Etiket arşivi: Kız

Gonca Çiftçioğulları’nın ‘Öyle Bir Bedel Ki’ isimli kitabı çıktı

 

Polisiye gerilim roman yazarı Gonca Çiftçioğulları, bu kez güçlü kurgusu ve etkileyici anlatımıyla kaleme aldığı bir aşk romanıyla okurlarının karşısına çıktı.

Ritim Plus Yayınları etiketiyle raflardaki yerini alan kitap, tüm internet kitap satış noktalarında da satışa sunuldu.

Yazdığı romanlarla kitapseverlerin gönlünü fetheden Çiftçioğulları, ‘Öyle Bir Bedel Ki’ ile yine yüreklere dokunacağa benziyor.

Öyle Bir Bedel Ki tanıtım bülteninden

Öyle bir yol ayrımındayım ki bir tarafta aşk, diğer tarafta her şey ve herkes var. Sevgi ırmağı bir yandan mutluluk denizine akarken diğer yandan hüzne kanat çırpmakta. Bedeli bu kadar ağır olmamalıydı aşkın… İki kız kardeş ve birbirlerinden habersiz gönül verdikleri genç bir adam. Hastane koridorları belki aşk denilen şeyi görmüştü ama böylesine hiç tanık olmamıştı.

Yüreğindeki sesin yankısını, meslektaşının yüreğinden duyacak mı Aslı? Yoksa bedenini iyileştirdiği gibi yüreğindeki yarayı da saracak mı doktoru Canan’ın? Doğru ya, bir kalpte iki aşk taşınmaz ki. Acaba aşk mutluluk tınısını kimin kulağına fısıldayacak?

Bir aşk hikâyesi hiç bu kadar çekmemişti okuyucuyu içerisine. Kitabı okurken bazen acının, hüznün, kaybedişin gözyaşlarını dökerken bazen de mutluluk damlalarının verdiği sevinci, umudu yaşayacaksınız. Yazar ustaca kurguladığı romanını, zengin konuşma metinleriyle destekleyerek okuyucuyu aşkın içine çekmiş ve onların da hikâyeyi yaşamasını sağlamış.

Bir çırpıda, nefes nefese okuyacağınız Öyle Bir Bedel Ki’nin her sayfası sizi farklı bir heyecana sürükleyecek. Okuduğunuz her sayfa, sizi sonraki sayfaya itecek ve sayfalar arasında kaybolurken kitabı nasıl bitirdiğinizi dahi anlayamayacaksınız.

ETİ Çocuk Tiyatrosu 23 Nisan’da Aydınlı çocuklar ile buluşuyor

19 yıldır Türkiye’nin 81 ilini karış karış dolaşarak çocuklarımızı tiyatro ile buluşturan ETİ Çocuk Tiyatrosu, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda Aydınlı çocuklar için ‘Kırmızı Başlıklı Kız’ oyununu sahneliyor. Tiyatronun gücü ile 2 milyonu aşkın çocuğun kültürel gelişimine ve hayal dünyalarının zenginleşmesine önemli katkı sağlayan ETİ Çocuk Tiyatrosu, bu sezonda da Türkiye’nin her bölgesinde çocukları tiyatro sanatı ile ücretsiz buluşturmaya devam ediyor.

Türkiye’nin lider gıda üreticisi ETİ sanatı, sosyalleşmeyi ve tiyatro kültürünü çocuklara aşılamak için ülkeyi gezmeye hız kesmeden devam ediyor. 2001 yılından bu yana Edirne’den Hakkari’ye, Lefkoşa’dan Ankara’ya kadar yurtiçinde ve yurtdışında onlarca şehri dolaşarak 2 milyonu aşkın çocuğu ücretsiz olarak tiyatro ile buluşturan ETİ Çocuk Tiyatrosu, bu defa da ‘Kırmızı Başlıklı Kız’ oyunu ile Aydın’lı çocuklarla buluşuyor. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda Şükran Güngör – Yıldız Kenter Kültür Merkezi ve Tiyatro Salonu’nda iki seans olarak sergilenecek ‘Kırmızı Başlıklı Kız’ oyununa giriş ücretsiz olacak. Eti Çocuk Tiyatrosu, Aydın’daki oyunun ardından Türkiye turnesine devam edecek.

Her sezon, aralarında ilk kez tiyatroyla tanışacak on binlercesinin de olduğu yaklaşık 120 bin çocuğa ulaşıp, hayatlarına yepyeni pencereler açan ETİ Çocuk Tiyatrosu, yurt içinde ve yurt dışında onlarca şehirde perdelerini açtı. Bugüne kadar “Bisküvi Adam”, “Kakaolu Olsun”, “Alaaddin’in Sihirli Lambası”, “Alice Harikalar Diyarında”, “Pinokyo, “Çizmeli Kedi” ve “Kral Çıplak” adlı oyunları sahneleyen Eti Çocuk Tiyatrosu, bu sezonda da “Kırmızı Başlıklı Kız” oyunuyla seyircisiyle buluşmaya devam ediyor. Katılımın salon kapasitesiyle sınırlı olacağı gösterimlerin davetiyelerine gişelerden ücretsiz olarak ulaşılabilecek.

OYUN HAKKINDA…

‘’Büyüklerin Sözünü Dinleyelim’’

Charles Perrault’nun eserinden uyarlanan, yönetmenliğini Ünsal Sicilli’nin, müziklerini Caner Anar’ın, dekor ve kostüm tasarımını Şebnem Kepkep’in yaptığı“Kırmızı Başlıklı Kız”çocuk oyunu; klasik masalın kurgusunun zenginleştirilmesiyle sahneye koyuluyor. Oyunun ana fikrinde büyüklerin sözünden çıkmanın ve doğru yoldan ayrılmanın ne kadar çok soruna yol açabileceğinin yanı sıra tanımadığımız kişilere karşı da dikkatli olmamız gerektiği anlatılıyor. Annesi ve babasına verdiği sözü, ormanda karşılaştığı kurnaz kurdun kendisini kandırmasıyla tutamayan Kırmızı Başlıklı Kız, büyükannesine ulaştığında ise her şeyin farkına varmış oluyor. Oduncu ile avcının, Kırmızı Başlıklı Kız ve büyükanneyi kurtarmasıyla tamamlanan, eğitici olduğu kadar eğlenceli bir oyun da olan “Kırmızı Başlıklı Kız”, çocukların ilgisini her an dinamik tutan temposu, kurgusu, müzikleri ve diğer sürprizleriyle keyifle izlenecek bir oyun.

Zuhal Olcay En Güzel Aşk Şarkılarını Mert Fırat İle Söyledi

Birçok hit şarkıya güçlü yorumculuğuyla damgasını vuran Zuhal Olcay “Burada Müzik Var” etkinlikleri kapsamında verdiği konserde seyircilerine sürpriz yaptı. Zuhal Olcay, konserinin bir bölümünde sahneye sinema ve dizilerin başarılı oyuncusu Mert Fırat’ı da alarak birlikte aşk şarkıları söyledi. İlk kez gerçekleşen bu düet, konseri izlemeye gelen yüzlerce müziksever tarafından büyük beğeni ile karşılandı. Zuhal Olcay ve Mert Fırat’ın birlikte söyledikleri bu şarkılar Moda’dan tüm İstanbul’a ‘’aşk rüzgarları’’ estirdi.

ÜÇ SANATÇIDAN ‘’DOSTUM DOSTUM’’ TÜRKÜSÜ

“Burada Müzik Var” etkinliklerinin pazar günkü etkinliklerinde sürprizler yalnızca bu değildi. Yağmura rağmen Moda Kayıkhane’yi dolduranlar alternatif müzik dünyasının dikkat çeken isimlerinden Çiğdem Erken konserinde, film ve tiyatro müziklerini birlikte seslendirdikleri sanatçı dostları Halil Sezai ve Fırat Tanış’ı da dinleme fırsatını buldular. Sanatçının ilk konuğu Fırat Tanış, iki şarkıyı yalnız seslendirirken bir şarkıda da Çiğdem Erken ile düet yaptı. Çiğdem Erken’in sonraki konuğu ise Halil Sezai oldu. Birlikte düet yapan ikilinin ardından bu kez sahneye üç sanatçı birden çıktı. Seyircilerden büyük alkış alan sanatçılar hep birlikte Pir Sultan Abdal’ın ‘’Dostum Dostum’’ türküsünü izleyenlerle birlikte söylediler.

Çiğdem Erken ve orkestrası “Kız Kafası Şarkılar” adını verdikleri konserde, sanatçının “Kız Kafası”, “İstanbul Kızı” ve “Manita” albümlerinden Dünyayı Durduran Şarkı, Soyunma, Öyledir Geçer Zaman, Çakmak, Ölürsen Haber Ver gibi sevilen şarkıları da geceye ayrı bir renk kattı.

GECEDE CAZ DA VARDI

“Burada Müzik Var”etkinliklerinin üçüncü gecesinin bir başka konserinde ise önemli caz piyanistlerimizden Ayşe Tütüncü, dörtlüsü ile birlikte sahne aldı. Ses bireşiminde hem piyano, hem de elektrogitarı barındıran grup, repertuarında ağırlıkla Ayşe Tütüncü’nün bestelerine ve aynı zamanda grup üyeleri Sinan Altıparmak ve Enver Muhamedi’nin parçalarına yer verdi. Piyanoda Ayşe Tütüncü, elektrogitarda Sinan Altıparmak, kontrbasta Enver Muhamedi ve davulda Erdem Göymen’den oluşan grup Michel Petrucciani ve Marcel Khalife gibi ustalardan da parçaları yorumladı.

Burada Müzik Var ile ilkler Yaşanacak

Farklı sanatçıların birlikte sahne alacağı ilk buluşmalar ve uzun aralardan sonra sergilenecek ilk sahne performanslarının da yer alacağı programıyla “Burada Müzik Var”heyecanı 7 Ekime kadar Moda Kayıkhane’de devam edecek.

“Burada Müzik Var” etkinlikleri için biletler biletix.com ve etkinlik günleri kapı girişlerinden temin edilebilecek.

Aladağ Faciasındaki Sorumlu İsmi Okul Müdürü Yaptılar!

Aladağ’da 11’i kız çocuğu 12 kişinin yanarak öldüğü yurt faciasında yeterli denetim görevini yapmadığı için ‘taksirle ölüme sebebiyet vermek’ suçundan yargılanan Mehmet Aktaş, Çukurova’da bir ortaokula müdür olarak atandı.

Adana’nın Aladağ ilçesinde üç yıl önce bir tarikata ait Özel Aladağ Kız Öğrenci Yurdu’nda meydana gelen yangında 11’i kız çocuğu olmak üzere 12 kişi hayatını kaybetmişti. Kızlarını kaybeden babalardan Hasan Maden, Aladağ’da başka yurt bulunmadığından İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün bu yurda yönlendirdiğini belirtirken baba Ali Köylü de, “Müdür Mehmet Aktaş yurt imkânı olmadığını, Kozan’a gönderebileceğimizi söyledi. Kozan uzak olduğundan kaydettiremeyeceğimizi söyledim. O zaman özel yurda kayıt yaptırabileceğimizi söyleyip bizi yönlendirdi” diye konuşmuştu.

Aktaş, Ağustos 2017’de Milli Eğitim Müdürlüğü görevinden alınarak, Sarıçam Orhangazi İmam Hatip Ortaokulu’nda sosyal bilgiler öğretmenliğine getirilmişti.

SKANDAL TERFİ

Hürriyet’ten İsmail Saymaz’ın haberine göre bir yıl sonra da Çukurova Genç İş Adamları Derneği Ortaokulu’na müdür olarak atandı.

Sosyal Haklar Derneği’nden Avukat Can Atalay, “Bu kişinin Aladağ olayının en önemli sorumlularından biri olduğu ileri sürülüyor. Aileler çocukların kalacağı başka bir yer bulamadıkları için Aktaş’ın yönlendirmesi üzerine Süleymancılar’a ait tarikat yurduna verdiklerini söylüyor. Kendisi ve sorumluluğu altındakiler yargılanıyor. Teftiş yapmadıkları çok açık. Böyle bir kişinin terfi etmesi, asıl soruşturmanın da nasıl yapıldığını ortaya koyuyor” dedi.

Yeni yıla girerken…

Yeni yıla girerken…

ilhan karaçay

 

Her yılın sonunda, yeni yıla girerken daktilomuzun veya bilgisayarımızın başına geçip,
‘Şöyle ferahlatıcı bir yorum yazayım da yüreklere su serpilsin’ diye düşünür benim gibi yazarlar.
Sonra otururuz yazı makinemizin başına. Daha ilk harfin tuşuna basmadan düşünmeye başlarız. ‘Böylesi bir ortamda nasıl ferahlatıcı bir şey yazacağız’ diye hayıflanmaya başlarız.
2017 yılını geride bırakıp 2018 yılına gireceğimiz şu sıralarda, gerek Türkiyemizde ve gerekse dünyada hiç de hoş, ferahlatıcı ve yürklere su serpici gelişmeler olmuyor.
Hele hele Türkiyemizde…
Oradaki politikacıların yarattıkları düşmanca tavırlar, yurtdışındaki Türk yurttaşlarına da aynen yansıyor. Buralardaki yurttaşlarımız da, Türkiye’deki politikacıları örnek alarak birbirleri ile kıyasıya münakaşa ve hatta kavga ediyorlar.
Peki, böylesi tartışmalar Hollandalılar arasında olmuyor mu?

Oluyor tabii ama böylesi değil.
Hollanda televizyonlarında izlediğimiz siyasi tartışmaları gözler ve dinlerken, ister istemez Türkiye’deki o çirkin tartışmalar gözlerimizin önünde canlanıyor. Hollanda’daki politikacıların tartışırken sergiledikleri o medeni tavır, ağzımızı sulandırıyor.
Hollanda’daki bir siyasi tartışmayı izledikten sonra, Türkiye’deki siyasi tartışmaları görüp duymamak için kendimizi çok zorluyoruz. Ama ister istemez televizyon kanallarımızı açıyoruz ve o dayanılması çok zor olan ilkel tartışmalara şahit oluyoruz.
Burada kimin ve hangi partilinin nasıl konuştuğunu açıklamamıza hiç gerek yok. İstisnalar tabii ki geçerlidir ama, politikacılarımızın çoğu ilkel tartışmaların başrol oyuncusu oluyorlar.
Eeee ne diyelim, Allah onlara doğru yolu göstersin.

Yurtdışında yeni yıla girerken, bizi en çok düşündüren konuların başında, Türkiyemize karşı dünya ülkelerince beslenen kin ve nefret duygularının, bize de yansımaları oluyor. Haliyle bize de Türkiyemizi savunmak düşüyor. Böyle bir savunma yaparken de, ülkemizi yönetenlere körü körüne inanmış gibi görünüyoruz. Kaldı ki, ülkemizi yönetenlere (Buna muhalefet de dahil) körü körüne inanmışlığımız da yok.
Batılılar nedense en küçük bir fırsatta bizim ülkemize çullanmak için olayları abartırlar ve düzmece suçlamalarda bulunurlar. İnsan hakları denince de sadece kendi insanlarının haklarını göz önünde tutarlar.

Doğu’daki veya Afrika’daki insanların hakları hiç akıllarına gelmez. Bu gibi durumlar konu olduğu zaman ben hep, Yahudi kız Anne Frank için açılan müzeyi düşünürüm. Amsterdam’daki Anne Frank müzesini dünyanın dört bir yanından gelen yüzbinlerce kişi ziyaret ederler. Anne Frank’ın Hitler rejimi sırasında yaşadığı hayata üzülmemek elde değil tabii. Anne Frank anısına yapılan her etkinliğe katılmak da bir insanlık borcu olmalı. Ama nedense, önceleri ve şimdi İsrail’in Filistin’de yaptıklarını görmezden gelenler, orada binlerce Anne Frank benzeri kızların varlığından da habersiz gibiler. İşte bu nedenle ben Batılılar’ı hep iki yüzlülükle suçlarım.

Duygu sömürüsü yaparcasına meseleleri hep kemdilerine yontan Batılılar, kendi aralarındaki ırkçı politikacılara da değer verir oldular. Eskiden ırkçı partilere oy vermeyen Batılılar, şimdi ırkçı partileri ‘En çok oy alan parti’ yapıyorlar.

İşte biz de yurtdışında böylesi ortamlarda yaşamımızı sürdürmeye çalışıyoruz.
2018 yılına girerken, gerek Türkiye’deki politikacılarımızdan ve gerekse Batı’daki politikacılardan bize bakmalarını ve bizim yaşamımızı karanlığa sokacak davranışlardan kaçınmalarını talep ediyoruz.
Yaşadığımız ülkeye vergi verdiğimiz için, geldiğimiz ülkeye de aidiyemiz için, talep etme hakkımız var sanıyoruz.

Tüm insanlığa mutlu bir 2018 diliyorum!

 

Gölyazı’daki Nekropol ve Kutsal Alan kazıları sona erdi

 

DCIM100MEDIADJI_0097.JPG

Gölyazı’daki 2500 yıllık tarihi ortaya çıkarmak için sürdürülen çalışma çerçevesinde, Nekropol ve Kutsal Alan kazıları sona erdi. Ekipler, şimdi Kız Ada’daki tarihi, gün yüzüne çıkarmak için çalışmaları bu bölgeye kaydırdı.GOLYAZI KAZI (2)

 

Nilüfer Belediyesi ile Kültür ve Turizm Bakanlığı Müzeler Genel Müdürlüğü arasında 2015 yılında imzalanan protokol çerçevesinde geçtiğimiz yıl Gölyazı’da başlayan kazılar devam ediyor. Uludağ Üniversitesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şahin’in başkanlığını yürüttüğü kazılarda Nekropol ve Kutsal Alan’daki kazılar sona erdi. 30’a yakın mezarın bulunduğu kazılardan 2500 yıl öncesine ait eşyalar ve Roma dönemine ait seramik ve cam fırınlar da çıkarıldı. Bu iki alanda kazı çalışmalarını tamamlayan ekipler,  Kız Ada’da Apollon Tapınağı’nın kalıntılarını ortaya çıkarmak için çalışma başlattı.  Karadan yaklaşık 800 metre uzaklıkta bulunan Kız Ada’da sürdürülen çalışmalarda öncelikle bölgenin bitki temizliği yapıldı. Temizlik çalışmasının ardından yüzey altındaki kalıntıların tespit edilebilmesi için adada sondaj işlemi uygulanıyor.GOLYAZI KAZI (3)

Daha önce hiç arkeolojik kazı yapılmayan Gözyazı’da çalışma için gerekli tüm araçların tedariğini ve personel hizmetini sağlayan Nilüfer Belediyesi, bölgede bir ilki de gerçekleştirmiş oluyor. Gölyazı ve çevresindeki kaçak kazıların önlenmesi amacıyla sürdürülen kazılar sonunda yüzlerce yıldır toprak altında yatan tarihin gün yüzüne çıkarılarak Gölyazı’nın kültür turizmine kazandırılması hedefleniyor.

HEDEF ARKEOPARK OLUŞTURMAK

Gölyazı’da Devam eden kazıları Nilüfer Belediye Başkan Yardımcısı Bukle Erman ile Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Güney Özkılınç yerinde inceleyerek bilgi aldı.

DCIM100MEDIADJI_0010.JPG
DCIM100MEDIADJI_0010.JPG

Nilüfer Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Güney Özkılınç, çalışmalar tamamlandığında bir arkeopark yapmak istediklerini belirterek, “Gölyazı’daki kazılar sonucunda, arkeolojik kazı alanlarında, Bursa Müze Müdürlüğü’nün izni ve onayı ile arkeopark düzenlemeleri yapmak istiyoruz. Bununla ilgili olarak kimi bölgelerin röleve çalışması belediyemiz tarafından gerçekleştirildi ve plan proje aşamasına gelindi” diye konuştu.