Etiket arşivi: Obezite

Çocuk Obezine Dikkat

Obezite, metabolik sendroma neden olur, bu sorun da erken kalp hastalığı oluşmasına yol açar. Metabolik sendrom; yüksek kan insülin düzeyleri, hipertansiyon, yüksek kan yağları ve obezite bulguları ile karaterizedir. Normal kilolu çocuklarda metabolik sendrom görülmez. Aşırı kilolu çocuklarda tip 2 diyabet görülme oranı artmıştır ve artmış kardiyovasküler risk mevcuttur. Gelişmekte olan ülkelerde geleneksel yaşam tarzı değişiklikleri ile birlikte tip 2 diyabetli çocuk sayısında artma mevcuttur. Obez çocuklarda normal çocuklara göre hipertansiyon görülme oranı 3 kat artmıştır. Hipertansiyon ise önemli bir risk faktörüdür. Uyku sırasında solunum durması da obez çocuklarda görülebilir ve bu da kalp damar hastalıkları riskini artırır.

Obezite Cerrahisi İçin Ben Aday mıyım?

 

 

 

Değişen yaşam şeklimiz ve beslenme alışkanlıklarımız sağlığımızı etkilemekte obeziteyi, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de sık rastlanan önemli bir sağlık sorunu olarak karşımıza çıkartmaktadır.

Obezite, vücutta sağlığı bozacak şekilde anormal ve aşırı yağ birikmesi olarak tanımlanmaktadır. Vücuttaki yağ oranı yüzde 25, kadınlarda ise yüzde 30’un üzerine çıktığında obezite söz konusudur.

 

Okan Üniversitesi Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Abdulcabbar Kartal, obezite hakkında sık sorulanları cevapladı.ABDULCABBAR KARTAL

 

Şişmanlık Cerrahisi Nedir?

 

Beden Kitle İndeksi ya da vücuttaki yağ oranı ölçülerek şişman oldukları belirlenen hastaların kilo vermelerine yardımcı olmak amacıyla sindirim sistemine cerrahi müdahalede bulunulmasına “obezite cerrahisi” ya da “bariatrik cerrahi” denmektedir.

 

En Uygun Adaylar Kimlerdir?

 

Öncelikle kişinin en az üç yıldır devam eden obezite şikâyetinin bulunması, kronik alkol ve ilaç bağımlılığının bulunmaması ve kabul edilebilir ameliyat riski sınırları içinde olması  gerekir. Obezite cerrahisi yapılacak bir hastanın aktif bir psikiyatrik hastalığı olmamalıdır. Yaş sınırlaması olmamakla beraber 20-60 yaşları arasında daha güvenle ameliyat yapılabilir. Cerrahi, kilo vermede son çare olarak düşünülmelidir. Obezite cerrahisi hormonal rahatsızlığı olmadığı halde kilo veremeyen, diğer tedavi yöntemlerinde başarı sağlayamayan ya da tekrar kilo almış kişilerin, sağlık durumları bozulmaya başladığında yapılmalıdır.

Şişmanlık Cerrahisi Ameliyatı Nasıl Etkili Oluyor?

 

Obezite tedavisinde cerrahi yöntemleri temelde gıda alımını azaltan, besinlerin emilimini kısıtlayan ya da her ikisini birden sağlayan yöntemler olarak sınıflandırılabiliriz. Kısıtlayıcı ameliyatlarda, midenin hacmi küçültülür; mideye giren gıdaların miktarı ve kişinin yediği gıda miktarı azaltılır. Emilimi azaltan ameliyatlarda, besin emilimini azaltmak için bağırsakların bir kısmı by pass edilir. Ameliyat olan hastanın yapılan ameliyat tipine bağlı olarak aldığı günlük gıda miktarı ve alınan gıdanın bağırsaklarda emilim oranı azalır. Böylece hasta hızlıca kilo verir. Fakat Obezite cerrahisinin kilo verme konusunda kesin ve kalıcı bir etki sağlaması için kişinin önemli bir operasyon geçirdiğinin bilincinde olması, ameliyat sonrasında beslenmesine ve egzersizlerine devam etmesi gerekir.

 

En Sık Hangi Ameliyat Yapılıyor?

 

Günümüzde obezite cerrahisinde en sık yapılan iki ameliyat gastrik bypass (mide baypası) ve sleeve gastrektomi (tüp mide) ameliyatlarıdır. Bu ameliyatlar laparoskopik olarak, küçük deliklerden yapılabiliyor. Bu yöntem ile daha küçük kesilerle daha az ağrılı ve güvenli bir şekilde ameliyat gerçekleştirilebiliyor. Gastrik bypass ameliyatında ilk olarak mide hacmi küçültülerek hastanın alabileceği yiyecek miktarı azaltılmaktadır. Buna ilave olarak ince bağırsakların bir kısmı bypass edilmektedir. İnce bağırsakta gıdaların kat ettiği yol kısaldığı için besinlerin emilimi azalmaktadır. Bu ameliyat tekniği yüksek kalorili diyetle beslenme alışkanlığı olan hastalarda daha fazla tercih edilmelidir. Çünkü bu tip hastalar az miktarda ama yüksek kalorili gıdalarla beslenme alışkanlığına sahiptirler.

 

Tüp Midede Ne Yapılıyor?

 

Sadece gıda alımını azaltan ameliyatlarla yeterli kilo kaybına ulaşmak mümkün olmayabilir. Sleeve Gastrektomi (Tüp Mide) ameliyatında ise midenin büyük kenarı kesilip çıkartılarak bir mide tüpü oluşturulur. Bu teknik ile hem midenin hacmi azaldığı için alınan gıda miktarı azalır hem de çıkartılan mide bölümünden salgılanan ve açlık hormonu olarak tanımlanan GHRELİN hormon seviyesinde düşme sağlandığı için tokluk hissi oluşumu gerçekleşmektedir. Böylece hastaların normal sindirim sistemi bütünlüğü korunarak hızlıca kilo verebilmeleri sağlanabilir.

 

Dünyada ve Türkiye’de En Çok Gastrik Bypass Ameliyatı Uygulanıyor!

 

Gastrik bypass ameliyatı yakın zamana kadar Amerika Birleşik Devletler’inde en sık uygulanan ameliyat tekniğiydi. Fakat tüp mide ameliyatı hem daha kolay olması hem de bypass ameliyatına benzer sonuçlar elde edilmeye başlanması nedeniyle hem dünyada hem de ülkemizde en sık uygulanmaya başlanan ameliyat olmuştur.

 

Ameliyat Uzun Sürüyor Mu?

 

Ameliyat süresi yapılan ameliyatın tipine, hastanın şişmanlık derecesine ve cerrahi ekibin deneyim ve tecrübesine göre farklılık gösterebilir. Tüp mide ameliyatları genellikle 60-90 dk kadar sürmektedir. Ayrıca hastanın ameliyata hazırlanması ve uyutulması 20-25 dk ve hastanın ameliyattan sonra uyandırılması da 20-25 dk kadar sürmektedir. Gastrik bypass ameliyatında bu süre bir miktar daha uzun olabilmektedir.

 

Obezite Cerrahisi Sonrası Ne Kadar Sürede Ne Kadar Kilo Verilir?

 

Laparoskopik  gastrik bypass ameliyatlarında iki yıl sonunda beklenen kilo kaybı yaklaşık yüzde 70, sleeve gastrektomi ameliyatında yaklaşık yüzde 60 civarında olup verilen toplam kiloda hastanın ameliyat sonrasındaki uyumu çok önemlidir. Kilo vermedeki başarı hastanın ameliyat sonrası diyet ve egzersiz programına uyması ile doğru orantılıdır.

 

 

Ameliyat Sonrası Ne Zaman İşe Dönmek Mümkün?

 

Obezite ameliyatlarından sonra genellikle hastalarımıza 15 gün ev istirahatı önermekteyiz. Hasta masa başı çalışıyor ise 15 gün sonra işine dönebilmektedir. Yoğun fiziksel aktivite gerektiren işler için ve spora başlamak için yaklaşık 30 gün beklenmesi tavsiye edilir.

 

Tekrar Kilo Alma Riski Var Mı?

 

Obezite ameliyatlarından sonra kilo verme yaklaşık 1,5 – 2 sene kadar devam etmektedir. Bazı durumlarda hastalar fazla kilolarını bu süreç tamamlanmadan bir yıl gibi kısa bir sürede verebilmektedir. Ameliyat sonrasında sağlıklı kilo verme ve ideal kilonun korunması için en önemli faktörler dengeli beslenme ve egzersizdir. Bununla beraber uzun dönemde asıl başarı size önerilen tüm kurallara ne kadar uyduğunuza da bağlıdır. Eski beslenme alışkanlıklarını değiştirip, sağlıklı ve dengeli beslenme alışkanlığı edinmek, düzenli egzersiz yapmak, ameliyat sonrası kontrollerini aksatmamak, motivasyonunu bozmamak ve gerekirse psikolojik destek almak verilen kiloların geri alınmaması için önemlidir.

 

 

Şişmanlık Ameliyatlarının Riski Nedir?

 

Obezite cerrahisi tüm diğer ciddi cerrahi müdahaleler gibi belirli riskler taşır. Standart risk faktörleri hastanın genel sağlık durumu, hastanenin teknik imkanları ve cerrahi ekibin deneyimidir. Obezite ameliyatlarının en sık görülen riskleri kanama, anastomoz kaçakları (zımba hattında kaçak), demir, kalsiyum, vitamin D ve B12 eksiklikleri, beslenme bozuklukları ve safra kesesi taşı oluşumudur. Tüm laparoskopik obezite ameliyatlarından sonra açık cerrahiye dönme ve vücudun belli yerlerinde sarkmalar görülmesi mümkündür.

 

 

Toros Üniversitesinde Sağlıklı Yaşam Semineri

özerHERŞEYİN BAŞI SAĞLIK

Sunuculuğunu Sağlık, Kültür ve Spor Müdürü Erol Türedi’nin yaptığı Sağlıklı Yaşam Semineri’nin açılış konuşmasını Toros Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Özer yaptı. Özer, “Bugün bu seminerde çok önemli bulduğum 3 konu masaya yatıracak, uzmanlardan bu konular hakkında bilgiler alacağız. Sağlık maalesef hep ikinci  plana itilen bir konudur. Oysa sağlık olmazsa önemsediğimiz diğer bütün konular anlamını yitirir. Sağlık 1 ise Eğitimimiz o 1’in yanındaki 0’dır. Eğer iyi bir işiniz varsa o 1’in yanına bir 0 daha atabilirsiniz, iyi bir okuldan mezun olmak, ev araba sahibi olmak, çocuk sahibi olmak bunlar hep sağlığın yanındaki sıfırlardır. Hayatınızda bunların birinin eksik olması demek sizi daha az zengin kılmaz, oysa sağlığınız olmazsa o sıfırların da bir anlamı kalmaz.

CİNSELLİK TABULARINI YIKMALIYIZ

Biz Toros Üniversitesi olarak toplumsal sorunları masaya yatırarak bu konular hakkında bilinçlendirme görevini üstlenmeye çalışıyoruz. Seminerimizin 3.konusu olan Cinsel Eğitim de bunlardan birisi. Geçtiğimiz ay şehrimizde hunharca işlenen bir cinayetle 20 yaşında gencecik bir fidanımızı toprağa verdik. Bu hepimizi derinden yaraladı. Bu tarz olaylar neden bir İsveç’te yaşanmıyor da bizde yaşanıyor? Bu sorunun cevabı eğitimden geçiyor. Maalesef çocuklarımıza veremediğimiz eğitim zamanla çeşitli patlamalara neden oluyor. Bu yüzden bizim bu gibi programlara, seminerlere ihtiyacımız var. Bizim bu tabuları yıkmaya ihtiyacımız var” şeklinde konuştu.

 ÖNEMLİ OLAN DİYET DEĞİL NİYET

Prof. Dr. Özer’in açılış konuşmasından sonra seminerin ilk konusu çağımızın en önemli sorunlarının başında gelen Obezite konusu oldu. Konuyu Beslenme ve Diyet Uzmanı Mustafa Bahar anlattı. Diyet konusunda çok önemli bilgiler paylaşan Bahar,” Obezite, sigara tiryakiliğinden sonra gelen en önemli tehditlerden birisidir. Vücuttaki yağ oranı normalin üstüne çıkarsa obezite tehlikesi başlar. Bu tehlike vücudumuzda kalp krizi gibi birçok hastalığı tetikler. Bunun için dengeli ve sağlıklı beslenmeyi hayatımızda bir alışkanlık haline getirmeliyiz. Toplumda maalesef diyet konusunda birçok yanlış bilgi vardır. Özellikle internet ortamında dolaşan diyet programlarına vatandaşlarımızın itibar etmemesi gerekiyor. Unutmayın kötü diyet kilo aldırır. Önemli olan Diyet değil niyettir. Sağlıklı bir yaşam sürmek için işin uzmanlarından yardım almak gerekiyor. Çünkü diyet genel bir şey değil, kişiye özeldir” şeklinde konuştu.

aslan İNSAN BEYNİ NE KADAR BİLGİ KAYDEDEBİLİR?

Seminerin ikinci konuşmasını Nöroloji Uzmanı Dr. Seyfi Arslan yaptı. Konuşmasında; beyin nedir, hafıza nedir? Sorularının cevabını arayan Dr. Arslan, “ Beyin en az bildiğimiz organlarımızın başında gelir. Tamamen öğrenmeye organize olmuş bu organımız yüz milyarlarca hücreden (nöron) oluşur. Bu nöronlar birbirine bağlıdır. Malum çağımız internet çağı ve hayatımızda baytlar, gigabaytlar gibi kavramlar var. Peki, hiç düşündünüz mü, beynimiz kaç bayt? 2.5 Petabayt yani 2.5 Milyon Gigabayt. Bu ne mi demek? 300 yıl süren HD kalitede bir film” şeklinde konuştu.

 CİNSEL EĞİTİM ŞARTçelik

Seminerin 3.konuşmasını ise Psikolog Yaşam Yanardağ Çelik yaptı. Cinsel Gelişim ve Cinsel Yaşam Sorunları konulu bir sunum yapan Çelik, “Maalesef ülkemizde cinsel eğitim yok. Bu yüzden insanlar kulaktan dolma bilgiler yüzünden cinselliği tanıyamıyor ve yaşayamıyor. Oysa cinsellik, eğitim sisteminin olmazsa olmazlarından birisi olmalıdır. Cinsel tabuların yıkılamaması, bu konuların ayıp diyerek konuşulamaması yüzünden toplumun büyük bir çoğunluğu cinsel sorunlar yaşıyor. Cinselliğin konuşulamadığı ülkemizde internette en çok aranan konuların cinsellikle ilgili olması ise şaşırtıcı olmasa gerek. Ülkemizde bugün en çok konuşulan ve tartışılan konuların başında gelen vinsel tacizin ve şiddetin önüne ancak eğitimle geçebilirsiniz” şeklinde konuştu.

 

Seminer sonunda konuşmacılara Toros Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Nil Aşkın ve Rektör Yardımcısı Ahmet Özer tarafından programın anısına çiçek takdim edildi. çiçek