Etiket arşivi: Mezitli

BAŞKAN SEÇER:EZİLENLERİN UMUDU OLDUK

Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, CHP’li 11 Büyükşehir Belediye Başkanı’nın her iki kişiden birinin oyunu alarak seçildiğini belirterek, “Bunun önemini ve değerini biliyoruz” dedi. 

Partinin kongre sürecinin birlik ruhuyla tamamlanmasını dileyen Seçer, “Dönem CHP içinde yarışma günü değil. Dönem ülkenin geleceğini aydınlatmak için, vatandaşın umudunu yeşertmek için, Türkiye’yi çağdaş normlara kavuşturmak için rakiplerimizle yarışma dönemidir. Vatandaşa umut olma, verdiğimiz güveni tahkim etme dönemdir. İnsanların umuduyuz, ezilenlerin umuduyuz. Onların umudunu boşa çıkarmayalım” diye konuştu.

Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, partisinin Mezitli, Akdeniz ve Toroslar ilçe kongrelerine katıldı.

Mezitli İlçe Kongresi’nde Başkan Seçer’i kürsüye davet eden divan başkanı Avukat Nevin Zaimoğlu, “Biz kadınlar sizinle gurur duyuyoruz. Daire başkanlarına kadınları getirdiğiniz için, kadın istihdamının önünü açtığınız için, kadına şiddet uygulayanların işten atılacağını toplu iş sözleşmesine aldığınız için sizinle gurur duyuyoruz” ifadelerini kullandı.

Çalışmanın, başarmanın mutluluğunu partililerin yüzünde gördüğünü ifade eden Başkan Vahap Seçer, “Çok çalışıp mücadele ettik, sonuçta ülkenin umudu olduk. İnsanlar geleceğe umutla bakmaya başladı. Aydınlık Türkiye isteyen insanlar bizden çalışma bekliyor, hizmet bekliyor. Bunları gerçekleştiriyoruz. Sorumluluğumuzun farkındayız. Sadece ben değil. 253 belediye başkanı bu sorumluluğun bilincinde. Ancak en büyük sorumluluk 11 Büyükşehir Belediye Başkanı’na düşüyor.  Bunlardan biri de benim. Sizlerle güçlüyüz. Partimiz baş tacımız, dünya görüşümüz baş tacımız, devrimciliğimiz baş tacımız, Atatürk’ün izinde olmak şiarımız. Değişen siyaset koşullarında tüm Türkiye’yi kucaklamak zorundayız. Çok çalışmak, insanları dinlemek, insanları anlamak zorundayız. 11 Büyükşehir’de her iki kişiden birinin oyunu aldık. Bunun önemini ve değerini biliyoruz. Çok çalışıyoruz” diye konuştu.

‘VATANDAŞ BİZE UMUDUNU BAĞLADI’

Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Seçer, Akdeniz İlçe Kongresi’nde de partililere hitap etti. 13 ilçede, CHP edebine, ahlakına ve demokratik teamüllere yaraşır bir kongre süreci yaşanmasını temenni eden Başkan Seçer,  “Vatandaş bize umudunu bağladı. Geleceğini bağladı. Belki bugüne kadar CHP’ye oy vermemiş yüzde 50’nin oyunu aldık. Bunun sorumluluğunun bilincinde olmamız lazım.  Dönem CHP içinde yarışma günü değil. Dönem ülkenin geleceğini aydınlatmak için, vatandaşın umudunu yeşertmek için, Türkiye’yi Atatürk’ün dediği gibi çağdaş normlara kavuşturmak için rakiplerimizle yarışma dönemidir. Vatandaşa umut olma, verdiğimiz güveni tahkim etme dönemdir. İnsanların umuduyuz, ezilenlerin umuduyuz. Onların umudunu boşa çıkarmayalım. Nüfusun yüzde 45’i, ekonominin yüzde 70’i bu 11 şehirde. Buradaki başarılar gelecekte ülkeyi yönetecek kadroları yetiştirecek bizi iktidara taşıyacak. Bunun bilincindeyiz” dedi. Partililere, “Kendi bahçenize bakın. Başkasının bahçesine hayran hayran bakmayın. Çiçekler sizin elinizde. Bu partiyi karıştırmak isteyenler sadece bu partiye değil vatana ihanet ederler vatana” diye seslenen Başkan Seçer,  bir siyasetçi olarak partisini öncelediğini ifade etti.

‘O GÜNDEN BUGÜNE HEP YOKSULLARA DOKUNDUK’

Konuşmasında, Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin sosyal projelerini de anlatan Başkan Seçer şunları söyledi:

Mersin’de güçlü ama sorunlu bir belediye aldık. Ama hiçbir zaman ağlamadık. Bizler güçlü siyasetçileriz, bu ülkenin sorunlarına çözüm bulmaya geldik dedik. Hemen işe başladık. Akdeniz Türkiye demek. Zengin var mı? Var. Mersin’in gelirinin büyük kısmı Akdeniz’deki işletmelerden. Peki yoksulluk var mı? Çok.. Çok. Anamur’dan Tarsus’a en büyük yoksulluk Akdeniz’de. Bunu biliyoruz. 9 Nisan’da göreve başladık. O günden bugüne hep yoksullara dokunduk. 6 bin 200 aileye halk kart verdik. Akdeniz’de 1128 aile aldı. Haftada 56 bin paket süt dağıtıyoruz. Bunun 14 bin 107’si Akdeniz’de. 4200 öğrenci kurs alıyor.  Akdeniz’de 788 öğrencimiz kurslarımıza gidiyor.  7200 öğrencimize eğitim yardımı veriyoruz.  1199 öğrenci Akdeniz ilçemizde. Kadınları önceledik. Kadın kendine geldi. Artık kadınlar sayesinde Mersin tertemiz. Otobüsleri artık kadınlar kullanacak. Herhangi bir parti ayrımı yapmadan 32 kadınımızı eğittik, şu an direksiyonlara çıktılar. 100 yeni otobüse 100 şoför alınacak. Eğer mümkünse 100’ünü de kadınlardan alacağız. Kadını gördüğünüz zaman Atatürk akla gelir. Çünkü bu topraklarda kadını önceleyen Atatürk’tür.”

‘ÇAĞDAŞ, İLERİCİ BELEDİYE BAŞKANLARI YÖNETİYOR DAHA NE OLSUN’

Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Toroslar İlçe Kongresi’ne de katılarak partililere seslendi.

Vahap Seçer, “11 Büyükşehir Belediye Başkanı. Bu önemli bir mesaj Türkiye’ye. Türkiye siyasetine, bizlere, CHP’ye, belediye başkanlarına yüklenen önemli bir misyondur bu. Bunu bilmiyorsak bize başarı yok. Başarı hayal. Bunu biliyorsak halkımızın umudunu boşa çıkarmayız demek. Onun için dünden çok daha fazla çalışacağız. Burada seçimden önce şunu söylemiştim. Çalışıyoruz, sonuç başarı, kaçınılmaz. Hayatımın her döneminde çalışarak, emek ederek, samimiyetimi ve inancımı ortaya koyarak girdiğim her mücadeleden başarıyla çıktım dedim. Demek çalışınca oluyor. Çalıştık oldu. Ankara oldu, İstanbul oldu, Hatay, Aydın oldu. Say say bitmiyor. Nüfusun yüzde 45’i. Cumhuriyet Halk Partili, çağdaş, ilerici belediye başkanları yönetiyor daha ne olsun” ifadelerini kullandı.

‘HALKIN GÜVENİNİ BOŞA ÇIKARMAYACAĞIZ’

31 Mart seçimlerinde bütün parti seçmenlerinin CHP’li adayları sahiplendiğini belirten Vahap Seçer, “Aklın yolu bir diyen herkes, bunlar iyi adamlar, bunlar kendilerini geliştirmiş, bunlar yurtsever, bunlar vatansever diyenler bizi, CHP adaylarını sahiplendi. Biz de onları sahipleneceğiz. Birkaç sene önce bizi öcü gibi gören, bizimde erkeklerle tokalaşamayan insanlarımız, kadınlarımız beni görünce boynuma sarılıyor, öpüyor.  Bu önemli bir değerdir. İnsanlar bizi seviyor, insanlar bize güveniyor, bize inanıyor. Asla güvenlerini boşa çıkarmayacağız” dedi.

‘KÜRT HASAN DA, YÖRÜK MEHMET DE BİZİ İZLİYOR’

Partililere seçilmiş milletvekillerine, belediye başkanlarına sahip çıkmaları çağrısında bulunan Seçer, “Neyi var belediye başkanlarınızın? Koruyun onları. Seçimlerde sahip çıktınız. Şimdi de sahip çıkın onlara. CHP terbiyesi almış her insana bu yaraşır.  Bizi namerde muhtaç etmeyin. Kara propaganda yapan, tevzirat yapan içinizdeki Hızır Paşaları atın. Partisine ihanet eden ülkesine de ihanet eder. İnsanlar bizi takip ediyor. Diyarbakır’daki Kürt Hasan da bizi takip ediyor, Karadeniz’de Laz Mehmet de bizi takip ediyor.  Trakya’da, Ege’de efe Ali de, buradaki Arap Ahmet de, Yörük Mehmet de, herkes bizi takip ediyor. Çünkü biz herkesi kucaklıyoruz” diye konuştu.

‘KUVVA-İ MİLLİYE ANITI 3 OCAK’TA AÇILACAK’

Toroslar ve Akdeniz’in yoksul kesimleri olduğuna dikkat çeken Vahap Seçer, Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin önümüzdeki dönemlerde bu iki ilçeye daha fazla hizmet getireceğini söyledi.

Seçer, “Dediler ki Halk Ekmek kapanacak. Biz bırakın kapatmayı bakıma aldık, yeniledik. Şimdi yeniden üretime aldık. Bütün kulübeleri toplattık, elden geçirdik. 34 kulübe koyduk, 34’ü de kadın. Toroslar ilçesinde 800 aile halk kart aldı. 966 öğrenci yardımı alıyor.  333 öğrenci ücretsiz üniversiteye hazırlık kurslarına gidiyor” dedi.

Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer,  Toroslar’ın ve Mersin’in simgelerinden biri olan Kuvva-i Milliye Anıtı’nın, katlı kavşak yapımı sırasında kaldırıldığını hatırlatarak, anıtın eski yerine konulacağını müjdeledi. Başkan Seçer, Kuvva-i Milliye anıtının Mersin’in kurtuluş günü olan 3 Ocak’ta açılacağını söyledi.

SEÇER: ARTIK SENİN ADAMIN, BENİM ADAMIM DÖNEMİ KAPANDI

SEÇER: ARTIK SENİN ADAMIN, BENİM ADAMIM DÖNEMİ KAPANDI

 

Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, partisinin Mezitli ve Tarsus İlçe Danışma Kurulu toplantılarında önemli açıklamalarda bulundu. Seçer, vatandaşın 31 Mart’ta Türkiye’nin siyasi yol haritasını belirlerken, kendilerine de önemli mesajlar verdiğini söyledi. CHP’nin iktidar olma yolunda emin adımlarla ilerlediğini vurgulayan Seçer, “Bizim artık bugünden sonra devraldığımız bayrağı daha ne kadar yükseğe taşıyabiliriz konusunu düşünmemiz lazım. Artık bireysel menfaat değil, kolektif menfaat dönemi başlıyor. Her şey çok güzel oldu ama çok çok daha güzel olacak” dedi.

Seçer, “Bizler deneyimli, iyi, asaletli, onurlu ve şerefli insanlarız. Bizler bu ülkeyi düşünüyoruz. O eski çamlar bardak oldu. Senin adamın, benim adamım, imar rantı dönemi bunlar bitti. Tüyü bitmemiş yetim benden hesap sorar. Bunun bilincindeyim. Öyle yolsuzluk hayasızlık yok. Herkes herkesi denetlesin, birbirimizi kontrol edeceğiz”  diye konuştu.

Belediye başkanı olarak bireysel menfaat peşinde koşmadığını, asıl hedeflerinin CHP iktidarı ile Türkiye’yi aydınlık yarınlara ulaştırmak olduğunu söyleyen Vahap Seçer, “31 Mart önemli bir başarıya imza attığımız gün. 31 Mart, 10 yılın emeğidir. Adım adım, söke söke, emek ve alın teri vererek 31 Mart oldu. Kolay mıydı İstanbul’u Adana’yı, Ankara’yı, Hatay’ı almak? İzmir’de oyunu artırarak, yeniden almak kolay mıydı? Ama bunlar gerçek oldu. Beş yıl sonrası benim umurumda değil. İktidar olamazsak, sadece Mersin’i kazanıp, İstanbul’u, Ankara’yı, kaybedersek ben belediye başkanı olsam ne olur olmasam ne olur” dedi.

MERSİN/(FOTOĞRAFLI-GÖRÜNTÜLÜ)

Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, partisinin Mezitli ve Tarsus İlçe Danışma Kurulu toplantılarında 31 Mart yerel seçimleriyle ilgili önemli değerlendirmelerde bulunurken, yerelde gösterdikleri başarının genel seçimler için kendilerine önemli bir mesaj olduğunu vurguladı.

 “Bu başarı Cumhuriyet Halk Partisi’nin başarısıdır”

 

Partililerin yoğun katılım gösterdiği Mezitli ve Tarsus İlçe Örgütleri’nin Danışma Kurulu toplantılarına CHP Mersin Milletvekilleri Alpay Antmen, Ali Mahir Başarır ve Cengiz Gökçel, CHP Mersin İl Başkanı Adil Aktay, ilçe başkanları ve partililer katıldı.

Konuşmaları sonuna kadar dinleyen Başkan Seçer, yaptığı konuşmada başarı noktasında kimsenin kerameti kendinde aramaması gerektiğini, asıl başarının CHP’nin başarısı olduğunu vurguladı. Başkan Seçer, “Biz bu başarıya 100 yıllık bir siyasi kurumun çatısı altında imza attık, bunu herkes iyi bilmeli. Başarı varsa bu CHP’nin kurumsal kimliğinin başarısıdır. Elbette ki bu daha sonradan kurumsal kimliği sevk ve idare edenlerin üstün performansı, feraseti, zekası, azmi ve stratejisi sonucunda elde edilen bir başarıdır. Dolayısıyla bu başarıdan kimse bir başına pay çıkarma yanlışına düşmesin. Bu başarı başta Cumhuriyet Halk Partisi’nin ve herkesin başarısıdır. Bunun böyle bilinmesini istiyorum. Bizim artık bugünden sonra devraldığımız bayrağı daha ne kadar yükseğe taşıyabiliriz konusunu düşünmemiz lazım” diye konuştu.

 

Her iki toplantıda da salonun tıklım tıklım dolu olmasının başarının getirdiği umut sayesinde olduğunu sözlerine ekleyen Seçer, “Başarı varsa insanları bu şekilde toplayabilirsiniz,  insanları motive edebilirsiniz. Umut olabiliyorsanız insanları bir araya toplayabiliyorsunuz.  Başarı kolay gelmiyor. Alın teri dökmek, istikrarlı olmak gerekiyor. Bir kurum kimliği çatısı altında bunu yapmak gerekiyor. Herkes kendi kafasına göre gittiği zaman kurum başarısından söz etmek mümkün değil.  Bu seçimi CHP kazandı. Ben bir başıma kazanmadım” dedi.

 

“Bireysel menfaat değil, kolektif menfaat dönemi başlıyor”

 

Seçer, CHP’nin iktidar olması yolunda yeni bir sayfa açıldığını vurgulayarak, partilileri kişisel çıkar ve hırs yanlışına düşmeden birlik, beraberlik ve dayanışma içerisinde çalışmaya davet etti.  Seçer, “Biz genel iktidarı düşünüyoruz, küçük düşünemeyiz. Bazı yanlış anlayışların hakim olduğu dönemler bitti. Artık yeni bir sayfa açılıyor. Herkes kendine göre partiyi şekillendirmek ister, kendi penceresinden bakar. Kendi bireysel işini gören bir belediye başkanı çok iyi bir belediye başkanıdır. Ama Allah korusun işi görülmemişse ondan daha kötüsü yoktur. Artık bu dönemler bitiyor. Bireysel menfaat değil, kolektif menfaat dönemi başlıyor. 31 Mart’ta Türk halkı bize muazzam bir kredi vermiş. Bunu, yıllardır bekliyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi’nin değerli kadrolarını vatandaşlar ne zaman görecek ve oy verecek diye yıllardır çalışıyoruz. 31 Mart’ın değerini bilmek zorundayız” dedi.

 

Vahap Seçer, partisinin il ve ilçe örgütlerinin çalışmalarını yakından takip ettiğini ve etmeye de devam edeceğini söylerken, yapılan tüm toplantılara katılmak istediğini vurguladı. Seçer, “Biz partilerimizin desteğiyle bir makam elde ediyoruz. Tabii ki toplantılara geleceğiz, onlarla beraber olacağız.  Partinin içinde olacağız ama elimiz partinin içini karıştırmak için olmayacak.  Bir belediye başkanına yakışmaz. Biz her zaman yanınızda olacağız” dedi.

 

“Partililerimiz bizim vatandaşlarımızla irtibat kuran can damarlarımız”

 

Partililerin şikayetlerini bildiğini ifade eden Seçer, “Sabır, sebat, istikrar, başarı çok önemlidir. Bize sahip çıksınlar. Her hizmetimizi vatandaşımıza anlatsınlar. Partililerimiz bizim vatandaşlarımızla irtibat kuran can damarlarımız” dedi.

 

“Senin adamın, benim adamım, imar rantı dönemi bitti”

 

Seçer, CHP ile yepyeni bir anlayışın hakim olduğunu ve daha önceki dönemlerde var olan adam kayırma ve rant anlayışının olmadığını vurgulayarak, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“Bizler deneyimli, iyi, asaletli, onurlu ve şerefli insanlarız. Bizler bu ülkeyi düşünüyoruz. İlk Meclis Toplantısı’nda ilk önergemiz, toplantıların herkes tarafından izlenmesi oldu. Bizim kimseden korkumuz, gizlimiz, saklımız yok. Artık, ‘Senin adamın, benim adamım’, imar rantı dönemi bunlar bitti. Tüyü bitmemiş yetim bunun benden hesabını sorar. Bunun bilincindeyim. Öyle yolsuzluk, hayasızlık yok. Herkes herkesi denetlesin, birbirimizi kontrol edeceğiz. Partim beni denetleyecek, ben çalışanımı ve halk beni kontrol edecek”  

 

“Sülalesini ihya eden belediye başkanı bizden değildir”

CHP’li belediyeler ile ilgili çıkan asılsız haberlerin havuz medyanın işi olduğunu ve amacın CHP’li belediyelerin güzel hizmetlerini gölgelemek olduğunu vurgulayan Seçer,  “Cumhuriyet Halk Partili belediye başkanları çok güzel hizmetler yapacak. Bunu bildikleri için böyle yapıyorlar. Biz bunların kuyruğuna takılıp gitmeyelim. Herkes aynaya, herkes kendisine baksın. Bizim belediye başkanlarımızın veremeyeceği hesap olmamalı. Vatandaşlar bize Türkiye’nin siyasi gelecek yol haritasını çizin diye oy verdi. Tüm belediye başkanları halk için, şehri için çalışacak. Yandaşlarının destekçilerinin cebini dolduran, sülalesini ihya eden belediye başkanı bizden değildir” dedi.

 

 “Yılbaşından sonra tıkır tıkır işleyen bir belediye olacak”

 

Seçer, idari ve mali krizlere rağmen halkçı belediyecilik anlayışından ödün vermeyerek kısa sürede çok güzel işlere imza attıklarını vurgulayarak, partililerin kendisine destek vermeye devam etmesini istedi. Seçer, “Meclisteki engellemeleri görüyorsunuz. Ona rağmen cesurca kararlar alıyoruz. Çok güzel hizmetler yaptık, çok daha iyisini yapacağız. Çalışan belediye başkanı var; yatan değil. Halkını düşünen belediye başkanları var; çalan değil. Aldığımız kararlar dar gelirlinin, kadının, çocuğun, öğrencinin lehine kararlar. Bunu idari ve mali krizlerin yaşandığı bir dönemde yapıyoruz. Hiç merak etmeyin yılbaşından sonra tıkır tıkır işleyen bir belediye olacak. Her şey çok daha güzel olacak. Bize inanmanızı, güvenmenizi istiyorum” diye konuştu.

 

“İnsanlar bizden gelecek en yakın tarihte Türkiye’de iktidar olmamızı bekliyor”

 

Vatandaşların kendilerine belediye başkanlığı görevinden çok daha büyük görevler ve misyonlar yüklediğini belirten Seçer, 31 Mart’ın Türkiye’nin geleceğine yön verme noktasında tarihi bir dönüm noktası olduğunu kaydetti.  Seçer, “İşgal ettiğimiz koltuk sadece bir belediye Başkanlığı koltuğu değil. Türkiye’nin her bir köşesinde belediye başkanlığı koltuğunda oturan Cumhuriyet Halk Partili belediye başkanlarının görevi bundan sonra Türkiye’ye yeni bir siyasi istikamet vermektir. Bunun bilincindeyiz. İnsanlar bizden çok şey bekliyor. Sadece belediye başkanlığı hizmeti değil, Türkiye’nin önünü açmamızı bekliyorlar. İnsanlar bizden gelecek en yakın tarihte Türkiye’de iktidar olmamızı bekliyor. Bizden bunu istiyor. Biz bunu gerçekleştirmek zorundayız” ifadelerine yer verdi.

 

Yakında yapılacak kongre sürecinde olumsuz hava yaratacak düşüncelerden arınarak, hatasız ve başarılı bir süreç geçirmek için tüm partililerin gayret göstermesi gerektiğinin altını çizen Seçer, “Cumhuriyet Halk Partisi örgütü kendini haline bırakamaz. Örgütü bir kayıkçı kavgasına döndürecek örgüt başkanlarına teslim edemez. Bize yaraşır bir süreç geçirmek zorundayız. En az hata yaparak bu süreci götürmek zorundayız. İlçe örgütü başkanlarının seçimden sonra Mersin’e bir il başkanı seçilecek. Bu süreci hep beraber bize yaraşır şekilde, kimseye malzeme verecek bir takım ortamlar hazırlamadan gerçekleştireceğimizi düşünüyorum” dedi.

 

“Her geçen gün bizim için daha güzel bir günün habercisi olacak”

 

Seçer, geleceğe dair umutlarının 31 Mart tarihinden itibaren yeniden yeşerdiğini belirtirken, iktidar olabilmek için yılmadan çalışacaklarını kaydetti. Seçer, başarılı olabilmek ve Türkiye’yi aydınlık yarınlara hep birlikte taşımak için herkesin özverili davranması gerektiğini yineleyerek, “Her geçen gün bizim için daha güzel bir günün habercisi olacak. Benim buna inancım tam, sizler de inanın. 7 gün 24 saat çalışacağız. Bizim yolumuz belli. Kişisel kazanımlar, sağlık, hayat, aile, çocuk bizim için ikinci planda. Bunlar önemli özveriler ama kimse beni bu koltuğa zorla oturtmadı, ben istedim. Ben vatandaşından bu şartlarda destek istedim, vatandaşım da bize destek verdi. Herkes huzurlu olsun, moralini yüksek tutsun. Her şey çok güzel oldu ama çok çok daha güzel olacak” diye konuştu.

SURİYELİ’YE ‘EHLEN SEHLEN’, GURBETÇİYE ‘TU KAKA’ SORUNU

Üç ay kaldığım Mersin’den, güzelliklere doyamadan Hollanda’ya dönmek mecburiyetinde kaldım. Mecburiyet, yurda iki yıllığına soktuğum otomobilimi, geri getirmek zorunluluğundan doğdu. Sürümüne doyamadığım 3500 motor güçlü Chrysler otomobilimi orada bırakmak istemiştim. Tanış olduğum Mersin Gümrük Müdürü, otomobilimi gümrüklü bir depoda bırakabileceğimi söylemişti. Ama otomobili bırakmaya gittiğim zaman, mevzuatın azizliğine uğradım. Zira otomobilimi sadece 3 aylığına depoda bırakabilirmişim. Kaldı ki, ikinci defa giriş yapabilmem için 6 ay yurtdışında kalmam gerekiyor.

Daha önce, ‘Suriyeli’ye ehlen sehlen, gurbetçiye tu kaka…’ diye yazmıştım.

Suriyeli’ye, Türkiye’de kalış için plaka veren devletimiz, devletimizi dövize boğan biz gurbetçilere bu imkanı tanımıyor. Hoş, eskiden 3 ay olan hakkımızı iki yıla çıkardık ama, bu da bizi tatmin etmiyor. Hele hele emekliliğini yaşayanlar için…

Dilerim, yurdışındaki vatandaşların sorunları ile ilgilenen milletvekillerimiz bu konuyu yeniden irdelerler…

Otomobil ile 30 mayıs cumartesi günü yola çıktım. Malum, Bayram tatilinin ilk günüydü. Türkiye yollarında beklediğim yoğun trafik yoktu. Ne var ki, İstanbul’da Yavuz Sultan Selim köprüsünü geçerken aynı soygunculuk yapıldı ve ‘HGS kartınız okunmadı’ denilerek 37 TL ektradan para alındı.

Köpüden çıktıktan sonra Edirne oto yoluna bağlanacağımızı zannederken, birden bire Çatalca çıkışından ayrılmak mecburiyetinde kaldım. İşte tam o sırada bizi Edirne oto yoluna bağlayacak olan tek şeritli bir ara yola düştük. Tatilin ilk günü olması nedeniyle, otomobiller bu yola düşmüşlerdi. Tam 4 saatlik bir geçikmeden sonra Edirne oto yoluna girebildik.

Niyetim, Yunanistan’ın İgoumenitza limanından feribot ile İtalya’ya gitmekti.
Normal şartlarda saat 22.00’de İgoumenitza’da olacaktım. Saat 23.00’teki gemi ile İtalya’ya geçecektim. Ama ne yazık ki bu 4 saatlik gecikme planımı bozmuştu.

‘Edirne üzerinden Bulgaristan’a mı gireyim, İpsala’dan Yunanistana mı?’ diye düşünürken, kalabalığı hesaba katarak İpsala’dan gitmeye karar verdim.

Ege’ye gitmek için  Çanakkale yoluna düşen İstanbullular’ın yoğunlaştırdığı trafik nedeniyle, İpsala’ya da geç olaştım.

İpsala gümrüğünde iki sıradan tek sıraya düşen otomobil kuyrugu

 

İpsala gümrük kapısına 6 kiliomatre kala otomobil kuyruğu başladı.
‘Çabuk geçer’ diye düşünürken, bir saatte 100 metre, 3 saatte 300 metre ileleyebildik. Bu gidişle sabahı bulacağımıza emin olunca, otomobil kuyruğundan çıkıp geri dönmeye karar verdim. İpsala’da bir otelde kalacak ve sabah erken gümrüğe gelecektim. Otomobil kuruğundan çıktım ve geri döndüm. 500 metre sonra, dönüş için karşı şeride geçtim. Ne göreyim, karşıdan bir otomobil İpsala gümrük kapısına ters yönden gidiyor.
Gazeteciyim ya, merak ettim ve ben de geri döndüm. Bu sefer ben trafik kurallarını ihlal edip ters yönden gitmeye başladım. Ne mutlu ki karşıdan bir tek araç bile gelmiyordu.
İpsala gümrüğünün çıkış kapısından içeri rahatça girdim. kapıda kimse yoktu. Gümrük alanına girince, çıkış yapmak için iki otomobil sırası vardı. Bunlardan birine eklendiğim zaman, önümde sadece 15 otomobil vardı.

Geride kalanların sıra hakını yedim ama, sabaha karşı çıkabileceğim kapıdan yarım saat sonra çıkacak olmanın sevincini yaşayamadım. Zira aklım arkada kalanlarda kalmıştı.
Eeee, ne yaparsın,  ‘Arayan belasını da bulur mevlasını da’  derler ya…

İpala gümrük kapısında işler çok yavaş yürüyordu. Önce pasaporta  polisten çıkış mühürü vuruluyordu. Sonra da gümrük memuru çıkış işlemi için pasaportu, aracın ruhsatını, sigorta kağıdını kontrol ediyordu.
Polis gişesinde şef görünümündeki birine şöyle seslendim:  ‘Bu gecikme neden oluyor? Arkada 6 kilometre kuyruk var.’ 
Memur  ne iş yaptığımı sorduktan sonra gazeteci olduğumu öğrenince cevap verdi: ‘Bakar mısınız, her tarafta inşaat var. Sadece iki kapı açabiliyoruz. Yazın lütfen, bu yaz boyunca böyle devam edecek. Hem girişlerde ve hem de çıkışlarda saatlerce bekleme olacak.’

Polis kontrolunda iki şerit olan otomobil kuyruğu, gümrük konrolunda nedense tek şeride düşüyordu.

Gümrük memurunun bulunduğu gişeye gelince şöyle seslendim: ‘Bu işlem çok uzun oluyor. Hepimizin otomobilleri bilgisayarda var. Dökümanları tek tek inceleyeceğiniz yerde, bir arkadaşınız sadece plaka numaralarımızı bilgisayardaki memura bildirse iş hemen biter’ .
Beni duyan memur duyarlılık gösterdi. Oradaki bir bayan memura, ‘Bu işe beyefendiden başlayalım. Plakayı yüksek sesle oku’ dedi. Benim plaka numarasını duyan bilgisayar başındaki memur 30 saniye sonra ‘Çıkın’ dedi. Bu işlem için pasaportumu bile almadan iş bitmiş oldu.
Arkamdakiler de daha çabuk geçiş yapmaya başladılar.
Böylece, haksızlık yaptığım geridekilere yardımım dokunmuş oldu ve hak yeme üzüntüsünden kurtuldum.

Türk gümrüğünden kurtulduk ama bu kez Yunanistan gümrüğünde kuyruk uzundu. Neyse ki orada işler daha çabuk yapılıyordu.
Saat 22.00’de Yunanistan’a giriş yaptım. Saat 00.30’da konaklamak için Kavala’ya girdim ve bir otel bularak geceyi geçirdim.

Sabah uyandığım zaman karar vermekte zorlandım. İtalya’ya geçmek için İgoumenitsa’ya mı gitsem, yoksa, Makedonya (pardon, Yunanlılar’ı memnun etmek için Kuzey Makedonya demem lazım), Sırbistan, Hırvatistan, Slovenya ve sonra da medeni ülke Avusturya’yı mı takip etsem diye düşündükten sonra ikinci tercihi yaptım.

Yapmaz olaydım. Yukarıda saydığım her ülkenin gümrük kapılarında, giriş ve çıkışlarda saatlerce bekledim. Hadi, Türkiye’de bayram tatili vardı. ama Avrupa’daki bu kalabalık nedendi acaba?  Şimdi böyle olursa, yaz tatilinde yola çıkacakların başına neler gelecek.

En güzeli İtalya üzerinden Yunanistan ama, bu güzergahın sonunda İpsala Gümrük kapısı derdi var.

Bu durumda tavsiye debileceğim tek şey var: Uçakla gidiniz ve Türkiye’de otomobil kiralayınız.

Yaşadığımız bilgisayar çağına hiç yakışmayan bu gümrük manzaralarından kurtulmanın tek yolu var. Avrupa Birliği ülkelerinde olduğu gibi, her gümrük kapısının toleranslı bir şekilde kontrolsuz olması. Sorun, otombil ise, bu sorun Hollanda gibi, iç kontrollarda halledilebilir. Hollanda’ya giren yabancı plakalı bir otomobilin, uzun süre ülkeden kalması tespit ediliyor ve işlem başlatılıyor. Her ülke bu sorunu böyle çözebilir.

ÇİFTÇİLER TARIMSAL TAHMİN VE ERKEN UYARI SİSTEMİ İLE TANIŞIYOR

 

Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin, 8 ilçede toplam 12 mahallede kurduğu, “Tarımsal Tahmin ve Erken Uyarı İstasyonu” sayesinde çiftçiler zararlı haşereler, hastalıklar ve olumsuz hava koşullarına karşı önceden önlemlerini alabilecek.

mersin çiftçiler“Tarımsal Tahmin ve Erken Uyarı Sistemleri Projesi” ile Mersinli çiftçiler ürünlerini daha kaliteli ve daha ucuza mal edebilecek.

Toroslar, Atlılar Mahallesi’nde çiftçilerle bir araya gelen Mersin Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı bünyesinde çalışan ziraat mühendisleri, istasyonların kurulduğu mahallerdeki çiftçilerle yapılan toplantılarla sistemin nasıl çalıştığı hakkında çiftçileri bilgilendiriyor.

Uygulama, elde edilen veriler ile tarımsal faaliyetlerde, hastalık ve zararlılarla mücadelede en uygun ilaçlama zamanını tespit ederek ilaç maliyeti, enerji maliyeti, zaman kaybı gibi unsurları en aza indirmeyi amaçlıyor.

Ayrıca mahallede üretilen şeftali, erik, kiraz, elma, bağ, sebze, zeytin, kayısı gibi ürünlerde güvenilir, izlenebilir ve sürdürülebilir üretimin elde edilen verilerle desteklenmesi, bu sayede üretilen ürünlerde, tarımsal ilaç kalıntı riskinin düşürülmesi, üretim ve kalitenin arttırılması hedefleniyor.

mersin çiftçiler.jpg1Mersin Büyükşehir Belediyesi tarafından Akdeniz, Çamlıyayla, Gülnar, Mezitli, Mut, Silifke, Tarsus ve Toroslar’a bağlı Nacarlı, Sebil, Köseçobanlı, Sarılar, Köselerli, Uzunburç, Cinköy, Kerimler, Sayköy, Atlılar, Kavaklıpınar, Yüksekoluk’da kurulan Tarımsal Tahmin ve Erken Uyarı İstasyonları’nın 2016 yılında Mersin sınırları içerisinde gerekli görülen tüm bölgelere kurulması amaçlanıyor.

Hollanda’nın denizden dolma satelit kenti Almere, Mezitli ile ‘Kardeş Şehir’ oluyor

Mersinli gazeteci İlhan Karaçay, Belediye başkanları ile görüşerek kardeşliği perçinleyecek

         

                  MEZİTLİ                                                      ALMERE                          

 

ALMERE / MEZİTLİ,- Hollanda’nın en genç kenti Almere, Mersin’in Mezitli ilçesi ile ‘Kardeş Şehir’ olacak. Çok küçük bir kara parçasına sahip olan Hollanda, toprak kazanabilmek için denizi doldurma sistemini 60 yıl önce devreye sokmuştu. Liman yapımı, dolgu işleri ve sed yapımında dünya şampiyonu olan Hollanda, dünyanın ilk alameti farikasını, 30 kilometrelik bir deniz yolu ile gerçekleştirmişti.

Hollanda’nın kuzeyindeki Friesland bölgesinin halkı, bağımsızlık savaşı veriyordu. Ayrı dilleri, ayrı bayrakları ve ayrı amblemleri olan Friesland’ı, ana devlete kazandırabilmek için siyasi planlar yapan Hollanda devleti, Amsterdam’dan Friesland’a olan 100 kilometrelik uzun yolu kısaltma planları yaptı. Hollandalılar, Kuzey Denizi ve İjsselmeer gölü körfezinde, 30 kilometrelik bir deniz yolu yaparak ve iki yakayı birleştirerek aradaki mesafeyi çok kısalttı. (Mersin-Kıbrıs arası gibi)
Psikolojik olarak da kısalan bu mesafe, iki bölge arasındaki bağın güçlenmesine neden oldu. Hollanda devleti bazı Bakanlıkları ve Genel Müdürlükleri Friesland’a kaydırmanın yanında, dev bir liman yapımı ile de iş sahası açarak ilişkiyi daha sıcak hale getirdi.Frieslandlılar’ın, Hollandacanın yanında kendi dillerinde de eğitim yapmalarına izin veren ve kendi milli marşlarının okunmasına da göz yuman Hollanda devleti, olası bir ayrımcılık savaşını böylece önlemiş oldu.

1930 yılında Lely adlı bir dehanın yaptığı Afsluitdijk adı verilen deniz yolundan esinlenen Hollanda devleti, topraklarını genişletmek için deniz doldurma kararı aldı.
İjsselmeer gölünde başlatılan deniz doldurma işleminden sonra buraya inşa edilen ilk şehre, Lely’nin onuruna Lelystad adı verildi.

Hollandalılar daha sonra, Lelystad’ın güneyindeki bölgeyi de doldurarak yeni bir satelit kent kurdu.  Almere adı verilen bu kent, Hollanda’nın en yeni kenti olarak, 40 yılda  200 binlik bir nüfusa erişti. Buradaki nüfusun 500 bin olmasını amaçlayan plan çerçevesinde, Hollanda’nın en modern kenti olan Almere, şimdi Türkiye’den bir  kardeş şehir kazanacak.

  

Annemarie Jorritsma                                Neşet Tarhan – İlhan Karaçay

 

Almere’nin Belediye Başkanlığını Annemarie Jorritsma adlı eski bir Bakan yapıyor. Mersinli gazeteci İlhan Karaçay, Annemarie Jorritsma’yı Bakanlığı döneminden tanıyor ve kendisi de Almere’de ikamet ediyor.

Son yıllarda yaşamının hemen hemen yarısını Mersin’de geçiren, sırf TRT Belgesel çalışmaları için Hollanda’ya giden İlhan Karaçay, geçtiğimiz hafta Mezitli Belediye Başkanı Neşet Tarhan ile görüştü.
40 yıl önce çok küçük ve ilkel bir kasaba olan Mezitli’de, Motel, Restaurant ve plaj hizmeti veren bir tesis kazandıran Karaçay kardeşler, şimdilerde Mersin’in satelit kenti olma yarışı yapan Mezitli’nin gelişmesinde rol almış kişiler olarak anılıyor.

1984 yılında Hollanda’dan Mersin’e dönüş yapan gazeteci İlhan Karaçay, o dönemde Mersin Belediye Başkanlığı’na aday olarak seçimlere girmenin yanında, Mezitli’deki Pompeipolis-Karaçay adlı tesislerin işletmesini de üstlenmişti. Tesislere muhteşem bir plaj alanı kazandıran ilhan Karaçay, Mersinliler’in deniz hasretini gidermişti. Belediye otobüslerinin ve dolmuşların gün boyunca yaptıkları seferlerde her gün iki bini aşkın insan bu plaja geliyordu. Restaurant’ı da müzikli ve danslı programlar ile işleten Karaçay, Mersin sosyetesinin de gönlünü kazanmıştı.

      Pompeipolis Gazinosu                                                             Pompeipolis Plajı

İşte, 40 yıl önce bir tek apartmanın bile bulunmadığı Mezitli, önce Soli, daha sonra da Doktorlar Sitesi ile başlayan yapılanma sonucunda, bugün çok modern bir sayfiye kenti olarak ilgi çekiyor.

Belediye hizmetleri için Tece’yi de sınırları içine katan Mezitli’de bine yakın Hollandalı ve Belçikalı yaşıyor. Almere kentinde de bina yakın Türk yaşamaktadır.

Gazeteci İlhan Karaçay, hem Almere-Mezitli benzerliği ve hem de her iki kentte Hollandalı ve Türkler’in yaşamakta oluşunu, ‘Kardeş Şehir’  için yeterli bir neden olarak gördü ve bu iki güzide kenti ‘Kardeş Şehir’ yapma çalışmalarını başlattı.

Mezitli Belediye Başkanı Neşet Tarhan, geçen hafta makamında görüştüğü İlhan Karaçay’a kardeşlik konusunda ’Olur’ dedi ve bundan büyük bir memnuniyet duyacağını belirtti.

Şimdi gözler, İlhan Karaçay’ın Annemarie Jorritsma ile yapacağı görüşmeye çevrildi.

Mersinli gazeteci İlhan Karaçay, Mezitli Belediye Başkanı Neşet Tarhan’a, Hollanda ile Türkiye Arasındaki resmi ilişkiler ve 50 yıllık göç tarihi kitabını armağan etti.

Neşet Tarhan’ı tanıyalım:

1950 Adana doğumlu, Ziraat Fakültesi mezunu.
“Türkiye’de Tarımsam Kooperatifçilik” konusunda, işletme alanında yüksek lisans yaptı.1971 – 1980 yılları arasında Köy İşleri ve Ticaret Bakanlıklarında Bölge Müdür Yardımcılığı, Bakan Danışmanlığı, Genel Müdür Yardımcılığı yaptı.
1980 – 2004 yılları arasında Mersin Büyükşehir ve Yenişehir Belediyelerinde Teknik Başkan Yardımcılığı yaptı. Mersin İdman Yurdu As Başkanlığı, Belediyespor Yöneticiliği yaptı. Halspor’un kuruculuğunu üstlendi. Çeşitli gazetelerde belediyecilik üzerine çok sayıda yazısı yayımlandı. Dünya Bankası Çukurova Kentsel Gelişme Projesi ‘nde Proje Yöneticiliği yaptı. Fransa, İtalya, Avusturya, Almanya, Macaristan, İspanya, Hollanda gibi ülkelerde belediyecilik üzerine incelemelerde bulundu. Çeşitli sivil toplum örgütlerinde yöneticilik yaptı.
Emekliliğinden sonraki dönemde SPK ( Sermaye Piyasası Kurulu) Değerlendirme Uzmanlığı yaptı.Eşi Sembol Tarhan Mersin Üniversitesi’nden emeklidir.
Kızı Erinç Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler fakültesi, Oğlu İstenç ise ODTÜ Endüstri Mühendisliği mezunudur.

Başkan Neşet Tarhan, siyasi yaşamı boyunca gençleri siyasete girmeye teşvik ettiğini, bunun ülke yönetimi ve demokrasisi için çok önemli olduğunu söylüyor.