarışmasında da çıkan Savaş Korkmaz ve Özgür Şahinsoy sahne aldı. Doyasıya eğlenilen gecede konuşma yapan Ulu Grup Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Ulu, Ulu ailesi çalışanlarına hitap ederek, ” Gelenekselleşen yemeğimizi inşallah daha çok güçlenerek ve genişleyerek devam ettireceğiz” dedi. Ulu Grup Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Osman Ulu ise okuduğu şiirlerle geceyi taçlandırdı.

4 Saatlik Mücadelenin Sonunda Vatan Sevgisi Zirveye Taşındı

9bf112fb-885a-4c7b-ad9c-58c322980b86

Sarayköy Belediye Başkanı Ahmet Necati Özbaş, tarafından Dağ Arama Kurtarma (DAK) ekibine teslim edilen dev Türk bayrağı sisli havaya rağmen 4 saatlik tırmanışın ardından 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda 2.300 metre yükseklikte dalgalandırıldı.

Sarayköy Belediyesi ve Dağ Arama Kurtarma (DAK) ekibinin ortaklaşa düzenlediği etkinlikle vatan sevgisi zirveye ulaştı. 28 Ekim günü Sarayköy Belediye Başkanı Ahmet Necati Özbaş tarafından DAK ekibine teslim edilen dev Türk bayrağı 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda yoğun sise rağmen 2.300 metre yükseklikte olan Babadağ’ın Kuzey Duvarı’nda açıldı.8ed396a5-08b5-452a-b868-8a43e8b62fd8 (1)

Kötü hava koşullarına rağmen azimle 2.300 metreye çıkan DAK ekibinin bu azim dolu gayretlerini anlatan DAK Başkanı Mustafa Etiman, “Değerli Başkanımız Ahmet Necati Özbaş’tan teslim aldığımız şanlı Türk bayrağımızla yola koyulduk. Hava şartlarından dolayı oluşan sisten görüş mesafesi çok dardı. Ağırlığınca teknik malzeme çantası ağırlığıyla 4 buçuk saatlik yürüyüş rotasında yön duygusunu yitirmeden geçen bir zamandı” dedi.

Çadırları yağmur altında kurduklarını belirten Başkan Etiman, “4 gözle sabah olmasını beklendik ve nihayet yolculuk başladı. Kamp alanında komuta merkezdeki bekleyen görevli arkadaş yarım saat arayla telsizle sağlanan haberleşmede koordinat bilgilerini, bulunduğumuz hava şartlarını an be an kayıt altına alınarak zirveye ulaşıldı. Zirveye yaklaştıkça güney ve güney batı istikametinden gelen rüzgar hava sıcaklığı oldukça düşüyordu. Kuzey duvarına indikçe rüzgar arkamızda kaldı. Nihayet biraz ısınmaya başladık. Artik kararımızı vermiştik. Hiçbir yükseklik bizim bayrağımız için yeterli olamazdı. Türk bayrağımızı 2.300 metrede dağların, ovaların, akarsuların, düşmanlarımızın ve dostlarımızın görmesi ve hissetmesi için açtık” diye konuştu.

Şanlı Türk bayrağını emanet eden Sarayköy Belediye Başkanı Ahmet Necati Özbaş’a teşekkür eden Etiman, “Sahibi olduğu drone ekibimize güvenerek emanet eden Bahattin Varol’a, komuta merkezde görevli olan Zeynep Etiman’a, Denizli komuta merkezde görevli olan Hilal Betül Etiman Canibey’e , Bayrak nöbetine çıkan Özgür Canibey, Mahir Coşan, Murat Gündoğdu, Bahri Dibek, Volkan Ayçiçek, Kubilay Çetinkaya, Canberk Berek ve Ahmet Gürsoy’a vermiş oldukları gayret ve özverinden dolayı teşekkür ederim.

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın en anlam etkinliklerinden birinin DAK ekibi ile düzenledikleri şanlı Türk bayrağının zirveye ulaşması olduğunu belirten Sarayköy Belediye Başkanı Ahmet Necati Özbaş, “ Bayrağımıza neler yapsak yetersiz kalır. Çünkü bayrağımız uğruna nice yiğitler canını feda etti, analar evlatlarından vazgeçti. Milletimizin ölçülmeyecek kadar yüksek olan vatan sevgisiyle bayrağımız göklerden asla inmeyecek. DAK ekibimizde 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda düşmana inat Türk bayrağımızı zirvede dalgalandırdı. Sisli havada büyük bir cesaret ve azimle bu onurlu görevi yerine getiren tüm ekibimize teşekkür ederim” diye konuştu.36fa0f20-ecb3-467c-a708-cdd5b4282ece

SASKİ Genel Müdürü Müjdeyi Verdi

rüstem keleş saski

SASKİ Genel Müdürü Rüstem Keleş, Ballıkaya Barajı’nda gelinen son noktayı açıkladı: “Baraj gövde yapısı bu yıl tamamlanıyor. Arıtma tesisi ve isale hatları için de gerekli proje çalışmaları başlıyor. Projenin paydaşı olarak barajın tamamlanması için elimizden gelen gayreti göstereceğiz.”blk1

 

Sakarya Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürü Rüstem Keleş, Akyazı’da yapımı süren Ballıkaya Baraj çalışmalarında gelinen son nokta ile ilgili açıklamalarda bulundu.blk9 DSİ Genel Müdür Yardımcıları Türkay Özgür ve Bülent Selek başkanlığındaki toplantıya İSU Genel Müdürü İlhan Bayram ile katıldıklarını belirten Rüstem Keleş, gövdenin bu yıl tamamlanacağı müjdesini verdi. Keleş, gövdenin ardından yürütülecek çalışmaları da detaylarını paylaştı.blk2

 

Arıtma ve İsale Hatları İçin Adım Atıldıblk8

Rüstem Keleş, “Ankara’da DSİ Genel Müdür Yardımcılarımız Turkay Özgür ve Bülent Selek ile bir araya geldik. Çok güzel bir toplantı oldu. Baraj gövdesinin bu yıl içerisinde tamamlanacağını söyleyebiliriz. Bunun yanı sıra barajdaki suyu iletecek hatlarla alakalı da önemli bir gelişme yaşandı. Proje kapsamında inşa edilecek arıtma tesisi ve isale hatları için gerekli projelendirmeler de yapılacak. Projenin paydaşı olarak Ballıkaya Barajının bir an önce hizmete alınması için elimizden gelen gayreti göstereceğiz” diye konuştu.blk3

 

Şehir Su Kaynaklarıyla Çevrilecekblk7

Yürütülen çalışmalarla birlikte şehrin önemli bir su potansiyeline kavuşacağını da belirten SASKİ Genel Müdürü Rüstem Keleş, “Batıda Sapanca Gölümüz. Güneyde Akçay Barajı, doğuda Ballıkaya Barajının yapımı sürüyor. Kuzey için de Çamdağı Barajını inşa etmeyi planlıyoruz. Tüm yatırımlarımızın tamamlanmasıyla şehrimizin dört bir tarafı içilebilir su kaynaklarıyla çevrilmiş olacak. Başta Ballıkaya Barajı olmak üzere yatırımlarımıza verdiği desteklerden dolayı Orman ve Su İşleri Bakanımız Sayın Veysel Eroğlu’na çok teşekkür ediyoruz” dedi.blk4

 

200 Milyon Metreküplük Kaynakblk6

Akyazı’da inşa edilen Ballıkaya Barajı, 200 milyon metreküp potansiyele sahip olacak. Proje özellikle Hendek, Akyazı ve Karapürçek ilçelerine tek bir yapıdan su sağlanmış olacak. Proje sayesinde Sapanca Gölü üzerindeki kullanım baskısı da azalacak. Tüm çalışmaların tamamlanmasıyla Sakarya’nın 50-100 yıllık içmesuyu geleceği garanti altına alınmış olacak.blk5

 

Büyükşehir’den uluslararası karikatür yarışması “Engelsiz bir dünya” için çizecekler

 

 

izmir engelsiz sanatİzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından “Engelsiz İzmir 2016 Uluslararası Kongresi” kapsamında düzenlenen “Engelleri Kaldıralım” konulu uluslararası karikatür yarışmasına başvurular 14 Temmuz’da sona eriyor.

Hazırlanan şartnameye göre, yarışmaya gönderilen karikatürler daha önce yayınlanmış olabilirler, ancak başka bir yarışmada ödül kazanmaması gerekiyor. Çizim tekniği serbest olan karikatürler renkli ya da siyah beyaz olabilir. Gönderilen karikatürlerin en fazla A3 (29.7 x 42 cm) ebadında olması gerekiyor. Katılmak isteyenlerhttp://www.engelsizizmir.org internet sitesinden yarışmanın şartnamesine ulaşarak, katılım formunu doldurabilirler.

Yarışmaya başvurmak isteyenler İzmir Büyükşehir Belediyesi, Basın Yayın Halkla İlişkiler ve Muhtarlıklar Dairesi Başkanlığı, Tanıtım Şube Müdürlüğü “Uluslararası Karikatür Yarışması” Cumhuriyet Bulvarı, No:1 35260 Konak – İzmir adresine eserlerini gönderebilirler. Yarışma sonucunda birinciye 8 bin TL, ikinciye 5 bin TL ve üçüncüye 3 bin TL verilecek. 3 adet mansiyonun tutarı ise bin TL olarak belirlendi.

Yarışmanın jürisinde karikatüristler Yoshiaki Yokota, Musa Gümüş, Massoud Shojai Tabatabai, Eray Özbek, İzel Rozental ve Ömer Çam, İzmir Büyükşehir Belediyesi Tanıtım Şube Müdürlüğü Etkinlikler Şefi Betül Gündüz ve İzmir Büyükşehir Belediyesi Tanıtım Şube Müdürlüğü Grafik Tasarımcı Özgür Saraçoğlu bulunuyor.

Özgür Keleş Mersin Gündemini Değerlendirdi

Genç Gazeteci meslektaşım Özgür Keleş adayların açıklanmasından sonra gündemi değerlendiren bir yazı kaleme aldı.Meslektaşım Özgür keleş’in Mersin gündemini değerlendirdiği ve MHP,CHP,AKP,HDP Hakkındaki görüşleri.

Milliyetçi Hareket Partisi Milletvekili sıralamasında Mersin’de ki iki milletvekilini en az ikiye katlamanın peşinde olduğunu biliyorduk. MHP genel merkezinin bu doğrultuda 250 bine yakın oy potansiyeli olan Tarsus’u es geçmeyerek ilk beş sıraya iki aday koydu. Aslında ilk beşte üç Tarsuslu aday var diyebiliriz, çünkü üçüncü sırada ki Üniversite de tıp doktoru olan Ali Öz’ün da Tarsus’a yakın olduğu ve burada da bir çok konuda bilgili olduğunu şahsen ben biliyorum.. MHP genel merkezinin en büyük şansı tabiî ki de Burhanettin Kocamaz. Tarsus’ta dört dönem belediye başkanlığını başarıyla yapan ve 2014 yerel seçimlerinde olmaz denilen Büyükşehir belediyesini kazanması Burhanettin Kocamaz’ın bölgede ki gücünü kanıtlamasına neden oldu. Milliyetçi Hareket Partisi Burhanettin Kocamaz’ın da fikrini alması sonucunda böyle güzel bir liste yapması, bence Mersin’de oy patlaması yaşanmasına sebep olacaktır. MHP’nin ilk sırasında bulunan genel başkan yardımcısı Oktay Öztürk’ün teşkilatta çok sevilmesi ve buradan aday gösterilmesi, Mersin için şans olarak görülmesi gerekiyor… İkinci sırada gösterilen BAKİ ŞİMŞEK’i ise anlatmaya bence gerek bile yok.. Tertemiz bir siyasetçi olan Baki Şimşek’i MHP dışında ki tüm partililerin sevmesi ve hakkında güzel sözler söylemesi her şeyi özetliyor.. Mersin kazan biz kepçe diyerek sıkmadık el bırakmayan Baki Şimşek geçen sene belediye başkan aday adayı olduğu dönemde kazandığı güveni, saygıyı şimdi vekil olarak taçlandırdı diyebiliriz… Beşinci sırada yer alan Tolga Arslan ise bence sıralamada ki yerini sevdi. Genel merkezin Tolga Arslan’a “sana beşinci sırayı veriyoruz, sen çalışacaksın ve beşinci sıradan vekil olarak meclise gireceksin” denildi. Sen çalışarak bu vekilliği alacaksın mesajı olarak görünen bu sıralama Tolga Arslan’ı bence sevindirdi. Ülkü ocaklarına “çok çalışın” mesajı olarak beşinci sıradan gösterilen Tolga Arslan Tarsus’ta ki ocak gibi tüm Mersin’deki ocakların da Tolga Arslan için ayrıca çok çalışacaklarını ve reislerini meclise göndereceklerine ben şahsen inanıyorum…
                                                                               ***
anket*CHP TARSUS’TA DÜKKAN KAPATTI
Cumhuriyet Halk Partisi Mersin Milletvekili aday sıralamasında 250 bine yakın oyu alan Tarsus’u hiçe sayarak bu bölgeden aday koymadı… Ben bir Tarsuslu olarak bunu bir ihanet olarak algılıyorum… “CHP THE END” başlıklı bir yazı yazmıştım bundan dört ay önce falan… İl başkanı Faruk Akar’ın yönetimden düşmesinden sonra yazdığım bu yazı için bir çok partili bana tepki göstermiş ve CHP nasıl biter demişlerdi .. Şimdi bu partililere tekrar şunları söylemek istiyorum… Sen Tarsuslu hiçbir aday adayını aday olarak göstermezsen, partililerle dalga geçer gibi hiçbir kadın adayını seçilebilecek yere koymazsan, bu insanlarda aptal değil ya sana tabiî ki oy vermezler… CHP Genel Merkezi bir çok yenilik yapmış ve demokrasi adına genel başkanın bile ön seçime girmesi ayakta alkışlanmıştır. Lakin Mersin adayı sıralamasını yapan da aynı genel merkez olduğu için bu sefer büyük tepki görmeleri çok normal… Mersin’de konuştuğum, görüştüğüm bir çok CHP seçmeni partiye tepkili ve aday sıralamasından memnun değil.. Kontenjan adayının Mersin’de 20 yıldır ikamet etmemesi, mevcut vekillerden 3 tanesinin sıralamaya konmaması partililerin en çok şikayet ettiği konulardı.. Mersin merkezi Hüseyin Çamak ve Fikri Sağlar’la kapattın diyelim.. (Fikri Sağlar’ın da Mersin’de ikamet etmediğinin notunu düşelim..) Tarsus gibi büyük bir ilçeyi Mersin Büyükşehir Belediyesini kazanmasında büyük rol oynayan Tarsus’u nasıl hiçe sayıp da buradan bir aday göstermezsin hala anlamış değilim.. Sen 2019 yılında yapılacak belediye seçimlerini de şimdiden kaybettin… Genel Merkez bu aday sıralamasıyla Mersin’de büyük bir yara alacaktır… Ben tarafsız, objektik bir bakış olarak bunu buradan belirtiyorum..
                                                                                     ***
seçim haritası*AK PARTİ’NİN LİSTESİ ŞAŞKINLIKLA KARŞILANDI
Bence AK Parti Mersin’de farklı bir strateji uyguladı. AK Parti seçimlere her zaman güçlü ve iddialı adaylarla seçime girerdi.. Bu sefer ki seçimde genel merkezden kimseyi Mersin’de aday göstermeyen AK Parti, tabandan gelen adaylara ise siz nasılsa bizimsiniz diyerek farklı aday çalışması yaptı kanaatindeyim. Yüksek Lisans ve Akademisyenlerle dolu bir liste yapan AK Parti Mersin’de tabandakilerle ve adaylarıyla beraber bir çalışma yapıp AK Parti’nin oyunu yükseltmeye çalışacaktır. Tarsuslu bir tane aday sıralamaya koyan AK Parti beşinci sıraya İbrahim Gül’ü koyarak ahde vefa örneği gösterdi.. İbrahim Gül’ün İl Genel Meclis Üyeliği yaptığı dönemde Tarsus ve Mersin’de bir çok partilinin sorunlarına çözüm araması, köylüler tarafından sevilmesi İbrahim Gül’ün adaylığının stratejik bir adaylık olduğunu gösteriyor.
                                                                              ***
HDP AK PARTİ’DEN OY KAPAR! Halkların Demokratik Partisi Mersin’de birinci sıraya AK Parti’nin kurucularından Dengir Mir Mehmet Fırat’ı birinci sıraya koyarak güzel bir hamle yaptı.. Bu seçimlere parti olarak ilk defa girecek olan HDP genel merkezin barajı geçme hedefi doğrultusunda Mersin’deki listesi bence olumlu..

Büyükşehir Belediyesi Kütüphane Haftası’nı Dolu Dolu Kutluyor

kütüphane 

Büyükşehir Belediyesi, Kütüphane Haftası’nı dopdolu bir programla kutlayacak. Hafta boyunca söyleşiler, paneller,  tiyatro gösterimi, konserler düzenlenecek. Ünlü yazarlar Doğan Hızlan ve Canan Tan, 29 Mart Pazar günü kitapseverlerle söyleşide bir araya gelecek.

 

Büyükşehir Belediyesi Doğan Hızlan Kütüphanesi, Türk Kütüphaneciler Derneği Antalya Şubesi ve Antalya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü işbirliği ile hazırlanan 51. Kütüphane Haftası etkinlikleri 29 Mart- 3 Nisan 2015 tarihleri arasında gerçekleşecek. Hafta boyunca paneller, tiyatro gösterimi, konserler, söyleşiler ve planetaryum etkinlikleri gerçekleştirilecek. Etkinlikler hakkında ayrıntılı bilgi için www.antalyakutuphaneleri.com web adresinden alınabilecek.  Ayrıca 238 52 70 numaralı telefondan Doğan Hızlan Kütüphanesi’ne ulaşılabilecek.

Etkinlik programı şöyle:

29 Mart Pazar

Okur-Yazar Buluşması, Canan Tan ve Doğan Hızlan söyleşisi saat 14.00’de AKM Perge Salonu’nda.

30 Mart Pazartesi

Onur Konuğu Doğan Hızlan’ın açılış konuşmasıyla, Doç. Özgür Külcü, Tolga Aldemir, Mehmet Küçük ve Mitat Yolcu’nun katılımıyla ‘Değişen Kütüphaneler ve Yerel Yönetimler’ başlıklı panel saat 14.00’de AKM Perge Salonu’nda

31 Mart Salı

Doç. Özgür Külcü, Evren Dayar, Öğr. Gör. Aydın Uçar’ın katılımıyla ‘Kütüphanede Bilim ve Mekan’ başlıklı panel saat 14.00’de AKM Perge Salonu’nda

1 Nisan Çarşamba

‘Küçük Kara Balık’ tiyatro oyunu saat 10.00’da Antalya Büyükşehir Belediye Tiyatrosu’nda

‘Planetaryum’ (Gezegen Evi) – Oryantasyon (Kütüphane Tanıtım) saat 10.00 – 17.00  Doğan Hızlan Kütüphanesi’nde,

‘Söyleşi ve Kitap Bağış Töreni’ saat 14.00’de Aksu Güloluk Köyü’nde

2 Nisan Perşembe

‘Doğan Hızlan Kütüphanesi 2014 Yılı Okuma Şampiyonları’ Ödül Töreni saat 14.00’de AKM Aspendos Salonu’nda

Antalya Büyükşehir Belediye Bando ve Orkestrası’nın ‘Bestelenen Şiirler’ konseri saat 14.00’de AKM Aspendos Salonu’nda

3 Nisan Cuma

Antalya Devlet Senfoni Orkestrası ’51. Kütüphane Haftası Özel Konseri’ saat 20.30’da AKM Aspendos Salonu’nda Antalyalılarla buluşacak.