Etiket arşivi: Köprülü

Yabancı Büyükelçiliklere Kıbrıs dersi

 

Kıbrıs İlim Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı ve Uluslararası Politika Uzmanı Prof. Dr. Ata Atun, Ankara’da görev yapan yabancı büyükelçileri ve elçilik misyonlarını Kıbrıs sorununun geçmişi ile Türkiye’nin Akdeniz’deki hakları üzerine bilgilendirdi. Moderatörlüğünü emekli büyükelçi Yiğit Alpogan’ın yaptığı toplantıda, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) Ankara Büyükelçisi Kemal Köprülü ile, Türkiye’de görev yapan yabancı Büyükelçiler, büyükelçi yardımcıları ve yabancı misyon hazır bulundu.

Türkiye’nin başkenti Ankara’da görev yapan büyükelçiler ve elçilik temsilcileri, Kıbrıs sorununun temeli ve bugün gelinen nokta üzerine bilgilendirildi. KKTC Ankara Büyükelçiliği ve Türkiye’nin önemli fikir kuruluşlarından AVİM (Avrasya İncelemeleri Merkezi) tarafından organize edilen bilgilendirme toplantısı, Ankara Çankaya’da bulunan AVİM binasında gerçekleştirildi.

Fransa, İsviçre, Almanya, Hollanda,  Portekiz, Slovakya, Suudi Arabistan, Romanya, Letonya, Avusturya,  Karadağ,  Azerbaycan Büyükelçi ve büyükelçi yardımcılarının katıldığı bilgilendirme toplantısına Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile İngiltere Büyükelçilikleri ikişer kişiyle katılım gösterdi.

AB Türkiye Delegasyonu tarafından da izlenen toplantıda konuşan Prof. Dr. Ata Atun, Kıbrıs sorununun, Rum ve Yunanların iddia ettiği gibi 1974’te başlamadığını vurguladı. Rumların Megali İdea’dan kaynaklanan (Büyük ülkü) Enosis saplantılarının (Adanın Yunanistan’a bağlanması) 1930’lu yıllardan itibaren adada huzursuzluğa sebep olduğunu anımsatan Atun, Rum tedhiş örgütü EOKA’nın faaliyete geçtiği 1955 yılından itibaren adada kan ve gözyaşının eksik olmadığını ifade etti.

“Türkiye’nin Kıbrıs’taki statüsü yasal”

Kıbrıs Türklerinin 1974 yılına kadar yaşama hakkı dahil birçok haklarının gasp edildiğini belirten Prof. Dr. Ata Atun şunları söyledi: “Kıbrıs Türkleri adada tam anlamıyla soykırıma uğramışlardır. 1960 yılında kurulan ortaklık cumhuriyeti anlaşmasına hiçbir şekilde uymayan Rumlar, Türkleri eşit ortak olarak göremeyeceklerini kaydederek, Türklerin eşitliği garanti altına alan 13 maddeyi değiştirme yoluna gitmişlerdir. Bu 13 maddeyi değiştirmeyeceklerini anladıklarında da silah zoruyla Kıbrıs Türklerini önce ortaklıktan, sonra da adadan atma, yok etme prensibiyle hareket etmişlerdir. Adanın yüzde 3’lük bir kısmına hapsedilen Türkler, ağır ekonomik baskılara maruz bırakılmıştır. Makarios’un talebi ile dönemin Yunanistan Başbakanı 1964 yılında adaya 20,000 kişilik bir ordu göndermiş ve bu Yunan ordusu Milli Muhafız ordusu ile birlikte 1964 yılında Erenköy’e, 1967 yılında da Geçitkale’ye saldırmıştır. 20,000 kişilik Yunan Askeri Kuvvetlerinin adadan çekilmesini emreden BM kararı BM Genel Sekreteri’nin Güvenlik Konseyine sunduğu S/8322 sayı ve 3 Ocak 1968 tarihli Raporunda yer almaktadır. Dolayısıyla bugün Türkiye’yi ‘işgalci’ olarak nitelendirenler yalan argümanlarla algı operasyonu yürütmekte, tüm dünyayı kandırmaktadırlar. Türkiye, 1974 yılında Yunanistan’dan gönderilen subayların desteği ile Kıbrıs’ta Makarios’a karşı gerçekleştirilen darbe ve sonrasında, Kıbrıs Helen Cumhuriyeti’nin ilan edilmesi ile Türkiye’nin garantör olarak, adada 16 Ağustos 1960 tarihinde ilan edilen Kıbrıs Cumhuriyeti’nin statüsünün bozulması durumda müdahale etmesine olanak veren Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası, EK 1, Garanti Ve İttifak Anlaşması, Madde 4 doğrultusunda anayasal hakkını kullanmıştır. Anayasanın bu maddesine göre garantör devletler, 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’nin statüsü bozulduğu vakit, (Lağvedilmesi, bir başka ülkeye bağlanması vb…) birlikte veya tek başlarına müdahalede bulunma ve 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasının gereklerini yerine getirip, Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tekrardan kurma hakkına sahip olmakla yetkilendirilmişlerdir.”

“Ada 1959’da bölünmeye başladı”

Kıbrıs adasının 1974’te bölündüğü yönündeki Rum tezlerinin de gerçeği yansıtmadığını ifade eden Prof. Ata Atun, “Lefkoşa’nın ilk bölündüğü tarih 1959’dur. İngiliz Koloni İdaresi çatışmaları önlemek için Baf Kapısı’ndan Mağusa Kapısı’na kadar, Ermu Caddesi boyunca tel örgüler çekmişti. Öte yandan, Rumların 21 Aralık 1963 sabahı adanın tüm yerleşim yerlerinde Türklere saldırmasının ardından 27 Aralık 1963 günü toplanan; Duncan Sandys ve İngiliz Yüksek Komiseri, Türkiye ve Yunanistan Büyükelçileri, Kıbrıs Türk ve Rum Toplumlarının temsilcileri, İngiliz hava Mareşali Sir Deniz Barnett ve adadaki İngiliz Birliklerinin Komutanı General Peter Young’dan oluşan komite bir sınır hat tespit edilmesine karar verdi. İki günlük çalışma sonrasında 29 Aralık 1963 tarihinde komisyon tarafından kabul edilen plan üzerine çizilen sınır çizgisi ile “Yeşil Hat” adı altında resmileşti ve BM kayıtlarına girdi” şeklinde konuştu.

“Türkiye’nin sondaj faaliyetleri Uluslararası Deniz Hukukuna uygun”

Kıbrıs İlim Üniversitesi Dekanı Atun, Türkiye’nin Akdeniz’deki hakları ve Rum kesiminin doğalgaz konusundaki çalışmaları hakkında da şunları kaydetti: “Türkiye’nin 1958 ve 1960 yıllarında kabul edilen 1. ve 2. Deniz Hukuku Konferansı sonuçlarına göre kendine ait olan kıta sahanlığı ve bu kıta sahanlığından kaynaklanan Münhasır Ekonomik Bölgesi, 1994 yılında, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi tarafından tek yanlı ilan edilen 3. Deniz Hukuku Konferansı (UNCLOS) kararına dayalı tek yanlı ilan edilen sözde Münhasır Ekonomik Bölgesi tarafından işgal edilmiştir. 3. Deniz Hukuku sonuçlarını 18 ülke ile birlikte kabul etmeyip imzalamayan Türkiye’nin, Kıbrıs Rum tarafının tek yanlı ve sözde ilan ettiği münhasır ekonomik bölgesi ile çakışan parsellerde sismik araştırma ve sondaj faaliyetlerine bulunması tamamen Uluslararası Deniz Hukukuna uygundur. Aynı doğrultuda KKTC’nin kendi Münhasır Ekonomik Bölgesini tek yanlı ilan etmesi, Türkiye ile Kıta Sahanlığı belirleme anlaşması yapması ve kendi Münhasır Ekonomik Bölgesinde de TPAO ile Araştırma ve sondaj anlaşması yapması, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin yabancı şirketler ile yaptığı araştırma ve sondaj anlaşmaları kadar geçerli olup, uluslararası Deniz Hukukuna uygundur.”         

İngilizce gerçekleştirilen ve görsel öğelerle zenginleştirilen toplantı, soru cevap bölümüyle son buldu.

 

 

 

Şampiyon Belli Oldu

 

tekirdağ şampiyonBölgesel Amatör Lig 11. Grup’ta mücadele eden sarı siyahlı ekibimiz Tekirdağspor, konuk ettiği Kocaelispor’u 86. dakikada Birol Öztürk’ün golü ile 1-0 yenerek şampiyonluğunu ilan etti ve 3. Lig’e merhaba dedi.

Bölgesel Amatör Lig 11. Grup’taki temsilcimiz Tekirdağspor, 25. Hafta karşılaşmasında Tekirdağ Namık Kemal Stadı’nda Kocaelispor ile şampiyonluk maçına çıktı.

SÜLEYMANPAŞA BELEDİYE MECLİSİ ÜYELERİNDEN PANKART SÜRPRİZİ

tekirdağ şampiyon.jpg manşet 4+Süleymanpaşa Belediye Başkanı Ekrem Eşkinat ve Süleymanpaşa Belediye Meclis Üyeleri’nin hep birlikte stada “Şampiyon takımın cefakar taraftarına selam olsun” pankartı ile giriş yaptığı ve taraftarlardan büyük alkış aldığı karşılaşmayı CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, CHP Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü, Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak, ilçe belediye başkanları, siyasi parti temsilcileri protokol üyeleri ve Tekirdağspor Başkanı Mustafa Aydoğdu birlikte izledi.

KRAL GOLÜNÜ ATTI NAMIK KEMAL STADI YIKILDI

tekirdağ şampiyon.jpg1Tribünlerin tıklım tıklım dolduğu karşılaşmanın son bölümünde Kocaelispor’dan Murat’ın ceza sahası içinde Tekirdağspor’un golcüsü Birol Öztürk’ü düşürmesi sonucu hakem penaltı noktasını gösterirken Kocaelispor 10 kişi kaldı. Birol’un penaltıyı gole çevirmesi ile Namık Kemal Stadı’nda büyük bir coşku seli yaşandı.

TRİBÜNLERDE GÖRÜLMEMİŞ COŞKU

tekirdağ şampiyon.jpg2Tekirdağspor’un golünün ardından kalan dakikalarda protokol tribünü de dahil heyecandan kimse yerinde duramazken hakemin son düdüğü ile tribünlerde görülmemiş bir sevinç yaşandı. “O sene bu sene” parolası ile çıkılan yolda şampiyonluk sevincini taraftarlar, teknik kadro, futbolcular ve yöneticiler hep birlikte yaşadı.

BAŞKANLAR ŞAMPİYONLUĞU GÖBEK ATARAK KUTLADILAR

tekirdağ şampiyon.jpg6Maçın bitiş düdüğünün ardından sahaya inen Süleymanpaşa Belediye Başkanı Ekrem Eşkinat, Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak ve Tekirdağspor Başkanı Mustafa Aydoğdu ile birlikte şampiyonluk sevincini göbek atarak doyasıya kutladı.

TARİH YENİDEN YAZILDI

Namık Kemal Stadı’nda ki kutlamaların ardından üstü açık otobüs ile şampiyonluk turu atılırken Tekirdağspor taraftarının da yoğun ilgi gösterdiği kutlamalarda adeta tarih yeniden yazıldı.

EŞKİNAT: “ZAFERDEN HİÇ ŞÜPHEMİZ OLMADI”

tekirdağ şampiyon.jpg5Kutlamalar sonrasında açıklamalarda bulunan Süleymanpaşa Belediye Başkanı Ekrem Eşkinat, “Bugün bu maçı alacağımızı haftalar öncesinden söylemiştim. Süleymanpaşa Belediyesi olarak hazırlıklarımızı şampiyon olmuşuz gibi yaptık. Şehrin dört bir yanını ‘Şampiyon Tekirdağspor’ pankartları ile donatırken bir an olsun şüphe duymadık. Çünkü emindik zaferden ve beklediğimiz şampiyonlukta geldi. Tekirdağspor’un bu başarısının yanı sıra şehir olarak kenetlenmemizden dolayı gurur duydum.” dedi.

“HER ZAMAN TEKİRDAĞSPOR’UN YANINDA OLACAĞIZ”

Şampiyonluk yolunda Süleymanpaşa Belediyesi olarak ellerinden gelen katkıyı en üst şekilde vermeye çalıştıklarını belirten Eşkinat; “Süleymanpaşa Belediyesi’nin bütçesi dahilinde Tekirdağspor’a elimizden gelenin fazlasını vermeye çalıştık. Bundan sonra da maddi manevi elimizden gelen ne varsa yapmaya hazırız. Her zaman Tekirdağspor’un yanında olacağız” diye konuştu.

tekirdağ şampiyon.jpg3“ŞİMDİ ŞAMPİYONLUĞU KUTLAMA, SARI – SİYAH YAŞAMA ZAMANI”

Tekirdağspor’un hak ettiği yerlere geleceğinden emin olduğunu dile getiren Eşkinat; “Bu takımın yeri hepimizin bildiği gibi amatör değil. En kötü PTT 1. Lig’de mücadele ediyor olmamız lazım. Ancak ben eminim ki böyle candan oynayan futbolcularımız, böyle istekli teknik heyetimiz, golü kendileri atacakmış kadar heyecanlı yöneticilerimiz ve 90 dakika hiç susmayan taraftarımız olduğu sürece bu hedefe varmamız çok da zaman almayacak. Şimdi sevinme, şimdi eğlenme, şimdi şampiyonluğu kutlama, sarı siyah yaşama zamanı” ifadelerini kullandı.