Etiket arşivi: Meksika

Türkiye’de üniversite öğrencilerinin zamanı  dersten çok işte geçiyor

HSBC Grubu’nun “Eğitimin Değeri: Başarının Bedeli” raporuna göre; Türkiye’de bir üniversite öğrencisi eğitim masraflarını karşılamak için günde ortalama 4.9 saat yarı zamanlı bir işte çalışırken, derslerde günde ortalama 2 saat zaman geçiriyor.

HSBC Grubu’nun Türkiye’nin de dahil olduğu 15 ülkeden 10 binden fazla ebeveyn ve bin 500 üniversite öğrencisi ile gerçekleştirdiği araştırma, aile ve öğrencilerin üniversite eğitimi masraflarının karşılanmasına ilişkin tutum ve davranışlarına yönelik çarpıcı bulgular ortaya koyuyor. “Eğitimin Değeri: Başarının Bedeli” raporuna göre; ebeveynler çocuklarının üniversite eğitimi masraflarını karşılamak için ek işlerde çalışıyor, tatillerinden fedakarlık ediyor ve borçlanıyor. Öğrenciler ise ailelerinden aldıkları finansal desteğin yanı sıra günde birkaç saat ücretli işlerde çalışarak masrafların karşılanmasına destek oluyor.

Türkiye’deki üniversite öğrencilerinin eğitim süreçleri boyunca ortalama harcama dağılımı

  • Konaklama – 18.265 TL
  • Okul ücreti – 13.134 TL
  • Gıda ve market – 11.277 TL
  • Faturalar – 8.697 TL
  • Kredi kartı/bireysel kredi/öğrenci kredisi – 8.592 TL
  • Kıyafet, aksesuar – 6.731 TL
  • Eğlence – 6.250 TL
  • Restoran/kafe – 5.858 TL
  • Ulaşım – 4.517 TL
  • Akademik kitap – 1.927 TL
  • Tatil – 1.102 TL
  • Spor/fitness – 675 TL
  • Diğer – 725 TL

Üniversite öğrencileri günde yaklaşık 5 saat ücretli bir işte çalışıyor

Türkiye’den 502 ebeveynin ve 100 öğrencinin katıldığı araştırmanın sonuçlarına göre; bir üniversite öğrencisinin okul ücreti, konaklama, faturalar ve yaşam giderleri dahil olmak üzere eğitim süreci boyunca toplam harcaması ortalama 87 bin TL. Ebeveynler ise çocuklarının üniversite eğitimi boyunca toplamda ortalama 49 bin TL harcadıklarını ifade ediyor. Araştırma sonuçları, öğrencilerin arada oluşan yaklaşık 38 bin TL’lik farkı yarı zamanlı işlerde çalışarak kapatmaya çabaladıklarını gösteriyor. Türkiye’de her 5 üniversite öğrencisinden 4’ü günde ortalama 4.9 saat yarı zamanlı bir işte çalışıyor. Derslerde ise günde ortalama 2 saat zaman geçiriyor. Yarı zamanlı işlerde çalışan öğrencilerin yarısından fazlası (%53) finansal ihtiyaçtan dolayı çalıştığını belirtirken, %38’i ise üniversite mezuniyetinin ardından iş bulmasına yardımcı olacak deneyimi kazanmak için çalıştığını ifade ediyor.

Büyükanne-büyükbaba desteğinin en yüksek olduğu ülke Türkiye

Ebeveynlerin %21’i büyükanne ve büyükbabaların torunlarının üniversite eğitimi masraflarına katkı sağladıklarını ifade ediyor. Türkiye, büyükanne ve büyükbaba katkısının araştırmanın gerçekleştirildiği ülkeler arasında (küresel ortalama %7) en yüksek olduğu ülke olarak ön plana çıkıyor.

Her 10 aileden yalnızca 1’i üniversite eğitimi için birikim yapıyor

Araştırmaya Türkiye’den katılan ailelerin %91’i çocuklarının üniversite eğitimi masraflarını günlük kazançlarından karşıladıklarını belirtirken, yalnızca %11’i belirli bir birikim veya yatırım hesabından karşıladıklarını ifade ediyor. Ebeveynlerin %68’i (küresel ortalama %49) çocuklarının eğitimi için birikim yapmaya önceden başlamış olmayı arzuluyor. %62’si daha düzenli ve daha fazla birikim yapmış olmayı, %24’ü ise çocuklarına para yönetimi hakkında eğitim vermiş olmayı diliyor.

Eğitim masrafları için en çok Türkiye’deki aileler borçlanıyor

Araştırma sonuçlarına göre; Türkiye’deki ebeveynlerin %73’ü (küresel ortalama %53) çocuklarının eğitim masraflarını karşılamak için sosyal aktivitelerinden ödün veriyor. %39’u ise daha uzun saatler veya ikinci bir işte çalışıyor. Bununla birlikte; ebeveynlerin %71’i (küresel ortalama %35) eğitim masraflarını karşılamak için borçlandıklarını ifade ederken; Türkiye, araştırmanın gerçekleştirildiği ülkeler arasında ebeveynlerin eğitim masraflarını karşılama amacıyla borçlanma oranının en yüksek olduğu ülke olarak dikkat çekiyor. Ebeveynlerin %63’ü borçlanmalarının ana sebebinin okul ücretini karşılamak olduğunu ifade ederken, %38’i tablet veya dizüstü bilgisayar gibi teknolojik cihaz satın alımlarının da etkili olduğunu ifade ediyor.

Ebeveynlerin %54’ü üniversite eğitimi için gerçekleştirdikleri borçlanmalarda kredi kartını kullanıyor. %29’u uzun vadeli, %23’ü kısa vadeli kredi aldığını belirtirken, %22’si aile üyeleri veya arkadaşlarından borç aldıklarını dile getiriyor.

HSBC Türkiye Bireysel Bankacılık ve Birikim Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Ayşe Yenel, HSBC Grubu’nun küresel çapta gerçekleştirdiği araştırma ile ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:

“Araştırmanın sonuçları gösteriyor ki Türkiye’de ailelerin çoğu (%83) çocuğunun üniversite eğitiminin karşılanmasına destek olmaya çalışıyor ancak toplam eğitim masrafları ailelerin öngördüklerinden ya da beklediklerinden çok daha yüksek çıkıyor. Ailelerinin desteğine rağmen pek çok öğrenci harcamalarını karşılamak için ücretli ek işlerde çalışıyor. Aileler de çocuklarının eğitim masraflarını karşılamak için büyük fedakarlıklarda bulunuyor. Araştırma, Türkiye’deki ailelerin %68’inin çocuklarının eğitimi için birikim yapmaya daha önceden başlamış olmayı dilediğini de ortaya koyuyor. Ailelerin eğitim giderleri için sağlam bir finansal planlama yapması, maliyet yönetiminin aile içinde konuşulması ve olası ek harcamalara ilişkin farkındalığın arttırılması, ebeveynlerin ve çocukların üzerindeki finansal baskıyı azaltabilecekken, kısa vadeli ve plansız borçlanmadan kaçınılmasına olanak sağlayacaktır.”

Pratik adımlar

Araştırma sonuçlarında ailelerin çocuklarının eğitimini planlarken atabilecekleri pratik ve etkili adımlar şöyle sıralanıyor:

  • Planlamaya erkenden başlayın Eğitim için erkenden planlama ve birikim yapmak çocuğunuzun potansiyelini gerçekleştirmesine ve ailenizin finansal durumu üzerindeki baskının azalmasına destek olabilir. Profesyonel danışmanlık hizmeti almak, daha iyi planlamalar ve bilinçli seçimler yapmanıza yardımcı olacaktır.
  • Maliyetler konusunda gerçekçi olun Çocuğunuzun yüksek öğrenimini finansal olarak nasıl destekleyeceğinizi planlarken, eğitimi boyunca oluşabilecek tüm maliyetleri göz önünde bulundurun.
  • İyi finansal alışkanlıklar aşılayın Online olarak kullanıma açık olan bütçelendirme araçlarından faydalanarak, çocuğunuzun eğitim maliyetlerini planlama ve yönetmesine yardımcı olun.
  • Farklı yeteneklere yatırım yapın Çocuğunuzun seçtiği kariyer alanının gerektirdiği vasıflara sahip olmasını sağlayacak bir eğitim rotası belirlemesine yardımcı olmanın yanı sıra, problem çözme ve sosyal beceriler gibi gelecekte çalışma hayatında ihtiyacı olabilecek yetenekleri edinmesine destek olun.

HSBC Grubu ‘Eğitimin Değeri – Eğitimin Bedeli’ Raporu Hakkında[1]:

Eğitimin Değeri, küresel eğitim trendlerine yönelik olarak HSBC Grubu’nun yürüttüğü bağımsız bir tüketici araştırma çalışmasıdır. Araştırma, dünya genelinde ebeveyn ve öğrencilerin eğitime ilişkin tutum ve davranışlarına yönelik bulguları içermektedir. Eğitimin Bedeli isimli küresel rapor, seride beşinci araştırma olup 15 ülke ve bölgedeki 10 bin 478 ebeveyn ve bin 507 öğrencinin görüşünü yansıtmaktadır. Araştırmanın yapıldığı ülkeler arasında Avustralya, Kanada, Çin, Mısır, Fransa, Hong Kong, Hindistan, Endonezya, Malezya, Meksika, Singapur, Tayvan, Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri, Birleşik Krallık ve Amerika Birleşik Devletleri yer almaktadır. Raporda yer alan bulgular, hâli hazırda eğitim alan (veya yakın zamanda alacak) 23 yaşında veya daha küçük en az bir çocuğu olan ailelerle ve 18 ila 34 yaş arasında lisans veya yüksek lisans eğitimi almakta olan öğrenciler ile yapılan ve tüm ülkeyi temsil eden bir ankete dayalıdır. Ankete Türkiye’den 502 ebeveyn ve 100 öğrenci katılmıştır. Anket Ipsos MORI tarafından Mart ve Nisan aylarında online olarak gerçekleştirilmiştir.

BATI NIN TÜRKİYE TELAŞI

BATI NIN TÜRKİYE TELAŞI

 

seyfettin karamızrakGeçen yazımızda, Almanya’nın Türkiye düşmanlığının nedenleri üzerinde durmuştuk.

Almanya hükumetinin ve Alman sivil toplum kuruşlarının Türkiye’ye gitmemeleri hususunda; “Alman vatandaşlarını uyarmalarına rağmen”, Almanların bu uyarılara itibar etmediğini, tatil için Türkiye’yi seçtiklerini, Alman şirketlerinin yeni yatırımlar için Türkiye’de sıraya girdiklerini gözlemliyoruz.

Almanya, Türkiye’nin büyümesini ve çevresinde etkili olmasını kıskanmakta ve aynı zamanda endişe duymaktadır. Bu yüzden, olmadık çıkışlarıyla da gülünç durumlara düşmektedir. FETÖ’ cü mahkûmlara giydirilecek tek tip elbiselere getirdiği eleştiri,  bunlardan biridir.

1980’li yıllarda Alman ekonomisi Türk ekonomisinden 13,5 misli büyükken, 2016 yılında 4 misline düşmüştür.

E-7 nin en hızlı gelişen ülkeleri; Çin, Hindistan, Türkiye, Brezilya, Rusya, Endonezya ve Meksika’dır. Dünya ekonomisinin ağırlığı, Batı’dan Doğu’ya kaymaktadır. Batı’nın Türkiye telaşı bundandır.

Bu yüzden Müslümanı, Müslümana katlettirmek için ABD liderliğinde, İslam dünyasına, dolaylı olarak da Türkiye’ye savaş açılmıştır.

Sözde İslam geçinen birçok ülke, ABD liderliğindeki Haçlı ordusunun emrinde ve hizmetindedir. ABD yanlısı bu ülkelere, halkları bu yüzden öfkeli ve kızgındır.

Türkiye’ye destek verdiği için Pakistan Başbakanı Navaz Şerif, İngiltere’nin kirli ve ahlaksız oyunu ile “Pakistan FETÖ’sünün yargıdaki piyonları tarafından” görevinden alınmıştır.

Türkiye’nin güçlenmesini önlemek için, PKK, DEAŞ, FETÖ vb. örgütler kurularak, içeride karışıklıklar çıkartılarak yükselmesinin önü kesilmek istenmektedir.

ABD bu maksatla PYD-YPG’ ye 900 tırdan fazla silah vermiştir. Bu yardım ve silahlar, DEAŞ’ la savaşsın diye değil, Türkiye’ye karşı kullanması içindir.

Almanya, Türkiye’nin siyasi ve toprak bütünlüğünü tehdit eden ne kadar örgüt varsa; PKK, FETO, DHKP-C vb. ülkesinde barındırmaktadır. Kandil tetikçisi ve Die Welt muhabiri Deniz Yücel tutuklanınca, Merkel Türkiye’yi telaşla ziyaret edip, serbest bırakılmasını istemiştir.

Büyükada’daki gizli toplantıda; Alman Peter Steudtner ve İsveçli Ali Garavi ile 4 Türk tutklanmıştır. Aynı otelde, 15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsünden önce de 13 CIA ajanı kalmıştı. Bu CIA ajanlarından birisi, FETÖ imamı Bekir Boz ile devamlı irtibat hâlinde olan Papaz Andrew Craig Brunson dur. Bu papazın serbest bırakılmasını, Trump’ın üç kez istemesi anlamlıdır.

ABD’li milyarder Soros Vakfının paralı terörist, provokatörleri, Türkiye’yi karıştırmak için işbaşındadır. Soros ile kaos ayrılmaz bir bütündür. Almanya halkını Türkiye düşmanlığı için kışkırtmaktadır.

Soros’un Türkiye temsilcisi: “Kendiliğinden bir direnişin patlak vermesini bekleyemeyiz. Türkiye’deki hükümeti devirmek için sokakları acilen harekete geçirmeliyiz.” Açıklamasında bulunmuştur.

Tutuklanan yabancılar, suçlu ve gerilla uzmanıdır. Almanya’nın, bu gerçeği bile bile tutuklananların serbest bırakılmasını istemesi, Türkiye’yi sömürge ve küçük gördüğünün göstergesidir.

ABD, Almanya ve batının şımarık ukala bazı devletleri, geçmişte her istediklerine “evet” diyen bir Türkiye istemektedirler.  Oysa köprülerin altından çok sular geçmiştir. Artık Türkiye, kendi menfaatlerini ön planda tutan ve dış güçlere gerektiğinde “hayır” diyebilen güçte ve kararlılıktadır.

 

Türkiye, silkinerek kendine gelmiştir. Dünyanın her yerinde ve özellikle de Orta Doğu’da “ben de varım” deyince; ABD, Almanya, bazı batı ve Arap ülkelerinin uykuları kaçmıştır. Bu zalimlerin zulme, mazlumların gözyaşına ve sömürüye dayalı kirli oyunları bozulmuştur.

 

İçeride ve dışarıda, Türkiye’ye karşı gösterilen düşmanlıkların sebebi budur.

 

Sevgiyle kalın…

 

TENCERE KRALLIĞI’NDAN TURİZM SULTANLIĞI’NA

Hollanda’da ‘Tencere Kralı’ olarak ün yapmış olan Turgut Torunoğulları, Fethiye, Marmaris, ve İstanbul’daki 7 oteli ve binlerce turizm konutu inşaatı  ile ‘Turizm Sultanlığı’ kurdu.

50 yıllık gazetecilik yaşamımda pek çok Türk’ün başarı öykülerini yazmışımdır. Ekmek parası için Avrupa yollarına düşen, tek amaçları kendilerine ve ailelerine ekmek parası kazanmak olan cefakar Andolu insanlarının, daha sonraki başarı öykülerini benden başka pek çok meslektaşım da dile getirmişlerdir.
Ancak bir Türk var ki, O’nun çalışma azmi ve girişimci ruhu, üzerine basa basa anlatılması gereken bir gelişmedir.

Turgut Torunoğulları, tam 20 yıldır tanıdığım bir dosttur. O’nu tanıdıktan sonra pek çok haberini yapmışımdır. Ama, Hollanda’nın den Bosch kentinde bir sokakta bulunan işyerlerini ve evlerin tamamını satın aldığı zaman yazdığım, ‘Bir Türk uzun bir sokağı satın aldı’ haberi, sadece Türkiye’de değil tüm dünyada yankı yapmıştı. tencere krallığıTencere Krallığı’ndan sonra Turizm Sultan’ı olan Turgut Torunoğulları (solda), muhteşem manzaralı otelini bize gezdirdi

 

 

Turgut Torunoğulları Hollanda’da yaptığı tencere pazarlamacısı olarak ‘Panne man’ yani tencereci adam olarak tanınmıştı. Daha sonra adı ‘Tencere Kralı’na çıkmıştı. Ama şimdi O tam anlamıyla bir turizm fenomeni oldu. Bu nedenle de O’na bundan sonra ‘Turizm Sultanı’ demek gerekecek.

Torunoğulları’nı bir daha yazmak için, O’nun Marmaris’teki yeni oteline gittik.
‘Gittik’ diyorum, zira oteline sadece beni değil eşimi de davet etmişti.
Biz tahsis ettiği muhteşem suitte bir hafta muhteşem bir tatil yaptık. Ama bu ara çalıştık da tabii..tencere krallığı.png 1

Torunoğulları, çok geniş bir alana yayılmış olan otelini bize göstermek için özel araba ile bizi gezdirdi

İsterseniz, Torunoğulları’nin Marmaris’teki son faaliyetlerini yazmadan önce, O’nun geçmişine bir göz atalım. Yazımın sonunda da Marmaris’e geri dönelim.

Kars’ta 8 çocuklu bir ailenin çocukları olarak gurbete çıkan ve Hollanda’da ‘tencere pazarlama elemanı’ olarak çalışırken, patronluğu ele geöiren Turgut Torunoğulları, şimdilerde Beşiktaş Jımnastik Kulübü’nün yönetim kurulu üyesi olan ve dış transfer ile ilgilenen kardeşi Erdal Torunoğulları’nı da yanına alarak tencere işini büyütmeye başlar.
Hollanda’da Beşiktaşlilar Derneği Başkanı olan diğer kardeş Aykut Torunoğulları’da katkı sağlamaya başlayınca, Torunoğulları’nı yıkacak bir güç düşünülmez oldu.

Turgut Torunoğulları, diğer kardeşleri ve aile fertlerinin katkılarıyla büyük bir pazarlama ekibi oluşturdu  Simtronik markasıyla üretim ve pazarlama yapan şirkete Edelstaal Group adını koydu. İtalya’da tencere üretimi yapan Cartossi Ailesi’yle yüzde 50-50 ortak oldular. İtalya’daki fabrikayla üretime devam ediyorlar.

1992’de de Ertan ve Aykut Torunoğulları’nın katılmasıyla İsviçre ve Avusturya pazarında örgütlenen Edelstaal Group, şu anda Avrupa ülkelerinde randevuyla evde aktif pazarlama sisteminde 1400’e yakın eleman çalıştırıyor. Hollanda, Belçika, Fransa, İsviçre, Avusturya, İtalya, Portekiz, Yunanistan, Rusya, Litavanya, Polonya, Macaristan, Güney Afrika, Malezya, Filipin, Meksika, Avustralya, Japonya ve ABD’de tencere satıyor. Torunoğulları kardeşler,

Torunoğulları kardeşler, tencere işinden kazandıkları parayla önce Fethiye’ye turizm yatırımı yaptılar. Daha sonra bu sektördeki yatırımları çoğalmaya başladı.

İŞADAMLARI BAŞKANI

Turgut Torunoğulları, Hollanda’daki Türk İşadamları Derneği HOTİAD’a başkan oldu. Daha sonra Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu DEİK’in Avrupa Başkanı oldu. Her iki kurumda başarılı işlere imza atan Torunoğulları’nın en büyük başarısı ise, yurtdışından anavatana götürülen ve sadece 6 ay ssüre kalabilen otomobillere, iki yıl kalma yasasınının çıkmasında en büyük rolü oynaması oldu.tencere krallığı.png3

 

MARMARİS
Torunoğulları ile görüşmek için gittiğimiz Marmaris’te, Sentido Orka Lotus Beach Oteli’nie nasıl gideceğimizi sorduğumuz zaman, ‘Turgut beyin oteli mi?’ diye karşı bir soru alınca, ‘Vay be’ demeden edemedik. ‘Bizim Turgut’ artık Marmaris ve Fethiyeliler’in de Turgut’u olmuştu.

Oteli bulup resepsiyonuna geldiğimiz zaman bize yer ayrılmamış olduğunu söylediler. Ben de Turgut beyin misafiri olarak davul zurna ile karşılanmasyı bekliyordum (!).
Turgut’u GSM’den aradım. ‘Patron, bizi oteline almıyorlar ha!’ deyince, ‘Hemen geliyorum’ dedi ve bir dakika sonra resepsiyonda oldu. ‘Bunlar sana normal bir oda verirler diye haber vermedim. Senin yerin, benim misafirlerimin ağırlandığı Kral Dairesi’dir’ deyince, eşimim asılmış olan suratında güller açtı.
Turgut, çok geniş bir alana dağılmış olan otel odalarına gidişin zor olması nedeniyle devreye soktuğu özel arabalardan biri ile bizi odamıza götürdü. Daha sonra aynı araba ile bize otel alanını gezdirdi. Daha sonra da deniz turu ve paraşüt gösterisi yaptırdı. Bu ara ben de özel fotoğrafçım ile görüntüler alıyorduk.

Torunoğulları (ortada), otelindeki Blue Bar’da bize yaşam öyküsünü anlattı

Yol boyu gördüğümüz boş otellere karşın, Turgut’un otelinde yüzde 60-65’lik bir doluluk oranı vardı. Yani otel dolu gibiydi.
Bir akşam üzeri oturduğumuz Blue Bar’da sordum kendisine:
Bu doluluğu neye borçlusun?
Anlatmaya başladı.
‘ Bu otelin yapımına 15 yıl önce başlandı. Önce Hilton olacaktı. Daha sonra çok el değştirdi. 3 yıl önce bu durumu duyunca buraya geldim ve oteli ben devraldım.
Geçen yıl tamamladığımız otel için dünya devi olan Thomas Cook ile anlaştım. Thomas Cook’un tek şartı otele Sentido adını koymaktı. Müşterilerimizin çoğu Thomas Cook tarafından geliyor. Bu da bizim için büyük bir şans’

Turizmcilikteki faaliyetlerinin neler olduğunu sorduğum Torunoğulları şunları anlattı:

‘Fethiye ve İstanbul’dan sonra Marmaris’te de Sentido Orka Lotus Beach & SPA Oteli,
1 Mayıs 2015 tarihinde hizmete girdi. “Orka” markasıyla yıllardır, özellikle İngiliz ve Hollandalı turistleri ağırladık. Fethiye Çalış’ta 5 yıldızlı otel ile Aqua Park’ı hizmete sokacağız. İzmit’te 2016’da 700’e yakın villanın açılışını gerçekleştik.
Fethiye’de Orka Club, Orka Sunlife, Orka Butik ve İstanbul’da da Orka Royal Otel,  Marmaris’te Nergis Beach ve Nergis Select otellerini bünyemize kattık.
2017’de ise Amsterdam’da otel açmayı planlıyoruz. Hollanda’da otel ve kongre merkezi yapmayı planlıyoruz.’

Torunoğulları’nın Sentido Orka Oteli’nin en iyi görüntüsünü almak için tekne ile denizde açıldık. En iyi görünümü de kendimiz ile birlikte aldık

 

Torunoğulları sadece para kazanan bir adam değil. Kazandığı prayı paylaşmasını da bilen bir yapıya sahip. O’nun sosyal ve kültürel alanlardaki yardımları da takdirle karşılanıyor.
Anlatmaya devam ediyor Torunoğulları:

‘Doğduğumuz toprakları unutmadık. Kars’ta yaptırdığımız Anadolu Kız Meslek Lisesi ve Erdağı Köyü İlkokulu’ndan sonra şimdi de kız yurdu ve 200 bin metrekarelik alana fidanlık yapacağız.

Torunoğulları kardeşler, Hollanda’daki Simtronik adlı firmalarındaki tanıtım panosu önünde

Hayatta, küçüklükten bu yana ne istediysem oldu. Eşime âşık oldum; onunla evlenmek istedim ve oldu. İşlerimde çok çalıştım ve karşılığını gördüm. Aile bireylerimle ve ortaklarımla sıkıntısız işler yaptım; onlarla verimli paylaşımlarda bulundum. Biraz durumum iyi olduğunda hedeflediğim bir konu vardı: Doğduğum köye bir okul yaptırmak. Çok şükür, köyüme bir ilköğretim okulu yaptırdık. Doğuda kız çocukları pek okutulmaz ya…
Kız çocuklarını eğitim seferberliğine katmak amacıyla bir

Kız Sağlık Meslek Lisesi yaptırdık. Ayrıca bu çocuklarımızın staj ve iş bulmaları açısından yine Kars’a bir özel hastane yaptıracağız. Son bir isteğim de Kars’a soyadımızı taşıyan bir üniversite kurabilmektir. Bunlar bizim için bir hayal değil artık. Sadece zamanlamasını bekliyoruz. Hayal olarak gördüğüm; ama var olan yapılanmamızla hedeflediğimiz Orka Oteller Zinciri’ni de Hilton zincirleri gibi dünyanın her yerinde açmak istiyoruz. Tüm bunların yanında sosyal anlamda okumak isteyip okuyamayanlara ve Türkiye’den Hollanda’ya gidip  de master yapan ve eğitim gören çocuklarımıza yardımcı oluyoruz.’

Torunoğulları’nın Kars’ta hizmete sundukları Sağlık Lisesi’nin açılış töreninden

Ailesi, Turgut Torunoğulları için çok önemli. Kars’tan Fethiye’ye göç eden anne ve babası, hayvancılığı devam ettiriyor. Oetlde tanıştığım anne ve babası çocuklarıyla gurur duyuyorlar.
Kardeşleri ve çocukları da O’nunla gurur duyuyorlar.
‘Ticaret hayatımda ve özel yaşantımda “aile kavramı”na çok önem veriyorum ve “aile kavramı”nı her şeyin üstünde tutuyorum’ diyen Torunoğulları,  şş yaşantımdan arta kalan zamanları aileme ayırıyor. Çocukları ile  ilgileniyor. Hayata da devamlı pozitif bakıyor. ‘Kimseyle en ufak bir dargınlığım yoktur, kimseye karşı kin tutmuyorum. Sevgi, saygı ve hoşgörüyü hayatımın merkezinde görüyorum ve herkese karşı sevgiyle yaklaşıyorum.’ diye de sözlerini tamamlıyor.

  

Torunoğulları’nın İtalya’daki tencere fabrikası ve tencerelerini tanıttığı bir toplantıda Lahey Büuükelçimiz ve Rotterdam Başkonsolosumuz ile

 

İçerideki Dış,Dışarıdaki İç Gelişmeler

 

 

sssDünya ekonomisinin 5’te 4’ünü ve dünya nüfusunun 3’te 2’sini oluşturan G – 20 Ülkeleri Zirvesi Antalya’da yapıldı. Doğu’dan Batı’ya güvenlik endişelerinin maksimum düzeyde olduğu bir hengâmede bu büyük organizasyonun kazasız – belasız yapılması ve Türkiye’nin ev sahipliğinde yapılması bir başarıdır.

16 yıllık bir mazisi olan ve 8 yıldır düzenli olarak toplanan G – 20 Ülkeleri (Group of 20) sanıldığı gibi dünya üzerindeki en büyük 20 ülkenin ardışık sıralanması değildir. Avrupa Birliği ile bazıları zaten AB içinde yer alan 19 ülkenin belirli periyotlarla bir araya gelişidir. Temeli G – 7 olarak anılan (sonradan G – 8) Gelişmiş Ülkelere dayanır.

Türkiye bu 19 ülke arasında 18’nci büyük ekonomi olarak yer almıştır. 2005 ile 2010 yılları arasında İMF ve Dünya Bankası verilerine göre 17’nci sırada olan ülkemiz 2011 itibariyle Endonezya’ya geçilerek 18.liğe düşmüştür. Şu anki büyüme ve ihracat-ithalat verilerine bakarsak 2019’a dek 1-2 sıra daha düşebiliriz. Hamdolsun yerine maalesef..

ABD (1), Çin (2), Japonya (3), Almanya (4), İngiltere (5), Fransa (6), Brezilya (7), İtalya (8), Hindistan (9), Rusya (10), Kanada (11), Avustralya (12), Güney Kore (13), Meksika (15), Endonezya (16), Suudi Arabistan (19), Arjantin (24) ve Güney Afrika’dan (33) ibaret bu yapı Sonuç Bildirgesiyle dünyanın ekonomik seyrinin küresel kontrolü noktasında katılımcı ülkeleri tümden bağlamaktadır.

Asıl küresel elit çoktandır Rusya ile yaşanan problemlerden dolayı toplanamayan G – 8’dir. Zaman zaman aralarında anlaşmazlıklar yada ağırdan almalar da olmuyor değil. Örneğin Fransa, II.Irak Savaşı’nda Koalisyon Güçleri’ne ancak tribün desteği sağladı ve Kürtçülüğün Mitterand zamanında enstitüleşmesini sağlamasına rağmen Chirac & Sarkozy dönemlerinde Kuzey Irak’taki Barzanî Kürdistanı’ndan kapitalist iştah bakımından pek istifade edemedi.

Hadi diyelim ki Irak I.Dünya Harbi’nde İngiliz mandasına bırakılmıştı; ya Suriye’ye ne demeli? 1946 yılına kadar Fransa idaresindeki Suriye’de 5 yıldır devam eden iç savaşın ilk 5 dış unsuru arasında Fransa yok. Eski sömürgesinin ihracat yada ithalat rakamlarının ilk 5’inde de yok. Öyleyse amaç; Suriye 3’e ayrılacaksa ve Kuzey Suriye’de PYD Kürdistanı kurulacaksa yemek masasında oturmak.

Sarkozy giderayak ancak Libya trenine ön kompartımanda yer bulabilmiş ve savaş uçaklarıyla Libya halkına sevgilerini (!) göndermişti. Anlaşılan Cumhurbaşkanı Hollande, “kara şahin” rolünü oynama hevesinde. Zaten “durağan” hale gelen Fransa ekonomisini canlandırmak için başka çare de yok gibi.

Dünyanın en iyi 6 istihbaratından biri sayılan Fransız istihbaratı DGSE’ye rağmen aynı gün eş zamanlı 5 saldırıyı engellemek bir yana tahmin edemiyorsa dünyanın 4’üncü nükleer gücü sahaya iniyor demektir. 11 Eylül saldırılarını Amerika nasıl Ortadoğu’da sınırların değiştirilmesine bahane kıldıysa Fransa da 13 Kasım saldırılarını aynı ‘acımasız’lığa gerekçe kılacaktır.

Mültecisin sen, mülteci kal!” düsturunca ya herkes ülkesinde ölecek ya da kaçış yollarında. Ve hatta Batıdaki göçmen nüfusu törpülenecek. Gayri “Avrupa Avrupalılarındır”.

Suriye ve Irak’ta her gün ölen insan kadar bir defada Paris’te öldüğü için şaşkın gibi gözükenler var. Ölen insan olunca yazık ve hem Doğu’da hem de Batı’da aynı eller tetik düşürttüğü için daha da yazık.

Suriye’de yeni bir dönem başlıyor; hanımlar, beyler!

Facing Mars´ Sergisi Bursa´da

8331ABD, Kanada, Meksika ve Finlandiya’da büyük ilgi gören Facing Mars (Mars’a Yolculuk) Sergisi, Bursa Büyükşehir Belediyesi ile TÜBİTAK işbirliğinde Türkiye’ye geldi. Bursa Bilim ve Teknoloji Merkezi’nde (BTM) kasım ayı sonuna kadar gösterimde kalacak gezici sergiyi halkın kullanımına açan Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, Facing Mars’la 100 yıllık Mars tecrübesinin vatandaşlar bizzat test edilebildiğini söyledi.

Kanada’da bulunan Ontario Bilim Merkezi tarafından geliştirilen ve dünyaca ünlenen sergi, Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe ile TÜBİTAK Bilim Merkezleri Müdürü Bekir Çengelci tarafından ziyarete açıldı. Açılışın ardından sergiyi gezen, istasyonlarda Mars tecrübesini yaşayan Başkan Altepe, Astronom Bülent Yaşarsoy’dan etkinliğin detayları hakkında bilgiler aldı.

100 yıllık tecrübenin ürünü

Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, Facing Mars ile Bursalıların Mars’a yolculuk yapabildiğini ifade etti. 100 yıllık uzay tecrübesini ziyaretçilerin önüne seren etkinliğin duyu organlarıyla Mars’a yolculuk yapabilme imkanı tanıdığını, tecrübelerin tümünün test edilmesinin mümkün olduğunu kaydeden Başkan Altepe, “Mars’la yüz yüze sergisi, gezegeni resmen ayağınıza getiriyor. Onlarca yıldır Mars’la ilgili yapılan tüm çalışmaların bilgi ve bulguları burada ziyaretçilerle buluşuyor. Sergiye gelenler, 28 ayrı düzenek sayesinde bilgi almış ve uzay tecrübesini astronot haliyle yaşamış oluyor. Oradaki ortam, hayat şartları, yolculukta insanın başına gelenler… Bunların hepsi, deneylerle anlatılıyor. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum” dedi.

İnteraktif ortam…

Başkan Altepe, serginin Bursa’ya getirilmesinde büyük emeği olan TÜBİTAK ve BTM yetkililerine teşekkür etti.

TÜBİTAK Bilim Merkezleri Müdürü Bekir Çengelci ise, Türkiye’de ilk kez Bursa’da açılan serginin hayırlı olmasını diledi. Facing Mars’ın bilim merkezlerinin ruhuna uygun şekilde interaktif olarak dizayn edildiğini vurgulayan Çengelci, “Bursa’da şu anda uzay ve havacılık teması üzerine Türkiye’nin ilk bilim merkezi kuruluyor. Bu da giriş mahiyetinde bir sergi… Desteği nedeniyle Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür ediyorum. Bursa halkına ve ülkemize hayırlı olsun” diye konuştu.