Etiket arşivi: Müzesi

PTT’den Çiftçilere Büyük Hizmet: Tarım Kart

Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi (PTT A.Ş.), toplumun çeşitli kesimlerine yönelik hizmetler geliştirerek vatandaşların hayatını kolaylaştırmaya ve ülke ekonomisine katkı sağlamaya devam ediyor. Memurları “Motif Kart”, esnaf ve sanatkarları “Esnaf Kart” ile buluşturan Şirket, bu kez çiftçiler için “Tarım Kart” projesini uygulamaya koydu. PTT A.Ş. ile Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği arasındaki “Tarım Kart” işbirliği protokolü, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, PTT A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Kenan Bozgeyik ile Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği Genel Müdürü Fahrettin Poyraz’ın katıldığı törenle imzalandı.

Bakan Turhan: “Çiftçimiz kazanacak, ülkemiz kazanacak”

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan, PTT Pul Müzesi’nde gerçekleştirilen törende yaptığı konuşmada, ülkemizin iki güzide kurumunun güç birliği neticesinde “Tarım Kart” projesinin ortaya çıktığına işaret ederek,“Ülkemizin medarıiftiharı olan PTT ile Tarım Kredi Kooperatifleri arasında imzalanacak Tarım Kart sözleşmesiyle çiftçimiz kazanacak, ülkemiz kazanacak” dedi. PTT’nin elini attığı her işte başarıya ulaştığını ve bugün dünyanın en büyük markalarından birine dönüştüğünü belirten Bakan Turhan, “PTT, yeni hizmetlerle birlikte çağın teknolojik gelişmelerine de ayak uyduruyor. Artık Pttcell’siz, PTTBank’sız, PTT Kargo’suz, Pttmatik’siz bir Türkiye düşünemiyoruz. 458 kurumun 596 çeşit iş ve işlemini PTT yapıyor. Türkiye’nin köyünde, kasabasında, bucağında tam tamına 5 bin 21 işyeri ile vatandaşımıza hizmet veriyor. Ülkemizin dört bir yanına yayılmış 3 bin 133 adet Pttmatik ile gücüne güç katıyor. Şu anda ülkemizde 1309 yerleşim yerinde sadece PTT bankacılık hizmeti veriyor ve 174 yerde Pttmatik dışında hiçbir bankamatik bulunmuyor. İşte, Tarım Kart ile çiftçimiz de artık PTT’nin gücünden daha da faydalanacak” diye konuştu.

Bakan Turhan, “Tarım Kart” ile ilgili olarak şu bilgileri verdi: “Yaklaşık 550 bin kooperatif ortağına Tarım Kart dağıtılacak. Söz konusu kartlar ile çiftçimize yıllık tahmini 2,5 milyar Türk Lirası nakdi, 6 milyar Türk Lirası ayni kredi ödemesi sağlanabilecek. Kooperatif üyelerinin PTT’ye ait işyeri ve ATM’lerde Pttkart ile yapacakları iş ve işlemlerde hiçbir komisyon ya da işlem ücreti de alınmayacak. Çiftçimiz bu projeyle daha uygun şartlarda kredi ve destek alacak. Böylece ürünü daha bereketli olacak. Her işte olduğu gibi, yeni yılda hizmete girecek olan Tarım Kart’la da nihai amacımız, yüzlerin gülmesi. Yüzler güldükçe, ocaklar tüttükçe, çarklar döndükçe, yollar uzandıkça, ağlar örüldükçe hedeflerimize daha emin adımlarla ilerleyeceğimizden kimsenin kuşkusu olmasın. Yeter ki birliğimizi, dirliğimizi, kardeşliğimizi elden bırakmayalım. Bu projenin hayata geçirilmesinde emeği geçen Tarım Kredi ve PTT yönetimini tebrik ediyorum. Tarım Kart’ın çiftçimize, milletimize hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum.”

Bakan Pakdemirli: “Bakanlığım dönemindeki en güzel, en kıymetli icraatlardan biri”

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, “Tarım Kart” projesinin bakanlığı dönemindeki en güzel, en kıymetli icraatlardan biri olduğunu ifade etti. Bu işbirliği dolayısıyla her iki kurumun genel müdürüne teşekkür ettiğini belirten Bakan Pakdemirli, “Bundan çiftçimiz ne kazanacak? Çiftçimiz hızlı, güvenli ve kaliteli hizmet alacak. İsterse bu kartla krediyi kullanacak, hasat gününü beklemeden, hasattan önce paraya ulaşımı bir defa olacak. Evinden, tarlasından ayrılmadan, ilçeye gitmeden işini yapabilecek. İsterse gübresini, mazotunu bu kartla alacak, yemini, suyunu, isterse danışmanlık hizmetini ve tüm hizmetleri Pttkart’la alıyor olacak. İnşallah, tarımsal desteklerin bir kısmını ayni, bir kısmını maddi olarak bu kart üzerinden verebilir miyiz, bunları da çalışıyor olacağız. Bu kartla üreticimizi daha iyi tanıyacağız, daha iyi hizmet edeceğiz” diye konuştu.

“Ülkemize ve çiftçimize hayırlı uğurlu olsun”

PTT A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Kenan Bozgeyik, işbirliği protokolünün hayırlı olması temennisinde bulunarak, “Kurumlarımızın yapmış oldukları çalışmaları çok daha verimli ve etkin hale getirebilmek için güçlü işbirliklerinden bir tanesine daha imza atmak üzere sizlerin huzurundayız” dedi. Protokolde emeği geçenlere şükranlarını sunduğunu ifade eden Genel Müdür Bozgeyik, “Vatandaşımızın hayatını kolaylaştıracak, ekonomimize artı değer koyacak her türlü projeyi inşallah bakanlarımızın ve hükümetimizin desteğiyle harekete geçireceğiz” diye konuştu.

Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği Genel Müdürü Fahrettin Poyraz ise iki köklü kuruluşun işbirliğinin ülkemize hayırlar getirmesini temenni etti. PTT ile yaptıkları işbirliğinin, Tarım Kredi Kooperatifleri’nde başlattıkları değişim çalışmalarının en önemli ayaklarından birini oluşturduğunu belirten Genel Müdür Poyraz, 535 bin Tarım Kart ile birlikte hizmetin çiftçinin ayağına götürüleceğini kaydetti.

SKAL International Marmara Kulübü Bülent Türker’i ağırladı

SKAL International Marmara Kulübü Bülent Türker’i ağırladı

SKAL International Marmara Kulübü’nün Mayıs ayı toplantısı, BOF Hotels Ataşehir’de iftar yemeği şeklinde gerçekleşti. Otelin Genel Müdürü Oktay Sıdar’ın ev sahipliği yaptığı buluşmanın konuğu ise, Holllanda’da yaşayan ve hayatı baştan sona kitaplar doldurabilecek kadar öykülerle dolu olan Bülent Türker idi.
Son derece renkli geçen etkinlikte Coşkun Sanat Merkezi kurucularından Ümit ve Nilay Coşkun’a ait fasıl grubu, iftar öncesi ve sonrasında harika bir performans sergileyerek konukları müzikal yolculuğa çıkardı.

SKAL International Marmara Kulübü Başkanı Mert Okan’ın açılış konuşmasıyla başlayan programda, Mart ve Nisan ayı içerisinde yapılan faaliyetler hakkında konuklara bilgi verildi. Daha sonra Bülent Türker’i kürsüye davet eden Mert Okan; “Konuğumuz sadece 3 saatlik uykuyla bir günü üç gün gibi yaşayan, kendisini iyiliğe ve Türk Bayrağı’na adamış bir insan. Bu akşam burada onunla birlikte olabildiğimiz için kendimi çok şanslı hissediyor ve bizleri kırmayarak geldiği için huzurlarınızda teşekkürlerimi iletiyorum” dedi.

FRANSA VE HOLLANDA’DA ÇANAKKALE SERGİSİ

Dünya tarihinin en kanlı savaşlarından birinin yaşandığı, buna karşılık Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde büyük bir zaferle çıktığımız Çanakkale Savaşları ile ilgili belge ve bilgiler toplayan Bülent Türker’in, Fransa’da sergi açarak önemli bir misyonu yerine getirdiğini gösteren görüntülerle başlayan sunumu, konuklar tarafından büyük bir ilgi ve dikkatle izlendi. Daha sonra Hollanda’da bulunan 309 metrekarelik evini “Çanakkale Savaşları Müzesi” haline dönüştüren Türker’in bunu neden ve nasıl yaptığı anlatıldı.

ATATÜRK’ÜN TABANCASINI SATIN ALDI

Bülent Türker’i daha iyi anlamak için, onun Atatürk’e 1923 yılında Arjantin Cumhurbaşkanı tarafından hediye edilen, bir tarafında kendi adı, diğer tarafında “General Mustapha Pasha” yazan, ancak sonrasında bir şekilde kaybolan tabancayı yaklaşık 300 bin lira ödeyerek Londra’da bir müzayededen satın alma hikayesini bilmek gerekiyor.

CHRISTIE’S’TE MÜZAYEDEYE KATILABİLMEK İÇİN BÜYÜK ÇABA HARCADI
Bülent Türker, Londra’daki ünlü müzayede salonu Christie’s’te düzenlenen Antik Silahlar Müzayedesi’ne katılabilmek için büyük çaba harcadı. Evinin tapusundan banka ve kişisel bilgilerine kadar çok uzun işlemlerden geçen Türker, 15 bin Sterlin’den başlayan ve büyük çekişmeyle geçen açık artırmada 26 bin sterlin ödeyerek, tabancanın sahibi oldu. Diğer komisyonlar ve masraflarla birlikte bugünkü rakamlarla yaklaşık 300 bin TL’ye mal olduğu bilgisini paylaşan Bülent Türker; “Şimdi tek arzum onu Türkiye’ye getirmek, ama bürokratik engellerden dolayı bunu bir türlü yapamadım” şeklinde konuştu.

KATILIMCILARA MÜZİK ZİYAFETİ
Buluşmanın sonunda Coşkun Sanat Merkezi kurucularından Ümüt ve Nilay Coşkun çiftine, SKAL International Marmara Kulübü Başkanı Mert Okan tarafından SKAL Marmara bayrağı hediye edildi. Bülent Türker ise harika müzik ziyafeti için teşekkürlerini iletti.


Bülent Türker ve Mert Okan

HOLLANDA KRALİYET NİŞANI VE “EN İYİ KALPLİ İNSAN” ÖDÜLÜ

Aslen Kırklareli’nin Vize ilçesinden olan, Hollanda’da bir bankada temizlikçi olarak çalışmaya başlayıp, daha sonra çalıştığı bankada genel müdürlüğe kadar yükselen Bülent Türker için, kırılma noktası olan iki ödül var ki, bunları yazmadan geçmek olmaz.
Bunlardan biri, 2001 yılında Hollanda Kraliyet Nişanı’nı alması; üstelik bu onura layık görülen en genç insan olarak kayıtlara geçmesi. Diğeriyse, 2005 yılında, İlhan Karaçay’ın yönetimindeki  Avrupa DÜNYA Gazetesi’nin, aylarca süren araştırma kampanyasından sonra, Hollanda’dan başka, dünyanın dört bir tarafından gelen oylar ile “40 Yılın En İyi Kalpli İnsanı” seçilmiş olması.

****

Sağlık Tarihi Müzesi’, ‘14 Mart Tıp Bayramı’nda ziyarete açılıyor

Büyükşehir Belediyesi tarafından Pınarbaşı Mahallesi’nde düzenlenen müzenin hazırlıkları son aşamaya geldi. Bursa’nın müzeleriyle de ünlü bir şehir olduğunu söyleyen Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, “Bursa’nın yeni müzelerinden biri olan Sağlık Müzesi’nin açılışını 14 Mart Çarşamba günü yapacağız. Bursa, ‘Tıp Bayramı’ haftasında özellikli ve güzel bir müzeye kavuşacak” dedi.

Bursa’nın kültürel birikiminin önemine vurgu yapan Başkan Aktaş, Sağlık Tarihi Müzesi hakkında bilgiler vererek, “Burada çok büyük emek var. Binanın kamulaştırılıp restorasyonunun yapılmasının ardından, ihtisas gerektiren, sağlıkla alakalı bir konseptin ele alınmış olması çok değerli. Kendisi de hekim olan CHP Bursa Milletvekili Ceyhun İrgil’in de özel gayretleriyle, Bursa sağlığı, çok ciddi şekilde araştırılmış. 7 yıllık bir çalışmayla, Bursa Sağlık Tarihi kitabı oluşturulmuş. Müzede de çok ciddi bir araştırma, birikim, emek ve çok sayıda bağışlanan sağlık materyali bulunuyor. Bursa, bu özel müzeyle sağlıkla ilgili pek çok bilgiye ulaşabilecek” diye konuştu. Başkan Aktaş, müzenin yaşayan bir mekan haline gelmesi için sağlık kuruluşlarıyla irtibat halinde sağlık odaklı farklı aktivitelerin, tarama ve bilgilendirmelerin yapılacağını da sözlerine ekledi.

Anadolu’da açılan ilk sağlık müzesi olacak

Bursa Milletvekili Ceyhun İrgil de müzenin oluşumuna destek veren Büyükşehir Belediyesi ile sağlıkla ilgili çeşitli eşyaları ve eserleri müzeye veren hekim ve yakınlarına teşekkür etti. İrgil, müzenin özelliğine değinerek, “Bursa Sağlık Müzesi, Anadolu’da açılan ilk sağlık müzesi olacak” dedi.

Trakya’da Edirne’de de bir sağlık müzesinin bulunduğunu ifade eden İrgil, “Aslında Türkiye’de ilk sağlık müzesi 1920’li yılların sonuna doğru Bursa Valiliği içerisinde bir odada Osman Şevki Uludağ tarafından açılmıştı. Maalesef o müze unutuldu, kayboldu. Burada o anıyı da tekrar canlandırmak ve onun hakkını teslim etmek istedik” şeklinde konuştu. Müzenin, Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne yakışan bir tavırla kente kazandırıldığını anlatan İrgil, “Bu müzenin yaşamasını diliyorum” diyerek Bursalılara müzeye sahip çıkmaları çağrısında bulundu.

Bursa’nın sağlığı mercek altında

Bursa Sağlık Tarihi Müzesi, sağlığa meraklı ziyaretçilerini bekliyor. İnsana verilen değerin objeler, panolar ve mankenler kullanılarak yansıtıldığı müze, antik çağlardan Osmanlı’ya ve oradan da bugünün Bursa’sına ulaşan sağlık bilincine dair inceliklerin maddi ve manevi temellerini zengin görsellerden oluşan koleksiyonu ile sunuyor. Müzede, araştırmacıların faydalanabileceği bir kütüphane ve çalışma alanı da bulunuyor. Halkın sağlık alanında bilgilendirilmesi amacıyla, farkındalık sağlayacak güncel sergiler, etkinlikler ve eğitimlerin düzenlenmesi de amaçlanan müze, tüm Bursa halkının ortak eseri olma özelliği taşıyor. Çünkü müzedeki tüm obje ve belgeler, başta Dr. Ceyhun İrgil olmak üzere, Bursa’da yaşayan ve çalışan sağlıkçılar ve ailelerinin bağışı… Yıldırım Darüşşifası ile hak ettiği şöhreti Bursa Sağlık Tarihi Müzesi ile taçlandıran Büyükşehir Belediyesi, Tophane surları içindeki Yerkapı Konağı’nı restore ederek halkın hizmetine sundu.

Bursa Sağlık Tarihi Müzesi, Edirne’deki Sağlık Müzesi’nden sonra Türkiye’nin ikinci sağlık müzesi, Anadolu’da kurumsal olarak kurulan ilk müze olarak dikkati çekiyor. Dr. Ceyhun İrgil koleksiyonu ağırlıklı olmak üzere hastaneler, eczacılar ve sağlık alanında çalışan kişilerin ve yakınlarının bağışladığı eşya ve belgelerle müzenin alt yapısı oluşturuldu. Binanın alt katı ağırlıklı olarak araştırma, etkinlik ve sergiler için tasarlanmış olup yaşayan müze mantığıyla halka hizmet veriyor. Yapının üst katı ise sağlık alanına dair eserlerle düzenlenmiş olup hem geçmiş zaman hem de bugüne dair envanterlerle müze formatına getirildi. Müzede eski zaman ilaç tedavilerinden eczacılığa, diş sağlığından şifalı kaplıcalara, kadın doğumdan kulak burun boğaza kadar birçok alanda malzeme bulunup laboratuvar ve müdahale ekipmanlarıyla birçok görsele de yer verildi.

Anadolu’da açılan ilk sağlık müzesi olacak

Bursa’yı değerleriyle geleceğe taşıyan Büyükşehir Belediyesi tarafından kente kazandırılan ‘Sağlık Tarihi Müzesi’, açılış için gün sayıyor. Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, müzenin, 14 Mart Tıp Bayramı haftasında ziyarete açılacağının müjdesini verdi.

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Pınarbaşı Mahallesi’nde hazırlıklarına devam edilen müzede incelemelerde bulundu. Bursa’nın müzecilik anlamında başarılı bir noktada olduğunu ifade eden Başkan Aktaş, “Bursa’nın yeni müzelerinden biri olan Sağlık Müzesi’nin açılışını 14 Mart veya o hafta içerisinde yapmayı planlıyoruz. 1 ayımız var, son hazırlıklarımızı yapıyoruz. ‘Tıp Bayramı’ haftasında Bursa’mızı bu güzel müzeyle buluşturacağız” dedi.

“Bursa, müzeleriyle meşhur”

Bursa’nın kültürel birikimine de işaret eden Başkan Aktaş, “Kent Müzesi başta olmak üzere Bursa, müzeleriyle meşhur. Burada da çok büyük emek var. Binanın kamulaştırılıp restorasyonunun yapılmasının ardından, ihtisas gerektiren, sağlıkla alakalı bir konseptin ele alınmış olması çok değerli. Kendisi de hekim olan CHP Bursa Milletvekili Ceyhun İrgil’in de özel gayretleriyle, Bursa sağlığı çok ciddi şekilde araştırılmış. 7 yıllık bir çalışmayla, Bursa Sağlık Tarihi kitabı da oluşturulmuş. Bugün de müzede devam eden çalışmaları inceleyelim, eksikleri tespit edelim diye geldik. Burada çok büyük bir gayret var” diyerek, müzeye emeği geçen ve bağışta bulunan gönüllülere teşekkür etti.

Başkan Aktaş, zamanla daha da geliştirilecek olan müzenin yaşayan bir mekan haline gelmesi için sağlık kuruluşlarıyla irtibat halinde sağlık odaklı farklı aktivitelerin, tarama ve bilgilendirmelerin yapılacağını da sözlerine ekledi.

“Anadolu’da açılan ilk sağlık müzesi olacak”

Bursa Milletvekili Ceyhun İrgil de müzenin oluşumuna destek veren Büyükşehir Belediyesi ile sağlıkla ilgili çeşitli eşyaları ve eserleri müzeye veren hekim ve yakınlarına teşekkür etti. İrgil, müzenin özelliğine değinerek, “Bursa Sağlık Müzesi, Anadolu’da açılan ilk sağlık müzesi olacak” dedi.

Trakya’da Edirne’de de bir sağlık müzesinin bulunduğunu ifade eden İrgil, “Aslında Türkiye’de ilk sağlık müzesi 1920’li yılların sonuna doğru Bursa Valiliği içerisinde bir odada Osman Şevki Uludağ tarafından açılmıştı. Maalesef o müze unutuldu, kayboldu. Burada o anıyı da tekrar canlandırmak ve onun hakkını teslim etmek istedik” dedi.

Yaklaşık 7-8 yıl önce çalışmalarına başlanan müzenin Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne yakışan bir tavırla kente kazandırıldığını anlatan İrgil, “Bu müzenin yaşamasını diliyorum” diyerek Bursalılara müzeye sahip çıkmaları çağrısında bulundu.

TALHA UĞURLUEL ELAZIĞ’DA

 

Elazığ Belediyesi tarafından birincisi düzenlenen ve Elazığlılar tarafından yoğun ilgi gören 1. Kitap Fuarı’nın bugünkü konuğu Tarihçi-Yazar Talha Uğurluel oldu.

Dünyaya Hükmeden Sultan, Sarayın Kutsalları, Kanuni’nin Akıl Oyunları, Tarih Tıbbı Konuşturdu, Osmanlının Kalbini Bekleyenler, Arzın Kapısı Kudüs gibi kitapları kaleme alan, yerli ve yabancı dergilerde yayınlanmış birçok makale ile akademik çalışmaları bulunan tarihçi-yazar Talha Uğurluel, Elazığlı kitapseverlerle birlikte önce imza günü sonrasında ise söyleşi gerçekleştirdi.

SÖYLEŞİ ÖNCESİ HARPUT GEZİSİ3W5A6696_1024x683

Elazığ Belediyesi 1. Kitap Fuarı’na katılmak için  Elazığ’a gidenTarihçi-Yazar Talha Uğurluel, fuarda gerçekleştireceği söyleşi programı öncesinde bünyesinde kadim bir tarih barındıran Harput’u inceledi.

Harput Kalesini, Ulu Camii ve Sarahatun Camileri ile Harput Kale kazıları Müzesini gezen Talha Uğurluel, arkeolojik kazı çalışmaları esnasında çıkarılan tarihi eserleri de detaylıca inceledi. Ayrıca kendi sosyal medya hesabı ile Harput’tan canlı yayın yaparak takipçilerine Akkoyunlular dönemi ile ilgili bilgi veren Talha Uğurluel, yaptığı canlı yayın programıyla Harput’un ve Elazığ’ın 4000 bin yıllık köklü geçmişine dair önemli bilgiler aktardı.

Harput’un anlatılmakla bitmeyecek köklü geçmişinin çok iyi okunması ve tanıtılması gerektiğine dikkat çeken Uğurluel, daha kapsamlı bir programla Harput tarihini daha detaylı anlatmak ve tanıtmak istediğine vurgu yaptı.

“DÖRT BAŞI MAMUR BİR ÇALIŞMA OLMUŞ”

Son yıllarda Türkiye’de kitap fuarlarının sayısının arttığını ve okuyucuların eskiye oranla yazarlara daha kolay ulaştığını belirten Talha Uğurluel, bu durumun eğitim ve okuma oranları açısından çok umut verici olduğunu söyledi.

Kitap fuarlarının İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlerin dışına çıkmış olmasında Başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Bütün şehirlerde kitap fuarları açılsın” çağrısının etkili olduğunu belirten Talha Uğurluel, bu uğurda emek veren başta Belediye Başkanı Mücahit Yanılmaz olmak üzere herkese çok teşekkür ettiğini belirtti.3W5A6739_1024x627

Elazığ’da da birincisi gerçekleşen kitap fuarının bu kapsamda çok önemli olduğunu belirten Talha Uğurluel, fuarın ilk defa yapılmış olmasına rağmen çok başarılı olduğunu halkın ilgisinin de çok üst düzeyde olduğunu söyledi.

 

ATAV ile Karacadağ Kalkınma Ajansı “Şanlıurfa’da Tarih Yeniden Canlanıyor” Projesinde Buluştu

 

“Şanlıurfa’da Tarih Yeniden Canlanıyor” Projesine ATAV tecrübelerini aktardı…

 

Kurulduğu 1996 yılından bu zamana kadar Antalya ve ilçelerine ait gizli kalmış veya unutulmaya yüz tutmuş sosyo – kültürel, tarihi, gastronomi ve doğal zenginlikleri gün ışığına çıkarmak için çalışmalar yürüten Antalya Tanıtım Vakfı (ATAV) son olarak Karacadağ Kalkınma Ajansı’nı ağırladı.

Toplanti

“Şanlıurfa’da Tarih Yeniden Canlanıyor Projesi” kapsamında Karacadağ Kalkınma Ajansı, kamu/özel sektör kurum temsilcileri ve Proje Ekibi 17 Ağustos tarihinde Antalya Tanıtım Vakfı’na ziyarette bulundular.

 

Ziyaretleri esnasında ATAV Başkanı Nizamettin Şen’in yanısıra Başkan Yardımcısı Yeliz Gül Ege, Yönetim kurulu üyelerinden Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı İbrahim Evrim ile Cornelia Otelleri Genel Müdürü Zafer Alkaya da toplantıya iştirak ettiler.

 

ATAV Başkanı Nizamettin Şen ATAV’ın kuruluşundan bu yana amaçlarından, faaliyetlerinden, projelerinden,etkinliklerinden ve Antalya Tanıtımına yönelik çalışmalarında izledikleri strateji ve politikalardan bahsedilen bir sunum yaptı.

 

Ayrıca Nizamettin Şen, Turizm uygulamalarının geliştirilmesinde izlenilen Politikanın, Planlamanın, Destinasyon Yönetiminin, Markalaşmanın ve Pazarlama Operasyonlarının önemini vurgulayarak bunların ancak sürdürülebilir, yaygın ve etkin olmaları durumunda fark yaratacağını ve fırsatların verimli bir şekilde kullanılabileceğini ve üzerinde çalışılan Destinasyonun bilinirliği ve tanıtımına katkı sağlayabileceğini altını çizerek ifade etti. ATAV bünyesinde kurulmuş olan Antalya Kongre Bürosunun turizmin çeşitlemesinde oynadığı rolün önem ve etkinliğine de değindi.

 

ATAV Başkan Yardımcısı Yeliz Gül Ege ise ATAV bünyesinde bulunan Antalya Kadın Müzesinin  kuruluş ve etkinliklerinden bahsederken bölgeninin tanıtımında insan faktörünün özellikle kadın olgusunun ne kadar etkili olduğunun önemini vurguladı.

 

Bu projeyle birlikte ATAV Başkanı Nizametin Şen ve Yönetim Kurulu üyeleri Antalya’nın tanıtımına yönelik tecrübe ve deneyimlerini paylaştığı Karacadağ Kalkınma Ajansına yürüttükleri projede başarılar dileyip, her zaman yardım ve destekleri ile yanlarında olacaklarını ve Şanlıurfa’nın Turizm Destinasyonu olarak bölgesel rekabetçiliğini geliştirmesinden ve öncelikle tercih edilen noktalardan biri olmasından memnuniyet duyacaklarını da dile getirdiler.

 

 

Haber Yayın Hazırlık Dairesi: Yusuf Ünel

 

Olba Antik Kenti’nde Kazı Çalışmaları Aralıksız Sürüyor

 

Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, Mersin’in Silifke İlçesi’ne bağlı Uzuncaburç beldesinin doğusunda bulunan Olba Antik Kenti’nde 2017 yılı yaz döneminde başlayan arkeolojik kazıları inceleyerek, görevlilerden çalışmalar hakkında bilgi aldı.BAŞKAN KOCAMAZ, OLBA KAZILARINI İNCELEDİ (1)

Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin 3 yıldır sağladığı maddi desteği bu yıl da devam ettirdiği ve 60 bin TL destek verdiği kazı çalışmalarını inceleyen Başkan Kocamaz, “Mersin’in turizm hayatına, kültürel değerlerine yeni değerler katmak istiyoruz” dedi.BAŞKAN KOCAMAZ, OLBA KAZILARINI İNCELEDİ (7)

Göreve geldikleri günden bu yana destek verdikleri kazı çalışmalarından bahseden Başkan Kocamaz, verilen desteğin devam edeceğini belirterek, “Bu bölgede 8 ayrı yerde kazı çalışmalarımız devam ediyor. Müze müdürümüz, kazı başkanımız ve kazı heyetimiz burada. Bu bölge tarihte çok önemli bir yerleşim birimiydi. Bunların kalıntılarını hep birlikte gün yüzüne çıkaracağız. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Bu tür yerler çok fazla ilgi görüyor. İlgi görürken de bölgede yaşayan insanların günlük hayatına da bazen engeller çıkarabiliyor. Ama Devletimiz büyük devlet, güçlü devlet. İnşallah bu konuyu Bakanlık yetkilileri ile görüşüp en kısa sürede çözmek istiyoruz” şeklinde konuştu.BAŞKAN KOCAMAZ, OLBA KAZILARINI İNCELEDİ (17)

Roma mozaiği gün yüzüne çıkarıldı

Silifke İlçesi’ne bağlı Olba Antik Kenti’ndeki kazılar, Gazi Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emel Erten başkanlığında ve Gazi Üniversitesi ile Mersin Üniversitesi doktora, yüksek lisans ve lisans öğrencilerinden oluşan 20 kişilik bir ekip ile sürdürülüyor. Arkeolojik kazılarda aynı zamanda ilgili alanlardaki uzmanlar, eğitim için gelen öğrencileri de yetiştiriyor.

Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin 3 yıldır destek verdiği kazılarda ortaya çıkarılan mimari eserlerin görsel belgelemeleri yapılırken, eski eser restorasyonu ve küçük eser konservasyonunun yerinde yapılabilmesi adına kurulan laboratuvar ile eserlerin ön temizlikleri ve bakımı sağlanabiliyor.

Dağlık Kilikya olarak adlandırılan bölgenin önemli bir merkezi olan Olba Antik Kenti’nin yerleşim tarihine ışık tutmak amacıyla 17 yıldır devam ettirilen kazılar, her yıl olduğu gibi bu yıl da hız kesmeden sürdürülüyor. İlk olarak 2001 yılında yüzey araştırmaları olarak başlayan çalışmalar, 2010 yılında arkeolojik kazı çalışmalarına dönüştü. 2017 yılı kazı çalışmaları, daha önceki yıllarda başlamış olan Roma Dönemi tiyatrosunda, Hıristiyanlık Dönemine ait manastırda ve kentin akropolisinde devam ediyor. Geçtiğimiz yıllarda kazı alanında devam eden çalışmalar sırasında, MS. 2. yy sonu 3. yy başlarına ait bir Roma mozaiğine rastlandı. Olba’da rastlanılan ve değerli, seçkin bir eser olan Roma mozaiği, Silifke Müzesi’ne kaldırıldı ve sergilenmeyi bekliyor.BAŞKAN KOCAMAZ, OLBA KAZILARINI İNCELEDİ (29)

“Arkeolojik kazılar için ilk defa yerel yönetimden böyle bir destek aldık”

Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz’ın kazı çalışmalarına verdiği desteğin önemine değinen Olba Antik Kenti Kazı Başkanı Gazi Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emel Erten, “Sayın Başkan, göreve geldiği tarihten itibaren kazılara destek vermekte. Kendisine çok teşekkür ediyoruz. Çünkü yerel yönetimlerden ilk defa böyle bir destek aldık. Bu sadece Mersin ve bölge arkeolojisi değil aynı zamanda ülkemizin tarihinin, kültürünün aydınlatılması açısından çok değerli bir destek. Sayın Burhanettin Başkanımıza huzurlarınızda şükranlarımı sunuyorum. Yardımlarının her kuruşunun bizim için çok kıymetli olduğunu, çok önemli işlerimizi bu sayede hallettiğimizi belirtmek istiyorum” şeklinde konuştu.BAŞKAN KOCAMAZ, OLBA KAZILARINI İNCELEDİ (35)

Silifke Müzesi Müdürü Nilgün Yılmazer, “Ben öncelikle Mersin Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Burhanettin Kocamaz Bey’e bölgemizdeki kazılara, yüzey araştırmalarına verdiği destekten dolayı sonsuz teşekkür ediyorum. Büyükşehir Belediye Başkanımız bu konuda oldukça duyarlı. Büyükşehir Belediye Başkanımız Burhanettin Bey’in, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteği ile bölgede çok güzel çalışmalar yapılacağı inancındayım” diye belirtti.

Antalya’nın en önemli projesi hayata geçiyor

 

 

 

 

 

Büyük bir kültür, sanat, rekreasyon ve yeşil alan projesi olarak tasarlanan Kent Müzesi Projesi görücüye çıktı. Kent Müzesi’nin kente ve turizme canlılık kazandıracağını belirten Başkan Türel, Türkiye’nin hatta dünyanın en iddialı kent müzesi projelerinden birini başlatmanın gururunu yaşadıklarını söyledi.

 

Büyükşehir Belediyesi ve Antalya Konseyi tarafından hazırlanan Antalya Kent Müzesi Projesi, Bülent Ecevit Kültür Merkezi’nde tanıtıldı. Toplantıya Antalya Vali Vekili Hüseyin Ece, Milletvekili Mustafa Köse, Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, Kepez Kaymakamı Hamdullah Suphi Özgödek, Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü, Kemer Belediye Başkanı Mustafa Gül, Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Hasan Subaşı, Kent Konseyi Başkanı Semanur Kurt ve Kent Konseyi üyeleri, Antalyaspor’un Vakıf, Dernek ve Anonim Şirket Başkanları ve çok sayıda Antalyalı katıldı.

TERÖRE BOYUN EĞMEYECEĞİZ

Başkan Türel, toplantının açılış konuşmasına Ankara’da yapılan alçakça terör saldırısını kınayarak başladı. Türel “Hayatını kaybeden, şehit olan asker ve sivil vatandaşlara rahmet, yakınlarına ve bütün milletimize başsağlığı diliyorum. Acımız, üzüntümüz büyük, ancak teröre de boyun eğmeyeceğiz, teslim olmayacağız; terörle kararlı mücadele ederken, hayatımızı yaşamaya, geleceğe ilerlemeye devam edeceğiz. Bu sebeple artık bu tür toplantılarımızı, etkinliklerimizi önemsiyoruz, iptal etmiyoruz, tam tersine azimle, inatla daha fazla çalışıyor, gayret ediyoruz” dedi.

KİMSE ENDİŞEYE KAPILMASIN

Bu yıl terör meselesi ve Rusya meselesi sebebiyle turizm sektörünün moralinin biraz bozuk olduğunu ve doğal olarak bu durumun Antalya’nın geneline yansıdığını ifade eden Türel, hükümetin turizm konusunda aldığı önlemlerin önümüzdeki günlerde açıklanacağını müjdeledi. Kimsenin Antalya’da turizmin geleceği ile endişeye kapılmaması gerektiğini dile getiren Başkan Türel, şunları söyledi: “Burada Kent Müzesi projemizi de örnek göstererek herkese şunu söylemek istiyorum. Kimse Antalya’nın, Antalya turizminin geleceği ile ilgili endişeye kapılmasın. İşte birbiri ardına muhteşem projelerimiz geliyor ve Antalya hayallerimiz her gün bir adım daha gerçeğe dönüşüyor. Antalya kabuk değiştiriyor ve küresel vizyonunu ileriye taşıyan güçlü adımlar atıyor. Artık dünyanın büyük yatırımcıları Antalya’ya ilgi gösteriyor. Terör ve şer odakları, felaket tellalları boşuna heveslenmesinler. Hiç kimse bu milletin ve Antalya’nın yükselişini durduramaz. Bu projeler hayata geçtikçe Antalya bütün unsurlarıyla, kent kültürüyle, turizmiyle, ticaretiyle, yeni bir döneme girecek, güçlü bir marka olarak 12 ay boyunca yaşayan, turizmini çeşitlendirmiş bir şehir olacaktır. Daha yeni başlıyoruz, şimdiye kadar deniz ve güneşle buraya geldik, artık spor, sağlık, kültür, EXPO, kültür ve sanat dönemi başlıyor.  Herkes bunun güvenini duymalı, geleceğe bu güven ve heyecan ile bakmalıdır.”

GURUR GÜNÜkm

Başkan Menderes Türel, bu güvenle Antalya’nın en heyecan verici projelerinden biri olan, Türkiye’nin hatta dünyanın en iddialı kent müzelerinden Antalya Kent Müzesi Projesi’ni başlatmanın gururunu yaşadıklarını söyledi. Kent Müzesi’nin, bir kültür kurumu olmanın yanında, aynı zamanda kentlilik bilincinin oluşturulmasında öncü rol oynayan bir eğitim kurumu olduğuna vurgu yapan Türel şöyle konuştu: “Kent müzesi gibi eserler ve rekreasyon projeleri bir şehre ruh verir, anlam verir. Bu çerçevede, projemizin en önemli amacı Antalya gibi Türkiye’nin en çok göç alan şehrinde Antalyalılık kimliğinin kaybolmaması, özünü kaybetmeden çeşitlilik ile beslenmesi,  yeni Antalyalılara ve yeni nesillere de bu kimliğin aktarılmasıdır. Kent Müzesi Projesi sadece bir müzeden ibaret bir konu değildir, esasen Antalya ruhunun, kimliğinin ortaya çıkarılması, çağdaş demokrasinin temellerinin atılmasıdır.”

KENTE VE TURİZME CANLILIK KATACAK

Kent Müzesi Projesi’nin büyük bir kültür, sanat, rekreasyon ve yeşil alan projesi olarak Antalya’ya ve turizme canlılık kazandıracak entegre bir proje olduğuna dikkat çeken Türel şöyle devam etti: “Antalya Kent Müzesi’ni, sadece tarihi malzemenin depolanıp korunacağı bir kurum olarak düşünmüyoruz. Bir buluşma noktası, bir iletişim, eğitim ve kültür merkezi olmasını istiyoruz. Antalya Kent Müzesi sadece sürekli ve geçici sergileriyle değil, yayınları, konferansları, konserleri, kursları, gezileri, yerel yemekler sunacak lokantası, yörenin halk sanatı ürünlerini ve başlıca tarihi eserlerinin replikalarını bulabileceğimiz hediyelik eşya mağazalarıyla da zengin bir yelpaze sunacaktır. Kısacası, Antalya Kent Müzesi, Antalya’da yaşam kalitesinin yükselmesine, geçmişle geleceğin bir bütün olarak algılanmasına vesile olacaktır.”

YEDİ MÜZE MÜJDESİ

Antalya’nın bir kültür başkenti olacağını söyleyen Başkan Türel, konuşmasında Kent Müzesi dahil çalışmalarına başlanan yedi müze projesinin de müjdesini verdi. Türel şunları kaydetti: “Türk İslam Medeniyetleri Müzesi, Kent Müzesi, ATAV ile birlikte yaptığımız Kadın Müzesi, Kepezaltı-Santral Kentsel Dönüşüm projesi kapsamında Doğa Tarihi Müzesi, Kepez Belediyesi ve TÜBİTAK ile birlikte Bilim Müzesi, Kent Konseyi ile birlikte Su Müzesi, Kepezaltı-Santral Kentsel Dönüşüm projesi kapsamında Yaşam ve Doğa Temelli Çocuk Eğlence Merkezi. Ayrıca Kepez Belediyemizin Dokuma’da otomobil ve oyuncak müzesi projeleri de bulunuyor. Herhalde dünyada hiç bir şehirde bir anda bu kadar müze çalışması yoktur. Az laf, çok iş sloganımız vardı, işte budur!”

STK’LARLA ÇALIŞIYORUZ

Kent Müzesi Projesi’nde Kent Konseyi ile birlikte çalıştıklarını anlatan Başkan Menderes Türel, “Altını çiziyorum artık sivil toplum yerel yönetim işbirliğinin en başarılı örneğini Antalya’da sergileyeceğiz. Kentin bütün unsurlarının bir araya geldiği Kent Konseyi ile bu projeyi yürütüyoruz. Neredeyse her projemizde şehrimizin paydaşlarıyla işbirliği ve istişare içinde çalışıyoruz. Konyaaltı Projesi’nde Mimarlar Odamızla çalıştık, Boğaçayı Projesi’nde İnşaat Mühendisleri Odamız ile istişare toplantısı yaptık. Ayrıca Antalya’nın bütün konularını Sayın Valimizin, Sayın Kumbul ve Sayın Subaşı gibi başkanlarımızın, STK başkanlarımızın, özel sektör mensuplarının katıldığı Yüksek İstişare Kurulu’nda da görüşüyoruz. Şeffaf, katılımcı yönetim anlayışını her fırsatta uygulamaya geçirmeye gayret ediyoruz. Çünkü bir tane Antalya var, bu şehir gerçekten bizim kimliğimiz, ruhumuz, sevdamızdır; bizim için dünyanın en güzel yeridir ve her şeyin en güzeline layıktır” şeklinde konuştu.

5 SENEYİ ANTALYA’DAN ÇALDILAR

İlk başkanlık döneminde Antalya’nın modern bir kent müzesine olan ihtiyacını çok önemsediklerini ve Antalya Kent Müzesi kuruluş çalışmalarını sahiplendiklerini kaydeden Başkan Türel, “Çalışmalarımız büyük takdir toplamıştı. Fakat maalesef, birçok projemiz gibi, bu proje de yönetim değişikliğiyle askıya alındı ve 5 yılı kaybetmiş olarak yeniden ele almış durumdayız. Bu projenin bir unsuru Büyükşehir Hizmet Binası’nın tamamlanması ve birimlerimizin oraya taşınmasıdır. Bildiğiniz gibi, hizmet binası projesi yarım kalmış, inşaat çürümeye terk edilmişti. Hizmet binası gerekmiyor diyorlardı, şimdi o sözün anlamını ve değerini de bu projeyle sizler ve Antalyalılar takdir edecektir. Bu 5 seneyi benden değil, Antalya turizminden, Antalya halkından, esnafından çaldılar” ifadelerini kullandı.

İFTİRACILARI ALLAH’A HAVALE EDİYORUM

Kent Müzesi Projesi içinde yer alan stadyum ve kapalı spor salonu alanına AVM yapılacağı iftirasını atanları sert bir dille eleştiren Türel, “Kent Müzesi projesini gündeme getirdiğimizde bize ne dediler spor salonu yerine AVM yapacaklar dediler. Kesmedi stadyumun yerine de AVM yapacaklar dediler. Daha iki ay önce bunu söylediler. Bunu yazan gazeteciler var Antalya’da. Yarın inşallah saat 14.00 e stadyumu yıkımı için o tarihi ana tanıklık etmek orada buluşacağız. Projenin mimarı Hüseyin Kahvecioğlu çok güzel söyledi; ‘Türkiye’de ilk defa eski bir stadın yerine yoğunluklu bir bina yapılmadan alan tamamen yeşil alana dönüştürüyor, park yapılıyor’ dedi. Ama bu iftira fabrikatörleri, bu vizyon fukaraları, dervişin fikri neyse zikri odur sözündeki gibi, asıl AVM’ciler kendileri iken, bizi de kendileri gibi sanıp, kendi iftiralarına inanarak bu vebale girdiler. Şimdi gelip şu muhteşem projeye bir baksınlar. Belki biraz utanıp, ders alırlar diyeceğim, ama gerek yok. Gölge etmesinler başka ihsan istemez. Bu vesileyle bu müfterileri bir kere daha önce Allah’a, sonra Antalya halkına havale ediyorum” diye konuştu.

2018’DE ZİYARET

Başkan Türel, Kent Müzesi çalışma takvimini şu şekilde açıkladı: “İlk hazırlık döneminde Antalya Kent Müzesi’nin nasıl bir kavramsal yaklaşıma sahip olacağını belirlemiş, müzenin bölümlerini, tematik ve kronolojik sergi başlıklarını tespit etmiştik. Şimdi ise mimari projeyi ve sergi tasarımını hızla tamamlamaktayız. 2016 ve 2017 yılları inşaat çalışmaları ve sergilerin plana göre son şekline getirilmesi dönemi olacak. Müzemizin yönetim yapısını ve her bölümünü hızla şekillendireceğiz. 2018 yılı sonbaharında ise, Antalyalılar gurur duyacakları bir müzeyi ziyaret edip onun hizmetlerinden yararlanma olanağından faydalanabilecekler.”

ANTALYA’NIN EN ÖNEMLİ PROJESİ

Başkan Menderes Türel, 1930’lu yılların mirası, Antalya şehir tarihi Büyükşehir Belediye Binası, Antalya’nın kültürel mirası Karaalioğlu Parkı ile yıkımı yapılacak Atatürk Stadı alanının açık Kent Müzesi olacağını belirterek, “Stadın açık tribün kısmı hem açık hava etkinlikleri için kalacak hem de nostaljik bir tarihi mirasımız olarak kalacak. Bütün bunlar benim gibi birçok insanın çocukluğu, gençliği, hayatıdır, yılların paha biçilmez hatırasıdır. Keşke bu şehri yaşamış, buralarda yaşamış, buralarda hizmet etmiş nice insan, onların hatıralarını burada yaşatacağımızı görselerdi. Ama inanıyorum ki, öteki dünyadan görüyorlardır ve mutlu olmuşlardır. Bu inançla bu projeyi ebediyete intikal etmiş bütün Antalyalılara ithaf ediyorum ve bu projeyi bütün Antalya halkına ve çocuklarına emanet ediyorum. İşte bu yüzden bu proje bir anlamda bizim en önemli projemizdir, hatta Antalya’nın en önemli projesidir” şeklinde sözlerini tamamladı.

DEV MÜZE ALANI

Kent Konseyi Başkanı Semanur Kurt, Başkan Türel’in 2014 seçimlerindeki ziyaretinde kent müzesinin yürütülmesi sorumluluğunu kendilerine önerdiğini ve memnuniyetle kabul ettiklerini belirterek,  kurulacak Kent Müzesi ile Antalyalıların kentlilik bilincini daha da geliştirmeyi Antalya’nın tarihsel, kültürel, toplumsal değerlerini gelecek nesillere aktarmayı hedeflediklerini söyledi. Müzenin önemli kısmını oluşturan Atatürk Stadı’nın yıkım işlemlerine başlandığını anlatan Kurt, şu bilgileri verdi: “Belirlenen temalar doğrultusunda kalıcı sergi tasarımlarına ait ihale sürecine geçildi. Büyükşehir Belediye binasının kısa sürede taşınmasıyla Kapalı Spor Salonu, tarihi Belediye Binası, şu anki Fen İşleri, Çevre Sağlığı binaları ve Bülent Ecevit Kültür Merkezi’ni kapsayacak şekilde kent müzesi inşaat alanını oluşturacak. Bu yapılarda Karain’den Günümüze Antalya ve Antalyalılar, Çağlar Boyunca Aile ve Evlilik, Antalya’da Mutfak Kültürü, Antalya’nın Doğası, Antalya’nın Yönetimi ve Belediye temalı sergiler yer alacak. Restorasyonu devam den tarihi Hıdırlık Kulesi Kent Müzesi’nin önemli bir mekanı olacak.”

BAŞKAN TÜREL’E TEŞEKKÜR

Semanur Kurt, Antalya Kent Müzesi çalışmalarının sağlıklı yürümesinin öncelikle kent dinamikleri ve onların görüşlerine saygılı, şeffaf ve amatör ruhla, kentlileri dışlamayan, geçmiş birikimleri göz ardı etmeyen çalışma yöntemiyle sürdürülmesine bağlı olduğunu kaydetti. Kurt, “Bunu gerçekleştirdiği takdirde Antalya sadece Türkiye’nin en büyük kent müzesine sahip olmayacak, aynı zamanda en geniş katılımla kurulan bir kent müzesi modelini de hayata geçirmiş olacak. Kent Müzesi’ni tekrar gündeme getiren ve hayata geçirilmesi için her türlü olanağı sağlayan Başkan Menderes Türel’e, tüm kuruluş ve kişilere Kent Konseyi adına şükranlarımı sunuyorum” dedi.km1

 

Projenin mimarı Hüseyin Kahvecioğlu Kent Müzesi Porjesi hakkında bilgi verdi. Kahvecioğlu Türkiye de ilk defa bir stadın yerine halka açık park yapıldığını söyledi.

 

 

Teke Yöresi’nin Sesleri Akm’de

gelenek 

Büyükşehir Belediyesi, Teke Yöresi’nin yerel sanatçılarını her ay Antalyalılarla buluşturmaya devam ediyor. 28 Mart Cumartesi günü saat 19.30’da AKM Perge Salonu’nda gerçekleşecek “Gelenekten Geleceğe, Yöremizin Halk Sanatçıları” etkinliğinde Antalya’dan Burdur’a, Denizli’den Isparta’ya “Yerel Sesler” konuk olacak.

 

Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı Kent Müzesi tarafından düzenlenen etkinlikte, Deniz Yıldız kaval, Sevilay Gök, Sami Demircioğlu bağlama, Helime Özke ve arkadaşları sipsi-leğen; Sabri Özdemir dörtteli, Tahsin Yarar kabak kemane, Sevil Demircioğlu zilli tef ile Antalyalılara türkü şöleni yaşatacak. Yönetmenliğini Emre Dayıoğlu’nun yapacağı etkinlikte Teke Yöresi’nin gizli kalmış ender sesleri unutulmaz bir konser verecek.

can

CAN VEREN PERVANELER

Öte yandan Büyükşehir Belediyesi, Divan Edebiyatı kültürünün önemli temsilcilerinden Hayati İnanç’ı bir söyleşi ile Antalyalılarla buluşturuyor. Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı’nca organize edilen Hayati İnanç’ın Edebiyat Sohbeti “Can Veren Pervaneler”  26 Mart Perşembe günü saat 19.30’da Antalya Kültür Merkezi (AKM) Perge Salonu’nda gerçekleştirilecek.

 

ÜCRETSİZ SİNEMA GÖSTERİMİNDE BARTON FİNK

Büyükşehir Belediyesi, Antalya Sinema Derneği işbirliğiyle düzenlenen ücretsiz sinema gösterimleri devam ediyor. Dünya sinemasının en iyi örneklerinin perdeye yansıtıldığı etkinlik kapsamında 25 Mart Çarşamba günü saat 19.00’da Cam Piramit Düden Salonu’nda, yönetmenliğini Joel Coen ve Ethan Coen’in üstlendiği ‘Barton Fink’ adlı film gösterilecek. 1991 ABD yapımı filmde, John Turturro, John Goodman, Micheal Lerner, Steve Buscemi, Judy Davis gibi oyuncular rol alıyor. 1991 yılında Altın Palmiye ödülüne layık görülen film sinemaseverleri bekliyor.

Anadolu’dan Dünyaya Barış Mesajı Veriyoruz

888Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi’nin açılışına katıldı.
Bakan Ömer Çelik, açılışta yaptığı konuşmada Türkiye’deki özel müzelerin dünya çapında önemli başarılara imza attığını vurguladı.

Bu Açılışın Şu Konjonktürde Çok Büyük Bir Önemi Var
“Öncelikle böyle bir eser meydana getiren Yüksel Bey başta olmak üzere herkesi kutluyorum. Doğrusunu söylemek gerekirse umduğumdan çok öte bir eser buldum burada. Katıldığım bu tip açılışlar açısından da en çarpıcı olanının şimdiye kadar bu olduğunu söylemek isterim. Ama kendisinin enerjisini gördüm. Öyle tahmin ediyorum ki burası ile sınırlı kalmaz ve bunun gibi birkaç müze daha yapar.
Bizim, arkeolojik eserlerimize, medeniyet eserlerimize sahip çıkan ve üstelik özel sektör tarafından, sivil bir girişimci tarafından yapılan böyle bir eseri açmamızın şu konjonktürde çok büyük bir önemi var.
Çünkü etrafımızda belki de Orta Çağ’dan bu zamana kadar görülmeyen bir barbarlık var. Etrafımızda 7-8 tane ülke şu anda yönetilemez durumda. Burada DAİŞ diye bir terör örgütü bütün insanlığın mirası olan medeniyet eserlerini herkesin gözü önünde yok ediyor. İnsanları öldürdüğü gibi insanların birikimi olan medeniyet eserlerini de yok ediyor. En son biliyorsunuz -Nemrut şehrinden sonra- Musul’daki antik El-Hadar kentindeki tarihi eserleri de yok ettiler. Geçen hafta Musul’un Güneydoğu’sunda Asurlular dönemine ait -Nemrut şehrine saldırdıktan sonra- bu şehir neredeyse tamamen yok oldu. Geçtiğimiz ay da Musul Müzesi’ndeki heykel ve kıymetli sanat eserlerini balyozla parçalamışlardı. Bu olaydan önce de Musul Kütüphanesinde bulunan 8 binden fazla tarihi kitap bu terör örgütü tarafından yok edildi. Bu kütüphanede Osmanlı, Abbasi, Eyyubi dönemine ait bir sürü el yazması eser bulunmaktaydı.
Şimdi böyle bir terör örgütü böyle bir vahşeti gerçekleştiriyor. Üstelik dinimize ait sloganları da kullanarak böylesi bir barbarlık ortaya koyarken ülkemizde böyle bir yer açmamız hakikaten bu gelişen olaylar karşısında da çok büyük bir mesaj teşkil etmektedir.
Milliyetçilik ve Medeniyetçilik Bir Araya Geldiği Zaman Güçlü Hayat İzleri Ortaya Çıkar
Burada önemli iki kavram da öne çıkıyor. Birincisi milliyetçilik, ikincisi medeniyetçilik. Bakın Sayın Erimtan ‘Ben ülkemin eserlerini yurt dışında gördüğüm zaman bir karar verdim. Bunların Doğu Akdeniz ya da Doğu Yunan eserleri olarak sergilenmesinin arkasındaki tırnak içerisinde ‘tezgâhı’ gördüm ve bu memleketin eserlerine sahip çıkmak istedim.’ diyor. Asıl milliyetçilik budur. Bir memleketin medeniyet eserlerine sahip çıkmak ise büyük bir medeniyetçiliktir.
Zaten bir millet bu ikisi bir araya geldiği zaman tarihe damgasını vurur. Tek başına kuru milliyetçilikten hiçbir şey çıkmaz. Kendi eserlerini korumayan bir medeniyet severlikten de hiçbir şey çıkmaz. Ama milliyetçilik ve medeniyetçilik bir araya geldiği zaman işte bu tip bu eserleri koruyan, bu şekilde güçlü hayat izleri ortaya çıkar.
İnsanlığın ortak tarihi ve kültürel mirasına barbarca saldırılar yapılırken biz ortaya koyduğumuz bu çalışmalarla bu eserlerle bir kere daha Anadolu topraklarından bütün dünyaya bu toprakların sahip olduğu medeniyetin barış ve hoşgörü sesini iletmiş oluyoruz.
Tabii bu mutluluğu bize Sayın Yüksel Erimtan yaşatıyor. Kendisine, ailesine, bu müzeye emeği geçen herkese çok teşekkür ediyoruz. Büyük bir emek var bunun arkasında.
Bugün İstiklal Marşının kabulünün de 94. yıldönümü. ‘Cumhuriyetin temeli kültürdür’ diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere vatan şairimiz Mehmet Akif’i rahmetle ve saygıyla anıyoruz. Böyle bir günde, İstiklal Marşı’nın Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy’u Anma Günü’nde bu müzeyi açıyor oluşumuzun da bence özel bir anlamı var. Böylece güzel bir tesadüf ortaya çıkıyor.      96

Bu Kültürel Birikimin Yaşatılması ve Gelecek Nesillere Aktarılması Anadolu’nun Dünyaya Verdiği Mesajın Yaşatılması Anlamına Geliyor
Burada Anadolu’nun çeşitli arkeolojik dönemlerine ve Osmanlı dönemine tarihlenen eserler var. Bunlar belli bir olay örgüsüyle bir araya getirilmiş. Bundan sonrada Ankara artık bu eserle birlikte kültür ve sanat açısından daha da kıymetli bir yer haline geldi.
Tabii bizim Bakanlık olarak önceliğimiz bütün bu eserlerin korunmasına öncülük etmek ve bu eserleri koruyanlara yardım etmek. Bu bakımdan müzecilik ve koleksiyonculuk çalışmalarına çok büyük önem veriyoruz. Çünkü tarihi değeri olan sanatsal ürünlerin sadece devlet müzelerinde kalması korunması mümkün değil. Aksine bu eserlerin yasal bir çerçevede sanatseverler tarafından korunması ve sergilenmesi her şeyden daha önemlidir.
Bakanlığımızın 2006 yılından bugüne kadar çeşitli alanlarda verilen kültür belgesi ve teşviklerin yanı sıra ilmi ve teknik konularda verdiği desteklerin de etkisiyle 2015 yılı Mart ayı itibarıyla Bakanlığımız denetimindeki özel müze sayısı 208’e ulaşmıştır. Geçtiğimiz yıllar içerisinde özel müzelerimizin yalnızca sayısı artmamış, yapılan başarılı çalışmalar sonucunda söz konusu müzeler uluslararası alanlarda da çok önemli başarılar elde etmiştir.
Nitekim Bakanlığımız denetimindeki özel müzelerden Sabancı Müzesi, Baksı Müzesi, Masumiyet ve Aşiyan müzeleri 2014 yılı Avrupa Müze Ödülleri için aday adayı olmuşlardır. Bu özel müzelerimizden Baksı Müzesi, Avrupa Konseyi Parlamenterler Asamblesi’nin Kültür, Bilim, Eğitim ve Basın Komitesince verilen, Avrupa Yılın Müzesi Ödülü kategorilerinden biri olan Avrupa Konseyi Müze Ödülü’nün sahibi olmuştur.
Bu yıl itibarıyla da Bakanlığımız müzelerinden Aydın Müzesi ile özel müzelerden İstanbul Hisart Müzesi Avrupa Yılın Müzesi Ödülü’ne aday gösterilmiştir.
Ben kesinlikle eminim ki bugün açtığımız müze,  Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi de ilk fırsatta uluslararası arenada çok büyük bir ödül alacaktır. Biz Bakanlık olarak bu müzenin ödül alması için gereken girişimlerin ve çalışmaların yapılmasını da sonuna kadar destekleyeceğiz. Bu kültürel birikimin yaşatılması ve gelecek nesillere aktarılması Anadolu’nun tüm dünyaya verdiği mesajın yaşatılması anlamına geliyor.
Biz burada sadece geçmişte kalmış, geçmişi yaşayan-anlatan eserlerden bahsetmiyoruz. Bu eserler bize bugünü de, bir bakıma yarını da anlatıyor. Bu eserlerin sergilenmesine bu şekilde emek verilmesi bizim açımızdan hakikaten son derece saygıdeğerdir. Tebrik ediyorum.”
Bakan Ömer Çelik ve beraberindekiler açılışın ardından Yüksel Erimtan’ın arkeoloji merakıyla yıllar içinde biriktirdiği eserlerin yer aldığı müzeyi gezdiler.