Etiket arşivi: Mehdi

Başbakan Binali Yıldırım İSO’dan Türkiye’ye Seslendi: “Ekonomimiz de Demokrasimiz de Sapasağlam Ayaktadır”

İstanbul Sanayi Odası (İSO), üyeleri arasında bulunan ve 74 ülkede faaliyet gösteren 600’ü aşkın uluslararası sermayeli firmayı bugün Başbakan Binali Yıldırım ile buluşturdu. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın ev sahipliğinde gerçekleşen “Türkiye’ye Güvenenler, Türkiye’de Üretenler” konulu toplantıya, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü de katıldı. Uzun yıllardır Türkiye’de faaliyet gösteren, üretim yaparak ve istihdam yaratarak ekonominin kalkınmasına katkıda bulunan gıda, otomotiv, kimya, makine gibi sektörlerden uluslararası sermayeli İSO Üyesi 600’ü aşkın şirket yöneticisinin hazır bulunduğu toplantıda İSO Meslek Komitesi Üyeleri de yer aldı.

Toplantıya katılarak birer konuşma yapan Siemens Sanayi ve Ticaret Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Hüseyin Gelis, Unilever Sanayi ve Ticaret Türk A.Ş. Türkiye, Rusya, Orta Doğu, Kuzey Afrika, Orta Asya ve Kafkasya Hukuktan Sorumlu Başkan Yardımcısı ve Yönetim Kurulu Üyesi Gökhan Saraç, Shell Türkiye Ülke Başkanı Ahmet Erdem, Ford Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Ali Koç, Good Year Lastikleri Yönetim Kurulu Başkan Vekili Mahmut Sarıoğlu, ABB Elektrik Sanayi Murahhas Üye Sami Sevinç, BASF Türk Kimya Sanayi ve Ticaret CEO’su Buğra Kavuncu, Sandoz / Novartis Türkiye ve Orta Doğu Bölgesi Başkanı Dr. Altan Demirdere, Procter & Gamble Tüketim Malları Sanayi Türkiye ve Kafkaslar Yönetim Kurulu Başkanı Tankut Turnaoğlu ve Nestle Türkiye Pazarlama ve Kurumsal İletişim Direktörü Zeynep Sungu, Türkiye’ye güvendiklerini, yatırıma, üretime, istihdama ve ihracata devam edeceklerini söyledi.

Ankara’da devam etmekte olan bir dizi resmi temasları nedeniyle toplantıya video konferans ile katılan Başbakan Binali Yıldırım aynı zamanda tüm Türkiye’de yayınlanan konuşmasına bu toplantıyı düzenlediği için İstanbul Sanayi Odası Başkanı Erdal Bahçıvan’a teşekkür etti. İş dünyasına “Demokrasimiz de ekonomimiz de sapasağlam ayaktadır” mesajını verdi.

Başbakan Binali Yıldırım şunları söyledi:

“Toplantıda çok kapsamlı uzun bir değerlendirme yaptınız. Sorunları Türkiye’nin sanayi ile ilgili ekonomi ile ilgili gelecek vizyonunu değerlendirme fırsatı buldunuz. Sanayi sektörü Türkiye’nin lokomotifidir. Sizler istihdam oluşturuyorsunuz. Ülkemizin değerine değer katıyorsunuz. Size yapılan her türlü destek fazlasıyla yerini buluyor. Sanayi meşakkatli bir iş. İmalat imkanının gittikçe zorlaştığı şartlarda böyle bir işe talip olmak bir sevda işidir. Bir işin ürününü gördüğünüz zaman çektiğiniz bütün sıkıntıları unutursunuz. 2023 hedeflerini taşıyacak bir sektör olarak sanayi sektörünü görüyorum. Sanayi sektöründe sanayi 4.0’a geçiş sürecini de ıskalamamak gerekir. 2023 hedefleri yakalamak istiyorsak sanayi devrimini bilişim ve teknoloji ile birlikte düşünmek gerekiyor.

Sürekli bu darbe ile yaşamamız asla doğru değildir. Bizim önümüzde çok iddialı hedeflerimiz var. 2023’e çok az bir zaman kaldı. Artık kaybedecek bir günümüz yoktur. Ekonomik kazanımların korunması demokratik kazanımların korunmasına bağlıdır. Dolayısıyla Türkiye’nin demokrasisine saldıranlar aynı zamanda Türkiye’nin ekmeğine aşına saldırmıştır. Darbeciler Türkiye’nin ekonomimizi sarsmamıştır. Bugün demokrasimiz de ekonomimiz de sapasağlam ayaktadır. Türkiye’nin yatırım ortamını geliştirmek için adımlarımızı atıyoruz.

Turkuaz kart ve yeşil pasaport için çalışmalar yapıyoruz. Kare kodlu çek ve çeki ödemeyenler için yeni baştan düzenleme yapıyoruz. Hükümet olarak gerçek ekonominin hep yanında olacağız. Ekonomimizin gelişmesi için yeni istihdam alanlarının oluşması için gereken her çalışmayı yapacağız. Ayrıca geçmişteki borçlarınız için yeniden kolaylık getirilerek taksitlendirilmesine varıncaya kadar birçok kolaylığı hayata geçirdik ve geçirmeye devam edeceğiz. Aranızda yıllardır Türkiye’de yatırım yapan küresel yatırımcılar var. Türkiye’nin gerçekleri ile Türkiye’nin dışarıdaki algısı ne yazık ki olduğundan farklıdır. Bu FETÖ’nün bir marifetidir. Sanki Türkiye’de istikrarsızlık var. Türkiye gibi bir hukuk devletinin maalesef göz ardı edilmesi Türkiye’ye yapılan bir haksızlıktır. Sizlere gerçek Türkiye’yi anlatmak için görev düşmektedir. İSO’nun önderliğinde düzenlenen ve 500’den fazla firmayı buluşturan toplantı için İSO Başkanı Erdal Bahçıvan’a teşekkür ediyorum. Toplantınızın hayırlı olmasını diliyorum.”

Toplantının açılış konuşmasını yapan İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, paralel yapı olarak bilinen FETÖ terör örgütü tarafından gerçekleştirilen 15 Temmuz darbe girişiminin ilk saatlerinden itibaren İSO olarak tereddütsüz bir şekilde demokrasinin, milli iradenin ve seçilmiş Hükümetin yanında olduklarını hatırlattı. Bahçıvan, iş dünyasının lider kuruluşlarından biri olarak, darbe girişimini ilk andan itibaren gerek ortak bildiriler gerek Yenikapı’da düzenlenen Şehitler ve Demokrasi mitingine aktif katılım gerekse üyelerin yurtdışındaki 18 bini aşkın paydaşına mektup gönderme gibi yöntemlerle güçlü bir şekilde kınadıklarını ifade etti. Bu çabaların bir devamı olarak uzun yıllardır Türkiye ekonomisinin kalkınmasına katkı sağlayan uluslararası sermayeli, köklü ve alanında isim yapan İSO Üyesi firmaları Başbakan Binali Yıldırım ve bakanlar ile bir araya getirdiklerini söyleyen Bahçıvan, “Yıllardır Türkiye’ye güvenen ve Türkiye’de üretim yapan yatırımcıların bu toplantıda bulunması, ülkemizin geleceğine duyulan güvenin en güzel örneğini ortaya koyuyor. Bugün burada birlikte yaşadığımız, aslında Türkiye’ye güvenenlerin, Türkiye’de Üretenlerin hikayesidir. Bu, üretim çarkını dostça, kardeşçe, elbirliğiyle çeviren hepimizin hikayesidir. İSO bünyesindeki yerli ve yabancı sermayeli 18 bin üyemiz, bilgilerini, tecrübelerini ve vizyonlarını bir sinerji yaratacak şekilde bugüne kadar gerek müşterek olarak ve gerekse ferdi olarak ülkemizin kalkınması için seferber etmişlerdir” dedi.

Türkiye ekonomisine inancınızı dünya kamuoyu ile paylaşın

İSO Başkanı Erdal Bahçıvan

Toplantıya katılan yabancı sermayeli firmalara seslenen Bahçıvan, “Türkiye için çok önemli ve değerli olan içinde bulunduğumuz bu süreç, yurt dışındaki dostlarımız tarafından yeterli ve sağlıklı bir şekilde tahlil edilemiyor. Böyle bir zamanda doğru bilgi, büyük bir role ve öneme sahip. Sağlıklı ve kalıcı ilişkilerimize zarar verebilecek bu bilgi kirliliği karşısında sizlerin bizlerle el ele vermesi son derece önemli. Türkiye’de yaşanan gerçekleri ve ekonomimize olan inancınızı, ülkenizle ve dünya kamuoyuyla paylaşmanız, kuşkusuz bizler için en anlamlı ve güçlü destek olacaktır. Nitekim sizler ve temsil ettiğiniz firmalarınız, Türkiye’nin çok kıymetli elçileri, ortakları, dostlarısınız. Ülkemiz koşullarını tanıyan, gelişmeleri yıllardan beri yakından izleyen ve değerlendirebilen konumlarda bulunuyorsunuz. Uluslararası temas ve işbirliklerine her zamankinden çok nitelik ve nicelik kazandırmamız gerekiyor” dedi.

Türkiye Varlık Fonu ve BES, ekonomiye ivme katacak

Bahçıvan, İSO olarak uzun zamandır dile getirdikleri ve Hükümetin gündeminde olan “fonların fonu” niteliğindeki Türkiye Varlık Fonu’nun oluşturulmasına ilişkin olarak “Hem mega projelere finansman temin edecek, hem de piyasalarda dalgalanmaları önleyecek Türkiye Varlık Fonu, ekonomimize büyük bir ivme kazandıracaktır” dedi.

Türkiye ekonomisinin geçmişten gelen en önemli sorunlarından birisinin tasarrufların yeterli düzeyde olmayışı olduğuna dikkat çeken Bahçıvan, “Bireysel Emeklilik Sistemi’nin zorunlu hale getirilmesinin hem ekonomimiz hem de çalışanlarımız için yararlı olacağı düşüncesindeyiz. Hükümetin attığı bir başka önemli adım da yurt dışındaki ve yurt içindeki varlıkların ekonomiye kazandırılması amacıyla hazırlığı devam eden Varlık Barışı’dır. Bu düzenleme bir yandan önemli bir kaynak oluşturacak, diğer yandan da kayıtlı ekonomimizin büyümesini sağlayacak. Hükümetin gündeminde olan yatırımcıların sadece taşınmazlarını değil, aynı zamanda taşınır mallarını bankalara teminat olarak gösterebilmesi konusu da sanayiciler için çok önemli ve büyük memnuniyet duyuyoruz. Bu düzenleme özellikle KOBİ’leri rahatlatacaktır” dedi.

İSO olarak dile getirdikleri yeni nesil Kalkınma Bankacılığı modeli ve Eximbank’ın orta-uzun vadeli kredileri daha da artırarak, uygun faiz oranı ve kolay teminat koşulları ile kullandırması önerilerine Hükümetin olumlu cevap verdiğinin altını çizen Bahçıvan, “Sayın Başbakanımız geçen temmuz ayının başında Kalkınma Bankasının işler hale getirilerek yatırımcılarımıza daha iyi şartlarda kredi imkanı sağlanacağını ve Eximbank’ın kredi verme şartlarının kolaylaştırılacağını ifade etmişti. Bizleri umutlandıran bu iki önemli konuda atılacak adımları heyecanla bekliyoruz” dedi.

Toplantıda konuşan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ise şöyle konuştu:

“Ekonomide bazı yapısal sorun alanlarımız var ama genel anlamda ekonomimizin temelleri sağlamdır. Bu temeller sağlam olmasaydı gerçekten Türkiye’nin bu süreci atlatması daha zor ve piyasaların durumu çok daha kötü olurdu. Bizim bir yapısal reform gündemimiz var. Çok kısa bir sürede bu gündeme döndük.

Katma değer üretimi için AR-GE yapmamız ve bir ekosistem oluşturmamız lazım. Bunun için teşvik paketi yaptık. Kalkınma Bankasını yeniden yapılandırıyoruz. Patent kanunu Meclis’te. İnşallah muhalefet ile birlikte bu temel yasayı da geçiririz. AR-GE konusunda birçok adım atıldı. Şimdi AR-GE’nin ticarileşmesi için çalışmak gerekiyor. Bilirkişi tasarısı Meclis’te, yine İstanbul Tahkim Kurulu kuruldu.

Darbe girişiminden sonraki haftalarda tasarrufları hayata geçirecek çok önemli güncellemeleri yaptık. Türkiye’de yapısal reformlar olmazsa olmazımızdır. Türkiye batıdan kopmayacak, AB’den vazgeçmeyecektir. Türkiye çok büyük bir ekonomi, o nedenle Türkiye global normlarda sadece bir demokrasi değil aynı zamanda ekonomik sisteme de entegre olmuştur. Özetle hayat normale dönüyor. Bu süreci kısa bir sürede tamamlayacağız. Türkiye için reform yollarımızı belirledik. Türkiye olarak dünyadan kopmuyoruz, kendi içimize dönmüyoruz.”

Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci ise konuşmasında şöyle dedi:

“Sizlerin ve burada bulunmayan iş adamlarımızın yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın temsilcilerimizin gayretiyle Türkiye hakkında yaratılmak istenen olumsuz algının değişeceğine inanıyorum. Eğer 2023 hedeflerini oluşturmuşsak bunu sizleri düşünerek planladık. Bizim görevimiz sizin önünüzü açan bir hükümet olmaktır. Yatırım ve iş ortamının iyileşmesi için çalışmalarımızı sürdürmeye devam edeceğiz. Bu süreçte ekonomimizin temel taşlarını oluşturan oda ve borsalarımıza teşekkür ediyorum. Tüm sanayici ve iş adamlarımıza çok teşekkür ediyorum.”

 Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci de konuşmasında şunları dile getirdi:

“Türkiye’yi doğru anlatmakla ilgili dünyada bir seferberlik başladı. Biz de kendimizi anlatmayalım; biz içeriği üretelim dostlarımız bizi anlatsın. Bir dostumun dediği gibi ‘Türkiye artık güvenilir bir ortak ve üretim üssü haline geldi.’ Tüm yatırımcılarımıza diyorum ki: ‘Burası sizin ülkenizdir. Türk adını kullanmak Türkiye adını kullanmak en doğal hakkınızdır.’

Bütün sıkıntıların başında finansman var. Biliyorsunuz İSO geçtiğimiz ay Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu araştırmasını yayımladı, ardından da İkinci 500’ü yayımladı. Araştırmanın ortaya çıkardığı üreticimizin üzerindeki faiz yükü Cumhurbaşkanımızı da kızdırdı.  Biz bütün işimizi gücümüzü bırakmalı ve bu işin üzerinde durmalıyız. İnşallah önümüzdeki dönemde bankaların başlattığı yeni faiz rekabeti ekonomi yönetimi olarak da destekleyerek sürdürülebilir olmasını sağlayacağız. Ticaretimizi artırmak ile ilgili çalınmadık kapı bırakmayacağız. Firmalarla oturacağız. Liman yol ne lazımsa bunu devlet yapacak. Sizin ihtiyaç duyduğunuz ne varsa onları da konuşacağız.”

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü de şunları söyledi:

“Darbe girişiminin hemen öncesinde ve sonrasında reform niteliğindeki çabalarımıza inşallah bundan sonra da devam edeceğiz. İş ve yatırım ortamını düzenleyen iki başlık vardır: Bunlar ekonomi ve demokrasidir. Ekonomide ve demokraside bundan sonraki sürecin daha iyi ve daha kolay ve hızlı süreceği açıktır. Türkiye bugün dünyanın önemli üretim üslerinden biridir. Bugün Türkiye’yi yüksek  teknoloji üssü yapmak istiyoruz. Bu alanlarda kendimizi geliştirebildiğimiz ölçüde gelir seviyemizi daha yukarı çekebiliriz.

AR-GE desteklerini yasalaştırdık. Tasarımı da bu kapsama aldık. Üzerinde çalışmakta olduğumuz üretim reform paketi ile yatırım ortamını daha da artıracağız. Mesela TÜBİTAK’ı yeniden yapılandırmak için bir çalışma grubu oluşturduk. TÜBİTAK’ın reel sektöre daha etkin destekler vermesini sağlayacağız. Benzer şekilde 4. Sanayi devrimi için de çalışmalarımıza devam ediyoruz. Yapay zeka, otomasyon gibi teknolojiler için model ve mekanizmalar geliştiriyoruz. Yatırımcının önünü açmaya devam edeceğiz. Sizleri planladığınız yatırımları daha erkene çekmeye davet ediyorum.”

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Mehdi Eker de şöyle konuştu:

“Türkiye demokrasiye insan haklarına milli iradeye sahip çıktı. Yani hukukun üstünlüğüne sahip çıktı ve darbenin karşısında durdu. Bu değerler aslında AB’nin üzerine inşa edilen değerler değil mi? Avrupa bir düşünce olarak bir felsefe olarak aslında bu değerleri dünyaya yaymıyor mu? Peki Türkiye demokrasi ve insan hakları ve hukukun üstünlüğü için mücadele edince nasıl oluyor da bu yanlış anlaşılıyor. Bunu medyadan ve Avrupalı siyasetçilerin beyanatlarından maalesef anlıyoruz. Bizim bu kirli enformasyonu temizlememiz lazım. Ben Sayın Erdal Bahçıvan’a ve İSO’ya çok teşekkür ediyorum. Türkiye’nin en büyük firmalarının temsilcilerinin burada bir irade beyanında bulunması çok önemli ve çok anlamlı.”

Kazakistan, Türkiye’nin Sadece Dostu ve Kardeşi Değil, Aynı Zamanda Stratejik Ortağıdır

kazakistanResmî bir ziyaret gerçekleştirmek üzere Kazakistan’a giden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Esenboğa Havalimanı’nda yaptığı açıklamada, “Kazakistan, Türkiye’nin Orta Asya’daki en önemli ticari ve ekonomik ortaklarından biridir” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in davetlisi olarak, resmi bir ziyaret gerçekleştirmek üzere Kazakistan’a gitti.

Esenboğa Havalimanı’nda yaptığı açıklamada Cumhurbaşkanı Erdoğan,  ziyareti çerçevesinde Cumhurbaşkanı Nazarbayev ile ikili ve heyetler arası görüşmeler gerçekleştireceğini söyledi.

Kazakistan’ın, Türkiye’nin sadece dostu ve kardeşi değil, aynı zamanda stratejik ortağı olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bildiğiniz üzere Cumhurbaşkanı Sayın Nazarbayev’in 2009 Ekim ayında ülkemize yapmış olduğu ziyarette, tarihî bir adım atmış, Stratejik Ortaklık Anlaşması’nı o zaman imzalamıştık. Bununla kalmadık. 2012 yılında da Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’ni ihdas edip ilk toplantısını da ülkemizde düzenlemiştik. Bu ziyaretim sırasında inşallah Konsey’in ikinci toplantısını da Astana’da yapacağız” dedi.

İKİLİ VE BÖLGESEL İŞ BİRLİĞİ İMKÂNLARI

Gerçekleştirecekleri görüşmelerde Kazakistan’la ilişkilerin daha ileri götürülmesi ve iş birliği imkânlarının geliştirilmesi noktasında neler yapılabileceğini değerlendireceklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayrıca, gündemdeki bölgesel ve küresel meseleleri de ele alacaklarını aktardı.

Kazakistan’ın, Türkiye’nin Orta Asya’daki en önemli ticari ve ekonomik ortaklarından biri olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan,  Cumhurbaşkanı Nazarbayev ile son derece yakın bir dostluğunun bulunduğunu belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, son yıllarda Kazakistan ve Orta Asya’daki kardeş ülkelerle olan bağların kuvvetlendiğini, iş birliğinin çok farklı bir şekilde geliştiğini belirtti.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’IN PROGRAMI

Özellikle iş adamlarının, müteşebbislerin Kazakistan’da göğsümüzü kabartan, iftihar edilen işlere imza attıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi: “Biz de onları her platformda desteklemenin, önlerindeki engelleri kaldırmanın gayreti içerisindeyiz. İnşallah bu ziyaretimiz kapsamında da yine iş adamlarımızla bir araya gelecek, Türk-Kazak İş Forumu’nun açılışına katılacağız. Gerek Sayın Nazarbayev, gerekse şahsım birlikte iş adamlarımıza hitabımız olacak, onları bu noktada teşvik edeceğiz. Düşünce ve gönül dünyamızın mimarlarından, büyük mütefekkir Hoca Ahmet Yesevi’nin Türkistan’da bulunan kabrine de bu vesile ile ziyaret etme fırsatımız olacak. Akabinde, Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesi’nin şahsıma tevdi edeceği fahri doktora unvanını kabul edecek, öğrenci ve hocalarımızla hasbihal edeceğiz.”

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞININ TÜRKİSTAN’DA YAPTIRDIĞI CAMİ

Türkistan’ı ziyareti sırasında ayrıca Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yaptırılan, 1400’u kapalı olmak üzere toplam 3000 kişi kapasiteli caminin açılışını da gerçekleştireceklerini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ziyaretinin hem Kazakistan’la iş birliği, hem de ortak tarih, kültür ve dil bağlarımız bulunan Orta Asya bölgesiyle ilişkiler bağlamında hayırlara vesile olmasını dileğini ifade etti.

Ziyaretinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Millî Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Feridun Bilgin, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi ve iş adamları eşlik ediyor.

Bakan Eker; “Yağlı Yohum Üretimini Yüzde 35 Artırdık”

22Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği Başkanı Tahir Büyükhelvacıgil ve beraberindeki heyeti makamında kabul etti. Son 12 yılda yağlı tohumlara verdikleri destekleri büyük oranda artırdıklarını belirten Bakan Eker, toplamda yağlı tohum üretiminde yüzde 35 artış sağladıklarını kaydetti.

Bakan Eker, Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği Başkanı  Büyükhelvacıgil ve beraberindeki heyetle bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşmede konuşan Başkan  Büyükhelvacıgil, derneğin genel kurulunu 26 Mart 2015 tarihinde gerçekleştirdiklerini belirterek, yeni yönetim kurulunun oluşturulduğunu söyledi. Tarıma yaptığı katkılardan dolayı Bakan Eker’e teşekkür eden Başkan  Büyükhelvacıgil, yağ sanayi ile ilgili sorunları iletti.

Yeni seçilen yönetim kurulunun hayırlı olmasını dileyerek sözlerine başlayan Bakan Eker ise bitkisel yağların modern toplumun gelişmesiyle ortaya çıkan  türev bir ürün olduğunu söyledi. Ülkemiz coğrafyasında yağlı tohumların çok rekabetçi bir şekilde üretilebildiği bir coğrafya olmadığını vurgulayan Bakan Eker; “Yağlı tohumlar çok yağış istiyor. Bizim coğrafyamız ise yeterli yağış almıyor. Böyle bir durumda üretimi ancak desteklerle artırabiliyorsunuz. Bunun için de yağlı tohumlara diğer ürün gruplarına verilmediği kadar büyük oranda destek veriyoruz. Ayçiçeğinde kilo başına 30 kuruş, pamukta 55 kuruş, aspirde 45 kuruş  destekleme ödemesi yapıyoruz.” şeklinde konuştu.

Türkiye’de son 12 yılda yağlı tohum üretimini yüzde 35 artırdıklarını kaydeden Bakan Eker, “Ayçiçeğinde maliyetin yüzde 40’ını aspirde maliyetin yüzde 78’ini karşılıyoruz. Desteklemeleri artırmasaydık üretimde yüzde 35’lik bir artış yaşayamazdık.” dedi.

Verimliliği artırmak için bir çok proje geliştirdiklerini aktaran Bakan Eker, Miras Kanunda yapılan değişiklik, arazi toplulaştırma çalışmaları, Tarım Sektörü Entegre Yönetim Bilgi Sistemi(TARSEY), envanter takip sisteminin bunlardan sadece birkaç tanesi olduğunu dile getirdi.

 

Bakan Eker, TZD Başkanı Yetkin’i Makamında Kabul Etti

423Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Türkiye Ziraatçılar Derneği(TZD) Başkanı İbrahim Yetkin ve beraberindeki heyeti makamında kabul etti. Bakan Eker, göreve geldikleri günden beri sektördeki tüm meslektaşlarla, paydaşlarla birlikte hareket ettiklerini ve onlarla birlikte sektörü yönettiklerini ifade etti.

Bakan Eker’e görevi boyunca tarım sektörüne yaptığı önemli katkılardan dolayı kendilerine şükranlarını ileterek sözlerine başlayan Başkan Yetkin bu nedenle de kendilerine plaket takdim etmek istediklerini söyledi. Bakan Eker’in gönüllerindeki yerinin hep ayrı olduğunu ve olacağını belirten Başkan Yetkin, “Sizin bize çok hakkınız geçti. İnsanlar yaptıkları ile vardır. İz bırakmak önemlidir. Siz de bunu başardınız” şeklinde konuştu.

Başkan Yetkin ayrıca kabulde teknisyen ve teknikerlerin istihdamının artırılması ile tarımsal danışmanlık yetki belgesi vermeden önce eğitimlerin yapılması yönünde taleplerini de Bakan Eker’e iletti.

Bakan Eker ise ziyaretlerinden dolayı memnuniyetini dile getirerek her zaman   tarım sektördeki tüm meslektaşlarla bir arada olduklarını ve sektörü onlarla birlikte yönettiklerini söyledi. TZD’nin kendileri için önemli bir partner kuruluşu olduğunu belirten Bakan Eker, “Derneğin tamamı neredeyse Bakanlık eski çalışanlarından oluşuyor. Bu nedenle derneğinizin Bakanlığımızın faaliyetlerine katkısı çok.” dedi.

Eskiden Bakanlığının adının Ziraat Bakanlığı olarak geçtiğini kaydeden Bakan Eker, “O zamanlar bakanlık 1-2 meslek grubunun yönetimindeydi. Bilimsel disiplinlerin gelişmesiyle birlikte yeni iş sahaları da açıldı. Biz de bu değişme ayak uydurduk. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir ilki gerçekleştirerek 81 ile sosyolog atadım yine 50 civarında iletişimci aldım. Şu an bakanlıkta 63 ayrı meslek dalı var. Ana çatı ziraat ve veterinerlik. Kalan diğer gruplar da bize destek oluyor.”  şeklinde konuştu.

Konuşmasının sonunda ise Bakan Eker, tarımın çok geniş bir sektör olduğunu ve  TZD’nin de bakanlığın en önemli parçası olduğunu söyledi. Kabulün sonunda Başkan Yetkin, Bakan Eker’e plaket takdim etti.

 

Bakan Eker, “En Fazla Un İhraç Eden Ülkeyiz”

BAKAN2Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker, Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu (TUSAF) tarafından Belek’te bir otelde düzenlenen “Buğday ve Sağlık” konulu 11. Uluslararası Kongre ve Sergisi’ne katıldı. Kongrede konuşan Bakan Eker, Türkiye’nin un ihracatında önemli  bir yere sahip olduğunun altını çizerek Türkiye’nin 2005 yılından bu yana dünyanın ya birinci ya da en kötü halde ikinci en fazla un ihraç eden ülkesi haline geldiğini dile getirdi

“Buğday ve Sağlık” konulu kongrede konuşan Bakan Eker, insanların yaşadıkları coğrafyanın ürünleri ile beslendiklerini, buğdayın da 12 bin yıldır Türkiye topraklarında yetiştiğini söyledi. Buğdayın dünya insanının temel gıdasını oluşturduğunu vurgulayan Bakan Eker, buğdayın besin değeri açısından diğer hububat ürünlerine göre daha yüksek değere sahip olduğunu ifade etti.

Anadolu’nun biyoçeşitlilik açısından yeryüzünün en zengin topraklarına sahip olduğunu anlatan Bakan Eker, koruma altına alınan 4 bin 200 endemik bitki türü olduğunu ve on binlerce yıldır bu topraklarda tarım yapıldığını kaydetti.  Modern dünyada insanların artık sadece kendi ürettiklerini yemediklerini, başkaları tarafından hazırlanan, üretilen gıdaları da tükettiklerini belirten Bakan Eker, artık üretilen her şeyin küresel pazarlara girdiğini söyledi.

 

“Gıdaların ihtiyaç olduğu ölçüde tüketilmesi gerekiyor”

Bakan Eker, gıdaların ihtiyaç olduğu ölçüde tüketilmesini önerdi ve şöyle konuştu: “Asıl olan husus, kategorik olarak yiyecekleri reddetmek veya zararlı, düşman ilan etmek yerine, her birimizin ihtiyacı olan miktarı bilebilmemiz ve o ihtiyacımız olan miktarı tüketebilmemizdir. Kendimizi hikmetle o yönde eğitebilmemizdir. Bunu yapmadığımız sürece neyi yersek, neyi içersek, neyi tüketirsek bu bir süre sonra bizde bir sıkıntı meydana getirebilir. Ölçüsünü, ayarını ortaya koymamız lazım.”

Gıdaların ticarete konu edildiği tarihten bu yana “Şunu yiyin, şunu yemeyin” şeklinde lobi faaliyetleri oluşturulduğunu ifade eden Eker, margarin çıktığında tereyağının “kötü” ilan edildiğini, diğer bitkisel yağlar çıktığında da zeytinyağına “kötü” dendiğini hatırlattı.

Yumurta için de bir dönem olumsuz açıklamalar yapıldığını ancak özür dilendiğini belirten Eker, insanların bireysel sağlık sorunları varsa hekime danışarak kendilerine bir reçete belirlemeleri gerektiğini kaydetti.

İnsanların yanlış bilgilendirilmesinin üreticiye de zarar verdiğini vurgulayan Eker, şunları söyledi:

 

“Bilen bilmeyen herkes konuşuyor, ürünler hakkında insanlara, topluma yanlış bilgiler veriyorlar, genellemeler yapıyorlar. Bu da topluma, millete, sektöre, sanayiciye, üreticiye maalesef zarar veriyor. Hepimizin buna dikkat emesi, sözlerimize dikkat edilmesi gerekir. Bilim insanlarının, hekimlerin diğer bu anlamda faaliyet gösteren, diyetisyenlerin buna dikkat etmesi lazım.”

 

Bakan Eker, Türkiye Un Sanayicileri Federasyonunun yarattığı istihdam ve değerlerle önemli bir kuruluş olduğunu ifade etti. Türkiye’nin un ihracatında önem bir yere sahip olduğunun altını çizen Bakan Eker, “Türkiye, 2005 yılından bu yana dünyanın ya birinci ya da en kötü halde ikinci en fazla un ihraç eden ülkesi haline geldi. Bu yeni bir gelişme. 2002 yılında Türkiye, dünyanın bu manada çok ama çok gerilerindeydi” dedi.

Bakan Eker, Türkiye’nin toplam buğday ve un ihracatı dikkate alındığında ithal eden değil, ihraç eden bir ülke olduğunun altını çizdi. Buğday ve ürünleri ihracat rakamlarını açıklayan Eker, şunları söyledi:

“2005 yılından bu yana dünyada birinci sırada olduğumuzu söyledim. Buğday ve ürünleri ihracatında 2002 yılında Türkiye, dünyada 11’inci sırada. 253 bin ton sadece ihracat yapıyordu, 48 milyon dolar civarındaydı. 2014 yılında ise 2,2 milyon ton, 933 milyon dolar. Ama herhalde 1 milyar dolar psikolojik eşiktir, bunu mutlaka aşmamız lazım. Bakalım ne zaman psikolojik eşiği aşacağız. 1 milyar doları aşmamız lazım. 48 milyon dolardan, 1 milyar dolarlara geldik. Bunun büyük bir kısmı kendi ürünlerimiz ama dünyanın da belli yerlerinden alıp, işlediğimiz ve ihracat ettiğimiz ürünler.”

 

“TARSEY dünyaya örnek oldu”

Bakanlık olarak tarımın verimliliğini artıran, rekabetçi, maliyeti düşüren, kaliteli ve yüksek standartta üretim yapılmasını öngördüklerini ifade eden Bakan Eker, bu doğrultuda tarım sektörü entegre bilgi sistemi oluşturduklarını ve projenin dünyaya örnek olduğunu kaydetti.

Bilgi teknolojisinin daha yoğun kullanıldığı tarımsal faaliyetlerde daha verimli, rekabetçi, maliyeti düşük, kalitesi ve standardı yüksek ürünler yetiştirileceğini vurgulayan Eker, sistem ile tüketicinin marketten satın aldığı ürünün Türkiye’nin hangi bölgesinde, hangi bahçesinde üretildiğini, ne kadar ilaç, gübre, tohum kullanıldığının görülebileceğini anlattı.

Ürünlerini lisanslı depolarda muhafaza eden üreticilere kira desteği sağladıklarını ve bunun da bir ilk olduğunu belirten Bakan Eker, “Buğday için ton başına aylık 3 lira destek veriyoruz. 2014 yılının ekim ayında mevzuatı yayınladık. Bu yıl içinde de ödemeler yapılacak” dedi. Toprak Mahsulleri Ofisinde yeni depolar inşa edildiğini dile getiren Eker, geçen yıl 300 milyon ton kapasiteli depo tamamlandığını, 120 bin ton kapasiteli depoları da bu yıl bitirmeyi planladıklarını bildirdi.

Ekmekteki tuz oranını azaltan ama asgari oranda bulunması gereken kepek miktarını da artıran bir uygulama yaptıklarını belirten Bakan Eker, insanların buğdayın faydalı kısımlarından daha fazla istifade etmelerini sağladıklarını kaydetti.

​TUSAF Başkanı Erhan Özmen, toplumda ilgili, ilgisiz bir ekmek düşmanlığı yaşandığını, toplumu doğru bilgilendirmeye yönelik önemli çalışmalar yaptıklarını bildirdi. Dünyada Türkiye ve Mısır’ın dışında kuraklık yaşayan başka ülke olmadığını belirten Özmen, şu ana kadar gerçekleştirilen iyi yönetimle sürecin sorunsuz ilerlediğini ifade etti.

Dünyadaki buğday üretim ve tüketim verilerinin olumlu ilerlediğini dile getiren Özmen, Türkiye’de buğday ekim alanlarının arttığını, bol ve bereketli bir yıl umut ettiklerini kaydetti. Erhan Özmen, ocak ve şubat aylarındaki ihracat rakamlarının eksilerde olduğunu ancak bu durumun moralleri bozmamasını istedi.

Kongrede katılımcılara plaket vermek yerine, TEMA Vakfı aracılığıyla 500 fidan dikildiği bildirildi. Kongre, 8 Mart’ta sona erecek.