Etiket arşivi: Medya

Medya Bizimle Nasıl Oyun Oynuyor ?

Gözünüzün önüne saat reklamlarını bir getirin. Hiç düşündünüz mü saat reklamlarında neden hep saat 10:10 dur. Ya da reklamlarda buna hiç rastladınız mı? Hala büyük bir çoğunluk bunun farkında bile değil. Gelin şimdi hep birlikte bu konuyu ele alalım. Aynı zamanda bu konu içerisinde Apple’ın da kıyısından köşesinden söz etmeden geçmeyelim.

Medya psikolojik olarak bizi her defasında etkilemeye bayılıyor. Bizlerde hiçbir şeyi anlamadan ya da daha sonrasında fark ederek medyanın oyununa dahil oluyoruz. Sonradan fark ettiğimizde içimizden ‘‘ hadi ya ’’ demeyi de ihmal etmiyoruz. Medyanın oyunlarına dâhil olan bizler alt beyine yönlendirilen bu mesaj zihnimizde yıllardır yerini korumaya devam ediyor. Bahsedeceğimiz bu olay yıllardır süregelen ancak psikolojik pazarlama günümüzde çok popüler bir konuyken değinmesek sanki ayıp etmiş olurduk hissini uyandırıyor.

Her şey psikoloji ile başlıyor, beynimize biz fark etmeden mesajlar iletiliyor ancak Apple için durum biraz daha farklı ilerliyor. Apple tanıtımlarında cihazlarının ekranlarında 9:41 saat imleci gözümüze çarpıyor. Psikolojik olarak değil de daha çok şirketleri için değer unsuruna önem veriyorlar.

Gelelim Apple’ın asıl hikayesine..

Açıklaması oldukça basit, Steve Jobs’un 2007’de ilk iPhone’u 9:42’de anons etmişti. Jobs o gün ‘’ Bugün Apple telefonu yeniden icat edecek’’ açıklamasında bulundu. Ancak iPad tanıtıldığında her şey değişti. 2010 yılından itibaren Apple ilan ve reklamlarında cihazların saatleri 9:41 olarak yeniledi.

Peki, ne oldu da saat değişti?

Bu değişikliğin aslında oldukça basit ve hesaplanmamış bir açıklaması var. Saat 9:00’da başlayan iPad tanıtım etkinliğinde iPad’ın ekrana geldiği anın 40 dakika olması planlanırken gecikme sebebiyle ürünün tanıtımı yapıldığı an 9:41’ e denk geldi. Bu tanıtımdan itibaren yani 2010 yılından itibaren Apple 9:41’e sadık kaldı.

 

Apple’ı atlattık sıra diğer markaların ki özellikle saat üretimi ve satışı yapan markaların sıklıkla 10:10 saat dilimini kullanmalarına geldi.

Saat markaları için durum tamamen psikolojik olarak ele alınmış.

  

Saat demek imaj demek, diğerlerinden birer farklılık demek ve bu reklamları hazırlayanlar bu işi çok iyi biliyor. Her ayrıntıya dikkat eden ajanslar bu ayrıntıyı kullanmayı da unutmuyor. 10:10 ayrıntısını kullanan ajanslar da genellikle bunu zafer işareti, gülümseme, sevinme, başardım nidaları ile kullanıyor. Aynı zamanda bazı kitleler tarafından tik işareti olarak yorumlanıp onaylanma olarak da kurgulanıyor. Bu imaj markanın konumunu güçlendirip aynı zamanda markaya güven katıyor.

İnsanları o saati edinmeye ve kendi kollarında istemeye yöneltir. Bir diğer görüş ise akrep ve yelkovanın marka adını çerçevelediği için kullanıldığını savunmaktadır. Buna ilave olarak esas sebebin 10’u 10 geçe saatin en güzel göründüğü an olarak vurgulanıyor.

Bir de tam tersi durumda yani simetrik durumda akrep ile yelkovan son derece depresif bir görüntü yaratıyor. Tükenmiş, yorgun ve bu sebepten kollarını iki yana açan bir siluet ortaya çıkıyor. Bu da insanların satın alma eğilimlerini olumsuz etkiliyor.

Bilinçaltımız bize oyunlar oynamaya devam ederken ajanslar bu durumu kullanmayı ihmal etmiyor.

Önemli olan bakma değil baktığını gerçekten görebilmekten geçiyor.

Kaynak: Selin Pektaş

Pazarlama Türkiye Jr. Editör
Haber Hazırlama ve Yayın: Yusuf Ünel

Siyasi çarpıtma

 

 

ata-atun-HocaSiyasette ve dünya politikalarında ilginç oyunlar oynanmakta, ilginç yöntemlerle gerçekler olduğundan çok daha farklı şekillerde halka gösterilmekte. Dünya üzerinde yaşayan insanlar, başta yazılı basın, görsel medya ve internet haberciliği olmak üzere inanılmaz yöntemlerle ister doğru olsun ister yanlış, göz göre göre güçlünün istediği doğrultudaki bilgiler sağanağına tutulmakta. Atalarımızın dediği gibi “Birine kırk kere deli olduğunu söylersen, deli olduğuna inanır” sözünü ispatlarcasına arka arkaya gazetelerde yazılan, televizyonlarda gösterilen, internette mail olarak gönderilen haberlerle insanoğlu istenildiği yöne doğru yönlendirilmekte ve istenilen şekilde şartlandırılmakta.

 

Batı dediğimiz Avrupa ve oradan aldığı göçlerle çok değil üç asır önce hayata gözlerini açmış olan ABD, dünyanın çeşitli bölgelerinde asırlar boyu sürdürdükleri sömürü yöntemiyle elde ettikleri mali güç sayesinde, gerek teknoloji, gerekse de basın üzerinde oluşturdukları tekelle istedikleri gibi dünyayı yönetmekteler. Özellikle de “Basın yolu” ile gerçekleri, kendi çıkarları doğrultusunda olduğundan çok daha farklı şekillere büründürüp dünyanın geri kalan tümünü oluşturan insanlara, halklara, devletlere, milletlere, kabilelere, camialara, topluluklara ve benzerlerine yutturmaktalar.

 

Kullanılan yöntem bildiğiniz beyin yıkama, hem de hiç görünmeyen güçlü bir deterjanla yıkıyorlar beyinleri.

 

ABD’ye göre, Batı basınına göre Kuzey Kore dünyadaki en büyük terörist ülke(miş). Bize anlatılanlar, ekranlarda gösterilenler, gazetelerde çıkan yazılar hep böyle vurguluyor, hep böyle tanıtıyor Kuzey Kore’yi bizlere. Belli ki hepimiz de yutmuşuz veya da tatlı tatlı yutturulmuşuz.

 

ABD’nin Kişi Başı Gayrı Safi Geliri $41,557 iken Kuzey Kore’nin ki $1,400, yani yaklaşık otuzda biri kadar ama birinin nüfusu (ABD) yaklaşık 325 milyon iken, diğerinin (Kuzey Kore) nüfusu sadece 25 milyon. ABD, Kuzey Kore’nin 380 misli daha zengin. Görsel olarak gözünüzün önüne iki insan gelsin. Birisinin boyu 1.50 m. ve ağırlığı 50 kg., diğerinin boyu 2.00 m. ve ağırlığı 14253 kg. İnsan oğlunun ortalama boyutları ile kıyaslarsak, birisin (ABD) boyu 2.00 m. ve ağırlığı 250 kg. ile adeta bir dev, diğeri ise (Kuzey Kore) boyu 30 cm., ağırlığı da 4.5 kg. olan bir fetüs, yani doğmamış bebek. Hadi buna erken doğmuş bir bebek diyelim.

 

2 metre boyu, 259 kg ağırlığı olan dev adam (ABD) diyor ki, bu 30 cm.lik ve 4.5 kiloluk bebek (K. Kore) teröristtir.

 

Bu dev adamın elinde değeri 600 milyar dolar olan tabanca, tüfek, tank, top, uçak, denizaltı ve yüzlerce atom bombası var ve bu bombayı da insanlığa ve doğaya vereceği zararı bile bile zamanında kimsenin gözünün yaşına bakmadan kullanmış. Ufaklığın elinde de benzeri silahlar ile atom bombası olduğu ve bunların toplam değerinin de 600 milyon olduğu iddia ediliyor. Yani dev adamın elindeki silahların binde biri kadar.

 

Hepimiz şapkamızı önümüze koyalım ve düşünelim.

Biri (ABD), 2 metre boyunda ve 250 kilo ağırlığında dev bir adam elinde 1000 tane tüfek var.

Diğeri (K. Kore) 0.3 metre boyunda ve 4.5 kilo ağırlığında, elinde de sadece 1 tane tüfek var.

Dev adam, ufaklığa “sen teröristsin” diyor ve bütün dünyayı da buna inandırmış.

 

İşte gerçeklerin olduğundan çok daha farklı şekillerde insanlara, yazılı basın, görsel medya ve internet haberleri vasıtası ile gösterilmesinin en güzel örneği bu.  Adına da manipülasyon deniyor. Her duyduğunuza, her işittiğinize, her okuduğunuza hemen inanmak yerine, biraz araştırma yapıp doğruluğunu değerlendirmenizde fayda var.

 

Prof. Dr. Ata ATUN

Hollanda Türk Medya Vakfı kuruldu

hollandaKısa adı DTMA olan (Dutch Turkish Media Association) ‘Hollanda Türk Medya Vakfı’ resmen kuruldu

Yaz öncesi kuruluş çalışmalarına başlayan ve merkezi Rotterdam’da bulunan Hollanda Türk Medya Vakfı, geçtiğimiz günlerde kurucu üye medya kuruluşları temsilcilerinin noter huzurunda imzaladıkları ‘vakıf statüsü’ ile resmiyet kazandı.

Hollanda’da uzun yıllar faaliyet gösteren yazılı, görsel ve online medya kuruluşlarından oluşan birlik, kuruluş aşamasında oluşturduğu çalışma grubu ile, en az iki yıldır resmi olarak faaliyet gösteren tüm Türk medya kuruluşlarına çağrı yapmış ve gelen tepkiler doğrultusunda kriterlerini oluşturarak kuruluşunu gerçekleştirmiştir.

Kuruluş amacını; Hollanda’da yaşayan Türk toplumu ile ilgili konularda objektif yayınlar yapmak, Türk medyasının pozitif imaj oluşumuna katkıda bulunmak, medya ile ilgilenenlerin kişisel, sosyal ve mesleki gelişimini sağlamaya yönelik eğitim faaliyetlerinde bulunmak, Hollanda ve Türkiye arasında medya köprüsü oluşturmak, aynı amaçları hedefleyen Hollanda ve Avrupa genelindeki benzeri medya kuruluşlarıyla iletişim halinde olmak, medyanın kalitesini ve güvenilirliğini artırmak şeklindeki başlıklarla kamuoyuna açıkladı.

Hollanda Türk Medya Vakfı, tüzük kriterlerini haiz olan Ak Ajans, Demet TV, Haber Gazetesi, Platform Dergisi ve Son Media Groep tarafından hayata geçirildi.

Hollanda Türk Medya Vakfı’nın kurucu üyeler tarafından ilk yıl için yapılan görev dağılımında, başkanlığa Demet TV’den Oktay Başaran, sekreterliğe Ak Ajans’tan Adil Akaltun, saymanlığa Haber Gazetesi’nden İbrahim Karaman getirildi. Son Media Groep’tan Ömer Aşıran ve Platform Dergisi’nden Ebubekir Turgut ise üye olarak görev aldı.

Tüzüğünde belirlenen kriterlere uyan tüm medya kuruluşlarının da üye olabileceği Hollanda Türk Medya Vakfı, önümüzdeki günlerde kamuoyuyla buluşmaya devam edecek.

CHP Milletvekili Aday Adayı Diş Hekimi Müzeyyen Topçu Tan Kocaeli Kandıralılar Derneğinde..

kandıraCHP Milletvekili Aday Adayı Diş Hekimi Müzeyyen Topçu Tan, Kocaeli Kandıralılar Derneğini ziyaret etti.

Eşi Dr. Ömer Tan ile birlikte, Derneğimizin kuruluşundan günümüze bütün davetlerine katılan Diş Hekimi kızımızı Milletvekili aday adayı olarak ağırlamanın mutluluğu içindeyiz diyen Kocaeli Kandıralılar Derneği Başkanı Erdoğan Görgün, Müzeyyen Topçu Tan’ı tebrik ederek, aday olarak ta görmek istiyoruz dedi. Diş Hekimi Tan; “Avrupa İnsan Hakları Eğitici Eğitimi Sertifika Programını ve Bahçeşehir Ü. Siyaset Okulu Sertifika Programını da bitirdim. Halen Anadolu Ü. Medya ve İletişim Fakültesi öğrencisiyim. 26 yıldır aralıksız İzmit’te sosyal, kültürel ve siyasi çalışmaların içindeyim. Kandıra ise her zaman birinci önceliğimiz olmuştur ve olacaktır.” dedi.toplu2

Ziyaret, Başkan Erdoğan Görgün ile 2002-2004 Başkanı Av. Hüseyin Acurman’ın birlikte CHP Milletvekili Aday Adayı Diş Hekimi Müzeyyen Topçu Tan’a Derneğin hediyesini takdim etmesi ile sona erdi.plaket

153 Yıllık Havagazı Fabrikası, İzmirli Gençlerin Yeni Adresi Oldu

hava
İzmir’in havagazı ile aydınlatma sistemi için yapımına 1862 yılında başlanan ve 2008 yılında İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından restore edilerek kültür merkezine dönüştürülen Alsancak’taki Havagazı Fabrikası, birbirinden renkli etkinliklerle gençlerin buluşma mekanı haline geldi.
Geçtiğimiz yıl start alan ve 12 branşta 1029 üniversite öğrencisini bir araya getiren  “Havagazı Gençlik Merkezi”, yeni dönemin kurs ve atölye çalışmalarına 14 Mart Cumartesi günü başlıyor. 14 Haziran’a kadar devam edecek Astronomi, Resim, Sağlıklı Yaşam ve Doğa Kulübü, İngilizce, Fotoğrafçılık, Sosyal Medya, Latin Dansları, Film Atölyesi, Yaratıcı Okuryazarlık, Yoga ve İşaret Dili kurslarının yanında, gençler sosyal sorumluluk ve çevre projelerine de katılacak.
Gençlik Merkezi’nin yeni dönemde hedefledikleri projelerin başında, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı’nda İstiklal Marşı’nı “İşaret Dili” öğrencileriyle birlikte okumak geliyor. Ayrıca İzmir büyükşehir Belediyesi tarafından kente kazandırılan tarihi ve kültürel aksların bilinirliğinin artması için “Doğa ve Gezi Kulübü” öğrencilerine geziler düzenlenecek. Tarihi Havagazı Fabrikası, önemli gökyüzü olaylarında bir astronomi seyir istasyonu olarak da kullanılacak.hava2

Yeni Türkiye Buluşmaları’nda Kadın Hakları Tartışıldı

hak 

Kadın Hakları’nın konuşulduğu Büyükşehir Belediyesi Yeni Türkiye Buluşmaları’nda, kadına yönelik negatif ayrımcılığın savunulmasında dinin referans gösterilmesinin yanlış olduğu belirtildi.

Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı’nca organize edilen Yeni Türkiye Buluşmaları’nda Kadın Hakları tartışıldı.  Antalya Kültür Merkezi (AKM) Perge Salonu’nda gerçekleşen konferansa, akademisyenler, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı. Siyaset Bilimci Dr. Murat Yılmaz’ın oturum yöneticiliği yaptığı konferansta Kırıkkale Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Cennet Uslu ve gazeteci-yazar Fadime Özkan konuşmacı olarak yer aldı.

 yeni

Dinin referans gösterilmesi yanlış

Kadınlara yönelik negatif ayırımcılığın genellikle dinsel temelli olarak savunulduğunu ve bunun yanlış olduğunu ifade eden Yrd. Doç. Dr. Cennet Uslu, şöyle konuştu: “Bugün Müslüman toplumlardaki kadının kötü durumu sanki İslam’ın teolojisiyle ilişkili gibi gösteriliyor. Bu doğru değil. Oysa Hıristiyanlığa baktığımızda kadın-erkek eşitsizliğine dair çok katı kuralları var. Bu durumun dinin teolojisiyle ilgisi yok. Toplumluların bunu zaman içerisinde anlaması, yorumlamasıyla ilişkisi var. Batı çok kötü koşullardan gelerek bugün kadın haklarından iyi hale geldi.”

Sivil haklar konusunda sorunlar var

Kadınların politik hakları elde etmek için çok büyük mücadele verdiklerini kaydeden Cennet Uslu, bu sürecin çok zaman aldığını ifade etti. Daha önceleri ağırlıklı olarak müzik, sanat, çocuk bakımı konularında eğitilen kadınların sanayi devrimiyle çalışmaya başladığını kaydeden Uslu, “Ancak kariyer mesleklerine kadınların girmesi çok zordu. Kadınlar erkeklerle aynı işi yapıyor ancak aynı ücreti alamıyorlardı. Kadınlar bu haklar için çok uzun mücadele ettiler. Sivil haklar konusunda günümüzde dahi devam eden bir sorun var. Hala ne giyip giymeyecekleri ya da otomobil kullanıp kullanamayacakları konusunda yasaklar var” diye konuştu.

Erkekler daha konforlu

Gazeteci Yazar Fadime Özkan,  konuşmasını iki ana başlık çerçevesinde yaptı. Medyada çalışan kadınların durumunu değerlendiren Özkan şunları söyledi:  “Türkiye’de 27 ulusal televizyon kanalı var. Bunlardan sadece bir tanesinin genel yayın yönetmeni kadın. 55 ulusal gazete var, yine sadece bir tanesinin yayın yönetmeni kadın. Türkiye’de son karar verici olan kişiler çok büyük oranla erkek. Kadın ya da erkek bir gazetecinin evine ulaşması saat 21.00’i buluyor. Evli çocuklu bir kadın olduğunu düşünün, sabah evinden çıktığını, çocuğunu kreşe verdiğini ve evine dönüp evdeki sorumluluklarını yerine getirdiğini düşünün. Ne yazık ki medya çalışanı kadınların kendine ve ailesine zaman ayırmak gibi bir şansı yok.Medyada çalışmanın erkeklere göre kadınlar üzerinde yarattığı ağır bir tahribat var. Erkekler bu anlamda daha konforlu.”

Kadınlar arasında da eşitsizlik yaşanıyor

Medyada yer alan haberler içerisinde kadının yerini değerlendiren Fadime Özkan şöyle devam etti: “Medyada gösterilen haberlerde,  bir haberin öznesi olarak kadın yüzde 24 oranında görünebiliyor. Yüzde 76 oranında ise haberlerde erkek öne çıkıyor. Daha çok magazin haberleri kadınlar üzerine kurulmuştur. Reklamlar da kadın ya hep tüketen, almak isteyen, para harcayan, zaafları olan bir hedef kitle olarak gösteriliyor. Araba satmak için yarı çıplak bir kadın çıkararak ürüne kadın üzerinden dikkat çekmek gibi bir araçsallaştırma hali de var. Bu da kadının varlığını, bedenini, ruhunu, kişiliğini parçalamak gibi bir şiddet içeriyor.”

Medyada da çalışan kadınlara yönelik çeşitli eşitsizliklerin olduğuna dikkat çeken Özkan, “Bazı yayın organlarının kapısından içeri girdiğinizde başörtülü bir kadın çalışan göremezsiniz” dedi.

Konferansın sonunda oturum yöneticisi Dr. Murat Yılmaz, Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel adına konuşmacılara ASMEK kursiyerleri tarafından yapılan Ebru tablosu takdim etti. tablo2