Etiket arşivi: Mühendislik

FOÇA TATİL KÖYÜ’NÜN AKIBETİ TBMM GÜNDEMİNDE!

Yıllardır atıl bekleyen Foça Tatil Köyü’nün akıbeti TBMM gündemine taşındı.

 

İzmir’in Foça ilçesinde 1967 yılında açılan ve Türkiye’nin ilk tatil köyü olan Foça Tatil Köyü, 38 yıl hizmet verdikten sonra 14 yıl önce kapandı.

Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, Foça Tatil Köyü’nün üzerindeki taşınmazlarla birlikte, 49 yıllığına kiralanacağını duyurdu, Maliye Hazinesi’ne ait olan ve yıllardır âtıl bekleyen tatil köyü için geçen yıl ihaleye çıkıldı.

İhaleyi, ‘Arda Mühendislik Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ adlı bir şirket kazandı.

Özelleştirme İdaresi Başkanlığı Temmuz 2018 tarihinde resmi internet sitesinde şu duyuruyu yaptı: “Bugün yapılan nihai görüşmelerde, özelleştirme kapsam ve programında bulunan İzmir’in Foça ilçesi İsmetpaşa Mahallesi’nde bulunan 187 ada 7 nolu parseldeki 13 bin 372.81 metrekare, 14 nolu parseldeki 26 bin metrekare, 15 nolu parseldeki 84 bin 136 metrekare, 16 nolu parseldeki 18 bin 150 metrekare ve 19 nolu parseldeki 141 bin 377.53 metrekare yüzölçümlü taşınmazların ayrıca bu taşınmazlar üzerindeki tesis, bina ve müştemilatın bir bütün halinde özelleştirme ihalesinin nihai pazarlık görüşmesinde, en yüksek teklif 44 milyon 250 bin TL ile Arda Mühendislik Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından verilmiştir.”

Ancak ihaleyi alan ve 49 yıllığına Foça Tatil Köyü alanını kiralayan şirketin harekete geçebilmesi için beklenen onay bir yıldır verilmedi.

Konuyu TBMM gündemine taşıyan CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından yanıtlanması istemiyle yazılı soru önergesi verdi.

CHP’li Bakan, “Söz konusu alanın bir an önce değerlendirilmesi hem turizm geliri hem de istihdam kaynağı açısından çok önemli, Foçalılar tarafından dört gözle bu alanın değerlendirilmesini bekliyor. İhale yapılmış, gerekli izinler şirkete neden verilmiyor? İhaleye onay verilmiyorsa, bu alanın Foça’ya ve Foçalılara kazandırılması için yeni süreç neden başlamıyor?” dedi.

CHP’Lİ BAKAN HAZİNE VE MALİYE BAKANI BERAT ALBAYRAK’A SORDU:

1 – Turizm geliri ve istihdam kaynağı olması açısından Foçalılar tarafından dört gözle beklenen Foça Tatil Köyü kapsamındaki alanın değerlendirilmesi için beklenen onay neden bir yıldır verilmemektedir?

2 – İhaleyi alan ve Foça Tatil Köyü alanını 49 yıllığına kiralayan şirketin harekete geçebilmesi için beklenen onay ne zaman verilecektir? Verilmeyecekse söz konusu alanın Foçalılara kazandırılması için yeni süreç ne zaman ve ne şekilde işletilecektir?

Yabancı Büyükelçiliklere Kıbrıs dersi

 

Kıbrıs İlim Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı ve Uluslararası Politika Uzmanı Prof. Dr. Ata Atun, Ankara’da görev yapan yabancı büyükelçileri ve elçilik misyonlarını Kıbrıs sorununun geçmişi ile Türkiye’nin Akdeniz’deki hakları üzerine bilgilendirdi. Moderatörlüğünü emekli büyükelçi Yiğit Alpogan’ın yaptığı toplantıda, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) Ankara Büyükelçisi Kemal Köprülü ile, Türkiye’de görev yapan yabancı Büyükelçiler, büyükelçi yardımcıları ve yabancı misyon hazır bulundu.

Türkiye’nin başkenti Ankara’da görev yapan büyükelçiler ve elçilik temsilcileri, Kıbrıs sorununun temeli ve bugün gelinen nokta üzerine bilgilendirildi. KKTC Ankara Büyükelçiliği ve Türkiye’nin önemli fikir kuruluşlarından AVİM (Avrasya İncelemeleri Merkezi) tarafından organize edilen bilgilendirme toplantısı, Ankara Çankaya’da bulunan AVİM binasında gerçekleştirildi.

Fransa, İsviçre, Almanya, Hollanda,  Portekiz, Slovakya, Suudi Arabistan, Romanya, Letonya, Avusturya,  Karadağ,  Azerbaycan Büyükelçi ve büyükelçi yardımcılarının katıldığı bilgilendirme toplantısına Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile İngiltere Büyükelçilikleri ikişer kişiyle katılım gösterdi.

AB Türkiye Delegasyonu tarafından da izlenen toplantıda konuşan Prof. Dr. Ata Atun, Kıbrıs sorununun, Rum ve Yunanların iddia ettiği gibi 1974’te başlamadığını vurguladı. Rumların Megali İdea’dan kaynaklanan (Büyük ülkü) Enosis saplantılarının (Adanın Yunanistan’a bağlanması) 1930’lu yıllardan itibaren adada huzursuzluğa sebep olduğunu anımsatan Atun, Rum tedhiş örgütü EOKA’nın faaliyete geçtiği 1955 yılından itibaren adada kan ve gözyaşının eksik olmadığını ifade etti.

“Türkiye’nin Kıbrıs’taki statüsü yasal”

Kıbrıs Türklerinin 1974 yılına kadar yaşama hakkı dahil birçok haklarının gasp edildiğini belirten Prof. Dr. Ata Atun şunları söyledi: “Kıbrıs Türkleri adada tam anlamıyla soykırıma uğramışlardır. 1960 yılında kurulan ortaklık cumhuriyeti anlaşmasına hiçbir şekilde uymayan Rumlar, Türkleri eşit ortak olarak göremeyeceklerini kaydederek, Türklerin eşitliği garanti altına alan 13 maddeyi değiştirme yoluna gitmişlerdir. Bu 13 maddeyi değiştirmeyeceklerini anladıklarında da silah zoruyla Kıbrıs Türklerini önce ortaklıktan, sonra da adadan atma, yok etme prensibiyle hareket etmişlerdir. Adanın yüzde 3’lük bir kısmına hapsedilen Türkler, ağır ekonomik baskılara maruz bırakılmıştır. Makarios’un talebi ile dönemin Yunanistan Başbakanı 1964 yılında adaya 20,000 kişilik bir ordu göndermiş ve bu Yunan ordusu Milli Muhafız ordusu ile birlikte 1964 yılında Erenköy’e, 1967 yılında da Geçitkale’ye saldırmıştır. 20,000 kişilik Yunan Askeri Kuvvetlerinin adadan çekilmesini emreden BM kararı BM Genel Sekreteri’nin Güvenlik Konseyine sunduğu S/8322 sayı ve 3 Ocak 1968 tarihli Raporunda yer almaktadır. Dolayısıyla bugün Türkiye’yi ‘işgalci’ olarak nitelendirenler yalan argümanlarla algı operasyonu yürütmekte, tüm dünyayı kandırmaktadırlar. Türkiye, 1974 yılında Yunanistan’dan gönderilen subayların desteği ile Kıbrıs’ta Makarios’a karşı gerçekleştirilen darbe ve sonrasında, Kıbrıs Helen Cumhuriyeti’nin ilan edilmesi ile Türkiye’nin garantör olarak, adada 16 Ağustos 1960 tarihinde ilan edilen Kıbrıs Cumhuriyeti’nin statüsünün bozulması durumda müdahale etmesine olanak veren Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası, EK 1, Garanti Ve İttifak Anlaşması, Madde 4 doğrultusunda anayasal hakkını kullanmıştır. Anayasanın bu maddesine göre garantör devletler, 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’nin statüsü bozulduğu vakit, (Lağvedilmesi, bir başka ülkeye bağlanması vb…) birlikte veya tek başlarına müdahalede bulunma ve 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasının gereklerini yerine getirip, Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tekrardan kurma hakkına sahip olmakla yetkilendirilmişlerdir.”

“Ada 1959’da bölünmeye başladı”

Kıbrıs adasının 1974’te bölündüğü yönündeki Rum tezlerinin de gerçeği yansıtmadığını ifade eden Prof. Ata Atun, “Lefkoşa’nın ilk bölündüğü tarih 1959’dur. İngiliz Koloni İdaresi çatışmaları önlemek için Baf Kapısı’ndan Mağusa Kapısı’na kadar, Ermu Caddesi boyunca tel örgüler çekmişti. Öte yandan, Rumların 21 Aralık 1963 sabahı adanın tüm yerleşim yerlerinde Türklere saldırmasının ardından 27 Aralık 1963 günü toplanan; Duncan Sandys ve İngiliz Yüksek Komiseri, Türkiye ve Yunanistan Büyükelçileri, Kıbrıs Türk ve Rum Toplumlarının temsilcileri, İngiliz hava Mareşali Sir Deniz Barnett ve adadaki İngiliz Birliklerinin Komutanı General Peter Young’dan oluşan komite bir sınır hat tespit edilmesine karar verdi. İki günlük çalışma sonrasında 29 Aralık 1963 tarihinde komisyon tarafından kabul edilen plan üzerine çizilen sınır çizgisi ile “Yeşil Hat” adı altında resmileşti ve BM kayıtlarına girdi” şeklinde konuştu.

“Türkiye’nin sondaj faaliyetleri Uluslararası Deniz Hukukuna uygun”

Kıbrıs İlim Üniversitesi Dekanı Atun, Türkiye’nin Akdeniz’deki hakları ve Rum kesiminin doğalgaz konusundaki çalışmaları hakkında da şunları kaydetti: “Türkiye’nin 1958 ve 1960 yıllarında kabul edilen 1. ve 2. Deniz Hukuku Konferansı sonuçlarına göre kendine ait olan kıta sahanlığı ve bu kıta sahanlığından kaynaklanan Münhasır Ekonomik Bölgesi, 1994 yılında, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi tarafından tek yanlı ilan edilen 3. Deniz Hukuku Konferansı (UNCLOS) kararına dayalı tek yanlı ilan edilen sözde Münhasır Ekonomik Bölgesi tarafından işgal edilmiştir. 3. Deniz Hukuku sonuçlarını 18 ülke ile birlikte kabul etmeyip imzalamayan Türkiye’nin, Kıbrıs Rum tarafının tek yanlı ve sözde ilan ettiği münhasır ekonomik bölgesi ile çakışan parsellerde sismik araştırma ve sondaj faaliyetlerine bulunması tamamen Uluslararası Deniz Hukukuna uygundur. Aynı doğrultuda KKTC’nin kendi Münhasır Ekonomik Bölgesini tek yanlı ilan etmesi, Türkiye ile Kıta Sahanlığı belirleme anlaşması yapması ve kendi Münhasır Ekonomik Bölgesinde de TPAO ile Araştırma ve sondaj anlaşması yapması, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin yabancı şirketler ile yaptığı araştırma ve sondaj anlaşmaları kadar geçerli olup, uluslararası Deniz Hukukuna uygundur.”         

İngilizce gerçekleştirilen ve görsel öğelerle zenginleştirilen toplantı, soru cevap bölümüyle son buldu.

 

 

 

Mühendislik, Gastronomi ve Psikoloji’nin yeni eğitim adresi Beykoz Üniversitesi

 

Beykoz Üniversitesi, 2018-2019 eğitim-öğretim dönemine İngilizce İşletme Mühendisliği, Gastronomi, Mimarlık, İngilizce Bilgisayar Mühendisliği ve Psikoloji gibi yeni bölümleriyle ‘Merhaba’ diyecek. Günümüzün yanı sıra geleceğin de en önemli meslekleri arasında sayılan bu alanlarda eğitim verecek olan Beykoz Üniversitesi, akademik kadrosunu da güçlendirdi. Yeni bölümlerden herhangi birinde okuyan öğrencilerin yandal ve çift anadal okuma imkânı da olacak.

 

Eğitim-öğretim alanında yeniliklere hız kesmeden devam eden ve yükseköğretimde kısa sürede fark yaratmayı başaran Beykoz Üniversitesi, yeni bölümleri ve öğrencileriyle nitelikli büyümeyi sürdürüyor. Yeni açılacak bölümler arasında özellikle Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi’nde İngilizce İşletme Mühendisliği, İngilizce Bilgisayar Mühendisliği ve Mimarlık bölümleri; Sosyal Bilimler Fakültesi’nde Psikoloji ile İngilizce Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler; Sanat ve Tasarım Fakültesi’nde ise Gastronomi ve Mutfak Sanatları bölümleri dikkat çekiyor. 2018-2019 eğitim-öğretim yılında bu bölümlere alınacak ilk öğrenciler ders başı yapacak.

 

Nitelikli şefler yetişecek

Son yıllarda artan sağlıklı yaşam ve beslenme kültürü ile birlikte daha da önem kazanan Gastronomi ve Mutfak Sanatları bölümünü Sanat ve Tasarım Fakültesi bünyesinde açan üniversitede, mutfak sanatları ve yiyecek hizmetlerinde profesyonel kariyer edinmek isteyenlere 4 yıllık lisans eğitimi verilecek. Böylece, sektöre nitelikli şefler yetiştirilecek. Bu bölümü seçecek olan öğrenciler, derslere konuk olarak gelecek ünlü şefler ve gastronomi uzmanlarından da önemli detaylar öğrenebilecek. Eğitimleri boyunca öğrenciler; beslenme, gıda bilimi, gıda hijyeni, yiyecek ve içecek işletmeciliği ile pazarlaması alanlarında dersler görecek, Türk ve Dünya Mutfağı’nın inceliklerini öğrenecekler. Bu bölümü seçecek öğrencilerin nitelikli şefler ve yöneticiler olmaları için her türlü olanak ve desteği sağlayacaklarının güvencesini verdiklerini belirten Sanat ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nüket Güz, mezun olduktan sonra konaklama, yiyecek ve içecek, seyahat ile ulaştırmanın olduğu her yerde çalışabileceklerinin bilgisini verdi. Öğrenciler uzmanlaştıkları bu alanda yazarlık ve danışmanlık da yapabilecek ve Kamu Personeli Seçme Sınavı’na (KPSS) girerek, 4801 nitelik koduyla devlet kurumlarına da atanabilecekler.

 

 

Yandal ve çift anadal fırsatı

Küresel yarışa hazırlıklı, yaratıcı, yenilikçi, girişimci ve lider mühendisler ile mimarlar yetiştireceklerini belirten Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Selahattin Kuru, “Hızla değişen dünyanın gereksinimlerine karşılık veren yapı ve içeriğe sahip programlar sunuyoruz. Bu programları güçlü bir eğitsel altyapı ve eğitim ortamında güçlü bir akademik kadro ile yürütüyoruz” diye konuştu. Programlarını ortak bir bakış ve yapıda tasarladıklarını anlatan Kuru, sözlerini şöyle sürdürdü: “Mühendislik programlarında 1’inci sınıftaki dersler aynı, diğer sınıflarda ortak dersler var, seçmeli ders yapısı aynı, bitirme projesi, stajlar ve işyerinde çalışarak eğitim görmek aynı yapıda. Böylece öğrencilerimizin hem kendi alanlarında seçmeli dersleri alarak veya yandal yaparak istedikleri doğrultuda kendilerini geliştirmelerine hem de çift anadal yaparak ya da bölüm değiştirerek diledikleri dalda eğitim almalarına olanak hazırladık.”

 

Güçlü akademik kadro

Sürekli gelişim halinde olan Bilgisayar Mühendisliği ile İşletme Mühendisliği’nin günümüzün ve geleceğin en heyecan veren mesleklerinden olduğunun altını çizen Kuru, Mimarlık alanının da geçmişin ve günümüzün olduğu gibi yarının da önde gelen mesleği olduğunu söyledi. Bölümlerin henüz kuruluş aşamasında çoğu yurt dışı doktoralı güçlü akademisyenleri bünyesine kattıklarını da ifade eden Kuru, “Örneğin genç öğretim üyelerimizden biri ABD patent ofisine kayıtlı 18 adet uluslararası patente sahip. Bir diğeri 5 yıldır küçük boy robotlar futbol liginde (Robocup SSL) ülkemizi temsil eden takımda yer alıyor” dedi.

 

Etik ilkelere bağlı psikologlar

Psikoloji Bölümü’nde öğrencilerin sosyal, klinik, gelişim, bilişsel ve endüstri gibi psikolojinin farklı alt alanlarında sağlam bir kuramsal altyapı kazanmalarının yanında, diğer sosyal bilim dallarından seçmeli dersler ile disiplinler arası bir bakış açısı geliştirmelerini amaçladıklarını belirten Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Pınar Tınaz, “Öğrencilerimizin mesleki deneyim kazanmalarına büyük önem veriyoruz” diye konuştu. Tınaz, şöyle devam etti: “Sunacağımız çeşitli uygulama olanakları, onlara mesleki bilgilerini hayata geçirebilme imkânı sağlayacak. Hedefimiz; mesleki etik ilkelere bağlı, toplumsal duyarlılığı yüksek, bireysel ve toplumsal sorunları nesnel bir bakış açısı ile değerlendirerek bu sorunlara çözüm önerileri sunabilecek psikologlar yetiştirmek.” Tınaz, Psikoloji bölümünden mezun olan öğrencilerin, insan kaynakları departmanlarında, anaokullarında, okullarda, hastanelerde, ruh sağlığı merkezlerinde ve özel danışmanlık merkezlerinde ‘Psikolog’ unvanı ile çalışabileceklerinin bilgisini verdi. Tercih eden öğrencilerin, yüksek lisans programlarına devam ederek, alanlarında ‘Uzman Psikolog’ unvanı alarak kariyerlerine devam edebileceklerini söyledi.

 

Yüzde 75 indirim imkânı

Beykoz Üniversitesi 2018-2019 eğitim-öğretim yılında tam burslu, %75 ve %50 indirimli kontenjanlara öğrenci alacak. Öğrenciler %50 burslu kontenjanlara ilk 5 tercihlerinde yer vermeleri durumunda %25 tercih indiriminden de faydalanabilecek.

 

www.türkiyeokuyor.com Okuruna Özel Not: İstanbul Kavacık’ta 2016 yılında kurulan Beykoz Üniversitesi’nin temeli, 2008’de Beykoz Lojistik Meslek Yüksekokulu’nun kurulması ile atıldı. Rektör Prof. Dr. Mehmet Durman’ın yönetimindeki Beykoz Üniversitesi’nde; ‘İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi’, ‘Sanat ve Tasarım Fakültesi’, ‘Sosyal Bilimler Fakültesi’, ‘Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi’ olmak üzere dört fakülte, ‘Yabancı Diller Yüksekokulu’, ‘Sivil Havacılık Yüksekokulu’ olmak üzere iki yüksekokul, ‘Meslek Yüksekokulu’, ‘Beykoz Lojistik Meslek Yüksekokulu’ olmak üzere iki meslek yüksekokulu ve yüksek lisans ve doktora programlarının sunulacağı bir ‘Lisansüstü Programlar Enstitüsü’ yer almaktadır.

Türkiye Okuyor Gazetesi, Ulusal Haber Yayın Dairesi Sorumlusu: Yusuf Ünel

Detaylı bilgi için:  CitiPR Derya Dursun

0539 681 20 91

deryadursun@citipr.com

Bu uygulama kazaları önleyecek!

Güvenli Sürüş Mobil Uygulama Yazılım Sistemi ile Kaza Oranlarında Düşme Sağlanacak

İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Öğretim Üyesi Doç.Dr. Ayşegül Alaybeyoğlu ile İKÇÜ Fen Bilimleri Enstitüsü Yüksek Lisans Öğrencisi Berat Can Şenel, trafik kazası riskinin ve kazalardan kaynaklı can ve mal kayıplarının azaltılması adına akıllı telefonlarda kullanılabilecek bir uygulama geliştirdi.

Akıllı telefonlar üzerinde çalışan uygulama sayesinde araç sürücüsü, viraja 400 metre kala hızı konusunda uyarılıyor.

 

Türkiye’deki ve dünyadaki trafik kazalarının önüne geçmek, yaralanma, can kaybı, araç hasarları gibi maddi ve manevi kayıpları minimuma indirgemek için yola çıkan, İKÇÜ Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Öğretim Üyesi Doç.Dr. Ayşegül Alaybeyoğlu ile İKÇÜ Fen Bilimleri Enstitüsü Yüksek Lisans öğrencisi Berat Can Şenel, bilimsel olarak tescillenen bir akıllı telefon uygulaması geliştirdi.

 

Uygulama, uluslararası kongrelerde kabul gördü, uluslararası indeksli (Science Citation Index) bir dergide değerlendirildi. Gerçek ortamda viraj yapılarında test edilen mobil yazılım uygulaması, yüksek başarı performansı gösterdi.

 

Viraja 400 metre kala sürücüye yavaşla uyarısı!

 

Yazılım hakkında bilgi veren İKÇÜ Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç.Dr. Ayşegül Alaybeyoğlu, “Araç kullanılırken çalıştırılan uygulama sayesinde sürücü önce rotasını belirliyor. Bu süreçte yol durumu ve virajlar tespit ediliyor. Yolun matematiksel hesabı yapılıyor. Viraja hangi hızla girilmesi gerektiği ve tehlike sınırları da uygulama tarafından belirlenmiş oluyor. Geliştirdiğimiz mobil uygulama güvenli sürüş yazılımı ile viraja 400 metre kala sürücüye uyarı gidiyor. Böylece sürücü viraja yaklaşmadan çok daha önce aracın hızını düşürebiliyor. Benzer uygulamalarda ise viraja gelindiğinde sürücüye uyarı gidiyordu. Bu açıdan bakıldığında yüzlerce metre öncesinde tehlikeli bir dönemeçten haberdar olan sürücü önlemini almış olacak.” dedi.

 

“Aşırı hız kaynaklı trafik kazalarını önlemeyi hedeflemekteyiz.” diyen Doç.Dr. Alaybeyoğlu, “Sürücünün sadece navigasyon için bu uygulamayı çalıştırması yeterli. Araç kullanılabilen her yerde işimize yarayacak bir uygulama.” diye konuştu.

 

“Uyarı sistemi hem sesli hem de görüntülü”

 

Bulanık Mantık yöntemi ile geliştirdikleri yazılımın klasik yöntemlere göre çok daha iyi performans gösterdiğini kaydeden Doç.Dr. Alaybeyoğlu, “Yazılımın performans analizleri yapıldı. Gerçek viraj yapılarında test edildi. Hız derecelendirilerek sürücüye uyarı gidiyor. Örneğin, çok tehlikeli bir hızdasın, orta tehlikedesin ya da tehlike yok gibi ara değerlerle kullanıcıya uyarma şansımız var. Sürücüyü uyarılarla rahatsız etmeyelim ve dikkati dağılmasın diye de çok sık aralıklarla uyarmadık. Tehlikeli hız sınırlarına geldiğinde ses eşiğini de o ölçüde arttırdık. Kritik noktalarda ses de yükselmeye başlıyor.” dedi.

 

“Tüm dünyaya yaymak istiyoruz”

Akademik anlamda da uluslararası yayınlar aracılığıyla tüm dünyaya duyurmak adına çalıştıklarını ifade eden Doç.Dr. Alaybeyoğlu, “Aslında uygulamamızın performansı bilimsel olarak da tescillendi. Çalışmamız uluslararası kongrelerde kabul gördü, SCI indeksli dergide değerlendirildi. Sıra kullanıcıların bu sistemi telefonlarına indirebilmesi için dünyaca ünlü uygulama marketlerine yükleme işlemine geldi.” şeklinde konuştu

 

 

 

Yerli üretimde sırada uçak var

Bursa’nın havacılıkta öncü olması adına atılan önemli adımlardan biri olan Aquila’nın ‘A-211’ kuyruk numaralı ilk uçağı Bursa’da tanıtıldı.ucak
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, Gökçen Grubu’na bağlı B Plas Şirketi’nin Üst Yöneticisi Celal Gökçen ile birlikte Aquila’nın tanıtımını yaparak, Bursa’yı sivil havacılıkta da önemli bir merkez haline getirmek istediklerini söyledi.

Yerli tramvay ve metro üretiminde marka olan Bursa, yerli üretime ivme kazandıracak olan Aquila ile havacılıkta da iddialı adımlar atıyor. Alman Uçak Fabrikası Aquila’yı satın alarak Türkleştiren Bursalı Gökçen Grubu’nun ‘A-211’ kuyruk numaralı ilk uçağının tanıtımı Bursa’da yapıldı. Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, her alanda örnek bir kent olan Bursa’nın sivil havacılıkta da öncü olmasını hedeflediklerini söyledi.ucak1

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, Yenişehir Havalimanı’nda gerçekleştirilen toplantıda, Gökçen Grubu’na bağlı B Plas şirketinin üst yöneticisi Celal Gökçen ile birlikte Aquila’nın tanıtımını yaparak, Bursa’yı sivil havacılıkta da önemli bir merkez haline getirmek istediklerini söyledi. Başkan Altepe, yerli üretim odaklı çalışmalarla tramvay ve metro üretiminde marka olan Bursa’nın havacılık sektöründe de iddialı olduğunu söyledi. Bursa Bilim ve Teknoloji Merkezi’nde (BTM) ‘Uzay ve Havacılık’ bölümü kurulacağını ve Bilim Sanayi Bakanlığı TÜBİTAK ile BTSO’nun da bu yatırımı desteklediğini belirten Başkan Altepe, “Bursa’da havacılık sektörünün bir an önce başlaması yönünde adımlarımızı attık, fuarları dolaştık. Bir an önce bu sektöre girmemiz gerektiğini düşünüp harekete geçtik” dedi.

“Aquila, artık Bursa markası”
Bu sayede Alman uçak fabrikası Aquila’nın Bursalı Gökçen Grubu tarafından satın alınmasına öncülük ettiklerini de anlatan Başkan Altepe, “Aquila, artık bir Bursa markası. Mevcut çalışmaların geliştirilmesi adına adımlar atılıyor. Gökçen Grubu, Almanya’da 100’ü aşkın havacılık ve otomotivde uzman mühendisi bulunan Fi Mühendislik firmasını da bünyelerine kattı. Dünya firmalarına hizmet ediyorlar” şeklinde konuştu.

“Bursa’nın eğitimde de önemli bir merkez olmasını hedefliyoruz”
Aquila marka eğitim uçağının TUSAŞ-Türk Havacılık ve Uzay Sanayi AŞ’de uzmanlar tarafından incelendiğini ve TUSAŞ-TAI Genel Müdürü Dr. Temel Kotil’in beğenisini kazandığını hatırlatan Başkan Altepe, “Havacılık konusunda da adımlar seri şekilde atılıyor. Bu uçak Bursa’da üretilecek. Bursa, havacılık konusunda önemli bir merkez olacak, daha da gelişecek. Hedefimiz, Bursa’nın eğitim konusunda da önemli bir merkez olması. Yenişehir Havaalanı, Yunuseli Havaalanı ve bunların havacılık konusunda önemli bir merkez olması hedefleniyor. Dünyada buna çok büyük ihtiyaç var. Sivil havacılığın en önemli merkezlerinden biri Bursa olacak. Bizim hedefimiz, Bursa’da kısa zaman içinde 100 uçağa ulaşılması ve görüyoruz ki, bunu kısa zamanda gerçekleştireceğiz” diye konuştu.

“Havacılık teşvik edilecek”
Başkan Altepe, havacılığın gelişmesi için Bursa’da iş adamlarının da teşvik edileceğini belirterek, “Bursa, Türkiye’de havacılığın önünü açan ve havacılığa ivme kazandıracak önemli bir merkez olacak. Bu konuda adım atan Celal Gökçen ve B Plas’a teşekkür ediyoruz. Kısa zamanda büyük mesafe alındı. Kendisini hem Almanya’ya hem Avrupa’ya hem de dünyaya kabul ettirmiş oldu. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da devletimizin de desteğiyle bunlar olacak” şeklinde konuştu.
Başkan Altepe, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Binali Yıldırım’ın da bu konuda Bursa’yı desteklediğini belirterek, “Bu desteklerle birlikte yolumuza yürüyeceğiz. Bursa bu konuda da öncü ve örnek olacak. Bursa’mıza, ülkemize ve Gökçen Ailesi’ne hayırlı uğurlu olsun” dedi.
Gökçen Grubu Üst Yöneticisi Celal Gökçen de Aquila’nın satın alınmasıyla birlikte yapılan çalışmaları ve 2 kişilik eğitim uçağının teknik özelliklerini anlatan bir sunum yaptı. Kendi klasmanında dünyanın en hafif en ekonomik uçağı olma yolunda ilerleyen Aquila’nın dünyanın farklı ülkelerinde eğitim uçuşları için kullanıldığını belirten Gökçen, daha çok eğitimde kullanılan bu uçakların yaygınlaştırılması konusunda çalışmaların sürdüğünü kaydetti. Konuşmaların ardından Başkan Altepe, AK Parti Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin, Yenişehir Belediye Başkanı Süleyman Çelik, B Plas Üst Düzey Yöneticisi Celal Gökçen ve BTSO üyeleri ile birlikte Aquila eğitim uçağını yakından inceledi.