Etiket arşivi: Medya

Yılın projesi ‘Kültür Vadisi’ oldu

Buhara Medya Grubunun düzenlediği ‘10. Uluslararası Buhara Medya Ödülleri’ töreninde Büyükşehir Belediyesi’nin ‘Kültür Vadisi’ projesi yılın projesi ödülüne layık görüldü. Ödül töreninde konuşan Başkan Ekrem Yüce, “Sakarya’mız şehirler şehridir. Gönül coğrafyamızdaki insanların hep birlikte huzur ve kardeşlik içinde yaşadığı şehirdir. Kültür Vadisi projemiz ise şehrimizde yaşayan 72 farklı milletin ortak bir alanda kendi kültürlerini ifade edebileceği bir projedir” dedi.

 

Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce, Buhara Medya Grubunun düzenlediği ‘10. Uluslararası Buhara Medya Ödülleri’ törenine katıldı. Ankara’da gerçekleştirilen ödül törenine Başkan Yüce’nin yanı sıra birçok siyasetçi, televizyon sunucusu ve sanatçı katıldı. Birçok dalda ödülün dağıtıldığı törende Büyükşehir Belediyesi’nin projesi ‘Kültür Vadisi’ yılın projesi ödülüne layık görüldü.

 

72 farklı milletin ortak alanı olacak

Kültür Vadisi projesinin yılın projesi ödülüne layık görülmesi sonucu konuşan Başkan Ekrem Yüce, “Sakarya’mız şehirler şehridir. Gönül coğrafyamızdaki insanların hep birlikte huzur ve kardeşlik içinde yaşadığı şehirdir. Kültür Vadisi projemiz ise şehrimizde yaşayan 72 farklı milletin ortak bir alanda kendi kültürlerini ifade edebileceği bir projedir. Bu projemizle kültürel mimarilerine uygun inşa edilecek yapılarda vatandaşlarımız hem yöresel lezzetlerle buluşacak hem de oluşturulacak ortak sosyal faaliyet alanlarında bir araya gelip kültürlerini sergileyebilecekler. Bu projemize çok önem verdiğimizi belirtiyor, 10. Uluslararası Buhara Medya Ödüllerinde ‘Yılın Projesi’ ödülüne layık gören tüm herkese teşekkürlerimi ifade ediyorum” dedi.

#TheRealChallenge (GerçekZorluk): kendi haklarını savunmaları için milyonlarca çocuğun güçlendirilmesi!

Avrupa Birliği ve UNICEF tarafından yürütülen ortak kampanya sayesinde BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 30uncu yıldönümü yaklaşırken, milyonlarca genç, çocuk hakları mesajının yayılmasına katkıda bulundu.

#TheRealChallenge kampanyası geçen ay TikTok sosyal medya platformunda TikTok etkin isimlerinin yardımıyla başlatıldı. Bugüne kadar 280 milyondan fazla kişinin ziyaret ettiği kampanya, 19.8 milyon beğeni aldı ve 1.2 milyon kişi tarafından paylaşıldı ve şu ana kadar 41 ülkede kamuoyuyla buluştu.

Çocuklar ve gençler, BM Sözleşmesinin gündelik hayata olan etkilerini kısa videolarla anlattılar ve dünyanın bazı bölgelerinde çocuk haklarının nasıl halen ihlal edilmeye devam ettiğini gösterdiler.

#TheRealChallenge kampanyası, çocuklar hakkında yine çocuklar tarafından hazırlanmış bir kampanyadır.  Bu kampanyanın arkasındaki asıl güç yine kendi dillerinde, tartıştıkları yerlerde ve sanal olarak bir araya geldikleri ortamda haklarını dile getiren çocukların kendileridir

15 saniyelik videolar, çocukların yaşamını etkileyen dört önemli temaya ve konuya odaklanmaktadır:

  • Aile Birliği 
    Çocuğun isteği/yüksek menfaatine karşın yuvalarından kopartılan çocuklar konusu.
  • Zorbalık 
    Milyonlarca çocuğun her gün zorbalıkla karşı karşıya olduğunun gözler önüne serilmesi.
  • Eşitlik 
    Kız ve erkek çocuklarının sahip oldukları fırsatlar arasında var olan farklılıklara odaklanılması
  • Çocuk işçiliği 
    Çocukluklarını yaşamak yerine, milyonlarca çocuğun çalışmaya zorlanması.

Gençler arasında en popüler sosyal medya uygulamaları arasında yer alan TikTok, kullanıcılarını orijinal videoları yeniden hazırlamaya ve şarkılarda düet yapmaya teşvik ediyor. Şimdiye kadar gençler AB-UNICEF kampanyası ve etiketiyle bağlantılı olarak 51,000’den fazla içerik hazırladı.

#TheRealChallenge, en yaygın olarak onanmış insan hakları antlaşması niteliğini koruyan BM Sözleşmesi’nin kaydettiği başarıları kutlarken, aynı zamanda da sözleşmenin halen daha iyi uygulanması olası hükümlerini de ön plana çıkartmaktadır.

Eylül 2019’da düzenlenen son Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda yaptığı konuşmada AB Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini şunları söylemişti: “Her bir çocuğun kendisini, içinde yaşadığı topluma ait ve bu toplumda bir rolü olduğunu hissetmesini sağlamak adına hepimize sorumluluk düşüyor. Bu şekilde çocukların güçlendirilmesi elzemdir.”

Avrupa Birliği ve UNICEF’in yürüttüğü çalışmalar sadece #TheRealChallenge’dan ibaret değil.

30 yıl boyunca Çocuk Hakları Sözleşmesi birçok çocuğun yaşantısının daha iyi bir hale gelmesine yardımcı oldu; ancak bazı zorluklar halen sona ermiş değil. Avrupa Birliği ve UNICEF, tek bir çocuğun bile arkada kalmaması için, dünyanın dört bir köşesinde çocuk haklarının korunması ve desteklenmesi adına birlikte çalışmayı sürdürecektir.

 

İŞSİZLİK ARTINCA SOSYAL MEDYA YENİ İŞ KAPISI OLDU

 

ANKARA- Evden üretim yapan girişimci kadınların sayısında azımsanmayacak oranda artış olduğuna dikkati çeken TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Son zamanlarda işsizliğin artmasıyla birlikte çok sayıda kadın, evde ürettiği el emeği göz nuru ürünleri sosyal medya üzerinden pazarlayarak satış yapıyor. Günümüzde sosyal medya ev kadınları için yeni bir iş kapısı oldu. Evde üretim yapan kadınların önünü açmak için sosyal medyanın dışında farklı platformlar oluşturulmalı” dedi.

-“EVDE ÜRETİM YAPAN KADINLAR SOSYAL MEDYADAN SATIŞ YAPIYOR”

Artık evden üretim ve satışların yaygınlaştığına dikkati çeken Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Son zamanlarda evden üretim ve satış yapma işi çok fazla yaygınlaştı. Buna işsizlikteki artış da büyük oranda etki etti. Kadınlar evde ürettikleri konserve, tarhana, hamur işi ürünlerini ya da lif, örtü, dantel gibi çeyizlik ürünleri sosyal medyada pazarlayarak satış yapıyorlar. Bu girişimci kadınlarımızı destekliyoruz. Ancak bu kadınlarımızın el emeği göz nuru ürünlerinin satışı daha çok sosyal medyadan yapıldığı için çoğu zaman satışlar beklentileri karşılamıyor. Çünkü sosyal medya günümüzde kötü niyetli kişiler tarafından da kullanılıyor. Ne olduğu bilinmeyen hileli satışlar yüzünden ev kadınlarımızın ürünleri de istedikleri gibi satılamıyor” şeklinde konuştu.

-“EVDEN SATIŞ YAPANLAR TEK BİR PLATFORMDA TOPLANMALI”

Daha güvenilir ve daha çok satış için evde üretim yapanların bir tek platformda toplanma önerisi sunan Palandöken, “Evden yapılan satışların sosyal medyanın dışında daha profesyonel yollardan yapılması gerek. Evde çalışarak üretim yapan kadınlarımızın tamamının güvenilir tek bir ticari platformda toplanmalı. Hem onları hem de satış yaptıkları müşterilerini koruyan, karşılıklı güven arz eden bir platform bu anlamda çok faydalı olacaktır. Mesafeli satış sözleşmesinin olması, karşılıklı güveni sağladığı için satışlar da normalden fazla olacaktır. Kadınlarımız bu sayede hem evlerine hem de ekonomiye katkı sağlamaya daha güvenli şekilde devam ederler” diye belirtti.

Yandaş medya bu fotoğrafı nasıl kesti

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Cumhuriyet döneminde sıfırdan inşa edilmiş ilk Süryani kilisesi olma özelliği taşıyan Mor Efraim Süryani Kadim Ortodoks Kilisesi’nin Bakırköy Yeşilköy’deki temel atma töreninde hazır bulundu.

Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı karşılayan protokolde yer aldı. Erdoğan, eski Katolik Mezarlığı’nın kullanılmayan bölümüne inşa edilecek olan kilisenin temel atma töreninde bir konuşma yaptı. Erdoğan’ın konuşmasının bitmesinden sonra, aralarında İmamoğlu ve Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu’nun da bulunduğu heyet, temel atma butonlarına bastı. Butonlara basılmasının ardından temele ilk beton atıldı.

Dün gerçekleşen tören bugünkü gazetelere yansıdı. Yandaş gazetelerin temel atma törenindeki fotoğraflarda Ekrem İmamoğlu’nu sansürlemesi dikkat çekti.

AKP’ye yakın Star, Akşam, Yeni Akit gazeteleri ile MHP’nin yayın organı Türkgün gazetesi birinci sayfalarında kullandıkları tören fotoğrafında İmamoğlu’nu kesti.

İşte o gazeteler:

Ahbap Tekirdağ ihtiyaç sahiplerinin umudu oluyor

Yaklaşık 5 ay önce Tekirdağ’da birkaç kişi ile kurulan Ahbap Tekirdağ, onlarca aktif üyesi ile birlikte Tekirdağ’ın dört bir yanında ihtiyaç sahiplerine umut olmaya devam ediyor.

Kuruluşunun ardından yapılanma sürecinde olmasına rağmen ihtiyaç sahibi vatandaşların taleplerini geri çevirmeyerek inceleyen Ahbap Tekirdağ ekibi, 5 aylık süreçte hayat şartları karşısında zor durumda kalan, çıkış yolu bulamayan vatandaşların sesine kulak verip yardım elini uzatıyor.

GÜNÜ KURTARMAYA DEĞİL İHTİYACI ORTADAN KALDIRMAYA YÖNELİK HİZMET EDİYOR

Haluk Levent’in kurduğu Ahbap Platformu’nun Tekirdağ ayağı olarak hizmet veren ekip cinsiyet, dil, din, ırk, siyasi düşünce ayırt etmeksizin her insanla eşit dayanışma anlayışıyla günü kurtarmaya yönelik değil, ihtiyacı ortadan kaldırmaya yönelik hizmet ederek dikkatleri üzerinde topluyor.

3 AİLENİN TÜM İHTİYAÇLARINI KARŞILADI

Tamamen gönüllük esası ile hizmet veren Ahbap Tekirdağ, biri Süleymanpaşa diğer ikisi Çerkezköy olmak üzere 3 ailenin yüzlerinin tekrar gülmesini sağlarken birçok talebi de incelemeye alıp Aile, Çalışma ve Sosyal Yardım Müdürlükleri ile belediyelerin ilgili birimlerine yönlendirerek sorunun çözülmesini sağlıyor.

KARŞILIKSIZ İYİLİĞİN EN GÜZEL ÖRNEKLERİNİ SERGİLİYOR

İlk olarak Süleymanpaşa’da bir ailenin umudu olan ekip şehir değişikliği sonrası yaşlı aylığı kesilen ve aylardır hiçbir geliri olmayan aileye aylık bağlanana kadar ki süreçte erzak desteği sağladı. Aile bireylerinin ilaç ve tedavi masraflarını da karışlayan Ahbap Tekirdağ, karşılıksız iyiliğin en güzel örneklerinden birini sergileyerek gönülleri fethetti.

AHBAP İHTİYAÇ SAHİPLERİNE UMUT OLUYOR

Çerkezköy’den gelen yardım çağrısına da kulak veren Ahbap Tekirdağ, evinde oturacak tek bir koltuğu bile olmayan, yatakları yorgandan yapılmış 3 çocuklu ailenin evini baştan aşağı eşyalar ile doldurup 6 kişinin yaşadığı evde mutluluk rüzgarları estirdi.

Kendilerini “Acil ihtiyacı olanlar için kısa, orta ve uzun vadeli çalışmalar yapan bir topluluk” tanımlayan ekip yine Çerkezköy’de yaşam şartlarına karşı zor durumda kalan ve yeni yavrularına kavuşmalarına saatler kala umutsuzluk içinde kaybolan ailenin yardımına koşarak dolap, koltuk takımı, bebek eşyası, beşik, bebek arabası ve erzak ihtiyaçlarını karşılayarak insanlara umut oldu.

SADECE YARDIM DEĞİL SOKAK HAYVANLARI, ÇEVRE TEMİZLİĞİ, EĞİTİM VE SANAT ÇALIŞMALARI DA YAPIYORLAR

Tamamen gönüllülük esası ile çalışan Ahbap Tekirdağ ihtiyaç sahibi vatandaşlara destek olmanın yanı sıra sokak hayvanları, çevre temizliği, eğitim ve sanat çalışmaları da gerçekleştirerek alışılagelmiş topluluklardan farklı olduğunu göstererek tüm Tekirdağ’ın takdirini kazanmaya devam ediyor.

AHBAP TEKİRDAĞ SOSYAL MEDYADA DA SES GETİRİYOR

Sosyal Medya üzerinden Twitter, Facebook ve İnstagram’da aktif olarak yer alan Ahbap Tekirdağ paylaşımları ile binlerce kişiye ulaşırken @ahbaptekirdag adı ile yaptığı tüm çalışmaları takipçileri ile paylaşıyor. 

İKÇÜ’ye iki“Birincilik Ödülü” birden!

İKÇÜ’ye iki“Birincilik Ödülü” birden!

Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) tarafından bu yıl dördüncüsü gerçekleştirilen “Geleceğin İletişimcileri Yarışması’nda, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Medya ve İletişim Bölümü öğrencileri iki birincilik ödülü birden kazandı. Türkiye’nin yanı sıra Orta Asya, Balkanlar ve KKTC’de iletişim eğitimi alan öğrencilerin katıldığı yarışmada, on kategoride verilen birincilik ödüllerinin ikisini alan İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi öğrencileri büyük bir başarı elde etti.

TRT 4. Geleceğin İletişimcileri Yarışması Ödül Töreni, TRT’nin İstanbul Tepebaşı Stüdyosu’nda, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, TRT Genel Müdürü İbrahim Eren, Anadolu Ajansı (AA) Genel Müdür Yardımcıları Metin Mutanoğlu, Mustafa Özkaya ve çok sayıda davetlinin katılımıyla gerçekleştirildi. Çok sayıda başvurunun olduğu yarışmada aynı zamanda jüri üyesi olan AA Genel Müdür Yardımcısı Metin Mutanoğlu, değerlendirmelerin çok çetin geçtiğini belirtti.

Yarışma, 4 ana dal ve 10 alt kategoriden oluştu

TRT’nin, yarınları inşa edecek gençlerin nitelikli ve başarılı bir eğitim hayatı sürmelerine katkı sunmak amacıyla başlattığı ve bu yıl 4’üncüsü düzenlenen yarışma, “Sesli-Görüntülü Habercilik, Radyo Yayıncılığı, Televizyon Yayıncılığı” ve “İnternet Yayıncılığı” olmak üzere 4 ana dal ve 10 alt kategoriden oluştu. Yarışma için birincilik ödülleri 4.000 TL, ikincilik ödülleri 3.000 TL, üçüncülük ödülleri ise 2.000 TL olarak belirlendi.

Yarışmanın en zor kategorisinde iki birincilik ödülü birden!

Yarışmanın dört ana dalından biri olan “Televizyon Yayıncılığı” dalı, programlarının yapım çalışmaları büyük emek ve teknik bilgi gerektirdiği için en zor dal kabul ediliyor. Bu dalda, “Kısa Film”, “Televizyon Programı” ve “Belgesel” olmak üzere toplam üç alt kategoride verilen ödüllerden “Kısa Film” ve “Televizyon Programı” alt kategorilerinde birincilik ödüllerini İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Medya ve İletişim Bölümü öğrencileri kazandı.

Televizyon Programı Kategorisi Birincilik Ödülü Ataberk Yağcı, Ali Gürbulut ve İsmail Erol’un…
Medya ve İletişim Bölümü üçüncü sınıf öğrencileri İsmail Erol, Ali Gürbulut ve Ataberk Yağcı’nın hazırladığı “Ekstra Ekstrem” isimli program, yarışmada en iyi televizyon programı seçilerek birincilik ödülü almaya hak kazandı. Dağcılık ve kaya tırmanıcılığı üzerine hazırlanan program, hızlı kurgusu, başarılı anlatı yapısı ve hava çekimleri ile dikkat çekti. Medya ve İletişim Bölümü öğrencileri birincilik ödülünü Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu’nun elinden aldı.

Ekip adına söz alan Ali Gürbulut, “Öncelikle çok heyecanlıyız. Ödülü bize layık gördüğünüz ve gençlere bu fırsatı sunduğunuz için çok teşekkür ederiz. Ayrıca buradan değerli hocamız Nazım Ankaralıgil’e çok teşekkür ediyoruz” dedi.

Kısa Film Kategorisi Birincilik Ödülü”nü Derya Kurtuluş kazandı

İKÇÜ’ye diğer birincilik ödülünü ise Medya ve İletişim Bölümü üçüncü sınıf öğrencisi Derya Kurtuluş kazandırdı. Yönetmenliğini üstlendiği “Zan” isimli filmiyle ödüle layık görülen Derya Kurtuluş, bir yanlış anlaşılma üzerine kurulu senaryoyu başarılı bir şekilde filme aldı. Birincilik ödülünü TRT Genel Müdür Yardımcısı ve TRT Geleceğin İletişimcileri Yarışması Jüri Başkanı Erkan Durdu takdim etti.
Törende konuşan Kurtuluş, “Öncelikle bu yarışmayı düzenlediği için TRT’ye çok teşekkür ediyorum. Ayrıca Gençlik ve Spor Bakanlığı’na İzmir’de açmış olduğu Mustafa Akkad Sinema Okulu için çok teşekkür ederim” dedi.

Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Turan Gökçe ödül töreninde

Geleceğin İletişimcileri yarışması ödül töreni için İstanbul’a giden İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Turan Gökçe, genç öğrencilerini törende yalnız bırakmadı. Tören öncesinde ve sonrasında öğrencilerle birlikte olan Gökçe, aday oldukları iki alt kategoride de birincilik ödülünü alan öğrencilerini tebrik etti. Tören sonrası Gökçe, “Medya ve İletişim Bölümü olarak iyi bir teorik eğitim ile birlikte uygulamaya da önem verdiklerini, bu amaçla henüz üçüncü yılında olmakla birlikte Medya Merkezi projesini hayata geçirdiklerini, bu ödüllerin öğrencilerinin önümüzdeki yıllarda burada yapacakları çalışmalarla daha büyük başarılara imza atacaklarına olan inançlarını pekiştirdiğini” ifade etti.

Baskı Gazeteciliği Bitiyor mu

Dijital platformların gelişmesi ile basılı gazete ve dergi sayılarında azalma yaşanıyor.

GAZETE VE DERGİ SAYILARI HER GEÇEN GÜN AZALIYOR

Yazılı medya tirajları giderek düşüş gösterirken, buna bağlı olarak gazete ve dergi sayıları da düşüş gösteriyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden ve medya yansımalarından derlediği bilgilere göre, gazete ve dergi sayısının her geçen gün azaldığı görüldü.

Gazete ve dergi sayıları her geçen gün düşüş gösterirken, geçen yıl 2016 yılına oranla yüzde 2,3 azalarak 6 bin 124’e düştüğü saptandı. Gazetelerin yüzde 88,3’ü siyasi/haber/güncel, yüzde 2’si sektörel/mesleki, yüzde 1,9’u ise yerel yönetim içerikli yayınlar yaptı.Medya takip ve raporlama ajansı prnet, yazılı medya istatistiklerine yönelik yapılan araştırmayı inceledi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden ve medya yansımalarından derlediği bilgilere göre, gazete ve dergi sayısının her geçen gün azaldığı görüldü. 2015 yılında 6 bin 802 olan gazete ve dergi sayısının 2016 yılında 6 bin 265’e 2017 yılında ise 6 bin 124’e düştüğü gözlendi. Geçen yıl yayımlanan yayınların ise yüzde 59,6’sını dergilerin oluşturduğu saptandı.

YAZILI MEDYA TİRAJLARI DÜŞÜYOR

Elde edilen veriler neticesinde gazete ve dergi sayılarının her geçen gün azaldığı görülürken, buna paralel olarak gazete ve dergi tirajlarının da düştüğü görüldü. 2016 yılına oranla 2017 yılında düşen tiraj oranı ise yüzde 2,6 olarak belirlendi. Bunun yanı sıra, 2017 yılında yayımlanan gazete ve dergilerin yıllık toplam tirajı 1 milyar 661 milyon 102 bin 580 olurken, bunun yüzde 93,9’unu gazetelerin oluşturduğu kaydedildi. Geçen yıl yayımlanan gazetelerin de yüzde 90,8’inin yerel yayın yaptığı anlaşılırken, sadece yüzde 7,1’inin ulusal boyutta olması dikkat çekti. Dergilerin ise yüzde 33,7’si yerel iken, yüzde 61,2’sinin ulusal boyutta olduğu belirlendi. Gazete ve dergilerin yayımlanma aralıkları incelendiğinde de; gazetelerin yüzde 30,4’ünün haftalık, yüzde 26’sının haftada 2 ila 6 gün arası, yüzde 15,7’sinin ise aylık olarak yayımlandığı görüldü. Dergiler de ise bu dağılım; yüzde 24,8 aylık, yüzde 22,1 üç aylık, yüzde 16,2 de altı aylık şeklinde gerçekleşti. Raporda, Basın İlan Kurumu’nun verilerine de yer verilirken, 2017 yılında resmi ilan ve reklama yapılan ödemelerin yüzde 4,5 arttığı saptandı.

EN ÇOK KONUŞULANLAR

Yapılan medya araştırmasında konuyla alakalı yazılı basına yansıyan haber adetleri de belli oldu. Gerçekleştirilen medya araştırmasında, ekonomi ve siyasetin en çok konuşulan başlıklar olduğu saptanırken, 2017 yılında bu başlıklarda 1 milyona yakın haber içeriğinin üretildiği görüldü. Ekonomi ve siyasetin ardından en çok konuşulan bir diğer başlık 652 bin 985 haberle spor oldu; magazin ise 26 bin 524 haberle konuşuldu.

 

Kaynak: Gazete ve dergi sayıları her geçen gün azalıyor

Bursa İnternet Gazetecileri Derneği Hepimizi İlgilendiren Konuya Dikkat Çekti

Reklamcı-yazar Ateş İlyas Başsoy, sosyal medya ve akıllı telefonların adeta bir casus olduğunu ileri sürerek, “Bunlar bizi sürekli gözlüyor, izliyor ve ispiyonluyor. Biz de kendimizi izletmeye, gözletmeye ve ispiyonlatmaya gönüllüyüz. Cebimizde casus taşıyoruz.” dedi.

 

Bursa İnternet Gazetecileri Derneği’nin (BUİGDER) konuğu olan Ateş İlyas Başsoy, internet ve sosyal medya konusunda bilgi ve deneyimlerini paylaştı.

Nilüfer Belediyesi Karaman Dernekler Yerleşkesi’ndeki “İnterBulanık, İnfoBezite” başlıklı söyleşinin açış konuşmasını yapan BUİGDER Başkanı Canan Ekinci Yılmaz, gazeteciliğin değişen dünyada teknolojik olarak evrilen mesleklerinden biri olduğunu belirterek, internet gazeteciliğinin hızla konvansiyonel medyanın önüne geçtiğini ifade etti.

 

Canan Ekinci Yılmaz’ın ardından sözü alan Ateş İlyas Başsoy, günümzde hiçbir şeyin yeterince net olmadığını, şu aralar medyayı şişiren kirli bir veri akışı olduğunu dile getirdi.

Haber ve bilgi arasında önemli fark olduğuna dikkat çeken Başsoy, haberlerin bilgiden ziyade yalan ve çarpıtmaya dayalı olduğunu bunun da toplumda algı yarattığını söyledi.

Sosyal medyayı inşa edilerek bırakılmış boş bir apartmana benzeten Başsoy, “Herkes kendi odasını dekore ediyor, güzel olan odaya geliyorlar” diye konuştu. Sosyal medyanın bir algoritması olduğunu, buradaki paylaşım, beğeni ve yorumların sosyal medya kullanıcılarının profilleri için veri sunduğunu hatırlatan Başsoy, “Bizi bizden daha iyi tanıyorlar. Özel bilgilerimizin açık olarak paylaşılması sosyal medya üzerinden toplumsal algı oluşturanların işine yarıyor. Sosyal medya ve akıllı telefonlar bizi sürekli gözlüyor, izliyor ve ispiyonluyor. Biz de kendimizi izletmeye, gözletmeye ve ispiyonlatmaya gönüllüyüz. Cebimizde casus taşıyoruz. Ona göre…” dedi.

 

Sosyal medya ve akıllı telefonların insani ilişkileri zayıflattığını, herkesin kendi dünyasında yaşadığını, evde yan yana oturan aile bireylerinin kafalarını telefondan kaldırıp birbirine bakmadığını söyleyen Başsoy, bunun bir bağımlılık halini aldığına dikkat çekti. Başsoy, “Sistem; aynı konuyu, bir videoyu herkesin görüşüne, profiline göre farklı farklı şekillerde sunuyor. Sosyal medya bizleri dev bir sahte organik bir tavuk çiftliği olarak görüyor.  Twitter’da darı ambarında gibisiniz. Hepimiz kodlanmış vaziyetteyiz. Bundan nasıl kurtuluruz bilmiyorum. Ben tüm bunlara interbulanık diyorum, infobezite diyorum. Çünkü müthiş bir algı bombardıman var. Hiçbir şey yeterince net değil. Sosyal medyada büyük bir veri kirliliği var.” diye konuştu.

 

Twitter’da müthiş troll orduları olduğunu ve algıların yönetilerek, manipüle edildiğini, belirten Başsoy, “Sahte hesaplar, sosyal medyaya güveni kaybettirdi. Algıların yönetildiği bir ortamda neye güveneceğiz. Her konuda sivriliyoruz, akıl almaz bir kumpas içindeyiz sosyal medyada. Eskiden herkes çalıştıkları ofiste bir köşede laflar, sohbet ederdi. Şimdi herkes sosyal medyada yankı odasından yankı bekliyor. Bu durum nereye kadar gidecek bilmiyorum.” dedi.

 

Sosyal medya bağımlılığından kurtulunması gerektiğini, kendisinin Twitter’da artık olmadığını, Facebook’tan da çıkacağını ifade eden Başsoy, şöyle devam etti:

 

“Ben Twitter’da kötü bir kullanıcıydım. Yazdığım bir şeye Türkiye’nin bir ucundan bir ergenin verdiği seviyesiz bir yanıtla moralim bozuluyor, bir köşeye çekilip ona ne yanıt yazacağımı düşünüyordum. Güzel bir güne uyanıyorum fakat uyandıktan sonra sosyal medyaya bir bakıyorum, sanki dünya yıkılmış, kâbus gibi şeyler altüst ediyordu psikolojimi. O yüzden bu bağımlılıktan kurtulun. Mesela günde bir paket sigara içmek yerine, bir iki keyif sigarası içmek gibi düşünün ve sosyal medyayı da böyle kullanın. Ya da hiç kullanmayın.

 

İnternet sürekli bir değişim içinde. Bir zamanlar ICQ, Messenger gibi mecralar vardı. Onlar zaman içinde yok oldu. Şimdi Facebook, Twitter gibi mecralar var. Zaman içinde bunların yerini de daha farklı platformlar alacaktır. Buradan kaçış yok. Ya dengeli kullanacağız ya da sosyal medya kullanımını bırakacağız.

 

Çocukların odalarında bilgisayar başında neler yaptığı konusunda ailelerin dikkatli olması gerektiğini ifade eden Başsoy, “Çocuklar bilgisayar kullanacağı zaman internetin çevrimdışı olması sağlanmalı. Çocuklar sizin kontrollerinizden bilgisayarlarındaki ‘geçmiş’i silerek kurtulabiliyorlar.” dedi.

 

Ülkeler arasındaki dijital savaşa da değinen Ateş İlyas Başsoy, Rusya’nın bu konuda önemli bir noktada olduğunu söyledi. Başsoy, “Rusya soğuk savaşı devam ettiriyor. Güçlü hackerlar’ı var. ABD’deki muhafazakârları ve liberalleri öfkelendirecek şeyler yapıyorlar.” ifadelerini kullandı.

 

Yaklaşık iki saat süren söyleşinin ardından BUİGDER Yönetim Kurulu adına Canan Ekinci Yılmaz, Ateş İlyas Başsoy’a plaket takdim etti.

 

BUİGDER olarak söyleşilere devam edeceklerini belirten Yılmaz, tüm katılımcılara teşekkür etti.

 

 

Aydın Doğan neden sattı? Hikmet Genç yazdı…

Hikmet Genç, ‘Vesayet odakları olmayınca cunta gazeteciliği tutmuyor…’ dedi.

Akşam Gazetesi yazarı Hikmet Genç, Doğan Medya Grubu’nu Erdoğan Demirören’e satan Aydın Doğan’a sert eleştirilerde bulundu.

‘CUNTA GAZETECİLİĞİ TUTMADI’

Hikmet Genç, “Neden sattı?..” başlıklı bugünkü köşe yazısında, “Vesayet odakları olmayınca cunta gazeteciliği tutmuyor… Ertuğrul bile eskiden ‘Ben beyaz bir maymunum’ diyordu, bugün ‘Homo Sapiens’ten söz ediyor… Ahmet Hakan da tesettürlü kadına tüküren namussuzun peşine düşüyor…” ifadelerini kullandı.

Akşam Gazetesi yazarı Hikmet Genç bugünkü yazısı şöyle:

Karalar bağladı bazıları… Sabah akşam iktidara sövüp Erdoğan’a kin kusan, terör örgütlerinin bülteni gibi çıkan bazı gazeteler satışa isyan ediyor… ‘Medya susturuluyor’ diyen bir kısım Babıali zevatı halkın vicdanı olmaktan, özgürlükten, demokrasiden falan söz edip gazeteciliğin ne menem bir şey olduğunu anlatıyorlar… (Halkın vicdanı, demokrasi..vs, deyip de anlattıkları gazete de kendisine; “Amiral Gemisi” der!.. ‘Amiral?!..’, Ne kadar sivil ve demokratik geliyor kulağa, değil mi?!..)

(…)Sadece “hükümet indirmek hükümet kurmak.., 28 Şubat.., Post-modern cuntacılık vs, gibi” mevzuları ortaya koysak, yatacak yerleri yok elbette…

Daha yakın geçmişte yenilen hurmalara ise; “411 el kaosa kalktı, Türban Faciası” manşetleri,

27 Nisan Bildirisi’ne, cumhuriyet mitinglerine, 367 hokkabazlığına destek,

Gezi’de ‘çapul kardeşliği’,

17/25’te FETÖ sözcülüğü,

(…)Son dönemde Aydın Doğan’ın temizlik yapmaya çalıştığı da doğrudur. Kovulanlar, gittikleri yerden millete hükümete Erdoğan’a hakaret etmeye devam ediyorlar…

Lakin, “Doğan Grubu satıldı, efendim muhalif ses kısıldı, şöyle yandaş çoğaldı, böyle ucuza gitti..vs,” deyip neden karalar bağlıyorsunuz ki?.. (Elin gâvuru almadı ya… Satın alan kişi, bu ülkenin tanınmış saygın bir işadamı)

(…)Kılıçdaroğlu’na oynadılar, girdiği her seçimi kaybetti… Maşallah dedikleri 1 hafta yaşamıyor zaten… Her referandumda ‘Hayır’ı desteklediler, millet her defasında ‘Evet’ dedi… Televizyonda saz çaldırdıkları şimdi içeride çalıyor…

Vesayet odakları olmayınca cunta gazeteciliği tutmuyor…

Ertuğrul bile eskiden ‘Ben beyaz bir maymunum’ diyordu, bugün ‘Homo Sapiens’ten söz ediyor… Ahmet Hakan da tesettürlü kadına tüküren namussuzun peşine düşüyor… Velhasıl vatana millete hayırlı olsun…

2017 Yılının “Fark Yaratan Kadınları” Açıklandı

Dünyanın en büyük pazarlama iletişimi yayını Advertising Age tarafından iş dünyasındaki en başarılı kadınları onurlandırmak üzere düzenlenen, Türkiye’de ise MediaCat Dergisi himayesinde Brand Week İstanbul kapsamında bu yıl beşinci kez gerçekleştirilen “Women to Watch 2017″nin fark yaratan kadınları belirlendi.kadın fark

Women to Watch en büyük marka ve pazarlama yayını olan Advertising Age’ın, 1997 yılından bu yana gerçekleştirdiği; marka, pazarlama, reklam ve medya dünyası başta olmak üzere iş dünyasındaki fark yaratan kadınların başarılarını gözler önüne sermek için yapılan bir seremoni. ABD ve Türkiye’nin yanı sıra Çin, Brezilya, İngiltere, Kolombiya ve Arjantin’de de düzenlenen seremoninin amacı, iş dünyasında fark yaratarak öne çıkan kadınlardan meydana gelen global bir network oluşturmak. Türkiye’de 2013 yılından bu yana MediaCat liderliğinde düzenlenen “Women to Watch 2017: Fark Yaratan Kadınlar” seremonisi ile bu yıl beşinci kez iş dünyasının başarılı kadınları ödüllendirildi.

Brand Week Istanbul kapsamında 7 Kasım Salı günü Zorlu PSM‘de gerçekleşecek Women to Watch Paneli‘nde bir araya gelecek olan 2017’nin Fark Yaratan Kadınları, iş dünyasında yaşadıkları zorlukları, kendi çözüm yollarını ve başarı hikayelerini paylaşacaklar. Panel sonrasında düzenlenecek törende ödüller sahipleriyle buluşacak.

 

İşte Türkiye’nin Fark Yaratan 8 Kadını

Bu yılın fark yaratan 8 kadını da mesleki başarılarının ötesinde kendi endüstrileri için birer rol model olarak, kadınların iş dünyasındaki önemini ortaya koyuyor. Topluma örnek işlerinin yanı sıra sektörlerinde iz bırakan, geleceği şekillendiren gelişmelere liderlik eden bu 8 kadının her birinin başarı hikâyesinde biraz yenilikçilik, biraz girişimcilik, biraz da yaratıcılık saklı. Tasarım Lideri, Marka Lideri, Pazarlama Lideri, Marka Yönetimi Lideri, Teknoloji Lideri, Global Lider, Dijital Lider ve Medya Lideri olarak belirlenen “Türkiye’nin Fark Yaratan 8 Kadını”nın isimleri şöyle:

* Tasarım Lideri: Defne KOZ – Koz Susani Design, Tasarımcı

* Marka  Lideri: Ebru ÖZDEMİR – Limak Yatırım Holding, Yönetim Kurulu Başkanı

* Pazarlama Lideri: Ebru ÖZGÜÇ – Vodafone Türkiye, Marka ve Pazarlama Stratejisi Direktörü

* Marka Yönetimi Lideri: Nazan SOMER – Yapı Kredi Perakende Bankacılık Genel Müdür Yard.

* Global Lider: Oya CANBAŞ – Bayer, Tüketici Sağlığı İngiltere ve İrlanda Ülke Müdürü

* Dijital Lider: Didem Dinçer BAŞER – Garanti Bankası Dijital Bankacılık Genel Müdür Yard.

* Teknoloji Lideri: Magdalena YEŞİL- Salesforce Yönetim Kurulu Üyesi

* Medya Lideri: Aslı ŞAFAK – Bloomberg HT Programcısı, Gazeteci, Yazar

Fark Yaratan 8 Kadın Nasıl Seçildi?

Women to Watch hayat boyu başarı ödülü olmaktan ziyade; son bir yılda gösterilen performansların değerlendirilmesiyle belirleniyor. Women to Watch kadınlarının belirlenmesinde herhangi bir başvuru söz konusu değil. Advertising Age’in belirlediği kriterler çerçevesinde belirlenen adaylar, Ad Age ve MediaCat’in editöryal standartları içinde incelenerek ve titiz bir çalışma sonrasında kazananlar finalize edilmesi ile kamu oyuna duyuruluyor. Yeni ve heyecan yaratan bir marka/kategori yaratarak iş dünyasına zenginlik katmak, attığı adım ve aldığı kararlarla global seviyede liderlik özellikleri sergilemek, uluslararası platformlarda ses getirmek, yaratıcılığı ve yarattığı değerlerle medya dünyasına, reklam ve pazarlama endüstrisine yeni kaynaklar sağlamak, üstlendiği başarılı ve istikrarlı sosyal sorumluluk projeleriyle topluma örnek olmak, ülke genelinde ya da firma/marka özelinde bir krizi başarıyla yönetmek ve/veya yaratıcı çözümlerle aşmak, toplumda fark yaratmak, topluma cesaret aşılamak, demografik olarak erkek egemen bir sektörde sivrilmiş olmak Women to Watch kriterlerinden bazıları.

 

2016’da kimler seçilmişti?

Geçtiğimiz yıl listede; Nurten Öztürk Yaşam Boyu Başarı Ödülü, Gözde Akpınar Marka Lideri, Beyza Kapu Pazarlama Lideri, Nil Bağcıoğlu Yaratıcı Lider, Yonca Brunini Pazarlama ve Teknoloji Lideri, İdil Yiğitbaşı Marka Lideri, Ela Gökkan Savcı Yaratıcı Lider, Sanem Oktar Girişimci Lider, Kamuran Uçar Pazarlama Lideri ve Burçak Günsev Dijital Lider olarak yer almıştı.

Woman to Watch Hakkında

Dünyanın en büyük marka ve pazarlama yayını olan Advertising Age tarafından 1997 yılından bu yana gerçekleştirilen Women to Watch, 2012 yılında dünyanın diğer ülkelerine de taşınmış ve Amerika’dan sonra ilk olarak Çin’de düzenlenmiştir. 2013’den itibaren Brezilya ile birlikte Türkiye’de de gerçekleşmeye başlayan organizasyonun bu yıl MediaCat liderliğinde beşincisi düzenlenmiştir. Women to Watch bir ödül töreni değil, onurlandırma seremonisidir.

 

Busra-Cicek_avatar_1502636104-186x186POSTED BY: Büşra Çiçek

 

 

 

 

 

Türkiye Okuyor Gazetesi olarak, 2017 yılının fark yaratan iş kadınlarını kutluyor, başarılarının devamını diliyoruz.

kocaeli-okuyor-haber- yusuf ünelHaber Yayın Dairesi: Yusuf Ünel