Etiket arşivi: Oy

AKP’de Davutoğlu ve Babacan kan kaybını arttırdı!

AKP’den ayrılarak yeni parti kurması beklenen eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan, partiye kan kaybı yaşattı. AKP’den iki ayda on binlerce kişi partiden istifa etti.

mask
                                                                                    REKLAM ALANI

31 Mart yerel seçimlerinde İstanbul ve Ankara gibi önemli büyükşehirleri kaybeden AKP’de, eski bakan Ali Babacan ve eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun yeni parti kurma hazırlıklarını hızlandırması partideki kan kaybını arttırdı.

Çok sayıda üyenin istifa ettiği tartışmalarının yaşandığı AKP’de Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu iddialara “Şu an itibarıyla partimizin 10 milyonun üzerinde üyesi var” şeklinde yanıt verse de ortaya çıkan rakamlar bu ifadeleri yalanlıyor. Erdoğan’ın açıklamasından kısa bir süre sonra Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı siyasi partilerin üye sayısının güncellendiği son verileri açıkladı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 6 Eylül 2019 verilerine göre AKP’nin üye sayısı 9 milyon 874 bin 843 olarak kayıtlara geçti.

Yargıtay’ın açıkladığı son verilerle iki ay önce yayınladığı rakamlar kıyaslandığında AKP’de on binlerce kişinin partiden istifa ettiği ortaya çıkıyor. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na göre Temmuz 2019 tarihi itibariyla AKP’nin üye sayısı 9 milyon 931 bin 103 olarak kayıtlara geçti. Bu durumda iki ayda AKP’nin 56 bin 260 üyeyi kaybettiği anlaşılıyor.

REKLAM ALANI

 

Erdoğan, eylül ayı başında yaptığı açıklamada “Şu an itibarıyla partimizin 10 milyonun üzerinde üyesi var. Üye listelerimizi güncelliyor, ölümler ve diğer sebeplerle kayıtları düşenleri belirliyoruz. Üye sayımızda, yüzde 95’ten fazlası vefatlardan kaynaklanan yaklaşık 290 bin kişilik bir eksilme olduğunu gördük” demişti.

OY VE ÖTESİ, TEKRARLANAN İSTANBUL SEÇİMLERİ İÇİN GÖNÜLLÜ KAYITLARINI AÇTI

2014 yılından beri şeffaf ve denetlenebilir seçim hedefiyle faaliyet gösteren Oy ve Ötesi, 31 Mart’ta yapılmış olan ve Yüksek Seçim Kurulunun kararıyla 23 Haziran Pazar günü tekrarlanacak olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı seçimi için gönüllü kayıtlarını bugün açtığını ve İstanbul’un tamamında seçimi gözlemleyeceğini duyurdu.

Gönüllü olmak isteyen herkes oyveotesi.org adresinden kolaylıkla kaydolabilecek.

Şeffaf ve denetlenebilir seçim hedefi doğrultusunda bir araya gelen gönüllülerden oluşan Oy ve Ötesi, 2014 yılından beri tarafsız ve bağımsız şekilde faaliyetlerini yürütüyor. Oy ve Ötesi, 31 Mart 2019 tarihinde gerçekleşen Mahalli İdareler Genel Seçimleri de dâhil olmak üzere toplam 8 seçimde, yaklaşık 250 bin gönüllüsüyle, Türkiye’nin dört bir yanında varlık gösterdi.

31 Mart 2019 seçimleri sonrası İstanbul’da büyükşehir belediye başkanı seçimlerinin tekrarlanmasına yönelik kararın, birçok yönüyle, hukuk güvenliğine zarar verecek ve seçmenler nezdinde seçimlere ilişkin hukuki süreçlerdeki belirliliği ve öngörülebilirliği zedeleyecek pek çok soru işareti yarattığını belirten Oy ve Ötesi, duyurusunda “Tarafsız ve bağımsız bir sivil toplum kuruluşu olarak tüm bu yaşananlara rağmen demokratik, şeffaf, güvenilir ve hukuka uygun seçim talebimizi yineliyoruz. 30 Mart 2014 tarihli yerel seçimlerden başlayarak bugüne kadarki tüm seçimlerde sorumluluk aldığımız gibi, İstanbul’da tekrarlanacak seçimde de aynı demokratik amaçlarla görevimizin başındayız. Her zaman olduğu gibi bugün de odağımızda seçim sonuçları değil, süreçlerin yasalara uygunluğu ve şeffaflığı var. 23 Haziran’da İstanbul’da yenilenecek büyükşehir belediye başkanı seçimleri için gönüllü kayıtlarımızı açtık. Gönüllü olmak isteyen herkesi aramıza bekliyoruz.” ifadelerini kullandı.

Oy ve Ötesi, seçim günü uygulamalarının mevzuata uygun şekilde gerçekleşmesi amacıyla seçimlere ilişkin bilgi birikimini ve tecrübelerini de vereceği eğitimlerle gönüllülerine ve tüm seçmenlere bir kez daha aktaracak.

Önceki seçimlerde olduğu gibi 23 Haziran’da da ücretsiz mobil uygulaması aracılığıyla, seçimlerde ihtiyaç duyulabilecek tüm bilgi ve dokümanları seçmenlerin erişimine hazır bulunduracağını ifade eden Oy ve Ötesi, herkesin uygulama aracılığıyla sandık sonuç tutanağı fotoğraflarını Türkiye Tutanak Teyit (“T3”) sistemine gönderebileceğini belirtti. Ayrıca, elde edilen tutanaklardaki sayısal verilerin, bu seçimde de, T3 sistemi aracılığıyla kontrol edileceği duyuruldu.

Darısı Türkiye’dekilerin başına…

 


* Hollanda’da seçimler huzur ve güven içinde geçti.
* Hollandalılar’ın kargaşa umudu suya düştü.

* Ben de oy kullanarak vatandaşlık görevimi yaptım.

* Hollanda Türkleri katılımda bu kez rekor kırdılar.
* Türkiye’deki seçmenler de fanatiklere fırsat vermemeli.

 

Sizlere Hollanda’daki seçimleri anlatmadan önce, başlıkta kullandığım  ‘darısı’ ve ‘fanatik’ kelimelerine açıklık getirmek istiyorum.

 

‘Darısı başına’ deyimi,.eskiden evlenenlerin başlarına atılan mısır ve tahıl tanelerinden kaynaklanan  bir sözdür.  O zaman konfeti olasaydı, ‘Konfeti başına’ diyecektik.

 

‘Fanatik’ deyimi ise ‘Fan’dan kaynaklanmaktadır. Birinin seveni, taraftarı anlamını taşır. Ama ‘tik’ veya ‘a tik’ ile bu deyim daha da güçlendirilmiş, sonuçta ‘aşırı taraftar’ olarak kabul görmüştür.
Bu nedenle, benim kullandığım fanatik kelimesinden başka bir anlam çıkarmayınız.

 

Şimdi gelelim Hollanda’da yapılan Cumhurbaşkanlığı ve Millet meclisi seçimlerine…

 

24 Haziran’da Türkiye’de yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı ve Millet Meclisi seçimleri için yapılmakta olan propaganda mitinglerini yakından izlerken, oy kullanıp kullanmayacağım konusu açılmıştı. Benim kaydım Hollanda’da olduğu için oyumu Hollanda’da veya bir gümrük kapısında kullanabilirdim. Mersin’de gümrük kapısına gidip oy kullanma imkanım vardı ama ben Hollanda’ya gitmeyi tercih ettim ve hafta sonu Hollanda’ya geldim.
Dün, yurtdışında oy kullanabilmenin son günüydü. Sona kalıp dona kalmak da vardı ama, ben dün Amsterdam’daki seçim yerine gittim.
Daha önceki seçimde Uluslararası Fuarların yapıldığı RAİ’de yapılan oy atma işlemi, bu kez Türkler’e ait olan Rhone isimli büyük bir komplekste yapıldı.

 

Yakından tanıdığım bu yere giderken bu kez zorlandım. Zira, bildiğimiz yollar kapanmış, Rhone’ye giden yollar özel trafik levhaları ile  işaretlenmiş. Türkçe ve Hollandaca levhalar sayesinde, seçim bölgesi ve park alanlarına rahatça ulaşılabiliyordu.

Rhone salonlarına girildiği zaman, ilk salonda 8 sandık, ikinci salonda da 4 sandık yer alıyordu. Oy kullanmak için sandık seçimi için bakışırken, her sandıktan ‘Buyurun İlhan bey, burada oy kullanın’ şeklinde davet sesleri çıkıyordu. Sonunda, fotoğrafta gördüğünüz dostların bulunduğu sandıkta oyumu kullandım ve vatandaşlık görevimi yerine getirdim.

Salonda, sandık başlarında görev yapan partili yurttaşlarımızın kimi görev başında, kimi de mola sırasındaydı. Ülkücüler’in Hollanda lideri olan Murat Gedik’in etrafında MHP’li sandık görevlileri toplanmıştı. O anki fotoğraf karesini aşağıda bulacaksınız.

 

Amsterdam’daki başarılı organizasyonun mimarı olan Başkonsolos Tolga Orkun’u ‘devriye’ gezerken gördüm. Devriye’den kastım, Başkonsolosumuzun birinci günden son güne kadar salon içinde ve dışında yaptığı kontrollardan söz etmektir.
Zira, Hollandalı politikacılar ve medyacılar, Türkler’in Hollanda’da oy kullanmalarından hiç de hoşnut değillerdi. Politikacılar ve medyacılar, hükümetin , Türkler’in oy kullanmasına yasak getirmesi için çeşitli senaryolar yazıyorlardı. ‘Türkler birbirlerine girecekler’ ve  ‘Birbirlerine siyasi düşmanlık besleyen Türkler kargaşa çıkaracaklar’  gibi iddialarla ortalığı karıştırmaya çalışanların umutları suya düşmüştü.
Başkonsolosa, ‘Durum nedir’ diye sorduğum zaman aldığım cevap şu oldu: ‘Oy verme işlemi başladığı günden son güne kadar ortalıkta huzur ve güven hakimdi. Oy kullanmaya gelen yurttaşlarımızın kime oy verdiği veya vereceği söz konusu bile olmadı. Siyasi partiler adına görev yapan yurttaşlarımız da ahenk içinde çalıştırlar. Her sabah karşılaştıkları zaman birbirlerine sarılıyorlar ve hal hatır sorarak işe başlıyorlardı. Benim ile de sarmaş dolaş oluyordu bu yurttaşlarımız.’.
Başkonsolos bunları anlatırken yanımızda bizi dinleyen, adını özellikle belirtmeyeceğim bir genç söze karıştı ve, ‘Başkonsolosumuz çok haklı. Ben bu sandıkta HDP’yi temsil ediyorum. Ben de diğer yurttaşlarım ile sarmaş dolaş oluyordum’ diyerek Başkonsolosun anlattıklarını perçinledi.

 

Rekor katılım

Türkler, üçüncü defadır oy kullandıkları Hollanda’da, bu kez katılım rekoru kırdılar. Daha önce Amsterdam’da 42 bin oy kullanmış olan Türkler, bu kez 47 bin oy kullandılar. Türkler, Hollanda genelinde 110 bin oy kullanarak bir rekora imza attılar.

Türkiye’deki seçmenlerin de katılım rekoru kırmaları gerektiğini belirten Hollanda Türkleri şöyle konuştular: ‘Oy vermek demokrasinin gereği olduğu gibi, vatan borcudur. Bana ne diyenler yanlış yaparlar. Yurtdışında oy kullanamadığımız yıllarda, oy kullandırmak için uçaklarla, otobüslerle Türkiye sınırına götürülen yurttaşlarımızı unutmadık. Oy atmak sadece fanatiklere bırakılmamalı. Amaaan sende diyerek oy atmazsak, milli irade sağlıklı olmaz.’

 

Hollanda’daki seçimlerde olduğu gibi, yurtdışındaki tüm ülkelerde seçimlerin huzur ve güven içinde yapıldığı ve de katılım rekorları kırıldığı haberleri geliyor.
Ayrıntılı haberimi daha sonra sizlere sunacağım.

 

 

 

 

Yeni yıla girerken…

Yeni yıla girerken…

ilhan karaçay

 

Her yılın sonunda, yeni yıla girerken daktilomuzun veya bilgisayarımızın başına geçip,
‘Şöyle ferahlatıcı bir yorum yazayım da yüreklere su serpilsin’ diye düşünür benim gibi yazarlar.
Sonra otururuz yazı makinemizin başına. Daha ilk harfin tuşuna basmadan düşünmeye başlarız. ‘Böylesi bir ortamda nasıl ferahlatıcı bir şey yazacağız’ diye hayıflanmaya başlarız.
2017 yılını geride bırakıp 2018 yılına gireceğimiz şu sıralarda, gerek Türkiyemizde ve gerekse dünyada hiç de hoş, ferahlatıcı ve yürklere su serpici gelişmeler olmuyor.
Hele hele Türkiyemizde…
Oradaki politikacıların yarattıkları düşmanca tavırlar, yurtdışındaki Türk yurttaşlarına da aynen yansıyor. Buralardaki yurttaşlarımız da, Türkiye’deki politikacıları örnek alarak birbirleri ile kıyasıya münakaşa ve hatta kavga ediyorlar.
Peki, böylesi tartışmalar Hollandalılar arasında olmuyor mu?

Oluyor tabii ama böylesi değil.
Hollanda televizyonlarında izlediğimiz siyasi tartışmaları gözler ve dinlerken, ister istemez Türkiye’deki o çirkin tartışmalar gözlerimizin önünde canlanıyor. Hollanda’daki politikacıların tartışırken sergiledikleri o medeni tavır, ağzımızı sulandırıyor.
Hollanda’daki bir siyasi tartışmayı izledikten sonra, Türkiye’deki siyasi tartışmaları görüp duymamak için kendimizi çok zorluyoruz. Ama ister istemez televizyon kanallarımızı açıyoruz ve o dayanılması çok zor olan ilkel tartışmalara şahit oluyoruz.
Burada kimin ve hangi partilinin nasıl konuştuğunu açıklamamıza hiç gerek yok. İstisnalar tabii ki geçerlidir ama, politikacılarımızın çoğu ilkel tartışmaların başrol oyuncusu oluyorlar.
Eeee ne diyelim, Allah onlara doğru yolu göstersin.

Yurtdışında yeni yıla girerken, bizi en çok düşündüren konuların başında, Türkiyemize karşı dünya ülkelerince beslenen kin ve nefret duygularının, bize de yansımaları oluyor. Haliyle bize de Türkiyemizi savunmak düşüyor. Böyle bir savunma yaparken de, ülkemizi yönetenlere körü körüne inanmış gibi görünüyoruz. Kaldı ki, ülkemizi yönetenlere (Buna muhalefet de dahil) körü körüne inanmışlığımız da yok.
Batılılar nedense en küçük bir fırsatta bizim ülkemize çullanmak için olayları abartırlar ve düzmece suçlamalarda bulunurlar. İnsan hakları denince de sadece kendi insanlarının haklarını göz önünde tutarlar.

Doğu’daki veya Afrika’daki insanların hakları hiç akıllarına gelmez. Bu gibi durumlar konu olduğu zaman ben hep, Yahudi kız Anne Frank için açılan müzeyi düşünürüm. Amsterdam’daki Anne Frank müzesini dünyanın dört bir yanından gelen yüzbinlerce kişi ziyaret ederler. Anne Frank’ın Hitler rejimi sırasında yaşadığı hayata üzülmemek elde değil tabii. Anne Frank anısına yapılan her etkinliğe katılmak da bir insanlık borcu olmalı. Ama nedense, önceleri ve şimdi İsrail’in Filistin’de yaptıklarını görmezden gelenler, orada binlerce Anne Frank benzeri kızların varlığından da habersiz gibiler. İşte bu nedenle ben Batılılar’ı hep iki yüzlülükle suçlarım.

Duygu sömürüsü yaparcasına meseleleri hep kemdilerine yontan Batılılar, kendi aralarındaki ırkçı politikacılara da değer verir oldular. Eskiden ırkçı partilere oy vermeyen Batılılar, şimdi ırkçı partileri ‘En çok oy alan parti’ yapıyorlar.

İşte biz de yurtdışında böylesi ortamlarda yaşamımızı sürdürmeye çalışıyoruz.
2018 yılına girerken, gerek Türkiye’deki politikacılarımızdan ve gerekse Batı’daki politikacılardan bize bakmalarını ve bizim yaşamımızı karanlığa sokacak davranışlardan kaçınmalarını talep ediyoruz.
Yaşadığımız ülkeye vergi verdiğimiz için, geldiğimiz ülkeye de aidiyemiz için, talep etme hakkımız var sanıyoruz.

Tüm insanlığa mutlu bir 2018 diliyorum!

 

Altepe Erkenden Oyunu Kullandı

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, 7 Haziran genel seçimleri için oyunu kullanırken, sonuçların Bursa ve Türkiye için hayırlı olması dileğinde bulundu.

oy kullandı17 Haziran genel seçimleri için sabah saatlerinden itibaren vatandaşlar tercihlerini yapmaya başlarken; Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, eşi Hüsniye Altepe ve oğlu Ömer Altepe’yle birlikte Çekirge 1. Murat İlk ve Orta Okulu’nda oyunu kullandı. Saat 10.00 sıralarında okula gelen Başkan Altepe, vatandaşlarla tek tek tokalaştı. Daha sonra oy kullanacağı sınıfa geçen Başkan Altepe, 1041 numaralı sandıkta oyunu kullandı.
Başkan Altepe, genel seçimlerin Bursa ve Türkiye için hayırlı olmasını dileyerek, “Uzun bir maratondan sonra artık seçim gününe geldik. Artık son sözü de halkımız söyleyecek. ‘Hakimiyet milletindir’ düsturuyla yürütülen bu sistemde, özellikle halkımızın son söyleyeceği söz çok önemli. Halkımız inşallah en doğru kararı verecek. Şu ana kadar en doğru karar veren halkımızın bu defa da yine sağduyudan yana davranacağına ve en güzel şekilde tahlilini yapıp oyunu kullanacağına inanıyoruz” dedi.
Türkiye’de önemli bir seçim yaşandığını ifade eden Başkan Altepe, “Bu seçimde halkımızın oylarıyla birlikte yine güçlü bir iktidar çıkacak. Türkiye, istikrara ve güvene koşmuş olacak. İstiyoruz ki, bu seçim, güzel bir seçim olsun. 85 ilimizde de herhangi bir sıkıntı çıkmadan herkes halkın iradesine saygı göstersin. Halk da gönül rahatlığıyla oylarını kullansın, sonucu belirlesin ve sonucunda da herkes buna saygı duysun. Halkımızın iradesi ülkemiz ve insanımız için hayırlı olsun” diye konuştu.

Oy Emanettir Oyun’a Gelmeyin Ve de, Emanete Hıyanet Etmeyin!..

 

 

Mustafa Nevruz SINACI YAZAR RESMİİsra Suresi 16. Ayet de, her şeye egemen RAB (mealen) “Biz, bir memleketi (zulüm, isyan, azgınlık ve taşkınlıklarından dolayı) helak etmek istediğimiz zaman, onun (yolsuzluk, haram ve hırsızlık ürünü refahtan şımarmış (kendini yeterli görüp Allah’a ihtiyaç duymayan) elebaşı’larına (idareci, siyasetçi ve önderlerine) emrederiz, onlar da fâsıklığa saparlar/dinî, ahlâki/insani kuralları çiğnerler. Artık o (ülke)nin üzerine azap sözü hak olur. Derken biz de onu yerle bir ederiz. [bk. 6/123; 11/116-117; 23/63-64; 34/33-35]

Şu anda, başta ülkemiz olmak üzere, bütün İslâm coğrafyasında bu neviden bir güruh idareyi elinde tutmaktadır. Dolayısıyla Müslümanların öz vatanları yaşam alanlarında hâkim olan anarşi, terör, tedhiş, hırsızlık, yolsuzluk, savaş, cinayet, fesat, ifrat ve tefrikanın sebebi: “Emanet’in ehline verilmemiş olmasıdır.” Peki, “emanet” nedir? Emanet devlettir. Devlet ise, “İnsanların adalet, hukuk, hakkaniyet, barış, zenginlik ve esenlik içinde yaşamalarını teminle” memur ve mükellef olan kurumdur. Hüküm ve hikmet adına icra-i faaliyet gösteren hükümet, idaresine memur ve idamesinden (sürdürülebilir sistemler teşkil etmekten) mesul olduğu halk adına; Tam bir dürüstlük, saydamlık, adalet ve eşitlikle faaliyet göstermeye mecburdur.

İslâmî tandans ve kaynaklı Cumhuriyet, Demokrasi ve Lâiklik, hakkıyla ve lâyıkıyla (namuslu, dürüst ve demokratça) uygulandığı takdirde, bu neticeye doğal olarak ve mutlaka varılır. Aksi takdirde ülke bunalım, buhran, kaos/kriz ve başıbozukluktan kurtulamaz.

Milletin ve ülkenin durumu iki temel göstergenin beklenir sonucudur. Buna göre: Eğer bir devlette huzur, adalet, hukuk ve istikrar yoksa: Ya top yekûn insanlar bozulmuş, insani ve ilmî değerler tefessüh etmiş ya da yönetimi ele geçiren ‘mütegallibe’ başta Cumhuriyet olmak üzere, demokrasi ve lâikliği askıya almış demektir. Böyle bir durumda halk kendi yöneticileri “seçmiyor, seçemiyor ve/veya seçtirilmiyor” demektir!…

İşte bu nedenle: Önümüzdeki seçimler çok önemlidir. Tarihi fırsattır. Çünkü insanlar seçimde, partileri değil, kendi geleceklerini seçer/belirler. Kişi sevdiği/seçtiği ile beraberdir. Herkesin istikbali, istiklâl (özgürlük, mutluluk, zenginlik) ve güvencesi, oy verip desteklediği zihniyetlerle belirlenecektir. Daha açık bir anlatımla: geleceğimiz, kendi elimiz ve kararımızla şekillenecektir. Kullanacağımız Oy’la sadece kendimiz ve yakın çevremizin değil, 80 milyonu mücavir milletimizin, hatta bütün İslâm âlemi, Türk dünyası ve insanlık camiasında mezalime maruz, ezilen, üzülen ve sömürülen milyarlarca masumun/mazlumun kaderini etkileyebilecek bir tasarrufta bulunduğumuzun, farkında/idrakinde olmalıyız.

Dahası; Oy verdiğimiz parti/kişilerin bütün iyilik, kötülük ve bunların yan etkilerine ortak olunmaktadır. Unutmayın, bu seçimler, birkaç parti arasında değil, iki zihniyet arasında yapılacaktır. Sonunda, 1-Ya, İYİLER, namuslu-dürüst ve demokrat olanlar; 2- Ya da kötüler, hırsız, yolsuz, dönme-devşirme, din tüccarı, misyon taciri ve işbirlikçiler kazanacaktır.

Bakınız!.. Hüküm ve hikmet’in hakiki sahibi ne diyor ve bize ne öneriyor?..

İsra Suresi 80. Âyet: “De ki: ‘Yâ Rabbi! (bir amaçla gireceğim yere) beni doğruluk (ve hoşnutluk) üzere dâhil et. (Çıkacağım yerden de) beni doğruluk (ve hoşnutluk) çıkışıyla çıkar. Bana tarafından yardım edici bir kuvvet (iktidar) ver.” Yani: “Halkı idare etmeye talip olanlar, eğer iyi niyetli, Rab’in emirlerine sadık ve samimi müminler iseler, bu takdirde, seçilmek için asla hırs ve ihtiras göstermez; Tam bir iyilik, ilim, insanlık ve doğrulukla/dürüstlükle hareket ederler” anlamınadır. Bunun işareti, aynı surenin (İsra) 81.Âyet’inde şöyle açıklanır. “De ki: “Hak geldi, batıl zail (yok) oldu.” Çünkü batıl, daima yok olmaya mahkûmdur. [bk. 34/49]

NETİCE OLARAK: Kendi ellerimiz, akıl, ilim, idrak, istek/rıza ve irademizle; Bize, “gelecek nesiller adına emanet” olan OY hakkımızı lehine kullandığımız parti, kişi veya grup; Hükümeti ele aldığında adalet (eşit işe eşit ücret, seyyanen zam) Herkes için hak, gecikmeyen adalet.; Yönetimde saydamlık, dürüstlük, bütün vatandaşlar için eşit hak, mutlak güvenlik ve istikrar getirirse ne mutlu. Aksi taktirde, emanete hıyanet/vatana ve millete ihanet edilmiştir!.