Etiket arşivi: Kosava

Her Yıl 5 Bin Hasta Organ Nakli Yetersizliğinden Hayatını Kaybediyor

Her Yıl 5 Bin Hasta Organ Nakli Yetersizliğinden Hayatını Kaybediyoralp gürkan okan ünv

Okan Üniversitesi Hastanesi Genel Cerrahi ve Organ Nakli Uzmanı Prof. Dr. Alp Gürkan böbrek naklinde istenilen aşamaya ulaşılamadığını belirterek , “Türkiye’de halen son dönem böbrek yetmezliği nedeniyle diyalize giren 60 binin üzerinde hasta var. Bu ürkütücü rakamlara karşın yılda ancak 3 bin civarında hasta nakil olma şansına sahip olmaktadır” dedi.

Okan Üniversitesi Hastanesi organizasyonluğunda yurt dışından birçok doktorun katılımıyla  “böbrek nakli” sempozyumu düzenlendi. Okan Üniversitesi Hastanesinde gerçekleşen sempozyumda, hem erişkin hem de pediyatrik yaş grubunda organ yetmezliğine neden olan sebeplerin, Türkiye’deki ve dünyadaki durumu ve tedavi seçenekleri tartışıldı. Uluslararası İlişkiler Departmanı organizasyonluğunda gerçekleşen sempozyuma Kosova, Makedonya, Bosna, Sırbistan ve Arnavutluk’ tan 13 ürolog ve 10 nefrolog katıldı.

“Organ Nakli Yetersizliğinde Rakamlar Ciddi Boyutlara Ulaştı”

Sempozyumda yaptığı sunumda böbrek nakli ile ilgili rakamların ciddi boyutlara ulaştığına dikkat çeken Prof. Dr. Alp Gürkan “Her yıl diyalize giren hasta sayısına yaklaşık 5bin hasta daha ilave oluyor. Ancak bu korkutucu artışa rağmen yılda sadece 3 bin hasta nakil olma şansına sahip oluyor ”dedi.

 Organ bağışındaki yetersizlik nedeniyle Türkiye’de her yıl 5bin civarında hasta hayatını kaybediyor. Prof. Dr. Alp Gürkan, kadavradan gerçekleşen organ naklinin çok daha yüksek rakamlara ulaşması gerektiğini belirtiyor: “Gerçekleşen nakil ameliyatlarının %80’inin canlı,%20’sinin ise beyin ölümü sonrası bağışlanan organlardan yapılıyor. Son rakamlara görekadavra bekleme listesine 22bin hasta kayıt yaptırmış. Bu kayıtların çok daha yüksek rakamlarda olması beklenirken, naklin az olmasından dolayı hastalar umutsuzluktan nakil listesine bile kayıt yaptırmıyor.”

 

Prof. Dr. Alp Gürkan’ın konuşmasının ardından, Okan Sağlık Grubunun, böbrek nakli konusunda gerçekleştirdiği çalışmaların paylaşıldığı sempozyumda, Dr. Gürsel Yıldız “Böbrek Nakli Hastaların Kabulü ve Takibi”, Dr. Ayşe Öner “Pediatrik Nefroloji” , Dr. İbrahim Çevik “Üroloji” , Dilek Okutur “Böbrek Naklinde Yasal Süreçler” konularında sunum gerçekleştirdi.

Sempozyum sonunda Okan Üniversitesi Hastanesi tüm servisleri ziyaret edilerek ve tedavi süreçleri hakkında bilgilendirmeler yapıldı.

 

 

Bosna Hersek Nilüfer’i örnek alıyor

 

 

Nilüfer Belediyesi ve Başkan Bozbey’e övgüler yağdıran Bosna Hersek Zavidovici Belediye Başkanı Haşim Mujanovic, gördüğü uygulama ve davranışların kendisine örnek olacağını belirtti.bosna nilüfer

 

Nilüfer 16. Uluslararası Spor Şenlikleri kapsamında Nilüfer Belediyesi’nin davetlisi olarak Bursa’ya gelen Bosna Hersek Zavidovici Belediye Başkanı Haşim Mujanovic Başkan Mustafa Bozbey’i makamında ziyaret etti. Ziyarette Dünya Boşnaklar Kongresi Türkiye Koordinatörü Hamza Yavuz ile Bursa Balkan Kadınlar Derneği Başkanı Hayriye Kosova da hazır bulundu.bosna nilüfer.jpga

Nilüfer ve Başkan Mustafa Bozbey’e övgüler yağdıran Haşim Mujanoviç, misafirpeverliğinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Başkan Bozbey’e,  Zavidovici’ye verdikleri okul desteğinden dolayı teşekkür eden Mujanovic, ekibiyle birlikte bölgelerine davet etti. Mujanovic, Nilüfer Belediyesi ile kardeş şehir olmayı da çok istediklerini belirterek, “Kısa zamanda sizin sosyal duruşunuz ve insanlarla yakın diyaloğunuz bana çok şey öğretti. Yeni bir belediye başkanı olarak bunlar bana örnek olacak. 93 yıldır yaşadığımız kötü olay ve çözümsüzlüklerden dolayı kardeş Türkiye’de çözüm arıyoruz. Zorlu yaşamımız oldu. Sorunlarımızın çözümü için umutsuz değiliz. Birlikte çalıştığımız sürece bu zorlukları aşabiliriz. Kültür ve spor etkinliklerinde Nilüfer Belediyesi ile birlikte olmayı isteriz” dedi.bosna nilüfer.jpgb

Davetlerine katıldığı için memnuniyetini dile getiren Başkan Mustafa Bozbey de, Mujanovic’e teşekkür etti. Zavidovici’ye yakın zamanda ziyaret etmek istediklerini kaydeden Bozbey, “İki ülkeyle gönül birliğimiz var. Bizim oradaki bölgelere destek olarak sıkıntılarının çözümü için gerekeni yapmalıyız. Okul için destek verdik ve devam edeceğiz. Çocuklarımızın iyi şartlarda eğitim almaları çok önemli. İleri ki zamanda Zavodovici’ye gidip bölgeyi yakından tanımak isteriz” diye konuştu.  bosna nilüfer.jpgc

Ziyaret sonunda iki belediye bir birlerine günün anısına çeşitli hediyeler verdi.

Müslüman Türk’ün Balkanlar’daki Tapusu

alptekin cevherliBu hafta sonu Kosova’da evlâd-ı fatihanı ziyarete ve onları yerinde görmeye gittik. Gittiğimizde de adetten olarak yörenin en ulu kişisini ziyaret etmemiz kaçınılmazdı. Bu amaçla da Sultan 1’inci Murat Hûdavedigâr’ın kabrini de ziyaret ettik.
 * * *
Orhan Gazi’nin vefatından sonra Sultan Murat Hûdavendigâr döneminde de Osmanlı Devleti Balkanlarda hızla büyümeye ve ilerlemeye devam eder…
Osmanlı Devleti’ni Balkanlardan uzaklaştırmak isteyen bölge devletleri de Sırp Kralı Lazar komutasında büyük bir Haçlı ordusu oluştururlar. Sultan 1’inci Murat, iki oğlu ile birlikte 20 Haziran 1389 tarihinde Kosova’da Haçlı ordusunu karşılar. Sekiz saat süren uzun bir savaşın sonunda Haçlı ordusu, kumandanları Sırp Kralı Lazar da dâhil imha edilir. Balkanlardaki Müslüman Türk hâkimiyeti bir kez daha çok net bir şekilde ilan edilmiştir…
Savaş meydanını gezen Sultan 1’inci Murat yaralılara su vermekte her iki tarafın ordusundan da askerlerin tedavisiyle bizzat ilgilenmektedir. Ancak yaralı bir Sırp askeri (Miloş Obiliç) kendisine yardım etmek için eğilen Sultan’ı sakladığı hançeri ile şehit eder. Suikasta uğradığı yerden derhal Otağ’a getirilen Sultan Murat Hûdavendigâr son nefesini burada vermiştir. Miloş Obiliç derhal idam edilir.
Sultan’ın naaşı Bursa’ya getirilmek üzere mumyalama (tahnit) işlemine tabi tutulur, iç organları Kosova Ovası’na defnedilir. Yeni Sultan, Yıldırım Beyazıt buraya babası için derhal bir türbe yaptırır. Bugün o türbe Meşhed-i Hûdavendigâr adıyla Başkent Priştine’ye yaklaşık 25 dakikalık mesafede Mazgit köyündedir.
Önemli bir ayrıntı olarak ayrıca Türk bayrağının, şehit kanları (Söylenceye göre Sultan Murat’ın kanının) üzerinde gece doğan hilâl ve yıldızın yansımasının düşmesi ile bu savaşta ortaya çıktığı iddia edilmektedir.
Bu arada Sırplar, Yugoslavya döneminde Miloş Obiliç’in adına Gazi Mestan Bey’in türbesinin hemen yanına dev bir anıt dikerler. Bu anıt aynı zamanda Sultan Murat’ın türbesinde de 2 – 3 km. kadar mesafededir.
 * * *
Kosova’da türbeye gidince, yaklaşık 170 yıldır Sultan Murat’ın kabrinin türbedarlığını yapan Buharalı Hacı Ali Bey’in ailesinden torunu Saniye Ablamızla da konuşma imkânımız oldu.
Saniye Hanım bize dedesinin rüyasında gördüğü bir işaret üzerine Buhara’daki (Özbekistan) Medrese Hocalığı görevini bırakarak o devirler henüz Osmanlı toprağı olan Kosova’ya Sultan Murat’ın türbesini korumak üzere geldiğini o gün bugündür aile fertlerinin bu türbeyi koruyup bakımını yaptığını anlattı. Düşünsenize Balkan Savaşı, 1’inci Dünya Savaşı, 2’nci Dünya Savaşı, Komünist dönem, Kosova’nın Bağımsızlık Savaşı ve daha pek çok olaya rağmen türbe, bu aile ile birlikte varlığını devam ettirebilmiş.
Sultan Murat Türbesi’ndeki Buharalı bu aile, 1854 yılında devrin Padişahı Sultan 1’inci Abdülmecit tarafından ayrıca görevlendirilmiştir. İlk türbedar böylece Buharalı Hacı Ali Bey olmuştur. Dolayısıyla da aile, kesin olarak 162 yıldır; yaklaşık olarak da 170 yıldır Sultan Murat Hüdavendigâr’ın türbedarıdır.
Saniye Abla, orada pek çok hikmetli söz söyledi bizlere, ama en önemlisi bence şuydu: “Bu türbe, Müslüman Türklerin Balkanlardaki tapusudur. Sizler gelip malınıza sahip çıkıyorsunuz!”
Biz oradayken NATO görev kuvvetinde vazifeli iki Müslüman Hırvat askeri de gelip türbede dua etti ki, bu bizleri daha da memnun etti.
Türkiye bütün varlığı ile bölgede kendini hissettiriyor. Diyanet İşleri Başkanlığı, TİKA ve Yunus Emre Enstitüleri canla başla çalışıyorlar.  TİKA yüzlerce eserimizi restore edip yeniden hayat vermiş.
Diyanet İşleri Başkanlığı gönderdiği imam ve hatiplerle Katolik kilisesinin misyonerlik çalışmalarına set çekerek hem dini eğitimi sağlıyor, hem de Türkçe’nin yaşamasına vesile oluyor. Çünkü Vatikan, özellikle Arnavutları Hıristiyanlaştırmak için Rahibe Teresa üzerinden yoğun bir propaganda sürdürüyor.
Yunus Emre Enstitüsü de açtığı Türkçe kurslarıyla yeni neslin Türkçe’yi öğrenmesini kolaylaştırıyor. Ayrıca Türk şirketleri de önemli başarılara imza atmışlar.
Ancak ne yazık ki şu iki hususa da değinmeden geçemeyeceğim:
Kosova’da Türkçe ciddi bir baskı altında. Hatta dediklerine göre eskiye göre çok daha fazla baskı görüyorlar. Türkler, kendi aralarında bile Türkçe konuşmaya korkar durumdalar. Yasal olarak değil belki ama moda tabiriyle söyleyelim “mahalle baskısı” yüzünden kendi aralarında dahi Arnavutça konuşmak zorunda kalıyorlar. Meselâ dükkânda Türkçe konuşarak alışveriş ediyorsunuz, o sırada içeriye yabancı biri giriyor diyelim, o az önce bülbül gibi Türkçe konuşan esnaf, bir anda Türkçe’yi unutuveriyor ve sizinle Arnavutça konuşmaya başlıyor. Bu nedenle devletimizin Kosova hükümetini acil olarak bu konuda uyarması gerekiyor. Din kardeşliğimiz mevzuu ne yazık ki hep Arnavutların lehine çalışıyor.
İkinci husus da Diyanet İşleri Başkanlığı’mızın onca çalışmasına rağmen Suudi Arabistan ve İran’ın bölgede ciddi bir mezhep taassubu hareketi gözleniyor. Kosova Hükümeti de bunun farkında ve önlem olarak da camileri namaz vakitleri dışında kapatmakta çareyi bulmuş. Ancak sanırım farkında değiller ama bu daha fazla tepki çekip, mütedeyyin insanları da uç fraksiyonlara yönlendiriyor. Laiklik yapalım derken insanları daha da katı hale getiriyorlar. Bu nedenle Kosova Hükümeti acil olarak Türkiye ile iş birliği içerisinde bu yabancı etkileri ortadan kaldırarak gerçek İslâm’ın bölgede varlığını devam ettirmesini sağlaması lazım. Yoksa sıkıntı yaşamaları uzak değil.
Şimdilik Kosova’dan bu kadar, devamı gelecek yazımızda…alptekin cevherli kosava

Kosavalı Öğrenciler Türkiye’de

Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) ve Türk işbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) işbirliğiyle düzenlenen geziye katılan Kosovalı 45 öğrenci, Bursa Büyükşehir Belediyesi’ni ziyaret etti. Heykel’deki tarihi başkanlık binasında gerçekleşen görüşmede misafir öğrencileri, Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe adına Başkanvekili Abdülkadir Karlık ağırladı.

kosavalı öğrenciler bursaTürk kültürünün tanıtılmasına yönelik düzenlenen gezi programı çerçevesinde Büyükşehir Belediyesi’ni ziyaret eden yabancı öğrencileri tarihi meclis salonunda ağırlayan Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Abdülkadir Karlık, Bursa’yla Kosova’nın tarihsel bir birlikteliğinin olduğunu vurguladı. Bursa’da Kosova göçmeni çok sayıda kişinin yaşadığını, irili ufaklı 400’e yakın Bursa firmasının Kosova’da yatırımlarının bulunduğunu, askeri, ekonomik ve kültürel işbirlikleriyle iki ülke arasında sarsılmaz bir birlikteliğin oluştuğunu belirten Başkanvekili Karlık, “Bizler bu birlikteliğin sürdürülmesini, daha da geliştirilmesini istiyoruz. Savaş öncesinde ve sonrasında sizlerin yanında olduk. Bundan sonra da olmaya devam edeceğiz. Bu durumdan mutluyuz. Kosova iyiyse biz de iyiyiz, Kosova kötüyse biz de kötüyüz” dedi.

TÜGVA Bursa Şube Başkanı Hüseyin Yavuz’un da katıldığı ziyarette Başkanvekili Karlık, misafirlerine Bursa’yla ilgili bilgiler de verdi. Kosovalı öğrencileri köklü bir şehrin ender güzelliklerini keşfetmeye çağıran Başkanvekili Karlık, her alanda dev sanayi yatırımlarına, inanç, sahil ve kültürel seçkin turizm imkanlarına sahip olduklarını hatırlattı.

Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Abdülkadir Karlık, ziyaretin anısına misafir gruba porselenden yapılmış Yeşil Türbe maketi ile çeşitli hediyeler takdim etti. Ziyaret, çektirilen hatıra fotoğrafının ardından son buldu.