Etiket arşivi: Mobil

Fenerbahçeliler, Passo Mobil’den QR kodla kulüplerine destek oluyor

“Fener Ol” kampanyasına katılmak isteyen Fenerbahçeli taraftarlar, Passo Mobil uygulaması üzerinden sadece tek tıkla kulüplerine destek olabiliyor.

Fenerbahçe Yönetimi’nin sarı-lacivertli kulübe ekonomik kaynak sağlamak amacıyla başlattığı “Fener Ol” kampanyasına destek büyüyor. Sporseverler, Passo Mobil uygulaması üzerinden qr kod ile “Fener Ol” kampanyasına katılabiliyor.

Favori kodlar arasında yer alıyor

Fenerbahçeli taraftarlar, Passo Mobil uygulamasının içinden “Fener Ol” QR kodunu okutup, destek olmak istedikleri tutarı girerek kulüplerine yardımda bulunabiliyor. Fenerbahçeli futbolseverler kampanyanın QR koduna “Favori QR kodları” sekmesinden ulaşabiliyor. Bunun yanı sıra Ülker Stadyumu içerisindeki Passo Fener Ol görsellerinden ya da passolig.com.tr adresinden de QR koduna ulaşılabiliyor.

Özelleştiriyorum İşte, Var Mı Diyeceğin?

 

Türkiye Cumhuriyeti yüzde yüz yerli ve yüzde yüz millî bir devlet olarak kuruldu. 23 ile 38 arasındaki dönem bunun nidüğünün ve nasılının ıspatıdır. Şeker fabrikalarından dış politik eksenlere kadar yerlilik, millîlik ve özgünlük destanıdır.

Koca Kurtuluş Savaşı kazanılmasına rağmen I.Dünya Savaşı’nın acı tecrübesinden midir nedir yoksa Atatürksüzlükten midir nedir, II.Dünya Savaşı’na girmediğimiz halde kaybetmiş gibi davrandık. Sanki biz yenilmişiz gibi ABD ile SSCB arasında ‘ho; lak, lak’ yaparak birinin himayesine girdik.

Bu meyanda yerli olsa da millî olamayan İsmet İnönü’yü Batmayan İngiliz Güneşi’ne karşı Almanların gölgesine sığınan II.Abdülhamit Han’a benzetirim. Bence Mustafa Kemal’in son dönem Türk tarihinde mukayesesinin yapılabileceği tek devlet adamı Enver Paşa’dır.

Üçüncü yol her zaman vardır. Kemal Sunal filmlerinde “Yazı mı, tura mı?” sorusuna merhumun “Dik!” cevabını vermesi gibi iki şıklık bir sınava mahkûm edildiğinizde kalıpları kırarak “C şıkkı” ihdas etmektir liderlik.

Hazin olansa Bağdat Paktı’nı Sâdâbâd Paktı’nın, Yeni Balkan Paktını da eski Balkan Antantı’nın yerine kuran ama tutturamayan Menderes Hükümeti’nin Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu’nun 2 kutuplu dünyada 3’ncü Yol arayan Bağlantısızlar’ın Tayland’daki konferansına Amerika adına bozguncu olarak gittikten 5 yıl sonra İhtilâl içre darbe yapan Amerikalılarca asılmasıydı.

Kimse alınmasın ama 45’ten bu yanaki 70 yıllık çizgi Amerikan vesayeti çizgisidir. 1959-60, 1974, 1977 ve 2015-16 gibi yol kazası hükmünde olan istisnaları saysak da, saymasak da genel puanlama değişmiyor. The United States is champion always in Turkey!

7 Haziran Seçimlerinden sonra Rusya, Çin, İran, Suriye yani Avrasya çizgisini alternatif olarak değerlendirmeyi düşünebilen Türkiye geçen ayki Tillerson & Erdoğan görüşmesiyle birlikte klasik NATO çizgisine avdet etmiştir. Haddizatında 2017 Ocak başından itibaren Başkanlık Sistemiyle ilgili tartışmaların başlamasıyla eşzamanlı olarak sansasyonel terör faaliyetlerin kesilmesi – ki çok şükür – devrimci arayışlara karşı muhafazakâr tercihlerin sinyalizasyon sistemi olarak görülebilir.

Exxon Mobil’in eski CEO’su, çiçeği solmuş Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’la 3,5 saatlik görüşmeden 3-5 gün sonra 14 Şeker Fabrikasının meşhur Amerikan Şirketi Cargill için özelleştirilmesi kararı bu bağlamda eski ortaklığı muhkemleştirme kararıdır. İslamiyet’in güncellenmesiyle ilgili Cumhurbaşkanı’nın yaklaşımını desteklemekle birlikte “İnşaallah bu konu Tillerson görüşmesinde ele alınmamıştır” diye niyazda bulunmaktan da kendimi alamıyorum.

Özelleştirme Millîleştirme’nin tam tersidir. Millîleştirme ile millîlik arasında da doğrudan bağ vardır. Millî şirketlerin özelleştirilmesi gayrimillîlik olduğu gibi bunların hele hele yabancılara tahsislenmesi hem antiyerlilik hem de ecnebîciliktir.

Millî Ordumuzun Afrin başarısıyla ve yerli silahlarıyla gurur duyarız. Lakin ASELSAN, HAVELSAN, ROKETSAN gibi askerî kuruluşlarımızın tüm bilançolarının ecnebî denetim firmalarınca denetlenmesinin yüzde yüz yanlış buluruz. Bu da bir bakıma Kozmik Oda’ya girme durumu gibidir.

Şeker mevzusu epeyi ağzımızın tadını kaçırdı. Korkuyorum; millîlik de rahmetli Metin Millî’nin soyadı hatırası olarak kalmaz inşallah. Ne diyordu: “Seviyorum işte, var mı diyeceğin!

Türkiye 4G Hızına Geçiyor

4GUlaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, 4G yetkilendirmesi ihalesine ilişkin, “yetkilendirme ihalesini 3 ay içerisinde tamamlayarak, bu yıl içinde 4G hizmetlerini vatandaşlarımıza sunacağız” dedi.

“4G sürecinin başlatılması” konulu basın toplantısında konuşan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, Türkiye’nin bilgi ve iletişim teknolojilerinde çağın gerisinde kalmayacağını söyledi. Türkiye’nin geleceği için 4G yetkilendirmesi konusunu önemsediklerini belirten Elvan, “Teknolojiyi bir kez kaçırdınız mı hızına yetişmeniz mümkün değil” dedi. 15 yıl önce dünyanın sadece yüzde 4’ünün internete bağlandığını hatırlatan Elvan,  “Bugün 7,2 milyarlık dünya nüfusunun yüzde 43’ü internet kullanıcısıdır. Mobil abone sayısı ise 7 milyarı buluyor” bilgisini verdi.

Bakan Elvan, mobil telefonlardan internete bağlanan kullanıcı sayısının her geçen gün arttığına işaret ederek şunları kaydetti: “Hem teknik hem de potansiyel olarak neredeyse GSM abonelerinin tamamı mobil genişbant imkanına sahip. Dolayısıyla  yakın bir zamanda mobil geniş bant kullanımı yüzde 100’e ulaşacak. İnternet altyapısı da buna izin verecek şekilde gelişmek zorunda. Hükümet olarak göreve geldiğimiz ilk günden bu yana bilişim altyapısına verdiğimiz önem de işte bundan kaynaklanıyor. Keza hükümet olarak bu sektöre bu kadar büyük önem vermeseydik bugün bu alanda Avrupa’nın önde gelen ülkelerinden biri konumunda olamazdık. 2003 yılında yaklaşık 20.000 olan genişbant abone sayısı 41,2 milyona ulaşamazdı. 2003 yılında hiç bulunmayan fiber abone sayısı 1,5 milyon olamazdı. 2003 yılında 28 milyon olan mobil abone sayısı 72 milyona çıkamazdı. 2004 yılında kişi başına 56 dakika olan mobil telefonla aylık görüşme süresi 370 dakikaya yükselemezdi.”

44G4. nesil altyapısına kavuşmamız gerekiyor

Bakan Lütfi Elvan, mobil kullanımda, sesli iletişimden veri iletişimine doğru hızlı bir eğilim bulunduğunu belirterek, “Halihazırda ülkemizde kullanılan mobil elektronik haberleşme teknolojileri (2G ve 3G) geçmişte tüketici beklentilerini olabildiğince karşıladı. Ancak, beklenti ve ihtiyaçlar artmaya başladı ve bu altyapılar yetersiz kalmaya başlamış durumdadır. Bu nedenle altyapımızı daha geliştirmemiz ve 4. nesil altyapısına kavuşmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.

4G sistemlerin, halihazırda 3G ile ulaşılan veri hızını bütünleşik frekans sistemiyle onlarca kat artırdığını söyleyen Bakan Elvan, bu teknoloji ile video izlemek, TV izlemek ve veri indirmenin 3G’ye oranla çok daha kolay ve hızlı olacağını anlattı.

Bakanlığın 4. nesil (4G) mobil elektronik haberleşme teknolojisi olarak kabul edilen Long Term Evolution (LTE) teknolojisine geçiş için çalışmalara geçen yıl başladığını hatırlatan Elvan, “Sonuçta, ülkemiz için optimum faydanın sağlanacağı bir model ortaya kondu. Ayrıca, kullanım hakkı asgari değerleri belirlendi ve Bakanlar Kurulumuzun onayına sunuldu” diye konuştu.

İhalede tüm firmaların azami ölçüde eşit şartlarda yarışmasını istiyoruz

4G ihalesine ilişkin bilgiler veren Bakan Elvan, “Vereceğimiz yetkilendirme kapsamında 800, 900, 1800, 2100, 2600 MHz’den toplam 390 MHz’i mevcut 3 mobil işletmeci için ihale edeceğiz. İhalede şimdiye kadar verilen toplam frekansın iki katından fazlasını vermiş olacağız. 2600 MHz’den ise mevcut işletmecilerin yanında yeni bir işletmeciye de yer açacağız. Vereceğimiz frekansları teknoloji tarafsız olarak kullanılabilir hale getirmeyi planlıyoruz” ifadelerini kullandı.

Ar-Ge faaliyetlerinin desteklenmesi amacıyla 3G yetkilendirmelerinde Ar-Ge merkezi açma, Ar-Ge personeli istihdamı ve yerli tedarik gibi bazı şartlar getirdiklerini anımsatan Elvan, şöyle konuştu: “4G’de de benzer Ar-Ge yükümlülüklerini geliştirerek devam ettireceğiz. Bu kapsamda mobil işletmecilerin kendi bünyelerindeki Ar-Ge’nin de gelişmesini destekleyeceğiz. İhalede tüm firmaların azami ölçüde eşit şartlarda yarışmasını istiyoruz. Bunun için de ihale sonunda tüm işletmelerimizin sahip oldukları bant genişliklerinin azami ölçüde dengelenmesini amaçlıyoruz.

Bu maksatla bantlar arasında “cap”ler (azami alınabilecek frekans miktarı) koyarak, bant genişliği açısından bir işletmecinin diğerlerine göre çok avantajlı hale gelmesini önlenmeye çalıştık. Nüfusu 10 binin altında olan yerleşim yerlerinde ‘Aktif Paylaşım’ isteyerek, hem ülke olarak kaynak israfının önlenmesi, hem de işletmelerimizin gereksiz yatırımının önüne geçilmesini hedefledik. Yoğun yerleşimin olduğu yerlerde ise kule, enerji, yedek enerji, konteynır gibi “Pasif Altyapı”nın ortak kullanımını isteyerek maliyetlerin azaltılmasını amaçladık.”